5 Ekim 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

5 Ekim 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yugoslavya Kral ve Kraliçesi dün geldiler Reisicumhur Hz. ile Kral Aleksandr Hz. arasında mühim bir mülâkat vuku buldu 5TeşrbiewelI •Cttmhuriyef İnkılâp edebiyatı Şair, romancı, münakkit olmadığım halde edebiyattan bahsedişimi bana yaraştıramıyanlar var. Doğan Nadi Bey oğlumuz bile, benim için, «çok sık, fakat az güzel yazan» dememiş miydi? Gerçek, ben bir edebiyat profesyoneli degilim; fakat yıllarca edebiyat mu aJlimliği, edebiyat amatörlüğü etmiş oL mak, çizmeden yukan çıkmamak şartile, bana edebiyattan bahsetmek, hakkmı demryeyim, müsaadesini veremez mi? Evet, inkılâp edebiyatı... Böyle bâedebfyat var nuds ve olur mu? Edebî eserler, bütün bediî eserler gibi, yazıldıklan devrin içtimaî ve psicologig vazıyetmi aksettirir. tnküâplar devrindeid edebiyat ta, o inkılâplann içti ~ maî ve mhî âmfllermi aksettirecektir. Yoksa inkılâp edebiyaıtı, günlük vakıalan saalamaktan, gazetelerin yaptı . ğı ve yapacağı tsleri ifade etmekten ibaret deeildir. Biz içtimaî edebiyat, mkılâp edebiyatı dediğimîz vakk bo târlu edebiyatı kastediyoruz. Edebfyaihn mevzuu, ezelden ebede kadar beşerî olan askmdan mabrum edilemez; fakat ba mevzu rminhastran aşk olamaz. Ezelden ebede kadar be • şerî olan aşk dahi, içtimaî istihalelere eöre, bin biçftn alabilir; inkılâp ede • bıyatmda da askm yeri vardv. Bir fabrika, edebiyat mevzau ola maz nn? Emîle Zolamn Germmalı, bir madend« çalısan isçi havatnn, bütün içtimaî kıymetleri ve psikolofrist fl« be raber tasvir eden cok canh edebî bir eser de^HI midir? Octave Mirbeaunon «Les Mauvais berger»» îamli pîyesi, yüksek bir «^ebî krrmeti b«tzd>. "•f.».* %•' ~*er sosral kıymati bütön. oksrlar icm h e r c a n «^•dir. Sajece pdkolouı taUÜlerle dola ronMnlar» ictimaî laymetipden mahrum «ayılamas: cunkâ psScolostsl Uhlil o b M Mlm. iotimal bir zSm reye men*apturlax. ve ranlarndfi o zümrenin krymetler! vacar. tnlolâs edebb«b, kJolaD d«rrinİB kora y» CMME hâdisderinı hereeanaı T9 aevkstz. s*d« fisluo süzdU&ae if* . Tkem> de halde, bâdiseletâı rahuna hulul ebnek. orada sörüleglerj. bir n»totW vasatmanm yolnna bul • mak lâzmtdır. 8ix> divoruz ki edeblv* kon<U kabuğupun Jüpe ceküİD yaln» ferdl te • essurierlni rfade etmek de~2dir; bo halde b3« *djebiyatm içtimaî bir kunneti obnamak l â n n sehnez: fakat övl« bir edobiyatc!, nihasret bir devrin herhansri bîr fctimsî TÜmresînde "^*ıvan b s n kimseleri göstermiş olur. Böyle eserle. rin kıymeti, daima sahsî metodun krymetile mutenasmtir. Edebiyatı telâkldde, yabıız bir yanh kafa tasımak, yalnız bir yanlı btr te lâkki sahibi olmak yetismez. Edebiyatı anlamak için, kafamn ici havli geniş bir kültür meydam olmahdır. Bir gazetede, bir mecmuada yazılı herhangi bir makaleden îlham alarak edebî mülâhazalara koyulmağı doğru buimam. Türkiye, münevverlerimizm çoğun ca bSintniyen V âlemdir. Türldyeyi bflmiyen, Türk inkılâplannoı manala . ' nm nasıl anhyabilir? Türkiyeyi ve Türkleri bilmek için, Türkiyenm bir köse sinde değü, yakın uzak birçok yerle rinde yaşsmıs, Türklerin yaşama ve çabsma tarzlarmı içlerrnde bulunarak gör. mus ve duymuş ohnak lâzımdtr. Edebî yazanlanrmz, sairlerimiz, ro mancılanmız, münakkitlerimiz. böyle, yaşamıs ve böyle öğrenmiş olsalardı, yaphklan edebiyat elbette bizim dediğimiz inkılâp edebiyatı olurdu. O vakit sade demiryollanm, sade ziraat müesseselermi, sade şeker ve dokuma fab rikalanm, sade şapka ve kadm tuvaletlerini yazmanm «inkılâp edebiyatı» yapmak olmadiğmı anlarlardı. KÂZIM NAMl Feneri mağlup ettirenlere mecburî bir cevap Artık şakşakçılık yok!... Getirilen külüstür ecnebi takımlarma, filân kulüp veya filân bey para kazansın diye mübalâgah reklâmlar yapamayız ve yapmıyacağız! Son günlerde, Fenerbabçe kulübünden ziyade Zeki Beyin şahsma ve va ziyetme matuf gürültüler üzeraıe Fe nerbahçe kulübii umumî kâtibi Hayri Celâl Beyin, çok yüksekten atan bir li. sanla bir yansı intisar etti. Bu yazı, gözleri dönmüş bir kuHrpçünün sînir . lerine hâkkn olarmyarak her agzma ve akhna geleni söylemesl kabilinden bir şeydir. Hani bazı maç günleri, kendi taknrunm mağlubiyeti karsumda stadyomlarda heyecandan ne yaohğrnı bilmîyen insanlar vardtr. tste Hayri Ce lâl Beyin mektubu da öyle bir anda ya. zılımsa benziyor. Mektubun bir kısmı Cumhuriyet gazetesine hücumlarla doludur. Bütün bu hücumlann zahirî sebebi budur: Galatasarayn su topu sampiyonluihmu yazmışız da, Fener bahçenin Vinersporla yaptığı maçı yazmarmştz. Fakat hakikî sebebi sudur: Bazı arkada^arile beraber Fenerbahçe. nin idaresinde düştükleri hatalan örtbas etmek İçin bizi Fenerbahçe düs manı gibi göstermek ve yazdıklanrm • nn hep Fenerbahçeye duşmanhktan fleri geldiği kanaafa' tevlit etmek... Fakat Galatasaraydan çikanlardan iki ovjmsuyu oynafeax Fenerin yenümesme sebebiyet •erdiklermi örtbas etmek için yapdan bu yaygraralara efkân u . mumiye kulaklannı tıkanuşhr. Haldkati halde, biz Fenerbahçenin de, hiçbir kulubun de düsmam degiliz. tyi yapılan seyleri metederiz, fenalarrm ten. ldt ederiz. Hatta, ekseriya çok hajnrhah davranırne da birçok duvduklan mrxı, bildatlerimfzî ve stördüklerimiz! de yazmayn. Bunu hakikî Fenerliler de oekâlâ bflirler. Biz Fener düşmanı olsayddt kürek samDtyonluklan es nasmda vuku bulan cirkm hâdîse hakkında muhterem ve b«'txraf Ahmet Fet. kerî Bevin tamamen Fenerlüer alev hmde bîze vaki olan beyanarmı soyle yanverirdik. Halbuki yazmadık. Bir kulüp idarecOermin hatalarmı tenkit etmek o kulübe fenalik değîl: bilâkis iyiliktir. Hayri Celâl Bev. Fener bahce kulüMinün umumî kârîbidir ama 25.26 senelîk Fenerbahçe kulübünun kendisi demek degHdir. Kendisînm ve bazı arkadaslarmm hatalarma karşı Fenerbahçe kulübünun manevî sah«i yetirri kalkan eibi kullsnmak ve bu hatalan tenkit edenleri, Fenere düsman gibi göstermeğe çalışmak bos bir manevradır. Biz, daima bu yolda yBnîyecefrk. tdarecilerin, ovuncularm hatalarmı tenkit edece<pz. Bunu vanmak vazife . mizdir. Daima m^dih istiyenler, meöıe lâvık is görmelidirler. Bahsimize selelim, Hayri Celâl Bey aynen sövle divor: €... Fenerbahçenm o kadar dü*manîdtrlar, o kadar kulüocüdürler ki menv leket futbolunun istifadesi için huyvk fedakârlıkUrla Vivanadan getirtHen Vinersporla Fenerbahçenm yaotığı cok muvaffakiyetli ilk maçm tafsilâtmı sövlece geçmis ve Galatasaraytn kazandıfı su topu maçmı baüandıra ballandıra ve büyük harflerle ve müteaddit resimlerle nesretmişlerdir.» lan haklı çıkaralım. Hayır, biz bunu yapmayız. Hayri Celâl Bey, Fenerbahçeyi ızrar etmek için, Vinersporun geleceği hakkmda da hiçbirşey yazmadığımızı söylüyor. Muhterem umumî kâ tip bey anlaşılan Cumhuriyet gazete sfni eline bile almıyor. Yahut ta, de . diğimiz gibi, bütün gazeteyi kendi medih ve senalarma tahsis etmemizi istiyor. Kendileri bir gazete nesreder lerse bu arzulanna nail olabilirler. Fakat Cumhuriyet gazetesi, Avrupadan getirilen ve ekserisi kof çıkan profesyonel takımlan bflmeden ve görmeden bol bol methedip karilerini aldatma • mağa karar vermiştir. Gazetemiz, bun. dan sonra prensip olarak buraya ge . len ecnebi takımlanndan Slâvya gibi hakikî beynelmüel söhreti haiz olan • lardan maadasma mdbalâealı nesriyatla reklâm yapmamağı kat'iyyen kararlastırmıstır. Bu bahsc biraz sonra gene geleceğiz. Şimdi umumî kâtip beyin bu meselede de hakikati söylemediklerini ve. ya eöremediklermi ispat edelim. 21 eylul 933 tarihli nüshamtzda VL nersporlulann gelerek Fenerle maç yapacaklanna dair büyük serlevhalarla yazılmış bir yazı vardır. Bu yazı Viner spor takımmm Fenerbahceliler tara fmdan verilen kocaman bir resmini de ibtiva etmektedh*. Takımm geldiğinin ertesi günü ga . zetemizde gene resimli bir yazı vardır. Maçm saati ve nerede yapılacağı ya . nlmştır. Pazar günü de yartm sütundan fazla bir yazı ile maç mevzuu bahsedilmiş, Galatasaraydan çıkanlan oynat • mamalan ve takımm ahengini bozmamalan tavsiye olunmustur. Daha ne istiyorlar? Cumhuriyet gazetesini bütün siyasî, iktısadî, dahilî ve haricî haberlerinden, tefnkalarmdan, nânlarmdan tecrip edip Vînest«or maç. larma mı tahsis etmeliydrk? Birinci sahifetnizi hergün Avrupanm profes . yonel futbol cambazlannm resimlerîle mi doldurmalıydık. Bir defa, Viyanalılann barbar Türklerden Avrupayı, medeniyeti ve hıris • tiyanhğı kurtardık dive fünlerce bav ram ettikleri bir sırada, Viyanadan bir takım getfrtmek zamaroız ve müna sebetsiz birşeydi. Biz, bunu yazabilir . dik. Fakat yazmadık. Yalnız, esasen lcuvvetlerinî de bilmed irimiz Vivanalılan fazla pöhpöhlemek istemedik. Cünkü, bizde ecnebi futbol takımlan getrrildijri zaman sütunlar dolusu bilerek ve bilmiyerek, manalı ve manasız vazJar yazmak fena bir âdet ohnuştur. Yevmî Avnma gazetelerini göriiyoruz. Hiçbiri, aleiâde bir futbol macma, bö^'^e sütunlar tahsis etmiyor. Fakat, bizi, bundan sonra, ecnebi takımlara maçtan evvel sütunlar dolusu vazı yazdırmamağa sevkeden asıl amîl sudur: Bu takımlann çoğu profesyoneldir. Hedefleri para kazanmakhr. Bımlar, tmkı Ben Amar sirki gibi kendilerine reklâm yapmak ve mümkün olduğu kadar fazla ücret mukabilinde gehnek isterler. Burava gehneden evvel biz sunu yendik, bunu tepeledîk. Su kadar gol atbk, filân oyuncumuz 88 defa beynehmleldir, diye bir surü palavra dolu mektuDİar yazarlar. Muhterem kariier, sanki tstanbula gelen talnmlar. hiçbir yerde, hiç Idmseye yenumemistir. Cok yeni bir ma£lubivetleri olursa onu da hakeme, eksik takıma ve saireye at federler. Samrsmtz ki bunlarm heosi cihan sampiyonudurlar. Hakikatte ise ne mal olduklarmı sahada görüyorsunuz. bette yener ya, bilmem ne sampiyonu I: denilir, ecnebi takunı yenilirse «harikaj mucize! takununız, dünyanm en kuwe*li takımını mağlup etti» gibi palavralar ortaya atıbr. Mübalâğalı neş . riyartan yanan yalnız karilerdir. Şakv şakır yağmur altında para vererek H • lanır, nezle ve hasta olurlar. Bu sakim şakşakçılık âdetine birkaç misal: 1 Bir zamanlar Fenerle Galata . saray Osturya isminde bâr Viyana ta kımı celbetmislerdi. Bu takunda Mer kezî Avrupanm en meşhur oyuncula rından Şafer de vardı. Mukaveleyi ya. panlar, Şaferin şöbretine aldanarak o» nun da mutlaka takjmda oynamasun şart koşmuşlardı. Once Galatasaray oy. nadi, Şafer o gün oynamadı. Halkm merakı daha ziyade arttı; Fener oynarken Şafer de mukavele ahkâmını ye rine getirmek için meydana çdch. Bu takım ballandırılırken Şaferin hariku • lâde çevik ve adeta cambaz gibi oyun oynadığı gazetelere bildirilmiş ve h*. pimiz bunu yazmıştık. Ortaya çıka çıka 120 kiloluk Kurtdereli gibi bir adam çıkh. Koca göbeği cambazlık etmesine değil; koşmasına bile mânidi. Ortada muhteşem bir heykel gibi duruyor, top kendtsine geldikçe sağa sola pas veri • yordu. Halk alaya başladı. Adam, bir haflaymı zor bitirdi ve takımını felce uğrattı, ikinci devrede oynamadı ve ta. kımı da ondan sonra canlı bir oyun oynıyarak galip geldi. Gazeteler, takmın antrenörii olan Şafer hakkmda kendilerine verilen malumata inanıp kasideler yazddclan için kariler nazannda bihakkin mahçup oldular. Hayri Celâl Beyin haberi yoktur ama gazeteler, ecnebi ta kımlarile yapılan maçlar akabmde karilerinden bir hayli acı mektuplar alır, lar. 2 Uç dört sene evvel de buraya aşağı Macaristan mı, yoksa yukan Macaristan mı sampiyonu diye bir takım getirilmişti. Gazeteler arasmda medih ve sena hususunda bir yarıştır başladı. Nihayet burada yaptığı maçlarda Ga Iatasaraya yenilmi», Fenerle berabere kalmış, yalnız o zaman biraz zayıf olan Beşiktaşı zoria yenebflmişti. Herkes te bu külüstür takımm Macaristanın de ğil, fakat tstanbul gazetelerinin palav . ra sampiyonu olduğunu anladı. 3 tki sene evvel, Fenerle Galatasaray Selânikten getirdikleri federe oL mamıs mahalle kulüplerinden mürek kep bir takunı, Selânik muhteliti diye bütün efkârı umumiyeye yutturmağa kalkışmamışlar mtydı? Bazı kimselerin işi profesyoneDiğe dö küp ecnebi sporcuları celbederek para kazanmak gayesîni takibe başladığın danberi geçen müddet zarfında böyle birçok misaller getirmek mümkündür. Gazeteler spora yardrnı maksadile büerek bilmiyerek bu nesriyatı yapı . yorlardı ama nihayet arbk işin, ban profesyonellerin keselerine yardım şeklini aldığı kanaat haline geldi. tşte bu misaller, ecnebi takan şak . şakçılığına arhk bir nmayet vermek İâzım geldiğini, hatta bu hususta geç bile kaldığımızı gösteriyordu. Onun içindir, ki biz bundan sonra, tstanbula getirilen takımlarm hakikaten en yüksek ve en meşhur Avrupa takımları olduklanna kanaat getirmedikçe filân ku< lüp veya filân bey para kazanacak di. ve neşriyat yapmamağa karar verdîk. Bu karanmızı sessizce tatbik edecektik fakat Hayri Celâl Beyin yazısı bu izahati verdirmeğe sebep oldu. Bunlan biz de yazabilirdik; fakat Mukavele yapıhp ta buraya gehne Feneri ayaneten yazmadık. Bundan leri takarrür etti mi? Reklâm yapıl sonra, gelen ecnebi taknrdannı, hangi mak üzere onları angaje eden kulübe kulüp getirirse getirsin, hakikî mahiyebir takım resimler gonderirler. Bazan tile karilerimize göstermeğe çahsaca bu resimler, takımm en meshur oyun ğız, bibnediğimiz meçhul kahramanlar culan havî olduğu zaman çeldhnis eski gelirse, onu da açıkça yazacağız. Brr ga resimlerdir. ts kesbî kat'iyet etti mi tazetenm vazifesi, kulüolere ve sahıslera knm getirten kulüp veya kuîüpler pa, para kazandnmk değil; karilerine doğcalan srvarlar ve gazetelere bu resim ru haber vermektir. Getirdikleri takım. lerle beraber bir sürB malnmat verir lara, mutlaka, bol bol reklâm yaptırIer. Gazbeteler de, esasen kontrolu ka mak istiyorlarsa ilân sahifelerimiz acıkbil ohmyan bu malâmah, kendi taraf tır. Lutfen Kahramanzade hannvtKki tarlıklarmm ve msaflarmm derecesme ilânat şirketine müracaat buyursımVr! göre sişire sisire yazarlar. Gelen takı • Hayri Celâl Beyin bol bol, sütun sürm Fener getirtiyorsa Feneri fltîzam e. tun, yazı yazıp ta karilerimizi, kendi den gazeteler, müsterî celbi îçin bir lerini seyretmek için akm akm stad yaygaradır kopanrlar. FenerGalata yomlara kosmağa tesvik etmedi&imiz. saray veya Fener Beş3rta« Galataden dolayı bize çattığı meshur Viner saray getrriyorsa yaygara daha umu . sporlular hakkmda «Bn Gün» gazete. mileşir. Bazan araya mutavassrtlar da girer. O zaman M büsbütün alevlenir. Bu sinm spor muharriri M. Sami Bey bakınız ne diyordu: neşriyatta mübalâea esastır. Az vazarsanız Hayri Celâl Bey gibi kızarlar. iVinerspor takımımn geçen aene Fazla mübalâğadan taktmı ?etiren. lere kâr var. zfvan voktur: Gazeteler nekadar mübalâpi» «*derse maca o k^dar bol seyirci gelir, bol bol para kazanılır, gelen takım biztmkileri yenerse «ey elAvustarya lik maçlartnda çekilmiş resimlerile buraya gelen takım ara, sında hiçbir münasebet bulamadth. Vinersporun birinci takımında bu. Lutfen aahifeyi çeviriniz ve Kratîçe Hazretteri Atkert müzeden [Kraliçe Birincî tahifeden mabat I Reisicumhur Hazretleri Kral HazreL lerile sarayın büyük merashn merdrvenlerinden yanyana çıkarak içeri gBTnişler ve yalnızca salona cıkmışlardır. Bu sırada Kraliçe Hazretleri torpitoda kalmıslar, karaya çimamışlardır ilk mdfâkat Kral Hazretlerile Retsicumhur Hax retleri sarayda jrirmi bes dakika kadar görüşmüslerdir. Saat 10,30 da Kral Hazretleri ve Retsicundiar Hazretleri refakatlermde Haridye/Vekili Tevffc Rüştü, Kâtibiumumi Hikmet Beylerle Yugoslavya se. firi M. Yankoviç olduğu halde saray rıhtımma inmişler ve beraberce tstan bul motörüne rakip olarak Dubrovnik torpitosana gitmişlerdir. Yugoslavya torpitosu, iadei ziyaret maksadile giden ReisiciBnhur Haz . retlerini top atmak suretile selâmlamıştır. Reisicumhur Hazretleri torpitoya dJtarken seljun havası caluuaıtbr. ReUicumlınr Hazretleri torpitoda oo beş dakika kadar kalrmşlardır. Gazi Hazretleri müteakıben motö . re bmerek saraya avdet buyurmus • tur. eıkarlarken Hazretleri Kral Hazretlerinin tağtndadtr] •aray, Tünel, Şishane, Karaköy, Eminönii, Shkeci, Ankara cadde»i ve Nurosmainiye yolile büyük çarşrya gîtmişlerdir. Burada bir saatten faz • la kalmışlar ve çarsımn antika esya satilan kısımlarını gezerek antika halılar hakkında izahat almışlardır. Saat 16,40 ta Çarşıdan aynlmışlar ve otomobille Beyogluna çık • mışlardır. Kral ve Kraliçe Hazeratı Beyoğlunda bir halı mağazasma girerek bazı mubayaatta bulunmuşlar, ora. dan Taksim Şişli tarikile Boğazi > çme kadar bir gezinti yapmislardır. Saat 17 de Yugoslavyanın Ankara sefiri M. Yankoviç, Kral ve Kraliçe şe " refine Yeniköydeki yazlık sefaret binannda hususî bir çay ziyafeti vermis • tir. Muhterem misafirlerimiz saat 18,20 de Dolmabahçe sarayı nhh mına gelmişler ve buradan tstanbul musile Yogoslav gemisine avdet et • mişlerdir. Gazi Hz. nin verdikleri ziyafet Reisicumhur Hz. dün gece Dol. mabahçe sarayında misafir Kral ve Kraliçe Hazeratı şerefine bir ziyafet vermişlerdir. Bu ziyafette Kral ve Kraliçe Hz. ile maiyyetleri erkânından başka Basvekil Ismet Paşa Hz., Ha • riciye Vekili Tevfik Rüştü Bey, Riyaseticumhur Umumî kâtibi Hik met Bey, Kolordu kumandanı Şük. rü Naili Paşa, Vali Muhittin Bey, Protokol Umum müdürü Sevket Fuat Bey, Yugoslavya sefiri M. Yan koviç, Belgrat sef irimiz Haydar Bey ve daha bazı zevat bulunmuştur. Ziyafet çok samimî bir hava içinde saat yanma kadar devam et mistir. Riyaseticumhur orkestrası ziyafetten evvel Yugoslavya ve Tür. kiye millî marşlannı çalmış ve zi yafetin devamı müddetince de müntahap parçalar terennüm etmiştir. Ziyafet saat yanmda hkam bulmuştur. Bundan sonra Gazi Hz. ile Kral ve Kraliçe Hz. maiyyetleri erkânı ve ziyafette bulunan diğer zevatla beraber saray nhtnnına çıkmışlardır. Bu sırada Kraliçe Hz., Gazi Hz. nin sağında yürüyorlar, Gazi Hz. de Kral Hz. nin koluna girmis bulunuyorlardı. Saray nhtımmda tstanbul muşu misafirleri bekliyordu. Gazi Hazretlerile btfraber Kral ve Kraliçe Hazerah ve ziyafette bulunan diğer zevat muşa râkip olarak Yugoslavya torphosuna gitmişlerdir. Gazi Hz., misafirlerini m»si«n barp gemisine bindirmiş ve kendilerile ve dalaşarak seraya avdet buyurmustur. Kral ve Kraliçe Hazeratı™ hâmil oIan Yugoslavya harp gemîsi saat birde demir alaraJk limammızdan Korfuya müteveccihen hareket etmiştir. Kra! ve Kraliçenin tenezzOhleri Bu sırada Kral Hazretleri torpitoda Amiral eFbisesini değiştirerek ince beyaz çizgfli lâcivert bir elbise giymiş Ier, bîr spor mantosunu lâbis olan Kraliçe Hz. ve maryetlerindeki zevatla birlikte saat 11,15 te tstanbul motörüne binerek Sarayburnu nhtımma çıkrtnş • lardır. Burada kendilerini Vali Muhitth» Bey, Merkez kumandanı Fehmi Paşa, Protokol müdürü Fuat Sevket, Belgrat •efirimiz Haydar, eski Müzekr müdü. rü tstanbui meb'usu Halil Beylerle Yugoslavya sefiri ve zevcesi, sefaret er kânı karşılamışlardır. Kral ve Kraliçe Hazeratfle maiyet . leri erkâm, rükâplarma tahsis edilen otomobülere binerek doğru Topkapı sarayı müzesine gitmişlerdir. Burada bütön daireler gezilmiş, Halil Bey tara • fmdan Kral ve Kraliçe Hazeratma ta . 1 rihî izahat verilmiştk . Saat 12,45 te buradan çıkılarak Askerî müzeye gidilmiştir. Burada da kendilerine müze gezdirilmiş ve izahat ve rurnistir. Kral ve Kraliçe Hazerah, verilen bu taribî izahatı büyuk bir alâka ile dm lemişler ve çok memnun kaldıklarmı söylemişlerdir. Askerî müzeden çıkıldıktan sonra da Ayasofya camnne gidilmiş, cami gezflmistir. Bu sırada çok kalababk bir halk A. yasofya meydaıum doldurmus ve Kral ve Kraliçe Hazretlermi şiddetle alkış • famnlardır. Saat 13.30 da Kral ve Kraliçe Hazerah gene otomobille Sarayburnuna dönerek tstanbul motörüne binmişler ve torpitoya gîtmişlerdir. öğle yemeği Kral ve Kraliçe Hazretleri saat 13,30 da öğle yemeğini Dubrovnik sırhlısında hususî surette yemişlerdir. Yemekte, Kraliçe Hazretlerine evvelce hocalık etmiş olan Robert Kollej müdürü de bulunmustur. Muhterem misafrrlerrmiz saat 3,15 te tstanbul musile Dolmabahçe sarayı nhtımına çıkmışlar, «rtomo biU« Dolmabahçe, Takshn, Galata Yugoslavva matbuatının hararetli neşriytı Belgrat 4 (A.A.) Anadolu Ajansmm hususî mubabiri bÜdiriyor: Bura matbuatı Yugoslavya Krahnm tstanbulu ziyaretine son senelerin en mühim vakıası nazarile bakmakta ve Evvlâ, Hayri Celâl Beyin bu iddiası hic te doŞru değfldir, serapa mu«alâ . tadan ve loskançhktan ibarettir. y«ner. sporla Fener maçmm tafsilâtmı birincî sahifemizde neşrettik. Bu yazıya biri birinci sahifedel öteki arinci sahifede iki resJm koyduk. Serlevhalar da mu bunun yalnız bir nezaket esermden L tat büyük puntolarladır. Yazmm ser . baret olmaytp Gazi Mustafa Kemal Ievhasmda ve içinde Fenerin iyi oynaHazretlerile Kral arasmda vuku bu • dığım da yazdık. Bu yazt yüz satırdır. lacak temasın Balkanlar ve Akdeniz Ona mukabil Galatasaraytn, Fenerin ve havzası vaziyetinin inldsafı için fev tstanbul su sporlari kulübünun deniz kalâde mühim olduğunu, bu miilâkatla topu müsabakalan ta beşmd sahife açılacak müzakeratm devam ederek m. mîze konulmustur. O da 3d resmJî . dw; fakat 45 satırdan ibarettir. Bu ya. hayet yalnız Balkanlarda değfl orta zıda, Galatasaraym Fenerle yapügı Avrupada dahâ suUıun muhafazası tsampivonluk maçma aneak 17 sat* tahçin çok büyük bir rol oynryacak bir Balsis edilmistir. DiŞer kısrmlar seref ku kan rttihadma müncer olacağım kay • past maçma aittir. Fenerin de dahil oldetmektedir. Matbuat aralannda telifi duğu üç kulübün yaphgı yent bir d e kabil olrmyan hiçbir ihtilâf bulunmıyan nizcilik sporuna bu kadar yazı tahsis iki memleket arasmda dostluk ve ti etmeği Fenerbahçe kâtibi umumisî ken. caret muahedeleri akti suretile iki ta di talnmı yenfldiği için çok RÖrse de raf münasebatının daha ziyade dostane bîz görmeviz. Hem de bu iddialı maç bir yola sokulacağı temenniyahnda buüzerinde Fenerbahçe namma sütunlarca lunuyorlar. yazılar yazddığmı unufanamak lâznn gelir. Gazetemizin spor sahifelerini ıda. re hususunda Hayri Celâl Beyden ders Lyon 4 (A.A.) M. Heryoya baalacak U değiUz. Esasen Hayri Ceîâl kan doktorlar hastanın dün daha Bey ve bazı arkadaşlan, isterler ki doğrahat bir gece geçirdiğini; bu sabah ru ve yanlıs bütün kendi hareke+leri sıhhî vaziyetinde hissolunur dereceetrafmda birer şehname yazalım. Ga de iyilik gördüklerini söylemişlerdir. zetenm sahifelerini kendilerine tahsiH M. Heryonun ateşi düsmektedir. edelim, bol bol metedelim. GalibiyetCerrahî bir müdahalede bulımulmalerini olempiyatlarda kazanıhnu beysı ihtimali derpis edilmiyor. Bununla neîmîlel birer zafer sekline sokahm. beraber M. Heryo evde yapılması Maplubiyetlerini muvaffakiyet aribi gösmüskül tedavi usulünü takip için bir terelim, dövüş çıkardıklan vakit on kaç gün daha klmikte kalacaktır. M. Heryonun sıhhî vaziyeti

Bu sayıdan diğer sayfalar: