20 Mart 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

20 Mart 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 îumhurîyet 20 Mart 19*4 Casuslar arasında 4 2 liklerin planını nasıl elde ettim? 2 Naküi: A. DAVER ( Şehir ve memleket haberleri Telefondan geri alınacak para Bayramertesi bu iş tamamlanmış olacak Telefon sirketinden geri alınacak paralar için hazırlanmakta olan teberrunamelerin tab'ma dün başlanmıştar. İstanbulda 10,150 abone vardır. Binaenaleyh geri almması lâzım gelen ve miktan miihim bir yekun tutan para dan bu abonelerin her birme ne nis • bette bir para düseceği ayn ayrı he sap ve tesbit edilmektedir. Abonelerin vaktile şirkete verdikleri para ayni derecede olmadığı için iade edilecek miktar da farklı olacaktır. 10,150 aboneye ait hesabın ayrı ayn çıkanl • ması da oldukça uzun bir zamana tevakkuf etmektedir. Maamafth; bu hususta büyük bir gayretle çahşılmaktadır. Bir iki güne kadar teberrunameler tevzi edilecektir. Herhalde bayramertesi gerek abonelerin teberrunamelerinin imza muamelesi ve gerek şirketin para' yı geri vermesi işi tamamlanmış ola • caktır. ' Siyasî icma Almanyanın cevabı vrupa sulhunun bağlı bulon » duğu üç büyük mesele ayni za> manda çok mühim yeni safhalara girdi. Fransa ile Almanya arasında tah • didi teslihat hakkmda doğrudan doğruya cereyan etmekte olan müzakereler Almanyanın son cevabüe kafî bir şekil almıshr. Silâh meselesine ait Ingiliz muhtcrasma karşı ttalya ile Almanyadan sonra evvelki gün Fransanm verdiği ce vap dahi llngiltere devletinin tavassut ve telif teşebbüslerine adeta nihayet vermiştir. Senelerdenberi ttalya ile Avusturya ve Macaristan arasında cereyan etmekte olan hususî temas ve müzakerelerde elde edilen netice gerek ahiren Roma konferansmda biri siyasî, ikisi iktisadî mahiyette olmak üzere üç protokol ile tevsik edilmesi, bu suretle yeni bir blokun vücut bulmasile Orta A vrupa me selesi büsbütün yeni bir vaziyete girm"ştir. Bu üç büyük meseleden birfncisinin aldığı şekil şu suretle hulâsa oluna • bilir: Versav muahedesinm askerî maddelerile Almanyanın sflâhlannrasına karşı vazolunan tahdidahn bundan sonra dahi devam etmesi Almanya için imkân haricindedtr. Maahaza Ahnanya baska devletlerin kendileri için kabul edeceği her türlü tahdidatı kabule haTsrdrr. Almanya şimdiye kadar yap tığı tekliflerde son hadde kadar mü saadekârlık göstermis olduğundan arttk kendisinden daha ziyade müsaade beklenmemelidir. Bu kanaatte bulunan Hitler hükâ • metinin son cevabında gösterdîği müsaadeler şunlardır: 1 Almanya evvelce teklif eHîği ademi tecavüz m'sakmı ahiren Lehîs tanla aktettiği misakı nümune göste • rersk izah eder. Bu misakta iki dev let aralanndaki ihtilâflarda cebi ve kuvvete müracaat etmem*ği gayet açık bir surette deruhHe etmislerdir. 2 Umum devletler hakkında sey yaren cari olmak sartile Almanya her türlü murakabeyi kabul eder. 3 Almanya hücum kıtalan {pbi siyasî teskflâtm askerî mahiyette ol mamasmı, teslih edilmemesini ve askerî talim ve terbiye görmemesini, ayni seraiti diğer devletler kendileri • nm buna mümasîl ordu haricî teşkilâta tatbik etmeleri sartile kabul eder. 4 Almanya diğer devletlerin denizasın askerî kırvvetleri ve talim ve terbiye görmüş ihtiyat kuvvetleri he • saba kablmak sartile ordu mevcudünü tayin etmeğe taraftardır. 5 Almanya hükumeti tngikere ile ttalyanm yaptıklan tavassutu memnuniyetle telâkki etmişHr. Yani tngil'z ve Italyan muhhralannı tasvİD etmektedir. Almanya hükumeti gösterdiği bu müsaadeleri saydıktan sonra silâh m«selesinin halli için şu muspet teklifi yapmıştır: Ya takriben beş senelik kısa bir mukavele yapılmalı, bu müddet zarfında çok «lâhh devletler silâhlarmı şimdtki hadde muhafaza etmelidirler, yahut ta uzun müddetli bir mukavele aktedilerek çok silâhlı devletler mevcut si lâhlannı azaltacak bazı tedbirler ka rarlaştnrnalıdırlar. Çok silâhlı devlet • ler bu iki şıktan hangisini kabul ederlerse etsinler Almanyanın o devletlere müsavi miktarda silâh sahibi olması şartta. Almanya ordusunun teslih ve teçhizini daha ziyade tehir edemez. Almanya bu cevabüe kendismin son sözünü artık söylemiş olduğu, ve meselenin Fransanm alacağı vaztyeta bağlı bulunduğu kanaatmdedir. Fransanm tngütereye cevabı AI * manyanm yaptığı son tekh'flerin bu devlet tarafından terviç edilmedigini gösteriyor. MUHARREM FEYZl Para sistemimiz Ya santim, ya para ıısulü isteniyor ötedenberi para sistemimizin bo • zuk olduğundan şikâyet edilmektedir. Daha geçenlerde bir muallim okuyıı • cumuz bize gönderdiği bir nrtektupta bu noktaya itaret ederek para tistemimizin de yeni ölcülere uygun bir bale ; konulması Kizumuna sarel etmis ve bize simdiki tarzm santime ircaı veya para usulünün kabulü seklile tadilini teklif etmişti. Müderris ve Ticaret Odası Nesriyat müdürü Hakkı Nezihi Bey de ayni flkirle paramızm yeni ölcülere uyacak bir sisteme tâbi tutuhnasmı istemektedir. Hakkı Nezihi Beye göre: Para sis temimizin âsarî esaslara göre tebdili olçuler inkılâbının faydalanm çok ar> tıracakhr. Bu tadil için para vahidimizin yüze taksimi suretile yüz parçada birine santim ismi verilmesi kâfidir. Yani kuruş yerme 100 santim ikame edilecektir. Bu fikir alâkadarlar arasmda mnamî bir tasvip (jörmüstür. Herkes, para sistemimizin bugünkü vaziyetinin gayritabiiliginde hemfikirdir. Zahire Borsası umumî kâtttıî Ce • vat Nizami Bey de bu hususta bir muharririmize sunlan söylemiıtir: « Hakkı Nezihi Beyin ileri sürdüğü fikir çok tabiidir. Esasen para • mızm bugünkü vaziyeti müskülâtı mu* cip oluyordu. Hükumetnı kabul ettigî desimal sistemine paramızın uymayı • smdaki gayrîtabiiliği şüphesiz ki îzale etmek îcap eder. Esasen biz bunu borsada arkadaşlarla daima konuşuyor • duk. Liramızı 100 kurus olarak kabul ediyoruz. Fakat kurucun para olmasmda mantık ve tabiilik olamaz. Herhalde yakmda hukumet bu meseleyi de halledecektir. Daireler ve yangın Tavsiyelerin yapılması için milyonlar lâzım Adliye yangınından sonra resmî dairelerin muhafazası için Maliye Vekâleti bir talimatname hazırlı yarak vilâyetlere göndermisti. Maliye vekâletinin gönderd'iği bu tamime göre yangından tahaffuz için devairde: 1 Elektrik kontaklaruıa karşı, 2 Sobalara karsı, 3 Sigara ve kibrit atılmak suretile çıkacak yangınlara karşı alınacak tedabhr zikr ve izah edil mekteydi. Bundan başka Vekâlet bilhassa devairi resmiyenin mahall! itfaiye kumandanhğı tarafından tetkik ve teftişile noksanlannın izalesi için alınacak tedbirlerin tesbit ve ikmalini de bildirmişti. Bu tebligatı müteakıp devairi resmiye ve müessesatta itfaiye kumandaniıçı âmHeri tarafından tetkikat icra edilerek noksanlar ve alınmasl lâzım gelen tertibat hakkında raporlar veril mektedir. Bu raporlardaki tavsiye lerin infazı haline milyonlarca lira sarfı lâzım gelmektedir. Halbuki bütçede kâfi miktarda tahsisat yoktur. Maliye Vekâleti bu tahsisatı verecek olursa yalniz ts tanbuldaki devairi resmiye için bir, iki mflyon lira vermesi lâzım gele cektir. Keyfiyet alâkadar makamlara bildirilmisth. Bahriye istihbarat dairesinin noksanlarını tamamlamak için mümkün olan şeyin yapılması kararlaştı Bütün bu yazdıklarımın hayli miihim olduğunu kabul ederim; fakat Alman dostlarımızın yaptıklarından bahrivelilerimizin tama • men haberdar bulunduklanna ecnin olursam pek müstenh olurum. Bir Bahriye istihbarat dairemiz oldu ğımu biliyorum. Fakat bu daire mesaisini Almanyaya kadar uzatıyor mu? Herhalde buna şiddetle ihti • yaç vardır. Yazdiklanmı Bahriye nezaretine tebliğe değer mahiyette bulaeağınızı ümit ederim.> Bahriye birinci lordu, mektubu okuvup bitirdikten »onra yanında • ki krrmızı yüzlii Bahriye zabitine döndü: Almanyadan malumat almak nususunda hakikî vaziyetimiz ne • dir? Bahrîye zabiti hemen cevap verdi: Tıpkı mektubun dediği gibi... Atasenavalimizin raporlarindan ve Amiral Tirpitzin Alman matbuatı n t vermeği münasip gördüğü ha berlerden ibaret. Tabiî bu kadarcık fey, hiç te kâfi değil! Bunlar haricinde Brükselde bulunan L.. den raporlar alıyoruz. Bazı bazı da gene Brükselde oturan ga • yet şiipheli iki casusun raporları geliyor. Gayet şüpheli diyorum; çünkü bu iki adam büyük devletlerin askerî esrarını oğrenerek krm fazla paca verirse ona tatmak suretile geçiniyorlar. Bu membadan gelen malumatı tamamen füpheli, binaena leyh kiymetsiz buluyorum. Bahriye istihbarat dairesi Tnüdürünün de tasdik edeceği üzere hakikat sudur ki Almanya hakkında itimada lâyık haberler alacak hiçbir vasıtamız yoktur. Birinci Lort, kaşlarını çattı. Vaziyet fena, hatta vahim! dedi, eğer Almanlar bize denizde büyük bir oyun oynamak isterler • se, zavahire nazaran, bınru, bizim zerre kadr habertmiz olmadan yapabilecekler. Bana öyle geliyor kî siste, etrafı yoklıya yoklıya yürü • yen adam vaziyetindeyiz. Alman yada bir istihbarat şebekesi kurmak neden mümkün olmasın? Bu sozü söylerken gözlermi bahriye istihbarat dairesi müdürüne dikti. ZabH cevap verdi: Bazı maniler var efendhn. EvTelâ, buna kabme muarızdır. Al • ınanyada casushık yapılmasını tahrik ve teşvik ettiğimizi gösterecek re bu husustaki Alman rthamlarına Inymet verdirecefc her hangi bir faalîyette bulunulması kabinece mu vafık görülmüyor. Geçenlerde AI manya, müstevlî bir casus kor kusu hastalıgma uğradı. Bu yüz den tamamen masum tngiliz sey yahları, şüpheli addile tevkif edil diler. Ikinci cnani de parasızlıktır. Emrimize verilen tahsisat, bakikaten müessir bir istihbarat hizmeti vü • cude getirmeğe kifayet etmiyecek kadar azdır. Üçüncü manie gelince, bence en müşkülü budur. Bu hususta resmî müsaade ve lâzim gelen tahsi • sah aİMkk ta iyi casuslar bulmak için fevkalâde müşkülâta uğnyacağiz. Bahrive zabitleri gömdermek mevzuubahs bile olmaz. Çünkü Alman hududunu geçer geçzem, sıfeı bir nezaret altına alınacakları muhakkaktır. Siviller kullanmak mecburivetindeyiz. Bu sivillerm evvelâ, Ingiliz tebaası, sonra, hüsnü ahlâk sahfbi, dürüst insanlar olmasi, daha sonra da, bahriye mesailine ve bilhassa teknik islere geniş ve derin bir surette vâkıf olmasi lâzımdır. Efcen, istediŞimiz seraiti lıaiz bh* adam bulsavdTk, onu hususî surette talim ve terbiye eder, kendisine neleri görmek ve tetkik etmek lâzım geldiğini, gördüğü şeylerm mana ımı takdir etmenin yolunu ögretirdik. Pakat bütün bunlar, vakte nruhtaç şeylerdrr. Benim sahsî kanaatim is«, bu meselenin artık çok müstacel isler arasına girdiği yo lundadrr. Babrtye birinci lordu, tasdik etti: Hakktntz var, vaziyetin müşkülâtinı anlıyorum. tsin resmî müsaadesîni ben deruhde ederim, mes'uliyeti üzerime alarak Almanyaya casus ırondermenize izin veririm. Gerçi, bu hususta, kabinedeki M • zir arkadaslanmm bazılarile rsti • sare etmem lâzım. Fakat vaziye tin vahameti kendilerine anlatılmca. bunda bir mani ve mahzur görmiyecekleri süphesîzdir. Sayet, Almanyaya gönderecegimiz casuslardan bir ikisi, yaklanmak felâketine uğrarlarsa, bunların bahriye istih barat dairesile hiç bir alâkalan olmadığını iddia edersiniz. Anladı ğıma *öre, bu gibi vak'alarda mü racaat edilen usul budur, gaiiba... Bahriye istihbarat dairesi müdü rü, adeta sert bir sesle cevap verJi: Hükâmeti kraliyenin, hiçbir. zaman böyle iîlere kanştınlmıyacağma emin olabilîrsiniz efendim. Baljrive bîrinci lordu, Alâ, diyerek ayağa kalkhDiğerleri de iskemlelerini çekerek kalktılar. Hariciye nezaretinin me muru Lordun ikrara ettigi bir ko rona prosunu alarak dostane izin istedi. Bahriyeliler de kapıya doğru teveccüh ettiler. Fakat siyasî şrfleri (Bahriye Nazm demek olan bahriye birinci lordu) onlan tekrar çağırdı. Lutfen bir dakika daha kalımı efendiler, dedi. Bahriye istih barat daîresinin eksiklerîni ta mamlamak ictn, mümkün olan her seyi yapacagiz. Bu sahada yapılan her feyi bilmek isterim... Biran manalı bh surette sustuktan sonra ilâve etti: Fakat anlıyorsunuz ya gayriresmî surette... Deniz birinci lordu (erkânıhar biye reisi) dislerinin arasından mınldandı: Pek&lâ efendhn. Salondan dısan çıkınca Deniz birinci lordu, bahriye istihbarat da • iresi sefini kolundan tuttu: Büroma geliniz, bu mesele hakkında komısalım azıcık. Benim bir fikrim var. Zannederim ki sizm de kafanızm içinde birseyler olsa grek... (Mabadi var) MÜTEFERRİK Hususî otomobıllerden vergi Vergileri tetkik komisyonu tarafm dan yeni varidat temini için tasavvur edflen bazı tedbirler meyamnda hususî otomobillerden de muayyen nisbette vergi almaması münasip görüldü ğü yazılmışta. Bu münasebetle yaphğımız tetkikata göre elyevm tstanbulda 1022 taksi otomobili vardır. Bunlar dan 722 tanesi p'yasada iflemektedir. Şebrimizdeki resmî otomobillerin miktan 247, es • hasa ait hususî otomobil'er ise 484 a • dettir. tstanbulda vergiye tâbi olacak otomobiller eshasa mahsus olan bu 4S4 otomobilden ibarettir. Adliye yangını tahkikat raporu bitti Belediyede Adliye yangını h a k 1 kında tahkikatla meşgud oîan Mü kiye ve Adliye müfettişleri bu tahkikata ait raporları ikmal ederek dün ait olduğu makamlara vermısler ve müfettişler de bu raporları Adliye, Dahüiye Vekâletlerile B a V vekâlete göndermislerdir. Bu ra por tetkik edUdîkten somra yang'nda mes'uliyeti görülenler hakkında icap eden kararlar îttihaz edilecektir. Buradaki tetkikatım ikmal eden her iki Vekâletin müfettişleri bir iki güne kadar Ankaraya gideceklerdir. Raporun muhteviyatı hakkında ketumiyet muhafaza edil • mekle beraber raporda bilhassa şu noktalar tetkik edilmistirt 1 Mevcut nizamname ve tali matnameye muvafık hareket edilip edilmedlği. 2 Mevcut nizamname ve tali matnameye muvafık hareket iç : n noksanlar hakkında alâkadar âmirlerin nazari dikkatlerinin celbedi • lip edilmediği. 3 Yangınm zuhurundan «onra vesaiti itfaiyenin icap ettigi şekilde çahsıp çalışmadığı. Müfettişler tahkikat raporlarmı flcmal »çin yüzden fazla şahit ve maznun dinlemiş ve bunların ifadelerini za^tetmişlerdir. tfade^ri alınan lar arasında Adliye ve Belediye memurlan ile itfaiyeden müteaddit eşhas vardır. Bımlardan maada bazı yerlede Adliye yangını hakkında şahsi mütalealarım söyliyerek mes'uliyeti şuna veya buna atfedenlerden bir ikisi davet edilmis, bu mütaleaların ne gibi delâile istinat ettigi sorul • mustur. ADLtYEDE Maznun Komiserle Beaç nın muhakemesı Şoför Nuri Efendiyi öldürmekle maznun sabık bafkomiser Mücip Beyle Kumkapı bekçisj Âdil Efendinin muhakemelerine dün Agırceza mahkemesinde devam edilmistir. Maznunlar gelmediği için haklanndaki davaya grvaben bakılmasma ve bir kısun sahîtle rin celbine karar verilerek muhakeme baska bir güne bırakılmıstır. Bir Amertka cemiyetnin suali Amerikada müteşekkil bir tarih ce • miyeti vardır. Bu cemiyet zaman zaman garip garip müsabakalar, anketler icat ve ilân eder. Bu cümledea olrak ge çenlerde «dmler nasıl olmalıdır, nasıl birlestirilmelidir?» mevzulu bir müsabaka ilân etmişti. Ayni cemiyet ahiren bundan daha tuhaf bir anket hazırlamıştır. Bu an • ketin mevzuu: Bir dünya hükumetler birliği nasıl yapılır? Amerikan tarih cemiyeti bu müsa • bakasına istirak etmek ve cevap vermek üzere birçok müesseselere, bu meyanda tstanbul Ticaret Odasma da müracaat etmiftir. Şunu da söyliyeh'm ki bu tuale en iyi cevap verecek olanlara milyonlarca mükâfat vadedibnektedir. Karıs'nı ö'd'ren gardiyan Kıskançlık yüzünden kansı Hüsniye Hanınn öldürmekle maznun tevkif • han gardiyanlarmdan Hasip Efendj hakkında üçüncü istintak hâkimliği tarafından yapılan tahkikat svasmda maznunun müsahede altma alnunasına lüzum göriilmüstü. Hasip Efendi müsahede müddetini ikmal etmiş ve tevkifhaneye iade olunmuştur. Bu husustaki rapor bir iki güne kadar istintak hâkimliğine verilecektir. üç balıkçı ölümden Vurtarıfdı Dün sabah saat 9 sularında Şirketi Hayriyenin 56 numaralı vapuru üç genci muhakkak bir ölümden kurtarmışhr. Sabahleyin erkenden üç sandal cı genç Boğaz açıklarında balık avma çıkmıslardır. Gençler, denizin kabarmakta olduğuna ehemmiyet vermemifler, fakat lodos adamakıllı şiddet peyda ederek kayıklarını devirmistir. Denize diisen gençler bağırmağa baslamışlardBr. Tam o sırada Usküdardan Beşiktasa giden Şirketi Hayriyenin 56 numaralı vapurunun kaptana kazazedeleri görerek Uzerleine gitmiş tir. Vapurdan atılan simitlerle üç genç baygm bir halde kurtanlmıslardır. Sandal batmıştır. Katil Sürevya Hanım Akıl hastanesinde Geçenlerde Amasyada bir hâdise olmuş, muallim Süreyya Hanım arkadaşlarından muallrm Hayriye Hammı öldürmüştü. Tıbbı adlice müsahade altına alınmasına lüzum görüldüğü için Istanbula gönderilen ve bir müd'dettenberi müsahade altmda bulunan Süreyya Hanımm dimağen malul olduğu anlaşılmış ve bu kadın emrazı akliye hastanesine yatınlmıstır. ÜNİVERSİTEDE iktisadî ve içtımaı ilimler enstıtüsö Hukuk fakültesine mülhak tktı • sadî ve içtimaî ilimler enstitüsünün talimatnamesi hazuralnmış ve Ve kâletçe tasdik edilmistir. Enstitü bayramertesi açıl a caktır. Yalniz imtihanlara pek az müddet kaldıği için bu sene enstitüde ders verilme sinden vaz geçilmiş, mayıs nihaye • tîne kadar her haftanın muayyen günlerinde enstijü profesörleri tarafından muhtelif içtimaî ve iktisadî mevzular üzerine konferanslar verilmesine karar verilmiçtir. Konferansların birincisi 31 mart cumartesi günü ordinaryüs profesör M. Röpke tarafından verilecektir. Enstitünün prof esörleı i şu zevattan mürekkeptir: Hukuk fakültesi iktısat profe sörü M. Wilhelm Röpke, Ibrahim Fazıl ve Muhlis Etem Beyler, içtima • iyat porfesörü M. Kessler, iktısat ve tarihi profesörü M. Rüstovr, profesör M. Neuimark ve ömer Celâl BeyEnstitüdeki konferanslar seri halinde verilecektir. Yalniz bu deırs senesine mahsus olmak üzere ta lebe kaydedilmiyecektir. Hukuk fakültesi ve diğer fakülteler talebe sinden istiyenler konfeırjınsları din • Bomba suçluları Bomba taşımak ve ifttra suçlarî • le maznun tüccardan tbrahim Beyle arkadaşları hakkında istintak hâkimliği tarafından yapılmakta olan tahkikat bitmiş, maznunlara ait evrmk üçüncü ceza mahkemesine verilmiftir. Yakmda muhakemelerme başlanacaktır. 500 Atman seyyahı Bir Alman vapurile evvelki gün sehrimize gelen 500 Alman seyyahı dün de şehrimizde gezintüer yapmışlar ve öğleden sonra ayni vapurla memleketlerine dönmüşlerdir. Ankara Gençler Birliğinin 10 uncu yıldönümü 5 zabıt fffltrpliğine 60,1 dakt lo luğa 100 talip! Adlîye dairesinde münhal bulu nan beş zabıtkâtipliği için orta mektep ve lise mezunları arasında bugiin bir müsabaka imtihanı yapıla caktır. Beş münhale altmış talip vardır. Bugünden sonra gene Adliye dairelerindeki mübasirlik ve daktiloluk için de bir müsabaka imti hanı yapılacaktır. Mübaşirlik ve daktiloluktan da her birerlerine yüzer kişi müracaat etmiştir. Buna mukabil simdilik ancak bir müba sirlik münhaldir. Ankara Gençler Birliğinin onuncu yıldönümü, münasebetile Ankara da bir çay ziyafeti rerilmistiır. Bu çayda Adliye Vekilimiz Saracoğlu Şükrü, ittifak reisi Aziz, meb'us Halit, muıtaka reisi Şükrü Beylerle diğer kulüp mümessilleri, kulüp azalan bulunmuşlardır. Çajrâtn mnrm tmtç •porcular muhtelif spor hareketleri yaparak alkıs hnmışlard'ır. Resmimiz siyafetto bulunanlan gösteriyor. "Ankara Türkijeniı. kalb:,,Mmi Dün Maarif VekiK Hikmet Bey, Maarif idaresinde «Ankara Türkiyenin kalbi» filmini çeviren Sovyet rejisörü M. Yutkeviç ve arkadaşı M. Vitkiniden yeni filim hakkmda uzun izahat almıstır. Vekil Bey filmin Ankaraya götü rülmesini, orada Vekâlete teslim edilmesini M. Yutkeviçle M Vitkiniye bildirmiştir. Sinemacılar bu akşam Ankaraya gideceklerdir. Kışın son şiddeti Dün, kocakan fırtmasmm ber • delâcuzun • son günü idi. Ekseri kışp larrn bu son günleri frrtınah, soğuk ve karh geçmesi mutat olduğu halde bu sene ne mart ayı, ne de ber delâcuz korkulan soğuklan göstermedi. Maamafih bu sayılı fırtına ev velki gün batılodos halinde çok şiddeti» «*t>. Lodos, dün de bütüı> gün devam etti. Bu fırtınadan sonra kışın artık tamamen zail olduğuna hükmede biliriz. Gelecek günler, bize güzel bir bahar getnrecektir ama her halde tstanbulun havasına pek te inan olmaz. İhtiyatlı bul^nmak lâzımdnv ŞEHÎR İŞLERİ Beledye ve ıdarei hususiye yeni bütçesi Şehir Meclisinin tasvibine iktiran eden Belediye ve idarei hususiyenin yeni sene bütçesi birkaç güne kadar tabedlimeğe başlanacaktır. Tab işi bittikten sonra yeni bütçe tasdik edilmek üzere Dahiliye Vekâletine gönderilecektir. Yarın, Nevruz Nevruz münasebetile sehrimiz tran Jeneral Konsolosluğunda bir resmi kabul yapılacaktır. Resmi kabul saat 10 dan 12 ye kadar devam edecektin.

Bu sayıdan diğer sayfalar: