6 Ağustos 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

6 Ağustos 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Ağustot 1933 Cttmhariyet '• SON TELGRAFLAO Bana kahrsa Tenkit karşısmda artist İ Yeni ve eski Türkiye Memleketimize gelip giden Rus muharririL. Nikulin Rusyada intibalarını anlatıyor , Moskova 5 (A.A.) Tiirkiyede uzun bir seyahatten dönen Sovyet mu . harrilerinden L. Nikolm, Ta» ajansı muhabirine şunları söylemiştir: «Ilk durağım fstanbul oldu. Orada 3 hafta kaldun. Türk mahbuah Tıir kiy» bakkrnda bir eser jrazmak istiyen bir Sovyet muharirrinm gelişi hakkında makaleler yazdı. Istanbul matbuah miimessilleri, şairler, muharrirler, artist ler fehri tanıtmak ve bn şehirde yenî Tarlriye tarfmdan yapılmıs olanlan görebilmekliğim için euerinden geleni yapular. k Ben tstanbula 8 sene evvel, şehrin itilâf aıkerleri tarafından iıgali hahrası henüı canlı iken, gitmistim. O zamandanberi sehir, manzarasmı degistirmiştir. HaHa bütiin dünya memieketlerine raensup tüccar ve esnafuun mahallesi olaa Beyoğiu bile bh Türk mahallesi içînde bir Türk sokağı olmuştur. Eski ıstanbulda da Osmanlı Türkiyesine ait mazmin mürteci hususiyetleri kaybol . maktadn*. Artık yürfl peçeli kadın görülmüyor. Kırmın fesler kaybolmuştur. Fakat bana mukabil tstanbul Ünrversite« kn ve erkek talebelerinhı Inrmızı ve mavi bereleri görülüyor. tıtanbulda oradaki hemen bütün muharrirler T« şairlerle görüştüm. Evvelâ klâıik sair, bfiyfik ihtiyar Abdülhak Hâmit Beyi gördüm, Hâmit Bey, Türk fürinde klâsik mektebi temsü eder. tıtanbul riyaretlerimi Türk siirmm son temayülünün en ilerisinde bulunan Nânra Hflcmet ile bitirdim. Kadın muharrilerden ŞSkufe Nihal Hanımtn evinde Sovyet Rusya hakkmda birçok eserler neşretmiş olan mütercim ve muharrir Haydar Rifah, mSnakkh Nurullah A • tayı tanıdım. Sovyet sinemacüıgında ve Meyerholdun Moskova tiyatrosunda çalışmış olan rejisör Muhsin Bey tarafından idare edilen Darülbedayie gittun. Ankarada uzun müdet kalısım, benim bugünkü Türkiyeyi daba iyi tannna ma vesile oldu. Türk devlet adamlan ile sık sık görüştüm. Maarif Vekili Reşit Galip Bey bana, ilk mekteplerden başhyarak Oniversiteye ve tsmet Paşanm ismini taşıyan Kız Enstitüsüne vanncıya kadar mektep sittemini tamt. maga yardım etti. Türk hnkumetinin e»ki eserleri saklamak ve Türk müıelermi zengmleştirmek icin çok çalıstığmı gördüm. Ankarada Türk muharrirlerini ziyaret etraekte devam ettim. Bu muharrirlerdten birçoklan ayni tamanda mühim devlet a • damlandır: Meselâ, Büyük Millet Meclisi kâtibi Ruşen Esref, Falih Rıfln gibi... Maalesef, hasta olduğu için meşhor muharrir Yakup Kadri Bey ile g3rö . şemedim. Ankaradan tzmir ve bavalisine gît tim. Buran beni alâkadar ediyordu. Çünkü tstiklâJ harbi, Yunanh işgalcilerle döğüş buralrda olmuştu. Orada Türk köyünü tetkik etim, mücadeleye işu'rak etmiş olan Türklerle görüştüm. tçîm, yeni Târkiyenin bana verdiği muhtelif ve komplek* hislerle dolu olarak Rodos adasına gittim. Bu ada şimdiki halde ftalyamndtr. Ve Osmanlı T&rkiyesine ait garip bir hahrayı tenuil ediyor. Rodotu idare edenler, e«ld T&rkiyenin adetlermi • yeni Türkiyeyi daha vazih gösterraek için . kasten muhafaza ediyor gibidir. Bu turetle yeni Türkiye, Hakevleri, mektepleri, doğan sanayi Türkiyen fle, fes, peçe ve araplarra uyuşturucu kahveli Türkiyesi arasmdaki fark, parlak bir •urette görünüyor.» Muahedelerin tadüli meselesi Bir İtalyan gazetesinîn mühim bir makalesi Roma 5 (A.A.) Gazetta del Popolo, Italya • Maearistan münate • bahndan mahsederken muahedelerin yeniden tetkiki tezini müdafaa etmiş ör. «ttalya muahedlerm yeniden tetkiki taraftan mıdır?» Sualini soran gazete «evet, taraftandır ve bilhasta Tria . non muahedesinm yeniden tetkiki taraftandrr». diye cevap veriyor. Fa • fcat bımdan sonra gazete, mnahedele » rin tetkiki meselesinin dörtler misakına karşı bir hareket olmadığını yazıyor. Hariciyede yeni tayinler Ercüment Ekrem Bey Vekâlet emrine alındı Ankarm 5 (Telefonla) Varşova Büyük Elcilik mosteşan Ercümet Ek> re*n Bey Vekâlet emrine alınmıştır. Cenevre Ba^konsolosu Celil Bey besinci derecede terfi etmiştir. Kos • terce konsolsn Asaf Bey merkeze nak. ledilerek yerine Nebil Süreyya Bey, Odesa konsoloıu Hayri Bey merkeze naKJedilerek yerine Kenan Bey tayin edilmişlerdir Varşova elçiüği müsteşarlığmm Roma müstesan Kadri Rıza, Romaya, Zeki Nebil, Barsölon kontolosluğtma Fi. nız Beyler taytn olunmaşlardır. Bakâ kon*o!osa Nurullah Bey merkeze alınarak yerine Fuat Nebil, Gümülcfine başlronsolosa Muhtar Bey merkeze ahnarak yerine Selim Rauf Beyler gön. derilmişlerdir. Usküp kontolosluğuna Belgrüt batkîtibi Saffet Azmi Belgrat baskâh'pliğine Şevki, Beyter tayin o • lunıruşlar, Moskova ikinci kmlibi Muammr Bev, Belerat ikinci kâtiplîpine, Paris fiçüncü kâtibi Faik B ; ' merkeze nakiedilereV yerine Mehmpt Ali, Var . şove kancıları KâmH Emrullah Bey merkeze nakledilerek yerine Rıdvan Safa Beyler tayin olnnmuşlardır. ü s • küp kançılarlıgma Halit Bey tayin e • dUmistir. Moskova evrak memuru Recep Bey merkeze nakledilerek yerine Saip Be?, Nevyork kançtlarlıgma Cemal Tayyar Bey, Barsölon kançılarlıgma Rıza Rifat Bey tayin oJunmuşIardır. Barsölon kançılan Reşat Bey merkeze nakledilmiş, yerine Sadi Bey gön. derilmiştir. Iskenderiye kançılan Ali Fuat Bey merkeze nakledilerek yerine tbraf»"m Sırr Bey tayin ohmmuştur. Sandi bir sene hapse mahkum Bombay 5 (A.A.) Bir sene hapse mahkum edilen Gandi, hapiste ev» velce kend'sine yapılan musamaha . kârlık tekrar edilmiyerek alelâde re • 5ime tâbi tutulacaktır. Mahkumiyet sadece Pounadan aynlmaktan ve siyasi faaliyete iftirakten menedildiği halde nizama tnugaytr hareketinden dolayı verilmiştir. Mahkeme reisi, Gandmin söyliye. eeği tozlerin propaganda mahiyetinde olacagmı ileri sârerek IOZ söylemeune müsaade etmemistir. Zira, Gandi, soyliyebildigi kua soılerde, «fiJdetle» idare taraftan olaa Ingfliz usuliraü tenkh etmiştir. Bombayda, Lancashire pamuklulari tatan dükkânîara girilmesine mâni oldnklarmdan birçok kadınlar tevkif edilmiftir. ün ressam Hâmit Necdetin bu sahifede Elif Naciye verdiği cevabı okudum. Üzül düğiimU itiraf ederim. Ondan bu yaKurslar iktısadî terbiyeyi ve ileri tekniği köye zıyı beklemezdim. Müdafaa hakkını Sfötürecek ilk adım olacaktır a^ın bir öğünmeğe kadar götiiren satırlar: «Primitif bir tablom için Andre Lnote sen terakki ederken kuvvetlt hamleler yapıyorsun de • misti. Hatta bunun için eger bu tarzı ki yepyenidir, »enin dehan buldu İM bu yolu bırakma, takip et de mişti.» Veyahut: «Ben anyorum, her zaman değilse de çok defa buluyorum. Prhnrtif kızda buldum, Rüyada buldum, Fir'avunun kansrnda buldum, Muhammette buldum.» Veyahut «hayret ve iştiyakla bu eserimi siizdükien sonra: Sen dedi, artık chefd'oeuvre yapmağa baş AnKardâaJd kurta devam edenlerZiraat Vekili Mahlit Beyle ladın. Bn tablon çok orijinal, gorülbüyük yığını köyde yaşamaktadır Ankara: Ağustos Ziraat Vekili memiş...» ve geleceğin zengSn, müreffeh ve Muhlis Bey, ziraat enstitülermde ilk Hâmit Needet Bey Avrupada kakudretli Türkiyesî ancak böyle sağtedrisat müfettişleri ile köy mual zandıği, fakat şifahî olduğu için bize limlerine mahsus kursu açtı. lam bh temel üz.erine kurulabiltr. asla ispat edemiyeceği bu takdirleri ••* Bu kurslardan diğer üçü, gene, kendisini müdafaa için bir vesika Açma merasrminde Ziraat Vekili tzmir, Bursa ve Adanada açıldi. şeklinde ileri sürmekle kalmamıştır. kurslann bu bakımdan haiz oldukMaarif Vekâletinin aylardanb'eri Makalesinde kendîni beğenmenin lan büyük ehemmiyete tetnas etti. Ziraat Vekâleti ile elbhliği yaparak daha çfrktn, zira daha müteaddi edaZiraat, Vekili bundan başka Cum hazırladığı bu kurslar, köy terbi huriyet hükumetinin köye ve köy lan vardrr: «Fakat bu kadar sımayesini ziraat, iktısat ve sağlık ba lüye, yalnız köy hallnnın nüfusumukımmdan amelî bilgilerle takvrye nk bir münakkidi memnun edebil zun büyük kısmmı teskil ettiği için etmeğe matuftur. mek içfn eserîmin Ltrvr miizesina değil, fakat ayni zamanda Türk köyKöy çocugunun kafasına mücerkabul edilmesi icap edeceğe benziHisünün zekftsını, yüksek kabiliyeret malumat doldurmaktan, muhi yor.» tini, asil ruhırrrn ve metin karakte tindeki eşya ve hâdiseler hakkında Hâmrt Necdet Bey bu makaiesile. rini büyük bir kıymet tanıdığı ve bilona havatta çokluk işine yaramıyan bîrkaç iptidaî kaideye karşi hür diği için ehemmiyet verdiğini bil • bash bilgiier vermekten ibaret olan metsizliğini ilân etmiş oluyor. EvvelA, hassa tebarüz ettirdi. Filhakika ts diinkü köy terbiyesi artık bugünün tenkit edilen msanlarm cevap ver ihiyaçlanna cevap vermekten uzak tiklâl mücadelesinde ve onu takip meleri pek husuaf şartlara tâbîdîr. eden senelerin büyük iktısadî savatır. Bu rribarladır ki okur yazarlı • Tenkit karşısmda san'atkânn jetti, şında köylü halkımızm nasıl bh kudgın, iTk tahsilin köylerde beklenen kuvvetînin ıımnı taşır. En haknz ret ve kıymet olduğunu ve millî varmeyvayi vermecnesmrn bashca seve en hain tenkit onünde bîle derunt Iığın ana mesnedi buiunduğunu gSrbebmi bu metot sakatltgında gören inzibatinı ve sükunetini muhafaza dük. Bugün yapılacak şey bu son genç ve değerli Maarif Vekilimiz, «tmesini bîlmiyen artist, san'atına *uz enerji membamm veriminî artmodern tekniğe dayanan iktısadt en çok înanan dostlannda bile şilptıracak vasıtalan bulmaktır. terbiyeyi köy hayatmuzda büyük in> ne uyandınr. Bu tarafından bakılırKursları hazırhyan komisyonun kılâp yapacak bir manivelâ olarak •a tenkit, sanki tenkit edilenin mu • muhterem reisi Talim ve Terbîye heele almıs bulımuyor. kavemetmi tmtihan etmek içindh*, yeti azasindan Haydar Beyin de Resit Galîp Beym bu gorusündekl denebilir. Hâmtt Bey bunun farkınmuallhnlere hitaben söylediği vecîsabet uzun uzadıya bpata muhtae da olmamıştır ve afif, dürüst bh 5hile bu vasrtalann en başında köy değildir. Türk köyünün büyük bir ğunmenin mazeretlerini suya düşühocası gelmekttedir. nisbVtte fakfr ve îptidaî manzaralı recek derecede, müdafaa hakkını Kursta ilk dersin mevzuu tavuktoprak kümelerfnden îbaret kalı köprü yaparak, kendini metetme çuluk idi ve Tavukçuluk enstitüsü nin ilıtfrasına kapılmıştır. Gene Hâ şmdakt amil. Türk kSvlüsuriün tabîmüdürü doktor Kadri Bey tarafınmit Necdet Bey farkmda olmamıs • atîn ellvelerl karşısmda güçsüz ve dan verildi. Memlekete kolaylıkla mukavemetsiz bfr halde tabit İkhtır ki fifaht takdirler hiçbir çey îsbüyük bir servet membaı verebile « sat devrfnf yaşamasi ve fleri tekniği pat etmezler; Fransa eger kendislcek olan bu ziraat şubesinin ehem • tammamandır. Koyün, topraktan ain bir şaheseri karşısmda bulun miyeti hakkında çok istifadeli ma yüksek vetlm alarak, malısullerî saydı bunun senedini en buyük mülumatı ihtiva eden bu dersin bazı emtia karektermt kazanarak, îhtf • nakkidme imzalatmış olurdu. Aynl parçalanm bütün memleketin istiyaçian genlsleyin millf »anayi için zamanda hem fırça, hem de kalem fadesine arzetmek üzere bir başka pazarlaşarak millî ikhsatta müsbe* kullandıgi îçrn Elîf Nacîye sıtem yazrmızda îktibas edeceğiz. bîr kivmet oiabîlmesf lcm kSye b « *> eden Hâmit Necdet Bey gene far ALİ SÜREYYA hemehal sağlam bîr IstiKsal terbfyesl kmda olmamîşfır ki verdiği bn cevap, vermeğe mecburuz. kendisîni de muanrmm vaziyetinKoy terbiyeai kurslan bu iktısadt de birakıyor, hem de çok aşaği bir ferbivev! ve ileri tekm&l kSve gotüderecede. Çünkü Hâmit Beym marecek ilk adım olacaktrr. Bu kurskalesinde bastanbaşa ibare düşükî, larra Türk kSyüne bh namlede motîîrkçe kotü ve yajnsı en müsama clern bîr k8y fekâmülünü verecegi hakâr dil hocasmı bile Isyan ettf • iddia edilemez. Fakat kurslarda orecek mektep çocuğu yanlışlarîle Eski bir suiistimalin kuyacak k3y mnallhni ıwna«rr ikti doludur. Gençliğe karsı zftfrmdan ve resim san'atının birdeki rtibarsız feat terbryesfnfn ve modern tekniğin muhakemesi yapılıyor bir Sncüsü olarak köye dönecek ve lıgina karşı tee«sürirm<Jen dolayı güyalnız mektepte 'degil, böttm köy Harbi Umumiye ait tekâlifi zel sergisin! biraz da mübalâğa ile muhitinde venî bh* iktısadt zihnrvetf harbiye mazbatalanndaa çıkan beş metettiğhni bugün itîraf mecburi ve tatbikt ilimierm faydalı bügile • milyon lirahk brr «ahtekârhk dava. yetmde kaldığim Hâmrt Necdet Bey, rini afilryaeaktır. sına dün 2 mci eeza mahkemesinde hem aan'atk&r tevazutmun, hem d« Artık «u bakrkaf îyî anlaşılrm» • başlanmıstn. gururunun srrrmı tahammülde ve îrr: Modern Türk kövünü her »ey Davacı mevkünde bulunan Defsükutta bulmazsa, Türk münakkit • den eyyel devletm düsünen ve va terdarlığm iddiasma göre, bu işten lerinden daha a a dersler alacaktır. ratan bir müme«silî olarak köv* vermaznun olan, mülga Tekâlifi har PEYAMl SAFA Le«en kös nraallimi kuracaktır. Millî biye komisyonu kâtiplerinden dört Kayatin dlger mü»Ket »artlan, ancak efendi, tekâlifi harbiyeye ait def köy hocasinın aydınlattı&ı zetnin terlere sahte kayitler gecirmişler ve üzerînde müessir olabilrr. bunlara istinat etmek »uretile uy durda deyin mazbatalan tanzim et. Evleri Deton, mektebi, koopera » ^ tstanbul S (A. A.) T. D. T. Cemişlerdir. tifi, oteli, dlspanaerL yolu, telefonn. mtyetinden: Türk dili tetkik cemiyeti sulaına kaaaTlan, müsterek traktörü Bu sahte mazbatalar devlete bornmutnî mfrkez heyeti bugün saat 14 te ve harman .makinesi olaa. inaanlan cu olan bir takım zevat tarafından nmumî kâlip Ruşen Eşref beym reisliasıl kıymetinden çok noksan olarak akşam radypd*. dünya saiıire t>iya^ tedarik edilmia ve hükumete ibraz «asnu ye tahyflât Hatlannı dinliyeo, ği alünda Dolmabahçe saraymda top . edilerek borçlan itfa ettirilmiştir. gazetesini okuyaa ve bankada helanarak anketa dahil Arapça ve Farsça aabı carj»i oJanAyropa köyü... fste Yalnız Defterdarhğın bu me*ele sözlere gelen cevaplar üzerine OsmanİL. dolayısile istediği tazminat 700 bin bugün kur»J«rd«L. yarm koyjmu^LiL cadan Türkçeye karsılık klağuzu kolirayı bulmaktadır. lim mekteplerfnde yetiaecek koy nomisyonunun hazırladığı karsılık listeleealaruun saratacakları «ey!. Vazifelerini ibmal ederek ntiis > rini mazakereye devam etmiştir. ^. timalin yapılmasına meydan veren Türk fnkılâbram bütün davala on memurla, mazbatalan ucuzca sa . .Umumî merkez heyeti Pazartesi gBrraı bu Avrupa köyiine bağlamak tm alan on bir zat ta maznun ola. yanhş olmaz. Çünkü Türk halkımn nü saat 14 te tekrar toplancakhr. ^ • Köy muallimi için açılan İHEM Sergide ziraat kursları ANKARA MEKTUPLARL NAL1NA M1HINA o Yerli Mallar Sergisİni düşfi . nen ve açanlardan Allah razi olsun. Sergi, ağustos sıcakla « rmda. yalnız yerli mallarm gözel bir ınesberi, Türkün S sene içinde 50 seneîik Uler basaran yüksek sınaî kudret ve kabfliyetmm iftihara değer bir abided olmakla kalnruyor. ayni zamanda agus» tos sıcaklannda, Beyoğlunun ortasm • da bir hayat ve faaliyet kaynağı da teşkîl ediyor. Yerli mallan ğörmek isriyenler ora« da, eğlenmek istiyenler orada, masnd dinlemek istiyenler orada, birbirinm hasretmi çekenler orada, alısveriş «t • mek istiyenler orada, hediyelik eşan « tiyonîar toolıyarak gununu gün edenletf orada, bedava tiyatro seyretmek isti « yenler orada. sık tuvaletlerini göster « mek istiven kadınlar orada, kadmlara kendini göstermek istiyen erkekler ora* da, Luna Parkta yumruğunun knvvetî. nî denemek, nişancılıktaki meharetin! göstermek, sağa sola torpil atmak, atli kanncaya binmek istiyen küçük ve böviik çocuklar orada... Hulâsa, butün İstanbul orada... Biraz da reklâm: Kuvvetlî ve DOI reklâmlan yaptığı içm reklâma muh « taç olmamakla beraber, söyliyeyim 1H Kuru kahveci Mehmet Efendinm b • ğullan da orada, sergînin en mesKor rtrivatçılarmı bir araya toplıyan gü • zellik m»Hed!nde arkadaslan Etem Pe< tev ve Kâzrnı müesseselerite beraber hannnlara adak adamadan guzellik dapıtan asrî evliya, Evliyazade Nurettin Bey de orada... Az kaldı unutuyordum: Denfz or « kestrasmm güzei havalarmî yalnız ku • laklara dinletmekle îktifa etmivereH musikiyi gözlere de seyrettiren thsaıl Bev de orada... Geçen akşam, bahçede Denfz rhîzi' kasnu dhıliyerek günün yorgunluklarîni çıkanrken sertn serin esen rüzgârla bh* rehavettir bashrdı. Zingalm harikaB bir nebat gibi Bç günde yerden bhfve • ren güzel köskünün rahat ve mâkellel döşeğini hahrladım. Kendi kendimi, şt ketfn güzîde müdnrü Tevfik Âfi Beyi misafir etmek istedim; fakat eski bir mektep arkadasrmın muhafazaama tev< di edilmis olan köskün kapılart küitlf idl. Gaiiba, ben den evvel, haneberdu« «tm biri Zingal şirketme misafir ohnal istemis... Sergiye yerli mallan teshlr etttği lç%( Istanbulun sSnük hayatmda bir canlı • lık teskil ettiği içm ve nihayet bonah»« cı sıcak gfinlerde bana mevzo bulduğu için mâtesekkirun. 700,000 lirahk mühim bir dava Bursa yolundaki kaza Birinci tahifedenjnabat tir. Sıhhiye müdürü Ali Kemal Beye tstanbuldan misafir gelen üri hanımla bır musevî madam ve Şahap Bey ls * minde bir zat muhtelif yerlermden ya< ralanmışlardır. Diğer yolcular da ufaK tefek yaralar almıslardtr. ölen yokttm Müddeiumumî kazanm sebebî hak ^ kmda mahallinde tahkikata devam eU mektedir. Hamdullah Suphi B. Bükreş «Gedkmiştir» (A. A.) * «Balkan muhabiri mahsusumuz • dan» Merkezi Pariste o 4 lan beynelmilel akademi diploma • tik, son defa aktettiği fevkalâde iç. timada, Ankarada vefat eden Lehistaa buyük elçisî M. Alsovskiden münhal kalan azalığa Bükreş elçhna Ham 4 dullah Suphi Beyi Intihap etmiştir. rak mahkemeye aevkedilmişlerdfa> Bunlar arasında bazı zoaruf kim * seler de vardır. Maznunlannm adedd 25 e baliğ ola» bu dava, müstacel mevattan adde • dilmediğinden mahkemelerin ta tilden sonra bakılması kararfle baf» ka bir giine bırakılmıştrr. mısin? Nefesin tutulur gibi mi ol • mus, ne haltsa... Ben demrn açık söyledim: Seni sevmediğim îçin ha» talığın da bana vız geliyordu. Kaç yaşımda idim o zamav ben? Daha ortada yaş maş yok, dört ayhk mısm, nesin, şöyle birşey. Hemen topal Ahmedi koştururlar* Bulmuşlar yanş beygirini... Kadıköyünden doktor çağır « tırlar. tşte Macit te, sözde bu dok torun yamağı iıniş gibi beraber gelir. Kim bilir, sen doğduktan sonra bu herif Nezahetle mektuplaştı mı, buluşup konuştu mu, nedir? Belkl Nezahet ona senin kendisine ben zediğinî söyledi, beriki de merak etti, ilk fırsatta köşke gelmek için bir bahane aradı; belki senin böyle bir hastalığmt beklediler, belkî Nezahet ona bir haber uçurdu, bura » lan belli değil. Pasa da o gün evde yokmus. Anlıyorsun ya, tatn fırsat. Yoksa böyle tesadüf olmaz, değil mi? (Mabadi var) Dil Cemiyeti merkez heyetinin dOnkö içtimaı dime yüzlerce defa: «Nafiz, oğlum, Sükranm her sözüne niçin maniyorsun? Belki de kıskançlığından yapıyor, ortada Nezahetin fenalığını is ! pat eden ne var?> diyordum. Artık Şükranla da buluşup konusamaz olSebebini anlıyanlar da yok değildi. muştuk, çünkü hastalığı tepti ve Tamam. Halbuki ben Neza • Çünkü Nezahetin MacHle seviştiğini azdı. Onu Heybelîde bir eve yatır faetten bir çocuğum olmasını o kabilenler, duyanlar olmuştu. Etrafı dılar. Topu topu kendisini iki üç kedar uterdim ki sen doğduktan sonra re ziyaret edebildik. Yazı tnerakhsı hmeundan... Kendi başıma.. Saç mızda gizli kapalı bir dedikodu çalkandığinı ben hissediyordum. Ne yaolduğu îçin Nezahete de, bana da larımı çeke çeke ağhyordum. pacaktım? Ne yapabilirdim? Nezaayn ayn mektuplar gönderiyordu. Salih ciddî bir teessürle : heti brrakmak, oradan aynlmak?., Son aylannda bunu da yapamaz ol KStti tey be... dedi. Fakat sevryordum onu, seviyordum, du ya. Zavallı... Ondaki bu msant alâka Nafiz Beölesiye, anladın mı? Ve bir türlü Nafiz Beyin gözleri daldı. Salih yî memnun etmişti. Bu serseride hâbeni aldatmıç olduğuna yüzde yüz te aya$a kalkarak gerinmişti: lâ biraz kalp ve hassasiyet bulun • inanmak istemiyordum. Sonra, or Olur şeyler değil be... dedi. ması onu tatmin ediyordu. taya bir de sen çıkıp gelmişsin. Elâ Uvkun mu geldi? Ya... Evlât, dedi, böyle iste, lem ne der? Kundaktaki çocuğunu Yok yok, bir rehavet basti aben hayatımda bir defa gönül verbırakıp giden bir baba! Hem Ne • ma uykudan değil . Sen anlat. Si • îdim, onda da başıma neler geldi. zahetin fenalığını kime ispat edebinema seyreder gibi oluyorura, hoşuSen doğduktan sonra da anana bir lirim? O vakit b«n bile emra değilma gidiyor. kelrme soylememiştim. Zaten loğusadim. Bak, bugün sen de ispat isti • Ay sen buvtlan masal yerine nı' lık zamanını da geçirmesi lâzımdı. yorsun, şahitlerin bir kulakla bir çedinli yorsun? Kendimi yiyerek bekledim. Fakat, neden mi ibaret olduğunu soruyor • Yok be. . Ne masalı?.. Bu kanele sen doğduktan sonra aramıza sun, işte o zaman ben de kendi kendar kuyruklu palavra olur mu? Bagiren «oğukluğu herkef anlıyprdu. Tefrika: 10 SERVER BEDI Sabahsız Geceler şmdan geçmiş, belli. Zaten bu an lattığın şeylerin ötesmi berisini ben şundan, bundan, senden, anamdan vaktile zaman zaman duymuştum. Şimdi bazı yerlermi hatırlıyorum. Bir de hiç böyle sırasile, üstüplü anlat an olmamıştı. Sen devam et. Zaten çoğu gitti, azı kaldı. Hay babanm canına rahmet. Fazlası da tıraş olur sankim ba!.. Fakat icap ettikçe ben sana tafsilât veririm. Şimdilik üstünkörü geçiyorum. Nihayet Nezahetin loğusalığı da bitti. Ben ona bu dedikodulardan bahis açmak istiyordum. tstiyordum ki yalan desin, iftira desin, bana temiz olduğunu ispat et sin. Anlıvor musun? tnsan doğruvu öğrenmek îçin çıldmyor ama felâ ke^'nin yüzüne vurulmasını da bir türlü hazmedemiyor. Onun icin bende korku vardı. Ya Nezahet her seyi doğru dosdoğru söylerse?.. Ya hut ta ya temiz olduğunu iddiaya kalktığı halde ispat edemezse?.. tcimdeki süpheler büvürse?.. Anh musun? Anhyorum, kötü şey! Hah!.. Ben de sana bunlan anlatmak için büyümeni, herşeyi kavnyacak bir yaşa gelmeni bekliyordum. İyi ya işte, anlat, ukalâlığı bırak! Seninle konuşmak ta ne güç! Antika sözler söylüyorsun Asıl sen antika sözler söylü yorsun, anlamadığım bir sürü lugatler paralıyorsun, şunun kaba türk çesini anlat. Anlamadığın sözler olursa sorarsın. Ben hocayım, kızmam, an latmaktan yorulmam. Peki, peki . devam. Dur bakayım?.. Ha az daha söylemeği unutuyordum. Bir gün Macit bizitn köşke çıkagelmez mi? Herif mi?.. Vay köpoğlu!.. Ne işi var orada?.. Ne cesaretle gelmiş?. îste birinci patırdı oradan koptu ya Ben evde de&ildim. Sana o gün aminn bîr hal olmus. Bavilmış yor

Bu sayıdan diğer sayfalar: