29 Haziran 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

29 Haziran 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: MARTA MAK KENNA 74 IfcfYÜzlu Z Şehir ve memleket haberieri j Siyasî icmal Londra Istanbul Otomobil yolu... Güzel bir sporcu kız şehrimize geliyor 0n sekiz kimsesiz talebe sokağa mı atılacak?) Belediye tarafmdan Sultanahmette evvelce açılan Kimsesiz çocuklaT yurdn temrouzTjn brrinden itibaren ka • patılacaktiT. Yurtta bulunan çocuk lara keyfiyet tebliğ edilmiş ve baş lannm çaresine bakmaları söylen miştir. Künsesiz çocuklar yurdunda. on sekiz kadar da mektep talebeşj vardır. Bunlarm bİT kısmı yiiksek mekteplere bİT kısmı da orta mekteplere devam etmektedir. Yurdun kapan maaı üzerine bu talebeler de açıkta kalacaklardrr. Bu talebeden bir kı«mı dün matbaamıza gelerek bu va /etten şikâyet etmişleT ve tam imtihanlarını verecekleri bir »ırada yersiz yurtsuz kaldıklsuı için neTeye gideceklerinî bilemediklerini anlat rruülardır. Taleb«, kendilerine imtihanlannı bttirinciye kadar bfr yer temin edilmesi için Belediyeye müracaat et tikleri halde mü»bet bir cevap ala mamıslardır. Yurt, yarın aksam ka patılacağı için hepsi kimaeaiz olan bu 18 talebe sokak ortannda kalmıs olacaklardır. Tahsillerini ikmal etmek üzere olan bu vatan evlatlanna, Belediyenin muvakkaten olsun bİT yer gö«termeai lâzımdır, diyoruz; CutnhttTtyiBt' 29 Hariran \933 Çevıren: ABİDİN DAVER M. Lamberin Şehirde tetkikleri Roma ve Paristeki mühim müzakereler İnmiş olduğumuz mahzende okadar aramanııza rağmen çıkma menfezini bulamıyorduk Bu esnada ben de döşemenin ös tütvdeki kapağı açraağa çalışıyor dum. Kapağın tam orta yerinde tu tup çekmek için, demir bir halka vardı. Bütün kuvvetimle halkayı çekerek kolayca kapağı kaidırdım. Kapağın açıldığı deliğîn içinde dar ve karanbk bir kuyu görünüyordu. Kuyunun ağzında hi bir halkaya bağlı kahn bir ip aşağı doğru uzanarak kuyunun karanlık derinliği içinde kayboluyordu. Kuyunun için • den yükselen rütubetli ve serin hava, artık bir fırına dönmüş olan sı cak dümanlarile boğulan ve yanan ciğerlerirae yeni bir kuvvet verdi. tki elhnle ipi yakalıyarak kendimi açık delikten aşağı koyuverdkn. £•rarlı bir karanlık içinde bütün vü • eudümün ağırhğı bileklerime binmiş olduğu halde aşağiya doğru kayıyordum. Başımın üstünde geniş nefesIer, sonra da başıma, alnıma çarpan ayaklar duydum. Demek ki ötekiler de beni takiben iniyorlardı. Biraz J sonra, yukandan gelen kızıl » ı• lik birdenbire kayboldu; en sonra, de^'kten giren, kapağı kapam * demekti. Bîraz sonra ayaklanm vere değdi. Korka korka bashm. Bir 1&ğıma veya kuyuya düşmemiz çok mümkündü. Yarım dakika sonra, ijrümüz de kapkaranlık ve rütubetli bir yerde birbirimize sokulmuş, duruyorduk. Eiicni cebime sokarak elekt " 'ene'tni çıkardım, düğmesine ba^rak yaktım. Etrafımıza bîr göz gezMrdik. Genişçe bir mahzende idik. Dört tarafı kahn duvarlarla çevrilmişol an bu yerden nasıl çıkacaktik? Bana söylediklerine göre, bu mahzenin bir pencereti veya men f ezi blacak.. Çabucak bunu bulup kaçalım. Neredeyse yangım *dren dsvriyelerin bep*i buraya gelir. Arkasından da merkez kucnandinı yangım söndürmek için kam yonlarla asker ve itfaiye müfre • zeleri gönderecektir. Bunlar, etrafı sardı mı, yakalanacağımız muh»k • kaktır. Hem bu sözlerî söylüyor, hem de elektrik fenerimm ışığını duvarlann üstünde ve tavanda dolaştırarak bizi selâmete götüreçek olajn. jıence rçyi araştunyordum. Fenerra aydınlıği, ber tarafı do • l&fh; fakat pencereye, menfeze lıenzer bir şey görünmüyordu. Böyle bir pencere ve menfeze delâlet eden demir parmaklıktan da eser voktu. Dakikalar, yıldırım süratile geçiyordu. Williant, homurdanıyordu: Allah belâsını versin! Pencere midir, menfez midir, nedir bulamazsak bu sefer de diri diri fmn kızartması olacağız. Timmins ona cevap verdi: Daha evvel, yanan odanın dösameleri üstümüze yıkılırsa kızart • ma değil kebap oluruz. Fenerimi tekrar duvarlann ve tavanın üstündfc dolaşhrdım. Yukandan yangının korkunç çatirdılan gelîyor ve son dakikalarımıKin yaklaştığını bildiriyordu. Bîz, ise, demir kafesleri içinde dolaşan azgin yirtıci hayvanlar gibi, bu öliim mahzeninin kurtuluş yolunu arıyor. • fakat birt örlii bulamıyorduk. Timcnins: Duvann dibini takiben araş tmniz, emrini verdi. Arkadaşı, Ben de öyle düşünüyordum, dedi. Mahzen iki kısma ayrılmıştı. tkinci kısma geçtik. Elektrik feneriın duvarlann birmde murabba şektinde bir yer görterdi. Hepimiz birden bu deliğe saldırdık. Orta boylu bir insanın başını iğerek yürüyebileceği bu koridor gibi deliğin nîhayetinde bir demir pormakhk vardı. Parmaklığın arasından kırtnızımsı bir ışık gorünüyordu. Parmaklık yüksekte idi. Dibinde birbirinin üstiine konulmuş iki tahta gaz sandığı vardı. Bunlar, parmaklığa çıkmağı koLaylaş tırmak için konulmuştu. Timmins: Yolun serbest olup olmadığmı anlamak için ben önden gidiyorum, dedi. Gaz sandıklanna basarak yük • seldi ve otnzile parmakliğı itti. Bi an ya parmaklık duvara gömülü, açılmaz bîr kör parmaklıksa diye dü • şündüm. Fakat İngilizin kuvvetli omzu parmaklığı arkasına dayayınca, geniş bir nefes aldım. Timmins, delikten evvelâ basını çıkardi ve ihtiyatlı bir surette yavaş yavaş dışarı çıktı. Bir an karanlıkta kayboldu. Sonra çene gÖründü: İşler yolunda. . Çabuk gelin. Dışan çıkar çikmaz, hemen sağa saparak koşunuz. jandarmalar, sol tarafta, evin karsısındalar . Fakat bu tarafa bakmıyorlar, yangım seyrediyorlar. Evin alt katı tamamen a levler içinde. . Siz beni beklemeyin, dedim, ben nasıl olsa kendi başımin çare • sine bakar, buradan çıkanm. Evvelâ Timmins sonra William, süratle sağ tarafmıza kaçın ve bahçeyi geçtik tens onra, karın içine uzanarak beni bekleyin. Ben, ayak izlerinizi takiben gelir, sizi bulurum. Jandarmalar, bahçeyi araştnmağa kalkmadan buradan uzaklaşmalıyız. Çabuk olun. Tırmanıp delikten çıkması için Williama yardım ettim. Omzundaki yarası henüz iyileşmediği için onu rahatsız ediyordu. Çıkarken omzunu duvara çarptı ve acı acı inledî. Delikten çıkınca, bana sordu: Gideyim mi hemşîre? Durma, koş. Ben de geliyo • rum. 0 karanlıkta kaybolurken ben de gaz sandıklanna basarak delikten dışan çıktım. Cehennemden, canl» canh yanmaittan "kurtulmuşfuk. Heyecandan, yangının sıcağından ve hareketten ates gibi yanan yanak • larıma çarpan serin rüzgân, yüzü • mü oksıyan kar tanelerini takdis ediyordum. Etrafıma baktım. Evin sağ taraftaki kulesinin dibinde idim. Yangm sol külenbı dibinde idi. Metruk evin gölgesi, bir köşesinden yükselen kızıl alevlerle karların ve semanın Ustünde uğursuz ve korkunç bir hayalet gibi sallanıyordu. Bizim girdiğimiz kapi île büyük oda ve gizli oda kâmilen alevler içinde idi. İki Alman jandarması gözlerini soldaki kulenin kapısına ve pencere • lerine dikmişler, ellerin ' i • ovelverleri bekliyorlardı. Jandanmalara, iki de asker iltihak etmisti. Almanların silâh davranmıs bekleyifinden, metruk evin gizli odasındaki meçhul kimselerin, her an, alevlerin arasında bir yerden nrlamalanna ve bu maazzam yangının içinde kendilerin • den imdat istemelerine intizar ettikleri anlasılıyordu. Belki de bu meçhul insanların, canh canh kebap olduklan ihtîmalini de zihinlerinden geçiriyorlardı. Onlar, alevlerin karşısinda bekliyedururken ben evin dibinden, aksi istikamette savuş tum. Bahçedeki ayak izlerini taki ben yürüyerek biraz sonra tngiliz • leri buldurn. Üçümüz birden kosmağa basladık. (Mabadi var) île Istanbul arasında do»ru bir otomobil yolu tesisi bilhassa ecnebi sporculan ve Turing kulüp leri tarafından çok arzu ve tasav . vur edilmektedir. Bu yol hakkında istiksafta bulunmak üzere meshur İngiliz otomobil sporculanndan ve tngilterenîn maruf güzel kadtnlarından Mis Bradlye Dederi Mister Bradley ile beraber tstanbula hareket etmistir. Ytıkarıdaki resim Mis Bradleyi Londradan otomobili île hareket ederlerken Ingiltere oto mobil üğinin kâtibi S ten son Cruke veda ederken erösteriyor, sağıdaki de MUin pederidir. Mis Bradleyin pek vakında seh rimize muvasalatı beklenmektedir. Doğru değil mi? Elroinciler Şehirde muhtarlıklar kalkıyor Belediye teskilâtı olan yerlerde muhtar ve ihtiyar heyetlermin lâğvi hakknv daki kanun vilâyete tebliğ edilmiştir. Yeni kanun kânunutaniden itibaren tatbik edilecektir. Şimdiye kadar bine yakm muhtartn yaptıği bir işht îfası için zabıtai belediye kadrosunu tevsi lüzumu hissedilecektir. (I ktısat 4e para işleri cihan konferansınm Londrada toplanması mü nasebetile Londra siyaset âlemi • nin merkezi olmuştu. Fakat konferansın halledeceği en esaslı meselelerden biri olan paralann istikrnn meseleti suya düştükten sonra variBir hafta evvel İstanbula gelen şehircilik mütehassısı M. Lamber dün yet değişti. Büyük devletlerden '»a zılarının, bu meyanda Fransamn aksam Ankaraya gitmiştn. Başvekil ve Hariciye Nazm gibi en M. Lamber bir muharririmİ7e tetsalâhiyettar başları Londradan ay • kikntı ve şehrimiz hakkında sunları rıldılar. Şimdi bir çok siyasî mese söylemistir: Ieler Londrada değil, Pariste gö • « tstanbulda henüz tetkikat'mı rüşülmektedir. îkmal etmedim. Şehrinîzin göz ka 1 maştırıcı, muhtesem ve çok zengin Günün en mühim meselesi Avu » • bir güzelHŞi var. Fakat plân için turyanm, dolayısile umum merkezi şirrdiden bir şey söylenemez. Avrupanın vaziyetidir. Avustury» • Bu aksam Ankarava gidiyo«rıjm. nin iktısaden ve hatta siyaseten ken. Ankara henüz yeni olmasına rağ di başına yaşamasına imkân yok gimen kendisinden ffarnte çok bahsebidir. Halbuki mevkii itibarile orta 1 dilcnis bir sehîrdir. Orada bîr kaç Avrupanın anahtan makamında n : pün kaldıktan sonra avdet ederok duğundan bu memleketin atisi le tstanbulda dört hafta kadar tetki • bütün Avrupa ve bahusus yakm kat vaoacağim.» komşuları ziyadesile alâkadardırlar M. Lamber şimdiye kadar tstan • Avusturya bugüne kadar sırf dibu'un bütün »na caddelerini ve cağer devletlerin muaveneti ve mü^aa milerini gezmiş ban minarelere çıdekârhğı sayesinde yaşıyordu. Al • karak panoramik resim'er almıştır. manya, kendisile dili ve ırkı bir o'an Dün de Halice giderek Kâtanevi geıbu memieketi bir gün hudutlan damiştir. Mütehassıs Haliçteki fabri hiline alacağı, onunla birleşeceği ükaların vaziyetlerini beğenmetniş midile Avusturyaya her türlü ikt'sa tir. Bundan sonra Gülhane parkına dî müsaadekârlığı gösteriyordu. giderek oradan limanı tarassut et Fransa dahi Avusturyanm para mümiş ve limanın vaziyetîni de iyi bulmamıstır. zayakası yüzünden Almanya île bir leşmeğe mecbur kalmaması için o«.a M. Lamber plânı kendisinin yapmütemadiyen para veriyordu. Frarss ması tensiı» ed'lirse Pari^e gitmiyebir devletin yekdiğerine beş para rek proielerinî burada hazırlıya ikraz etmediği şu zamanda bile, Ce cağinı söylemiştîr. miyeti Akvam istikrazı namı aîtında Mütehassıs limanın vaziyetini beğenmedi D Dün dokuz kişi hakkında tevkif kararı verildi Beledive oMurvanın kalkmasından zarar tjörmiyecek İlga edilmis olan oktruva müdiri • yeti işlerinin tasfiyesine devam edil • mektedir. Buradan açıkta kalan bir kısım memurlar başka vazifelere. %vjn «dilmişlerdir. Diğerleri de" nuînnal o l ^ dukça tayin edilecektir. Oktruva resminin gümrük resmine zammı suretile tahsilinden belediyenin bir xurar görmi yecegi tabmin edilmektedır. Cünkü belediyenin bu sene diğer varidat mem • balannda yükseklik vardır. Bn meyanda ktmtrat resmi seksen bin liradan iki yüz bin liraya çıkmiftr. Bu suretle oktruva resminde bir fark olsa bile telâfi edümiş olacaktır. Eminönönde benzin deposu açacaklarmış Şehir dahilinde bulunaa benzin de • polannın şehir için heran «nuhtemeı bir yangın ve felaket tehlike«< teskü ettik • lerini geçen gün etrafile yazmıştık. Hele bu depolann sokak ortyUnna kadar benzin dökmeleri bir kibrit düsmesine bakan vaziyetler ihdas etmektedir Hai böyle iken Belediyeye müracaat eden bir şirket Karaköy köprtsirnün Err.iuönü cihetinde; otomobilis> m duHağn yerde bir benzin deposu 'esis etm<fk üzere müsaade istemiştir. Mevcut depolar bu korkunç tthlikeyi idaneye kafi değilmış gibi onlara bir yen.sini <!£ve edecek olan bu müracaatin Belediyece müsait karsılanmıyecağ.nı kuw«4İe zannediyoruz. Kalyoncukulluganda yakalanan ! • Büyükadada Çankaya caddesinde okinci eroin kacakçı şebekesi mensuplaturan Banker Havapulosun evinden bir n hakkmdaki adli tahkikata altmcı isdeste yeni ve iki deste eski kaçak is • tintak hâkimi Salih Esat Bey tarafın kambil kâğıdı elde edilmiştir .Hakkından dün sabahtan aksam saat altı buda takibat yapılmaktadır. çuğa kadar devam edilmiştir. Polis tarafınJ an ilk tahkikat evrakile Kartal rnhisar memur iken on iki müdderamumiliğe verilen 12 suçlu albin küsur lirayı zimmetine geçirmek tıncı istintak hâkimi tarafmdan birer ten suçlu Asım Beyin muhakeme • birer sorğuya çekflmiştir. tsticvap işi sine dün tstanbul Ağırceza mahke • akşam geç vakit bitmîş ve neticede mesinde d«vam edildi. ' '' * maznunlsrdan Marko, Hüsnîi, Landros, Suçlu kendisinin ihtilâs yapmadı^ JÇ,oçorvKa«tantin Artaki, Miltiyadi, ge ' ğını, müfettiş geldiği zamân iürraa ne Kcço, Hıt'irto, Leonida Efendiler verilen avanslardan dolayı bir mikhakkında tevkif karan verflerek kentar açık bulunduğunu, fakat kasa dileri tevkifaneye gönderilmiştir. ve sairenin mühürlenmemesi ve kentstintak hâkimi diğer suclulardan disinin de hasta olması yüzünden Matmazel Orsolo, Madam Eleni ile Nabilâhare başkaları tarafından zitntali ve Şükrü Efendiler hakkmdaki tahmetlerine para geçirildiğinden açı • Idkatın gayrimevkuf olarak devamma ğm böyle mühîm bir miktara baliğ olduğunu iddia etti. Dünkü celse • karar vermiş ve bunlar da serbest de şahitler dinlendi ve muhakeme bıraktlmışlardır. diğer şahitlerin çağtrılması için başKaçakçılık şebekesi hakkmdaki tahka bir güne bırakıldı. kikata devam edilecek, cumartesi gü nünden itibaren şahitlerin dinlenme • sine baslanacaktır. va IM! a İh I k e DTÛ e n e rü e Bankerin evinde bulunan kaçak kftjıtiar 12 bin liralık ihtilâs davası Musevi proîesörierin möracaati Alman Darülfünunlanndan ayrılan muhtelif profesörlerin Maarif Vekâletine Türkiye Üniversitesinde çahşmak için müracaat ettiklerini yazmıştık. Bunlardan bazılan ıslahat komitesine de müracaat etmiş • lerdir. Profesörlerden bir kısmı beynelmilel bir şöhreti haizdir. Merasimle şehadetname tevzii Sanyer kazası dahilinde bulunan ilk mekteplerden bu sene mezun olan ta lebenin sehadetnameleri bugün merasimle Halkevinde tevri edilecektir. ilk mektep muallimlerinin kamplan tlk mektep muallimlerinin yaz • Iık kamplan cumartesi gününden itibaren Çamlıcada ve Zincirlikuyuda açılacaktır. Kamplar bir buçuk ay devam edecek ve her muallim günde yarım lira ücret verecektir. Dr. Rüştfl bey Ankaraya gitti Cerrahpaşa hastanesi sertabibi Rüştü Bey vaki olan davet üzerine Anka raya gitmiştir. Rüştu Bey Ankarada Sıhhiye Vekâletile bazı işler hakkında temasta bulunacaklardır. Avusturyaya yeniden para vermek üzeredir. Fakat Avusturyadaki papaz fırkası diktatörlük ilân ederek dahil ve hariçteki Nazilere karşi mü cadele açtığından Almanya, Avus • turyaya karşı açık tuttuğu iktısadî kapıian sıkısıkı kapamıştır. Fransa dahi Avusturyaya bundan sonra para verecek değildir. Binaenalavh meselenin esasından halledilmesi lâzım geliyor. Eski Avusturya • Macaristan hükümdarhğı catniasından ayrılan, ya hut bunun hesabına büyüyen dev • letlerin v,ani Küçük ttilâfı teşkil eden Çekoslovakya, Yugoslavya ve Romanya ile istiklâlini eliAe alan ve lâkin arazisinîn dörtte üçünii ve nüf usunatr büyük bir kısmınf İCaybedeı Macaristanm iktısaden kendi başla nna yaşamaları çok güçtür. Avustur ya Macaristan devletinin Harbi Umumî netlcesi parçalanmasmın iktısadî ve siyasî eihetlerden gayet bü • yük bir hata olduğu, Avrupanın bııt ran ve sefaletinin en büyük âmille • rinden birini teşkil ettiği hususunda bütün dünya müttefiktir. Şimdiye kadar Almanya, Avus • turyanm kendisile birleşmesini, ttalya dahi Avusturya ile Macaristanm siyasî ve iktısadi cihetten kendisine merbut bir halde tevhit olunmalan nı istiyorlardı. Avusturyadaki son vaziyet üze • rine bu memleketin Almanya ile bir leşmesi ihtimali çok zayıflamıştır. Avusturya ile Macaristanm Habs • burg hanedanının tahh etrafmda tekrar birleşmelerine ise Küçük tUlâf şiddetle muarızdır. tşte bu • • « beplerden dolayı başka bir hal çaresi düşünülüyor Bu hal çaresi şu dur: Avusturya ile Macaristanm iktısadî ve hatta. bir dereceye kadar siyasî cihetten birleşmeleri ve Küçük ttilâf ile de iktısadî mukarenette bu lunmaları. Bu hususta bazı alâkadar memleketlerde mükâlemeler cereyan et • mektedir. Asıl müzakereler Romada Fransız sef iri ile M. Musolinî arasında yapılmaktadır. tkinci derecedeki mü« kâlemeler dahi Pariste cereyan et mektedir. İktısat konferansı münasebetile Londrada bulunan Yugoslavya, Çekoslovakya ve Romanya Harîcrye Nazırlan birer birer Parise geler«*k Fransa Hariciye Nazm ile bu nıesele hakkında görüşmüşlerdir. Bu tarzı halle Ingiltere dahî taratar • dır. Bu itibarla Romada ve Pariste cereyan eden müzakereler Londra konferansından ziyade nazarı dik kati celbediyor. MUHARREM FEYZİ Köy hocası işte böyle olur Vapurculuk şirketinde ve Seyrisefamde Posta vapurlan takdiri kıymet ko misyonu dün de toplanarak Kocaeli şirketmm Uğur ve Yenidünya vapur larmı muayene etmistir. Şimdiye kadar bes vapur gözden geçirilmiştir. Eylule kadar muayenelerm bitirilerek ve alâkadarlarm zarara sokulmaması için çalışılmaktadır. Şirket müessisleri cumartesi günü toplanarak nizamnamenin kat'î şeklini yapacaklar ve ihtilâf çıkmazsa bunu im> zalıyarak Vekâlete göndereceklerdir. Nizamnamede, şirketin asgari tvt mayesi 500,000 lira olarak tesbit edilmiştir. Şirketin teşekkülünden sonra üç vapur almacaktır. Diğer taraftan Seyrisefain idaresinde, yeni tesekküllere devir muamelesi bu gün bitirilecek, memurlara tebligat yapılarak aybaşında bütün memurlann yeni vazifelerine başlamalan temin olu nacaktır. Seyrisefain idare meclisi dün topla narak bu ay sonuna kadar olan malî taahhüdatı gözden geçirmiştir. Bu aydan sonrasuıa »ümulü olan ta • ahhüdat yeni teşekküllere devredileceknr. Orta tedrisat Mödürü geldi Orta tedrisat müdiri umumisi Fuat Bey dün Ankaradan sehirmize gelmiştir. Fuat Bey orta mekteplere ahnacak muallimlerin bir temmuzda icra edilecek imtihanlanna nezaret edecektir. Kafa teşrihi maraz'si lâboratuvarı 200 ispanyol seyyahı geliyor tspanya bandıralı Cinâad de Cadiz vapurile temmuzun altıncı günü lima mnuza 200 İspanyol seyyahı gelecektir. Bu seyyahlar arasında tspanyol meb'uslarile Darülfünun profesörlerinden ve matbuat erkânmdan bazılan ve bir talebe grupu vardır. Bakırköy aklî ve asabi hastahk lar müessesesindekî kafa teşrihi marazisi lâboratuvarı son ^amanlarda çok iyi ve müterakki bir faalîyet göstermiştir. Bu lâboratuvarın te sisi terihi henüz on seneyi geçme diği halde 900 den fazla otopsi yapılmış ve bunlara dair lâboratuva • rın şefi doktor îhsan Sük'ü Bey tarafından muhtelif etütler neşredil • miştir. Geçenlerde Yugoslavyada Nevizad şehri pastör enstitüsü müdürü dok • tor Milan Nikoliç bu lâboratuvara gelip kafa teşrihi marazisi hakkın da tetkikatta bulunmak arzusunu <zhar etmistir. Bafranm Şeyhulaf köyü talebeleri ve hacalan bir arada Batre «Hususi» Bafranm Şey hu'ai köyönde mâtevazi bir köy muallirrn vardır. Henüz pek genç olan SGleyman Bey ismindeki bu muallim bes ay evvel taym olunmustur. Genç ma •, aühn köyde güzel bir smıf tesis ve tanzim etmistir. Elliye baliğ olan köylü yavrulan kö?elerine marka isienmis beyaz gömleklerile yeknasak giydirilmistır. Azimkâr genç, bu suretle bütün köylerimize nümune olacak bir eser meydana getirmistir. Şeyhulaşlılar, yavrularmı kendilerinden fazla koruyan; kı»a bir zaman zarfında onlan cehalet* ten kurtaran genç muallimden çok merrmundurlar. Versay muahedesinin yıl <* * dönümü Dün Versay muahedesinin yıldönü • mü idi. Bunun çok ağır hükümlerine tâbi tutuian Almanyada dün bir matem günü yaşanılmış, şehrimi*dekî Alman sefaretane ve konsolosanesile Alman müesseseleri de bu mateme itstirak e derek bayraklannı yanjra indirmisler • dir ' • " ' Antalyada ucuzluk Bu sene Antalyada büyük bir ueazluk vardır. Sadeyağ 65, taze peynir 10, süt S, yoğnrt 5, yumurta 8 tanesi 5, tavuk 12,5, oğlak 6, koyuneti 28, davar 15, sığır 17, pirinç 22, bulgur 4, buğday 4,5, arpa 3, mısır 3, nohut 6, kuru fasulye 2, susam 15, birinci nevi an 10, ekmek 7,5 kuruştur. Enginann tanesi 20 paraya. Tare fasulya 5 kuruşadır. Diğer sebzeler v# meyva çok ucuzdur. Tebliğ edilen kanunlar Matbuat kanununun tadili, Ankara, Konya, Merzifunda askeri ihtiyaçlar için satın alınacak binalar, ticret ım • kavelesi veya mdüs vivendi aktetmi • yen devletler ülkesinden Türkiyeye yapılacak ithalâta memnuiyetler veya tahdit veya takyitler tabikma dair ve al • tm kaçakçılan hakkında tatbik olunacak ağır cezalara ait kanunlar dün t» • taobıü Vflâyetine tebliğ •dilmîftJf.

Bu sayıdan diğer sayfalar: