2 Ağustos 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

2 Ağustos 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cnmhuriyet' SON TELGRAFLAP iBanakalırsa I adri Etem Bey kendisine sor duğum üç suale şu cevaplan ö z dil diyînce gözlerimizin önünde verdi: içinden tertemiz bir su fışkıran bir pı1. «Osmanlı parlamento hareketi milletin içinden doğabilmek için Os • nar geliyor. Bu pınara eskiden sağdan, e manlı devletinde millî bir burjuva ta • soldan kirli akıntılar kansırdı. Bu pmar Âhmedabat I (A.A.) Gandinin düne kadar çamur gibiydi. Onun te . yapılmıştır. Polisin ibadet etmesi ve bakası tesekkül etmiş olmalıydı. Bi ötuz iki müridi, karısı ve kâtiM Mahamizliğini bozan yollan kapahyo rirıci ve ikinci meşrutiyet hareketlerinhazırlanması için Gandiye verdiği yarım dav Desai tevkif edilerek Ahmedabaruz. Bu pmara artık yabancı, kirli sular de Türkiyede böyle bir tesekkül yoksaatlik mühlet içinde halk evin önüne da Sabarmati hapisanesine götürülmüşkanşmıyacak. tu.» Bunun için 10 temmuz bir sınıf toplanarak o kadar bîiyük bir asabiyet ler dir. mücadelesi mahsulü değildir. Yarmki yavrulanmıza îmreniyorum. göstermiştir ki, polis yolu sorla açmak Bombay 1 (A.A.) Gandi, kansı 2. «Meşrutiyet hareketleri esa Bizim gibi tatsız bir suyu isteksiz U mecburiyetinde kalmış ve Gandinin ve otuz iki mevkuf pencerelerinin perteksiz içmiyecekler. Ağızlarım bu ka evine kimsenm girmesine müsaade et sen tanzimat hareketlerinin bir deva deleri kapalı ve polisin himayesinde biimı idi. Sun'î Osmanlı mîlletini vücude hksız pmara dayıyacaklar. Tat ala . memıştır. yük otomobillerle, gece yansmc'in songetirmek için yapılan hareketlerden birak, içleri açılarak kanakana doyadoya Poona 1 (A.A.) Gandi burada ra buraya getirilmiştir. riydi. İkinci meşrutiyet (Reval) mülâ içecekler. Yeravda hapisanesine nakledilecek ve Müstaceliyet usulii tatbik edilecek ve kahndan sonra heyecana gelen bir zümBizim çektiklerimizi düşünün. tki sivil itaatsizliğe dair hiçbir harekette bugim mevkuflar hapisanede muha renin hareketi ve padisahın mukave . yabana dili öğrenmeden öz dilhnizi keme edileceklerdir. bulunmamak ve şehirden aynlmamak met etmemesi ve tahhnda kalmasile neBombaym biitün mağazaları kapan kavnyamazdık. Başımızın içi bizi bu şartile serbest bırakılacakbr. ticelenen bir davadır.» ıruşhr. 3. «Gene bu iddiadayım: Bizim naltan, bize acı veren aburcuburla do. Eğer Gandi bn emirlere rtaat etmeztarih 2 4 temmuzdan başlar. Bu tarih Ahmedabat 1 (A.A.) Mahatmase, kendisinm iki tene hapse mahkum lardu Kendi dilimizi öğrenmek için bir dönümün, bir oluşun, bir inkılâ nın tevkifi oldukça feci şartlar içinde edilmek ihtimali vardır. çektiğimiz bu sıkmb, yarınki çocuklanbm ifadesidir. Gene makalemizde de i'imımnmıllPltltnmnininnillllllllillllllllllllllllUlllHMiıııı mızdan uzak kalacak. Onlar, anlamadik ki 24 temmuzun karakterlendirdiği dıklarmı konuşmıyacaklar, konustuk Cumhuriyet devresî ile imparatorluk arasındaki fark, bir nevi farkıdır. tnsan toplulukları bir takım nevilere aynlır: Klan, sfte, imparatorluk, burg, millet gibi... Türk milleti de sosyolojik ma nasile Türk soyunun bir nev'idir. Bu nevi inkılâbın karakterini (Lozan sulhu) ifade eder.» *** Yalova 1 (A.A.) Reisicumhur Ben de derim ki: Hazretleri bugiin Yalovada öğleden Berlin 29 temmuz (Hususî) 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi »onar saat 3 te M. Şambrönü kabul Bir zatnanlar Türklük aleyhinde arayi umumiye ile sec.flir. Bugünkü re buvurmuşlardır. Moskova 1 (A garezbârane neşriyatta bulunan jim parlımanterdîr 1) Teşkilâtı esasi • Bu mülâkatta Hariciye Vekili Rei. A.) Dün Ha Berlin Üniversitesi profesörlerinden ye kanunu 2 ) Gazi, Başvekil ve inkılâp sicumhur Hazretlerinin nezdinde bu. riciye Komiserliğ Franz Babinger, vazifesinden çıkayapıcılannm nutuklan 3 ) Devlet ve kınuyorlardı. bahçesinde M. Ka. nlmıstir. maarif adamlannm demokrasi ve liberahan tarafmdan ralizm hakkmda yazdıklan eserler 4 ) Kendisine müsteşrik süsü veren, Türk spor heyeti tnkılâptanberi Türk matbuatınm nesrifakat bakikatte bir «arlatandan başferefîne bir gar . Yalova 1 (A.A.) Bugün Reiyah 5 ) Mektep kitaplan 6 ) tnkılâp ka birsey olmıyan bu adamın hiç lâdenparti verilmissicumhur Hazretlerinin kâtibi umuHâdiseleri 7 ) Halk Fırkası programı yık olmadı&i Universite muhitinden tir. Bunda Türk mileri Hikmet Bey tarafmdan M. Şamnın şahsî hürriyet ve masuniyet madde* uzaklastınlmasma bUha»«a iktidarsefareti erkânı ve bröne Millet Çiftliğinde bir öğle si, hatta... 8 ) Bizim şu münakaşamız sızhğı ve bir de Yahud' bir aileve Türk spor heyet ziyafeti verilmiştir. isoat eder ki Türk inkılâbı demokrat, mensup olması sebebiyet vermistîr. Sovyet Rusya beYemekte Hariciye ve Dahiliye Ve.. liberal ve parlımanterdîr. Gene mkılâp Türkiyeye birkaç defa ffidip «edenî kültür âl killeri de vardılar. şeflermin ifadesine göre «sınıf mücalen bu sözde müsteşrik, bir aralık. mecKsi reisi, Ha delesi mahsulü değildir.» Mademki büyük Gazknizin yarattıân ve bü • ridye Komis4r1iği Karahan Sadri Bey 10 temmuz inkılâbmı tün cihanın hayran kaldı&ı fnkılâpmümessillerile edebiyat ve tpor ve sınıf mücadelesi mahsulü oimadığı için lar aleyhinde bulunmağa cüret etmiş, san'at âlemlerine mensup birçok zevat itham ediyor, ayni bozuk silâhi cumhufakat bakikatin aydmhğı karşısın • hazır bulvmmuşlardır. Sovyet sporcu. Londra 1 (A.A.) Resmî tngiliz riyet inkılâbımıza da çeviriyor demek4 a nihajret asıluz iddialanna niha(an birçok spor ekzersizleri yapmış . mahfilleri bir takım Alman tayyare tir. Yani «stnıf» davasını bu ife sok • yet vermej<» n e c b a r olmu?tu. lardır. lerinin Avusturya topraklan üzerinde mak manasızdır. (Aynca bu snııf keliyaptıklan uçuşlardan doğan hâdiseler mesi de marksistlerin kullandığı manahakkmda muhtelif hükumetlerce hâlâ yı kaybetmiştir. Fakat bu, büsbStun Paris. 1 (A.A.) Havas ajansı biltetkikat yapılmakta olduğunu, fakat ayn bir bahistîr.) diriyor: Berlmden haber verfldiğine bu htmısta henüz hiçbir neticeye ve Berlin 1 (A.A.) Radyp sirke göre Fransız lise talebeleri grupu karara vanlmadığmı söylemektedirler. 2 Sadri Etem Bey bu noktada ilk tindeki birçok Yahudi ve sol fırkalaharp olüleri âbidesine Fransız renkyazdığmı tahrif etmistir. İlk yazdığı TB. mensup memurlar işlerinden çı lerini tajıyan bir çelenk koymustur. aynen su idi: «1876 da birinci meşru • kanlmıştır. Bu «uretle yapılan ta Saint Jean 1 (A. A.) Italyan tiyet, 1908 de ikinci meşrutiyet bir ta«arruf bir milyon kadardır. hava filosunun trlandada bulunan Naraftan düşman tecavüzlerile parçalanan lentiaya varmak üzere yann erkenden Osmanlı imparatorluğunu korumak için «Yeni Irak» refikimizde şu haberi havalanacaği öğrenilmiştir. sarayin ve ona istinat eden politikaa • Burje 1 (A.A.) Yüz beysrir okudukı lann, diplomatların hareketiydi.» kuvvetînde bir motörle mücehhez bir «Evvelce matbuatm elmi koiunu bağHalbuki yukanya aldığım 2 numaralı Toronto 1 (A.A.) Fenlandiyalı turizm tayyaresile dünya etrafında layıp ağzuta kilit vuran matbuat kanunu, koşucu Komonen yirmi mil 1159 yar cümlesinde birinci ve ikinci meşrutiyetbir devir yapmak nivetinde olan Fengazetelere kâmil bir serbesti vermek suleri birbirinden aytnyor ve ikfncisini landiyali tayyareci Bremer bu sabah da mesafeyi iki saatte koşarak yeni retile tadil edilmis ve yeni kanım ira«padisahın mukavemet etmemesi ve bir dünya rekoru yapmışhr. •aat 9,33 te Londradan havalanmış tahtmda kalmasile neticelenen bir da dei mülkiyeye iktiran eylemiştir.» ve 12,32 de Burjeye gelmîstir. va» sayıyor. Teviline rağmen bu da yantiğini iddiaya kalkıyor. Fakat bu iddia lıstır: Hürriyetperverlerle ne korkunç tevil götürmez. Sadri Bey yazısının hiç bir mücadeleye giriştiğin' mektep ço bir yerinde «inktlâp tarihi» dememiş • Hamburg 1 (A.A.) tki Hitlerci cuklarmın bile pek iyi bildikleri Sultan milis komünistlerin hücumuna uğ tir, bilâkis bizim Osmanlı tarihile mü Hamit, liberal cereyana bilâkis elinden Paris 1 (A.A.) M. Marguet ramış ve yaralanmışlardır. Komü • nasebetimizi Bulgarlarm, Yunanlılann geldiği kadar mukavemet etmistir, maM.Bluma bir mektup göndermiş ve nistlerden biri yakalanmıstır. alâkası derecesme mdirmiştir. lunru M. Blum bu mektubu Popolier gaze**% 3. Sadri Etem Bey bu noktada da tesbıe dercetmiştir. M. Marguet M. Dava bitti. Sadri Beyin hakkımda ilk yazdığmı tahrif etmistir. tlk yazdığı kullandığı «turşucu Cemal» «ibiş» gibi Blumun müdafaa etmiş olduğu usultabirlerine cevap vermiyorum. Şımları Ierin kifayetsiz olduğunu siddetli bir Nevyor 1 (A.A.) Bankalar me aynen su idi: «Nasıl birçok milletler Osmanlı imparatorluğuna isyan ederek da bir daha sormıyacağnn: öyle ise nitakım tedbirlerle ilân etmekte ve mur ve müstahdemleri sendikasının millî hakiannı almışlarsa Türk milleti çin 23 temmuz mkılâbmı resmen tebÂvrupanm yeni vaziyeti dolayısile reisi Cumhurreis M. Ruzvelte gön de kendisini yabancı milletlere müstem cil ediyoruz? Niçin en ileri gelen mat derdiği bir telgrafta iktısadî ve malî amele ve işçi kütleleri tarafindan leke yapmak istiyen Osmanlı impara kanunun ahkâmmı tatbik etmiyen banbuatımız bu inkılâbı Cumhuriyet inkı. întihap edlimîş bir hükumet vücutorluğuna ayni sekilde isyan etmiş ve kerlerin bu hareketlerini protesto d e getirmenin ve sosyalizmi bey lâbının tohumu addediyor? Niçin... bir ihtilâlle kendini Osmanlı devletin • etmiştir. nelmilel sahaya nakletroezden evvel (Bin sual daha sorabilirim) fakat değer den kurtarmıstır.» Pek açık deefj mi? Sendika reisi bu telgrafta Ruzvelt millet Içinde tahakkuk ettîrmenin mi? Bundan sonra birçok suallerle bu Yani biz Bulgarlar, Sırplar, Yunanh plânının banka memur ve müstah îüzumundan bahseylemektedîr. başı daha fazla sersemletmek değil, lar gibi, onun tabirile «ayni şekilde» demlerine teşmil edilmesi için ısrarda Osmanlı devletinden kendimizi kurtarbelki düştüğS ve ebediyen kalacağı yerbulunmuştur. de kendisini teselliye gitmek vazifem • mışız. O halde Osmanlı tarihi Bulgara Gandi gene tevkif edildi! Karîsi, kâtibesi ve otuz iki müridi de sivil itaatsiz töhmeti il hapse atıldılar Bir münakasanın sonu NALINA MIHINA Ö Z Dİ L lan gibi yazacak, yazdıklari gibi ko . nuşacaklar. Yardımcı bir dile dayanmadan dü . şünduklerimizi eksiksiz söyliyemeyiz ve yazamayız, diyenler görüşlerinde ne ka. dar yanıldıklarını çok sürmeden anlı yacaklar. Üzerinde iyi çalıçırlarsa, bıkmadan, usanmadan emek verilirse di limiz tertemiz, güçlü ve sevimli bir dil olacakhr. Yavaş yavas arasbrdıkça an. lıyoruz ki, ötede beride sıkışıp kalmış nice değerli sözJerimiz var. öyle söz ler ki, onlan her duyuşta, her kullanış. ta ağzımızda bayguı kokuln bir yemi »in tadını alıyor, üzene bezene yetiştirilmiş çiçekleri kokluyor gibi oluyoruz. Yeni yetişen yavrular.. ö z dilin sizin için ne büyük degeri olduğunu bizim kadar anlıyamazsınız. Bizim çektdcle rimizi bilmez, düsünemezsiniz. ö x dil «zi yepyeni, ileri bir yaşayışa kavuş . turacaktır. Size ae mutlu.. Size ne mutl a " " Ankara Orhan Hasbi Yerli Mallar Sergbî ve I Türk Sanayii eşmci yerli mallar sergîsi açd » di. Türk düşmanı bir Alman profesörü Gazi Hazretleri rierlin Üniversitesindeki vazifesinden çıkarıldı Dün Yalovada Fransız sefirini kabul ettiler Rusyaya giden sporculanmız Hindistan Ef gan hududunda Ingiliz tayyareleri bir şehri bombaladılar Simla 1 (A. A.) ; tngiliz tayyareleri Kotkaiyi bombardıman etmişlerdir. Bu aksam da tekrar bombardıman yapılacaktır. Bu tedbire Bajourinin 8ç tahrikâtçıyi hükumete te«Hm etmemesi yüzünden lihcum gorülmüştür. «Şarknı garbe açılmış pence « olan Galatasaray lisesinde be şinci defa tertip edflen bu sergi, millî sanayi âlemimizin ufuklarma açılmff bfr penceredir. Türkün büyük istidat ve kabfliyetinl, gBrmek için, millî Sanayi Birliği ile Onun azimkâr ve genç Umu > mî Kâtibi Nazmi Nurt Be * yin beş senedir, muntazaman aç « • tıklan bu pencereden o âleme bir defa bakmak kifayet eder: Orada, 1926 senesinde ancak 300 kösur atbiyeden fbaret iken bu sene 2900 fabrika bacasmm dumanlarile ufuklan kararan, hayır, kararan değil nurlanan bir çalışma ve iş dünyasmm bötün güzel eserlermî görürsünüz. Bir iki ay sonra, onuncu yddönihnB* nG kutlulıyacağımız Türk Cumhuriyetî^ memlekette, her sahada mkilâplar, ycnilikler, yükselmeler yapmışhr; ba arada hiç yoktan varettiği şeyler vardn kf bunlarm birincisi de, hiç şflphesfe,«Türk sanayii» dir. Evet, millî sanayiimizî yaratan Cumhuriyet idaresidir. Sanayi ve Maadin Bankan ile Teşviki sanayi kanunu, «Türk sanayii» denflen bu nevzadî emziren, bakan, büyüten şefkatli 3d sütanasi olmıışlardır. Cumhuriyetîn kuvvetli kanile harikalı bir hayata mazhar olan ba yavru yedi sekiz sene için de, çabucak bByümüs, serpilmiş, gör • bfiz bir delikanlı olmuştur. Daha ileri gitmeğe lüzum yok! Teşhir edflen eşya itibarile birinci ve be * şinci sergfler arasında görülen azim fark, sanaynmizm büyük inkişafı hakknria sarih bîr fikir edinmeğe kâfidir., Beş sene evvel, Herekenm kostfim * lük kumaşlarma bakmca, bunlarm tn gîliz kumaslannm solgun bir taklidi oTduğunu görürdünüz; buijn'i, Hereke kumaflarma bakmca, halis tngiüz kumaşı diye yardasmı 1012 liraya aldı * ğınız kumaslann Herekede yapılrraş olduğunu anlıyarak aldandığmıza tees • süf ediyor fakat yerli mallarm bu de • rece yükselmis olmasmdan da mem • nuniyet ve iftihar duyuyorsunuz. Peşteden bu tarafa bütün Avrupa mn en mükemme! deri ve kundura fabrikası olan Beykoz, eski koku^u ve kaba derilerinm yerine, şimdi, ka^m eldiveni ve çantast yapılan en ince, en lüks deriler yapıyor, bunları Avrupa mamulâhndan stz, ben değil; Rusyadaki mütehassıs gümrükçüler bile ayıramıyorlar, Avrupa malı sanıyorlar. Feshane fabrikasınm şayaklan, battaniveleri ve diğer mamulâtı arasmdaki fark düne nisbetle bugiin yüzde yüzdür Bakırköy bez fabrikasınm muhtelif mamulâhnı bir bakısta tanırsmız; çünkü memlekette bu fabrikanm mallan ayannda hiçbir ecnebi malı bulamazsınız. Ben, bahçemde kullanmak için geçen sene dört şezlong almıstım. tkisinin bez leri Avrupa malıydı, ikisininki de Bakırköy... Avrupamnkiler üçüncü ayda parçalandı, Bakırköyü fabrikasınm bezleri ise beni eskitecek gibi görür.üvor. Gene Herekenin kıravatlarına bakı • nız; içinde markast olmasa kat'iyyen yerli olduklannı anlıyamazsınız. Devlet sermayesile vücude gelen bu fabrikalardan bahsettiğime bakıp ta hususî müesseselerin ayni ayarda mal yapmadıklannı söylemek istediğimi zan' netmeyiniz. Hayu, yünlü mensucat fabrikalanmızui hemen hepsi ayni dereceye yükselmiştir. Ankaradaki Yünis fabrikasmın, Süreyya Paşanın ve Karamürsel fabrikasınm kostümlük ku • maşlan da böyledir. Basta mektep arkadaşun Kara Mustafa zade Ahmet B. in müessesesi olmal üzere diğer deri fabrikalan da, Avrupa derilerinm aynini yapmaktadır. Ada pazan pamuklu mensucat fabrikasınm kumaşlan ne güzeldir. Avrupada tah sil etmiş Türk gençlermin bir eltezgâ hile başlıyarak bir fabrika haline koyLutfen sahifeyi çeviriniz Karahan dün mükellef bir ziyafet verdi Hikmet Beyin verdifli ziya'et Avusturya üzerinde uçan Alman tayyareleri Ankarada köv muallimleri kursu Ankara 1 (Telefonla) tlk Tedrisat müfettişlerile köy mtıal • Kmleri Zriaat ktırtu bugiin Ziraat Enstitüsünde Ziraat VekMt Muhlis Bey tarafmdan açılmıştır. Açılma re»minde Maarif ve Ziraat erkânı da hazır bulımmuşlardrr. Almanyada Yahudiler işten . çıkarılıyor Fransız talebeleri Berlinde Nevyorkta sıcak dalgası Nevyork 1 (A.A.) Nevyorkta şimdiye değin eşi görulmemîs derecede siddetP bir sıcak dalgası hü • küm sürmektedir. Sıcaklık Faren hayt termometresme göre 101 dereceyi bulmuştur. Sekiz kişi günes çarpması yUzünden öltnüştür. Kan hücumundan rahatsız düsen yüz lerce kimse hastanelerde tedavi al tına ahnmışlardır. Balbo tayyare filosu BDyOk hava seferleri Irakta yeni matbuat kanunu Bir dünya rekoru Fransız Sosyal'süeri arasında ihtilâf KomOnistlerle Hitlerciler arasında Amerikada banka müstahdemlerinin protestoları Berlin is'âm enstitOsö reisi vefat etti Dünya pamuk sarfiyatı Berlm 1 (A.A.) Volf ajansıntfans Berlindeki tslâm enstitüsünün rebi Haa Mehme Nafi ÇeleM bir ırmakta yıkandığı «rada birdenbire kan hücumu «eticesinde ölmüştür. Nevyork 1 (A.A.) Son mevsim içinde dünyada sarfedilen Amerika pamuğu 14,132.000 balyadır. Ge çen mevsim 12,506,000 balye idi. Bu, 1928 denberi yapılan en çok sarfiyattır. nekadar yabancı ise Sadri Etem Beye de o kadar yabancı olmak lâzım gelmez mi? Cümle ve iddia sarîh. Hususile «bizim tarih 24 temmuzdan bashyor» cümlesini de yazısmın baslığı yapmıştır. Fakat şimdi Sadri Bey büsbütün başka birsey söylüyor. tnkılâp tarihini kastet tı i«e pek. ama pek çoktur. Temenni ederim ki nutuklan ba«lsın, oku. Hatta •ana, gene senin öne sürdüğün Sümeı Bank işinde bİT de misal göstereyim: Evvelce devlete ait olan Beykoz, Fea hane ilâh... fabrikalanna şimdi müs takil birer anonim şİTket olmak üzere devlet »ermaye veriyor. Yani devlet sanayii bile tam IMT libeTalizme doğru gidiyor. Işte senin anlıyacağm SiİTner Bank işi budur. lsmet Paşayı metetmekte geç kalmama gelince, ben ilk defa olarak tahdit sisteminden evvelki gün bahsettim ve o münasebetle de Başvekilin aldığı bu muvakkat tedbirlerin yerinde olduğunu söyledim. lsmet Paşayı ben itap ettikçe sena ve tenkit etmj şimdir. Hakkında küçük bİT kitap bile yazdım. Fakat dalkavuk olmadıgnn i çin, sık sık kaside yazmadım ve ken disinden hiçbİTşey istemedinv. Türk indir. Hem de ona hediye olarak bir de kılâbından anladığım en yüksek mana da budur. Gngöz Recai ismini bu bahse kitap götüreceğim: Tesküatı esasiye kanştırman da manasızdn. Çünkü Seıkanunu! ver Bediin kahTamanı sana diyebilİT ki: PEYAMİ SAFA ...«Aramızda ne fark var? Ben para Selâmi tzzet Beye Ismet Paşa dev çahyonrm, sen de: Eser!» letçilik kelimesini asla mutlak mana » P. S. sında kullanınaTnıştır. Liberal beyanamek yoktur. Eğer... Salih birdenbire çıplak göğsünu açtı. Etinin üstünde beliren kabur galarının arasına parmaklarını so • karak bulutlu ve kapalı bir sesle: Bak, dedi, bu göğsün içinde ciğer yok, anladın mı, ciğer yok... Ben ince hastalık çekiyorum, kan kusu • yorum. Gece yarıları, ayazda, ça murlu tramvay yollannda elime balyozu alarak demir delecek hal var mı bende? O vakit muayene olundun, bir şeyciğin yoktu. Muayenede anlamadılar. Ha limi görmüyor musun? O zaman bövle değildin demiyor muyum sana?.. Şimdi daha beter çöktüm, fakat o zaman da halsizdim. Fakat sen ayyaş olduğun için, ne derler ona, mastor olduğun için çıkarıldın. B°ni bu hale sokan kim? Kim? Sen, babatn, anam, hepiniz... bir sigara sardı. Babası onun el hareketlerine d'kkat ederek: Tabiî, burada da esrar içmezsin! dedi. Yok ki. yürüyerek ağır adımlarla babasıra Demek olsa içerdin. Fakat Salih yerînden kımıldamı • yaklaşmıs, boynunu kırarak ona Salih bir küçük omuz hareketile yor, kısılımş gözleri arasından, yadoğru uzatmıştı. Gözletrini süzerek kimseye hesap vermek mecburiye şile uygun olmıyan pişkin ve ihtiyar başmı birkac defa salladi ve hicbir tinde olmadığım imaya benzer bir bîr yan bakışla babasım süzüyordu. şey söylemedi. Nafiz Bey elindeki tavır takınmıştı. Nafiz Bey kâğitla • Nafiz Bey, ağır ve şüpheli maksatvazife kâğıtlarını okur g.'bi yapmakrını yanındaki sigara i?kem1esir.in larla yüklü olan bu gözlerin tesiri ta devatn ediyordu. Fakat oğlu, ba üstüne koydu. iskemlede biraz salaltında kalmakla beraber, oğlunun sının ucuna o kadar yapışkan bir landı ve dedi k i : duygulanna hiç ehemmiyet venri ısrarla dikilmişti ki Nafiz Bey dö Efendi! Y a n k defil mî sana, yortnuş gibi ağır ağır yürüdü, salm^ nüp sormağa mecbur oldu: yazık değil mi gençliğine?.. Bak ne caklı iskemlesine oturdu, talebesinin Ne istersin, be adam, beni rahat hale gelmissfn? Ben seni hiç böyle vazifelerini okumağa devam etti. görmedirn. Evvelki ay geldiğin vakit bırakmıyacak mısm? .Fakat bir kelime anlamıyordu. G3gene halinde insana benzer bir şeyö t e k i başını sallamakta devam ztinfîn ucu hep Salihe takılı... ler vardı, bu kadar perisan olma • p» Oğlu, biraz evvel durduğu nok • etti ve cevap vermedi. Pembe Har.ım mıstın. Ben senin o serseri hayatında onlara endişeli gözlerle bakar»k, tada kalarak o fena bakiflı gözle ne haltlar karıştırdığını bilmiyor detelâsa benziyen hareketlerle odaya rile hep babasım takip ediyordu. ğildim, ama bu kadar düştüğünü ilk girîp çıkıyordu. Fakat Nafiz Bey okur gibi yaptı ve defa bu gece görüyorum. Ne üst baş Nihayet, Salih bir santialya cekti bes dakika kadar sıkmtıh vaziye kalmış, 'ne akıl, ne vücut! Sapsarı •e babasının karşısına oturdu. Cetini degiştirmedi. kesilmişsin, evlât, tapsan! Bu yo • binden bir tütün paketi çıkardı ve Salih biraz evvelki gibi yanyan Tefrika: SERVER BEDI Sabahsız Geceler lun sonu ölüVndür, anladm mı, Sa Iih, ölüm, ölüm! Salih birdenbire dudağınm kenarfle dişleri arasında bir emme hareketi yaparak ve garip bir ses çıkpr dıktan sonra yere bir tükrük fış • kırttı: Keşke gebersem... dedi. Ne yapıyorsun? Burasını so kak mı zannettin? Yerlere ne tükürüyorsun? Bu ne acayip hal! Artık sen kendini iyice kaybetmişsin. Gebersem... Gebersem... fnsan birdenbire ölse iyidir, kurtuluştur, fakat se . nin vaziyetinde olanlar ölmeden evvel sürünürler. Daha bunun sürüreceği kaldı mı ki?.. Salfh babasının yüzüne öyle bif bakı» baktı ki gözlerinin icindcki ümitsizliğin derecesi, Nafiz Beyin gene rikkatine dokundu: îyi ama, dedi, oğlum, kurtul • mak senîn elindedir. Bak seni sirkete yazdırdım, üç günde k*\Ifa ile bozuşarak dışan atıldm. Esrarkeşe ek • Bey, gene «ben senin baban değiüm!» diyecekti; fakat yutkundu. Mahut münakasanın tekrar canlanmasına dayanacak kadar sinir • lerinde kuvvet bulamıyordu. Fakat, dedi, ben sana anlatamıyorum, zaten her şeyi de anlat mak istemiyorum. Sen bir kurbansın. Fakat seni bu hale getiren ben değîlim. ö y l e diyeceksin tabiî... Hayır. Beni o kadar vicdansız zannetme. Salih m'lder gibi sesler çıkararak* «•Vicdan, vicdan!» diye mınldandı. Evet. Biz seninle bir türlü iyica konuşmadık. Ya sen kafayı çeker gelir, para koparır, gidersin; yahut kav?a ararsm. Şuraya uzan dedim. sarta. Uzan. Ben de şu vazifeleri okuyup tashih edeyim. Uvkun gelirse ^ider, içerîde yatarsın. Yann öğleve kadar benim dersim yok, evdeyim, sağlam kafa ile konuşuruz. Fakat uykun gelmezse bu gece konuşalım. (Mabadi var) J

Bu sayıdan diğer sayfalar: