11 Şubat 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

11 Şubat 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Şubat Turklerle Süngu Süngüye No. 98 Nakili: A. DAVER Çanakkalede ^ Amerikalılar Bîzden tütiin alımını fazlalaştırdılar Son istatistikler Amerikaya yaprak Hitün ihracatimizda hissedilir bir faz lalık olduğnnu göstermektedir. Geçen üç seneye kadar Amerikaya yapılan Hitün ihracatimız 8 1 0 mOyon kilo arasinda değişirken son yil içinde bu miktar 11 milyonu bulmushır. Bunun sebebini araştiranlar, ekser Amerikan sigara fabrikalarinin har manlartndaki Türk tütünü nisbetini yüz. de ondan fazlaya çikarmış olmalarin da bulmuşlardir. Bu yüzden Amerikan fabrikaları arasinda bir nefaset reka • beti başlamiş, bazi fabrikalar iyi kalitede Türk tütününü harmanlarina yüzde 14 nisbetinde koymağa başlamiş • lardir. Halbuki eskiden bu nisbet yüzde 5 8 arasinda idi. Büyük Harbe nasıl sürüklendik? Eski Kültür Bakanı dün bu mühim tarih safhasını anlattı Eski Maarif Vekfli ve Manisa say • lavı Hikmet Üniversite Inküâb Tarihi kürsüsündeki konferanslanna dün de devam etti ve dünkü dersinde, Os manlı lmparatorluğunu Büyük Harbe «ürükliyen tebebleri, ortaya vesikala rmı koyarak anlattı. Hikmet, konferansına baslarken, Bal. kan Harbi sonundaki vaziyeti gözden geçirdi: « Balkan Harbi sonunda en fazla büyüyen merrJeket Sirbîstandı. Sir bistanin büyümesi demek, Avusturyanin yanibasinda büyükçe bir Slâv devletinin kurulmasi demekti. Avusturya Sirbistaıu bu halde biraksaydı, Os • manlı tmparatorluğunun vaziyetine dönecekti. Bulgaristanla Avusturyanm Su> bistanı ezmek istemesi tabiî idi. Bu] garistan, arkadan vurulmamak, tazyika ugramamak için Osmanlı tmpara torluğile uyuşmaya mecburdu. tstan • bula gelen Bulgar murahhasi Savofla birincitetrin 1913 te bir ittifak mua • bedenamesi projesi parafe edildi. Diğer taraftan Avusturya Sirbistan aleyhine tertibat aliyordu. Avusturya da, Osmanlı lmparatorluğunu berabe rine almak istiyordu. Avusturya bu yolda talimat verdikçe tstanbuldaki büyük elçisi, Osmanlı Imparatorluğu nun Ruslardan pek ziyade korktuğu cüıetle tmparatorluğa cesaret vermek için Almanlarla birlikte hareket edü • mesi cevabini veriyordu. Alman bü • yük elçisi Vangenhaym ise Türklerin ehemmiyeUizliğinden, zayiflığindan, kuvvetsizliğinden tmparatorlokla itti • fakuı değersizliginden babsediyordu. Enver Pasadan sonra, Sadrazam Said Halim Pasa da Almanya ile ittifak için tesebbüsatta bulundu. Bundan biraz evvel, Bahriye Naziri Cemal Paşa Fransa hükumeti tarafmdan, Akdeniz manevralarinda bulunmak üzere da • vet edilmisti. Cemal Paşaya Fransa ü« ittifak için görüjmelerde bulunmak salâhiyeti de verildi. Cemal Paşa Fran sada âdeta istihfafla karşüandı, teşebbüsüne de sonradan red cevabı veril • di. Fransadan da bu suretle ümid ke . silmis bulundugundan artık Almanya ile konusuluyordu; fakat dediğim gi • bi Alman sefiri mütemadiyen bizi e • hemmiyetsiz görüyor, muhabere de • »am edip duruyordu. *. R A D YO aksarnki program J ISTANBUL: t 18 fransızca ders 18,30 opera plâkla19,30 haberler 19.40 keman solo 20 konferans: Sellm Srrn Tarcan 20,30 Jale, şan, piyano İle 20,55müzlk Lejer plâkla . 21,15 son haberler 21,30 Bed . riye Tüzün, şan, radyo, caz ve tango orkestralan. Senegalli vahşiler kara gözlerinin akını göstererek, fc. kum torbalarının üzerinde hareketsiz yatıyorlardı! Senegalilerie beraber hücum! «İleri 1» Emir, tekrar ediliyor ama kimin tarafından? Bu anda kumanda eden kimdir? Arkamda kimseler yok. Yürüyüş kolu kesilmiş. Ö nümdeki siper çivi birdenbire bitiyor. Geriye dogru birkaç adım attım. Yalnızıml Başı sarılı bir kütlenin üstüne düştüm. Bu adam homurdandı. Arkadaşlardan bir onbaşıyı yakalamıştım. Neredeyiz? Kaybolduk arkadaş. Takı mın ne tarafa gittiğini bilmiyo • rum. O zaman onümüzde giden, Senegal kıt'alarına mensub bir za bit döndü ve bize bağırdı: Korkaklar! Bu hakarete karşı fena halde kızdık ama cevab vermek neye yarar ki? Mestur yollann hendeklerine saklananlara değil de kıt'asını ta kib için elinden geleni yapan bizlere bağınyorlardı. Zabit hâlâ bağınyordu: 176 ncı alayın efradısımz değil mi? Korkaklığmıza aaşmam. Süngü tak! Senegalli askerlerimle beraber hücum edeceksiniz. Bu zabite cevab vermek için ne yazık ki bizim alaydan burada hiç bir zabit yok. Bölük kumandanı mız ve zabitlerimiz burada olsalardı, bu zabitin hakaretlerine karsı bizi müdafaa ederlerdL Susuyor ve kosuyoruz. Maa mafih, bizimkilerden olmıyan bu zabitin bizi zorla sürdüğü ve ne rede, nasıl yapıldığını bilmediğimiz bu gece hücumu bizi sinirlendiriyor. Mehtabh bir gecede açıkta, Türk süngülerine karçı yapılan bu hücum, başlangıc olarak çok feci birçey! Süngülerimiz, gecenin alaca karanlığında yeçil noktalar teşkil ediyor. Senegal kıt'aaına mensub zabit, ortadan kayboldu. Biz de bir iatinad hendeği içine püskürtüldük. Burada, dört muhtelif alayı temsil eden askerler vardı. Yere yığılmış sakallı zuhaflar, bitik bir nale gelmis,, ağla?an Se negal zencileri, mazgallardan tü fek atan şaşkm ve yılgın müstemleke alayı efradı ve nihayet 176 ncı piyade alayından dört beş kişi bizler, hepimiz biribirimize karışmış ve nefesimizi kesen bu koşudan hkanmıç bir halde, bir atış banketinin üstüne devrilmiştik. Kurçun lar korkunc bir gürültü yaptığı için başlanmızı sevki tabiî ile birer yuvaya sokmuştuk. Daha buraya yeni sokulmuçtuk ki solumuzdan vahçiyane naralar yükseldi. Arkadaşlardan biri bir korkuluk yaparak çadır direğinin ucuna takmışü... Süngü tak, ileri marş, març! 1leri, ileri! Senegal taburu hücuma kalktı. Zencilerin ulumalan tüfek seslerini bastırdı. Cırtlak bağnşmalanndan korkunc bir ahenk tenafürü husule geliyordu. Zencilerin naralanna şimdi, makinelitüfeklerın ateçi altında kıvnlan, diz çöken ölüm derecesinde yaralılann can çekişme hmltılan da kanşmıştı. Harb şarkılan ve ölüm türküleri ile ıstırab feryadlan, ihtizar bağnşmalan hep birbirine kanşıyor ve bu müthis konser, damarlarımızdaki kanlan donduruyordu. Fransız topçu ateşi altında kalan Fransızlar Ateş hattmdaki ilk gecemiz, bize dehşet salmıştı. Önümüzdeki saha mezbaha kokuyor, mestur yolun rutubetli ve pis toprağından taze ve sıcak kan buğuları yükseliyor, kokmuş et kokulan yazıh yordu. Fransız sahra toplarının mermileri baaımızın üstünden sürünerek geçiyor, patladıklarını ancak duyabiliyoruz. Çok kısa düşen üçüncü yaylım, siperimizin arkasında patlamış ve tanelerin parçalan üstümüze yağmıştı. Arkada çım boğuk bir sesle: Gelecek yaylım tam üstümüze yapışacak! dedi. Birşey yapmak lâzımdı. ölü mümüzü saniyelerle saymak mürakündü. Avuclarile kulaklarını tıkamış ve ağlaşarak: Tuvatant tenze, tuvatant tezne! (1) Diye bağnşan, ekşi ve ağlamış suratlı bir zenci hevengini sarsarak «ordum: Telefon, telefon nerede? Bu ahmak vahşiler cevab ver miyorlar, sade kara gözlerinin akını göstererek istif edilmiş kum torbalan üstüne serilmiş, hareketsiz yabyorlardı. Başımı bile iğmeden rasgele koşmağa başladım. Heyecanım bütün benliğime hâ kimdi. önüme çıkan her zabiti tartaklayıp telefonu sorabilirdim. Şimdi, beni korkakhkla itham etmenin hiç zamanı değildi. Fransız mermilerine budalaca kendimi kıydırmak istemiyordum. Telefon, telefon nerede? Allahım, hiç olmazsa, bu mestur yolları bilseydim! Istikamet tayini kabil olsaydı! Fakat etrafımda, kader ve kısmete boyun iğen budala, vahşi zencilerden, yahud da insanlıktan çıkmış bir halde bulunan yollarını kaybetmiş, kıtalarından ayn düşmüş şaşkmlar dan başka kimse yoktu. Bunlann hepsi çocukça bir korku içinde idiler ki onların bu hali benim hiddetimi gideriyordu. « Kısa düştü; 2Û0 uzatl» diye kime söylemeliydim. Dönemeclerden birinde bir mülâzim bir tenvir fişeği yaktı. Fişek, fena vaziyette havalanarak beni ser aem etti, sonra siperin içine düştü, uyumakta olan bir neferi ağır surette yaktı. Asker, yüzü yan mış ve kararmış bir halde sargı yerine koşarken san kıvılcımlar saçan canlı bir meşale gibi idi. diğer bakanların da haberi yoktu. Alman ittifakında en mühim âmil Enver Pasa idi. 5 ağustosta Istanbuldaki Rus büyük elçisinin hükumetine bir tel grafı var; bunda, Enver Pasanm Rus atasemiliterine su sözleri söy • lediği kayidlidsr: cBiz seferberliği kuvvetimizi denemek ve göstermek için ilân ettik. Rusya ile ittifaka hazırız.» BUDAPEŞTE: 18,05 piyano İle blrllkte şarkılar 18.5J kanşık program . 20,15 cazband takımı . 21,15 konuşma 21,45 gramofon . 22,35 spor neşriyatı 23,05 salon orkestrası ve cazband 24,05 çingene orkestrası 1,10 son haberler. Almanlara kıztnca Ruslarla ittifak etmek istemif! Bunu da kendi ba;ına yapmış oIan Enver Pasa için: <lhtimal seferberlik henüz tamamlanmadığmdan Ruslan oyalamak istemiftir> denilebilir. Fakat Ingiliz Deniz tsleri Bakanı Çörçil hatıralarında der ki: «Enver Paşanm plâmnda en mühim rolü, bize ısmarladığı iki ge • mi oynuyordu. Bu gemilerle Kara deniz ve orta Asya hâkimiyetini temin etmek istiyordu. Bu iki gemiyi lngilizler musadere edince, Enver Pasa Göben ve Breslavtn Boğazlardan içeci girme»ini istemiştir. 5 ağustosta, yani Enver Pa«anın Ruslara ittifak teklif ettiği gün Göbenle, Breslavın Adriyatikte Pola limanına ilticası emredilmiçtir. Enver Paşa bu haberi alınca, fevkalâde kızmış ve Ruslara bu »u • retle ittifak teklif etmistir.» Profesör, Göbenle Breslavın l l a gtıstos sab&hı Boğazdan girdiklerini, bu »ıralarda komsuluğumuz ve bil | hassa Boğazlara sahib olusumuzdan dolayı Rusların harbe girmeden tat i min edilmemiz için çok çalıştığını, Ingiltere ve Fransanın mümkün mertebe harbe geç girmemizi te mine ehemmiyet verdiğini, Almanyanınsa bizi süratle harbe sürük • lemeğe uğrastığını söyledi. Gemilerimizle Rus gemi|.eri arasindaki musademeyi anlattı. Alman amiralınm emrile gemilerimiz Rus limanlarmı top a tutmuş ve Osmanlı Imparatorluğu bu suretle Büyük Hai.be sürüklenmiştir. BELGRAD: 18,05 dans musiklsi . 19,30 saat (Jözeltmesi 19,35 konser 20,05 reklâmlar ve gramofon 20.20 konuşma 20,30 ulusal neşriyat 21,05 operet • 23,35 gramofon . 24.05 kafekonser havalan. PRAGt 17,05 piyano ile blrllkte şarkılar 18,48 konuşma 13.55 musikl ve almanca nes.riyat 19,55 haberler 20,05 gramofon . 20,30 musikili karışık neşriyat 20,55 konuşma 21,05 filarmonik kcnser 23,20 gramofon . 23,25 haberler . 23,30 cazband takımı ve hafif musikl. VARŞOVA: 18.05 dans muslkisi 18 50 konferans 19,45 çocuk neşriyatı 20,05 hafıf musikl fconseri 20,50 konuşma 21,05 senfonlk konser ve şarkılar . 21,50 konuşma . 22,03 eğlenceli neşriyat 22,30 spor neşriyatı 23.05 reklâmlar 23,15 dana muslkisi Bundan başka yeni Hitün alma ka • nunile tütünlerimizin denk haline ge • tirOmeden satlşlnln yasak edilmis olmasi, denk yapihrken fena cins yap raklarin tamamen ayiklanmasinı te • min ettiğinden ve hilenin önüne geçtiğinden Amerikan knmpanyalannı Hi • tüncü sark memleketleri içinde en fazla miktarda memleketimizden Hitün aL mak kararina sevketmiştir. Nitekim, Misir, Yunanistan ve memleketimizde şnbeleri bulunan muhtelif Amerikan ihracat »irketleri bu ıcne yillık muba • yaalartain yarisindan fazlasinı memle • ketimizden yapmişlardir. MOSKOVA: 11,20 senfonlk konser . 15,05 konusm*17,35 fırka haberleri . 19,35 muhtelif parçalardan mürekkeb konser 21,06 opera parçalan 22,05 almanca konferana23,10 lngilizce konferans 24,10 almanca kcnuşma. 9/2/935 tarihinden itibaren lstanbulda Ankara caddesin de gazeteler bayii Artin ile hiçbir alâkamız kalmadığinı gördüğümüz lüzum üzerine ilân eyleriz. Ankarada umum gazeteler bayii Bilâl, Adil ilân Rus elçisinin bir telyazıtt Imparator Wilhelmin bir yaztsı Bestekârlar kralı Senegallüer deiikdeşik olmuşîardı Geniş bir nefes aldım. Şimdi daha iyi nişan alınmış olan 75 liklerin yayhmlan başlanmızın üstünden geçip ileriyi pataklıyordu. Bildiklerden meydanda kimse yok. Senegallüer, hücum ettikleri siperi almış olacaklar ki o çirkin gürültüleri kesildi. Bütün ateş hattı boyunca borazanlar «ateş kes!» borusu çalıyor. Türkler, bizi aldat mak için borularımızı taklid edi yorlar. tnfilakh mermiler «zzzumm! Tok!» diye sesler çıkanyor ve mestur yolun içerisi çıngırak gibi çmlıyor. iArkan var) (1) SenegralU zencilerln fena telâffuzile Sobcante qulnze yanl 75 mlllmetrellk top demek! A. D. W JOHAN STARVS'ın En püzel eseri Şehzade^ajı T U R A N tiyatrosunda (Eski MilieO Bu akşam Bu evrakin birinde tmparatorun söyle bir notu vardir: «Türkler bize ken • dini aızediyor, biz neden istemiyoruz. Her silâhı ele almahyiz. Türkleri düsmanlarimizla birleşmeğe kendi elimizle mecbur etmiyelim.» tmparatorun bu notu isi ciddüeştir di ve Almanlarla ittifak muahedesi yapildı. Bu muahedeyi Türkiyede yalntz 4 kişi biliyordu. Büyük Harbe girdi • ğimizi Sadrazam bile sonradan öğrenmtstir.» «Sadrazamlarr işe karışmaz!» Hikmet, Said Halim Paşanin Büyük Harbden sonra Medisce istintakinda verdiği cevablardan bazilarmı okudu. Said Halim Pasa bir suale söyle cevab vermişti: « Makamı sadaret, aci tecrübele • rimle bilirim ki hiçbirşey yapamaz. O nazırlann insafma kalmistir. Nazirlar ne isterlerse yaparlar, bunlardan Sad razamm aslâ haberi olmaz!» 1 agustos gecesi Almanya Rusyaya ilânı harbetti. 2 ağustosta Alman • Osmanlı ittifakı imzalandı. NAŞİD Temsilleri CEMAL SAHIR OPKRET heyeıi 30 k'şî ve baiet heyeti biiyuk orkestra refakatile devam etmebte olan rövü operet 3 perde (DekoteKıziar) Bütün dünya Enver Paşanin ilân ettiği seferberlik Muahede imza edilir edilmez Enver Paşa umumî seferberlik ilân etti. Bunun için ordunun Başku mandanı addolunan padişahm iradeasi ahnmadığı gibi, seferberlikten Hikmet, tngiliz ve Fransız hükumetlerinin Osmanlı hükumetine hiç ehemmiyet vermedıklerinin bir misalini zikretti: Rus elçisi hâdise münasebetile memleketine gönderdiği telyazısında diyor ki: cKaradenizdeki çarpısmayı Ingiliz elçisi kâfi derecede meserretle, Fransız elçisi de kâfi derecede lâkaydile kar»ılamıştır.> Hikmet, lngiliz Haı.biye Nazınnın, ordu kunvandanına verdiği ta • limat arasinda söyle bir kısmın bulunduğunu, bunun yan saka bile olsa. Türklerin nekadar kuvvetsiz ve ehemmiyetsiz görüldüğünü göster • diğini kaydetti. lngiliz bakanı demistir ki: «Bo ğazı geçecek tngiliz tahtelbahirleri hakikaten faydah olur; fakat bu • nun için bir tahtelbahrimizin Ge libolu civannda vuyun yüzüne çıkması ve tngiliz bavjrağını çekip iki üç defa karaya doğru sallaması kâfidir. Bunu gören Türk garnizonu, tabana kuvvet Bolayire kaçacaktu*.> Hikmet, bu misalleri çoğalttıktan sonra, Türk askerinin, Çanakkalede harikalar göstererek yiğit atalannın çocukları olduğunu ispat ettiğini sözlerine ekledi ve Türk ordusunun Çanakkalede dayanmakla düsmanları ikiye böldüğünü, Rusyanm ce panesiz kaldığını, Rusyada iktısadî hayatın felce uğradığım, Boğaz 1915 te açılsaydı Almanyanın brr sene içinde ezilebileceğini, bu suretle harbin en asajı iki sene uzamıs olduğunu kaydetti. tstanbul ve îzmirin iyi taninmis avtfkatlarmdan Dramalı Bay Nazif Süleymanin ödemişte göçtüğü teessürle öğrenilmlstir. Bay Nazif Süleyman Arab ve Acem dillerile hukuk muallimlik . lerinde idarî ve adlî memurluklarla bidayet ve istinaf mahkemeleri reislikle rinde bulunduktan sonra otuz sekiz sene avukatlıkla meşgul olmuştu. Bal • kan Harbinin elemli neticesine kadar Selânikte yevmî Kâinat gazetesini nesreden Bay Nazifin Tasoz adasini M» ur Hidivliği namina idare ettiği zaman yaptirdığı hafriyat neticesinde Kral Heraklise aid bir mezarla defineyi bu lup Misir müzesine göndermesi Arkeolojiye karşi olan alâka ve merakinin bir delilidir. Nazif Süleyman mesnı • tiyet için mücadele edenlerin ve Selâ nikte ilk kurulmus olan Makedonya Rizorta mason locasinin ilk kardesle • rindendi. Tepedelenli Ali Paşanin ha • fidi ve mubarrir arkadafimiz Nizameddin Nazifle Ensari Nazifin ve Saniye Nazifin babası idi. Arkadaşimuın büyük teessürüne istirak ederiz. A Bir Fransız matmazeli Fransizcasini ilerletmek btiyenlera ders verir. Gazetede F. rümuzuna yazilmasi. SELANIKLİ Dr. RIFAT ÖLDJ Elli yıldan fazla bir müddet, yfik • sek bilgisi, büyük deneme ve arastir • malarile doktorluk alanmda yararlık lar göstermis, binlerce yurddaşin ya • samasmı, sağlığım kurtarmış olan, kocam ve babamiz: SELÂNİKLİ Dr. R1FATIN Tanruma kavuştuğunu kendisini taniyanlara den'n bir acı ile bOdirir; ve 11/2/1935 bugünkü pazartesi günü saat on buçukta; Şisli, Halâskârgazi caddesinde Raif Paşa apartimaninin 3 numarasmdan kalkacak olan cenaze sinde bulunmanizi düeriz. Me!ek Cezmi Şefik Vefik HADİSE OLACAK BİR PROGRAW ! ALEMDAR SİNEMASI : İki bfiyuk filmi bütön e 8 erlerine tercıhen bugün gösterecektir. Bn iki e 8 er, iki şöhreti afakı mtmuş buyok san'atkârın gaheserieridir. ÇOCUGUMU kapah matbuatını, bütün dünyayı alâkadar eden hâdisenin herkesin tanıdığı kimselerden ibaret olan kahramanlan VEFAT Eski Belediye ve Vilâyet meclisi azaslndan eski dokumadlar kâhyaal t ü o cardan Bay Fehminin pederi, röntgen mütehasslsl Bay Ali Mahirin kaylnpe deri Istanbul millî sanayi birliği muhasebecisi Müşteba Salâhaddin ve Kocaeli şirketi muhasebecisi Sabahaddinin büyük kaylnpederleri muteber tüccar larımlzdan Himmetzade Bay Ibrahim Etem dünkü pazar günü vefat etmiş tir. Cenazesi bugün öğleden evvel saat on bir buçukta merhumun Aksaray da Yusufpaşadaki hanesinden kaldlrl larak namazl Valide camisinde klhna • cak ve Silivrikapldaki aile kabristanl • na defnedilecektir. Merhumun ailesine sablr temenni e deriz. Mevlâ rahmet eyliye, iSKANDAL Ojnıyan : GABY MORLAY Deoıirhane müdürü ptnindea daha yüksek muvaffakiyet göstennfşrir. PRENS AHMED Oynıyan: KONALD COLMAN Baştan nihayete kadar heyecan Te merakla dolu büyük filim, illmi yapan şirkete Z O bin dolarlık bir davaya sebeb olduğundan S Avrupadan ve hatta Atnerikadan evvel pek yakında D17tf fiS KI l ? %M A C T %1 ¥ \ A gö.^terüecektir. Tadilat d o f £/ XV V l n ü l I f l A 9 1 İ 1 İ / / İ |ay,si:e bir kaç gi.ndeuberi bulunan İ P E K sineması tezyinatı bitmek üzeredir. Sinema i k i güne kadar eskisinden daha giizel ve daha şık olarak tekrar açılacaktır »Duhuliye 20 kuruş Başlıyor Sesli gineroa çıktıktan sonra harıkulâdeiigini ispat etmiştır. ^^^•^ y«ni v» büyük filmind* Neş«. eglence, forkı v» Broadway'ın en güzel kızlan TAMAMEJN JjU PERŞEMBE AKŞAMI RENKLI SARAT'da TUNÇ VÜCUTLAR Bir sinema hâdisesi : EDDİE C A N T O R LA DAM O KAMELYA'yı Ancak SARAH BERNARD'ın vechesi tahtında görürdük. Bundan sonra İVONNE PKlINTExMPS'ın giizel )özü ile göreceksiniz. Bütün Istanbul halkı bu filmi pörecek ve alkışlıyacaktır. Zamanımıza kadar ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ " " ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ . SUMER SiNEMASINDA Çarşamba akjamı müsameresi için biletler şimdiden salılmaktadır. Telefon t 42851 n ^ i f ^ M ^m/^^^^n^^^a^m^^m^ma Bu çarşamba akşamı MUSTESNA GALA olarak Üsk';dar Hâle Sinemasında Işıkîar Sönünce tiâveten Dünva havadısieri. Gelecek progıam NANA

Bu sayıdan diğer sayfalar: