21 Mayıs 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

21 Mayıs 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Iki: Yüzlü Kız • MARTA MAK KENNA • . 3 6 r Cumhmiyet' 21 Mayıs ı933 = Şehir ve memleket haberleri Amiral Jeliko On beş güne kadar faaliyete geçiyor .J Siyasî icmal Yugoslavyada vaziyet karışık Bitaraf müşahitler, Yugoslavyadaki son vaziyeti gayet karışık ve tehlikeli buluyorlar. Bu memleketin vaziyeti yakm zamana kadar Sırp unsurüe Avusturya ve Macaristandan aynlan memleketlerdeki Hırvat, Sloven ve Boşnak unsurlan arasındaki zıddiyetin tesiri altında idi. Şimdi ise bu vaziyet değişmiş eski Sırp siyasî fırkalan da dahil olduğu halde bütün fırkalann ve halkm husumet ve muhalefeti Kralm diktatörlügüne teveccüh etmiştir. Eski Avsuturya Macar eyaletleri Harbi Umummin sonunda Sjrbistanla birieştiği zaman vücude gelen yeni hükumetin ismi Sırp, Hırvat ve Sloven Müttehit Krallığıydı. Bu isimden dahi anlaşılacağı veçhile bu üç memlekette tek bir hükümdara tâbi üç hükumet bulunacaktı. Bunlann birbirlerile olan alâka ve vaziyetleri kanunu esasi ile tayin edilecekti. Lâkin Sırplann müfrit milliyetperverlik cereyam Avusturya Macaristandan intikal eden yüksek seviyeli halk küttelermi Sıph'aftırmak emelini takip ettiğinden üç memleketin siyasî fırkalan arasmda siddetli bir münaferet ve mücadele baslanruştı. Bundan dört sene evvel Kral fırkalar arasındaki bu mücadelelere nihayet vermek için diktatörlüğünü ilân ve siyasî fırkalan ilga etmtsti. Bidayette Kralm yeni eyaletleri Sırplastirmak cereyanma karşı müdafaa edeceği zannedilmişti. Halbuki Kral, devletin federasyona delâlet eden İMnini değiştirdikten baska eyaletlerin hudutlannı da Hırvat, Sloven ve Boşnak un.turlarmı dağıtacak surette tebdil etnr'şti. Bundan sonra sıkı bir merkeziyet politikası takip olunmustu. Kral, kendisine taraftar ve sadtk bir siyasî fırka teşkil ettirmiş, fakat bu fırka halk arasmda kök'esememisti. Bilâkis eski fır kalar, resmen mevcut olmamalanna rağ' men halk arasmda gittikçe kuvvet bulnrnıslardı. Hırvat çiftci fırkasınm lideri Dr. Maçekin Zağrepte Hırvat, Sloven, Boşnak ve Dalmacyah unsurlann ayn birer siyasî tesekkül olduğunu, Snplarla rabıtasınm federasyon ve hükumatı müt tehide seklinde olması lâzım geldiğini ilân eden bir beyanname neşrettiğin • den dolayı ağır cezaya mahkum olması yeni eyaletlerde diktatörlüğe karşı beslenen husumet ve gayzi arttırmtstır. Sırp ciftçi firkalanndan bazılan, cumhuri • yetciler, demokratlar, radikaller, Hırvatistan ve (Bosna) daki Sırp fırkalan, Hırvat çiftçileri ve Bosna müslümanlan bu beyannameyi resmen kabul etmişlerdir. Şimdiye kadar Hırvatlarla Belgradm arasmı bulmağa bütün gayretile çalışan ve diktatörlükten evve! Başvekillik yapan rahip Kroşeçin tevkif edilmiş olması ve Bosna müslümanlannın lideri, sabık nazır Dr. Spahinin dahi hapisle tecziye ediknesi yeni eyaletlerdeki anasıra karşı cebru şiddetten baska bir siyaset takip edilmiyeceğini göstermektedir. Ahiren Yugoslavya kabinesinde bazı tadilât yapılmıs ve Dalmaçyalı bir kaç politikacı kabineye alınmıştır. Fakat bu yeni nazırlar yeni eyaletlerdeki siyasî fırkalar ve halk kutleleri uzerinde nüfuz ve tesir sahibi olmadıklanndan bu tadilâtla vaziyet değişmemiştir. Yugoslavyanın güçük itilâf zümresinde, merkezî Avrupada ve Balkanlarda gayet mühim mevkii olduğundan bu devletin dahilindeki kansık vaziyet kendisine muhalif ve muvafık bütün devletlerin nazan dikkatini celbetmektedir. MUHARREM FEYZt Çevıren: ABlDlN DAVER İblisin nefesi kadar korkunç zehirli. gazli hava Fransız cephesinde tesirlerini göstermişti Ertesi gün Alfons bir haber da • ha jretirdi. Bu üstüvaneleri muha • fazaya, memur askerlerden biri bunlarm i*inde «ChloreKlor» olduğunu söylemis. Maamafih içindekileri öğrenmekle bunların ne iste kullanı lacağını bize öğretmemişti. Eve dönerken Chlore ile kimyager arasmdaki münasebet birdenbir« aklıma geldi. O halde yüzbaşı kirmızı Karl île bu maden! üstüva neler arasmda bir münasebet vardı. Aksam öğrendiklerimi ve düsündüklerimi raporuma yazdım. Benim va»ifem haber vermekti. Ondan ötesi tnf ilizl«re aitti. Üc *ün aonra tngiliz istihbarat dairesinden şu mektubu aldıtn: «Son raporlartnız pek nazarî ve hayalî bir tekil aldt. Evvelce de yazdığtrmz gibi kıtaata dair olan haberler daha Tnuhimdîr.T Anlaşılıyor ki İngilizler, benî, pireyi deve, habbeyi kubbe yapan hayaJperevt ve taşkın bir kız zanne diyorlardı. Bizim kazmoda ikamet eden zal>îtler, mütemadiyen ahvali havaiye ile tneşguldüler. Günün birinde yeni bir keşîf daha yaptım. Bir litMin yüzbası Rich.nia.nn ile konuşurken lâkırdı arasmda harpter evvel Almanyanm neresinde otur • duğunu ve ne isle meşgul olduğunu sordum. Büyük bir Darülfünunda profesor olduğunu anladım. KırmıT\ Karl ile nkı ve samhnt dostluğu maium olunca onun da Steki gibi kimyager ve Darülfünunda kimya müderrisi olduğunu aniamak güç bir iş değildi. Esasen »onradan dikkat edmce gördüm ki kendisine geIen mecmualar, kâmÜen f«nnî risaleler idi. Bir nisan sabahi hastanede nekadar yaralı ve ha*ta varsa hepsi daha gerideki hastanelere nakledildi. Sertabipten bu tahliyenin aebebhti öğrendim. Alman ordusunun yeni bir taarruzu başlamak üzere oldu • ğundan yeni gelecek yaralilar içm, cephe yakrnindeki hastaneler bo şaltılıyordu. O akşam hemen raporumu 63 numaraya verdim. $imdi artık gele cek takviye krtaatını bekliyord*um. Halbuki hiç bh* yeni kıt'a gelmedi. 26 mcı ve 27 inci Würtemberg ko • lordulan, thtiyatlarile beraber, e« kisi gibi, bu nrmtakayı işgal edi yorlardı. Cephenltı vaziyetinde hiç bir tebeddül yoktu. Siperlerdeki krtaata bir tek top, bir tek makineli töfek, bir bolük asker il&ve edilmemişti. Merakım busbütün arttı. Bu, ne esrarengiz şeydi böyle?.. Mese • leyi Alfons ile münakaşa ettim. O, bu hazırliklann baska bir yerde yapılacak bir taarruzu gizlemek içîn yapıhniş bir oyalama ve aldatmaca hareketi olmasi ihtimalinden bah • setti. Ben, her halde, büyük bir enversite kadrosuna giremediklerin den dolayı açık maası ahnakta bulunan zevat arasından alınacak ve keodilerine hizmeileaine mukabil ücret verilecektir. Verilecek ücretin miktan bu gibilerin mülga Darül • fünundaki vazifelerinden dolayı almakta olduklan açık maaslannm tutarile Dariiîfünunda bulunduklan zaman aldıklan maaşın tutan ara • sındaki farkı tecavüz edemez. Bu ücret açık tnaaşınm kesilmetini tazammun etmez. Yedinci madde Danilfünunun eski varidatmm kemafissabık alma cagına dandrr. Evvelki gün Ankaradan gelen Pr. Malş, dünden rtibaren Darülfünun fakühelernıde yapılacak ıslahat hazırhkUrile mesgnl olmağa basla • mıştır. Pr. MaJş dün bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: « Evvelki gün artık kat'î su rette ulahat işlerile mesgul olmak ü*«re buraya geldim. On bes gün dmberi Ankarada Maarif Vekâletile temaslarda bulunuyordum. Bu müddet zarfmda Maarif Vekili Beyefendmin riyasetinde toplanan heyete raponım hakkmda uzun izahat verdim. Raporum Vekâletin tasavvur ettiji ısiahat esasatına uygun olduğu için kmbul ve tasdik edildi. Bu raporun kanunî, idarî tadilât bina ve tayin edilecek zevata ait kısıtnlarında labiî Vekalet lâzım gelen hudutlan nazan Hibara almış, projelere kendi kararlarını da ilâve etmiştir. Mesaim esnasinda tanzim ettiğhn ıslahat esaslannı takip etmekle beraber Veltâletin verecegi dırektifler dahilinde rürüyecesim. Projelerin tatbikinde yardımda bulunması için bir ıslahat komitesi de benimle beraber çalısacaktır. Bu komrte Maarif Vekâleti talim ve terbive heveti aza • smdau Avni, Röşta Beylerle Mühendis m«kebl TnödüHİ Kerim B*yd«a dişe içinde idhn. Ne görürsem, ne ifitirsem İngilizlere bildiriyordum. Bir hafta sonra, bu anlasıltnaz muamma acı bh hakikat seklinde tecelli etti. 22 nisan 1915 sabahı, güzel bir bahar günü idi. Ilık, hafif ve bahar kokan bir rüzgâr esiyordu. Fakat aksama doğru cephedeki tepelerden aşağı, müttefiklerin tarafına doğru baska bir rüzgâr esmeğe başIadı. tblisin nef esi diyebileceğimiz bu rüzgâr, tepelerden merek gayrimeşgul mıntakayı, ondan sonra da bir ölüm si»i halinde müttefikin siperlerini kapladı. 23 nisan sabahı, daha safak sö kerken bir posta neferi gelerek beni alelâcele hastaneye çağırdı. Ale • Iâcele iş basina koştum. Hasta nakliye otomobilleri ve arabaları sürü sürü esir taşımağa başladılar. Adetleri gittikçe artan bu esirler bitkin bir halde idi. Hepsi acele acele soluyor, ıstıraptan kıvranıp bağnsıyorlardı. Bu zavalhlar, yarı boğul • muş bir halde idiler. Hastane çok geçmeden nefes almak icin çırpınan, boğazım, göğsünü tirmalıyan, ihti • lâç içinde kıvranan Fransız askerlerile dolmuştu. Bu adamiar, filit sıkılmış sinekler gibi ölüyorlar, can çekişirken de üstlerini baslarmı parçalıyorlardı. Çehreleri korkunç, yemyeşil kesilmişti. Yüzlerinin ıstırap • tan, acıdan gerilmis hatlan öyle bir şekil alıyordu ki insanlıktan çıkı • yorlardı. Uniformaların madenî düğmeleri de yemyeşil oltnustu. Bu zavallı msanlardan eksi ve boğucu bir koku yayılıyordu. Hastanenm bü tün koğuşlan, korîdorları, aralık • ları doldu. Teskereciler, yaralı esirleri bahçeye hatta, hastaneye müca» vir sokaklara yatırdılar. Yarabbim bu, ne hal, bu ne hal? Zavalhları bu cehennemî ıstıraba uğratan nedir ve kimdir? diye düsünüyor, bir taraftaa da harbm bu biçare kurbanianna elimden geldiği kadar hizmet ve yardım ediyor, ıshraplarını tehvine çalıısıyordum. Hastane otomobilleri müte • madiyen esir getiriyorlardı, yollar meydanlar, her tarafta yığın yığın can çekisen bedbahtlarla doltnustu. Fransizlar arasmda tngilizler de vardı. Genç bir Kanadah nefere sordum: Dostum n« oldu «ixe böyle? Zavallı delikanlı, sismis ve kan çanagma dönmüs, evinden fırlamis gözlerile bana baktı; fakat cevap veremedi, ısfrırapla basını salladı, sonra dirseklerine dayanarak kıvrana kıvrana öksürmeğe ve kan tükürmeğe basladı. İMabadi var) ve komisyon secreteri ve ayni za manda tercütne işlermi tedvir edecek olan Ankara lisesi müdürü Orman Beyden mürekkeptir. Bu komite benim riyasetim altmda hergün Darülfünunda çahsacakbr. Bugün işe basladık. Maarif Vekâletin den aldıgım dhektif mucibince evvelâ Tıp fakültesinin ıslahatile mesgul olacagım. Bu fakülte Istanbula nakledilecektir. Fakülte istifade edilecek membalardan çok aykırı bh setntte buluntnaktadır. Fakültenin tstanbula naklile civarda bulunan bütün hastanelerden istifnde edilebilecektir. Yapılacak ıslahat çok mühhndir. Bunlar tatbik edildiği takdirde Türk üniversitesi Avrupadaki üniversitelerle hemayar talebe ve âlim yeristirebi'^cektır. Bizim gayemiz Darülfünunda iki sınıf talebe yetiştirmektir: Evvelâ pratiği çok kuvvetli hayat adamı, sonra da gelecek nesilleri yetiştirecek âlimler. Görüyorunı ki genç Türkiyenin Maarif teşküâtı başmda çok değerli bir Vekil ve bir heyet vardır. Bu hususta büyük bir gayret sarfet mektedirler. Darülfünun müderrislerînin Darülfünun haricinde çalışıp çalısamı • cakîarmı soruyorsunuz. Bizim karanmız profesörlerimizi yalnız Darülfünuna mhisar ettirmemektir. ProfesSrlerin i'itrlerinden ve ihtısaslanndan Avrupada olduğu gibi bütün memleket istifade etmelidir; f&kat profesörlük vazifesi daima birinci mesgaieyi teşkil etmek sartile. Maarif Vekili Reçit Galip Beyefendi ıslahatla meşgul olurken ta lebe hayatile de alâkadar olmuş, ıslahat projesine bu hususta çok isabetli esaslar vazetmişth. Pnkülte taIebesinden malî vaziyetleri mü.«ait olmıyanlara, burada pansiyonda yasıyanlara yardım edilecek, onların yaşayıslaıiie, ihtiyaçlarile meşgul olunacaktır. Komisyon niçin Aankaraya gidiyor? Ankaraya ticarî müza Alâkadarlar kongrenin kerat için mi geliyor? Fransız gazeteleri Harbi Umumide toplanmasını istiyorlar tngiliz donanması Başkumandanı olup GayrünübadiIIer takdiri kıymet kom'syonunun Ankaraya nakledilmemesi için bir çok alâkadarlar hükumete müracaat etmislerdi. Bu nunla iktifa edilmiyecek meseleye Gayrnnübadiller cemiyeti heyeti umumiyesinin vazıyet etmesi maksadiIe kongrenin toplanmasına tesebbüs edilmiştir. Buna sebep olarak, cemiyet idare heyetine böyle bir nakil işi için salâhiyet veriltnediği halde, hiçbir temsil salâhiyetini haiz olmıyan üç beş gayrimübadilin hususî mütaleasile harekete geçilmesi ve yeni bir takım masraflara yol açılması gösterilmektedir. Nakil dolayısile An karada, isler bitinciye kadar dai mî surette cemiyet namına iki mu rahhas bulundurulacak ve bunlara her ay lâakal 6 700 lira masraf verilecektir. Bu masraflacın; ekserisi muhtaç bir halde olan gayrimübadillere ait müterakim paralardan verileceği malumdur. Maahaza naklin mucip olacağı büyük zararlar karsısmda bu masrafların hiç mesabesinde kalacağı da söylenmektedir. Reis tsmail Müştak Bey dün de cemiyet merkezinde, bazı itirazlara cevap vermekle mesgul olmus ve bir muharririmize sunlan söylemiştir: < Takdiri kıymet komisyonu nun Ankaraya nakli kararı gayri • mübadiller için pek fene bir akıbet olduğunu söyliyebilmek için gayri mübadilliğin bugünkü vaziyetini ve bugüne kadar tutulan yolun gayri • mübadillik davasındaki tesirini bilmek lâzımdır. İdare heyeti, takdiri kıy • met komisyonu mesai tarzının su b:çare gayiMmübadiller işini kökünden bitirmediğini görerek bundan sonra muamelâtın hükumet merke • zinde ve sıkı bir idare nezareti al tında yürütülmesini yegâne çare addetmis, ve vaziyeti bu sekilde Ma liye Vekâletine arzetmistir. Vekâ let hükumet merkezinde çahşacak olan komisyondan simdikine nis betle daha fazla is alınabileceğine kani olmakla beraber metele idarî mahiyette olduğundan teklif hak kını bize bırakmısdr. Biz de gayrimübadilerin menfaatine en muvafık gördüğümüz bu mesai seklini arzettik, bundan sonra karac verildl Mesele sathî düsünülmüs ve akıbeti ölçülüp biçilmeden ortaya atılmıs degildir. Unutmamak lâzımdır ki idare heyetini teşkil eden zevat ta gayrimübadiniğdn ıstırabım çek mektedir. Komisyonun Ankaraya naklini teklif etmesi de gayrimü badillere en büyük hizmeti ifa içindir. Kaldı ki nakil meselesi her zaman tashihi kabil olan idarî tedbirlerdendir. Şayet kısa bir zaman zarfında faidesi görülmez veya mah zuru anlasılırsa komisyonun tekrar buraya gelmesi nihayet üç günlük bir istir. Hulâsa bu karar mazideki misallerden alınan neticelere ve gayri • mübadillerin menfaatini düsünerek tahassül etmiş samimi bir kanaate müatenittir.» Diğer taraftan nakil kararına itiraz edenler, bugünlerde şehrimize gelmesi beklenen Millî Emlâk nıüdiri umumisi Rüştü Beye de müra • caate hazırlanmaktadır. Rüstü Beyin alâkadarlarla temas ederek vaziyeti tetkik ettikten sonra naklin mahzurlarma kanaat getirerek henüz vakti geçmeden buna meydan vermemeğe çalışacağı ümit edilmektedir. Maamafih bir kısun gayrimübadiller, komisyonun Ankaraya git • mesi çok yaklaştığı için ümitsiz vaziyete düştüklerini söylemektedirler. İdare heyeti kararlarına göre, ce miyet namına komisyonda bulunacak olan mümessiller perşembe günü Ankaraya gideceklerdir. halen mütekait bulunan Amiral Jelikonun yakında şehrimize gelerek Ankarayı ziyaret edeceğini, bu seyahatin Ingiltere ile Türkiye arasmda bir ticaret muahedesi aktine müstenit olduğunu yazmaktadırlar. Yaptığımız tahkikatta mütekait Amiralm böyle bir maksatla seyahat etmekte olduğuna dair malumat mevcut olmadığı anlasılmıstır. Yeni Gemi Kurtarma Şirketi 6az harbi Celile Hanımın konseri Türk Gemi Kurtarma Anonim sirketi tesisi heyeti umumiyesi dün Rıhtım hanındaki dairesinde top lanmı^ır. Bu içtimada, şirket sermayesinin yüzde yettnişinin sahibi olan en büyük hissedar hazine namına Tahlisiye umum müdürü Necmettin Bey, hissedarlardan Boğazlaır komisyonu reisi Amiral Vasıf Pasa, İstanbul meb'usu Hamdi ve Kalkavanzade Rıza Beyler ve hükumet komiseri olarak İstanbul Ticaret müdürü Mulv sin Bey bulunmuşlardır. Hissedarlardan olan Adliye Vekili Yusuf Kemal Bey, gelemedi ğinden Vasıf Paşaya vekâletname göndererek temsil salâhiyetini vermişfa'r. (2070) No. lu kanun mucibince işe başlamak üzere esas mukavelesi Heyeti Vekilece tasdik edilen şirketin sermayesi 500,000 liradır. Bunun aynen ve nakten mevzu kınmları dünkü içtimada tetkik edilerek usule muvafık olduğu tesbit olunmuştur. Şirket idare meclisi azalıklarma Necmettin ve Hamdi Beylerle Vasıf Paşa, murakıpliğe İş Bankası müdürlerinden Cemil Behçet Bey seçilmişler ve şirketin tesçil muamelesi bitirildikten sonra faaliyete geçilmek üzere toplantıya nihayet vermişlerdir. Hazinenin şirkete iştirak hissesi 193,499 lirası aynen, 128,336 lirası nakten olmak üzere (350,000) liradır. Şirketin gemi miktarı Seyrise fainin Alemdar vapurunun da ilâvesile altıya iblâğ olunmuştur. Diğer hissedarlardan Vasıf Paşa ve Hamdi Beyin aynen vazedilen sermayel«ri 53 er bin, Yu»uf Kemal Beyin 26,600, Rıza Beyin 43,165 liradır. Bu hissedarların anonim şirkete iştirakleri yekunu 150,000 lira oltnası lüzıro geld^ğmden fazlası aralarında taksim edilerek hüku met tarafından kendilerine tediyesi cihetine gidilecektir. Hamdi Bey, şirketin, eski Limi tet şirketin teşkilâtile gemi kurtar ma işlerini yapacağını, şimdilik mevcut vesaitin iş görmeğe kâfi olduğunu, hissedarlar arasında ihti • lâf bulunmadığmı söylemiştir. Şirketin tesçil muamelesi için ticaret mahkemesme müracaat edilmiştir Bu muamele ve teşekküle ait diğer merasim on beş güne kadar bitirilerek şirket resmen faaliyete geçecek, beheri 50 lira kıymetinde 10,000 hisse senedi çıkarılacaktır. Hükumetin nakdî iştirak hissesi şirket hesabma bankaya tevdi edilmiştir. Cellle Enls Hanım Kolonya ntusiki konservatuvan me • zunlanndan Celile Enis Hanım bu per • sembe akşamı saat yirmi bir buçukta Tepebası tiyatrosunda bir teganni konseri verecektir. Genç san'atkânn geçen sene Galatasaray müsamere salonunda ve ttaryan yurdunda verdigi konserlerm muvaffakiyeti henüz hatırlardadır. fstanbul Halkevi tarafından hazırla nan bu defaki konserin evvelkilerle kıyas kabul etmiyecek derecede mükemmel olacağı anlasılmaktadır. Konserin programmda büyük garp üstatlanndan secümis meshur klâsik parçalar olduğu gibi, modern garp musikisinm cazip örnekleri de buluırmakta dır. Celile Hanım, bu ve bundan sonra vereceği kon«erlerde bazı güzel garp parçalannı türkçe sözlerle teganni ederek halkımızın musiki zevkinin yüksel • mesrae hizmet etmek emelinde bulunduğu için bu konserinde Brahms, Mendelsohn, Tosti, Arditti gibi bestekâr • larm dört eserini türkçe olarak söyliyecektir. Konserin bir san'at hâdisesi teskil edeceği muhakkaktır. Belediye kooperatifinin erzak tevziatı Belediye kooperatifi tarafından tstanbuldaki bütün memurlara yazdan odun ve kömür tevziine karar verildiği için bu hususta bazı mü teahhitlerle temasa girişilmişth. Bu temaslann neticesi pek yakında aIınarak müteahhitlerden en müsait şerait gösterenle mukavele aktedilecek ve tevziata başlanacaktır. Diğer taraftan kooperatif için bütçeye konan yirmi bin lira tahsîsat Dahiliye Vekâletince tasdik edildiğinden erzak tevzii hususunda da tedbirler alınmağa başlamıştir. Kooperatif meclisi idaresi belediye binası ci varmda erzak satış yerleri arama ğa başlamıştır. Erzak tevziatma da azamî haziran nihayetinde başla mak kabil olacaktır. Köylerde bayrak merasimi Cumhuriyet Halk Fırkası vilâyet idare heyeti riyaseti bütün köylerde cuma ve pazar gUnleri köyün meydanına bayrak çekilmesini tamhn etmiştir. Bu merasim cuma günü Trabyada büyük tezahüratla yapılmıştır. Merasimde civardaki bütün mektep talebeleri bulunmuş ve hep bir ağızdan millî şarkılar söylemişlerdii". Rejim koruma lâyihası iki italyan tahtelbahri geliyor İtalyan donanmasma mensup Delfio ve Trişesko isimli iki tahtelbahir bu sabah Boğazdan geçerek Karadenize gidecekler ve Batum, Nevrozeski, Köstence ve Varna limanlarını ziyaret ettikten sonra haziranın haftasında tekrar ilmanı mıza gelip bir kaç gün kalacaklar dır. (Birinci sahije&en mabait) mahfuz kalmak sartile 10 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis, katil ve katle tesebbüs«filini intaç edene karara iştirak etmeksizin bu toplantıda hazır bulunanlar dahi 5 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapse mahkum olurlar. Bu teşebbüsleri hükumete veya suikaste uğnyacaklara bildirenler cezadan muaftıriar. Memleket dahilinde bir içtimaî sînıfm diğerleri üzerine hakimiyetini şiddet kullanmak sartile tesis etmeğe veya içtimaî bir sınıfı şiddet kullanarak ortadan kaldırmağa veya mem Ieket dahilinde tesekkül etmiş iktısadî veya içtimaî nizamlan şiddet kul • lanarak devirmeğe matuf cemiyetleri idare edenler 5 seneden 12 seneye kadar hapis, bu cemiyete iştirak e • denler 2 seneden 4 seneye kadar hapsoiunurlar. Millî menfaate muhalif cemiyetler teşkü veya idare edenler 1 seneden 3 seneve kadar hapsolunurlar. Millî menfaatler aleyhine propa ganda yapanlar ve millî nizamî şiddet isthnalile devirmeğe çahşanlar 1 se « neden 5 seneye kadar hapsohnrar • lar. Bu kanunun 3 uncü maddesinde yazüı suçlan sui niyetle vaktinde hükumete haber vermiyenler fül vuku bulmuş ise ve asıl failin cezası idamsa 3 seneden aşağı olmamak üzere hapis cezası ile cezalandınlırlar. tstiklâl muhakimi kanunu ile idarei orfiye kararnamesi ve müzeyyilâtuun hukümleri mahfuzdur. Profesör Malşın beyanatı Berber mektebinde imtihanlar Bir italyan profesörü gelecek Maruf İtalyan profesörlerinden M. Pietro Silva 26 mayısta İstanbula gelerek İtalyan sefirinin misafiri olacaktır. İtalyan profesör burada «Akdenizde İtalyan rönesansı> mevzulu bir konferans verecektir. Leh konsolosunun teşekkörü Polonyanın Türkiye büyük elçisi müteveffa M. Kazimir Olşovski cenaplarının tstanbulda cenaze alayını teşrif buyuran zevata Polonya Ceneral Konsolosu M. Romen Vegneroviç beyanı tese'kkür eder. Berberlik meslek ihtıuu mektebine uç »ydanberi devam eden 40 efendinin ehliyet imtihanları dün yapılmıs, bunlardan ancak 16 sı muvaffak olarak ehliyetname almiflardır. Retim dünkü imtihanları göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: