26 Mart 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

26 Mart 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ıCumhuriyet 26Mart 19:4 SERBEST SÜTUN Kasa hırsızları Beşiktaşta yakalananlar Adliyeye verildiler Bhkaç gün evvel Beşiktaş icra dairesinin kasasmı soymağa teşeb büs ederlerken cürtnü ı.*e»hu* h*linde yakalanan sabıkalı kasa hırsızlarından Jorj Dilingerle Safer ve ŞevIcet aleyhinde zabıtaca yapılmakta olan tahkikat intaç edilmiş, hırsızlar Adliyeye verilmişlerdir, hakla rmda Istintak lıâkimliği tarafından tevkif karan verilen maznunlar tevkifhaneye gönderilmişlerdir. Maznunlar, zabttada da esaslı deliller karsısında cürümlefini tama mjle itirafa mecbur olmuşlardır. Hırsızların bu işten evvel Yüksekkaldırrcnda bir silâh mağazasım da soyduklan ve ele gecrrdikleri 60 kadar silâhı piyasada muhtelif kim•elere sattıklan anlaşilmıştır. Bu »ilâhlann bir kısmı bulunmuş ve mubafaza altına alinmıştvr. Kum • panyanın elebaşısı Macar Jorj, Avrupada tanınmış sabıkalılardandır. Macaristanda birçok kasa hırsız lıklan yaptıktan sorvra Türkiyeye gelmiş ve evvelâ Ankarada işe başlamış, sonra şehritnizde talihini denemeğe teşebbüs etmiştir. '. Sabıkalı Macann hudut barîcine çvkarılması muhtemel görülmekte • dr. ^mniyet müdürlüğü, bu sabıkalı nakkında bir rapor tanzim ederek fotoğrafile birlikte Macar zabıta sına göndermiştir. Kara bir günümü Staviski rezaletinde yepgeni bir safha zün yıldönümü Sofyada dün Edirne giinü tes'it edildi (Btrinci sahifeden tnabat) ne Sofyada kat'iyyen Türkiye aleyfaine taşkmltklar yapılamadı. Trakya giinü sükunetle geçti. Sabahleyin saat onda Edirne hey kelinin bulunduğu bahçede papazlar, Edirne muhasarasında ölen Bulgar askerinin ruhlanna dualar okudular ve hazırundan bir zat Edirne muhasarasının Bulgar tarihindeki mevkiini izah etti ve bugünü tes'it etmekle Bulgar • larm kat'iyyen komşulanna karşı nü • mayiş yapmak fikrinde olroadıklannı ve bunu sırf tarihî bir gün olduğu için tes'it ettiklerini söyledi. Bu ayine bükumet ricalinden hiçbir kimse tştirak etmedi. Iştirak eden halk ta başka senelerden azdı. Yalnız va • zifesi icabı olarak Sofya mevki kumandant jeneral Solarof ve yhrni otuz zabitle iki takım silâhsız asker merasimde buhınuyordu. Bulgar zabit*nı aras>nda nezaketPe istiharetmiş olan jener'l Solarof, askerlere hitaben irat ettiği bir nutukta ba balarmın Edirne muhasarasında gös terdikleri kahramanhk ve fedakârhktan ibret almalarmı ve Bulgaristanm bü yüklügü için ber zaman ölmeğe hazu* olmaîannı söyledi. Jeneralin nutkundan sonra Edk» neye ilk grrmiş olan 58 inci Bulgar piyade alayının hayatta kalan efradı tarafından heykele bir çelenk konuldu ve jeneralin önünde mev • cut silâhsız asker tarafından yapı • lan bir geçit resmile merasim nihayet buldu. Yalnız eski Zagrada sabık Tunca fırkasmın hatırasını tebcflen her sene yapılmakta olan askerî mev. a sim gününden bilistifade orada bulıman Trakyahlar, Türkiye aleyhine bir nihnayiş tertip etmek istemis • lerse de hükumetin aldığı tedbir kanşısında nümayişçiler çabuk da " ğıtılmış ve hiçbir hâdiseye meydan verilmemietir. Vaziyet gösteriyor ki Bulgar hükumeti yerinde tedbirler aldıkça or tada suitefehhümler kaiıAıytrcıdr ve her iki hükumet için de arzu edil miyen hâdiseler meydana ; fdıniye cektir. Bulgar hükuenetinden Bulgacis • tanda Türk dostluğunu boztnağa çalısan diğer anasır hakkında da ayni mahiyette tedbirler bekliyebi liriz. Memdnh Talât Ingilterenin maruf bazı simalarıda zan altında! (Birinci sahifeden mabat) nı ve zabıta memurlarile görüşmüştür. Bunun üzerine tngîliz siyasî zabıtası müdürü Mister Cumrng M. Ljçerm refakatinde gizlice Parise gitmistir. M. Liger Mr. Curminğle Parise gelir gel mez Fransa Başvekili M. Dümergle görüşmüştür. Ingiliz siyas! poüs müdürü Fran • sada beş gün kalmış, Fransız za • bıtası tnemurları ile görüşmüs ve tetkikatta bulunmuştur. Meselede methaldar bulunan lngilizler mü • him simalardan oldugundan tngil • tere hükumeti en yüksek bör memuru yani siyasî zabıta müdürünü Fransaya izam etmiştir. Fransız metnurIarı Pariste kendisine gayet mah • rem vesaik göstermişlerd'r. Mister Cunning bu malumatı tngiltere hükumetine bildirecektir. tngiltere hükumeti de bu malumat üzerine lâzım gelen kararlan itti haz edecekt'jr. Siyasî zabıta müdü rünün Londradan ayrıldığmdan Londra polis müdiriyetinde çahşanlar bile haberdar olamamışlardır.* tası, Londranın rehin mukabil'nde ödünç para veren bir müessesesinde, Staviski tarafından Bayon belediye tasarrırf sandığmdan çıkanlmıs bir kaç milyon frank kıymetinde mücevherat bulmuştur. Staviskinin hempaları bu mücev herlere mukabil, müteaddit defalar da ve hassaten 8 şubat tarihinde 600 bin frank para almışlardır. Emniyetî umumiye, bu mücevheratın, Fransızlar tarafından ve Fransada işlenmiş bir cürme taalluku dolayısile, istirdadı şimdilik gayrimümkün olduğunu beyan etmeıctedir. Bunun için diplomatik teşebbüsat icrası iktiza ediyorsa da, netice herhalde şüpheli görülmektedir. Yeni iskân kanıınu münasebetile 1* Cumhuıriyetimizin tahakkukuna büyük fedakârlıklar ve emek sar fettiği gayelerden birisi de hudutlarımız dahiline yabancı ellerdeki ırkdaşlarımızı getirmektir. Bu cümleden olarak 1926 senesinde hariç ten gelecek müItecUer ve muhacirlere 885 numarah kanun ile muafiyetler bahşedildi. 192930 senesine kadar Bulgaristan muhacirleri bu kanunun mua fiyetinden ehemmiyetli surette isti fade etmek lüzumunu duymuyor lardı. Fakat 1929 senesinde başlıyan malî buhran emlâk kıymetleri üze rine de tesir yapmış, ve yüzde 300 kadar gayrimenkuller bilhassa tarla kıymetlerinden kayi>etfnişlerdir. Bunun üzerine döviz tahdidatı da inzimam edince muhaceret çok güç bir safhaya girdi. Bulgaristan Türkleri ana vatana muhaceretlerine 885 numaralı ka nunun muafiyetinden istifade ede rek devam ettiler. Bulgar hükume tinin vazettiği döviz tahdidatı yü • zünden muhacirler servetlerini an • cak emtea olarak (Bulgar Millî bankasının müsaadesile) Türkiyeye ge•irebiliyorlar ve iskân kanı nunun bahşayişinden istifade ederek zararlarını telâfi ediyorlardı. Kanunun bu tatbik şekli 1 şubat 1934 tarihine kadar devam etti. Yalnız 885 numarali kanunun 10 uncu maddesinin mevkii meriyette olmasına ve 1926 senesinden bugüne kadar devam eden tatbik şekltne isttnaden gelen muhacirler var. Bu muhacirlerin kısmı azamının son santimine kadar paraları aylardanberi gümrük ambarlarında bekli yen eşyayı ticariyelerde bağlı olup kendileri zaruret içinde kıvranmaktadırlar. Buna da sebep, Gümrük ler ve İnhisarlar Vekâletinin 1 şubat 1934 tarihinde tebliğ ettiği e mirdir ki bu emir mucibince muhacirlerin eşyaları için muafiyet tatbik ederken getirilen malın tstan buldaki toptan rayiç fiati (getiri • len mala gümrük ve sair tekâlif te zammedildikten sonra hâsıl olan kıymet) üzerinde hesap edilmiş ve îbraz edılen mülkiyet vesaikınin gümrükIer ve konsolosluklar afa sında ayla'ca süren tetkik Ve tahkik mubereîeridir. Hükumetin Meclise verdiği ye ni lâyiha kanuniyet kesbederken memleketimize temiz birer vatan daş sıfatile iltica edenlerinğ haklarmm teslim edilmesi lâzımdır. Memleketimizin nüfus siyaseti temiz birer ırkdaş olarak iltica eden muhacirlere azamî teshilâtı göstermeği müstelzim olduğu gibi, Bal • kanlarda bilhassa Bulgaristanda bulunan bir milyona yakin Türkün memleketimize akm etmesi verilecek kararlara bağlıdır. Bulgaristanm Deliorman havzası Türklerinden Mehmet oçlu Hamdl Fırıncılar ecnebi amele mi kullanıyorlar? istanbul ekmekçiler Türk müstahde mini namına Bekir Sıtkı Imzasile aldığımız bir mektupta, Istanbuldaki fırınlardan kısmı azaminın ecnebi Igçl kul lanmakta olduğu ve bu yuzden Türk işçilerinin boşta kaldığı, kanunen ecnebi isci kullanmak memnu olduğu halde finncüarm buna riayet etmedikleri biMirü mekte, bu hususta hükumetin nazarl dikkatini celbetmemiz rica olunmaktadır. Çorluda Mehmet oğla Ali Ef.ye Şikâyet mektubunuz adâkadar makams gonderümiştir. Edirnekapt haricinde 10 numarali dükkânda kahveci Hüseyin Ef.ye Şikâyet mektubunuz alâkadar m.akama' gönderilmiştir. Eir tash h Dünkü nüshamızda Elektrtk şirketi senelik içtimaından bahsedilirken İzzet Melih Beyin heyetî idareye intihap edildiği yazılmıştır. Heyeti idareye intihap edilen zat tzzet Melih Bev değil, Ethem tzzet Beydir Tashih ederiz. ^ I• I » Staviskinin cesedi mezardan çıkarıldt Paris 25 (A.A.) Şamanide gö • mülü bulunduğu mezardan çıknnlan Staviskinin cesedi, bu sabah Parise ge tnihniştir. Meşhur dolandtncımn tabutu, Ce nevreden gelen sürat treninin başm' l e ' vagona komuş ve or?dan indirilip, bir daha fethimeyt ameliyesine tâbi tutul mak üzere, kamyonla tıbbî adlî müessesesine sevkolunmuştur. irtihal Sabık Kumandanlardan merhum mi' ralay Mehmet Ziya beyin refikası ve îstanbul belediyesi İ£fjıtist3{ müdürü Tarık Ziya, deniz zabitlerinden Zinnur Ziya Beylerin valideleri ve Nafıa vekâ leti müdürlerinden Besim Beyin kayınvalidesi Kutsiye Hanım kısa süren bir hastakktan maalesef kurtulcomyarak vefat etmiştir. Cenazesi bayramın ikinci salı günü Taksimde, Kocatepe caddesihdeki 79 numarali ikametgâhuıdan saat 11 de kaldınlarak Kabataştan motörle Salacak iakelesine nakil ve Doğancılar camiinde namazı kılmdıktan sonra Karaca Ahmetteki aile makberesinde hakkın rahmetine tevdi olunacakbr. Cenabı hak büyük elem içinde bulunan ailesine sabırlar ihsan buyursun. Dolandırıctnın mücevherleri bulundu Paris 25 (A.A.) Fransız zabı Paquet vapur I umpanyası Marsilyaya bir talebe gönderiyor Akara 25 (A. A.) Paçuet rransız deniz nakliyatı kumpanyası, «ecole superieure de commerce de la ville de mvseille» mektebinde bir türk talebesini leyli olarak tahsü ettirmeğe karar verdiğini tktisat Vekili Mahmul Celâl Beye bildirmiştir. Vekil Bey kumpanya müdüröne verdiği cevapta kumpanyanın bu suretle türk gençliği hakkuıda gösterdigi alâkadan dolayı teşekkür ebniştir. Seçilecek bu talebe iki senede mektebi ikmal etfikten sonra yerine bir diğeri kabul olunacaktv. Vekil Bey bu fırsattan istifade edecek talebenm istanbul ticaret lisesi mezunlarıAlan kâfi derecede Fransızca bi • lenleri rmf ">da açüacak bir müsabaka seçUmesini kararlaşbrmış Büyük bir şaheserin filmi: Sefiller Bayramlasma H'lâl Spor kulubü riyasetınden: Hılâllilerin, bayramlaşmak vç bu munasebetle musahabeler » yapmak uzere bayraftıln" uçune musaaır'Hf m a ^ ı»3« çarşaaıda gunü saat 15 <te kulup bmasını teşrifleri rica olunur. 29 mart 934 perşembe akşaro ve imühanın ıcrumı İstanbul Yüksek İ''';sat ve Ticaret mektebine tevdi eyletlk talebe önümüzdeki btrinci teşrinde başlanacak olan ders senesinde Marsilyaya gönderilmiş bulunacaktır. yük inküâbımızın meydana çıkardıgı kıymeüi yavrulannı, tesadüfun hazorladığı çok feci bir akibetten tam zama nmda kurtarmak imkânını bulabilmiş tir. Bu surette, son nefesini müsterihane verebilen Tahire ne mutlu. *** B:r ay sonra Turgudun tevkif olunduğu salonda gene ayni davetliler tcplanmıştı. Ancak bu defaki damat Turgut değil, Oğuzdu. Buls;o\ eazetelerinin neşriyatı Sofya 25 (A.A.) Bulgar Ajansı bildrriyor: 1913 te Edirne isgalmin yıldönümü münasebetile yapılacak şen likler etrafmda gazeteler eski askerler cemiyetmin bir beyannamesini neşretmektedirler. Bu beyannamede merasimm kat'iyyen ne ilhak tezahüratım ve ne de Bulgaristan komşulanna karşı kin tohumu saçümasım istihdaf etmediği ve eski askerlerin gerek kendi yanlannda ve gerek kendilerine karsı Edirne har bine iştirak edenleri cesaretmi takdir ettikleri bildirilerek bunlara bu hahra günü münasebetile hararetü selâmlar gönderilmekted'r. Viktor Hügonun Iâyemut şaheseri «Se füler» Fransızlar tarafmdcuk büyük masraflar ihtiyarile sinemada yeniden c^nİAn dınlmıştır. Pariste aylardanberi göste rilmekte olan bu filim fühakrka Fransız sinemacıhğııun en son ve en büyük muvaffakiyetidir. Baş roUeri Harry Baurla Florelle yapmışlardır. Malum olduğu üzere Harry Baur zamanunızm en kudretli facia aktörlerinden biridir. Resm'm'z «Saray» smemasmda geçmekte olan bu filmin çok canlı sahnelerinden biri olan ihtilâl ythnesini gösteriyor... Ertuğrul Muhsin Jıibilesi Biletler kisede satılmaktadır. Program: 1 Hamlet, 2 Pergünt, 3 Lüks Hayat Haydar Rifat Beyin K. Hep Vatan için! Hep Millet için! Cinayet ve Ceza Stalin öltiler evinin hattraları Basubadelmevt Mev'ut toprak Farmasonluk g CUMHURI Senapyo Müsabakası Rey pusulası • 5 Reyimi «tnkılâp çocukları» başlıklı hulâsaya veriyorum. Adres: Ma.ul Baziler balosu tehir edildi Harp Malulleri Merkezinden: Cemiyeti Umumî 2 9 ' 3 / 9 3 4 tarihinde Maksimde ve rileceği evvelce ilân olunan Malulgaziler balosunun vaktin darlığı hasebile matlup derecede hazırhğı ikmal edile mediğinden şimdilik tehirine mecburiyet hâsıl olmuştur. Yevmi icrası ayrıca ilân edilecektir. 60 60 75 150 125 175 125 100 Bromural ünde b Ipekfilim stüdyolatında son olarak çevrilen «Leblebici Horhor Ağa» filmi gösterilmeğe başhnmışhr. Bu operetin aslı çok eskidir. Yalmz resmimizde gördü • ğunüz Feriha Tevfik Hanım şarküan güzel söylemektedir. Dört saatlik bir mühlet çok birşey değilse de gene memnun oldum. Acaba bu mühleti istemekten maksadım ne idi? Dört saat fazla yaşamaktan ne çıkacaktı? Yoksa kurtulmak ümidin • de miydim? O dakikada hiçbirşeyin farkmda değildm. Yalnız giriştiğimiz işi beceremediğime yanıyor, hırsımdan teessürümden gözlerimin yaşardığını hissediyordum. Görünmiyen adama: Teşekkür ederim, ded'm. cevabımı vereceğim. Fazla beklemem ha... Yeni bir mühlet filân yok! Cevabınızm miispet olmasım temenni ederim. Yeni bir budalahk yapmağa kalkışmaymız! lste • diğim cevabı alamazsam saat tam dokuzda son nefesinizi vereceksiniz. Şimdilik Allahaısmarladık. Uzaklasan ayaksesleri duydum ve Çok yalnızbabşıma kaldığımı anladım. *** Yalnız dört saat yaşamak... Hayata kâfi derecede doymamış bir adam, bir âşık iç'n nekadar az bir müddet... Betti Sarjen gözümün öniine geldi. Onu bu kadar çok sevdiğimi şimdiye kadar anlamanuşbm. Onun güzel yüzünü bir daha görmemek, tatlı sesini bir daha işitmemek düşünceleri bana ö lüm kadar acı geliyordu. Bettiyi bir daha görmek için yaşamak lâzundı. Yaşamak için «evet» diye cevap vermeliydim. «Evet» deymce de Bettiyi bir daha görmemeyi ta ahhüt etmiş olacaktım. Acaba bu ay • rılık ilelebet mi devam edecekti? E • ğer öyle olursa hayatımın, yaşamanm ne manası vardı. Peki görünmiyen adama şartlarmı kabul ettiğimi söylesem de sonra sö zümu tutmasam ne lâzım gelirdi? Bir lâhza bu çareyi düşündüm. Cellâdım beni sözünün eri bir adam olarak KANSIZLIK benızsızbk idn yegâne deva kanl ıhya eden Ç f D ^ Enmuntahıpebbbatarafmdaatertipedümıştir. 011\.vr tanıdığını söylemekle hiç te yanılmamıştı. Filhakika çocuklcğumdanberi verdiğim sözü tutmayı en mıiaddes birşey olarak tanımıştım ve zannede rim ki bütiin hayatım müddetince bir defa bile sözümden caymamıştım. Yalan söylemek, vadimde dur • mamak... lyice anlıyordum ki bu da bana Bettiyi bir daha görmemek kadar ıstırap verecekti. Görünmiyen adama Betti ile bü tün alâkamı keseceğimi söylesem, vadimde de dursam ne olacaktı? Acaba bu esrarengiz adam hiç yakalanmıyacak mıydı? Bugünkü vaziyet devam edip gidecek midi? Bir gün gelip te Betti ve ben serbest, tamamen setrbest olduğumuzu gö • remiyecek midik? Cellâdımın şartlarını kabul edip te kurtuldum, sonra da sözümü tutmadım diyelim .. Peki ama bu adam beni tekrar yakalıyamaz mıydı? Bana öyle geliyordu ki her da Norasfenlf zailyet v« Chlorose , PARİS HAYALET Macera romanı: 33 Nakleden: ömer Fehmi vaktim yok. Sokağa çıkacağım. Dört sa at kadar sürecek bir işim var. lyi ya işte. O zamana kadar bana mühlet veriniz. tdam mahkumlannın son arzulan daima yerine getiri • lir. Şöyle kendi kendime bir müddet düşünmek istiyorum. Bu sizin için pek büyük bir şey değil. Talebimi makul bulduğu anlaşılıyordu. Maamafih derhal cevap vermedi. Hayatıımn elinde olduğunu ikrar et mem ve dört saatlik bir yaşamak mü saadesi istemem gururunu okşamıştı. Nihayet razı oldu. Saat dokuzda geri gelecekti. Dokuza dört saat vardı. Dört saat fazla yaşamak... Sizin benden istediğiniz şey o kadar mühim ki... Çarçabuk nasıl cevap verebilirim? Mühlet isterim. Dü süneceğim. Düşünmek mi? Düsünmek artık sizin hakkınız değildir. Siz benim e*i rimsmiz. Eğer ben sizi öldürecek yerde yaşamağa bnrakırsam bu lutfuma te sekkür edeceksiniz... Ancak bunu ya pabilirsiniz. Sakuı düsünmek falan di yip te kaçmağa tetebbüs etmeyiniz. Benim elimden kurtulamazsmız. Madetntri kacamam şu halde birkaç saat daha fazla yaşamama müsade ederseniz ne olur? Arbk mokâlemeyt o a t m a | » lutufkârsınız, saat dokuzda size kat'î kika ölümü bekliyecek ve bir gece rahat bir uyku uyumak üzere yattığım yataktan bir daha kalkmıya • caktım. Böylesi daha mı iyi ola • caktı ? Ne yapmalıydım? Nasıl hareket etmeliydim? Bu mr muhakeme değil, çıkmaz bir sokak, fasit bir da* ire idi. Ah eğer gözlerimin bağı olma • saydı, görebilseydim ve ellerim, ayaklanm serbest bulunsaydı... Hiç şüphesiz kurtulup kaçmak çaresini arar, belki de muvaffak olurdum. Cebimde tabancamın durup durmadığını anlamak üzere yan yattım. Yoktu. Demek onu da o katil herif almıştı... Görebilseydim, ah yalnız göre bilseydim... Bir ara bunun için uğraşmam lâzım geldiğini düşündüm. ö n ü m d e dört saat vakit vardı. Bu dort sa atte pek büyük şeyler yapılabilirdi (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: