17 Nisan 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

17 Nisan 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

^Cumhurivet 17 Nisanl<>S4 Casuslar arasında 4 2 liklerin plânını nasıl elde ettim? 27 Naküi: A. DAVER { Şehir ve Memleket Haberleri J Siyasî icmal Bir zabıt kâtibi daha tevkif edildi Kâtip 75 lira rüşvet almakla maznun... Üç gün evvel; üçüncü ceza mahkemesi zabıt kâtiplerinden Cemil B. bir dosya satmak suçile tevkif edilmişti. Evvelki gün de bir rüsvet meselesinden dolayı beşinci istin • tak hâkimliği kâtiplerinden Emin Bey halkkında takibata başlanmış ve dün sulh hâkimliği huzuruna çıkarılan mumailevh; arkadası Mus> tafa Efendile birlikte tevkif olunmuştur. Mustafa Efendi; sulh hâkimi huzurunda hâdıseyi söyle anlatnustır: « Geçen cumartesi günü aksamı postane binası merdivenlerinde Emin Beye rasgeldim. Sirkecide Ankara lokantası önüne kadar gittik. Orada Kerim Beye tesadüf ettik. Emin Beyle Kerim Bey bir müddet avak üzerinde görütüler, sonra Kerim Beyin ısrarile oturup rakı içtik. Rakı içerken de masanm bir ucıtnda birşevler konuştular. O sırada Kerim Bey bana «yarın gel Emin Beye para göndereceğim» dedi. Ertesi gün Kerim Beye uğradım, bana vetmis beş lira verdi. Tam parayı alıo çıktı^ım esnada müddeiumumî muavini beyle zabıta me murları beni çevirdiler.> Hâkim beyin sualine Emin Bey de su cevabı verdi: « Kerim Beyin pederi Fevzi Beye ait bir evrak vardır. Fakat bu evrak tekemmül etmiştir. Ben bir kâtibim, tekemmül etmis bir evrak Üzerinde iddia hâkimi sıfatile ha reket edebümekliğim nasıl mevzuu bahsolur? Tahkikat sırasmda ol • saydı belki böyle bir harekette bulunmus olabilirim. Rakı içmeğe Mustafa Efendinin teklifile gittim. Bu olsa olsa hakkımda tasni edil mjş bir vak'adır. Ben kimseden para istemedim. Kimse ile para meselesi görüşmedim.» Neticede gerek Kerim Bey ve gerek Mustafa Efendi hakkındaki tahkikatm mevkufen devamına karar verilmiştir. Çocuk haftası Gayrimübadillere Romanya hâdiselerinin mahiyeti Konrad, bu evrak ve vesaiki ilk defa gördüğüne yüz bin yemin etti Fakat hâlâ emin olmamiştım. Bu fcon derece heyecanh ve asabî halinde ona emniyet caiz değildi. Bütiin jgece yanımda alıkoymağa karar yerdim. Sabahleyin »inirlerine hâ kifli olacağını iimit ediyordum. O gece, uzun, bitmek bilmez, yorucu bir gece oldu. Herifi rahat durma iga icbar için müteaddit defalar tabancamla oynamağa mecbur oldum. Bazı manevî ikna şekillerini dah&. istimal ettikten sorora, itirafa • tmı yazmağn kendisine kabul ettir idim. Oturdu ve kendi el yazısile bana yaptığı hizmetleri bütün tafsilâüle ve tarihlerile yazıp imzaladı. Bu itirafnameyi bir zarfa koyarak iistüne Berlin polis müdürünün ad • resini yazdım. Şimdi, dinle, beni Şnayder, deditn. Eğer ileride, senden en u f ak bir şüphe bile edersem, bu mektup derakap postaya verilecektiır. Görüyorsun ya, beni ele verirsen, senin için en küçiik kurtuluş ümidi bile yoktur. O da işin vahametini anladı ve ga1. »ptir ki bundan sonra, daha e Tnin bir hale geldiğini hissetmeğe başladım. Sabah olunca bir taksi çağırdım. Beraberce bindik. Onu Şarlottenburgtaki evine götürdüm. Bu esnada yorgun ve fena bir halde idi ama sinir bubranı geçmiş ve her sözüme itaat etmeğe başlamıştı. Parasını verdim ve içknden bir daha bu mendebur herifle iş görmemeğe karar verdim. Çıkarken oturduğum apartımanın parasını da vermiş, bavulumu yanıma almıştım. Şnayder evinin önünde iner inmez, şoföre yük»ek sesle beni Friedrichstcıasse istasyonuna götürmesini emrettim. Fakat biraz sonra, yolu değiştirerek Anhalt is tasyonuna gitmesini löyledim. Maksadım cenuba gitmekti. yetle, vaiamnı satan hain bir heri • fin beraber çahştıklannı da satmaktan hiçbir vicdan azabı duymıyacağı muhakkaktır. Bununla beraber çok gariptir ki kullandığım adam • ların hiçbiri bana ihanet etmedi. Bir çoğu yalnız beni tehditle iktifa et • tiler. Hiç şüphesiz, şeriki cürümle rini ele vermekle beraber, kendilerinin de ağir bir cezadan kurtulamı yacaklannı biliyorlardı. Diyeceksmiz ki ya, hiç, sizi cürme tahrik ve teşvik eden memurlara rast gelmediniz mi? Gelmez olur muyum hiç? Uç dört defa böylelerine rasgeldim, fakat, o kadar budalaca hareket ediyorlardı ki zeki bir çocuğu bile f aka / bastıramazlardı. Bunlar, daha ilk mülâkatta, kendi kendilermi mey dana vuruyorlardı. yapılacak tevziat Gazetemiz de bir müsamere tertip etti Takdiri kıymet komisyoHimayeietfal Cemiyeti 23 nisaa nu şehrimize geldi çocuk bayarmı için hazırlıklanna devam etmektedir. Dün öğleden sonra cemiyetin bayram hazırlıklan komitesi merkezde toplaoarak hafta içinde şehrin muhtelif tnıntaka ve mahallerinde yapılacak müsameıre programlannı tesbit etmiştir. Haftamn her gününde çocuklara mahsus muhtelif eğlenceler vardır. Dün maarif idaresi mekteplere, tesbit ediien programlan gönder • miştir. Bu cümleden olarak gazetemrz de Himayeietfal Alemdar şubesile müştereken küçüklerimiz için bir miisamere hazırlamıştır. Zengin bir programla tatbik edilecek olan müsa mere 27 nisan cuma günü Gülhane parkında ve ilecek, ve yavrular arasında yapılacak muhtelif müsaba kalarda kazananlara hediyeler dağıtılacaktır. Müsamereye dair tafsilâtı yannki nüshamızda nesrede ceğiz. Gayrimübadillere verilmesi ka rarlasttrılan bonolarm tevzüne bu günlerde ' baslanacaktır. Tevziat yüzde otuz nisbetine kadar cıkarı lacak ve bonolarm kıymeti 10 mil yon Itrayı bulacaktır. Bon^larla bir. likte gayrimübadülere tevzi edile cek emlâk hakkındaki karar Vekil ler Heyetinden çıkmıştır. Bu karara göre fîrarî Rumlara ve Belediye hud'udu haricinde oturan etabli Rumlara ait emlâkle elyevm Ziraat Bankasma devredümi* olan emlâk gayrimjibad'illere bonolar mukabi linde tevzi olunacaktrr. Dağıtılacak bonolarm kıymetinden kaybetme mesi icin lâzım gelen tedbirler alı nacaktır. Tevziatı icra edecek olan gayrimübadillsr takdiri kıymet komisyonu tstanbula gelmistir. Bono tevziat işi neticeleninceye kadar şehrimizde kalacak olan komisyon, Galatada Bahtiyar hanına yerleş . meğe baslamıştır. Komisyon burada yerleştikten sonra, tevziattan istifade edecek olanları, bunlarm istihkak nisbet lerini, şimdiye kadar yapılan tevziattan ne dereceye kadar istifade etmiş bulunduklarını bir liste halinde tesbit edecektir. Diğer taraftan h'ikumetin kara rı mucibince ikinci bono tevziaatı na karsılık olacak emlftkin de listeleri hazirlanmıştır. Yalnız verilen bir habere göre aylardanberi tevziatı bekliyen gayrimübadiller, verilen karar sek • linden memnun kalmamışlardır. Çünkü son tevziat karanna göre, Ziraat Bankasınm eline geçmiş o . lan emlâkin kıymeti nisbetinde bono çıkanlacaktır. Gayrimübadiller bu esasa göre hisselerine pek az bir şey düşeceğini iddia etmektedirler. Bu vaziyeti nazari itibara alan gayrimübadiller cemiyeti hükume te bir teklif yapmıştır. Cemiyet bu teklifle, yalnız tstanbulda değil, memleketin diğer taraflarında bu • lunan ve gayrimübadillere ait olman icap eden firarî emlâkinin tama men tesbitile bu emlâkin heyeti umumiyesi karsılık tutulmak sure • tile bono tevzîatmı istemektedir. Bu suretle gayrimübadiller istih kaklarımn takriben yüzde seksenini alabileceklerdir. Maliye Vekâleti gayrimübadii ler cemiyetinin bu son teklifine he. nüz bir cevap vermemiştir. omanyadaki son hâdiseler ve hareketler, bu memleketin orta Avrupada ve Balkan larda pek mühim bir mevkii olma sından dolayı ziyadesile nazan dikkati celbediyor. Bu hâdiseler o kadar mühimdar ki Tataresko kabinesini istifaya sürüklemiş, fakat ha • ricî ve dahilî fevkalâde ahvalden dolayı Kral kabinenin istifasmı kabulde istical göstermiyerek ihtiyatla hareket etmiştir. Romanyadaki son hâdiseler ve hareketler bunlarm yalnız mahiyetleri itibarile değil, bunlan ortaya atan unsurlann ve kuvvetlerin ehemmi • yeti itibarile de dikkate şayandır. Kral Karol kendisini menfadan getiren ve tahta çıkaran Transil vanya köylü fnkasmdan ve bu işte kendisine yardnn eden zabitlerden ahiren yüz çevirerek ötedenberi kendisine ımıhalif olan liberal fırkasını iktidar mevküne getirmişti. Kral bu hareketile askerlerrin infialini cel • betmiştir. Halbuki askerler Romanyada ötedenberi memleketin siyasiyatı üzerinde aşikâr olmamakla beraber el altmdan büyük mifuz sa hibidhler. Bilhassa memleketin nizam ve asayişini muiıafazada bü yük âmil olduklarından kendilerins müracaat edilen erkânı askeriye bu gibi ahvalde daima istîklâllerini mu< hafaza etmişlerdir. Meselâ şimdiki Kral menf ada iken bunun avdeti lehinde propaganda yaptığından do layı o zamanki liberal hükumeti ta rafından tevkif edîlerek divanı harbf verilen sabık nazırlardan Manoilescu hakkmda askert mahkeme beraet karan vermiş, hükumete mey • dan okumuştu. Divanıharp bu defa da yeni libera) hükumeti aleyhinde bir karar ver mîştir. Bu hükumet teşekkülünü müteakıp ilk iş olarak Demirmuhafızlar namındaki ttalyan f aşistlerine daha doğrusu Hitlerci millî sosyalist lere benziyen teşkilâtı dağıtmıştı. Bu teşkilât dahi Başvekil ve Libe rallerin lideri Ducayı oldürmekle mukabetede bulunmuştu. Bu cina yeti yapan üç fmKısİK Vîrlilrf^ Dr Bir Hafiyeyi nasıl yakalattım? Bunlardan kendine Konrad Şutnaser ismini veren birri, tngilte • renin değil başka bir hükumetin hesabına casusluk eden ve çok iyi is gören bir casusu tevkif ettirme • ğe muvaffak oldu. Bu casus, basit bir adam olmalı ki Konradm tuza • ğına düştii. Bir müddet sonra, ben de hilekâr Konradla karşılaştım. Onun yaka Iattığı casusun mensup olduğu hü • kumet hesabına çalışan bir dos tuma, heirif hakkında bazı faydah malumat verdim. Bunun üzerine Konrada bir tuzak kuruldu. Sözde yüksek cütbeli bir ecnebi zabiti, AImanyadan bazı askerî esrar elde etmeğe çalışıyor ve bunun için de Konradın yardımını istiyordu. Herif, kendine teklif edilen büyük paraya dayanamıyarak Almanya hududu haricinde verilen randevuya geldi. Fakat orada beklediği yüksek rüt beli ecnebi zabitinin yerine polis memurlannı buldu. Koprad, dera kap, Alman casusu olarak yaka landı. Ustü arandıgı zaman, geldiği memleketin esrarı askeriyesine ait mühim bazı evrak ve vesaik buluııdu. Konrad, bu evrak ve vesaiki ilk defa gördüğüne yüz bin yemin etti. Herif yalan yere yemin etmiyordu. O halde, bu evrak ve vesaik, onun ceplerine nasıl gircnişti? Burası da izaha lüzum görmeden anlasılacak başka bir sırdır. Konrad bütün protestolanna rağmen, altı sene hapse mahkum oldu. Karşınızda bu çeşk hasımlar olunca, boks kaidelerine amatörce ve namuskârane riayet etmek mecburiyetmde değilsinizdir.» (Mabadî var) İtfaiye teşkilâtı Yeni müfrezelerle takviye olundu ttfaiye yalnız yangm söndörmeky le kalmryarak kazalara uğrayan . lann imdatlanma yetişmek ve yangın tehlikesini tahdit edecek terti bat almak iirere tahrip ve tahlis müfrezeleri teşkil etmiçtir. Bu teskilât, bütün büyük grup lara tesmil edilmiştir. Bunlardan başka kücük gruplar da dahil olduğu halde her tarafta birer s»hhiye müfrezesi tesis edilmiştir. Yeni te«ekktîllerle, yAılan bina ların enkazı kaldırılacak, sel bas kmlarmın Snüne gecmeğe, kazaya uğrayanların kurtanlmasına çalifilacaktır. Harp zamanında itfaiyenîn, ze hirli gazle zehirlenenlerin imdadı . na koşmalan içm paz maskeleri a lınmış, 18 müvellioHilhunittza ciha zı prettrtiitnistir. Yeni teşkilât. mensuplanmn ta • liml«*rine baslanmıştır. Korkulu bir seyahattan sonra... İlk trene atladım. Seyahat çok yotucu ve heyecanlı oldu. Müteaddit defalar tren ve istikaroet değiştir dim. Takip edilip edilmediğitni de featle tetkik ettikten sonra, geceyansı, Almanyadaki asıl gizli karar gâhıma girdim. Gerçi Şnayder, bu adresimi hiçbir zaman öğrenmemişti ama oradan da başka bir yere nakletmeği ihtiyata uygun buldura. Haftalar geçti, hiçbirşey çıkma di. Lehlinin, dilini tuttuğu anlaşılı yordu. Herifi, bir daha ne gördüm, n« de keodisinden bahsedildiğmi isittim. Bu cineten adamlarla is görmek daİma tehlikelidir. Çünkü, mnumi ŞEHİR tŞLERt Yeni Şehir Meclisi intihabatı Yeni Şehir Meclisi intihabatı hazırlıklarına yakmda baslanacaktır. Fırka, namzetlerini tesbit için Vilâyet dahilinde nahiyelere vannciya kadar mevcut bütün teskilâtının mütalealanm alacaktır. MÜTEFERRÎK Eminönü Eyüp tramvay hattı yapılacak Ankarada, Vali ve Belediye reisi Muhiddin Beyin istirakile tramvay hatları hakkında cereyan ed"en müzakerelerde Eminönü • Eyüp hathnın yapılması kararlastırılmıçtır. Bu hat yapıldıktan sonra Haliç şirketi büsbütün zararlı bir vaziye . te düşeceğinden Belediyece satın alınmasmdan sarfı nazar edileceği muhtemel görülmektedir. Antalya hattının istikşafı Antalya hattuun geçeceği yolu tet kik etmek üzere Afyona giden fen heyeti çalısmağa başlamıstır. Bu hattm umumî şebekeye tzmir Afyon hattı 8zerindeki Balmahmut istasyonunda bağlanması muhtemeldir. mirmu'hafızlann başlıca adamlanndan altmışı cmayetin müşevviki töh> metile tevkif edilerek divanıharbe verilmislerdi. Liberal hükumetin maksadı bu adamlara gayet ağır cezalar verdfrerek teşkilâtı kökün den imha etmektL Fakat erkâm askeriye ba fikirde balunmanuşlardtr. Divanıharp cinayeti yapan üç şahsı muhtelif cezalara mahkum etmişse de diğer mevknflar hak kmda beraat karan •ermiştir. Mahkemenin temayüîSnS evvelden bilen demir muhafizlar teştflâh reisi son giine kadar bir türlü ele geçmediği halde muhakemenin arifesinde teslim olmus ve beraet kazanmışhr. Bu suretle erkfnı askeriye liberal hükumetîne ikinci defa meydan okuımış ve bu Tfzivet karşısmda hükumet te istifaya mecbur olmustur. Kral simdil* hükumetin istifasım kabul etmemekîe askerî sın;fm büsbS tun husumetmi eelbetmistir. thtimal bunun tesirile Kralm hayatma karşı bir suikast bile hazulanmıştır. Söylendi ğme g T e bu teşkilâtın baştnda Kralı Ö« menfadan getiren ve ordunun başına koyan miralay Precup vardır. D<ğer taraftan Kralm muhHbİ3«si Madam Lupescunun da hayatı tehdit edilmektedir. Romanyadaki bu hâdîselerin m?hi yeti münhasıran dahilî değildir. Bun larda haricî tesirler dahi âmil olmustur. Bu noktadan meseleye Fransız aleyh tarhğı ve lehtarlığı savaşı nazarile bi Ie bakılabilir. Romanya 1916 da itti fakı müsenesten aynldıfmdanberi haflc arasında Fransa muhipliği siyasetine karşı bir cereyan baslamıs ve bu eereyan tedricen kuvvet bulmustur. Bu nun içm Fransız diplomasi si bu cereyamn önüne geçmek üzere vakit vekit tesir yapmaktan hali k?lmam!?hr. Meselâ bugünkü mBs külâta yol açan demir muhafızlann dağıhlmasında Fransanm âmil olduğu muhakkak addolunmaktadır. Çünkö bu teşkilâtın Fransız aleyhtan olduğuna dair Fransada kuvvetli bir kanaat vöcut bulmuştur. Bazı telgraf haberlerinde ahvalin son zamanlarda jddıgı cereyandan Bükreşteki Fransız sefirinîn asabileştiği bfldirilmektedir. Bunun i çin Romanyadaki ahval yalnız Balkan ve Merkezî Avrupa siyaseti noktasm dan degü, bütün Avrupa politikan cephesinden dahi büyük ehemmiyeti h a « bulunuyor. ADLtYEDE Rizeli Mustafanın muhakemesi Çesmemeydanmda Abdullahı öldürmekle maznun sabıkaklardan Rizeli Mustafanın muhakemesine dün agircezada devam edilmiştir. Bazı sahitler dİnlenmiş ve bu me yanda dinlenen müdafaa şahitlerinden dökmeci Zekinin ifadesi hukuku âmme şahitlerinin ifadelerile tezat teskil eylediğinden nvakamı iddia Zeki hakkında takibatta bu • lunmak üzere mahkemeden şahitlerin ifadelerine ait musadd'ak birer suret istemiştir. Hukuku âmme şa hitleri maktulün elinde bıçak olmadığını söyledikleri halde dökmeci zeki maktul Abdullahın da elinde bıçakla Mustafaya hücum ettişini söylemektedir. Mahkeme iddia makamı tarafmdan istenen musadd'ak if ade suretlerinîn verilmesine ve diğer şahitlerin de celbine karar ve rerek davayı talik etmiştir. Kooperatiflerin bir teşebbUsü Dün Belediyede, Feshane, Hereke, Bakırköy mensucat şirketlerile Liman şirketî ve Belediye memur lan istthlâk kooperatifleri mümes silleri toplanmıslardır. Bu içthnada, müşterek ihtiyaçlara ait mübayaaların birleştirilme si ve bu suretle daha toplu mal alınarak mühim bir tasarruf temin e dilmesi kararlaştırılmıştır. Bu işi muvaffakiyetle yurütecek tedbirlerle her kooperatifin mübayaa sermayesine iştirak hissesini tesbit etmek üzere persembe günü de bir toplantı vapılacaktır. M. Yevtiçîn çok mühim beyanatı (Birinci sahifeden mabat) nof namına, Dahiliye Nazın Gospodin Girginof, Bulgar Hariciye Müsteşan, Türkiye Sefareti Müsteşan Süleyman Saip Bey, Yugoslavya sefareti erkânı ve BulgarHariciye erkânı tarafmdan istikbal olundu. Yugoslavya Hariciye Nazırt Sofya îftasyonunda bir saat kaldı. Saât 13 te refakatindeki zevatla birlikte hususf vagonla tstanbula hareket etti. Hariciye Nezaretinin bir mümessflfle Yugoslavyanın Sofya sefîri M. Yevtici Filibeye kadar uğurlamişlardır. Byemem. Bu ziyaret Kral Hazretlerimn arzuiarma bağlıdtr.» Küçük ttilaf ile Rusya arasında te sisi munasebat icin henüz bir karar verilmediğmi soyliyen M. Yevtiç Cenaplan, Bulgar gazetecflerinin Balkan misakı, Venizelosun muhalefeti ve Bulgarista nm da misrka duhulü meseleleri hak • kmdaki suallerme cevaben: «r Siyasî meseleleri, artık mayısta, Sofyaya geldîkten sonra gorüsuruz.» Demiş ve bununla, Buigaristanla yapılacak olan siyasî mnzakerelerin, an eak Ankara ziyareti ve Balkan misakmi imzalıyan devletlerin Hariciye Nazır • larile temasından sonra baslıyabüece • gını ima etmıştır. Aylardır işletilemiyen baskül! Mezbahada kesilen hayvanlardan alınacak resmi kilo esası üzerinden tesbit ettnek üzere mezbahaya 12 bin lira kjymetinde büyük bir oto matik baskül getîrtilmişti. Fakat uzun müddettenberi uğraşılmasına rağmen baskül işletilememistir. Belediye; müteahhidi protesto etmis ve kısa bir zamanda sağlam bir baskül temin edilmediği takdirde mu kavelesini fesih ve temmat akçesine vazıyet edeceğini bildirmiştir. ECNEBİ MEHAFÎLDE Efgan sefiri mektepleri geziyor Efgan sefiri Ahmet Han dün şeh • rimizdeki liselerden birkaçuu ziyaret ederek tedris usullerimiz hakkında tetkikahna devam etmiştir. Sefir bir iki giine kadar Ankaraya gidecektir. M. Yevtiçin beyanatt M. Yevtiç Cenaplan, istasyonda kendisı'ni karşılıyan Bulgar gazetecilen'nin muhtelif suaüerine natta bulundu: « Ankaraya, Hariciye Vekîli Tevfîk Rüştü Beye îadei ziyaret için gidî yorum. Tabiî bu ziyaretimde Balkan • lan ve 3d devletf alâkadar eden bir çok siyasî meseleler göruş&lecektir. Bu Ankara ziyaretimden hiç kimse şSphelenmesin ve korkmasın. ÇünkS benhn bu ziyaretim sulhu tehdit değil, büâkis takviye îçindir. Ankarada 3 gun, tstanbulda 2 gfin balacaçim. Nisanra 2 4 veya 25 inde gene Sofya tarikfle Belgrada avdet e • deeeğim. Bizzat M. Muşanofun daveti Szerme, mayu iptidasmda Sofyaya gelerek kendisine iadei ziyaret edeceğim. Bulga ri'tanla Yugoslavya arasında şimdi başLyacak olan muzakerah tamamlamak için o za|ıan benîmle birlikte Hariciye erkânımızdan bazı zevat ta geleeektir. Yugoslavya Kralı Hazretlermm, Sof|*yt ayareti hakkında henüz birsey söjr, cevaben su beya Terziler Cemiyeti intihabatı Istanbul esnaf mürakabe büro • suna bağlı Terziler Cemiyeti idare heyeti intihabatma dün sabah baslanımş, terziler birer birer gelerek reylerini istimal etmişlerdir. Gelenlerin ekseriyeti teşkfl ettikteri anla sıldığı takdirde yeni idare heyeti bugün taayyün edecektîr. Ekseriyet olmazsa intihap, on bes gün sonra bir daha tekrarlanacaktır. LtMANDA Maiotis hâlâ limanımızda Banker tnsulün kiralamış olduğu Yunan bandıralı Maiotis vapuru banker Amerikaya sevkedileli dört gün olduğu halde hâlâ limanımızda bulunmakta • dır. Vapurun suvarisi dün Liman Reisli ğîne müracaat ederek daha birkaç gün limanımızda kalacağını' bildirmiştir. Anlaşıldıguıa göre Maiotis Pireden talimat beklemektedir. Maiotisin süva • risi, kendisinin zorla durdurulduğunu iddia ederek hareketine 2 4 saat zarfmda müsaade edilmediği takdirde geçen beher gün için beş yüz lira tazminata hakkı olacağmı ileri sürerek Vilâyeti ve Deniz Ticaret Müdürlüğünü protesto etmişti. Kaptanm protestosunda kaydettigi mühlet birkaç saat evvel Mis ter tnsul vapurdan alınmış ve geminin daima hareketinde serbest bulı\nduğu tekrar süvariye teblig edilmis olması na rağmen vapur hareket etmediğm • den bu protestonun kanunî bir kıymeti Japon gemileri gitti Birkaç gundenberi Iünannnızda m! safir bnlunan Asama ve tvate isim • lerindeki Japon, mektep gemilerinin Amirah Matsnshita Cenaplan tarafın dan, dün ögle üzeri Asama gemisinde bir ziyafet verilmiştir. Bu ziyafette Vali muavini, Şükrfi Naili Paşa, Donanma Kumandam, Ja • pon sefhi ve sefaret erkânı haznr ba • lunmuşlardır. Amiral Matsushita Cenaplan zfya • fetten sonra memleketnnizde misafiretleri muddetince gosterilen hSsnu ka • bul ve misafirperverlikten dolayı tesek* kör ehniş ve kendilerme Japonyada vapılımş kSçük ve zarif hediyeler vermistir. Japon bahriyelileri dün de şehrin muhtelif mahallerinde gezintiler yap • rninlardır. Japon gemileri dün saat dSrtte Akdenize hareket etmişlerdir. Filo doğru Pireye gidecek ve orada Sç gun kaldıktan sonra Japonyaya do Istanbula seyyah akını Dün, tstanbul her zamankinden fazla bir seyyah akım içinde kal mıştır. Evvelki gün limammıza ge len Alman bandıralı Jeneral Fon Ştvîben vapurunun getirdiği (350) Alman seyyahı, ekserisi yaya ola rak, dün şehri gezmişler ve akşam Hamburga hareket etmişlerdir. Dün de Yugoslavya bandıralı Kraliçe Mariya vapurile şehırimize 300 Fransız, Yugoslav ve tngiliz seyyahı gelmistir. Bu seyyahlar da dün camileri, müzeleri, çarşıyı gezmişlerdir. Bugün memleketlerine döneceklerdir. Karadeniz ile tskenderiye arasında muntazam postalar yapmağa ba>lıyan Polonya vapuru da, dün, şehrimne bir miktar seyyaJı getir miştir. Yumurta tacirlerinin ve vapurcuların müracaati tspanya ile yeni ticaret muahedesi nin henüz mevkii mer'iyete girm»miş oknasmdan dolayı, tspanya hattına isliyen TSrk vapurlarmın limanlarımız dan yumurta yükliyememeleri üzerine vaayederinin müşkülât peyda ettiğini, bu vüzden yumurta fiatlerinm de d ü f tüğünü yazmifhk. Karadeniz Barselona hattmı tesis eden Türk vapurculanndan Yelkenci • zade Lutfi Bey bu hususta îklısat V kâletile temas etmek üzare dün Ankaraya gitmiştir. Diğer taraftan yumorta tacirler! de yekâlete müracaat etmişlerdir. MAARÎFTE Kabataş Lisesini teftiş Maarif Vekâleti müfettlslerin • den Fethi tsmail Bey Kabataş lise•ini teftif« baflanif ür. "'" ^ MUHARREM FEYZt

Bu sayıdan diğer sayfalar: