3 Şubat 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

3 Şubat 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tftft niâY i 3 Şubat 1935 M«aleket Hikâyeleri Bir sonoahar cümbüşü Yazan: Feridun Ostnan 1 MubUrm evinde toplanmişlardı. Seksenlik Sülek dayidan Çilemen çocuğa kadar bütün köy halkı oradaydı. O gün kasabadan salmtı ( 1 ) gelmiş muhtar Veli onbaşı herkese hissesini ayirmak îizere böyle bir birikik ( 2 ) hazirlamişU. Memetçenin Abdül he • sab tutuyor; iiç ona, beş buna vergi takshn edfliyordu. Arasira çekişmeler de oJuyor, cHüseynin gücü o kada • rtaa yetmez, azıcüc ondan alip Ali MoOaya eklemeli..», «bu yü yüküm çok, daha geçenlerde sayimi vermek için ala danayi sattımdı..» Sesleri du yuluyordu. Bu arahk içeriye Kılkuyruk Selim tirmiftL Kılkuyruk köyün en yakışıklı re çapkm genciydL Ona bazi şafak vakitlerinde • hırsu kedi gibi • gürültu yapmadan fu, ba evden çıkarken ras • ladıklari için ba adı takmişlardı. Çiftte, çubukta yüıü yoktu. San'ati içld tçmek, re kari oynatmaktu Onun içe • ri girdiğmi gören ihtiyariar cgene bir domuzluğu vardır hayirsizin...» diye düfündüler. Muhtar seslendi: Selim, tana da iiç kâğıt yazdık, sahntıdan... Sağhk olsun onbaşim, gençliği • miı var, kazanir veririz! Selim yavaşça Pehlivan Caferle Durmufun arasma sokuldu. tlkinin kulağına igücrek: Resid Beyle Ismail kaptana söz verdim, dedi, bu aksam Kel Mehmed ktriğinda ( 3 ) cünböf edhrereceğiz. Sen iki Uvuk kizartUr, Durmuş bir kese yoğurdla bezirme ( 4 ) alsm da filker tam tepeye gelince kınğa ulaşin. Ben Raziyeyi getireceğim, Canfese de ha • ber saldiro.» Fiskosa kulak kabartan dfinden Açtnoğlu Salih atıldi: Ülen gene bir veledizmahğm var eUelem ( 5 ) ! Raziye senin elinde di • yorlar, aslı var m»? Kılkuyruk, Salihi baştan aşağı süzdü: Onu soracak daha anasindan dürümemiş, ( 6 ) dedL tyi ya ifte, ben soruyorum; ya kifUramadm mı? Hiueyin gene ters ters bakarak ce vab verdi: O burada sorulmaz, kendine güreaen alana çikar!. Helbet bigün senin kuyruğunu kapana kistinrim ya, dur bakalim he UL. Soluk bir mehtab, günlük ve defne ağaçlarinin hemen üstünde, kâğıd fe • ner gibi, İşıliyordu. Pmartn sağmdaki eayirlıkta birbirine bingenmif ( 7 ) kütükler çatirdiyarak yaniyor; hem isli ve titrek bir aydınhk yapiyor, hem bu •onbahar gecesmin hafif ayazini ıliç hriyordu. Kütüklerin etrafmda beş erkek, iki kadmdüar. Raziye karaçengel zülüflü, baygin gözlii, etine dolgun bir yos • maydi; Canfes kavruk yapilı, fakat jirm, şakrak bir Çingene güzeli... Onun eürobüşüne doyum olmaz, denilirdi. Bir zfl döğüşü, bir bel kınşı vardı ki eşini analar doğurmazdı. Razîyeninse olgun meyvalar gibi her çizgisinden tad akan güzelliği ve oyunda uzun boy'le efece süzülüşü akıl alir şey değildi velhâsil.... Reşid Bey • çiftlîk sahibinin oğlu • minderine bağdaşmiş, giimüş kirbacile oyniya oyniya Raziyeyi süzüyor; ka ra bmlikten fincanlara rakı bölen Canfe» bu Utekli bakışlari kiskanarak ta Irib ediyordu. Mecliste tts yoktu. Ateşin alevi ağaçlara gölgelerden dev re • (imleri çiziyordu. Derken bağlama dile geldi. Kıl kuyruk, üç telli minimini »azmı akord ettikten sonra şöyle bir taksimimsi, karciğardan gezindi. Buna «bağlama • nm kendi bavası» diyorlardı. Pehlivan Cafer süâhhğindan bir kese çikardı, öniine iki çîft zfl döküldü. Hüseyin gü • Khnsüyerek Raziyeye seslendi: Hadindi palazim, Cafer efen nallarmı takiversin! C Serbest sütun Bir cevab Gazi Antebden imzasız yazı ile tarizler yâoan meslektaşıma: Ilmî blr konferansta bilgill, samimî Kadm, pehlivanin dizine diz çökerek huzıırlarile buhıştuğum değerli meslek ellerini uzattı. Cafer zillerin sirıminı taşlarımdan bazılan adınızı söyllyerek Raziyenin ba* ve orta parmaklarindaa Cumhuriyet gazetesinin 18/11/934 takan çikartacak kadar sıkarken Kılkuyrihli nüshasındakl tarizlerle dolu ya ruk gevrek gevrek türkü söylüyordu: zınızı bana haber verdiler. Yazıyı oku Şindini yavrum şinidini, yunca sizin marifetinlz olduğunu, arkaTaktvn zilin birisini daşlanm gibi ben de, derhal anladınj. Şindini yavrum şinidinl Fakat ben meslektaşlık hissile sizin gibi Taktım zilin ikisini mütecavizane bir lisan kullanmıyacağım. Sizinle karşı karşıya görüşmek lçin Raziye de zilleri bağlaniMş bir eli • 30.11/934 Cumhuri>ette çıkan mektu . nin şakirtuOe bu ahenge cevab veri • bumla imzanızı lstedlm. Bir aydan fazla yordu. Kadin gerdan kinp göğüs çal geçtigl halde cevab vermedinlz. Yazıını kaliyarak, diz çök« çöke eteklerile alâka İle bekliyeceğinize göre bu mekyerleri süpürterek dogruldu ve ortaya tubumu görememiş olmanıza ihtimal vesüzüldü. Cafer Canfesi çağirdi: rilebilir mi? Neden İmzanızı bildirmedi . Hadi gülüm, sira senin... a nlz? Akşama vaki beyanatımı, Cumhuriyet Çingene dilberi ormanı çinlatan bir tekl tarizlerinizi ögrendikten sonra gazekahkaha Ue kaynaştı, elindeki kadehe te>l buldurarak okudum. Gördüm ki; rakı doldurup Refidin dizlerine atıldi: Akşamın muhabirl arkada?ım beyanatı Evişme ( 8 ) efem, ağamm oğlumı uzun bulduğu lçin hulâsa ettlğlnden mı bir daha «ulayivereyim!» Bir elfle ifademe bir derece müphemlyet veril . de delikanlınm ensesinden tutup arkamistir. Ben bayanatımda, karnlye a?ı ya iğerek, öbiir elüe rakiyt ağzma smın tıbbî bir noktai nazar olduğunu, döktii ve tepsiden kopardigı Uvuk parbazı heklmler tarafmdan muvaffaki çasinı da sunduktan sonra Reşidin çeyetle yapılabildiglne dalr literaturde ma. nesine bir öpücük birakarak firladı. lumat bulunduğunu, fakat halen her Cafer bu civelek mahlukun zillerini takarken kimseye sezdirmeden onu memlekette Pransa, Almanya glbl ilim azarliyordu: merkezlerinde blle her mütehassıs tarafmdajı yapılmak suretlle umuml çe . Bana bak çügisizhğin ( 9 ) âle kiîde bir tatbik sahası bulamadıgını söymi yok, nasil olsa cümbüşten sonra selemlştlm. Bir romancı kadının gözlerlnde ni beyin terkisine bindirivereceğiz, tenhada hincmı alirsm. Oturakta ( 1 0 ) subu amellyeyl muvaffakiyetle yaptığını luluğu bırak... gazetelerin yazdıgı İngiliz doktoru Tudar Tomasm bir sene evvel bu amellyeyl Canfe» tehlike kokura almlf difi yapmış olduguna nazaran kendi imza bir geyik gibi yerînden sıçradı. Zil sessını taşıyan yazısına Fransıa tıb gazeleri ıssiz ve sessiz boflugu kapladi; telerinde rasgelmediglml bildlrmlştün, sakkada şakkak, fikkada stkkak, »ıkCerrahl ve amelî bir mesele hakkında rak fikrak... tki kadm bu alaea karanlıkta şeytanî kivrüip büklümlerle bir etıbbî bir noktai nazar var demek; naaari satir sahnesi yaratmişlardı. Reşid oturbir halde kalmı^ demek olmayıp, mahduğu yerde ayaklarmı dikip kollarile dut klmseler tarafından tatbik edllmlf çevrelemiç, ük defa seyrettigi bu âle ve fakat mnuml tatbik saha<ı bulama m« hayret dolu gözlerle bakiyordu. Hümış demek olacağıru kabul etmek lcab seyin dizegelmif, çilgin bir süratle bağeder. Keratoplastle meselesi de boyle delama çalıyor ve kadinlara kumanda ğil ml? Bunun pek mahdut hekimler ta. ediyordu: rafmdan yapılmıg olduğunu yalnw literatürde görmüyor muyur? Haydi, bop de, aşağıdan goca • man a;ağıdan, haydi Canfe», çöküver Bundan b&şka halka hltab eden llml kadımm, hop de... beyanatta uzun uzadıya llteratürden MecIU, tatlı bir riiya gibi kapüdık bahsetmenin usulden olmadıgını takdir Iarı bu coşkun hava içinde kendmden edersiniz. Bu gibl beyanat ve yazıların geçmiştL Ansizin iiç yandan üç adam (Article de Vulgarisation) olduğunu habelirdi ve iiç ses birden kükredi: tırlatınm. Karnlye açıaı hakkında 11te . Eheeeeyt, Salih zeybek baskmı ratürdeki malumattan sarfı nazar, eli derler buna!... mizde 1921 seneslnıdenberl her gün oku Soou yarın duğumus profeaör Terrienin Göz Cerrahisl v ^.Mprax. Pauas, Aseafeld, . ..I^KXdage ü> Salıntı: Hükumetten .yellannus. tekitablarında bu işe dair hayll genij makâlif, iane llstesl. (2) Blrlkik: İçtima, lumat vardır. Tıb talebeslnln büe tetkik toplantL (3) Kırık: Orman ve ağaclıklar ve tetebbu ettiği klâslk kltablânîaki btı kınlıp köklenerek açılmıç tarla. (4) Bebiîgiden benl . 3 sene lhtısas tahsilin zirme: Saçta pl^lrilmls dan ekmeği. (5) den sonra 13 sene hastane göz servis Ellelem: Allâhüâlemin halk dilinde aldığı îefliğile geııiş sahada hizmet vererek çekil. (8) Dürümek: Tekevvün etmek. binleree hasta tedavi eden, yüzlerce ame(7) Blngemek: Blrbiri ustüne çapraz çatliyat yapan ve bir sene Pariste Morax, mak. (8) Evişme: Acele etmek. (9) ÇılDelapersonne Terrien gibl tanmmış us. gısızlık: Münasebeteizli'i, hadsizliit. (10) tadların kliniklerinde tekemmül tahsill Oturak: Kadm oynatüan eğlence âleml. gören bir meslektaçınızı gaaet«ye noksan geçmlş cUmlelerln dar çerçevesinden dllediğiniz şekilde mana alarak na«ıl Tunus 2 (A.A.) Sarhoş yerli as teçhile cür'et ettlniz? Bu harekeUnlz hak kerler arasında çikan ehemmiyetsiz bir kındakl feaa. kasdının bildirmekten bas. ka neye yaradı? güriiltü, kavgadlan yatiıtirmak btiyen zabıta memurlarmin müdahale etmesi İnsafsızca olduğu gibi gafilâne bir hüküm de olmadı mı? Siz tababet hayatı . üzerine kanlı bir hâdiseyi mucib olmuşnızda resml hastanelerde resen müte tur. Yerli askerler zabıta memurlarına haasi£lıkla hizmet etmediğinizden, sene • hücum etmisler ve bunlar adedleri az lerce hastane servis şefllğile hizmet eolduğundan çekilmişlerdir. Askerler • denlerin lktisab etmiş bulunacaklan den ve memurlardan birer kişi ölmüs tecrübe ve bllgi derecesinl ölçememekte ve bir kaç memur da yaralanmıştır. mazursunuz, Maamaîih, işt« size K^ra Hâdiseden sonra yerlüer yahudi matoplastie hakkında kütüpanemden top . ladığım literatür malumat: ğazalarmı kınb geçirmişlerdir. Asker Axenfald 1914 Sh. 412. kuvvetleri müdahale ederek asayişi iaHolth La Clinica Oculist. nov. 1804 de ve birkaç kişiyi tevkif etmiştir. Chevallereau et polack Bul. Soc. Fr, Mal 1906. Magitot. Bul, Soc. Fr. Mal 1911. Bonnefon et la cosfe Soc. Fr. d'Opht Mai 1911. Müli Türk Talebe Birliği başkanhğınArchlves d'Opht. 1911, pag. 206, 267, 326. dan: Prof. Panas. Trait. de malad. des yeux Şarkı kurslarımız 4 şubat pazartesi sa 1894. at 15 te İstanbul Halkevi konferans saDesmarres Ann. D'oucl. 1843. Magitot Ann. D'ocul Juület 1913. Jonunda bajlıyacaktır. Bütün arkadaş . kabinesi mühim bir topjantı yaptı .ondractaki görüşmelerden müspet netxe çıkmadığı söylenildiği gibi tedafüî bir ittifak akdinin mevzuubahs olduğu saviaîarı da doîaşıyor <Baş tarafı birinzi *ahifede'1 Dimkü görüşmeler iki tarafın bir birine vaziyet hakkında noktai nazar bOdirmesi şeklinde geçmiş ve bir müzakere başlangıcı seklini almamıştır. tki memleketm yüksek idare adrmları, haricî styaset meselelerinin açık bir bilânçosunu yaparak, silâhları a • zaltma müzakerelerînin yeniden baş • lamasma müsaid olabüecek bir forroül aramışlardnr. Bu suretle Almanya, misakl?.ra iltihak etmekle Fransızların gözünde sDâhsulanma meselestnin en esaslı düğümü olan emniyet mesele • sinin halli için elzem olan siyasî inkişafı kolaylaştırmış olacktir. tngiıiz idarecileri ise, Fransanm büsbütün başka bir yolda yürümek hu»usunda muvaffkatini istihsale çalısmaktadnlar. Bilhassa Sir Jon Simon, bu yolun pratik eephelerini izaha ealış • mıştır. Almanya Verssflles muahedesine muhalif olarak yeniden silâhlanmakia bu muahedenin askeri memnuiyetler kısmı işe yaram'z bir hale geimistîr. Sir Jon Simon, bu jerait dahilinde Fransa Ue fngflterenin Abnanya hü • kumetine Versailles muahedesindeki askerî memnuiyttlerîn kaldınlm?smı •e yalnız Hen nehrinin sol sahiline a» id ahkâmın muhafaza edilmesini tek* lif için itilâf etmek mecburiyetinde oldukhnnı soylemiştir. Maamafih, tngiliz nokta! nazanna göre bu yolda bir teküf ancak Ce nevrede cebir mahiyetinden t?mamile uzak bir münakasa neticesbıde si * lâhlan tahdid edecek bir oziaşma înv za edildikten sonra tshakkuk alanına girabüir. Göriilüyor ki, îleri »ürülen tezier, birbirinden derin bir surette ayrıdır, Fransa, silâhlan azaltmak konferansı esnasında bütün devletlerin kendi menfaatlerini müdafaa hususunda «ynt hakka malik olmîlannı utemektedir. Fakat, Almanya Uluslar Derneğindeki mevküni yeniden almağa hrzn rmdır? Eğer değüse, tngiliz teklifl nasil bir vaziyette kalacaktur? Hatta Al . manya, Cenevreye ge'meği kabul etse bile yeni yapmıs olduğu teslihatın şüphe ediyoTsunuz. Bildireylm ki, bana bundan baska her sene Fransız Oftalmo, lojl kongresinin yüzlerce sahlfell zengin bültenleri de gelir. İstihzalı bir eda Ue ifade ettlğiniz be. nim Fransız Oftalmolojl cemlyeü aza lığım her nedense size pek dokunmuç.. Biliniz kl bu ilmi cemlyette ben yalnız aza değil, aynl zamanda Delapersonne, Velter Prela gibi taranmış üstAdlann oemiyete tekliflerile Fransız komite tara fmdan seçilmlş 10 senedenberi Delegue. muhablr azası da bulunuyorum. (Fransız Oftalmolojl cemiyeti umumi kâtibl mektu. bu 7 çubat 1925). (Fransız Oftalmoloji cemiyeti kcn^re bültenleri 1925 ten 1933). İstanbuîda yüksek bir fakülte ve her gün bilgili ve değerli huzurlarile karşılaştığım meslektaşlarımm tek kellme ile bile tenkidini görmediğim bu beyanata sizin uzaklardan vakl tenkidinize ne de. meU? Hücumunuza güzel ve cazlb bir mes net te bulmuss'unuz. Türk tababetini korumak.. Esasta haksız ve isabetsiz ol masına rağmen yazmızda yalnız ilmî tenkitle iktlfa edlp te, şahsî ve hissi tarizlere yeltenmemiş olsaydmız, ecdadı Türk ve eskl bir Türkçü dan ben buna Inanacak, hatta size mütejekkir bile kalacaktım. Dr. S. Şükru Brtan, göz mütehassisı lemişti. Annesi sağ mı, değil mi? orasını bilmiyorum. Serveti?. Olmasa gerek. Hatta askerliği bu yüzden terketmiş.. Serbest kalayım da, daha çok para kazanayım, diye. Nasil? Evet. Ben kendisile tanıştığım zaman henüz istifa etmiş, daha P. M. I. ye girmemişti. zarurî bir netkesi olmak üzere diger hükumet!ere> nasil bir emniyet temi • natı verilebilecektir. Nihayet mühim bir mesele vardır ki, o da tamm bir hüsnü niyetle imzasım koyacak devletlere bu anlaşmayı ka»dea bozanlann tehlikelerine karsı nrakavelenin bazı icrai teminab imza altına aldırmast meselesidir. Bu hususta arhk bir tngiliz • Fransız hava mukave'esîn! protesto etme • den kabul eden tngiliz efkân umumiyesinde münakasa edilemiyecek dereeede meydanda terakki eserleri gorülmektedtr. Herhalde devlet adamîarmîn, Avrupa bartşı için lâzım olan birlik ha • reketlerini muhafaza edebilmek üıere acele herhangi bir karar almaktan çekineceklerinde şüphe yoktur. i^Cumhuny Evkaf vergilerinden şikâyet Kadıkcyünde Caferağa mahaHesinde Caml sokağında 12 numaraü evde oturan okuyuculanmızdan Fethl Balabandan al dığunız bir mektubda Evkaf lcaxesl na • mlle alman paralardan şikâyet edllmek. te, Cumhuriyet hükumetinin kokmua «altanat devrinden kalma bütün fenalüüarı kökünden kazıdığı halde bu Evkaf ver glsinin hâlâ devam etmekte olmuınm doğru olmadığı. bu l«in de Cumhuriyet re Jlmlne uygun blr fekle sokulman isten mektedir. Beğenilen şehir plânı \Ba4 taraft birinet Mahtfed*} püması lâzım geldiğmi çok araştınnş ve bu işin memleket iktuadeılanmn •« receği hukümlere göre tesbtt «dOmesini muvafık bulmuştur. Encümen, raponmda gerek lunannı kurulacagı yer ve gerekse diger ana yollar, demiryollan bakımmdsB A • gach üe Lambertin buluşlannı isabetsiz temellere istinad ettirdikleri kanaatini hasıl etmiştir. Masmafih bütün bu tetkikler ve izahat jiiri heyetmi sehrin ist3cbaB nok tasnıdan çok mühim bir iş için Un vir etmekten ibaret kalrmstır. Vali ve Belediye Re»i Muhittin Ustündağ bu hususta demiştir kî: « Elimizde kend'mize mal ettt • ğimiz üç eskisi ve kroki v^rdn". Uç mütehassıs ayrı ayn fiktrlerini büdir mişlerdir. Bunden sonra elimizde bulunan diğer mütehassısa aid rapordaki istediğimiz bir cihet varsa, onu da pek&lâ seçtiğimiz mütehassısa yaptırtabPiriz.» JUri heyeti azasının mütehassular hakkındeki düyüneelerini vm raporlar» daki buluşlara dah fikirlerİTil ayrı ayn bildirmeleri için yarn saat îkl bueukta tekr'r toplanılacaktır. dra c"»»*^»» »rasında yalnız Dey • li Mail, neşrettiği başmakalede dün • kü mükâlemeleri mevzuu bahsetmekte ve evveldenberi müdafaa etraekte o'up ttaly?nın da iltihak edebüeee • ği bir tngiliz Fransız tedafüî ittifa kı lehindeki mütaleasmı ileri sürmektedir. Bu suretle Almanya Avrupanm şarkmda serbest kelacaktır. Times gazetesi, bugün öğleden son* raki mukâlemelerde, umumi mahiyette. fakat memnuniyet verici netieeler» elde «dilecegini ümid etmektedtr. Deyli Meyil, vaziyeti bedbinlikle mütalea ederek, bir çıkmaza yaklaşıldığını yazmaktadır. Dayli Telcgraf, tasavvur edilen itflâfın, büyük kısmı • nm ifşa edîleceğini zannetmektedtr. Londra 2 (A.A.) Havas ajansıbildiriliyor: Evening News gazetesi, dün akşamki nüshasinda, Fransanm bir hücuma maruz kaldığı halde tngilterenîn aske • rî ve bahrî kuvvetlerinin yardimma gö» venebfleceği hakkında verilecek teminata mukabil bütün hava kuvvetlerfle tngüterenin yardimma gitmeği kabul edeceğini zannetthrecek birçok esbab vardır. Bu şekilde tngiltere için hava cihetinden hiçbir tehlike kalmıyacakbr. na İngilız kabinesinin içtimaı Londra 2, (A.A) tngiliz Bakanları bu sabah erkenden Başvekâlette toplanarak dünkü içtimada Flanden ve Lavalin söylediklerini tetkik etmisler • dir. tngiliz Bakanlarinın Fransız Ba • kanarfle tekrar temasa gelmeden evvel toplanmak zaruretini hissetmis olduk • lanna bakılirsa dünkü toplantıda Flanden ve Lavalin yaptıkları teklifler fev • ka'âde mühim oimahdir. M. Laval, M. Hendersonla görüf • meğe gitmeden evvel Fransız Bakanlan otelde uzun bir toplantı yapmışlardir. Londra 2, (A.A.) Bazı müşahidlere göre, tngiliz kabinesinin ansmn içtimaı, silâhsirlanma ifinde Ingilizler tarafından gösterilmekte olan teminatın takviyesi Fransizlarca musırrane taleb edilmis olmasindan ileri geimistir. Fransızlarin fikrtne göre, Lokrano muahe • desme tevfikan yapilan taahhüdler, bugünkü vaziyette, bilhassa hava silâh • Iarı meselesinde kâfi değildir. Fransizlarin delili »udur: Her hangi bir Avrupa devleti tara • findan yapılacak bir tecavüze, muahede mucibi, İngütere harekete geçmez den evvel, istişarede bulunmasmı icab ettiren madde kâfi değildir. Çünkü teeavüz muhakkak ki hava tarikile ola t cak ve böyle bir vaziyette zaman me • •elesi hayatî bir ehemmiyeti haiz bulunacaktir. tçtimaın sebebi ne imiş? llk resmi tebliğ Londra 2 (A.A.) Neşredilen bir tebliğe göre, M. Baldvin, Sir Con Simon ve M. Eden, M. Flanden ve La valle Donrning Straette göriişmtişlerdir. Vuku bulan iki hususî müza ke* ede Avrupa siyasetinin umumi hatlan görüşülmüftür. Yarınki hu • •usi içtimada Fransız nazırları muh telif noktalar üzerinde mütalealaırın bildireceklerdir. Yapılan müdavelei efkânn pek samimî ve dostane bh* hava içinde geçmesi umumiyetle memnuniyet tevlid etmiftir. Londra 2 (A.A.) Royter ajansı bildiriyor: Dün sabahki Fransa • togiltere kcnuşmalanndan pek bUyük bir kısmı Fransız büyük erkânıharbi • yesinin Almanyanm askerî vazi yeti hakkındaki mütaleatını izah eden M. Lavalin nutkuna tahsis oIunmuştur. Fransa erkânıharbiye • sinin mütaleasına göre Almanya hükumeti muntazam surette veya kısmen talim edilmis efrada ma • liktir ki, bunlar aded itibarile Fraeı•ız askıylerine faik değüseier bile, her halde müsavidirler. Yalnız, harb levazımı itibarile Almanya aşağı vaziyettedir. Tunusta kanlı bir hâdise Fransız Erkânıharbiyerinin raporu Fransızlara göre Londra 2 (A.A.) Nimresmî Fran* siz mehafilinde söylenildiğine göre tngiliz • Fransız konuşmalarindan şayani kayid netieeler elde edilmesi mevzuu bahsolamaz. Bu konuşmalann, tama men noktai nazar mübadelesinden başka birşey olmadıgi ve bazl evvelden tesbît edilmis meseleleri konuşmak için toplanildığı bildirilmektedir. M. Flanden ve Laval bazı Avrupal msseleler hakkında M. Makdonald, Sir Con Simon ve daha diğer tngiliz siyasüerile bizzat temasta bulunarak bun larm noktai nazarlarını öğrenmek istiyorlardı. Fransız nazırları noktai na • zarlarinı bildirdiklerinden şimdi tngfliı arkadaşlarmin cevablar.nl bekliyorlar. zü görmiyen salona girdiler. Bir tek boç maşa yoktu. Elinde, şişe ve kadehler dolu bir tepsi taşıyan garsonlardan biri, yanlarından geçerken Cemil kolundan tuttu. Bize yer gösterl Bu görülmemiş tehacümden şaşkına dönmüs olan garson: Bakayım.. bulayım.. Diyerek sıyrılmak istedi. Fakat Cemil herifi salıvermedi. Kenarda bir masa istiyoruz. Pek gözönü olmasm. önümüze düş te beraber aravalım. Kaç kişisiniz? Talebe Birliginin şarkı kurslar Şayialar, mütclealar Londra 2 (A.A.) Bütün Lon • mil, birdenbire: Şu P. M. İ. şirketi müdirile bir mülâkat yapsan, nasil olur? dedi. Yarın, mesele herkesin ağzına düşsün diye mi? Hakkın var. Ben düşünme • miştim. Cemil saate baktı.. On ikiyi yirmi geçiyordu. Şoföre seslendi: Arkadaş! Burada sabahla • nacak neresi var? «Sarıgül» ban, bayıml Çek, oraya!. «Sarıgül» barının kapısında, içerideki kalabahğı belli edecek hiçbir emare yoktu. Gecenin bu geç vaktinde belediyenin yasağına ar tık aldınş etmeğe lüzum görmiyen, birkaç taksi, kaldırımm dibinde sıralanmış, îçeriden çıkacak olgun müşterileri bekliyorlardı. Cemille Adnan, şoförün parasmı verib, dar koridordan içeriye daldılar. Kapıda, kırmızı redingotlu bîr arab pardesülerile sapkalannı aldı; tütün dumanından göz gö larm bu saatte gelmeleri rica olunur. dan geliyorum.. Sana anlatırım. Sokağa çıktı. Taksi bulmak için Hamama doğru yürüdü. Zihnini hep ayni düşünce kurcahyordu: Onu mutlaka kurtarmak lâzımdı! Aşkın elinde oyuncak olduğu anlaşılan bu temiz yürekli çocuğa karşı gönlünde bir sevgi, merhametle karışık bir sevgi uyanmış tı. Yahya Kerim yalan söylüyordu; Fakat bu yalanın meşru ol duğuna kanidi. Kendi kendini i nandırmak için kullandığı man tık herşeyden, hatta yaşamak hissinden bile kuvvetli idi. Bu, hayran olunacak birşeydi. Cemil ne vakittenberidir, böyle çözecek çetin bir mpamma arayordu. Işte, bu muammayı ona, gene mühendis temin etmişti. Durak yerinde bos bir taksi buldu; içine atladı: Çek! Babıali caddesine, Söz idarehanesinef. Adnan, kendisini kapının önündeki yayakaldırımında bekliyordu. Nereye g'diyoruz? Bilmem. Beyoğluna, herhal Benim Ann. D'ocul. i takib ettiğlme 'Cumhuriyet,* in tefrikası: 7 NakJedcnt BatiecTala Alol Bay Adnanı verir misiniz? Hususî görüşmek istiyo rum. Telefontın baçucunda garson dikflmi?, bekliyordu. Cemil bu ya b a n a çahidin huzurunda izaİAıta girişmekten çekindi. Alo! Sen misin, Adnan? Da^a çok kalacak mısın? Beni bekle de. sent geçip alayım. Evet; ora • de. Şoför, oğlum... Dön bakayım geriye; ben seni durdururum. Otomobilin içinde, konuşmağa başladılar: Ey, bakayım, Adnancığım! Bana, şu çocuk hakkında biraz malumat ver. Ne malumatı vereyim? Fazla birşey bildiğim yok ki!. Dediğim gibi onu Yıldız kazinosunda tanı dım. Sonra da bir gün, gazetem namına yaptığım bir anket münasebetüe görüştük. Sonra? Sonrası.. O vakit te bana karşı gayet nazik, gayet lutufkâr davrandı.. Istediğim izahatt verdi. O zaman, gerçekten çok muktedir, çok bilgili olduğunu anla dım. O tarihtenberidir, aradasırada buluşur, sohbet eder. bir iki kadeh birlikte atıştırırız. Kâfi. Ash nedir, onu da biliyor musun? Kibar evlâdına benzer. O içinde oturduğu ev, babasından kalmadır. Bir kere, lâkırdı arasında, pek jr".rw; yaşta yetim kaldığım söy P. M. 1 ? Yani, şimdi bulunduğu müessese: Patlayıcı maddeler imalâtı Türk anonim sirketi.. Hat Şunu da unutmadan söyliyeyim ki, kendisine yapacağın yardıma muka • bil, sana 500 lira verecek. Daha fazlasma gücü yetmediğini, itizarla söyledi. Taksi, Galatasarayınm köşesini dönüyordu. Cadde tenhalaşmış, yalnız barlann kapılan önünde müşteri bekliyen şoförler kalmış tı. Adnan, sordu: Bu para sana yetecek mi? Yeter.. Yeter! Taksime doğru gidiyorlardı. Ce İki. Bu tarafa gelin. Ta nihayette, localarm dibinde. üzeri henüz boşalmamıs,, fakat müşterileri gitmia bir masa vardı. Garson orayı gösterdi. Oturdular. b. lArkan var\ Ne içeceksiniz? tki şekerli kahve. Garson dudak bükerek uzaklaş

Bu sayıdan diğer sayfalar: