11 Şubat 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

11 Şubat 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tÇjınhuriyH 11 Şubat Memleket Bulgaristanlı Türklerden Rahmi MabYüfcsek İktısad mecllsl üyeslnden mud orada Seramik tahsil ederek ana eski Mersln saylavı Niyazl Ramazan Yüvatana gelmiştir. Malum olduğu üzere regiroğlu (Atalarınuzın Adlan) ismlnde Yazasu Feridun Osman | Seramik vazo, tabak, biblo ve benzerbastırdıgı kltabmı kurumumuza hedlye lerile çini işlerine dair bir san'attir. Bü etmlştlr. Bir kltabm değert 10 kuruştur. olmus. Kırk ölçek bugday ununu İngiltere Dı? İşleri Bakanının İngiliz • Fransiz yükderede Kolcu sokağinda 6 numa • Soy adlan henüz almamış olarüara bir asan Kâhya çocuklu angı kırk okka balla hamur edip kırk larının neftî sisi içinde çiz rada oturan Rahmi Mahraud bu san'ati kolayldc ve hem de Çocuk Esirgeme kuru top patiska ile arının boynuna... teklifleri için Berline gideceği »öyleniyor gileri hâlâ canlı bir karikaTürkiyede işletmek ve ilerletmek az muna bir yardımda bulunmuş olmak üBabam burada müdahale eder: tür gibi durur. Her anışunda du mindedir. Bu maksadla kendisine lâ zere (Atalanmızın Adlan) lsmindekl klancak muayyen bir program dahüra[Bai tarafı btrtnct sahifedel « Hasan, çocuğa böyle saçma şeydaklanm içten kopma bir gülüs »arzim olacak toprak ve madenleri ara • tabdan bir tane almız. Satış yert: Çocuk de, serbestçe ve müsavat üzere muzaler anlatma, baska lâf mı yok se mekte olduğunu tahmin ediyorlar•ınh»il« çözülür, sonra Tavaş ya • mıs, Hadosman bayirinda çini top Esirgeme kurumu merkezinde satılmakkerata girismektir.» nin dağarcığında» derdi. Hakikaten sa da, Alman hükumetinin hüsnü va» yaslanmm. Dünya öl«e Hasan rakla, Sariyer ve Büyükderede diğer tadır. onda hikâye, denizde kumdu. Faniyetine sekil vermek lâzım gelin • Bu gazete, Almanyanın tngOtere De Kâhya ölmezdL Ben tanıdığım «ı madenleri bulmuştur. Fakat bu işe yeraza Hasan neler görüp geçirme ce müskülât yeniden ba^göstere Fransantn arasmı açmağa çalışmadı ralarda altmısını boylıyan bu kır tecek parasi yoktur. Arzu edenlerle bir misti ki!.. cektir. ğını temin etmekte ve bilâki» bu devçıl düsük bıyıkh, yağız yüzlü genc anlaşma aramaktadir. Çok güzel ve lçll yazılmış bir roman Bundan ötürü, andlaşmalann Şamda çok sıcak olurmus. Suları eskiai; yetmis kilo ağırlığmda bir letlerin, sflâhlanma mesaili hakkında Ancak Rahmi Mahmudun bir der • dır. Üslubunda yenillk, mcvzuda tatlılık kat'î hükümlerini tesbit edecek o • bir an]a»manm husulunH temenni hu * kalenderlik komprimesiydi. Şu kö da ılık, tatsızmış. Emme oraya Kaf vardır. Platl 25 kuruştur. Tavsiye ederte. di vardır. Bulgarist andan buraya sey . dağından limonlar gelirmia, her biri lan umumi bir konferansm icabıntü dünyaya tasa çekmek, geçinme susunda mutabık kaldıklarmdan dolayı yah pasaportile geldiği için beraberinbin okkalık fıçı kadar olurmus. Suda toplantıya çagınlması için uzun kavgasında sille yiyip bagır çürütmemnuniyetmt iAar eylemektedir. de getirdiği âletlerini Galata gümrü • cu dükkânlannın önlerine sırala • uzadıya diplomatik müzakerelere Büyük Gazetenin 19 uncu sayı^ı renkl mek içm gelmisti ama besbelli hiç Bu suretle, ayni gayeyi güden ulusğünde alakoymuslar. Halbuki bunlar yıp altlarına birer musluk takarlar gkisilmesi bekleniyor. çok güzel blt kapak İçinde birçok tanınumursanmamıstı. Her zaman sen, lararast mSzakerelerin daima ilumis olmazsa genc san'atini yapamiyacağı ve bardağını on paraya sa tarlarmıs! Ingiliz Hariciye Naztrt Berline mi mi5 muharrlrlerin özenll yazılarlle çık her yerde alaycı idi. Çenesi iki bugibi yenflerini almağa da kudreti yokoidugu ölii noktadan Öteye geçebümek mıştır. çuk beygir kuvvetinde ototnatik bir Tuna kıyılannda, Delionnanda ise gidecek? tur. Zaten kendisi Muhacir Komisyo • umidi hasıl olmustur. hayırhahlıgın baska türlüsünü görlâktrdı makinesiydi ki bir kere doLondra 10 (A.A.) Londra Bu çok güzel mecmuayı bütün olnıyu nuna muracaat ettiği için iskân kanunu müf. Dag arasında bir ayran gölü Bazı yabancı gazetelerin neşriyatına ğarken açılmıs ve artık hiç dur müzakeratının hemen ertesinde decularırroza tavsiye ederlz. mucibince yerleştirileceğinden âletlerivarmif! Kırk köyün yoğurdu onun bakıhrsa, birçok milletler Londra promamıstı. Uyurken bîle maknae reverana baslıyan bazı şayialara gonm de resimsiz ithali lâzim gelir. Gümkıyılannda döğülür, yayıklardan lânti (1) halinde çahsır ve Hasan re Sir Con Simonun yakında Ber • gramma karşı itiraz beyan etroekte • rüğün bu kolaylığı göstereceği ümid tereyağı alındıktan sonra ayranlar Kâhya ntütemadiyen sayıklardı. line gideceği tahmin ediliyor ve bu dirler. Paris, Londra ve Berlinden Nafıa Vekâîetl Neşriyat müdürlügü taedilir. buraya boca edilinnis ve ortaya şayialar Alman matbuatında mü baska, Romanın, Pragın, Varşovanm Hayatımn bir kıımı askerlikte rafmdan her ay çıkanlmakta olan NaBeyazıddaki bahri Haydarra elli said akisler buluyordu. geçmis, Amavudlugu, e*ki Tuna ve Moskovanm da, bu isin muvaffa8 lncl sayısı misli bir ayran denizi çıkarmıs! GeJ fıa İşleri mecmuasmınfenni yazılarlataycObserver> gazetesinin siyasal vilâyetini, Havranı gezmisti. Bunkiyetine çalısmalan gerektir. Bu denmetll makalelerle ve çık. len geçen, içi yanan oraya kosup muharririne göre bu ziyaret filvaların büyük bir kötülüğü olmuştu; lü mütehalif menfaatlerin telifı, ancak mıştır. atesrai söndürürmüf. Susuzluğunu ki olacaktır. Ayni gazete, siyasal Kâhyayi küllü ayıbından baska yaKadıköy A^kcrlik şubesinden: bir itimad, âfakiyet ve hulus havası ioradan gideren hayvanlar, kuslar lana, mübalâğaya ahstırmıstı. Ama hep süd gibi beyaz olurlartnış. Saz mehafilin mutad çekingen vaziyetŞubemiz kLsa hlzmet defterlnin 267 sa. çerisinde kabili tasavvurdur. lerini muhafaza etmekle beraber bunlan yüzde elli sakaya bula yısmda yazılı 322 dogumlu Muşlu Refet lar leylâk, çimenler papatya kesi M. Göringin bir nutku bu haberi tekzibe kadar varmadıkdığı için alay mı ettiği, yalan mı oglu Mahmud Cahldln ilândan 24 saat lirlermi»! Berlin 10 (A.A.) M. Göring, lannı yaziyor. Diğer taraftan, Bersöylediği pek farkedilmezdi. Hu • Hllâliahmer Eminönü şubesinden: İçinde şubemize, harlcde İse bulundugu Dresdende beyanatta bulunarak, de • Askerlik şubesine müracaatle adresinl ve Redif onbasısı Hasan, Alasonya lin sefiri Sir Erik Filipsin raporlan, dudsuz ülkeler arasmda seğirten Kazamıza Marmara yer sallantısmda teklifin Berlinde iyi karşılandığım ya gönderilince ortalıği kasıp ka • miatir ki: vücudün üstündeki bu dar köylü meşguliyetinl bildinnesl, aksl takdirde açıkta kalanlara yardımda bulunan iylbildirmektedir. vurmuş, Battal Gaziye dönmüs. Bir kafası ihtimal artık her şeyi oldu« Hitler sulhun basvekflidir. E kanun tatbik edilecektlr. liğl seven yurddaşlarımızın adlan ve verLondra anlasmalannın ortaya palada kırk Amavudun kafasını ugundan büyük ve genis görüyordu. ger hak müsavatı istiyorsa, bu, sulhun dikleri para: koyduğu meseleleri müzakere için Hasan Kâhya Faraza efen • çurur, Avlonyadan baginp Elba irtikrannı terom içindir. Zira uluslar • Lira hususî bir konferansm toplanması•andan sesini duyururmus.. dim, köleniz Havranda bir gece dan biri kendini müdafaadan âciz kaDün Küçiikpazarda marangoz Ham 110 Eski tcJplama keşfme çıktığım sıralarda... diye O vakitler serde kabadayıhk var nı da mevzuu bahseden «Obser 10 Menase Kuzen (tüccar) lınca, sulb tehlfkeye düşer. Sarda kadi rakı içmis ve kendisini bilemiyecek •öze basladı mı, artık görülenler bir dı. Bashgımız yeri titretirdik, derdi. vei^, umumi mahiyette bir müza 1 Sabri (avıuat) zandığınvz fevkalâde zaferden sonra, bir halde evine gelmiştir. Odasi sicak kere ile diplomatik yoldan hususî tarafa bırakılır ve «faraza Hasan Hiç unutmam, bîr gün kışlada ar • 25 Uzunkoprülü Ali (tüccar) M. Hitler, garpteki komsumuzla an geldiği için pencereyi açmak istemiş, roüzakerelerin mütekabil faideleriKâhya> nin çesid çesid yalana de • kadaşlarla yarenlik ederken duva10 Lâturkl gazetesi okuyucularmdan lasmamak için artık hiçbir engel kalfakat camı kirarak sol elinin damarla • poluk yapan muhayyilesmden akra söyle hafifçe çarpıvermisim. Ko ni takdir için vaktm henüz daha biri rmı tehlikeli surette kestirmistir. Hammadıgını söylemişli. Hitler elini nzatpek erken olduğunu yazıyor. Muhla •igmıyacak vak'alar harıl hanl ca bmada bir gürültüdür koptu. di hastaneye kaldınlmiştir. 158 h.. Bu eli tutmak şimdi ötekilere düşüakardı. Ona ya farazayi çok kullan Palaskasım kapan bahçeye fırlıyor telif yabancı devletlerin telâkki tarzlannın ifadesine meydan veren yor.» dığından, yahud anlattıklannı fa du. Kalabalığa kansıp ben de çıkskndiki hazırlık safhası, en iyi meraziyat sayıldığmdan bu adı tak tım. Herkesin benzi attnı'ştı. Alay todu ifham edecektir. POLISTE mıslardı. x kuntandanı palabıyık Gazanfer Bey S S I | ^ JJ lstanbulda seneden seneye gibebsiz artan zabitlerle heyecanh heyecanlı ko Faraza Hasan Kâhya aydan aya Gazetelerin neşriyatt ^ ^ • " ^ ™ mahrukat fıatlannı nazan dikkate alan nuşuyor, «Bereket asagıdan yukan babama isler için izahat vermeğe Berlm 10 (A.A.) «Germanya» değildi, epey sarsıldık ama zarar • gelirdi. Omzunda kıl heybesi, elingazetesi diyor ki: sız atlattık> diyordu. Sonra bu mütde ucu çatal değneğile o kapıdan «Şark andlasması, Polonya ile Alhis zelzelenin kısladan baska yer Evvelki gece Beyazidda hiç yiizün • •ökün edince evde bir kahkaha fırmanyayı, diplomatik bir tazyik altınIdare Meclisi hükumetin müsaadcsi ve Ziraat Bankasınm yardı de olmadıgı anlaşılmca sarsıntıyı den bir cmayet olmustur. Ketenhelvad tması kopardı. Akşam yemekten da bulundurmak için, arasma alacak mile Almanyadan külliyetli miktarda kok getirmeğe ve Ankarabenim yaptığım meydana çıktı. KuCemal aksamüstü helva satmak için sonra Kâhya babamm odasına ge bir kıskaç mahiyetindedir. Gerek Almandan kışa kiyamete rağmen beCumburiyet caddesinde dolaçmağa ve lir, kapının yanındaki mindere diz da olduğu gibi lstanbulda da mahrukat fiatleri üzerinde nâzımman ya ve gerek Polonya, daimi intigelip geçene beyitlerle sarkmtıhk yapçöker ve bana hikâyeler, masal • ni bahçedeki çadırda yatırdı ve bir lık vazifesini yapmağa karar vermiştir. zar vaziyetinde kaUcaklardır. Bu vamağa baslamis. Bu sirada oradan geçlar anlatırdı. O vakit içini benim de daha kıslaya sokmadı! Eh, hakkı Kuruçeçmede ALTIN CAPi*DA tesis edilen 2 mımarah ziyet Paris ve Londrada takdir edil • vardı adamcağızm hani; benî o sımekte olan Tophaneü hamal Aliye de iyi tanımadığım yan karanlık bir melidir. Zira, Almanya, kendisine, kar hemen bir beyit uydurmuş, Ali helva • âletn olan kafamın hatırh bir bö • ralarda sahra bataryası gibi, değ • silık ne gibi şeyler veriiecegmi bflmeme katana çekemiyordu. tfya herkese sarkmtıhk yapmamasini lüğütıii Kâhya kaplamısti. Ben de den, hiçbir andlasma sistemine dahil söylemiş. Fakat helvaci kulak asma • altı yaşın en büyük hassası olan pek yakında aşağıda gösterilen fiatlerie kok satısına başlanacaktır. Hasanın uydurmalanndan en tu« mış, gene kendi bildiğini yapmiştir. taklid sevki tabiisile Kâhyanın önühafıma gideni yılan hikâyesile bam olamaz.» Bunun üzerine fevkalâde asabileşen ne diz çöker ve engin bir saskmlık, ya çekirdekleriydL <O yalan bu yaBerltn 10 (A.A.) Nisresmî Kohamal Ali biçağım çekerek Cemali kotaskın bir nes'e içinde onu dinler lan; füi yuttu bir yılan> diye bir respondans Diplomatik, Londra be lundan vurmus, fakat hmcinı alama • dim. tekerleme vardır ya? Zaar faraza yannamesi münasebetile diyor ki: Kolay yanar, sobaları bozmaz, çok ısıtır, kırılmak istedığindan biçağıni bir de baldınna sok Paıam, derdi Kâhya, bu sizin Hasan bunu duymus ve însan mu «Mevzuu bahsolan, bir takim muaymez. küçük parçalı, tozsuz en iyi cins Alman teshin komustur. Bu sirada Cemal feryada baş çiftlikler çiftlik mi sanki, sen git te balâğacıhgmm saheser bir nazireyen projelerin red veya kabulü değfl, ku. «ASGARÎ 7,200 KALORİ, AZAMl 7 9 KÜL» ladığindan polisler vak'a yerine ye • çiftliği Halebde gör. Hacı Abdül sini yapmış olacaktı... ken yakalamişlardir. Ifade veremiye Ş e k l İ î Koklar ayarlanmıs basküllerle müsterile Beym bir çiftliği vardı ki gün içinKoca herif sıcak bir agustos güoldu olacak orasmi da görmüs olutismifler, ve katili elinde biçak kaçarde doğar, içinde batar. Koyunu, ke nü keklik avından rin veya adamlannın gözleri önünde tartılır dönüyormus. ruz» demis ve girmis. cek bir halde olan Cemal hemen Cer • çiyi, atı, ineği bir tarafa bırak; heBir de bakmıs ki karsıki çalının öAğtzlart dikilmiş kurşun miihnrla çmKllar içinde Dört bası mamur karnını doyurrahpasa hastanesine kaldırilmiş ve rif bir kopek sürüsü edinmisti ki nünde bir yılan. Fakat isra garibi duktan sonra gözü karsiki came • kamyonlarla ikametsâhtara kadar sönderilir. Ali de Adliyeye teslim edümiştir. Helyedi düvelin ordusu bir araya gelse yılanra iki tarafı da kuyruktan iba kânlara ve üst sıradaki karpuzla vacmm hay atı tehlikededir. onun kadar kalabalık olmaz. Bir an ret; bası yok. Hasan buna sasmış ra ilişmis. Mevsim yaz, hava sıcak. kovanlıği var, oğul çıktığı vakitlerve derin derin düsündüten sonra bir Gerçi on on bes okkalık görünü de gürültüsünü kıyamet koptu saMÜRACAAT YERİ: Sirkeci Mühürdarzade hanı No. 32 elile bir kuyruğa, öteki elile diğer yor her biri ama sulu sulu yenir yanırsın. Emme an deyip geçme. Bi • kuyruğa yapişap şiddetle çekmis; ni mübarek! Garsona seslenmiş: zim anlardan değil, her biri ejderiki kuyruklu yılan ikiye ayrılmıs DSn Karaağaç et nakliyat şirketine Oğlum su karpuzlardan bir İstanbul irtibat bürosu Telefon: 23074 ha!... Onlara da ayn ayn çoban ve ortaya iki bas çıkmıs.. Meğer aid kamyon Sütlüceden et yükliyerek tanestni kesiver bana... lar tutulmus. Akşamüstü oldu mu Telefnn: 40456 M^hrukat denosu biribirlerini yutmamıslarmıymış! hareket etmiştir. Tam Kamanto me • Garscvn gülümsemis ve: her biri kovanhğra kapılarına du • Peki ama Hasan, derdi babam; zarlığmdan geçerken kamyonun arka Efendim onlar karpuz değil, rup yuvaya dönen anlan sayarlar. haydi yılanın biri öbürünü yutmus, kilidlerinin kurcalandığıni duyan et demis. Eksik olan varsa hemen arayıcılar ya bu yutulan yılan, kendini yutan tevzi memuru Rasim hemen yere atla çıkar. Ya ne? yılanı nasıl yutmus? mıştır. Fakat kamyondan birüinin at • Bamya çekirdeği!.. Bir gün çoban bakmıs ki topal Hasan saflıkla şeytanatm kansladığtnı gören hirsiz hemen kaçmağa sakar an eksik. Hemen Kâhyaya Hasanın rivayetine nazaran bu tığı bir bakısla gülümsiyerek omuzbaşlamıs ve bu arada hararetli bir ta • haber verîlmif. Kâhya kırk düzüne bamyalar Ehvazda yetifir ve her bi kib olmustur. Et memurunun karakola larını kaldınrt Tahmin bedeli Birinci pey Tarih Saat ri minare kadar olurmus! Hasan bu yorgan iğnesini birbirine ekleyip tarifi Bzerine bunun sabıkalı Yusuf ol Iste benim de buna aklm erbamyalara Ehvazi vatan bulmakta duğu anlaştlarak yakalanmiştir. Muhtelif kitab 2718 304 28/2/935 14 fiste çıkmış, dünyayı gözdea geçirmedi ya beyimı derdi. hakhydı tabiî. Onlan baska yerin miş. A! Topal sakar an HmdistanMekteb kütüphanesi için muhtelif lisandan açık eksiltme suretile Bamya çekirdekleri hikâyesi de yetiştirmesi haddine mi düşmüştü? da! Boyunduruğa kosup çift sfirüfuydu: Kâhya redif dönüsü lzmire kitab almacaktır. Isteklilerin liste almak üzere herçün ve eksilt • Tarlabasinda oturan sofor Mahmud, yorlar. Hemen kızılca anya bir pa(1) Relunti . Gaz motörlerin gayet az gelmif. Kese dolgun, gönül kaygumeye geleceklerin de yukanda yazılı gün ve saatte Komisyona mü • kestaneci Dervişi çenesinden vurmuş • elektrtk cereyanı ve gazla belli bellrsU lan vurub Hînde uçmus. Topal Sasuz. Vermis kendini eğlenceye. Bir recaatlen ve bu işle meşgul olduklarına dair vesaik ibraz etme^erî tur. Derviş Beyoğlu hastanesine kal • çalıjışı (2) Kremer . İzmir yanmadan kar anyı kurtannıs. Fakat hay • gün akhna esmis, «haydi bir de lüzumu ilân olunur. (692) dirilmiştir. Once büyük ve meshur W kaztno idt. vanın boynn boyunduruktan yara Kremere (2) gidip yemek yiyeyim, Bamya çekirdekleri hlkâyeleri Almanyanın vereceğı cevab hazırlandı Seramik mütehassısı bir Türk genci C Yeni eserler Atalarımizın Adları Onlar ermiş muradına Büyük Gazete çıktı Nafıa işleri mecmuası Askerlik işleri Şubeye davet Marmara feİâketzedelerine yapılan yardım Damarlarınt kestiren sarhoş Muhterem istanbul halkına Beyit söyledi diye helvacıyı vurdu M Ankara Memurlar Kooperatif Şirketi Kooperatif Mahrukat Deposunda Topiaıı tiepoda teslim (21,5) Perakenda ikametgâhlara tesiim ( 2 2 3 , 5 ) .• Et kamyonunda hırsızlık yapacakmış! TARTI: TAM ! HİLE YOK ! ANKARA MEMURLAR KOOPERATİF ŞİRKETİ Yüksek Mühendis Mektebi Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan: Çenesinden yaralı M Cumhuriyel t( in tefrikasıt 15 Ah, ne olurdu.. Sen su an da yanımda olsaydınl Seninle iki çift lâkırdı eder, seyahatin zev kini daha iyi tadardım. Bugünlük Allahaısmarladık, karBeşim. Muhabbetle gözlerini öper, muvaffakiyetime dua etmeni dilerim.» Mektubu katlamış, zarhn içerifline koymugtu. Yan gözle, üç sa ileride oturan Yanuşu tetkik ediyordu. Yanus elindeki gazetenin mütaleasına dalmıştı. Yanında, yerde, büyücek bir bavul duruyordu. Cemil, bunun üstünde yapısık etiketlere dikkat etti: «Palas otel Va lansiya», ((Recina otel Malaga», «Otel Bristol Varşova». Telgrafı acaba kime çekmişti? Dosyanın çalmdığı gece, Vandanın telefon ettiği adam bu muy du? Bu suallerle beraber, Cemilin zihninden, alelâcele toplamış ol duğu şu malumat ta bir bir geçi • yordu: (Sangül) barına gelmeden önce, o akşam, Yahya Kerimle Vanda daha başka yerlere de uğ ramışlardı. O ralarda Yanuş ta kendilerine bir aralık refakat etmiş ti. Sonra yorgun olduğunu ve onun için erken yatacağını bahane ederek, çekilip gittiği halde, neden, sonradan bir daha (Sangül) ün kapısına kadar qelip te kadmı çağırtmıştı> Çağntmış ta ne konuş mustu, acaba? Sonra, gene neden ansızın seyahate çıkmağa karar vermişti? Yanuş elindeki gazetenin sahi felerini çevirdi, bileğindeki saate baktı. Hareketlerinde hiçbir isti cal, bir asabiyet, filân yoktu. Vicdanen huzur içerisinde görünüyordu. Gazetesini itina ile katladıktan sonra, yanına koydu. Cemil bu esnada, Yahya Keri min, ağzından zorla macerasının hikâyesini adeta parça parça koparıp dinliyorken, dizlerinin üze rinde kavuşturduğu sinirli ellerini gözönüne getirdi. O gece, (Sarıgül) barında, Yah ya Kerime veda edip te ayrıldık tan aonra, Vanda tuvalete gitmek bahanesile telefon odasına girmişti. Cemil de o aralık, yanıbaşmdaki muslukta ellerini yıkıyordu. Kadının mükâlemesini işitmiş, fakat anlıyamamıştı. Zira o acayib, yabancı bir dil konuşuyordu. Sade, «Şişli» diye bir adres verdiğini duymuştu. Neden, ve kime?. Bilmiyordu. Mösyö! On dakika sonra Rusçuktayız. Orada, karşıya geçmek için, vapur bulacak mıyız? Rusçuk ile Yerköy arasında, trenlerle karşılaşan vapurlar dai ma vardır. Mersi. Birşey değil, efendim. Kondoktör, Cemile, pasaportla biletlerini iade etti. Eşyalarınızı ben hamala veririm, mösyö. Siz merak etmeyin. Yanuş, bavullannı yere indirdi. Nazarlan, koridorda kendisini gözetliyen Cemilin nazarlarile karşılaştı. Bavullardan birini açtı, elindeki kirli mendili değişti, bavulu tek rar kapadı, kilidledi. Pardesüsünü eline alıp, kendi de koridora çıktı. Cemil, ona bakmakta devam ediyordu. Bilhassa, dikkat nazarını çeken çehresinin yandan arzettiği genclik manzarası idi. Bu manza • rayı Cemil başka bir yerde de görmüştü. Ama, nerede? Hatırladı, Yahya Kerimin evin de, yazıhanenin üzerinde Vanda ile bazı dostlannın grup halinde çekilmiş küçük bir fotoğrafileri duruyordu.. Orada. Bu resimde, Vanda on beş, on altı yaşında var, yoktu. Kendi gibi, iki genc kızm arayerinde oturmuştu. Ayakucunda da iriyarı bir delikanlı uzanmış, yatıyordu: Yanuş! Şimdi, şu vagon koridorun da pencerenin sarı demirine da yanıp ta, manazarayı seyreden adaml Vagonun ta öbür ucunda, ja ketatay giymiş, melon şapkalı, yaşlı bir adam, kompartimanının kapısı önüne bir sürü eşya yığı yordu. Piyer! Bavullan iyice kilidledin ya?. Diye içeriden birisi seslendi. Kalın bir seyahat mantosuna sa rılmış, kanarya sarısına boyalı saçlannın üzerine acayib bir şapka oturtmuş, duba gibi bir kadın, zavallı Piyere dadılık ediyordu. Cemil gülümsedi. Yanuş ta eülümsemişti. Ve bu iki tebessüm, bu iki adamın arasında bir aşinalık tesis et' tı. 5 Cemil Polonya hududunda tren değiştirmeğe merbur olmuştu. Köstenceden gelen Varşova eka presine aktarma edecekti. Eşyasını hamala verdi: Varşova? Tak.. takt Druga Klasa? Niye.. piyevşal Harbi Umumide Galiçya cephesinde hizmet etmiş, Lembergi müdafaa eden kuvvetlerle beraber, orada birkaç ay kaldığı zaman, birkaç kelime lehçe öğrenmişti. ^\mdi bundan istifade ediyordu. Biletinin birinci mevki olduğunu söylediği zaman, hamal hay retle yüzüne bakmıştı. Birinci mevki yolcusu bu memlekette ender tesadüf edilir bir nesne idi. İArkası var}

Bu sayıdan diğer sayfalar: