9 Eylül 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

9 Eylül 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 Eylul 'Cumhuriyet' SON TELGQAFLAQ İnhisarlardaki mütehassıslar Fabrikalarm kabiliyetlerini tezyide çalışıyorlar Inhisar idareîen'nin ıslahatile meserul bu^unan Amerikah mutehassnlar. Cî • bali tütün fabriVasmda calısmalarma devam etmektedirler. Şimdi'tk, fabri . ka dahPîndeki teslniâtta tadilât yapıL mskta binanm tsk^îmatı, matîne ve tezgShiann vazivetî is ve imalât t«rzma göre defistirilmektedir. Bu tadüâttan maksat, zamandan ve masraftan tasar • ruf etnvk, daha verimli ve ımmtazatn bir teskHât vüctıde geHrmektir. M8 tehassısîar, en ziyade fabrîkalarm teknık kabîliyetini yüWseltmek noktasma ehenımîvet vermektedirler. Btmdap baska i'larenm uıııumî iş randımaram ve varidatı vtîkseltmek tedKirleri Gze . rir^pde tetkikatta bulunmaktadır. Inhisar Maresînm bilhi»ssa sieara sahs'an nevi îtrbarile çok dusmnstuV. Eskiden en fazla sah*i olan neviler, Yenîce, Serkildorvan, Baframaden sigaralan iken simdi bu nevflerin sahsi yur . de «>"ive inmiştir. Son aylarda en fazla satıian neviler selc'z kurusluk hanrm, on bir kuruşl<»k birinci nevi ve Halk sigaralandır. Bımiara nfbeten pahalı sigaralarm satısmın azalmasi umumî satıs eski nisbeHni muhafaza etme'cie beraber varidarta hayli noksanlıîp mucİD oîmurtur. Diğer taraftan mh'sar likörleri de pek az sahlmaktadır. Bu îtibarla Amerikalı mütehassıslar bil hassa sahş meselesrni tetkık etmekts . dirW. P»i tctkikat biH'T<ten so^ra satıs maliyet fiatlannın yeniden tanzimi ve sahşlan yükseltmek için icap eden usuller etrafmda veni tavsiyeleri ihtiva et mek üzere îkinci bir rapor haarhyacak. lardır. Bu ikinci raporla, fabrikalarm tsla . hı ameliyesinin ikmalinden sonra mü tehassıslardan !ki« memleketlerine döneceklerdir. Yalnız Polonyalı mflte hassıs M. Cusarserski idarenîn umumt teksOât ve muameiâtmda yapılacak tadüât ve ıslahat için 8numt}7deki se. kadar şehrimizde kalacaktrr. Artvinde meyvecilik Güzel ve nefis üziim ve armut yetiştiren Artvinde her mevsimde yaş meyva bulunuyor Şehitlerin mezarında Gülcemal vapurile Çanakkaleye gidenler diin aziz şehitlerimizi takdis ettiler Çanakkale 8 (Hususî) ŞehiÜe • rimizi takdis için Gülcemal ile hareket eden heyet Tekirdağ, Gelibolu, Çanak. kaleden iltihak eden heyetleri de alarak Şehitliğe gelinmiş, yolda erkâmharp zabitlerimizden Feridun Bey tarafın . dan muharebe yerleri gösterilmis, Ça • nakkaledeki Türk secaat ve Iıamateti hakkında kıymetli bir konferans verilmiştir. Nakı'ye ve Vecihe Hanuniar tarafın. dan halkın hissiyatına terciiman olan nutuklar söylenmiş, yolda mevlut o . kunmuştur. Bir manga jandarma ta • rafından havaya üç el silâh atılmıshr. Avdette Gaxi Hazretlerile tsmet, Fevzi ve Kâzım Paşalara telsizle tazim telgraflan çekilmistir. Bu seneki merasim, diğer seneler olduğu gibi çok parlak olmuştur. Ça . nakkale valisi Süreyya, Frrka reisi Veli, Tekirdaf valisi Azmi, Fuka reisi Ek . rem, Gelibolu kaymakann Vasfi Bey ler de merasime iştirak etmislerdir. Hikmet IHEM NALINA MIH1NA Ezilen çocuklar! 1 Artvinden bir manzara Artvin «Husnst» Kafkas dağla rmm eteğinde husust iklime malik bu* Iunan Artvinin en mühim hususî her türlü tneyvanın hemen her mevsimde bı f unab3me? Hir. Mese!6: H azîranda dut, kiraz, visne v« kaysınm yanmda, incir, şeftali ve saire pibi yaz ortala . rmda çAabilen yemişler de buiunur. tncirler senede iki defa mahsul verir. Çoruh vadisi hemenhemen kar gör. mez. Mezrea tabîr edilen sayfiye yerleri ilkbahara dogru karlar içine gö • mülü iken orada meyvalar çiçeklerini dökmek üzere bulunurlar. Bu sırada kasabada cicekler açmaktadır. Çayağn tesmiye edilen Çoruh kenannda kiraz. la dutun oldnğu zaman kasabada mey. valar henüz çiçekten kurtulmuş vazi yette, mezrealarda da yeni çiçek aç • makta bulunurlar. Bu suretle Çayaf zmda yazın ilk devrinde çıkan yemis. Ierin bittiği ve incir seftali gibi nisbe . ten daha ziyade hararete muhtaç ye misler olmağa basladığı zaman kasa • bada kirazlar olmağa; mezrealarda da çiçek açmağa başlar. Bunlarm bu su retle yekdiğerini takip «bnesi birkaç saatlik mesafede (meyvalann vazi . yetile mukayese edersek) ilkbahar, yaz ve sonbahar hükümlerini icra edL yor demekth*. Artvinin üzümleri çok lenz ve pek fazla yenilebOmektedir. Pek çok nevileri bulunan bu üzümün miihirn bir hususiyeti mayısa kadar taze olarak kalmasıdır. Mayuta Artvinde taze üzüm yemek m!imWündür. Bu ÜTÜTÎ »deta yeni daldan kopanlmış Rİbidir. Buna rağmen fiatı en pahalı olduğu mev . simde 10 . 15 kuruştur. Uzüm Artvi nin başlıca meyvalanndandır. Senenin hemen bütün aylannda buiunur. Yaş meyvalar kamyonlaria Kars ve Ardahana ihrac edilir. Artvinin ^'ma ve armutlan çok makbul ve mütenevvidir. Fakat bunlar kumen satıs bulamadığın. dan halk bu meyvalann kendi tatlı lıklanndan istifade ederek pekmez kaynatmaktadır. Okkası ( 2 0 ) paraya kadar inen armutlar cidden nefistir. tnhisarlar idaresi Artvinde bir îs . pirto fabrikası açarsa Artvin meyva • lan bir fabrikayı fazlasile besiiyecek kadar boldur. Artvinin ormanlan meyva ağaçlarile doludur. Bunlar bakım . sız ve hüdayinabit nevidendir. Meyva par» etmediğ'nden bunlarla kimse alftkadar olmamaktadır. Havası ÇOK gü . zel olan Artvin bir meyva memleke • ti bir sayfiyedir. Izmir halkı Siyonist kongresinln kararı sevinç içinde I Ialk, akın akın gemileri Yahudiler, Alman emteasma boykota j yapacaklar mizi ziyaret ediyor tzmîr 8 Şehrimizde bulunan Bü vük Erkânı Harbiye Reisi Müsür Fevzi Pasa Hazretleri bugün Yamanlar da • ğına çıktılar. Çocuk yuvasını ve ben yerleri ziyaret ettiler. Aksam kuman danlık tarafın dan askerî mahfHde mü. kellef bir ziyafet verilmistir. Binlerce halk körfez vapurlarile Yavuza girerek genvmizi ziyaret ettiler. Yavuz ile üç torpido muhribinden başka bugün de Hamidiye, Mecidiye kruvazörJeri, Tmaztepe torpido muh . ribi ve dört tahtelbahir geldi. Liman gemPerimizle doludur. Halk büyük sevinç içinde donan • mamızı seyrediyor. Cenevre 8 (A.A.) Beynehnllel Yahudi kongresi komisyonn, Al * man Yahudilerinin vaziyeti hakkında müzakerelerde bulunmuş ve bir karar «ureti kabul etmiştir. Bu karar suretinde Alman mallanna karsi yapılacak boykota hn Alman Ya hudilerinin en iptidat hukukunun ihlâl edilmesine karşı meşnı müda faa vasitasi olduğu ve bu hukukun iade ediltnesl zamanrna kadar buna devam edilmesi lânm geldiği beyan oltmmaktadır. Karar sureti, boykotaj tedbîrlerinin tanzim edilmesi.ve kuvvetlendirîlmesi icin bir teskilât îhdatmi iltizam etmektedir. Komisyon bu karan, müstenkif kalmış o • lan îtalyan heyetine rağmen kabul etmiştir. Varsova 8 (A.A.) Yahudi halkCilar fırkasınm yaptığı mitinjrte kabul edilen bir karar suretinde AJ • manyaya Filistîn portajkjılı rtlıalâtı yapılmasına nnıkabil Filis*ine Al man mahsulât ve mamulâfa ihraç edilmesi hakkında Almanya ile bazı siyonist unsurjar arasında yapılan anlasma çok siddetli bir lisanla prote»to edilmîstir. DU yolda bir alim tabm mıtame • lesî Yahudi milletinin hayatî men faatleri icin zararlı ve kabul edil« « miyecek bir mahiyette görülmüştür. Maliye Vekili Beye ameliyat yapıldı Ankara 8 Viyanada tedavide bulunan Maliye Vekili Abdülhalik Beyin bir gözünden ameliyat ya pilarak sun'î göz yapılması zarureti hasıl olduğu teessürle haber alin • mıştır. Hariciye Vekili Tevfik Rü»tü Bey dün Viyana sefaretimîzle görüşerek Maliye Vekilinm sıhhati hakkında haber almiftır. AJUIIIJII Almanya silâh kon troluna razî Fakat kontrol müsavat dairesînde olmalı... Berlin 8 (A.A.) Wolff Ajansin • dan: Silâh kuvvetlerinm kontrola tâbî totulması meselesi hakkmda Fransız ga. zetelerinde görülen münakasalan söz gelisi eden siyasî mahffller Almanva . nm böyle bir kontrola hiçbir vakitte muarız bulunmadığuu, yalnız bu kon trolun tam bir müsavat ve hukuk be raberli^i sartı dairesmde yaoılmasını istediğini kavdetmektedir. Şu kadar ki silâh!an azaltma hakkında vaoılacak mukaveleye istirak edecek hükumetler de silâhlannı Almanya dereces'nde a zaltmadıkca bu mü^avilik şarü hicbir vakîtte yerine getiri'mls olmıvacaktır. Bu mehafillerbı düsüncesme göre simdiki müsavatsızlık seraiti içinde ya. mlacak bir kontrolun hicbrr manası o, lamaz. Böyle bir kontrol si'âhlan azaltma i«ini konu.«mak için toplanan kon feranslann gözettScleri maksatlarla eglenircesine bir hareket o'ur. İzmirin Kurtuîuş Bay ramı ^B ir çocuk, sahanlığına takıldığı tramvaydan atlıyarak karşıdan gelen tramvaym altmda kaldı, ezildi, öldü. Bir çocuk, takıldığı kamyondan at • lıyarak tekerleklerin akında kaldı, e zildi, öldü. Bir çocuk... llâ. Hemen bergün gazetelerde, böyle fe> ci kazalarm tafsilâtmı okursunuz. He • men hergün bir çocuğun tramvay, o • tomobil, araba, kamyon altmda kaldığmı, ya öldüğünü, yahut ta bacağı, kolu koptugunu işm'rsmiz, yüreginiz sızlar tstanbulun sokaklan, yavrularunıza bir maktel midir? Himayeietfal Cemiyetinin bin zahmetle ölümden kurtardığı çocuklardan daha fazlası, tstanbul caddelerinde, nakil vasrtalan altmda can •erîyor? Kabahat vrAmanlarda, şoförlerde, arabacılarda mı? Hayır! Hangi vatman, hangi sofbr, hangi arabacı, bir değil, birkaç yara maz çocuk yanm metre mesafede, birdenbire, tramvaydan önüne atlar da kaza yapmaz. tftanbulda hiçbir medeni şehirde gorülmiyen garip, çirkm kazalı bir hal vardır; Çocuklar sokaklarda oynar; yaya kaldmmmda kıtak kayar, tramvaylara asılır, kamyonlara takılır, otomobillerin önünden geçme yanşı yapar ve... Devlet kuvvetleri bona Iâkayt kalır. Çocuklann esiimesi, sakat kalması hep, natil vasıtalarmı salıncak gibi oyun vasıtası yapmalanndandır. Vai • manlann, şoförlerin, arabacılann ce«a görmesi de hep bundandır. tki gün evvel, aksamüstü Bahçekapıdan hızlı hızlı Eminönüne doğru gjdiyordum. Sol taraftaki dapdaraak yaya kaldmmmdan gecerken karsıdan bir tramvay geldi. Tramvaym on basamağuıa takılmış bir çocuk bir denbire yere atladı, bana çarpıp sen deledi ve tramvaym altma yuvarlan • masma ramak kaldı. Bereketversin tetîk davrenıp omzundan yakaladım. Elimde paket filân olsaydı da tutama saydım, muhakkak ezflecek ve hiç gunahımız olmadığı halde, vatmanm da, benim de basımızı belâya sokacaktı. Yoluna giden halk ta, nakil vasıtalarmı kollananlar da, her gün bu yaramaz çocuklann böyle otomobiller ve tramvaylan oyuncak yapmalan yüıünden, kendilerile beraber tehlikeye, gB • riinur görimmez kazalara maruzdurlar. Aile babası bir şoför veya vatmanın hiç kusuru ve günahı ohnadan bir cana kıyması, ekmeğinden olması, mahkemelere ghmesi ve hapislere atılması yazık değil midir? Hergün bir yavrunun suf çocukluğu ve düşüncesizliği yfl> ziinden sakat, alil kalması veya ölmesi günah değil midir? Mem'eketimiz, fazla nüfustan tasmif değildir. Caddelerde can veren bu çocuklara ihtiyâcunıı vardır. Artık bu çirkin ve kaza doğuran hale nflıayet vermek lâzımdır. Devlet kuv> vetmin bir avuç çocukla başa çıkanu • yacağını aklımız almryor. Bu halin ö nüne geçecek tedbhIer, elbette, yok değildir. trsat, ceza, her çareye baf vurmahdır. «Tekdir ile uslanmıyanm hakkı kotektir.» söz dinlemiyen yaramazlan, icabmda, dayakla yola getirmeli, bunun için kanun bile yapmahdır. Bütün ömrünce kolsuz, bacaksız kal • maktan veya ezilip ölmektense, birkaç sopa yemek her halde daha az carar • Iıdır, hatta faydalıdır. Sonra, çocuk * lannı sokaklarda oynatan ebeveyni para cezasma tâbi tutmalıdır. Hulâsa, çocuklarm, sebirdeki nakil vasıtalannı oyuncak yapmalanna mâni olmak için lâzon gelen bütün tedbirleri ahnalıdır. Çünkü ezilenlere de, e • zenlere de günahhr. nurıuiug Dayramı Aydm 8 (A.A.) Dün Aydınm kurtuîuş bayratnının on birinci yıldönümü münasebetile şehir donan mış gündüz zafer ve gece fener a • laylan yapılmıştır. Bayram şehrin bütün mahallel*rinde büyük teza hüratla tes'it edildi. Bugün, yalnız izmirin Kurtuîuş Bayramı değil, Türk Yunan dostlugunun tohumu atıldığı gündür Birinci »ahlfeden rnahat terdiği meskenet, Türk süngülerinin şaheseridir. Avrupa empertalizmtnin bu iki günü arasında bir mukayese yap • mak ve ondan bir ibret dersi almak lâ.zımdır. Osmanlı imparatorlugunun aczinden istifade ederek Yunanlılan Izmire çıkardıklan giin, emperyalist Avnıpanın zırhhlan, toplannı İzmirin üs tünr çevirmiş, «yakanm!» tehdidini savuruyorlardı. Yunanlılardan ızmîrden çıkhklan giin ise, limanm bir köşesine büzülmüş, Yunan ordusunun perişan kaçışmı ve Kadife kaienin üstünden zorI» indirttikleri alsancağın tekrar yük selisini seyrediyorlardı. Kuvvetten başka hak tanımıyan, «Veyl mağluplara!» düsturu ile yürüyen emperyalist Avrupa, simdi kendi aleyhine olarak ta kuvvete boyun eğiyor ve gene «Veyl mağluplara!» diyordu. Avrupa, Ytmanistanı ağırlık veren bir safra gibi daha o gün ahvermişti ve bu ahlışm acısmı Yunan milleti, bütün zehrile duymuştu. «Izmire çıkış» ve «Izmirden çıkış» günlerinde emperyalist Avrupanın hal ve tavnmdaki azim farktan alman ibret dersi, bugünkü Türk Yunan dostluğunun tohumu olmuştur. Büyük Harpte ve onu takip eden vekayide Türkler de, Yunanhlar da em peryalist devletlere oyuncak olmanm ve millî bir siyaset takip ebnemenin acuını çektiler ve bu acıdan aldıklan sun. Salih basını önüne sarkrtarak, bütün külhanbeylerin fazla teessür ve hassasiyet zamanlannda çıkardıkları yanık, trtrek sesle dedi ki: Ne haydutluğu be yahu, ne haydutluğu?.. Geberiyorum ben be!.. Geceleri yorganımı ısınyorum, hıncımdan tepem atıyor... Beni bu hale sokanı anlamak istiyorum. Kimdh* ama o?.. Moruğa gidersin, seni gös.Vrir; sana gelhiz, onu gösterirsin.,. Fakat benden ne diye birçok çeyleri gizledi?.. Elini kulağına götürerek: Bu sonradan oldu ha?.. diye sordu, bana o büsbütün başka an laKi be... Anasımn ince ve yumusak eli Salihin sert, pürüzlü ve iri kemikli bir elini yakalamıştı. Yüzleri birbi rine yaklaştı. Kadın oğlunun alnma dudaklannı hafifçe kondurarak: Bırak, dedi, yeter artık... Si nirlerini böyle çeylerle yorma... Geçen geçti, olan oldu, sen kendini ısdersledir ki kendi millî menfaatlerinin icap ettirdiği siyaseti takip etmek, başkalannm aleti olmamak hususunda ittifak ettiler. Acı ve felâket, en büyük mürebbidir. Onbir sene evvelki çetin mücadelenin yıldönümünde Yunan ricalinin Ankarayi ziyaretleri, dökülen kanlann, bir kin ve intikam membaı değil, hakikattn anlaşılmasmdan doğan bir dostluk ve itfUf kavnaŞı olduğunu gostermektedir. 9 evlul günü, Türk tzmirin tek rar Türklüğe kavuşması itibarile millî bir bayram olduğu gibi, tzmirin kurtulusu A\»oıpa emperya'^mine indirilmiş bir darbe olduğu için mazlum milletlerin de bayramı ve verdijH ibret dersi itibarile Türk Yunan dostlu ğunun da temeli atıldığı gündür. Büyük tarihî vakıalar, yalnız zahiri görüniişleri ve neticelerile ölçülmez. Onlann bir bakışta görünmiyen büyük, geniş ve uzak tesirleri vardır; Çanak kale müdafaasınm tarihte bir dönüm noktası teşkil etmesi ve cihanşümul bir inkılâba sebebiyet vermesi gibi... 30 ağustos ve 9 eylul olmasaydı, hiç süphesiz, şarkm bu kısmında sulh ve sükun husule gelmez, Balkanlarda en mühim siyasî huzur âmili olan Türk Yunan dostlugu teessüs etmezdi. 9 eylulü yalnız bir zafer bayramı değil; bir sulh bayramı addetmek hata olmaz. ABİDlN DAVER laha bak. Ne ıslahı yahu?.. Herîf bana resmen «oğhrm degilsin* diyor, tövbe eaıtafurullah, şimdi beni koyu koyu söylettne... Zaten deminden beri içimde bir araba küfür birikti, senin yanında ağzımdan kaçırmı yayım diye kendimi zor tutuyorum. Peki, peki... Biraz terbiyeli konuşmağa alış... O istediği kadar inkâr etsin, babandır. Sana bak maktan kacmak için öyle yapıyor. Fakat şu yılan suratlmın üstürie varma. Ben de sana yardım ederim. Zaten kazandığı nedir ki?.. Ben ondan para koparmağa gitmiyeceğim, hesap istiyeceğim. Hesap, hesap . Diline dola mışsm bu lâkırdıyı, bir türlü kurtulamıyorsun. Bırak, bekle, biz seyahatten dönelim, seninle daha iyi konuşuruz. Ne vakit gidiş? Belli değil. Hafta içinde. Bir ay kadar dolaşıp geleceğiz. Macit Tecile tâbi tutulacak memurlar Ankara 8 Vekâletler ihtiyat zabiti oisun olmasra seferberlik esnasında tecile tâbi tutulması icap edenlerle etmiyen metnurlarn bir listesîni ihzar ederek Müdafaai Milliyp Vekâletine göndereceklerd'r. Meb'uslar Ankaraya gidiyorlar Ankara 8 (Telefonla) Meclis 1 tesrinievvelde açılacağı için uzak yerIere giden meb'uslar peyderpey Ankara va avdet etmektedirler. Fakülteîere devam edecek muallimler Ankara 8 (Telefonla) Şimdiye kadar Darülfünunda açılan orta tedri. sat imtihamnda kazanan muaHimler bundan sonra kendi branşlan dahilm . de fakülteîere devam ederek üniver site mezunu addedileceklerdir. Ankara bira fabrikasında kaçak eşya Ankara 8 PoIU ve gümrük muhafaza memurlan Ankara bira fabrikasmda bir arastırma yaptilar. Bu arastınna neticesinde fabrika • nın muhtelif yerlerinde tuvalet eş • yalan, lâvantalar ve yüzlerce Pa nama şapka bulundu. Bu eşyanm kaçak olduğu zannediliyor. Fabri • ka müdürü hakkında takibat yapılacsktrr. Kambiyo mOdürlOğO teşkilfltı Ankara 8 Yeni teşkil edilen kambiyo müdürlüğü vazifesini tesbit ve teşkilâtını ikmal ile bfr taü • matname ihzan için turada btr komisyon teşekkül etmiştir. Komisyon Gümrükler ve tnhisarlar Vekâleti Müsteşan Adil Beyin riyasetinde maliye nakit îşleri müdürü Sırn, merkez kambiyo müdür vekili Halît Nazmi, gümriik ve inhisarlar tetkik müdürü Musatfa Nuri Beyler ' den mürekeptir. Komisyon dün ilk fçtimamı aktetmistir. Suriyenln yeni fevkalâde komiseri Paris 8 (A.A.) M. Pol Bonkur, dün öfleden sonra sabık Suriye âli komiseri ve lâhik Fas umumi valisi M. Ponssotyn ve yeni Suriye fevkalâde komiseri M. de Marteü Hariciye Nezaretînde kabul etmiştir. Bu münasebetle yapılan görüşmelerde Suriyenin vaziyeti konuşulmuştur. M. de Martel, yeni vazifesine başla mak üzere birinciteşrinin ilk günlerinde Beyruta gidecektir. Bir mütehassıs Eregli li manmda tetkîkat yapıyor Kvradeniz Ereg';şî «Husnsj» E . reğlî limanmda tetkikatta bulunmak uzere Kanadslt injaat mühendislerinden M. R. Carlas Edimbure isminde bir mütehassıs gelmi}tir. Mütehassıs serait ve arazii tabüyenin hayran ve meftunu bulımduğunu, ikincitefrin sonlanna kadar çaİTjabflecegini ve yakmda Ankaraya gid^ceğîni söylemelrtedir. Memleketîn vaziyeti iktısadiyesîn» hayat ve hareket vereçek olan liman isi ifiin gelen mütphassısa Beîediyece her türlü yar . dımda buiunu'makladır. Annesi de kalktnıştı ve hafif, nazik bir hareketle oğlunu ikî yaka sından tutarak: Beni dinle, dedi, artık bu hoyratlıklan bırak ta, güzel güzel, a dam gibi yaşa... Belki ben seni evlendiririm de... Sana iyi, tatlı bir kız bulurum. Fakat şimdi böyle hırpaniye, serseriye kız vermezler. Salih birdenbire yakasmı anası nın ellerinden kurtararak: Ne söylüyorsun be?.. dedi, şîmdiden sonra beni mektebe mi vereceksin? Böyle gelmiş, böyle gider. Ben şimdi başka birşey düşünü yorum. Ah bir vapur olsa... Ne vapuru? Bir vapur olsa da moruğun evme damlasam... Yoksa başım çatlıyacak... Nezahet canlanarak dedi ki: Ne oluyorsun, ayol, geçmiş şeylerle uğraşmanın ne faydası var? Niçin söz dinlemiyorsun? Elâlemle uğraşağına sen kendine bak!.. Bir türlü haydutluktan vaz geçemiypr Tefrika: 41 SERVER BEDt Sabahsız Geceler Nezahet mendilini gözlerine göHirdü. Salih şaşırmıstı. Anasına doğro yaklaşta: Zırlama be, dedi, anlat... Bu herif sana daha neler yapfa? Ben intikammı ahnm. Ayağını yere siddetle vurarak ilâve etti: I O namussuzun işkembesini parnaağıma dolayıp sana getirmezsem İEÖpek olayım... ! Nezahet tiksmti Ue basmı sal • lıyarak: 1 Sus, dedi, îstemem, yerin di • ibine batsın, admı bile anmak istemiyorum, aman bırak, basını be lâya sokma. Bilirim, yaparsın sen, fakat zindanlarda çürürsün. Yazık ğil mi gençliğine?.. Ne gençliği be?.. Haynnı mı gördüm sanki... Benkn hayatî mı mahvedenlerin canına okuyayım da bu is bitsin, grtsm... Hayır, hayır... Sen akıllanıp uslanmağa bak... Serseriliği, kül hanbeyliği bırak... O zaman da ben de sana yardım ederim. Bir is te bulursun. Fakat Salih anasını dinlemiyor, odada smirli adımlarla dolasarak soyleniyordu: «Eh, sen bir daha benim elkne geçer»in, o vakit görüşürüz, beybaba!» Arkasından, Salihe derfn bir sessizlik çökmüstü. Kanepeye, basını arkaya salıvererek oturdu. Avcunu alnında gezdiriyordu. Btr müddet bu vaziyette kaldı. Sonra yerinden siçnyarak: Ben gidiyorum, dedL Bey doktor olduğu için arada bir Avrupada dolaşır, gelir. Onun isi öyle göürüyor. Gezmeğe gitmioruz. Topu bir ay mı kalacaksmız ? O kadar birşey. tstersen sana biraz daha para... tstemem. Eyvallah Salih yürüdü ve salonun kapısın» dan çıktı. Annesi de arkasından gelmişti. Dairenin kapısı önünde yarım kucaklaştılar. Salih bir ay sonra damlıyacğını söyliyerek hızla dışan çıktı ve merdivenleri kosarak indi. Caddede koşuyordu. Birdenbire kolundan birtnin çektiğini duydu ve büyük bir korku ile durarak dönüp baktı: Fofo! Ulan burada isin ne? diye bağırdı. Henüz anasımn apartımanından on beş irmi adım uzakta idiler. Fofo bütün hararetile Salihin bir koluna sarıldı: (Mabadî var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: