11 Eylül 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

11 Eylül 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Ev'ul 1"33 DÜNYAOA Cumhuriyet '• Suriye komiseri Şinıal denizinde altın arayıcılar Yeni komiser Suriyeye giderken Ankaraya ugrıyacak Suriyenin fevkalâde komiserKğine tayin edilen M. Dömartel Suriyeye gi . derken fstanbul ve Ankaraya da ug . nyacaknr. Suriye gazeteleri M. Dömartelin Reisicumhur Hazretleri tarafmdan kabul edihnesi ihtimaunden bahsetmektedirler. M. Dömartelin ayin 18 inde tstan • bula gebnesi beklenumektedir. 1001 gece masallarındaki hayatı yaşıyan insanlar Dost Yunanistanın ricali memleketimizde Muhterem misafirler dün îstanbuldan geçerek Ankaraya gittiler 134 sene evvel batan 700 odalı bir sarayda oturan Baroda mihracesinin gemi kurtarılırsa birçok bahçesindeki toplar bile altındandır kimseler zengin olacalc Yeni frak Kralı Bağdattan b diriliyor: lrak ordusu ile tay • yare filosu yeni Kral Emir Gazi Hz. nin buzurunda bir geçit resmî yaptı. Yeni Kral mil letine hitaben bir beyanname nesretti. Kral Faysa lm öliimunden mütevellit umumî teessür de vam etmektedir Sabık Kralm Av • rupaya hareketin den evvel mületi . Tenl IraJt Kralı Bmne hitaben bir be. Oazi Hz. yanname neşretmiş olması ve bunda hariçte tedavisimn uzun sâreceginden bahisle «milletimle vedalaşıyorum» demesi hayret ve teessürle anlatılmaktadır. Nesturî harekâtınm hitamı 0 • zerine tenkil kuvvetJeri şehire av det etmisJer, fevkalâd'e merasimle karsılannnslardv. Bütün dükkânlar kapanmış, halk ellermde bayraklar oldugu halde askerin iizerine çi • çekler serptnisl«>dir. Tiyatro, hak • ve ve sinema tedip harekâtına iştirak eden askerleri üc gün Müd • detle meccanen kabul etmislerdir. • Bağdat 10 (A.A.) lrak Basvekili Reşit Ali Bey, tngitere ile lrak arastnda mevcut bulunan dostluk politikasma rfevam edileceği söy lemiş ve Kral Faysalm takip ett : ği siyasette hiçbir degişiklik olımya • cağını ilâve etmistir. 134 aene evvel batan altmlart çıkarmağa çalışan Altnan mühendisinin, Şimal demzmde ktzrduğu tertibat Hindistan ötedenberi şarkra en e«rarlı memleketlerinden birklir. tlk ve orta zamanlarda öyle olduğu »ibi bugün bile hâlâ yabanctlar nazarmda bir hurafe ve efsane kay nagı olmaktan hâli kalmamakla dır. Buna da sebep Hindistamn muhtelif parçalannın başmda balunan Racalar, Mibraceler. Beyler ve sair ileri gelenlerin kendileri Avrupaya ve Amerikaya gidip gezip tozduk • ları, garp medeniyetile temas ede • rek oralarda ne var, ne yok görüp anladıklan ve batta seyabatleri esnasmda garp kıyafetl«rine ve âdetlerine uyduklan balde idareleri al • tında bulunan halkı iptidaiIÜrten ayirmak istememeleridir. Racalar, Mihraceler, Beyler bu işl bOhassa yapıyorlar. Çünkü balk garp medeniyetile temas ederek g'âzü açılacak olursa hürriyet, adalet, müsava* mefbumlan nedir anhyaeak, milleÜn, hükihndann esiri bir sürü ol madığmı idrak edecek ve bnmetioe onlarm istibdadına karsı isyan ede • rektir. Tabiî o zamanda Racalar** Baroda mihracesinin ohndugu 700 octatt Laksmi $arayt makla beraber herkes ona kiıaca «Baroda mihraresi> nanrau vermektedir. Baroda Mihr&ceu 1863 aene Baroda mü\raceti höRbinîn ohw duğu gazete havadislerini dinlerken stnde doğduğuna gore bugün tam 70 yasindadır. 1875 de tabta geçtiğîne nazaran da 58 senedir hükiimdarlık etmektedir. Idaresi altmdaki halkm yekunu 2 milyondur. Diğer Mihraceler gîbi ontm da idare nu susunda istmat ettiği yegâne kuvvet fngiliz hükumetidir. tkametg&hı 700 odalı Laksmi sarayıdır. Bu sa • rayın esyasınm ekseri kısmı altın yaldızlı, yemek tatımi ve saire srtbi seyFer l»e rırf altındandır. Yani Mihrace altın yaldizlı koltuklarda oturmakta, altın kaplardan yemek yemekfce, altın yaldızlı arabada gezmekte, altın yaldızlı yatakta yafcmaktadır. Hatta atmağa yaramamakla beraber sırf tezyinat kabilinden sarayın babçesinde duran toplarm bazı kısımlan bile altındandır. Bu toplann kıymeti bizim paramızla 15 milyon liradır. Maamafih Mihrace şarkm bu efsanevî serarti içinde hayat geçirirken garbin medenî konfor vasıtalanndan da kendini mah rutn birakmamıstır. Mükemmel bir Rols Roys otomo • bili vardır. Uzun gezintilerini bu nunla yapmaktadır. Yalmz Baroda Mihracesinin saraymda asrileştir mek istemediği yegâne köse mut fağıdır. Elektrik, havagazi ve sair teshin vasıtalarının yemeğin lezze • tini kaçırdığma kani olduğu için mutfağını oldugu gibi muhaf aza etmistir. Binbir çeşit yemekler odunla ısıtılan alelâde ocaklarda pisirilmektedir. Holanda sahillerinden birmdeki T"erseling köyö abalUi birkac baftadv he • yecanh bir bayat yaşıyorlar. Bütün köy ahalisi işini gücünü bırakmıs altm arayıahğma çıknuşhr. Çünkü Alman mS • bendislerinden Bekers Şima! denizinde onlann köyünün kıydarma yakın bir noktada denizin üstüne bir takım ter tibat kurarak muazzam bir işe girişmistir. Bu tertibat suyun 12 metre derm üge kadar niifuz ederek içeride ne var ne yoksa dısanya çıfearmaktadır. Al • man munendisinin bu tesebbüse girismesmden gayesi şudur : O civarda bundan 134 sene evvel yani 1799 tarihinde «Lutine» ismmde bir lngiliz harp gemisi batmışhr. Bu geminin içinde bizim paramızm bugünkü kıymetfle 12 milyon lira değerinde altm mevcuttur. Senelerdenberi o havalinm sulan ve denizmin dibi binlerce dalgıç tarafından kartş kanş taranmasına rağmen bu altmlarm meydana çıkanlman kabU olamamıstır. Iste nihayet yukarda bah settiğimiz Alman mühendisi Bekers asri vesaitle bu isi başarmağa ahdetmistir. Tabiî altmlar meydana çıkacak o * lursa bunun büyük bir kısmı hak3cî sahipleri tngilizlere verilmekle beraber gerek Alman mühendisi, gerekse ba uğurda çalısan Terseling köyü ahalisi de büyük büyük mükâfatlar alacaklardır. Alhn arayıcılıgı sade «Alaska» da ve Afrikadaki cGine» sahillerinde yapıl • maz ya... Bazan da böyle Avropada Şimal denizinde akm avcılıgma çdahr. M. Çcddarit Ankara treninde Vali Mahittİn Beyie beraber Birinci sahifeden mabat fareti erkânı, misafirlerimizi geti ren <EUi> kruvazörü daha limanıtnıza gelmeden evvel «Ankara» motörile Marmaraya açılarak kruva zörü beklemeğe baslamışlardır. Elli kruvazörü limanrmıza vâsıl olunca top atarak sehri selâralannştır. Bundan sonra resmen istikbale giden zevat Ankara motörile, tstanbul Matbuat mümessilleri de Sakarpa motörile Yunan kruvazörüne gitmişlerdir. İstikbale giden heyet dost Yunan Basvekilme beyanı hoşâmedi etmis ve kendisine tsmet Pasa Hazretlerile Hariciye Vekili Tevfik Rü*tü Beylerm selâmlanm tebliğ eylemistir. Bu esnada misafirlerimizi Tekkdag açüdannda karsıhyan tayyare filomuz Elli krovazöni üzerinde turlar yaparak M. Çaldarisi ve diğer Yunan hükumet ricalini teknJr selâmlamışlardır. M. Çaldarisre birlikte Atina sefirimiz Enis Bey ve 20 Yunan gazetecisi de şehrimize gelmişlerdir. Misafirlerimizle kendilerini karsüıyan heyet azalan motörlerle Haydarpasa nhbmma çıkmıslardır. Haydarpasa nhttmm^â misafirler L çm üzerinde yunanca «rhos geldhıiz» ibaresi bulonan muazzam* ve güzel tak yapılmısbr. Haydarpasa rmhmmdan gann dahiline kadar her yer Türk ve Yunan bayraklarile süslenmis, yere ha. Iüar seriuniştir. Rıhtımda bir bölük asker muhterem misafirleri selâmlamu ve mızıka Yunan millî marsınt çaumştır. ramızda mevcut doatiugan yeni bir de H olaeakhr. H Haydarpaşaya hareket Sıhhiye Mösteşarı gitti Bir, 3ci gundenberi sehrimizde bulonan Sıhhiye Müsteşan Hüsamettin Bey dun Ankaraya gkmiştir. Kemal B. Ankaraya tjitti Dtr.iz isletmesfle vapurculara ait bazı hususat hakkmda mahallen tetkikat yapmak uzere şehrimbe gelmis olan iktnat Vekâleb* Hukuk musavİri Kemal ve Kabotaj subesi müdürü Ayetuuah Beylcr, dün, Ankaraya dönmötlerdir. Kendisile karşılaşan adam... Ankaraya hareket Baroda mihracesinin orta zamanlardaJd matfaklart andtran matfağt ve asçısı Mihraceierin, Beylerm ötedenberl dîllere destan olan »ervetlerinden, zenginliklermden eser kahnıyacaktır. Halbuki şimdi, Hindistan halkı fakru zaruret, sefale* içinde mim mim ihlerken Racalar, Mihraealar, Beyler akıllara bayret verecek bir debdebe, tantana içinde yaşamakta, bmbîr odalı saraylarda, bmbir ca • riyenin arasinda zevk ve safa ile omür sürmekte, hazmelerinde mil yonlarca Hra saklamakta, üstlerinde baslannda milyonlarca liralık elmas, inci, mücevher taşımaktadırlar. tste fBombay) dan trenle gidilen «Barodat şehrinde oturan Mibrace de bunlardan biridir. Adı uzıra bir cumle tefkîl edecek kadar uzun ol Suat B. Ankaraya gidiyor Mezunen sebrhmzde bulunan Paris sefirimiz Suat Bey bir Od giine kadar Ankaraya gidecektir. Suat Bey Ankarada bir hafta kadar kalarak Hariciye VekUimizle temas edecek ve oradan Parise gidecektir. Şehrimize gelen italyan seyyahları İtalyan bandıralı Oceania Transat . lantik vapurile evveBd aksam sehrimize 1200 İtalyan seyyahı gelmistk. Gelen seyyahOn içinde Italyanm manrf aöelerine roensup birçok khnseler, ban meb'uslar veroarırfbirkaç tüccar ve ikbsatçı da bulunmaktadır. Bu meyanda Torinodaki Ştmalî ttalya fasistlerinin reisi olan commandatore Gostaldi de şehrimize gehnistir. Şeh • rimizdeki ttalyan konsolosu ile koloni den birçok kimseler vapura giderek commandatore Gostaldiye beyam hosamedi eylemislerdir. ttalyan seyyahlan memleketimiıe gelmeden evvel Yunanistana da ugra mışlardır. Seyyahlar gece şehre çıkarak muh • telif bahçe ve gazinolarda alaturka musiki dinlemişlerdir. İtalyan seyyahları dün sabah kapalı çarsıyı, Ayasofya camiini, Yerebatan ve Topkapı saraylarmı gezmişlerdir. ö ğ • leden sonra Eyüp mezarlığını, Edirnekapıyı dolasarak Karfye camismi gördükten sonra Sukanahmet camisini gezerek vapurlarma avdet etmislerdir. Oceania vapuru dün aksam Akde nize hareket etmistir. İtalyan seyyahlanndan baska dün şehrimize trenle avukat, doktor ve mühendislerden mürekkep 70 kişiKk Yu goslavyalı bir seyyah kafüesi de gel • mistir. M. Çaldaris ile arkadaşlan doğruca bususi trene gkmişlerdir. Bu sırada Hariciye Nazın M. Maksimos ta kendilerine iltihak etmistir. Yunan Basvekili ML Çaldaris ile refikasuıı, Yunan Hariciye Nazın M. Maksimosu, Yunan millî tktısat Nazın M. Pesmazoğlumı, Yunan sefiri M. Sakelaro pulosu, Atina sefirimiz Enis, Hariciye kalemi mahsus müdürü Refik Âmir, Hariciye protokol umum müdür muavini Münir tbrahim Beyleri ve 20 Yunan gazetecisini hâmil olan hususî tren saat 16,30 da Haydarpasa gannı dolduran binlerce halkm alkışlan arasında ha • reket etmistir. Yunan Hariciye Nazın M. Maksimoa dün kendisile görüşen bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: c Bundan bir müddet evvel tstan. bula bir kere daha gelmiş ve yabnz 3 gün kalabflmistim. Avmpanm birindsi olan bu güzel sehri pek az görebiW diğime çok müteessirdim. zamana kadar rtalyada i Henüz tedavim bitm« sevdigim Türkiyeye gefaaek rahatimi yanda bmkarak buraya koş tum. ılg memleket ricahnin bu defakl temaskui Türk.Yunan dostluğunun tak. viye ve devamtjcm çok mükemmel bir hâdise olacakt^pSenjpt .buraya kadar olan seyahatim çok iyi geçti. Bu vesile üm bir mucize sehri olduğunu uzaktan o • zağa öğrendiğim Ankarayı bizzat gS receğime çok memnunum. tki memlekai arasındaki siyasî münasebat arbk iyüiğin en yüksek mertebesine varmifnr. Diğer memleketler de bizim kadar an» laşabilseler. TürkYunan dostlugu ber ihtilâfı halletmiştir. Biz şimdi Avrupa ve batta beynelmflel siyaseti kendi va. ziyetknize göre tetkik edeceğiz. Bugün Avrupa siyaseti nasıldır? Sn> ahnise verecek cevabnn LüyuK bir m tifham isareti olacaktır. Avrupa bu • gün veçhesi ve mahiyeti bilinmiyen bir siyaset takip ediyor. Fakat çok şükür ki biz Türkiye ve Yunanistan siyasî utikametimizi tayin etmiş bulunuyoruz. Türkiye ile Yunanistan arasmdan en çabuk zamanda haDJ mutlak surette îcap eden yegâne mesele tütün meselesidir. tki hükumetin ve miDetin çok yüksek hüsnü niyet ve samimiyeti sayesra. de bu da pek çabuk haDedilecektir. Tütün isi iki memleket ticaretinrâ belkemiğidir.» M. Maksimos bundan sonra Gazi H«, ve Yeni Türkiye hakkında da şunlan söy lemiştir: « Bu en büyük devlet adammı tak dir etmemek mümkün müdür. Onu bia de sizin kadar sever, ananz. Türkiya akla durgunluk veren değişikKTder yapmıştır. Bu muazzam işi başarmak yaL nız Türkiyeye vergidir.» Yunan Hariciye Naztrtmn beyanatt Yunan tktısat Nazırının beyanatt M. Çaldaririn muharririmize beyanatt M. Çaldaris dün Elli kruvazö ründe kendisile görüşen bir muharririmize şu beyanatta bulunmustur: « Seyahatimin maksadım siz de biliyorsunuz. Dost Türkiyeye esasen mevcut olan dostluk rabttalartmızı bir kat daha takviye etmek için geliyorum. Bu da yeni bir mukaoele seklinde tezahur edecektir. Fakat sunu da ilâve edeyim ki bu. başlı basına bir itilâf değildir. Çünkü mevcut olan itilâf hâfi derecede mükemmeldir. Ankarada yapaca ğtmız şey iki millet arastnda mevcut dostluğu bir kat daha inkişaf ettirmek olacaktır. Türkiyede bana karsı gösterilen. hasnü kabul ve samimiyete çok tesekkür ederim. Çok mütehassi • sim.7> Atina 10 (A.A.) Atina Ajan sından: M. Çaldaris ve nazırlar dün saat 11 de halkm alkışlan arasında aynldılar. Hareketinden biraz evvel, Basvekil gazetecileri kabul ederek şu beyanatta bulundu: « Ankaraya sevinç içinde gıdi . yorum, çünkü dost bir memlekete gi . diyorum. Uzun ve siddetli mücadele • Ierden sonra, Balkanlarda ve Akdeni zin sarkında sulh şampiyonlan olrauş iki memleketi, sıkı ve sağlam tesriki mesai bağlarile birlestirmektedir. tki millet arasmdaki dostluk mütekabil hisler üzerine dayanır, zira sıkı zumu kendileri için derin bir iman ha. bir surette teçriki mesai etmeleri lü . line gehnistir. Ankarada Türk devlet adamlarile imzalıyacağunız misak, yukanda söylemis olduğum mânada a • Şu yemek salonu bir lokantanın veya otelin değil, bir hapisanenindir Şu gördugu nüz yemek sa • lonu acaba hangi lokantanm veya otelindir? diye düşünüyorsunuz değil mi? Fazla düsünroeyin. Biz «izin roerakrabızı be men tatmin edeceğiz. Bu yemek «alonu ne bir lokantanın, ne de bir otelin ye mek salomıdur. Burası Nevyorkta yeni yapı • tan WalkU ba ptsanesindn ye tnekh anesid ir. O hapisanedeki mahkumlar, sabahleyin kalktıklan zaman ban yolarma girip yıkanırlar, jimnas • tikhaneye geçip idman yaparlar, bu salona gelip kahvaltılarrra ederler. Sonra hangi meslekten iseler öğleye kadar o iste çahşırlar. ö g • leyin geoe yemeklerini bu »alomfa Bütün milletler gibi Japonya da «MiHetler Cemiyeti» ne dahil . Japonyayı Cenevrede temsil eden heyetin reisi Jozuke Naçuoka yaz mimasebe • tüe yapılan tatilden istifade ederek memleketme dönmüştü. Cenevrede Avrupalı kıyafetmde gezen Naçuoka Tokyo sokaklarmda millî elbiselerîle do • lasıyordu. Bir gün Diyorama ismmdeki tkarethanenin camekânmda «Milletler Cemiyeti» nde umumî içtimaî göste ren ve ber azayı kukla »eklinde mucessem olarak temsil eden bir manzara gördu. Burada tabiî derhal kendisini de seçti. Kansma ve arkadaslanna bizzat kendisini bastonile gösterdi. Tam o sırada açıkgöz bir fotoğrafçı da resmini aldu Onu niçin serlevhamız garibinize gHmesin. Jozuke Naçuoka yukanki fotoğrafta pek güzel gördüğünüz veçhile kendisile karsılasan adamdrr. pisaneler mevcut oldukça Ameri kada cürmim. cinayetin arkası gelmez.ı Halbuki mesele hiç te öyle degU. . Dünyada hürriyetten tatlı hiçbir sey yoktur. Bu hapisanedeki mücrimJerin hangisine sorsanız gene bir an evvel çıkmaktan baska birsey düşünmemektedirler. Yalnız böyle hapisanelerin yegâne fay dası mücrimlerin ahlâklan tizevinde tesir göstererek onlann ruhunu incelterek bir daha cürihn yapmamağa sevketmekten ibarettir ki mevcut istat'aftiklere nazaran bu gaye • nin temin edildigi de muhakkakttr. mazoğlu dün muharririmize şu beya • natta bulunmuştur: « Türkiye ile Yunanistan arastnda müzakere edilen ticarî itOâfm ne • ticelermi görmek üzere buraya geldim. JstikbaK emniyetle karşdıyoruz. Elde et< tiğimiz neticelerin hergün baraz daha inkişaf edecegine eminiz. Türkiye ik Yunanistan arasındaki ticarî münase ' batm mkisafı yamız tabiî değil hatta zaruridr. Bu hususta simdiye kadar elde edi • len neticelerin ba çoğunu Mahmut Ce> Iâl Beye medyunuz. Türk meslekta • şun işini çok iyi biliyor. Çok geniş ve ihatalı nazarlarile bize ait olan vazife yi de büyük mikyasta kolaylaştmyor. Ba Hibarla aramızda müşkülât mevcut ol . madığı gibi ikbsadî münasebabn bir kal daha inkişafı için tutubnası lâzon ge • len yolu da kolayhkla bulabileceğiz.» Yunan Millî tktısat Naziri M. Pes . «£//ı» kruvazörü yolda ftrtınaya tutuldu yerler. Biraz dinlenirler. Tekrar tslerile mesgul olurlar. Aksam üatleri, radyo, gramofon dinlerler, batta dans ederler. Aksam yemeklerini de burada yeyip odalarma çtkar • lar. Biraz okuduktan sonra uyurlar. Siz diyeceksiniz ki «böyle mahpusluğa can kurban... Bu çeşk ha lrak sefirimiz Mezunen memlekethnize gelmif o • lan lrak sefirimiz Tahir Lutfî Bey Bagdada avdet etmiftir. Misafirlerimizi getiren Elli kruvazörü Pireden çıktıktan sonra fırtmaya tuhılnmstur. Bu münasebetle Hariciye Vekâleti umumî kâtibi Numan Rifat Bey Atina sefirimiz Enis Beye telsizle bir telgraf çekmistir. Enis Bey Numan Rifat Beye şu cevaıbı vermisth: < Gösterdiğiniz alâhadan do • layı M. Çaldaris tesekkurlerim tak' dim ediyor lar. Dott Basvekil memleketinuze yaklastıkça, seyahat gayesine tekarrüp ettikçe havanın da güzeüesmiş olmasmı iki memleket ve millet arasındaki dostluk ve sa • mimiyetin tabii bir tecellisi telâkki ettlğini zatı âlilerine bildirmemi rica eti.» ENİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: