14 Eylül 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

14 Eylül 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Lylul ^Cumhurtyet' SON TELGRAFLAB Bana kalırsa Muterizlere dair Silâhları azaltma işinde yeni bir teklif Fransa mevcutların bırakılmasını, fazlalaştırılmaması için de kontrol yapılmasını teklif ediyor Pari» 13 (A. A.) Ere Nouvelle yazıyor: Fransrı hükumeti silâhlan bırakma meselesinm halli için şu teklifte bulunmuştur: Bir taraftan hali hazırda mevcut olan süâhlann şimdiki miktarda bırakılma suretile ve muayyen bir müddet için tahdidi, diğer taraftan tes • lihatın ve askerî bütçelerin daimî «urette beynelmilel bir kontrola tâbi tvtulmasi. !yi niyetimîzi bir daha göstermekte olan bu teklif, açıktrr. Bu teklif karşısmda artık bir takım saçmasapan deliller ileri sürmeğe mahal yoktur. Filvaki hakikaten suIhDerver olan bir hükumet için bu teklifin ne • resinde sıkıniı verecek bir şey var dır? Ve bu teklifi kabulden imtina edenler umumî bir itimatsızlık uyandırmış olmalanndan dolayı nasıl o lup ta hayrete düşüyorlar? Bugün ya sulhun lehinde veya aleyhmde bu lunmak lâzımdır. Hem de bir takım nutuklar söylemek suretile değil, prensibi nısfet kaidesine tnuvafık olan ve ancak tatbikinın müessir o • lup olmıyacağınm meydana çıkanlması lâzım gelmekte bulunan kon trol sistemini kabul veya reddetmek icin beynelmilel bir akit vücude getirmek suretile maatteessüf Hitlerin ve dostlarmm nutuklan, Almanya nm yeni baştan silâhlantnası ve Al manyadaki galeyan, bütün bizim bu tekliflerimize karşı hergün veril mekte olan birer cevap teşkil et mektedir.» 1HEM Sen de mi Lehistan? Viyana şenlikleri münasebetile Biitiin tarihinde Türkiyeden iyilik, Avusturyadan fenalık görmüş olan Lehistanın Viyananın kurtuluş bayram^da isi ne? N ALIN A MIH1NA Parîs müzakereleri Paris 13 (A.A.) tngiliz Hariciye Nezaretinin pariamento müstesarı M. Eden ile Hariciye Nezaretinin Milletler Cemiyeti servisinin şefi M. Cadoganm 18 eylulde Parise gelmeleri beklen mektedir. M. Edenin Pariste kaldıgı müddet zarfında muhtelif Fransız devlet adamIarile bilhassa M. Daladiye ve M. Pol Bonkurla Milletler Cemiyetine, bilhassa silâhlan azaltma konferansma ait işler hakkmda görüseceği evvelce bildi. rilmistir. M. Eden Cenevreye grtrrfeden evvel Romayı ziyaret edeeektir. Diğer taraftan M. Norman Davis te M. Edenle ayni zamanda Parise gelecektir. An cak M. Edenin M. Norman Davisten 24 saat önce geleceği zannolonmaktadır. Londra 13 (A.A.) tngiliz siyasî mehafili 18/9 da Pariste yapılacak müzakereleri bir nokiai nazar teatismm takip etmek ihtimalinin mevcut oldoğunn kavdediyorlar. Bu takdirde görüşmelere. Milletler Cemiyeti konseyi toolanmadan evvel Romada devam edilebilir. Bununla beraber kafî olarak tesbrt edilmis birşey yoktur ve bu düsüncelerin tat^>ik sahasma kontnast Park müzakerelerinm neticelerme bağbdrr. Cumhuriyetin onuncu yılı 0 gün her tarafta 100 pare top atılacak Ankara 13 (Telefonla) Cutn • huriyetin ilânınm onuncu yıldönümü için yapdmakta olan hazırhklar ik • mal edilmek üzeredîr. Mvhtelif şehirîerden gelen haberler bayrarmn pansK rezanuraıia tej'ıt edjJeceg: ni söstermektedir. Heireli Veki'.e o gün memleketin her tarafında yüzer para top atılmasına karar vermis tir. Asurî meselesi ve Irak hükumeti Tahkikat yapılmasma müsaade edilmiyecek Londra 13 (A. A.) Mornhng Po»ta göre Irak hükumeti, arazisi üzerinde Milletler Cemiyeti tarafından Asuri meselesi hakkmda tah kik&t yapılmasma müsaade eftmemege kat'î surette karar vermîsiir. Hind standa neler oluyor? M. Heryo Pariste E&ris 13 (A.A.) Balkanlarda ve Kusyada yaptıği seyahatten dö nen M. Heryo, saat 11,25 te Pariste şimal istasyonuna gelmiştir. Radikal Sosyalist fırkasi reisi, istasyonda karşılanmış, beyanatta buInnmak istememis, lasaca şunlan söy • lemîştir: «Biliyorsunuz ki, Bulgarisiam, Türkiyeyi ve Rusyayı gezip gördüm. Bu seyahat hak^ında her jrün ma • lumat aldınız. Gayet iyi bir surette karşılandığımı, gerek benitn ve ge rek refakatimdeki murahhas heyet azasımn bu çok sıcak karsılanmadan pek ziyade memnun kaldığımızı söylemekten baska ne diyebilirim?» Simla 13 (A.A.) Şimali garbî hudut boyundaki kabilelerin, geçenlerde yapilan askerî hareketlere sahne olan yerler civarında, yeniden düşmanca hareketlere başladıklan bildirilmektedir. Mohmand kabilesi efradından 300 kişi, Şatikl ile Yusfkel arasmda açı lan yeni yolda çalışan işçileri muhafaza eden askerlere ateş açmışlar dır. Müteamzlar, ölü ve yaralı ola rak 16 kişi kadar zayiat verdikten sonra geri püskürtülmüslerdir. tn giliz ve Hintli askerlerden mürek kep kuvvetin zayiatı, iki ölüden ibaretftir. Bunlar da Avrupah değildir ler. Kral Faysalın ölümünde Tiitün konferansı niçir toplandı, neler yapacak? esrar var mı? Sofya 13 (Hususî) Utro gazetesme Londradan bildirildiğme gore Kral Faysalın kendisine verilen fena bir haberden mütessiren vefat eyletfiği söylenmektedir. Sözde Kral Faysal hemşiresi Sara Hanımın Irakın Londra sefareti kâtiplerinden birile kendisinden müsaade alma • dan evlendiğinî öğrenince anî ola. rak sandalyesinden düşmüş ve kalbi durmuştur. Etraftan yetişenler KraIm öldüğünü görmüslerdir. Müte veffa Kral, hemşiresini bir müslü man prense vermek emelinde imiş. Kral Faysal vefatınd'an evvel memleketine gitmek istemiş, fakat tedavi eden doktor kendisini bu seyahatten vazgeçirtmişth*. Bazi tneiliz gazeteleri ?uya Kral Faysalın Nasturilerin katliâm e> dildiği haberini alınca siyasî vazi • yetten korkarak vefat ettiğini yazmışlar. Her halde Irak Kralının vefatı esrarengiz bir hâdise halini almıştır. Birinci mahifeden mabat tütün kongresinde tesbit edilmistir. Müserek büronun üç memleket arasmda tütün satışmda evvelce mevcut olan rekabeti kaldırmak, tütün ziraatira is tih'âke göre tanzim etmek, Şark tütünlerinin söhretlni ve mevkiini hariç piyasalarda diğer tütünlere karsı müdafaa etmek gayelerile kurulması kararlaştmlımstn*. Bu itflâf geçen martta Cenevrede Sark tGtünlermm vaziyetini ıslah îrîn bir rapor vermek hususunda üç n^em'eket murahhaslanna cok yardım etmiş. tir. AvruDanm iktısadî vaziyeh'ni tet kik için Streza konferansı topl?idıgı zaman Bu!?aristan, Yunanîstan, Tür kiye de bu konferansa istirak etmis ler, müskül vazfyette bulınıan Sark tüHinlerinin h'mayesi için tedb'rle» al masun konferanstan istemîslerdir. Üç Balkan devleti mümess'Ilerîrtin bu tek. lifi kabul edilmisti. Milletler Cemiyeti konseyi iktısat komisyonumı hususî bir komîte teskfline. davet etms»;'. Bu komitede sade tütün mUstah&illeri desril, toni zamanda cn htt tütün müsteh^i hükumet te temaii edPmiştir. Gecen martm yirmi birinde bir komisyon toplanmıştır. Bulgaristan» Türkiye ve Yunaistan münjessilleri Cenevreye sritmeden ev vel kendi aralarmda Atinada toplanar«k ne utiyeceklerini kararlastırnııslar ve bunlan komitede müsterek Kir ta'eD. name «eklinde fleri sürmüslrudir. Üc Aferin, ha şöyle. Nafiz Bey derin bir nefes alarak mektubu kapadı ve gidip yerine koydu. Fakat yerinden kalkan Salih o • damn içinde gevşek adımlarla geziniyor ve içinde yaşıyan kurdun hâ lâ kımıldadığmı sezivordu. Ne çı kar bu mektuptan be?.. Kan kısmı bu... O gün öyle der de bugün başka sey söyler, başka şey yapar. Nafiz Bey de Salîhîn halinden iyice kanaat getirmediğini anhyordu. Gene ne var? Diye sordu. lyice aklın yatmadı galiba... Halinden bellî .. Gene pireleniyorsun. Hay babamn canıa rahnvet... Ben bu mektuptan pek birşey an latnadım. Ne imiş?.. Karmm bir gece içi sıkılmış, ben bu hayattan bıktım diye yazmış... Eh, olur a... Kan kısmı bu... Akhna geleni söyler... Öizim Fofo da meteliksiz kaldıgi günler böyle hırlar, durur. Nafiz Bey düşündü: memlekeftin bu suretle birlikte hareket etmeleri iyi bir intıba btrak rnış, Balkan devletlermm tesekkülün denberi ilk defa olarak müsterek men. fa&tlerimiz birlikte müdafaa edilmistir. Komite hararetli bir calwma netice sinde bazı kararlar vermiştîr. Sark tütünlerini istihlâk eden memleketlerin mümessilleri bize buhrandan kurtul manw icin utiKsjüâtnmzı tii^"* et • mek, istihseü ktihlâke görm urdurmak ve müsterek bir büro kurmak sartlarmı ileri sürmüslerdir. Bu 3â sart tenrım e . dildüri takdirde sirodikmden yüzde 1015 nisbetinde daha fazla tütün a! mağı taahhüt etmi*lerdir. Bu suretle eski tütün stoklan tasfiye •dilecektir. Ajmca bu mubayaaıt içm müsterek bürova faizsiz para tedariki tfiin memleketlsri nezdinde teşebbüs • lerde bulunacaklardır. Şimdiki vaziferruz bu izahatla kâfi dereceHe anlaşılvıor. Bahsetttgim komite tarafından verilen kararlarm kat'ivet kesbetmesi icin bunlarm Cemiyeti Ak . vam iktısat komisvonu ve konseyi ta • rafından kabul edilmesi lâzımdır. Bunu temine cahsıyoruz. Bu mesele konseym ilk celsesinde konusulacaktır. Bundan başka müsterek büronun nizamnamesini hazırlıyoruz. Bu mesai mîzdpn iyi netice alacağımızdan emî nim. Simdiye kadar dostlarrmız Bulgar murahhaslarmm gelmelerine intizaren Hk hazrrîıklan bitirdik.» Peki .. dedi, farzedelim ki senin dediğin doğru dur, ben Nezahe ti aldıktan sonra Sükran gücendi, kıskandı, benimle bozuştu ve ken dini öldürmeğe kalktı. Sonra bir daha yüzüme bakmaması lâzımdı. öyleya... Kendisini aldatan, arkada şile evlenen alçak bir adamla bir daha konusur mu?.. Halbuki Şük • ran ölünciye kadar aramız bi** gün bile açılmadı. Buna ne de^sin? Salih anasınm sözlerini hatırlıyarak: Eh, dedi, sen çok tnarifetli, hin oğlu hin, darılma *n»a hınzır, dotnuzun biri imişsin, iki tarafı da fiya • kalı kullanmışsın. Olmadı bu... Lâkırdılar birbi rfni tutmuyor... Burada fiyaka filân sökmez... Kendini öldürmek istiyecek kadar bana kızan bir kadını idare etmek kolay mıdır? Vallâhi bilmem... Ben de şaştım gitti... (Mabadi oar) oktor Cevat N. Zekâi B.in «Muterizler» isminde, birkaç yıl önce neşrcttiği küçük bir kitabı henüz gördüm. Eser, kısaca, herşeye itiraz eden ve «menfi ruhlu» denilen adamların psychiatrie cephesinden 12 eylâl 1683 senesinde Viyana o tahlil, teşhis ve tedavilerine dair nündeki Osmanlı bozgununun 2S0 mei dir. Avrupada «L'Esprit de Contradönüm senesi için Viyanada şenlScler diction* tabirile şohret bulan bu itiraz huyu hakkmda epeyce tetkikler ya. yapıldığını gazetelerde okuyoruz. Buna su, bu milletlerden başka Lehliler pılmıştır. Cevat N. Zekâi Beym eseri, de istirak etmiş ve hatta bozguna se öyle sanıyorum ki, bu mevzuu memle bep kendileri olduğu için şenliklere Lehketimizde birinci defa kurcalama te . Hlerin başpapazı baş oluyormuş. sebbüsünün veciz bir mahsvdiidür. Aklı, öteki rnflletlere karşı Türkün ayn aymuhite en iyi tntibak şeklinde kabul n söyliyecek sözü vardır. Lâkin şu Leh. eden muharrir, mulerizi şöyle tarif edililere ne diyelim? Onlar Slav camia. yor: «Şurası muhakkakttr ki muteriz, sına dahil olduklan halde, en biivük muhitine uymıyan bir kimsedir.» darbeyi Ruslardan yemedüer mi? MemBen şu küçük sahada büyük bir da • Ieketleri Ruslar, Almanlar ve Avus vanın münakaşasına girecek değilim; turyalılar arasında paylaşılıp ta haritafakat isaret etmek isterim ki «muhite dan nam ve nîsanlan kaldmlmadı rm? intıbak», her zaman normal bir kıymet Bütün dünya bu haksızlığı kabnl ettigi ifade etmez. Esasen tabiatte de, 8 liim istisna ediHrse, tam bir intıbak yok halde, buna itiraz eden yer yüzünde yalnız, dini, milliyeti ayn olan, Türktur ve her türlü faaliyetin sırn intıbak ler değil miydi? la aksülâmel arasında gizli ve dinamik Lehliler, sıkıldıkca daima Türklerrn bir münasebettir. Muterizleri topyekun kucağına atılrmşlardır. Bir aralık istik. muayenehaneye davet eden biitiin si . lâl sevdasile ayaklandıklan zaman Rusnir hekimleri, müşterileri arasmda bü larla pay arkadaslannm çizmesniden yük inkılâpçılan, san'atkârlan, kıymet kacan başbuğlan bize sıgmdılar. Biz sistemlen'ni alabura eden mücedditleri onlan her türlü polrtika tehlikelerine ve dâhileri de görmek istiyorlar de karşı en zayıf zamanımızda gene mu mektir. Alın size bir itiraz. hafaza ettik, büyük büyük tnakamlar Bir itiraz daha. Muhterem muhar da kullandık; buraya kacabilen muha • rir diyor ki: «Dimağları bu itiraz fikriie cirlerme de yer gosterdik; öz evlâtla • isliyen kısanlara hemen her adımda tenmızrrns gibi yerleştirdik. Işte gözü . sadüf ederiz.» Bu cümle mem'eketimizmüzün önünde «Polonez» köyü ulüvvü de oek do&ru obnasa gerek. Hani o : cenabımızm bir abidesi gibi duruyor! günler?.. B zf1e itiraz değil; tasdik Pleti Lehliler Türkü Viyana önünden kavardır ve bir Ingiliz muharririnin dedi . eırttık diye tenlik yapıyorlar. ği gibi «Şark, haytr demeslni öğrenmeda ne oldu v» diei için mahvo'mustur.» Avrupada itiraz o kadar umumî bir itiyat haline ?elmis ki adeta bir salgtn, bir rnh'mak. bir illet olmus; bizde aksi: Tasd'Tc, teyit ve amiyane tabirile «evet efend'mcHik» o kadar unramî bir itiyat haline gelmis ki agzmda «havır!» sözünün cesaretini taçıyan adam bîr VanramandB1. Onun için, bizim skıl ve smîr hekimlerimiz, itiraz değil, tasdik fikrile mücadele etsmler; onun için, ben de, pek sevd'»;m bu kucük e«=re itiraz et. mekle ise bas'adım: ve be'k>. heo onun için, doktor Cevat N. Zekâi Bev de eserini muterizlere itiraz maksadile ve mîîkemmel bir itiraz ömeği olarak fayda gördüler? Memleketleri dost rmstır! bildikleri kavimler arasmda paylaşıldı; PEYAMİ düşman bildikleri mflletin koynuna st ğmdılar! Nankör müttefikm bayramma daîr Sonra analar çocuklarmı daha beşikte iken «Lehistamn kurtulman Türk süvarisinin Dinyester ırmaŞmdan su iç mesüe mümkün olur» diye ninni soy. liyerek büyütmege başladılar. Türkün coğrafî ve siyasî vaziyetine karşı bu temenni muhal bir şeydi. Lâ kin Türkün seciyesi tarihi gosterdigi veçhfle her muhali mümkün kddıein • dan ba temenni de yermi buldu: Türk, cihan kavgasmda kendi topraklan düşman ayagı altmda çignenirken Polon . yaldarm ımdadma koştu; en seçme askerlermi orada sehit verdi ve Dinyester mnağmdan süvarilerine su içirtti; Lehlilerin düeği yermi buldu: Polonym knrtulda. Şimdi bamtn içm mî senlic yapıyor • larrms? Türkü Viyanadan kacvtmak serefi kendilerinde oldugunu göster • mek icin mi Lehliler bu toplanhya baş ohıyorlar? Sezarın, kendme kastedenler arasmda, Brütüsü görünce: «Sen de mi Briitüs» dediğmi hatviamamak mümkün ohnuyor. tngiliz Hay Skul kız rnektebi talebesinden MELÂHAT HDSNO arpten sonra maddeten küçfil«4 Avusturya, bugünlerde manen eskidenberi mevcut olan kS * çülküğünü ispat ediyor. Vahidetthıin milliyet aşkı, vatan sevgisi ne oldugunu bilmiyen budala Sadrazamı Damaft Feridin esi bir basvekü, Avrupanm ortasında, gerek Avusturyamn ve gerek kendisinin kasir boyundan büyük işler görmeğe çalısıyor. Hakikatte sanki var* tmş gibi, Avusturyanm istikünni mu • hafaza edeceğim, diye Alman ırkmm ana vatanı demek olan Almanvaya fl tihaka aleyhtar ve Almanlığa düsman bir vaziyet takınmış, gidiyor. Kendisini bu zavallı hale koyanlann ianesile ge • çinen Avusturyamn, bu vaziyette ya • şıyacagmı zannetmek gafletmi Dolfüsa bnakalım da asıl mevzuumuza gelelim. Bu bastıbacak başvekilin bir mari • feti olarak Viyana, Türklerden kur tuloş bayranu yapıyor. Ve bu muazzan bayrama bütün katoliklerin jgtirakile dinî bir şeki! veriliyor. Zaten muhte » rem bir karirmin bana gönderdiği iki kartpostal Avusturyada Türklerle ya • pılaa harplere tamamen dinî bir ma . hiyet verilegeldiğini göstermektedir. öyle olmasaydı Viyanada, Stefan kilisesinin avlusunda ve içinde, Viyana muhasarasına ait heykeller bulunmaz dı. Kariimin verdiği malumata ve gön« derdiği resimlere nazaran, bu kilisede iki heykel vardır ki bîrisinde elinde haçlı bir bayrak tutan bir papazm ayak< lan altmda feryat eden çıpiak bir Türk yatmaktadır. öteki abide ikinci Viyan* muhasarasmda müdafaayı idare eden Starnembergin atlı bir heykelidir ki onun da atmm ayaklan ahmda bası ka» vuklu bir Türk şehidi yatıyor. Biz Galiçyada Avusturya vatanmi müdafaa için evlâtlarunızı kurban ve« rirken dahi Avusturyahlar, ba heykellerin üstünü örtmek nezaketmi bîle g5« termemişlerdir. Viyanantn muhasaradan kurtuhışu v nun 250 inci yıldönümü münasebetüa yapüan merasime bütün katoü aleminm istirak ettirflmeai gösteriyor ki ba işte dinî taassuplar da tahrik edilmek istenmiştir. Avrupadaki lâiklik cereya* nma ve Avrupanm zahirî çehresine ba. kıp ta o memleketlerde hıristiyanlık ta* assubundan eser kalmadığım zannet • mek hatadır. Din yerine milliyet pren • sibi hâkim olmağa başlıyah gerçi ba taassup hafifletniştir ama kalmatmş değüdir. Irakta birkaç yüz Nesturî öldü rüldü diye bakınız, lngiltere efkân u • mumiyesi nasıl heyecana geldi? Bu galeyanın sebebmi Nesturilerin hıristiyan olmasında aramak lâzundır. Sağda solda bombalar ve maldneli tüfekler, hâlâ, Müslümanlan, Mecusileri ve Çinli • leri doğruyor ama kimsenin hiç te heyecana geldiği yok!.. Demek ki Av . rupa, henüz, yalnız insaniyet ve me deniyet hislerile harekete geçecek kadar olgunlasmamış... Viyananm kurtuluş bayramma iş * tirak edenler, Türkler Viyanayı aUaydi Avrupa ve naedeniyet mahvohırdu diye tutturmuşlar! Ayni teraneyi, Puatye meydan muharebesi hakkmda da işi • tirsiniz. Bu muharebede Araplar galip gelseydi, medeniyet bitmiş gitnusti, der dururlar. Fakat Puatyede Fransızlar . la harbeden Endülüs Araplarmm bu güne kadar duran şaheserleri gösteri yor ki o Araplar, medeniyetçe çok yüksek insanlarmış. Ayni şey, Kanunî Süley manm ve Kara Mustafa Paşanm zamanmdaki Türkler icin de söylenebilh*; hem de diğer delilleri bir tarafa btfakarak yahnz orduyu göstermek suretile... Medeniyeti olmıyan milletin ordusu da olamaz. O zamankî Türkler, o muaz . zam ordulan Anadoludan toolayıp ve tstanbuldan alıp Viyanaya kadar gö türdüler. Böyle muazzam bir kuvvetî, o kadar uzım mesafelere götürmek. Viyana gibi bir sehri muhasara etmek, elbette vahsi sürülerinin kân degildir. Bu> mı, ancak medenî milletler yapabîlir. Türkler Viyanayi alsayddar, ne olurdu? fstanbulu aldıiar, tarihin bir fash kapandı, yenisi açıldı; Vivanayı da al*»yddar, tarihin bir faslı daha kapamr, bir yenisi acılırdı. Avusturya tmparatof luğu denilen ve asnlarca Avrupanm ortasmda esir ırklar halitası halmde yaşıyan devlet te 250 sene evvel yılol mış ve bazı müverrihiere göre de, Av rupa içm, bir surü kan dökühnesina mâni olan hayırlı bir is göriilmüs olur. du. Kral Faysa'ın naşi Bağdat 13 (A. A.) Kral Fay • sa'ın nâşı Bağdada cumartes! günü gelecektîr. Cenaze alayı da ayni günde yapılacaktır. Cenaze pariamento bahçesinde gömülecektir. Cenaze alayına iştirak için Irakm her tara • fmdan gelmiş binlerce asker daha şimdiden hükumet merkezinm etrafında toplamp çadır kurmuftur. Londrada şayanı hayret bir hırsızlık Londra 13 (A.A.) We*t End mahallesindeki kuyumcu dükkânla rından birinin camekânından «Ku tup yıldun» denen ve 3d milyon frank değerinde olan bir zürarüt cür'etkâ • rane bir suretöte çalınmıştır. 33 kırat vezninde olan bu kıymetli taş catnekânda teshir edilmifti. Bu sabah dükkânın önünde gayet ^ık bir otomobil durmuç, içmden yere inen bir adam camekânı birden • bire kırarak rümrüdü yakalamıs ve hemea otomobile atlamıştır. Bundan sonra araba hiç kîmsenin müdaha lesine vakit kalmaksızm savuşup gîtnıiştir. Bir Bulgar köyönde kanlı bir kavga Sofya 13 (A. A.) Namgenage cîvarında Deniz köyde çıkan bir kavga neticesinde 26 kişinin yara • landıği bildirilmiftir. Bu kavga yeni boşanmış bir kan kocanın mal tak • simine girişmeleri gibi ehemmiyet siz bir sebep yüzünden çıkmıştır. Sus! Kara cahil! Burada «mahkumüm» demek, «hastaJığım şifa bulmıyacak, ölüme mahkumüm» demektir. Kesme, dinle: «Nafiz, öyle anlarım oluyor ki,, böyle kollart bağlı , bir kuzu gibi ademe doğru gayriiradî sürüklenip gitmektense kendi elimle hayatıma kastetmeği düşunüyorum. Nafiz Bey Salihe baktı: Anladm mı? Diye sordu. Bir daha oku orasını baka • yım. Nafiz Bey bir daha okudu. Salih biraz düşündükten sonra başını sağa doğru iğdi: Eh, dedi, anladım, yaniya kasap bana bıçak vurmadan evvel, ben canıma kıyayım diyor. Hay gözünü seveyim, köpek olalı bir av tuttun. Gördün mü is • te... Besbelli değil mi? Kızm has • talıktan canına tak demiş. hayatı • na kendi elile k&stetmek Utiyor. öyle mi? öyle gibi. Gibisi var mı? iran kabinesi isti'a etti Tahran 13 (A.A.) Kabine is •ifa etmiştir. tstifanın sebebi çim diye kadar öğrenilmemistir. Tefrika: 46 SERVER BEDI Yok: öyle. Sabahsız Geceler Aşağılarda halis türkçe yer • ler de var, merak etme. He!e lâzım olan yerler hep türkçe. Evvelâ şu okuduğum kısmı anlatayım. Kızcagiz demek isftiyor ki: Dün gecemi gene fena bir iç sıkmtısı, bir sirair nöbeti içinde geçirdim. Ah bilsen «fezayi ruhumda» yani rufaumun gökyüzünün boşluklarında bir ümit yıldızımn düşüşünden sonra biri daha düşüyor ve bunlar ateyten bir çizgi yapıyorlar, sanki ben de bu aydmhkta, ruhumun uçurumlarm • da, ümîtsiz istrkbalimi görür gibi oluyorum. Salih sıçradı: Ha... Anladım! Dedi> şimdi neden kendini öldürmek îsttediğini »nladım. Aferinî Anlat bakaynn? Anlatılacak birşey yok, kız • cağız oynatmış. Tuh! Allah cezanı versin! Hiç birşey anlamamışstn, Neden oynatmış? Bilâkis muhakeme ve sezif kabiliyetleri mükemmel. Baksana, Jstikbali nüfuz ediyor. Yalan nu?.. Kızcagız nihayet korktuğuna uğradı. Fakat dur, ben sana anlıyabileceğin yerleri okuyayım. «Sabahtanberi kttru kuru Sksu • rüyorum, dün gece ter içinde kal • mıştm. Ba »atırlcan yazarken şimdi bile avuçlarımın içi atef gibi. Arttk. bunda şüphe var mı, Nafiz, ben mahkumüm. Salih gene ke«ti: Mahkumüm ne demek yahu?. Mahkemeye mi düşmüs? Kaç sene yemis? Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur Abone şeraiti Türkiye Hariç için 1700 Kr. 1450 800 yoktur Senelik 1400 Kr. Altı ayhk 750 Oç ayhk 400 Bir ayhk 150

Bu sayıdan diğer sayfalar: