24 Ocak 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

24 Ocak 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24Ikincikflmral9<*5< insan once Maymun rriu idi ? Yazan: Höseyin Rahmi Gfirpına* 105 Ali Şeref Baba biz mdikten sonra ip merdivenlerimizin çen gellerini bu takıldıkları demirlerden kurtarıp aşağıya atınız. Filozof Peki oğlum atanm, fakat ricama iyi dikkat ediniz.. Patırtı çıkarmıyacaksınız... Gencler babalannın mükerrer bu son ricasını işitmeden iplerden aşağıya su gibi akıp inmişlerdi. 64 Evin üç yanı bahçe, bir tarafı o bildiğimiz arahktır. Sokaktan demirparmakhklı kiiçük bir bahçe ile ayrılır. Buradan girilip sekiz on adım yürüdükten sonra binanın asıl kapısma gelinir.. Gencler bu üç yanı birkaç defa dolaşarak içeriyi dinlediler. Ses yok. Ev halkı derin uykuda.. Alt kat pencereleri bütün demirpar makhklı. Asıl büyük kapıdan başka bahçeye çıkılır iki küçük kapı daha var. Hepsi muhkem, sımsıkı kapalı.. Ali Şeref karanlığa alışan gozlerile binayı yukandan aşağıya süzdükten sonra: Imansız herif mahalle ara sındaki dokuz on odah bir evi hapisane yapmak cür'etine kalkışmış. Az daha da sevgili babamızı eski Osmanlı vezirleri gibi araba boğ durtacaklarmıç. Bu keratayı nasıl bir işkence ile kıvrandırarak öc alacağımı bilemiyorum.. Ali Şeref yavaş sesle hem boyle söyleniyor hem de girecek bir yer bulmak için binayı her tarafından yukandan aşağıya şavullayordu. Nihayet yan yüzden orta kattaki halâ penceresinin bu işe müsaid olduğunu kestirdi. Şevkete: Haydi kardeşim sen gene temel direği ol.. Dedi. Şevket binaya yapışır gibi yaklaştı. Omuz verdi. Onun omuzlarına Salim çıktı. Salimin üzerine Vahid atladı. Bu üç gencin biribirine eklenen boyları girilecek pencereye uzandı. lsneynin boya katılmasına lüzum görülmedi. ^,Ali Şeref bir omuzdan bir omuza sıçrıyarak en üste çıktı. Küçüklüğünden halâ olduğunu tahmin ettikleri camı açık pencerenin sökesine tutundu. İçeriye girdi. Beline sarılı düğümlü ip mediveninin çengelini tutturacak sağlam bir yer aradı. Halânın iç ve dış kısımlarını biribirinden ayıran bölmenin kapısı üzerinde bir duvardan öbürüne uzanan pervaza asıldı. Mükemmel.. Kendi gibi daha iki kişi yüklense geçecek bir sağlamlıkta buldu. Çengeli oraya taktı. Ipin ucunu pencereden aşağıya sarkıtarak ar kadaşlanna fısladı: Haydi bakalım birer birer.. Ötekiler kollannm, bacaklannm çevik hareketlerile düğümlere tutunarak hep pencereden içeriye gir diler.. Aptesanenin dış kapısını açınca karanlık bir sofaya çıktılar. Ali Şeref fısıldadı: Buraya kadar girişimizi duyan olmadı. Gene de duyurmıyahm. Aklıma bu herife oynanacak bir komedi geliyor. Şevket Nasıl > Ali Şeref Sonra görürsünüz. lsneyn haydi yavrum bu ip merdivenden tekrar bahçeye in. Irice bir taş bul getir.. lsneyn eniştesinin dediğini yapmağa koştu. Üç dakika sonra ehnde bir taşla döndü.. Ali Şeref Kendimizi gene duyurtmadan babamızın odasını arayıp bulalım.. Lüzum gördükçe ellerindeki elektrik lâmbalarile karanlığı yırtarak yürüyorlardı. Sofadan hırsız adımlarile geçtiler. Geldikleri ta rafa mukabil cihetteki kapının tokmağını yokladılar. Kanad açıldı. Uzun bir koridora çıktılar. Ev plânının dışarıdan tasarladıkları biçimine göre burası filozof babalannın hapsedildiği odaya giden bö* lük olacaktı. Gene sessiz adımlarla yürüdüler. Koridorun ortasma geldiler. Sol taraf duvarında dışarıdan sürgülenmiş bir kapı gördüler. Hah işte tamam aradıkları oda burasıydı. Sürgüleri çektiler. Kapı açıldı. Zavallı babalan zifiri karanlığın içinde oturuyordu. Gözyaşlarını biribirine kanştırarak sarmaş do laş oldular. Elektrik lâmbalarile oda aydınlandı. Filozofun az vakit içinde nekadar sararmış, avurdu avurduna çökmüş olduğunu gördüler. thtiyar adam o sevinci arasında ta accübünü de saklıyamıyarak sor du: Buraya kadar geldiniz? sessizce nasıl İktisat İşleri Halk şiirleri Müsabaka için gönderflen güftele • rin neşri bitti, ay sonuna kadar, Kon • servatuar Müdürü Yusuf Ziyanin Anadoludan topladığı halk şürlerini neşredecegiz. Bunları Yusuf Ziyanin neş • redilmek üzere bulunan iki büyük cildlik «Türkülerimizin değerleri» ismin deki kiymetli eserinden aliyoruz ve ondaki sirayı güderek ninnilerden baslı yoruz. Anadoluda ninniler dört kisma ayrilmaktadir. Şehir ninnileri, kasaba ve nahiye gibi biraz sehirleşen yerle rin ninnisi, köylülerin ninnisi, göçebelerin ninnisi. Bütün ninniler de kiz ve erkek çocuklari için olmak üzere iki kisma ayrilmaktadir. Halk siirlerinde sıra söyledir: Ninniler, oyun türküleri, aşk türküleri, tabiat türküleri, evlen • me türküleri, derebeyi türküleri, zey • beklik, kahramanlık, facia ve hapisane türküleri, çiftçilik, av ve san'at tiirkii • leri, göçebe, göç türküleri, agidlar, öliim türküleri ve dinî türküler... Bunlar süphesiz • bugünkü edebiyatta istenilen tarz ve derecede yüksek şürler değillerdir ve böyle bir iddiala rı da yoktur. Iptidaî (primitif) dirler, fakat tamamen halkm gönlünden kopma olduğu için hududsuz bir lirizm içindedirler; safiyet, samimiyetle yo ğurulup örülmüşlerdir. Bu hibarla bestelenmek için değilse bile folklor için kiymetli malzemelerdir ve nefrini bu cepheden dahi bir hizmet telâkki ediyoruz. Türkofiste açılan ambalâj meşheri Türkofis rulduğundanbe ri memleketm bellibaslı ihtiyaç larile uğrasiyor. Türkiye ürünleri • nin dıs pazarlar • larda sürümünü arUracak her ça reye bilği ile bas vurarak çikar yol lardan yürümeği kendisine pren sip edinen bu devlet teşekkülü bu defa da iyi bu işe daha sarildı. Bu yurdun nefis ve dünyanin hiç bir tarafinda benzeri bulunmıyan mahsullerinin ileri memleketlere kabul e • dOmiş temiz ve muntazam ambalaj • lar içinde sevkini temin eylemek. j RADYO C Bu aksanıki program j ÎSTANBUL: 18 almanca ders 18,30 dans plâk 19,30 haberler . 19,40 Sababat HOs. nü şan: Piyano refakatile 20 Zlraat Vekâleti namına konferans 20,30 stüdyo sigan orkestrası 21,15 son haberler, borsalar 21,30 stüdyo orkestrası . 22 stüdyo tango ve caz orkestralan VİYANA: 17,15 gramofonla «esll fllim parçalan . 18,05 konuşma . 18,40 İtalyan san'at eserlerl ve halk muslklsi 19,40 konuşma20,10 akşam haberleri ve hava raporu 20,45 eğlencell halk şarkılan 21,35 Mozarta dalr bir konuşma 22.35 son ha berler 22,45 orkestra konseri 24,30 dans havaları. BERLİN: 17,05* Breslavdan nakll 19,10 gençlertn zamanı, halk muslklsi . 20,05 unutulmu? muslki parçalan 20,35 Könlgsbcrgden nakil . 21,05 haberler 21,15 muhtellf kahve ve otellerden naklen dans havaları BUDAPEŞTE: 18,35 orkestra konseri 19,05 konuş ma 19,40 şarküar 20,15 kdnfer»ns 20,50 crkestra konseri . 21,35 dış siyasa. n 22,15 Çingene orkestrası 23 konuşma . 23,20 piyano konseri 24,05 konfe . rans: Fransızca 1,10 son haberler. BELGRAD: 18,05 orkestra İle birlikte halk şarkılan19,45 konuşma 19,50 reklâmlar 20 ko. nuşma 20,20 haberler . 20,35 ulusal neşriyat 21,05 konser . 23,05 haberler, gramofon 23.35 konser. BÜKREŞ: 17,05 çocuklann zamanı 18,05 orses . tra konserl 19,05 haberler 19,20 or . kestra konserlnln devamı 20,05 ders Ta Kanadadan gelen yumurtaların, Kap portekallarının hiç bozulmadan muhafazası ibretle seyredilecek bir şeydiı Türkofis ambalâj meşherindeki meyva ve yumurtalar tehlik pazariannda ne büyük rağbet • ler kazanacağım insan düşündükçe yurd mahsullerinin zenginliği ve değerinin ucsuz bucaksiz kiymeti bütün canhlı • ğile hissediliyor. Meşherde, üzerinde bilhassa ehemmiyetle durduğumuz bir nokta içinde domates bulunan sandıktir. Bu san dığin için deki domatesler ta Kanarya adalanndan Londraya, oradan da bu • raya gelmiştir. Buna rağmen doma • tesler ter ve taze denecek kadar iyi muhafaza edilmiştir. Domateslerin turf denilen renği toprağa müsabih bir ne • bat cürufuna gömülerek dayanması temin olunmuşhır. Meşherin özü yukarida saydığimiz cu birkaç kalem eçya ve sandıklan i çinde toplanmıştır. Fakat meşherin i • fade ettiği ruh ve mâna büyüktür. Ambalâj meselesi. Türk ürünlerinin güzel ve benzeri bulunmıyan yüksek vasif • larinı harice tanitacak, tattiracak ve böylelikle yurdumuza servet ve refah getirecek olan bu ambalâj meselesi bizim için kudretli ve kuvvetli ellerin tutumile başanbnasi lâzim gelen milli bir iştir. Ambalâjda, hepimiz biliriz ki, temizlik, kullanish, gösterisli olmak gi bi husuaiyetler başta gelen esaslardu*. Büyük bir millı müessesemizin bu am • balâj isile tavzifi ve icab ediyorsa devlet müzahereti de temin olunarak bu yurd meselesinin kökünden halli ge • rektir. Şahsî teşebbüslerle ilk zamanlar kâr birakmiyacağı için bu büyük işin başarılmasi öyle saninz ki mümkün olamiyacaktir. Herhalde devlet yardı mile millî bir teşekkülün göstereceği alâka bu mühim işin muvaffakiyete eriştirilmesinde biricik âmil olabüir. Birkaç gün burada alâkadarlara gösterildikten sonra Ankaraya, oradan da lzmir, Mersin, Trabzon, Samsun gibi merkezlere gönderilecek olan bu nü mune sandıklarindan memleket hesa • bina büyük istifadeler temin olunaca • ğini ümid eder ve Türkofisi bu teşeb büsünden dolayı tebrik eyleriz. Koylu nınnılerı Erkek çocuklar için Oğlum oğlum üşümüş. Pazara bugday taşlmls. Yolda yorgun düsmüs te Ensesini kaşimls. Uyu yavrum uyu Büyü yavrum büyü Oğlum oğlum al oğlum. Ocağlnda kal oğlum. Baban kalan ( 1 ) kocaJdı. ( 2 ; . Işe, güce sal oğlum. Uyu yavrum uyu Büyü yavrum Isüyü Oğlum oğlum yürüdü. Ak donunu süriidü. Haydi büyü koç oğlum. Tarlayl diken bürüdü. Uyu yavrum uyu Büyü yavrum büyt Yavrum koştu alana. Sevinç verdi kalana. Şaştl da boyun biiktii. Bahçeye davar salana. Uyu yavrum uy» Büyü yavrum buyü Ali Şeref Hep derin uyku dalar. Kimseyi döşeğinden kımıl datmadan geldik. Filozof Çok âlâ.. Çok âla.. Hepinize teşekkürler ederim, tenbihimi tutmuşsunuz. Kimsenin burnu kanamadan buradan gsne böyle sessizce çıkıp gidelim.. Ali Şeref Her emrinizi ilâhî telâkki eden muti bir oğlunuzum. Fakat bu sözünüze karşı isyandan kendimi alamıyacağım. Bu cani herife iyi bir ders vermeden buradan çıkmamızın ihtimali yoktur. Filozof Ne yapacaksınız? Ali Şeref Ne yapacağımızı bize bırakınız. Ev sahibi cani herif sizin filozof kalbinizin merhame tine lâyık bir adam değildir. Siz burada sonu korkunc ağır bir hapis işkencesi çektiniz. Biz orada tarif olunmaz ıstırab saatleri yaşadık. Bu mel'unun cinayetini yanına kâr bırakarak kendimizi duyur madan buradan çıkıp gidelim, işte bu olamaz.. Filozof tekrarladı: Ne yapacaksınız oğlum?.. Emin olunuz kimseyi öldürecek değiliz. Yalnız sizden bir ricamız var... Söyle nedir? Ali Şeref lsneynin getirmiş ol duğu taşı masanın üzerine koya rak: Bu taşı görüyorsunuz. Filozof Evet... Ali Şeref Şimdi biz o cani herifi sizin vasıtanızla buraya çağıracağız. Filozof Ey> Ali Şeref Siz bu taşı ona göstererek: «Emir buyurduğunuz altm külçeyi terkibe nihayet muvaffak oldum. İşte bakınız.» diyeceksiniz. Sizin rolünüz bundan ibaret ötesini bize bırakınız. Filozof gülerek: İArkası var) Bunun için Londradan getirtilen ve oraya müstahsil memleketlerinden gönderilmif olan kuru üzüm, yumurta, portakal, limon, armud, elma, doma • tes ve bergamut gibi mahsulâtı a n • balajlarile birlikte olduğu gibi bütün alâkadarlann görmesi için Dördüncu Vakıf hanindaki dairesinde 2 3 gün için umuma teşhir etmektedir. Küçük meşheri dikkatle gözden geçirdik. Uzun yumurta sandıklan *ira • sfle Danimarka, Holanda, Lehistan, Romanya ve Rusya mallarfle doludur. Bizim sandıklarimiz da bunlar gibidir. Fakat bunlarin görünüşleri daha temiz ve daha muntazam. Bilhassa: 360 yumurtayi ihtrva eden ve ta dünyanin obur ucu denecek kadar Londraya u • zak olan Avustralya ve Cenubî Af • rika ve Kanadadan getirilmiş olan yu murtalarin sandıklara istif tarzmdaki intizam ve mükemmeliyet ve yumur taiarm markalanmasindaki ihtimam ibretle göriilecek derecede mühimdir. Portakal, limon ve bergamut gibi tase meyvalar üzerlerinde ihraç edenin isim ve adresi yazıh ince ipek kâğıd lara sarılarak sandıklara sımsıkı istif edilmiş ve nakil esnasinda en altta ka lacaklann fazla tazyika maruz kalma masi için uzunca sandıklarin içleri o na göre bölmelere ayrilmiştir. Bu sa yede Cenubî Afrikadan (kaptan) İn giltere; oradan da buraya kadar por takallar sapsağlam, kokulan bile uç madan gelmiştir. italyan limonlan bir gelin gibi süs lenmiş ince ipek kâğıd lar içindedir. Kalifomiya ve Kanada elmalan cidden nefu şeyler.. Kâğıd, kâğıd içinde. BoyIari bir, renkleri bir, rayihalan enfes. Fakat ne de olsa bizim elmalanmizin yalnız tabiî hususiyetlerine tefevvük edemiyor. Mi» kokulu Amasya ebna • larinm bu güzel ambalâjlar içinde müs 8 inci konser Koncervatua rtn sekizinci kon teri bugün saat 17,30 da eski Fransız Tiyatrosunda verilecektir. Konserde muallim Matmazel Rozenthal ta ganni edecek • tir. Program sudur: Meae WOLF: a ) geRozenthal »ang Weylas, b) Uber Nacht, c) Ve< bor g enh eit. MAHLER: a) Urlfclrt, b) Scrıildwache Nachtlie<L BEETHOVEN: Septette Op. 20 Fiatler 50, 30, 25, talebeye 10 kırruştur. Kız çocuklara söylenen ninniler Kızim klzim hopiasln. Büyüsün evcik oynadn. Koca ( 3 ) faklnl görse de. Yuvasindan yozmasln. ( 4 ) . Uyu klzlm uyu Büyü klzlm büyü Ovalarln darısl. Kalktl gitti yarlat Klzlm evinin ansL Uyu klzlm uyu Büyü klzlm büyü Klzlm klzlm kızmada. Gözden yaşlar slzmada. Uyku olsun yoldaşln. Ayağım kaldl çizmede. Uyu klzlm uyu Büyü klzlm büyü Ocakta kaldl aşlm. Dinmez senin göz yaşin. ^ Kaldl anan ortada. Sal uykuya sen başln. Uyu klzlm uyu Büyü klzlm büyü (1) (2) (3) (4) Kalan: Artık. Kocalmak : Ihtiyarlamak. Kahır. Yerinden soğumak. AkŞAM Askerlik işleri Ihtiyat efradın yoklaması Kadıkoy Askerlik şubeslnden: Aşagıda. gösterilen sıra üzerine Ihtiyat efradın yoklamalanna 20/1/935 günün den İtibaren başlanacaktır. Şubede yazılı cîanlardan yerll veya yabancılann ellerindeki askeri kâğıt ve nüfus cüzdanlarile birlikte gelecekler. Şube mıntakası dışansma gidenlerin akrabaları veya tanıdıkları gelıp yoklama . larinı yaptıracaklardır. Osmanağa 20 23 Mustafaağa 24 27 Hasanpaşa 28 . 30 Rasimpaşa 312 İbrahlmağa 30 . 8 Mecidiye 7 . 10 Osmaniy« 11 13 14 . 16 İkballye Kızıltoprak ve Ercnköy nahiyelerinde yapüacak yoklama günleri aynca blldi . rllecektir. F. Bu akşam S A R A Y sinemasında Josephine Baker'in zu FOX HERGÜN En mtıvaffakıyetli filimi Sahne arkadaşı: JEAN J UR I A L M GABiN u Harp malulleri ile şehit yetimleri çağırılıyor 1 Her sene olduğu glbl 935 senesine ald tütün ikramiye defteri yapılacağın dan İkramiye alacaklardan Kadıköy Askerlik şubesinde kayltli bulunan zabitan ve efradla şehld yetimlerinin 25 . 2 kânundan itibaren şubeye gelmelerl. 2 Tek sayılı günlerde zabitan ve efra<! çift sayüı günlerde de yetimler gele cekUr. 3 Şubeye resmî, sened, cüzdan, nüftıs kâğıdlarüe birer fotograf getirile • cektir. DÜN jHilâl BugünHen itibaren Sinemasında Şehzadebaşı S İ N E M A S I N D A JORJ RAFT v« CAROL LOMBARD MELEK tarafından yaratılan BİR KAYIBDIR! Çünkü, yalnız eserlerın değil bu eeneye kadar çıkan bütün filimlerin ölmez bır abidesi olan EMİL ZüLA nm şaheseri binlerce halkın alkışları arasında oynıyor Türk film studyosunda Türkçe şözlendirilmiş ve bu senenin en muaz7am fılmi o.'an "Esrar ve Muamma,, divarının içvüzü bu filmde insan kanı içen yarasalar Dilleri kesileu ve gözleri kör edilen genç kızlar Mabetlerde kurban edilen çocuklar Arslan ve kaplan avlan • Vahşi hayvanların mücadelelerini bu harıka filminde göreceksiniz. Aynca: Şafak keşıf kolu tilminin HiND ESRARI Satlllk KAHRAMANLAR Fransizca söz'ü parotnount filmi emsalsız hir muvalfakıvet kazantniştır Avrıca Pararnount dunya havadıslerı Küçuk L'ndbergin katli muhakemesı \eni mutassal habeıler vesatre BOLERO NANA Oynıyan : MARLENE DlETRIH'lere, GR LTA GARBO'lara taş çıkaran besnelmilel en büyük san'atkâr ALEMDAR sinemasında devam ednor vdkıt geçırmtvıntz \lat neler 2 1/2. 5gece 9 ANNA STEN Sinemada Bu hafta fevkalâde program FRANZIS^A GAAL ve HERMANN THİMİG ( unutulmaz kahramanı in en son yarattığı harhiumumiye aid bakikî ve büyük facia fimi Bugün matinelerden itibaren Eşya pıyango:annn zengini ve çok sevind rem Türkiye Idman Cemiyetleri Ittifakı 1Malek Bira KRALI Baştan nihayete kadar kahkahalı, Fransızca sözlü İPEK Sinemasında 2 muazzam film birden 1 Şeyldn Kız tarafından temsil edilen şen, neşeli ve eğlenceli film Dilber TANA BİREI L ve MELVlN DOL'GLVS urafından temsil edıten ve Onubf Afrıkadaçevnlmış ve bakır ormanlarda cereyan eden meıaklı ve esrarengiz u!m. EŞYA PİYANGOSU Biietler her ycrde 1 liraya sat ıyor. 2•NAGANA 2 S T U D Y O Eğlenceleri Paramount şirketinın en güzel dansözlerinin vaptığı büyük film. Baş rollerde: JAK OAKTTelma Tod M. G. M. Filmi Bu akşam BÜYÜK TOMBALA

Bu sayıdan diğer sayfalar: