22 Nisan 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

22 Nisan 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mes'uller anlaşılıyor! (Birinci aahifeden mabat) da iştiraki olduğunu ^çıkarmiftır. meydana Cumhariyet Mecliste hararetli bir celse (Birinci sahifeden mabat) salonuna girdi ve ön sıralardan birinde yer aldu Fakat Sırn Bey o kadar heyecanlı idi ki arkadaşlarmm «VeJtü Bey geldi!» diye yaphkl&n ihtarlan bile duymadu Sözlerme devamla, bizde şeke • rin halka düşen nuktannın yüzde altı nisbetinde olduğunu, başka memleket • lerde bu miktann yüzde elli beşe kadar çıktığııy, bunun bir sıhhat meselesi ol • duğunu söyledi. Neticede hükumetin bu irattan müstağni kalmasınm doğru olamıyacağtm, binaenaleyh şekerden ahnacak resme % 4 ten fazla ilâve yapmanın doğru olacağım ve şeker fiatlerinin indirilmesi dolayısile de halkın fazla şeker yemek imkânmı bulacağını ilâve etti. Bir takrir vererek bu lâyihanın tktısat, Ziraat, Maliye, tnhisafflar encümen lerinden müteşekkil muhtelit bir encümende tetkikini istedi. lan mütalealan başka memleketlerin d« senelerce evvel roevzuu bahsettiklermi anlatarak sözlerine şu suretle devam etti: I «c Bizde de şeker sanayii teessus etti. Şimdi şeker sanayiinm hesaplan üzerinde durmak zamanı gelmistir. Bütün bu işlerde şeker sanayiini zedeüye miyecek derecede hareket etmek lâ zımdır.» tktısat Vekili bunu müteakıp şeker sanayiinden çok büyük kâr olmadı ğını, senelerce Uşak şeker fabrikasınuı hepimizi acılara garkettiğini, ve Al pullunun senelerce ziyan ettiğini; an • cak bugün kâr temin edecek vaziyete geldiğini, tktısat Vekâletinin ba şeker meselesi için getirdiği ecnebi müte hassısa birçok sualler tevcih ettiğini söyledi. Celâl Beyin beyanatma göre mütehassısa sorulan sualler şunlardır: 1 Muhtelif Avrupa memleket lerindeki şeker sanayii hakkında ma • lumat, 2 Muhtelif Avrupa memleket • lerindeki pancar fiatleri, 3 Muhtelif Avrupa memleket • lerindeki şeker fiatleri ve sabş fiatle • 4 Muhtelif Avrupa memleket lerinde şeker istihsalinde ne gibi ver • giler aluıdığı, 5 Bu sanayün himaye şekflleri, 6 Muhtelif kâr ve zararlar, 7 Türkiye şeker fabrialannm vaziyetleri, 8 Türkiye şeker fabrikalannda istihsal edilen şekerin maliyetnrin na sü indirileceği, 9 Satış fiatleri ve almacak vergiler hakkmdaki mütalealar. Celâl Bey bu suallerin cevaplarmı aldığuu, tercümelerini yapbrdığını, yakmda tabettirilerek bir rapor halinde efkân umumiyeye arzedeceğini, bu ra por üzerinde de konuşulabileceğini, himaye maksadile şeker gümrük res minden zarar edilen paranın yalnız şekerde değil, bütün sanayi şubelerinde de varit olduğunu söyledi. tktısat Vekilimiz sözünün sonunda dedi ki: «Arkadaşlar, şunu söyliyeymı kî tuttuğumuz yol refah yoludur. Asla ihtikâr yolu derildir. Eğer ihtncâr varsa kırmağa hannz. » **<)•**.• Celâl Beyin sözleri çok aMnşlandı. Reis; lâyjhanm Muhtelit Encümeodo müzakeresi hakkındaki Sım Beyin tak> ririni reye koydu. Reddedildi ve ka • nun kabul olundu. Meclis perşembeye toplanaeakfar. n, 22 Nisan 19'4 Belediyede yeni bir toplantı Diğer taraftan dün Belediyede, gebir toplantı yapuarak, Şehir Mec tetkik komisyonunun raporuna a* |it tetkikat bitirilmiş ve bu hususta banmüdürü Hamdi Rasih Beyden de »t almmıştır. Hamdi Bey, komisyoBun raponmda geçen kayitlerin doğru Iduğunu ve esasen banka idaresince nazan itibara almarak takibat ııbnakta olduğunu söylemiştir. Rapor dün akşam Iktısat ve DahiliVekâletlerine gönderilmiştir. Meclisi idare raporuna gelince... 1928 hesap devresıne ait meclisi ıdare raporunda ise bankanın gıttikçe inkisaf ettijpnden ( ! ) , daha muvaffakiyetli işlere namzet olduğundan bahredilerek bilhassa yazı makinesı ge • tirtmek yoiilo bankayı 90,000 liralık saıara sokan Volf uzunuzadıya metedilip ve bu Almanm tercih edilmes* * ne tediye şartiannın müsak olması v« mak'nelerinin sağlamlığı sebep gösterildi. İdare meclisi, bankanuf sermayesi az olması teminat mektubu vermek işine mâni teşkil ettiğinden bu kâr fırsahm kaçırmamak için sernmyenin 500,000 liraya çıkanlmasını istiyor ve bu kefalet hakkının mincihetin istifa deyi mucip olacağına hissedarlannı ikna ediyor. Ayni senenin bilânçosu ise yürekler acısıdu. Kefaletten dolayı borçlular besabı 216410 liraya, muhtelif borçlular hesabı 156,161, tediye senetleri 128,537 liraya yükselmiştir. 1928 senesinin de murakıplan olan Abdurrahman Naci ve Emin Zeki Beylerin imzalanm taşıyan murakabe raporunda «daha emniyetle hedefe vâsıl olabilmek için bebemehal serma • yenin tezyidi» lâzım geldiği ileri süruKyordu. Bankanın karısık hesaplar zama nında bir sene kadar idare meclisi reis vekili olan Alâiyeli Mahmut Bey dün Ankaradan gelmiş ve kendisile görüşen bir muharririmize sımlan söyLemiştir: « Bu akşam tekrar Ankaraya gideceğim ve çok meşgul olduğum için bütün bildiklerimi ancak pazartesi günü gazetelere birer mektupla mufassalan bildireceğim. Bankada benim bulun duğum zamanlarda bir yolsuzluk ol mamtftır. Bankayı zarara sokan bir kısım işler benim epeyce uzun süren Avrupa seyahatim esnasmda olmuş • tur. Diğerleri de ben bankadan çekildikten sonra vukua gelmistir. Esasen Avrupadan geldikten sonra bankanın vaziyetini iyi bulmadığımdan istifa ederek çekildim. Ben Avmpaya gider ken, Şehir Meclisinde mevzuu bahso» lan islerden yalnız süt şirketine başlanmıştu Bu şirkete bankadan para verilme sine ben kiraz etmiştim. Kefıl olarak gösterilen zatın vaziyetini tetkik ettikten sonra yalnız 5000 lira ikrazma muvafakat ettim. Halbuki Avrupada bulunduğum sıralarda ayni zat müteaddit defalar kefil gösterilmek suretile sir kete yeniden para verildiğini gelince öğrendim. İdare meclisinde bulundu ğum müddet zarfında, mümkün, oldu ğu kadar bankanın vaziyetini düzelt meğe çalışhm. Hâlen mühim ve resmî müesseselerin başında bazı zevatı, bankaya kontrolör olarak getirdim. Bir pul isinde suiistimal yaptığı halde vazifesinde bırakılan muhasebedyi de ğistirdim. Bankanın esnaf için rakipsiz bir kredi müessesesi olabileceğini nazan iti bara alarak sermayesini tedricen artırmağı ve iki milyon liraya kadar çıkarmağı düfünüyordum. Fakat Avupa seyahatinden döndükten sonra, muvafakatim haricinde girisilmiy teminatı zayıf işleri öğrenince, hissemi zararla elden çıkararak müesseseden tamamen çekild'ım.» tann 3080 kraya, demirbaş «şya için aynlan 1316 liranın 500 liraya tenzıli suretile tebdilini teklif ederiz.» Bankanın girişhği bütün işler zararla neticelendıği halde kâr ve zarar hesabuıda meşkuk alacaklar 664 liraduI Hamdi Rasih Bey, isimleri nesredilen maruf zevattan hiçbirinin bankaya borcu olmadığını söyliyerek: «Hiç böyle tanmmıs kimseler Esnaf bankası gibi küçük bir müesseseden para almaga tenezzül ederler mi?...» demistir. Banka idaresi, müeasesenin iflâs edeceğine dair nesriyatı da tekzip et mektedir. Haber aldığunıza göre, bankanın mukadderab, bugünlerde yapı • lacak olan hissedarlar fevkalâde heyeti umumiye içtimaında belli olacakttr. Banka mevduatmın % 80 inin te • minat ahnmadan dağıldığı tahakkuk etmiştir. Bankadaki hesap defterlerinde, kayitleri görülen bazı mühim dosyalaruı asırıldığı ve müdür Faik Beyin imzası takh't edilmek suretile ötekine berikine para verildiği iddiası teeyyüt etme • mistir. Bankanm eski muamelelerinin idarî noktalartnı tetkk için Dahiliye Vekâletince mülkiye müfettişlerinin memur edümesi beklenmektedir. Bankanm bü< yük kâr ümidile giristigi teminat mektubu ifleri yüzünden Belediye binlerce liralık zararlara ugramıstır. Zararlı işler arasında köy muhtarlan mühürleri, köy bekçileri elbiseleri ifleri de vardır. Belediyenin yapacağı tahkikat için Valmin Ankaradan avdeti beklenil • mektedir. Bankaya boçlu gösterilenlerden, bankanm Uk zamanlarında idare meclisi reUliğini yapan Süreyya Paşa: «Benim bankaya değil, müessesenin bana borcu vardır. Bunu birçok defalar istediğim halde alamadım. Bütün borçlular böyle ise yazık!...> demistir. Takibat neden geç kaldı? Sunstimaller çok eski olduğu halde diye kadar alâkadarların niçuı taedilmediği sualine Belediye erkâadan salâhiyettar bir zat: « Bankanın zarara uğradığını biporduk. Fakat yolsuzluktan malumayoktu! Şimdi işin içyüzünü öğ |rendik ve lâzun gelen kanunî muatne|re tevessiil ettik.» Demifkir. Fevkalâde toplantı isteniliyor temin edilmiş olacağım söyledi. Bunu müteakıp anonim şirketlerde şirketin şahsiyeti maneviyesinin mi, yoksa hissedarlara kâr tevzi edilir ken kesilecek miktarm ım vergiye esas olacağım, lâyihada kaJbul edilen beçte bir nisbetinin, ne esasa istinat ettiğini sordu. Birinci maddede «A» ve «B» diye gösterilen fıkralar ayn ayn olduğu için bu cihetlerin izah edilmesini mazbata muharriri beyden istedi. Mükerrem Bey (tsparta) cevap vererek Refik Şevket Beyin dediği gibi hkralan tasbih etmenin doğru olaca ğını, nübet meselesine gelince encü • menin bu hususta birşey düşünmediğini, bu nisbeti hükumetin kabul ettiğini söyledi. Refik Şevket Bey, hukumetten izah etmesini istedi. Maliye Vekili Fuat Bey, bu nisbe • tin en muvafık olduğu için kabul edildiğmi söyledi. Lâyiha aynen kabul edildi. Bundan sonra muvazene vergisine ait lâyiha da müzakere ve aynen kabul edildi. Rüştü Beyin sözleri Müteakıben Izmir meb'usu Rüştü Bey esbabı mucibe lâyihasının çok kuvvetli olduğunu, bu zammın halkın ve hükumetin fedakârlığile yaşıyan şeker sanayiini halkın ve hükumetin menfaatlerüe telif etmek imkânı bulundu • ğunu, şeker maliyet fiatlerinin pahalı olduğunu, Avrupadaki maliyet fiati üzerinde amil olan şartlann memleke timizde de daha ağır olmadıgını, şim dliik hiç olmazsa yüzde dördü yüzde sekize çıkarmak lâzun geldiğini söy • ledi. Şehir Meclisi azalarının çoğu, mecFlisin güriiltülii içtimamdanberi bir haf[ta geçmesine rağmen hâlâ Belediyenin fesaslı bir faaliyet gösteremediğmi ileri siirerek meclisin fevkalâde bir toplantıya davet edilmesini ve makamdan izahat istenilmesini muvafık görmekte dirler. Belediye reis muavini Hâmit Bey, henoz vaziyette tebeddül olmadığını söylemiştir. Şeker istihlâk resmi meselesi Meşhur 927 bilânçosa! Dün bir muharririmiz, bankanın sözde kârlı işler (!) için zarardan zarara sürüklendiği zamanlara ait bilânço ve İdare meclisi raporlannı, gazetelerden saklanmasına rağmen, elde etmeğe muvaffak olmuştur. 927 senesi idare meclisi raporunda, banlcayı dolandtran yangın söndür me aletleri muhterilerile girişilen za • rarlı teebbüs pek faydalı gösterilmiş, bankanın bir takım suiistimallere yol açan ototnobil aeentalığını bankanm deruhde etmekten vaz geçtiğinden bah sedilmif, mevduatın 150,000 lirayı, senelik cironun iki buçuk milyon lirayı bulduğu ileri süriilmüş, tasarruf »an dığı mevduatınm azlığından şikâyet edilerek sandığın rağbet bulmamau, küçük esnafin kazançlanndan bir kısmını ayırmağı itiyat etmemelerine atfedilnmtir. O kadar kârlı nlerden bahsedilmesine mukabil 927 bilânçosu vaziyetin iyi olmadıgını açıkça göste riyor. Bilânçoda adeta teminatsız de necek kadar zayıf ve çürük kefaletlerle yapılan ikrazat 153,798 lira, muhte lif borçlular hetabı 106,772, borçlu faesabı carileri 44,532 liradır. Bu rakamlar, bankanın hiçbir malî müessesenm göstermediği bir cesaretle serma jre ve mevduatın tamamma yakın bir kısmm piyasada ötekine berikine dagıthğnu teyıt etmiştir. Bittabi bu borçların tahsü edile memesi ySzünden müteakıp aenelerin bilânçolannda da ayni rakamlar matlup olarak tekrar edilmiştir. Alâiyeli Mahmut B.in anlattıkları Suiistimal değil de suitalih Bankanm eski murakıbı Abdurrahman Naci Bey, bu islere ne diyeceğini soran muharririmize: « Is Adliyeye intikal ettiğine göre bu mevzu üzerinde söz söylemek liğim doğru değildir. Bizden resmen sorulacak olursa izahat vermeğe ha • nnz. Herhalde banka suiistimale de ğil, daha ziyade suitalihe uğramıstır; kanaatindeyim.» Ruznamenin son maddesini teşkil eden dahilî istihlâk vergisi hakkındaki kanunun birinci maddesinin değiştirü • mesi hakkındaki lâyihanın müzakeresi, Mecliste hayli hararetli münakaşaları mucip oldu. Kocaeli meb'usu Sırn Bey, kanun lâyihası esbabı mucibesinin bütün îhtimaller düşünülerek çok kuvvetH bir şekilde hazırlanmış obnasmdan bil hassa çok memnun olduğunu söyledi ve bundan sonraki lâyihalann esbabı mucibelerinin de bu kadar kuvvetli ve vazıh olarak hazulanmasmı temenni etti ve dedi ki: « Bu lâyiha ile şekerin kilosundan almmakta olan 8 kuruş istihlâk vergisinin 4 kuruş zam yapılmak suretile 12 kuruşa çıkanlması teklif ediliyor. Bu, çok muhiktir ve hükumet esbabı mucibede hiç tereddüde mahal kalmıyacak şekilde bunu izah etmiştir.» Hatip bunu müteakıp esbabı mucibe meyanmda 601 numaralı kanunla şekerin her türlu rüsum dan istisnasuıın temin ve şeker sanayünin mkişafınm teshil edildiğini, şeker istihsalinin her sene arttığını ve hariçten getirilmekte olan şeker miktanna takabül etiğini, önümüzdeki sene şe ker istihsalâtnun 60,000 ton tutaca ğını, bu miktardan ahnan vergi ile hükumete 4,400,000 lira irat temin edildiğini, halbuki şekeri hariçten ge tirdiğimiz zamanda temin edilen pa • ranm 17 milyon lira tuttuğunu, şekeri memleket dahilinde istihsal için senevî 13,500,000 lira zarar edildiği, şeker fabrikalannın 601 numaralı kanundan sonra gene bir miktar himaye gördü ğünü, amele ücretlerinin, geçen sene ye nazaran azaldığını, pancar fiatlerinm de düştüğunü, istihsalâtın ve bin • netice sürümün artmasuun kâr yeku • nunu da arttırdığını, bu itibarla alınan vergmin 8 kuruştan 12 kuruşa çdcanlmasnun haklı olduğunu, hükumetin bu kadar kuvvetli esbabı mucibesi ü zerine şekerden almacak istihlâk res • mine 4 değil, daha çok ilâvesi muvafık olacağım, şekerin maliyet fiatinde rol oynıyan fiat farklannm fabrika sahiple • rine değil, hükumet ve müstehlik tabakalar lehine kullanılmasmm çok doğru olacağım, şekeri fabrikalann ya paha Iıya malettiklerini, sosyalizmm makbul ve iktısadî olduğunu anlatmak îçm aermayenin çalısmayı nasıl istihkar ettiğine dair birçok misaller gördüğünü, kendisinin de iktısadî tettdkatla mesgul olduğunu, fakat iktısadî tetkikatmda sermayenîn sâyi bu ka^ar istismar ettiğine tesadüf ehnediğini anlattı. Bundan sonra «iktısatçı Dahiliye Vekflimra burada olsaydı bunu kendilerinden ilmen ispat etmelerini rica edecektim.» der • ken Dahiliye Vekili sağ kapıdan Meclis mâni olmak kabil değil miydi? Eğer buna bir çare bulamıyacak olursa za bıta memurunun da büyiik tiyatro • • daki aktör gibi öleceğine şüphe yok hı. Hızla ona doğru koştu. Koluna yapışarak yalvardı: Amcacığun, bunu yapmayınız, bunu yapmayuuz... Şuener kuvvetli bir omuz hareketüe Minniyi silkip attı ve sonra hiçbirşey olmamış gibi işine devam etti. Minni tekrar koştu. Onu cehenne • znî makinesinin başmdan uzaklaştır mak için sarsmağa başladı. Ayni za • manda avaa çıküğı kadar bağınyor du: Rica ederim amcacığım, vazgeçiniz. tsterseniz beni öldürünüz, fakat bunu yapmayuuz! Minniyi itip tekrar yere düşürmek Şuener için gayet kolay oldu. Islıklı bir sesle muıldandı: Evet, evet onları gÖriiyonmı, ta Halil Bey de münakasayo karışıyor Bundan sonra Imir meb'usu Halil Bey, kendisinden evvel söz alan ar • kadaşlanmn temas ettikleri mesele • lerden başka : «Umumî sanayi siya setimizin bazı mühim noktalan üze • rinde nazan dikkati celbedeceğim.» diyerek kapitülâsyonlaruı memJeketimi • zi mevaddı iptidaiye istihsal ve ihraç eden ziraî bir memleket haline koyduğunu, himaye tedbirleri sayesinde memIeketimiz sanayiine istiklâl temin edildiğini fakat bu sırada da buhraıun üzermize geldiğini, himayenin bir ölçü meselesi olduğunu, bu hususta çok dtkkatli olmak lâzım geldiğini, beyan ve tktısat Vekili Beyin getirttiği bir mütehassısla şekerin maliyet fiatinin azal tılmasına çalışmasuıa (eşekkür etti. Vergi miktan artırıldığı takdirde arttm • lacak paranın devlete irat temini de ğil, ileride melhuz buhrana karşı çift çinm maliyet fiatlerini hafifletmek su • retinde kullanılmasını teklif ederek bu verginin şeker fabrikalarmdan alınmasuıa bilhassa dikkat edilmesi lâzım geldiğine, yani vergi artmca şeker satış fiatinin artmamasının temin edilmesine vergi arttığı takdirde çiftçiden alman mevaddı iptidaiye fiatlerinin fabrika sahiplerince düşünülmemesine bilhassa dikkat edümesi icap ettiğine işaret ettl. Bu işte yanan zavallt çöpçaler olmuf! tstanbul Adliyesi Vilâyetten Esnaf Bankasmuı nizamnamesini istemiştir. Müddeiumumilik tetkikatına devam etmektedir. Aldığırmz malumata nazaran Esnaf bankasının ilk mühim ser • mayesini teşkil eden para zavallı çöpçülerin parasıdır. Harbi Umumide çöpçüler için bir teaviin sandığı tesis edilmiştir. Bu tea vun sandığınuı sermayesini çöpçülerin ayhklanndan yüzde bes kesihnek su retile temin edilmis ve bu suretle 70000 lirayı mütecaviz bir para ise birikmistir. ahnan çöpçüler de kısa müddet Bir boykot cezası hakkında Bir spor muharriri, Futbol heyeti tarafmdan hakkmda bir ceza teemmul edilmiş olan Galatasaraylı Muslih Beyir son Vefa maçında oynaması uzerine, tstanbul Futbol heyeti hakkında «her nedense kendi azası olan Muslih Beye boykot cezasını tebliğ edemediği için» diye imalı bir cümle yazıyor. Halbuki Galatasaraylı Muslih Beyin vaziyeti, bizzat o spor muharririnin günlerce müdafaa ettiği bir esasa, yani verilen cezalann kat'iyet kesbetmeden tatbik edilem;yece?i esasma uygundur. Heyet, Muslih Beye Fenerbtıhçe kulübu idare heyeb'nden hakem Sait Sa'âhattîn Beyin raporundald bazı iddialar üzerine bir sene boykot cezası vererek bu kararmı Muslih Beye tebliğ etmiş, Muslib Bey de bu karara itiraz etmiştir. Vazi • yet bundan ibarettir, yoksa Futbol heyeti «kendi azasmdan birine her nedense boykot cezasını tebliğ edememiş» lerle çalısnuşlar ve mütemadiyen de • ğismisler ve müracaat ebnedikleri için de para mütemadiyen birikmiş kalmış, teavün sandığı isi de çıfeamamıştır. Muhasebei hususiye bütçesinde birikmis olan bu paranın işletilmesi için Esnaf Bankasma verilmesi muvafık göriilmu» ve nihayet bu zavallı adamların hakkı bu elim akıbete uğramıshr. kuvveden file tktısat Vekilinin cevaplari tktısat Vekili Celâl Bey kürsüye gelerek tamamen rakama ve tetkike müstenit ve kanunun kabulünü intaç eden beyanatta bulundu. Ezcümle dedi ki: « Dahilî siyasetimizde mühim bir mesele halini alan şeker sanayi siyasetimizin bu kürsüde mevzuu bahsola cağuu biliyordum. Çok esef ederim ki bu hususta hazırlığımız bitmiş değildir. Arkadaşlanmın büyük hüsnüniyetle söyledikleri sözlere cevap vereceğim. Arkadaşlanm, memleket dahilin deki vaziyeti mütalea ederek şeker sanayiinde mühim bir kazanç vardır, bu kazancı şahıslara kaptmnıyalun diyorlar. Halbuki şeker sanayiini bugünkü ve yarmki hah'le gözönüne getirmek lâzımdır.» Celâl Bey bundan sonra birçok arkadaşlannın şeker fabrikalannın kü şat resminden dönerken «bizim mem • leketimizde de şeker yapılabilirmiş» diye büyük sevüıç duyduklartnı gördüğünü, bugün bu kürsüde mevzuu bahsoharri memuru ve benim güzel güver • cinim... Ne o, ya... Ne oldu... Neye böyle korkuyorlar. Ha anladun, ölü mün kendilerme doğru yaklaştığmı anlıyorlar. Adeta kendilerinden geçti ler. Minni, bak, işte elimi genç adama doğru uzatıyorum, şöyle ufacık bir tazyik kâfi... Na yazık ki elimde eski kuvvet yok... Şu mel'un hançer yarası bana kuvvetimi kaybettirdi. Eğer t yara olmamış olsaydu Deükanlınuı işi şimdiye kadar çoktan bitmişti. Bak... Bak... Nasıl çırpınıyor. Nasıl tepini • yor. Fakat hiç birşey yapamıyacak. Hiçbirşey yapmak imkânı yok. Kuv veti azalıyor. İşte artık mücadeleye dermanı kalmadu Gözleri kararıyor, dizleri büküldü. Benim küçük Minnim, amcamn meharetinden iftihar duymuyor musun? Artdc muzafferim. Betti benim ola cak. Etrafında hiç kimse kalmıyacak. Hiç kimse karşıma çıkıp engel olarm Murakıpların raporu Gene çok dikkate şayan bir nokta bu siralarda banka murakıbı eski Cemiyeti Belediye azasuıdan Abdurrahman Naci ve tiiccardan Emin Zeki Beylerin aşağıya aynen naklettiğimiz raporu vermiş olmalarıdır: «Bankanın bütün muamelât ve de • fatiri ve meclisi idare raporu tarafı • mudan yegân yegân tetkik ve murakabc edilmiş ve cümlesinin usulü mevzua dabilinde cereyan ettiği görülmüştür. Tedricen işe başlryan bankanın mua • melâtı umumiyesinin hedefe ( ? ) doğru emniyetle (!) ilerlemekte olduğunı< ars ve temettüün âdi'âne tevzüni te min için bilânço..un tanzimi esnasmda masarifi tesisiye olarak gösterilen mik Beyoglu Halkevindeki müsabakaların neticesi Beyoğlu Halkevi jimnastik sa • lonunda kânunuevvel 933 te başla yıp 20 haftadanberi muntazaman devam eden voleybol, basketbol müsabakalannm final maçlan evvelki cuma günü bitirilmistir. Bhinciliği kazanan altı takıma Halkevi tarafmdan birer kupa; birinciliği kazanan sporculara da birer madalya verilmiştir. se!... diye haykırdı. Genç kız feci bir vaziyette idi. Deli gibi olduğunu hissediyordu. Şuener ona dikkat etmek şöyle dursun, bakmıyordu bile... Mütemadiyen çarklan çeviriyor, düğmelere bası yor, makinenin içindeki aynaJarı tan • zim ediyordu. Nihayet: Hah ifte, şimdi görüyorum! diye bağırdu Sen hiç kimse yok diyordun öyle mi küçük Minni? Her ikisi de orada... Amcana yalan söylememiş olsaydm olmaz mıydı yavrum? Ne fena şey, ne çirkin ahlâk... Amca, matmazelle bu küçük hesabı da görecektir elbet... Yalnız şimdi değiL Hele şu radaki işi bitireyim. Bu son sözler Minniyi canlandırdu Ne olursa olsun birşeyler yapmak lâ zımdı. Amcasının bu sözlerle ne de mek istediğini pekâlâ anlıyordu. Bu canavan fenalık edemiyecek bir hale aokmak, giriştiği caniyane teşebbüse Maruf zevat yokmus! Geçenlerde bir gazete, maruf birçok zevatm isimlerini bankanm borçlulan arasında neşretmifti. Banka müdürü lsfanbul Futbol heyetinin Izmire verdigi cevap tzmir mıntakası Futbol heyeti, İzmtr, Ankara ve tstanbul muhtelit takımlan arasında bir futbol turnuvası tertrp et • miş ve keyfiyeti da bfldirmişti. tstanbul Futbol heyeti, bu sene resmî lik maçlarmm henüz bitmedigini ve Avusturya B millî takımmm da ba tarihlerde tstanbula geleceğhn ileri sürerek tstanbul muhtelitintn bu turnuvaya giremiyeceğini tzmir mmtakasma büdirmistir. tstanbul mıntakasına HAYALET Macera romanı: 56 N&kleden: ömer Fehmi atle etrafma göz gezdirdi. Bütün pen • cereler demir parmaklıklı idL Şuenerin sesi isitildi: Yavrum, küçük Minniciğim, o kadar sabırsızlanma, ya... Bir daki ka... Şuradaki isimi bitireyim, gele • ceğim... Seninle mesgul olacağım. Dışan çıkamazsm çocuğum... Bekle beni... Zaten artık dısan çıkmağa da ihtiyacm olmıyacak... Insan gülusune benzemiyen bir gulüşle sözünü bitirdi. Minni fiddetli bir ainir buhranına tutulmuftu. Mademki ben size orada kimse jrok divorum, kimse yokturt hiç kimHnla odadan çıktu Yavas yavas kendine gelen Mitmi onun cehennemî makmesini harekete getirdiğini, mo • toru islettigini, çarklan maniveliu^ tanzim ettiğini işitti. Sallana aallana ayağa kalktı. Am • easmm ne yapmak istediğini görmek için mutfaga geçti. Sonra ayaklannm ucuna basa basa koridora cfizüldü. Maksadı poHse gidip haber vermek, hem kendisini, hem de gizK geçitte bulunanlan kurtarmaktı. Fakat bey • node zahmet... Kapı amcası tarafm dan asma bir kilitle kilitlenmisti. Ya nmdaki anahtarla açması imkânsızdı. Çıkacak bir yer bulmak kararile sik Atina Üniversitesi basketbol takımı geliyor Atina Üniversitesi gençlerinden müteşekkil bir sporcu grupu salı gümi şehrimze gelecektir. Bu gençler tstanbulda Galatasaraylılarla bir yapacaklardır. Bu basketbol maçı tems, iki memleketin gençliği ara • stnda bu mevsimde yapılacak temasbjrin$i»j ojaçaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: