18 Ağustos 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

18 Ağustos 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ağusto* 1933 Cumhmriyet •• SON TELGRAFLAC M Musolininin makalesî derin akisler uyandırdı ıtanbulun yeni maliye teskilâtı Asilerin bir kısmı SuriyeTahdidi teslihat başka, Ameriye iltica ettiler Mersinde yeni pamuk mahsulü kanın yeni inşaatı baska! Mersin 17 (A.A.) Dim Borsada Mersinde yetişen yeni mahsul iane pamuğunun batmam 60 kuruştan satıl ıruştrr. Ve yeni mahsulün borsaya ge lişi münasebetile merasim yapılmıştır. Vasington 17 (A.A.) M. Norman Davis, »ilâhlan bırakma konfe . ransmda silâhlar meselesinin halli i • çin bir çare bulunacağını umit etmek. tedir. Amerika, demi«tir, orada bahrî hacimlar münaseberini münakaşa e • decektir. Bu i», deniz konferansma a ittir. Amerika ile Japonyanın deniz inşaatı prograrnı bir filâh'anma yanşı o . lamaz. Çünkü inşaat, muahede mev • cut hacmi asmamaktadır. Taymis gazetesinm Bağdat mu habiri 13 ağustos tarihile gazete sine çektiği bîr telgrafta şu malu matı veriyor: «Resraen bildirildiğine göre Asuri asilerinden 500 kişi tekrar Suriyeye iltica etmişlerdir. Asilerin bakiyesi şarktaki dağlarda dağılmıştır. Ba zilan hükumet kuvvetlerine teslim olmuşlardır. Bu mevande 250 Asurinin silâhlan almmıştır. Hükumet harekâtı askeriyeye artık nihayet bulmus cazarile baki yor. Yalnız dağlarda tutulan asileBerlin \7 (A.A.) Prasya meclisi reisi M. Goering, dünden itibaren Prus. rin ovaya indirilmesi ve sevki işî ya dahilinde hayvanlarm tecriibeler içîn kalmiştir. Dağılan çetelere teslim oldiri olarak parçalanmasmı yasak et • malan içîn 48 saattik bir mühlet vemiştir. rilmiştir.» Sabık Istanbul meb'usu Süreyya Pasa tarafmdan, (Gece gelen tel graf) rsmindeki şiir kitabmda ba basını ve kendishri tahkh edi«i bir şiir bulunduğundan dolayı şair Nazım H?kmet Bey aleyhine açılan Berlb 17 (A.A.) Journal de» seden lâyihalar hakkında da hiçbtr madavaya, dün birinci ceza mahke D.lıatsya göre ttalya, Avusturya me . lumata sahip degildir. mesinde <Ievam edildi. seleleri hakkında Aîmanya nezdinde taAlman kamplarmdan bhinde AvusEvvelâ, suçlunun vaktîl« mem mamen dostane bir fikirle yeni bir te» turyayı istilâ için Avusturyalılardan mü lekete pasaportsuz girmekten do sebbüste bulunacaktır. rekkep bir ordn teskfl edildiği hakkın. layı 3 aya mahkum olmuş bulun da Rayşpost gazetesinde ileri s&rfilen Almanlar ne diyorlar? duğu hakkındaki eski bir karar oiddia ise biisbütün bos vc manasızdnr. » kundu. Münih 17 (A.A.) Volf ajansm • dan: Avusturyadaki milliyetçi sosya Frannz gazetelerinin neşriyatı Bımdan sonra ruçlu vekili trfan listlik hareketini idare eden ve mer . Paris 17 (A.A.) Havas ajansı bil. Emm Bey 233 üncii maddeye îsti kezi Münihte bulunan heyet, Viyana . diriyor: Matbuat tekrar Avusturya • naden müdafaa sahJtlerfnin dwı da çıkan Rayşpost gazetesindeki ifjaat Almanya vaziyetile meşgul olrr.iğa lenmesinî ist«di ve bu şiirin sairin hakkında şu tebliği nerşetmiştir: başlamışhr. babasmm vefatmd«ın evvel yazıla cAvrupada milliyetçi sosyalistlik pro> Gazeteler, nazilerin Avusturyada rak 931 senesmde bir matbuat gepagandası hakkında her türlü salâhiyet yaptıklan propagandada Viyanadaki zintisind'e oktmduğunu bilen bazı ve mes'uliyet heyetimize aittir. Bun • Alman sefaretinm oynadığı role daîr kimseler bulunduğunu söyledi. dan dolayı Alman milliyetçi sosyalist Rayşpost gazetesinin ithamlanm ret için Davacı vekili bunun usul« uy fırkasınm haricî işler ofisi Avusturyaya Hitlercilertn gösterdikleri tehalükü kay gunsuz olduğunu söyledi. Bu ara talimat göndermemistir. detmekte ve Hitlereiler tarafindan yada ban münakaş«la.r oldu. Gece Heyetimiz Münihe taşındığı gündenpılan protestolarm Rayşpostta nesredigelen telgraf kitabma ait fiirlerin ber Viyanadaki Alman elçiliği ile hiç len vesikalan kat'iyyen ret ve cerhede. müsveddeleri tekrar tetkik edildi. bir münasebette bu'unmamıs ve her mediğini isaret eylemektedirler. Neticede miizakereye çekilen mahhangi bir mektup gendermek için bu keme heyeti şahhlerin dmlennxe*iNazi fnkası haricî siyaset dairesinîn elçiliğin servismden istifade etmemişn« mahal olmadığma karar verdi. mevzuu bahis vesikalarm amili olduktîr. ları söylenilen iki kisiden muvakkaten Bunun üzerine Müd'deiumumî idHeyetimiz guya Avusturya aleyhinde aynlmağa lüzum görmesi Rayspostun diananoesini dermeyan ederek almmış bazı ikhsadî tedbirlerden bahiddialarmı tevsik edeeek mahiyettedir. 440 mcı madde mucibince ceza istedi. Davacı vekili de suçlunun 480 inci madde fle tecziyesi ta • lebinde bulundu. Suçlu avukati müdafaasını yaparak: Müd'deiumumt bey 440 mcı maddeden bahsettiler. Bu zinaya taalluk eder. Her halde zühul buyurmuş olacaklar, dedi. Ve reism (zühul) kelim«sihi kullanmaması hakkındaki ihtanna bu kelimenin' her şeyde müatamel bir kelime ol Londra 17 (A.A.) Morning î*ost <hığu cevabını vererek şiirin mahiBerlia 17 (A.A.) • Irk nazariyesi gazetesi, demokrasinin rchitab hak . yetini izah ve bahsedilen babanın müdafileri Fransayı zenci rejimmden sembolik bir vatan babasi olduğu kmda M. Musolinin yazdığı bir maka* dolayı kabahatli bularak bu vesile ile nu söyledi ve: leyi olduğu gibi nesretmittir, Bu gazehep birden tekrar Aryen ırkmm yuk te, ttaylan Basyekiiinin yazısızu sü . sekliğini tekit ile Fransanm müstem • Şnrde bir hırsiz seraskerden tunlanna gecirdiktçn sonra diypr ki: leke ordusuna hücum ve Almanya için b*hs©diliyor. Babalan hakkmda M. Musoliıvnin ileri sürduğü bu id silâh miisavahnı istemek fvsatım bu • hırsızlık MfİTiadını kabul ediyor luyorlar. dia, beynelmilel siyasej sahasında bu lar mı? Bir ölüm anmda beş liraya y&kınlarda görülen vak'alarla da teeytenezsül eden bh adamdan bahseNational Tag, bu nazariyeyi «1» ayüt etmektedir. diliyor. larak divor ki: Bu Süreyya Paşa mıAr? Cevap «Ecnebi efkânumumîyesi Almanya. da gftva yapddığı iddia edil* yahudi versmler. Serasker Rıxa Pa»* hakAnkara 17 (Telefonla) Istanbul zuliimlerile mesgul olacağma bir başka kmda tarih hükmünü vermiştir. Bu maliye teskilâtma tayin edil«n seksen ırk meselesile uğrassa daha fyı olur. Bu hükmü 5fad« etrrtek cürüm olamaz.» memur ayın 20 sîne kadar buradan Is tnesele Fransanm zenci ordusu ntese • tanbula hareket edecekler, orada mu . dedi. Reisin ihtan ürerine müdafaa lesile FranMz'ann gittikçe zeneileşme • amelâtı devralarak 1 eylulde çalışmağa bir iki yerinde kesildi. Ve müdafaleri teblikesidir. b^'ıyacaklardır. anrn <îaha uzun süreceği anlaşıla Gazete, Fransa milietmm nadir Kafrak muhakeme 23 ağustosa bıra kas milletlerinden olduğunu ve bu millete «tabiaün ırk semivliği hakkında kıldı. bir Vıassavyet vermekten cekinmiş gibi Muhakemede şair Nâzım Hikmet görüpdüğünâ» dr ilâve etmekte ve <öyTiran 17 (A.A.) Selânikte öldüBey ve kalabalık bir dinleyici kütle devam etmeldedîr: rülen eskî Priştine meb'usu Hasan Bey lesi h*ztr bulu»du. hakkında ecnebi matbuat tarafmdan ve< Fransa ecrnhpriyetrnde bh* sene!, rilen haberlerde katilin bu cînayeti Arssker olsun, sivil olsun b'tr beyaz gibi rrraamele görmektedır. Fakat Avru . navut unsuriarınm tahrikile yaptığını pa, kit'amn gam kısmmuı zencilestiril. bildirmişti. Bu haberler tamamen asılmesine lâkayt bir seyireî vaayetinde sızdn*. Katil Resneli ve Yugoslavya tekalamaz.» baasindan olup Arnavutlukla hiçbir a. lâkası yoktur. Almanya • AvusturyaMüddeiumumî dün ceza meselesi gene alevlendi talebinde bulundu Nazım Hikmet B. in muhakemesi Yeni deniz tarifeleri Sadullah Bey yük tarifesini Ankaraya götürdü. Yolcu navlunları ehemrniyetli derecede indirildi Bir miiddet • tenberi sehrimiz . de bulunan Ha . va ve Deniz müsteşan Sadullah Bey dün akşam Ankaraya git miştir. Sadullah Bey, tarif e komisyo • nunca hazırlanan yeni yük nav . lun tarifesini ik hsat Vekâleti Ve. kni Muhlis Be • ye tasdik ettir . Deniz Musteşarı mek üzere An Sadullah Bey karaya götürmüştür. Bundan başka müsteşar Sadullah Bey deniz yollan ve her yolda yapılacak mecburi seferlerle her postanm uğnyacağı iskeleleri tesbit e. den programı da beraberinde götür müştür. Tarife komisyonu pazar günü tek . rar toplanarak yolcu tarifesini ikmal edecektir. Komisyonun geçen içtima • ında bazı azalar tarafmdan Devlet De. niıyollarile, şirketin elindeki her va pur için ayn birer tarife yapılması tek. lif edilmiştir. Fakat bu teklif kanunun ruhuna ve maksada uygunsuz görii • lerek ekseriyet tarafmdan reddedü . miştir. Çünkü komisyon kanunun tari fatı veçhile halk için faydalı rekabetsiz bir tarife hazırlamaktadır. Nitekim, komisyon tarafmdan yol . cu tarifesinin simdiye kadar hazırlanan kısımlannda da ehemmiyetli tenzilât icra ediimiıitr. Eski tarife il« Trabzooa birinci mev. kile 25,5 liraya gidUirken, yeni tarife ile gene birinci mevki 18 liraya gidi • lecektir. Halbuki iki sene evvel Trab . zon hattının birinci mevki ücreti 33 lira idi. İzmire de evvelce 15 liraya gidilir . di. Şimdi 11 lira ücret konulmuştur. İHEM NALINA MIHINA Bir Osmanlı meb'usu! riştineli Hasan Beyi Selânik te öldürmüfler! Su testisi su yolunda kırılır. Geçen sene, bilmem niçin lstanbula gelmiş ve Türkiye hükumeti tarafmdan hudut haricine atümıs olan bu adann, Istanbulda bulunduğu sırada, tesadüfen Taksim bahçesinde görmüş ve yanın daki tanıdıklaruna, onun hakkındaki millî kinimi söylemekten kendimi me. nedememiştim. Ben, Osmanlı meclisi meb'usanında, açıldığı günden başhyarak kapanmcı • ya kadar zabıt kalemi müdürlüğü etti ğim için, o meclise ait acı, tatlı birçok hahralanm vardır. Bu mediste gördüğüm yüzlerce Os * manlı meb'usu içinde çesit çeşit insan lar tanıdım. Bunlarm bazıları apaçdc Türk düşmanı idiler, padişahlık idaresini değil; fakat devleti yıkmak, par . çalamak için can ve gömilden çalışır lardı. Bir defa daha yazdığıro gibi bunla» kendi miUiyetlerinden bahsederkeu «Arnavut kavmi necibi» ve «kavmi ne cibi Arap» gibi hürmetkâr tabirler kullanırlar, hem o kadar çok kullanırlardi ki Türk meb'uslar da, bu kavimlerden bahsederken mutlaka «necip» sıfahnî yapiftmrlardı. Her fırsatta düşmanldc • larmı gösteren ekalliyetlerin hepsi, O meclisin indinde necip, yalnu Türkler değildi. Filvaki kendi milletlerme mütemadiyen necabet izafe eden Arap, Arnavut ve saire meb'uslan, Türkten bah . sederken adeta busumetlerini daha iyî göstermek ister gibi, asla böyle sıfatlar kullanmazlardı. Sanki5 biz necibiz, six Türkler değilsiniz, demek ister gibi mfi< temadiyen ayni şekilde tekrarlanan bu sözler karşnmda, bilmem neden, o zaman kıyamet kopmazdu Anlasdan O«manlılığm «tevhidi anasır» hulyası ruhlara pek çok nüfuz etmişti de ontm içm gürültü çıkarmaktan içtinap edilirdi. Filvaki Osmanlı meclisi meb'usanmda ve hükumetinde ekaüiyetlere karşı, a * man danlıp ta başımıza iş çıkarmasm . lar diyen bir korku vardı. Türkten gayri anasır meb'uslan arâsmda Priştine meb'usu Hasan, Şam meb'usu Şükriyülâseli, «ben Osmanlı Bankası kadar Osmanlmm» diyen Ser. fiçe meb'usu Buşo ve emsali Türk döşmanlığmı aleniyete vuran elebasılar dı. Diğer bir kumı da kinlerini içlerin de saklarlardı ki Bulgar meb'uslan ba nevidendi. Bir tstanbul meb'usu Emanoilidis vardı ki hiç Ruma calmıyan şivesile senelerce rîyakârlık ettikten sonra, U • mumî Harbin son günlerinde, mağlu 4 biyet başgöstermee, birdenbhe, Mari eerma dideye, Rabbim, güneş göstermesln mtsraınm canlı bir misalî olmns, mec • Ksm içinde müthiş bir Türk düşmanlı . ğının küstah, mütecaviz ve mel'un bir bayraktan kesilmişti. Fakat hıristiyan meb'uslarm Türk düsmanlığmdan ri * yade müslümanlannki çok an ve ağır geliyordu; çünkü, ne de olsa, onlari tebaalıktan başka din rabıtası ile de devlete bağlı samyorduk. Priştineli Hasan Bey, Balkan Harbhtt de, üç tarafından hıristiyan ve Slav mit* letlerle sanlmış bulunan Arnavutluğu istilâdan kurtarmağa çalışan Türk or « dularmı, Arnavutlara arkadan vurdu • ran uğursuz bir sergerde olmuştu. O, Arnavutluk istiklâli perdesi alhnda, Türk düşmanüğı, Ittihat ve Terakki düç* manlığı, şahsî kinler ve ihtiraskrla do. lu bir adamdı. Mecliste her ağzını açhğı zaman, zehir kusardı. Arnavutluk istiklâline kavustuktan sonra, memlekethtde de tutunamayışı ne menfi ve hari» bir adam olduğunu gösterir. Priştineli Hasan Bey, nihayet kimbilir, ne mak satlarla dolastığı Selânikte öldüruldü. Cinayetier, siyast veya şahsî olsun, menfurdur; fakat Priştineli Hasan Be. ye acıyacak, herhalde, biz Türkler de. ğiliz. ttalya hükumetinin Almanya hükumeti nezdinde yeni bir teşebbüsü ve Fransız gazetelerinin neşriyatı Değerli bir köy hocası böyle olur! Kırım harbinde ölen Fransızlar Samsunun Çukurbük kö Feriköy mezarlığmda dün merasim yapıldı yünde asrî bir mektep Kırım muharebesrnde ölüp Feriköy mezarlığtna gömülen Fransı* askerleri ve bahriyelileri için dün sabab meKarhkta rubanî merasim yaıpılmıştır. Merasime Fransa ateşemiliteri Miralay Kont Dö Kurson ri yaset etmiştir. Merasimde Fransır jeneral konsolosu ve Fransız tebaası ne Uçüncü kolordu kumandant na mma Mhalay Kemal Bey, Bah riye müzesi müdürü Cezmi Bey, I talya hükumeti namına da Miralay Mannereni, Ateaenaval binbaşı Soldati hazır bttlunmufiardır. Fransız maktuileri abidesinm kaidesine muhteşem çelenkler konul duktan sonra Miralay Dö Kurson Çukurbuk k5y mektebincten fcü, bhr nutuk irat etmiştir. Miralay me»ene mezun olan talebeler rasimde mümessil bulunduran Türk Samsun (Hususî) Samsun ordusuna bilhassa teşekkür etroif, Sıvas hattının 34 üncü kilometresin bflâhare demiştir ki: de Çukurbük isminde güzel bir köy « Burada yatan Fransı* askervardır. Bu köyde üç sene evvel Paşa îeri ve bahriyelileri 1853 te dos* Mehmet Bey isminde hayırbah bir bir milletm istiklâl ve bürriyetini zat kârgir güzel bîr mektep binası müdafaa için barbederek maktul hediye etmisti. Mektebe tayin edi • düşmüslerdrr. Bunlar Türk aakerleri len Fikrett Bey isminde genç bir mu ile birlikte kabramancastna döğüş allim 46 kız ve erkek talebesinden müslerdir. Birlikte harbettiğtmiı bu sene on birine şehadetnamelerini Türk askerinin efsanevî addedile vererek ilk mezunlannı yetiştirdi. cek kadar fevkal&de olan cengâveBu on bir yavru tahsillerini Kavak rane mezayası dünkü tarihin »ahi mektebinde ikmal edeceklerdlr. felerinde yazılı olduğu gibi bugünPaşa Mehmet Bey bu yavrulann bü kü tarihin sanifelerine dahi müm • tün tahsil müddetirtce kitap ve kırtaz bir Şef tarafından tesbit edil tasiye masraflarmi vermeği taahhüt miştir.> i etmiştir. Çukurbük meiktebmdeki tem'îzlik ve intizamı köylü yavrularmın se kâ ve çalışma zevkini görenler genç mualîimin üç senedir yılmaz bir azim ve sönmez bir aşk ile çalıştı ğma inanmakta hrç te tereddüt et mezler. Fikret Beyin üç sene evvel çok cüz'î bir sermaye ile talebeye açtırdığı ve gene onların idaresine terkettiği ufak kooperatifin temetüü ile giydirdiği yavrulann vilâyet talebelerinden hiç te far>klan yoktur. Genç muallhn, talebelerinin yalnız fikir terbiyesini değil, beden terbiyesmi ihmal etmiyor. Onlan çalıştırarak güzel bir bahçe yaptırdığı gibi yazm sıcak günlerinde yavrularını etrafına toplıyarak fennî yüzme öğretiyor. Çukurbüklüler gençliğmi köy hayatma, minimihi yavrulara hasretmiş olan genç mu allimlerini çok seviyorlar. Maarif Vekâleti tarafmdan Amerîkaya staja gönderilecek köy muallimleri meyanında Samsundan da bu genç muallim tavsiye olunmuştur. papele fitsen bu akşam taşmayım. | Oltnaz oğui, olmaz . Ben senin ağırlığınca vergi veroorum. Yuh, be!.. Duyan da Parapa las otelini islettiğini zamneder. Her ne ise, ben gideyim de gene görü şürüz. Seninle benim aramda çın gar çıkmaz. Saghcağılan . Beş kâğıttan aşağı olmaz oğul! Salih memura bir seiâm sarkıta rak merdivenlerden indi ve savuştu. Sürpik Dudu soruyordu: Altın saati nasıl etmişler de çarpcmslar? Biraz sonra Trabzonlunun arkadaşı ayrılır. Bunlann üçü bir otomobile atlarlar. Bu sefer de ver elini Araavutköyü! Fofo aşiftesi Trab zonlunun göğsüne yatar. Yolda şarkılar sövler, bir kevif bir eğlence... Arnavutköyüne gelince otomobilden inerok bîr kajçinoya gireceklerken, birdenbire Salihle Fofo gözden kaybolurlar. Trabzonlu neden sonra farkma vanr ki altın saatle köstek alla Demokrasi niçin Fransa gittikçe zeninhitata gidiyor? cileşiyor mu? Alman gazetelerinin garip neşriyatı Priştineü Hasan Bey niçin BldürHldü? Iraktaki isyan Sporcularımiz Odesada Moskova 17 (A.A.) Türk spor heyeti dün tayyare ile Odesaya git . miştir. Heyet tayyare meydanmda O. desa spor teskflâb ve mahallî bükumet mümessilleri tarafmdan karşılanmurtır. Türk heyetine Ukraynanm en iyî sporcularmdan bir grup refakat etmektedir. Almanyada böyök bir sui'stimal Karlsruhe 17 (A.A.) Bâde vi layetinde birçok belediye reislerinm methaldar olduğu zannedilen suiistimal îşi gittikçe büyümektedir. Dün dört belediye reisi daha tevkif edilmiştir. « Gandinin orucu Poona 17 (A.A.) Gandi ken . disine yapılan şartlan kabul etme miştir. Buna göre mumaileyhin dün başlamış olduğu orucu bozmadığı zan . nedilmektedir. Almanyada tecrübe için hayvan parçalamak memnu Düyunu Umumiye Türk daînler vekili Zekâi Beyin kerimesi Mecdet Hanımla esbak Nafıa Vekili ömer Lutfi Beyin mahdumu Bülent Beyîn evlenme merasim i dün, Perapalas oteli salonlarında icra edilmiştir. Yeni evtilere saadetler temenni ederiz. * » * Merhum Kemal Beyin kerimesi Selma Kemal Hammla Beyoğlu nahiye müdürü, Galatasarayın tanm mış futbolculanndan Suphi Beyin evlenme merasimi, dün Beyoğlu evlenme dairesinde birçok sevatın huzurile icra edilmiştir. Yeni aileye saadet temenni ederiz, hasmarladıği çekmiş. Sürpik Dudu biraz düşündükten sonra: He oğul, dedi, sen hiç meraklanma. Onlar buraya gelinces, ben karakola gizli habar ederim. Zabıta memuru gene uğnyaca ğını söyliyerek ayrıldı. Sürpik Dudu da yuk an kata çıkmışb. Merdiven başında, tırabzandan iğilerek asağıyı dinliyen Fofo île karşılastı: Ka az kalmı; bir çuval mciri berbat edoormussun. Kale Sürpik Dudu, basrm ağrimi» cok, sersem gibi idhn. tki gün aç kalmisim. Altın saati kime «atmıştınız? Onun parası ne oldu ki? Fofo odasma dönerken cevap verdi: Yirmi lira vermisler, hem saat, hem köstek. On beş günde bitmis para. Fofo mindere uzandı. Sürpik Dudu belkî senelerdenberi su yüzü EVLENMt Tefrika: 22 SERVER BEDt Sabahsız Geceler E şu Sürpik yaman kan! Salih onu kucaklamak istiyordu. Fakat yukarki şapşal rum sürtüğü gene bağırdı: Hangi tzmaro, Sürpik Dudu, ben... Cadaloz Ermeni karısi, Fofonun yiyeceği haltı tam zamanmda kes • tirerek: Ha... Marika, sensin?.. Ben seni kız kardasm sanmısım... Evladum... Yoktur burada Salih... Salihin yüreğ^ küt küt atıyordu. Ya bu Fofo avanağı yuk an kattan ağiz yarışına cıkışır da ortalıği berbat ederse?.. Ulan, bu kan eski den bu kadar enayi değildi be?.. Kann tokluğu yaramıyor galiba buna... Sürpik Dudu Fofoya tehlikeyi iyi> ee anlatmak içmı Marika 1 dedi polis efendi gelmiş, Salih ılan Fofoyu ararayor. Biloorsun nerdedh* onlar?.. Habarm var ısa buraa düşesin de söyli yesin. Sürpik Dudu Fofonun bir sersemlik daha edebiVreğini düşünerek memuru lâkırdıya tutmak Uteroîşti: Bunlar ne etmişler ki ararsınız, diye sordu. Bir Trabzonlunun altın saatile kösteğini içetmişler. «tçetmişler» nedrr ki? Yani dalavere ile elinden alıp kaçmışlar. Herif her Allabm günü karakola damlıyor. Serkomiser de bizi sıkıştırıyor: «Akşama sabaha bu serserileri isterim!» diye bağ' nyor. Yukarıda Fofonun sesi kesilmişti; fakat Sürpik Dudu bu altın saat hikâyesini merak ettiği için: Nasıl olmuş ta, diye sordu, Konyahyı aldarmışlar? Konyalı değil. Trabzonlu . Bir ay kadar evvel lstanbula birinci defa olarak gelir. Shkeci kahvelerinden birinde bir bemşerisini bulur, geldiğinin üçüncü gecesi mi, nedir, beraber eğlenmeğe çıkarlar. Ver elini Beyoğlu. Oradan oraya derken kafaları epey tütsülerler ve bir külüstür meynaneye düşerler. Bu Fofo tezgâhın yamnda imiş. Heriflere göz süzer, aşiftelik eder, ahbaplık başlar. Sonra bu Salih te gelir. Meclis tatnam. Salih birdenbire memurun sözünü keserek: Affedersin ağabey, dedi, ben kaçacağım. «Gideceğim» manasına kulUndıği bu «kaçacağıms sözünün pek aynasız düştüğünü hemen çakan Salih SUrpik Duduya döndü: tste böyle, Sürpik ana, dört görmiyen örtüler arannda Fofonun zaman zaman achk, uykusuzluk ve huysuzlukla eriyen vücudüne baktı. Gene de kıyak kızdı bu. Fakat şu pisliği ve dagınıklığı olmasa... Hayalinde onu bir ay kadar iyi yemek» lerle besledi, vücudünü kendi gö zü önünde yıkattı, üstünü başmı bir biçime soktu ve «para eder.» diye düşündü. Meselâ şu altın saat marifeti az bir şey değildi. Açık göz, becerikli kız .. Fakat hani eski za* manlar?.. Sürpik Dudunun Çiçekçi* sokağmdaki pansiyonu olsaydı Fof bir nazine idi. He canım, dedi, sen de biraz kendine baksana. . Ne biçim kan ıın?.. Azıcık temiz olsaidın sana erkek yoğudu?.. Fofo Sürpiğe arkasmı dönerek: Salihten ayrılamam ben, dedi Ermeni karısı gene ellerlni kal« çalarına koymnş, Fofoyu tecrübell gözlerle süzüyordu: (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: