25 Mayıs 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

25 Mayıs 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Mayıs Camhtrnvet' SON TELGRAFLAO Bana kalırsa Sadece bir merak ıplaklar arasında veya diyannda gibi adını iyice hatırlıyama dığım bir ldtap, yıllarca satddıktan sonra, geçenlerde adlî makamlann gözüne ilişmiş ve bu eseri dağıtan Akşam kütüpanesi sahibi Necmettin Sadık Beye vanncıya kadar bazı insanlar hakkmda kanunî takibata lüzum görülmüş. Bu haberi gazetelerde okuduğum gibi sadece naklettikten sonra merak ettiğim bir nokta üstünde kalmak isterim. Şöyle ki, Taksimden Kadıköy iskelesine kadar, ecnebi gazeteleri ve mecmuaları satan dükkânlann önünde biraz duran, kapağmda boyalı ve sıntgan bir Alman veya Fransız km resminin davetine icabetle filân mecmuaya elini atarak sahifelerini biraz kanştıran görür ki Avrupa bize muayyen günlerde, serbestçe açık resim hhalâtı yapmaktedır. Bu mecmualardan bir kısmı, bizim bazı yevmî gazetelerimizden fazla sabş temin ediyorlar. Almanyada veya Fransada basılan bir çıplak kadın resmi yagak değildir de Tiirk matbaalannda neşredüen bir kitap niçin mes'uldür? Kabahati çıplaklıkta mıdır, makinede midir? Resim gibi her milletin ve her cahilin bir bakışta okuyup anlıyacağı müşterek bir dilin milliyeti olamaz. Avrupa mecmualanndan toplanarak vucude getirilen o resimli türkçe kitabı satmak yasak oluyor da yıllardanberi hertarafta satılan ecnebi asıllan neden takibata uğramıyor? Bu garip istisnanm hikmetmi anlamak benim için sadece bir meraktan ibarettir. Bizim roman muharrirleri, yazılarmda, bir kadınm ipek çorabına doğru ellerfni uzatırken bile yeni matbuat kanunumuzu düşü • nerek ürperiyor ve hemen doğruluyorlar; Avrupa mecmualarnda incir yaprağı kuDanmağa bile zahmet etmeden çınlçıplak fotoğrafileri basılan ve so kaklanmızm kösesine kadar yollanarak satbrüan ecnebi hanunlarma karşı musamaha, garp muaşereti icabatmdan mıdır, yoksa Türk misafirperverliği mi? Kanun adamlan! Sakm, bu sözlerle aleyhime takibatı icap ettirscek b:'t;söylemiş olmayım: Sadece bir merak. 300,000 çocuğa yardım |JfEM NALINA MIHINA Himayeietfal Cemiyeti faaliyetini tezyit ediyor, muhtaçlara gıda dağıtacak Cemiyet Reisi Fuat Beyin beyanatî I Sana senden gelir imdat lâzımsa... Fransa Cenevrede eski talebini tekrarladı M. Paul Bouncur «Terki teslihat, fakat evvelâ emniyetin temini!» diyor Cenevre 24 (A.A.) Havat ajansı bildiriyor: Düniin hâdisesi M. Pol Bonkurun harp malzemesinin kaldmlm>wıa dair söylediği nutuklar olmuş'ur. M. Pol BonInır Fransanm vaziyetini tarıf edecek taahhütlerine, teşkilâtlı ve murakabeli sulh aJddesine sadık bulunduğunu söy lemiş ve demlftir ki: Fransanm emniyetini feda ederek siiâh bırakımı ve emniyet meselelerindeIri tezinden bîr kısmını fedaya hazır oldi'Şu telmih edilmişti. Evet, Fransa sil&h bırakımı hususunda kararlar alm • dığmı görmekte ütical ediyor. Cünkü herke«ten rjyade askerlik masraflannın hafiflenıesini istiyor, fakat siiâh bmtkım< ve emniyetin murakabe ve temin edil mesi şartile, Alman heyeti murahba •asıntn münfalilâne gösterdiği hayret yerinde değildir. Çünkii Fransa rilâh bi rakımı hususundaki dü*üneelerinın de ğisrîrüebileceiHni asla ihsas etmemısnr.» Emniyet faslınm müzake»e»i busrün bashyacağmdan hâdiseler süratle bir • birini takip edecektir. Iasmıştır. Fakat M. Nado'ni, ildnci 6k\m ma esnasında Almanyanm tabiî olarak tngiliz plânı ahkâmmdan daha Ueri mahiyetteki bütün tedbirler lehinde rey vereceeini bevan etmiştir. M. Pol Bonkur, maddelerin müzakeresi esnas<nda söz almak istemediğini söylemiştir. Mumaileyh ancak celse sonunda izahat vermiş ve Fransanm ikinci okunma esnasında tetkik edilmiş olan kararlara iştirak edebi'mek temennisinde olduğunu beyan etmisttr. Mumaileyh demiştir ki: « Herhalde mukavelertamenin nec ticesi kat'iyven yeniden silâhlanmak olmamah ve binaenalevh harp malzemesinin veknasaklashnlmasma cap'ann tedbirci surette indirilmesi tle başla • malıdır. Bilhassa Amerika mümessrlinin pa • zartesi günkü beyanahndan sonra Av • nroada teslihatm esaslı surette tahdidi için bir sulh teskilâh vucude getirekuececnmizden fimitvanz. Bu kontrol, ln • giliz proiesinde bahsedilmemis olan hususî süâhlar imaline de şamil olmalı dır.» M. Pol Bonkur, nefa'ce olarak şöyle demiştir: « Butün kalbîrnÎTİe temennî et • mekte olduğumuz nflıaî kararlar alındı» ğı smda taarruz silâhlarmtn tahrip edilmesînm bize sulh davasmdan feragat ve Milietler Cemiyetinden fîrar gribi görünmfkte oMo$ona aakea sövlemek îsteriz. Eğer MiTletler Cemiyeti nrâtekabil yardımı tensik etmek istiyorsa süâhlan tahrip etmek ve sonra taarruza uğramış devlete malî yardımda buhmmak tek lifi r # c müst<»hnvan* olur. v4 MiIIetler Cemiyetinin suflıa riayet ettirmek için zarurî olan çarelerden mahrum kabnaması için büyük.bir jrayr«t sarfedeceğimizi beyan ve ilân ederim. » D a ngikerenin (Oksfort) Oxford Darülfünunda okuduktan sonra Büyük Harpten evvel, sözde, asan ab'ka Himayeietfal Cemiyeti reisi Kırklareli meb'usu Fuat Bey Ankaradan şehrimize gelmiştir. Fuat Bey dün cemiyetin tstanbul tnerkezinde muhtaç çocuklara yardımı arttırmak için alınacak tedbirlerle meşgul olmuştur. Cemiyet reisi dün bir muharririmize »u izahatı vermiştir: « Cemiyetbniz geçen sene zarfında 145,000 çocuğa muhtelif şe • killerde yardımda buluncnuştur. Bu sene, cemiyetin muavenet edeceği çocuklann miktannı 300 bine iblâğ etmeğe çalışacağız. Her halde cemiyetin faaliyetini tezyit için mümkün olanı yapacağız. Ankarada ilk mekteplere devam eden çocuklardan muhtaçlara meccanen gıda temin etmek üzere ta • bildot usulile yecnek tevzii kararlaştınlmıştır. Bu tevziat ileride imkân nisbetinde tstanbula ve memleketin diğer taraflarma da teşmil edilecektir. Cemiyetin ismini «Türk Çocuk Koruma Cemiyeti» şeklîne çevirmek (Cırldarell meb'usu Fuat Bey için gelecek kongreye teklif yapa cağız. Beynelmilel Himayeietfal kon gresi 4 temmuzda Pariste toplanacak ve beş gün devam edecektir. Cemiyetimiz de bu kongreye davet edilmiştir. Kongreye iştirak e deceğiz.» Fuat Beyin, tedavi için yakında Avrupaya gitmesi muhtemeldir. Nazırlar meclisinde Paris 24 (A.A.) Havas a|ansin dan: Nazırlar meclisinde dört devlet mkakı aktt için gimiimi» olan müzakerelerîn bttmemiş olduğu, yalniz daha iyi bir yola girmîs bulunduğu beyan ve teyit olunmuftur. Gümrük Tarifeleri Iktısat encümeni yeni lâyihayı kabul etti Ankara 24 (Telefonla) îktı sat Encümeni gümrük tarifelerinin icabında tebdili ve muvakkat tica • ret uîlâilan ile ticaret muahedele • rine bağlı gümrük tenzilâtını ihtiva eden cetvellerde tadilât icrası için hükumete salâbiyet veren kanun lâ yihasmı bugün vekil Celâl Beyin i • zahatını ve uzun bir müzakereyî müteakıp kabul etmiştir. Encümen afyon inhisan lâyihasım da kabul eylemiştir. Silâhları Bırakıyorlarü Amerika 32 yeni harp gemisi yaptırıyor Vasington 24 (A.A.) Bahriye Nazırı M. Swonson, mikrofon önünde söylemiş olduğu bir nurukta A • merikan milletinin yeni 32 harp gemisi inşasına dair olan programa müzaharet etmesini talep etmiştir. Mumaileyh, Amerikan donanma • sınm battal bir hale gelmek üzere olduğunu, bu donanmanm birinci sı nıf bir donanma olması lâzıtn gel • diğini, aksi takrfirde faydasız bir takım masraflara sebebiyet vermek ten başka bir işe yaramıyacağını beyan etmLstir. Mumaileyh, bu inşa programının sanayii canlandıracağinı, binlerce amele/ıin iş bulmasım temin edece ğini söylemiştir. M. Stvonson, bu inşaatın zarurî olduğu noktasında ısrar etmiştir. M. Rozvehm beyannameshıden ve M. Noman Davism izahahndan sonra, Amerikanm Avrupa sivasetine müteal 13c ban meseleleri daha iyi anlamağa bajlanıı* olduğu memnuniyetle kaydedilmistir. Cenevre 24 f A.A.) Dün sabah 5 ijevlet mümessilleri ile konferans divanı tarafmdan rttihaz edilmiş olan karara tevfikan silâhlan btrakma urmımî ko raisyonu, öğleden sonra Inırflîz plânmm harg malzemesine müteallik olan fash nı Uk defa olarak okumustur. Alman heveta" evvelee yapmu oldugq tadfl tekliflerini geri almağa karar vermiş olduğundan müzakernt k^!»v • Harp levazımı meselesinin müzakeresi PEYAMI SAFA Millet Meclisinde Dün müzakere ve kabuJ edilen kanunlar Ankara 24 (Telefonla) Büyük Millet Meclisi bugün saat kide Hasan Beyin riyasetfnde toplanarak tstanbul Dariilfünununun, Konya ovası sulanva idaresmm, Ankara tmar Müdiriyetinin 930 hesabi kat'ilerile tahb'siye bütçesi kabul edilmiştir. Bundan sonra hususî hastaneler hakkmdaki kanun lâyihası, Dahiliye encümenmin tadilâti mucfbince kabul edilmiş ve yann toplanmak uzere celse tatil edilmiştir. Yannki ruznamede devlet memur • lan maaşlannm tevhit ve teadülüne ak kanunu, hazineden taksitle gayri • menkul mal abnış olanlann taksitlerinin tecüi lâyihası, madenî ufaklık para basılması hakkmdaki lâyihalar müzakere edilecektir. Fransamn teklifi ve Amerika Vasington 24 (A.A.) Hökumet erkânı Fransanm dün Cenevrede yap • tığı teklifleri AmerOtantn kabul etme sine imkân olmadıği mötaleasındadırlar. İktısat konferansı Heyetimiz 4 hazirandan evvel hareket edecek Ankara 24 Londrada toplanacak iktısat konferansına gidecek olan heyet 4 hazirandan evvel hareket edecektir. Heyete Saracoğlu Şükrü Beyin de iştiraki muhtemeldir, heyet Ankaradan hareket edinciye kadar İktısat Vekâletinin verdiği lâyihala • rın Mecliste müzakereleri ikmal edilecektir. »ıımııımillllllll|lllll|H||l||l|||||llinUIHnilfflliraiiniimmmım,nm,, Taksitleri Milli emlâk ! Lâyiha bugün Mecliste müzakere edilecek . Ankara 24 (Telefonla) Mil|î emlâk taksitleri lâyihası yarm Mecliste müzakere olunacaktir. Lâyitıanm son şeklindeki esaslar sun lar dır: < Hazîneye ait olarak bedei leri taksitle ödenmek sartile 25 mart 931 tarihine kadar satılan her türlü ziraat mahsulü arazi ile zıraî mahsulâtı ihzar, ima! ve tasfiye eden veya faaliyeti azamî mahsulâtla a • lâkadar olan imalâthane, tamirha ne, fabrika ve mümasillerini ve yahul bir mesken veya irat getirmi yen arsa satın alanların borçları i • hale tairhinden itibaren 20 taksitte alınacak ve akar mahiyetindeki diğer mallann borçlan da her kaç tak•it kalmışsa bu müddetin bir misli için tecil olunacaktır. Bu taksitler mesken vergileri i • le beraber toplanacaktır. Gazi Hz, İstanbulu teşrifleri tarihi yaklaştı Ankara 24 (Telefonla) Reificumhur Hz nin 15 hazi rana doğru tstanbtılu tetrif edecekleri söylenmektedir Ankara 24 (Telefonla) Gazi Hz. bugün saat 6 da Cumhun'yet Halk Fırkası merkezini ziyaret buyurmuşlardır. Reisicumhur Hz. bmanm Kâübi umumilik salonunda Kâb'bi Umtımî Recep, Dahiliye Vekili Bey ve Ordu Müfettisi Izzettin Pasa ile uzun müddet görüsmüslerdir. Ankara 24 (Telefonla) Bele diye memurlanndan eski tekaüt kanununa göre tekaüt edilmiş olanlann fevkalâde tahsisat alıp alamıyacaklan hakkmdaki tefsiri, Başvekâlet, Meclisten geri istemiştir. Mufekait Befediye memurlarının fevkalâde tahsisatı Gazi Hz. ile Irak Kralı arasında teati edilen telgraflar Ankarada yeni hilzıssıhha möesseseleri Veclisin fatili Pelemenk ile uzlaşma mukavelesi Ankara 24 (Telefonla) Türkiye Felemenk devletleri arasında aktedilen uzlaşma ve telif i beyin mukavelesi Hariciye encümeninee kabul edilmiştir. Ankara 24 (Telefonla) Bütün encümenler, ellerinde mevcut işleri çıkarmak için çalışmaktadırlar. Vekiller, müstacelen çikmast lâzım gelen lâyihalan encümenlerde takip etmektedirler. Mectisin haziranm ilk haftası sonuna kadar müzakeratta bulunacaği ve o zaman tatil yapacağı tahmin edilmektedir. Sıtma ve frahom möcadelesi Ankara 24 (Telefonla) Sıh • hiye Vekaleti Fethiye, Köy ceğiz, Elmalı, Korkuteli, Mer • meris ve Alaşehir kazalarını sıt • ma mücadele mıntakalan hudut lanna ithaline karar vermiştir. Vekâlet bu sene bilhassa seyyar trahom mücadelesi teşkilâtına ehemmiyet verecektir. şım. Fakat sen nrsin uyuyan? Aman allah!.. Ne rüyalar, ne kâbuslar: Babam mezara diri diri gömülmüş, «hain oğul, beni kurtar!» diye ba ğırıyor; Sabahatin yüzü simsiyah kesilmiş, gözleri beyaz b;Ver delik; evvelâ mecidiye, sonra tabak kadar büyür, üstüme gelir. Avukat Hicranın basını kesiyor, kuparıyor ve bana veriyor. Kanlı saçları öpüyor, yaIıyc, sonra kusarak başı yere atıyorum. Avukatla boğuşuyoruz. tkimizî de darağacına götürüyorlar. Fa kat o birdenbire yok oluyor, kurtu luyor. Beni asıyorlar. tpte müthiş ıstıraplarla sallanıvorum, «ben öl • düm ama niçin eziyet çekiyorum?» diyorum ve avazım cıktığı kadar bağırmak isterken sesim çıkmıyor, göğsüm tıkamyor ve ter içinde uyanıyorum. Başım ates gibi. Kalb'm fena çarpıyor. Dudaklarım kurumuş ve çatlamış. Dilim ağzımm içinde mef • luç. Elektriği yakıp yataktan kalk Ankara 24 (A.A.) Irak Kralı Faysal Hazretlerinin doğum yddönümü münasebetile Reisicumhur Hazretlerile müşarünileyh Kral Hazretleri arasında aşağıdaki telgraflar teati olunmuftur: Doğumlannm yüdönümü münasebetile Zatı Hasmetanelerini yürekten kutlular ve şahsî saadetlerile dost Irakın refah ve ikbali için dileklerimi sunanm. Gazi Mustafa Kemal Doğumum münasebetile zatı fahi manenizin samimî tebrikinize karşı teşekkürleruni arz ve Cenabı Haktan zatı fahimanenize saadet ve refah ve yiik • sek milletinize daimî ikbal temenni ederim. Faytal Ankara 24 (Telefonla) Yapılan yeni hıfzıssıhha müesseselerinin küşat resmi Cumhuriyet bayratnında icra olunacaktır. Ankara 24 (Telefonla) İktısat encümeni devletlerle aktedilecek muvakkat itilâflara dair kanun hükmünün iki sene tnüddetle temdidi lâyihasını müzakare ve kabul et miştir. iktısadî itilâflar Cumhuriyet Abone. şeraiti* Nüshası 5 Kuruştur Türkiye içın Hariç îçhı aramak üzere cenup vilâyetlerimize gelerek Ayıntapla Urfa arasında KürtIer ve Aaraplarla temas eden, harp çıkmca da bütün Arabistanı ayaklandıran mahttt miralay Lavrence'm yap» tıklanna dair yazilmış bir kitap okuyorum. Kendisine «Arabistanın taçsiz kralı» ismi verilen Lavrence'in, başta Mekke Emiri olmak üzere, Arabistanm hemen hemen bütün aşiretlerini Türkiye aleyhine nasıl tahrik ettiğini ve neler yaptığmı anlatan bu kitapta, bir Cafer Paşadan da bahis var. Kitabm yazdığma göre, «Caferiilaskeri» ismini taşıyan bu zat, bizim ordumuzda erkânı harp zabitimiş. Bir Alman denizalb gemisile şimalî Afrikaya Sünüsilerin nezdine gönderilmiş, orada Sünüsilerin tnğilizlere karşı yaptıklan parlak fakat kısa mücadelede Sünüsilere kumanda etmiş, bu muharebelerin birinde yaralanarak tngilizlere esir düsmüş ve Kahire kalesine hapsedümis. Buradan kaçarken düşüp ayağı kırlımış, kale rmıhafızlan tarafindan yaka\annu», bir daha kaçmıyacağına dair namusu üze> rine söz vermiş. Fakat kendisi de aslen Arap olduğu için, günün birinde Ingilizlere müracaat ederek Şerif Hüseynin ordusunda gönüllü nefer olarak Türkiye aleyhinde hizmete talip obmış. Bir erkânı harp zabiti olduğuna göre, Tabiî neferlikte bırakılmıyacağmı büen Cafer paşa, Arap ordusunda ifa ettiği hizmetlere mükâfaten, hep Osmanlı ordusundan kaçan Araplardan mürekkep bulunan muntazam Arap ordusu kumandanlığma tayin edilmiş. Bir müddet sonra, Mareşal Allenby, Cafer paşanm bir zamanlar Türk ve Alman harp madalyalanm taşıyan göğsüiM bizzat kendi elile tngiliz nisanlan takıyor ve bu merashn vaktile kendisini şimalî Afrikada esir eden tngiliz alaymm önünde yapıhyor. Bu da, Cafer paşanm pek hoşuna gidiyor. Bundan sonra, Caferiilaskeri paşa, Osmanlı ordusunda zabitken Arap ordusuna kaçan diğer Arap zabrtlerile beraber, Lavrence'm kumandası akında, dünkü silâh arkadaslan Türklere karşı yapmadıklannı bırakmıyorlar; kumanda ettikleri bedeviler, Türk estrlerini soyup öldürüyorlar ve onlar da aldır mıyorlar ve sahe... Bütün bu tafsilâtı okurken birçok acı hislerin tesiri altmda kaldrm. Fakat en acı hissim, Osmanlı saltanatnun, o zaman, Türkleri ve Türklüğu hor görup Araplar, Arnavutlar gibi diğer unsurlan yükseltmesndeki gaflet ve körlük oldu. Balkan harbinde de Arnavutlar, aşağı yukan ayni şeyleri yapmamışlar mıydı? Halbuki Kızıl Sultan, canmı Türk askerlerine emniyet edemezdi de Yıldız sarayını, kâmilen Arap ve Arnavutlardan mürekkep sanklı ve fesli zühaf alaylarma muhafaza ettirirdi. Osmanlı Meclisi meb'usanmda, Türk meb'uslar bile, Türk unsurundan sadece «Türkler» diye bahsederken Arap ve Arnavutlar hakkmda daima «kavmi necibi Arap», «Arnavut kavmi necibi» gibi tazfmkâr bir lisan kullanrrlardi. Kendimizden esirgediğimiz necip, asil sıfatlanna lâyık görerek en yüksek makamlara çıkardıklanmız, Türkün hayat ve memat mücadelesmde, bilâmerha • met canmuza kıydılar. Maamafm onlan da sorarsamz, istiklâlimizi kurtamnak içm böyle yaptık diye belki kendilermi haklı çıkarabilirler. Benim söylemek istediğim bu acı tecriibelerm geç te olsa, bize bir ibret dersi teşkii etmis olması ve etmesidir. Ey Türk, Sana senden gelir âlemde ger imdat lâzımsa Kazanç lâyihası Ankara 24 (Telefonla) Dahiliye ve Adliye encümenlerinden T";>rekkep olan muhtelit encüm., . zanç lâyihasınm tetkikine devam etmektedir. Adliye Vekili işe başladı Ankara 24 (Telefonla) Yeni . .unye Vekili Saracoğlu Şükrü Bey, bugün öğleden sonra Vekâlete ge • lerek işe başlamıştır. Şayialar tekzip ediliyor Ankara 24 (A.A.) Kabtnede herhangi bir değis'kHk olaeağma dair çıkan haberlerin asıl ve esastan tamamen âri olduğunu resmen beyana Anadolu ajansı mezundur. } mak isterken kapı vuruldu. Hayır ola? Korkudan yatağın içinde eriyo rum. Gene kapı vuruluyor. Giriniz! dedim. Fakat kapı kilitliydi. Gidip aç • tım. Otel sahibi ve arkasında iki üç kişi. Ah, geldiler. Yakalandıra. Rüya çıkıyor. Mahvoldum. Götürecekler. Asılacağım. Bunlar taharri memuru. Kurtuluş yok. Uzat ellerini. Ke'ep çe... Sendeliyerek geri çekildim, Fevkalâde titrek bir sesle, otel sa hibine sordum: Ne var? Sizde ne var? Bağırdınız! Ben mi? Hem de üç defa. . Arkadaki adamlan göstererek: Gazinoda oturan müşterileri miz bile duydu. Hayret içinde: Çok şey. . dedim. Bağırdım Senelik Altı ayhk 0ç ayhk Bir aylık 1400 Kr. 750 400 150 2700 Kr. 1450 800 Yoktur Ankara 24 (Telefonla) Amasya Maarif müdürlüğüne Kayseri Sehiryatı mektebi müdürü Ibrahim Bey tayin edilmiştir. cağım. Mümkün mü bu, mümkün mii?,. Odaya girdim, balkon kapısını kapadım ve odanın içinde gezindim: «Mümkün mü?..» diye düşünüyor dum. Niçin mümkün olmasın? Bir tehlike geçirdiğim muhakkak. Çare?.. O kadar vehim içinde idim ki bu otelde yatmak şöyle dursun uyanık bile duramıyacağımı hissettun. Fakat otelden çıkmak ta kolay değildi ve ayrıca şüphe uyandırabilirdi. Hay Allah cezasını versin! Vehimlerimin üstüne bir de tereddüt yapıştı. Gömleği giytniş, pantolonu mu çekmiştim, fakat kemerimi geçiremiyor, h'çbir şeye karaır veremivortlum. Tekrar saate baktım. On dakikadan fazla geçtiğini görünce içime tekrar büyük bir korku geldi. Ha şimdi kapı açılacak, ha şimdt beni yakalıyncaklar, ha şimdi götürüle • ceğim diye telâş ediyordum. (Mabadi var) Amasya Maarif müdürlüğii Milli tehikamız .' 70 Yazan: SERVER BEDt Hep Senin İçin! tün çığırımdan çıkarmalarından korkuyo<dum. Garsona bir şişe şarap getirtip sızmcıya kadar içmeğe karar verdim ve zile bastım. Şarap geldiği vakit şişeye korku ile bakmıştım. Ya alkol beni uyut mak söyle dursun hayalimi kırbaçlar da sinirlerimi büsbütün bozar sa?.. Ne olursa olsun, bardağı doldurdum ve bir hamlede içtim. Hava, su veya şarap gibi içime serinlik veren şeylerin tesiri bir saniyeden fazla devam etmiyordu. Sızacak bir hale gelmeden bu içkinin devamlı bir faydası yok. Bütün şişeyi on beş dakika içinde bitirdim. Soyunmağa dar vakit bulabil miştim. Yatağa girdim ve yocganı başıma çeker çekmez uyuyakalmı • Saeîmî, sakalunı kestirdim, başımı yıkattım, friksiyon yaptırdım, üstümü iyice »üpürttüm, boyun bağımı intizamla ve yeniden bağladım, içimdeki kargaşalığı ilân eden kıyafetim deki perişanlığı giderdikten sonra biraz rahatlar gibi oldum, iskele ta rafında dolaştım, midemi bastıra cak hafif şeyler yedim ve otele geldim. 1 Bana deniz üstünde bir oda verdiler. Bütün pencereleri açtırdım ve yatağa arka üstü uzandım. Uykum var gîbiydi. Ah, kâbussuz, rüyasız, «ursuz, derin, körkütük bir uyku çekebilsem. Fakat içimde gizle • meğe çalıştığım zeh'Vli hayallerin, canavarların uykumda basları boş kalarak harekete gelmelerinden, rüyama girmelerinden, beni büsbfl ha?.. Otel sahibi çekilmeğe hazırlanarak: Affedersiniz, dedi, rahatsız olmani7«!an korktuk. Hayır, hayır dedim, uykumda bağırmısım Rahatsız Raratsız filân değilim. Kapıyı kapayıp çekildiler. Ben odanın ortasında kalakal dım. Bu ne rezalet! Uykumda, hem de üç defa, bağırmısım ha!.. Saat kaç? Henüz on iki yok. Eyvahlar olsun. Sabahı nasıl edeceğim? Balkona cıktım ve biraz hava aldım. Aşağıda otel çazinosunun deniz kenarındaki bahcesinden bir kısım görünüyordu. GarsonKr masa lan topluyorlar. Ta bur\?an oraya sesim gitmiş ha!.. Ya benden şüphe ederler de polise haber verirlerse?.. Otel sahipleri vesveseli olurlar ve her türlü mes'>ıHvetten kckarlar. Zabıtava tele'on edilmesi ihtimali yok değildir. Belki on dakika, belki yanm saat sonra yakalanmış ola

Bu sayıdan diğer sayfalar: