14 Mart 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

14 Mart 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* Etfefef bfSyiik roıran: 39 = Uokyuzu Yazaıu Reşad Nuri Güntekİn J=ü değilim. Bu bana garib bir teselli oluyor. Kendimi tutmasam bir iki gün evvel sokağa atmak istediğim Habibe Resulün eilerini öpec? ğim. Pencereler açık.. Sabah bashyor... Doktor Hasanın başını da yadığı kitabı yavaşça çekiyorum.. Birkaç gündenberi ortada sürünen benim Gülistan... Hasanın açık bıraktığı sahifeyi okuyorum: Karlı bir kış gecesi padışah baştanbaşa samur kürklerle donanmış sıcak saraymda sabaha kadar eğleniyor; yarı çıplak fakir pencere nin altında soğuktan titriyor. Ni hayet sabah oluyor. Fakir başını kaldırıyor, sükunetle «senin gecen de geçti; benim gecem de geçti» diyor. Ben hikâyeyi Sadinin kasdettiği manadan büsbütün başka bir manada anlıyorum; kendime bu satırlardan garib bir teselii çıkararak: «Herşey geçecek; bu geceler de geçecek» diyorum. ehir ve Memleljfet Haberleri Mi'all'mler Birliği umumî bir kongre hazırlıyor Üsküdar Muallimler Birliği dün toplanarak kıdem zammı ve mı . kam tahsisatlarının kaldnilması etrafında görüşmelee yapmıştır. 25 martta Muallimler Birliği umumî bir kocıgre aktedecektir. Bu kongreye bütün muallimler, mü fettişler iştirak edecektir. Bunun için slmdiden hazırlıklara başlan • mıştır. Kongrede makam tahsisat • larile kıdem zamları hakkında yapılacak teçebbüsler kararlaştı • rılacaktır. Makam tahsisatlarının kesilmesi tnüfettisler ve başmuallimleri müşkül bir vaziyete sokmuştur. Müfettislerden makam tahsisatları ke ailmesile bunlarla muallimler ara sında hiçbir fark kalmamaktadır. Kıdem zammı da muallimlerde istikbal ve terfi ümidlerini kırmak • tadır. Cumhtmyct 14 ıViart î9*S eaa Slyasî icmal Yunan hâdiseleri ve Yugoslavya unan isyanınm büyük mikyasta olmasına rağmen »üratle bastınlması beynelmüe! siyaset cihetinden dahi m?m rıuniyete şayandır. Çünkü bu hâdise gerek Balkan memleketlerin de gerek garbî Avrupa devletlerinde derin endişeler uyandırmıştı. Balkan misakile kurulan siyasî nizamın bozulacağmdan ve büyük gayretlerle meydana getirilen muvp.zenenin altüst olacağından korkuluyordu. Her devlet herşeyden evvel «elâmet ve emniyetini düşündüğünden buna dokunacak en küçük îhtimalleri bile nazan dikkate almat mecburiyetindedir. Bunun için Yu goslavya, Yunan hâdiaelerinin Balkan misakile vücude gelen siyasî teşekkülü bozması ihtimalini, zayıf olsa da gene büyük dikkatle gözönünde bulundurmaktan *• '*• an bile hâli kalmamıştı. Yunan isyanınm başında bulunan Venize losun haricî poliiikaya aid malum düşünceleri ve Balkan anlaşmasına karşı izharından biran bile geri durmadığı itiraz ve muhalefati Yugoslavyada şüpheler uyandırmış, bu devleti pek müteyakkız bulunmağa sevkctmişti. layan genişledikçe Yugoslavyanın süpheleri artmış, bunun arkasında Italyanın parmağı olduğu tahmin edilmişti. İtalyanın Yunanistanda iş başına Venizelosu getirerek Bulgaristan, Yunanistan. Arnavudluk ve Italya arasında bir blok teşkil etmeyi kurduğu soyleniyordu. Bulgaristanda M. Georgiyefin mevkii iktidardan düsürölmesinde italyanın teşvik ve yardımı bulunduğu da zannolunuyor du. Yunan isyanmın başına Venizelosun geçmeai bu zannı büsbü tün kuvvetlendirmişti. Roma anlaşmasına rağmen Küçük İtilâfa ve bunun belkamigi Yugoslavyaya karşı husumetten vaz geçmiyen İtalyanın Balkan itilâfile Küçük İtilâfın bir kat daha kuvvet bulmasına razı olmıyacağr, Balkan İtilâfmı elaltından boza • rak buuuB; yerine Balkanlarda Kiiçük İtilâfa karşı muhasjm bir blok vücude getirmek için her çareye başvuracağı bekleni yordu. İtalyanın kambiyo cihe tinden fevkalâde muzayakada bu» lunduğu şu sırada Arnavudluk hükumetine birden uç milyon al tın frank yardımda bulunmast, Habeşistana karşı ihtiyat tedbiri namı altında yapılan askerî hazırIığın lüzumundan fazla genis tutulması, bilhassa Yugoslavyada pek ziyade nazan dikkati celbediyordu. Tam bu sırada Yunanistanda büyük bir isyanın çıkması, ortaliğı büsbütün bulandırmıştı. Italyaya atfolunan gizli niyet ve teşebbüslerin hakikate muvaiık olduğu iddia edilemez. Bununla beraber Yugoslavyada ve diğer memleketlerde her ihtimali gozden uzak tutmamak ihtiyatkârlığına binaen yapılan tahminler, Balkanlarda ve Orta Avrupada gergin bir hava peyda etmişti. Yunan isyanının süratle bastınlması bu gergin havayı izale etmiş. beynelmilel «iyaset âlemindeki derin endiseleri hafifletmiştir. Yunan isyanının uzun müddet sürüncemede kalma«ı pek çok mahzurlar doğurabile * cekti. Bunun için İngiltere ve Fransa, Akdenizdeki en kuvvetli harb gemilerinden bazılannı Yunan sularına ve Pireye göndermeğe lü zum görmüşlerdi. ltalyan harb gemileri de oniki adada bekliyorlardı. İsyanın çok sürmeden bastınlmış olması garbî Avrupa devletletine de geniş bir nefes aldırmış ve bunlan da sonu meçhul yeni gailelerden kurtarmıştır. Muharrem Feyzi JOGAY Birinci gece gözüm hıç uyku tutmamıştı. Ertesi gün de aşağı yukarı ayakta geçti. Fakat ikinci gece dayanamauim; bir aralık uzandığım kanapenin üstünde sarhoş gibi sızıp kalmışım. Sabaha doğru Sevimın odasın dan gelen bir sesle uyandım. Ço cuk ağhyordu. Fakat ne ağlayış! Hasan o gün bana demişti ki: «Menenjit tüberkülozun bu devrinde hasta büyük ıstırab çekiyor gibi görünür; fakat hiçbir şey duymaz. İhtilâclar, feryadlar tamamile mekaniktir; hastaya artık 61müş gözile bakılabilir. Can acısı şeklirde değil de eter ve kloroform uykulannda bazan duyulan uzak varlık hissi şeklinde az bir şuur kalırsa işte o kadar...» Çocuğun acı çekmeden ölmek te olduğuna inanmak ta gene bir şeydi. Fakat bu ses maddî bir ıstıraba değil de devamlı bir talihsizliğe ağlıyan bir insanın şuurlu ağlayışına benziyordu. Bilmem başkalan için de öyle midir? Uykudan uyanırken işittiğim bütün sesler ve şarkılar bana çok tesir eder. Bu birkaç saatlik uyku vücudümü az çok dinlendirmiş, duyma ve üzülme kabiliyetimi artırmıştı. Hiç bitip tükenmiyecek sanılan bu ağlayış bu saatte beni o kadar çıldırttı ki bir daha bu sesle uyanmamak için çocuk ölünciye kadar uyanık kalmağa yemin ettim. Ne yerimde durmağa, ne hastanın odasına gitmeğe kudretim yok. Evin içinde dolaşıyorum.. İhtiyarcıklann her biri bir köşede yorgunluktan uvuyakalmış... Mükerrem kıravatile, potinlerile benim karyolanın üstünde yatıyor.. Doktor Hasan yerde bacaklannı altına almış, önündeki iskemlede açık duran bir kitaba başını koymuş.. Raşid çocuk kapının yanında minimini bir halının üstünde kıvnlmış, evde başka birşey bulamamış gibi ceketini derip bükerek başına yastık yapmış.. Üçü de bu rahatsız vaziyetîerde hırlar, inler gibi sesler çıkarıyor lar. Daha ötede karanlık bir odada Gülşen kaifanın kesik kesik öksürdüğü işitiKyor. " Biraz evvel bu insanlarm hasta bir çocuk etrafında elele vererek calışıp çabalamalan güzel bir şefkat manzarası meydana getiri yordu. Şimdi uyku, aradaki bağlan kesmiş, her birini köşeye atmış.. Herkes kendi ayrı derdine, ayn rüyasına düşmüş.. İçerdeki ses kendi kendine ağhyor. Kimseden kimseye imdad yok!.. Hiçbir şey yaşamanın çir kinliğini, bütün çarpınıp çırpınmaların boşluğunu bana bu kadar kuvvetle göstermemişti. Birer birer hepsinin üzerine iğilerek yüzlerine bakıyorum: Maskeler düşmüş, içlerin bütün yorgunluğu, bezginliği, sefaleti açığa vurmuş. Arada hiçbir münasebet yok.. Fakat ben içkile, eğlenceyle, aşkla geçmiş ziyafet gecelerinin sonunu, bozulmuş sofranın, devrilmiş şi şelerin etrafında bozuk çehreleri, buruşuk elbiselerile sızmış sarhoşlan düşünüyorum. Yalnız bu zavallı ihtiyarcıklar acaba hangi doyulup kanılmış ziyafetin, hangi hayatın sarhoşu!.. Içerde Sevimin odasmda bir gölgenin kımıldadığını görüyorum. Sonra bir pencere açıhyor.. Hastabakıa uyanmış.. Yahud belki daha evvel uyanıktı da ben farkında Bozkır kasabasını su bastı Ekinler harab oîdu, maddî zarar büyüktür Şehir Meclisînde Belediye bütçesinin müzakeresine başlandı ADUYEDK 12 Ertesi sabah Hasan, Sevimin odasından çıkıyordu. Mükerrem eilerini uğuşturarak «nasıl?» diye sordu. Doktor ne cevab vereceğini bilemiyormuş gibi yüzümüze bakarak gülümsüyordu. Ben çatık bir çehreyle Mükerremi azarladım: Arkadaşımızı yalan söylemeğe mecbur etmekte ne mana var.. Hakikati bilmiyor muyuz? dedim. Mükerrem: Hiç olmazsa zavalhnın daha nekadar çekeceğini kestirmek mümkün olsa? diye içini çekti. Hasanın gülümsemesi hâlâ devam ediyordu, sakin ve çekingen bir tavırla: Yaşlı başlı insanlarız, dedı. birbirimizi boş tesellilerle aldata cak değiliz... Size garib bir şey söyliyeceğim.. Bende bir ümid başladı. Mükerrem sinirli bir hareketle başını öne iğdi, benim de içimden inanmak gelmiyordu. Hasan ne düşündüğümüzü an• Biliyorum ben espesiyalist .. 89yfikte> 4»ük1irh1er1rrî' verdikten sonra bana söz düşmez.. Fakat uzun doktorluk hayatımda ben de çok vak'a gördüm. Bizim meslekte tecrübe biraz ilim demektir.. Size derdleşme kabilinden birşey söyliyeceğim.. Ben hastalığın menenjit tüberküloz olmasından şüphe ediyorum.. Me nenjit tüberkülozun başka türlü bir seyir göstermesi lâzımdı... Sonra ateş meselesi var... Haatanın muntazaman ateşini alıyorum... kırk, kırk bir... HaJbuki benim bildiğime göre menenjit tüberkü lozda ateş otuz dokuzu geçmiyecek... Kitablarınızın arasında acaba bir patoloji kitabı var mı? Birçok aradıktan sonra kütüb hanemin üst rafında bir «Lemoine» buldum. Hasan gözlüğünü takarak me nenjit tüberküloz bahsini bir gözden geçirdikten sonra heyecanla: «Işte, dedi, bakm, kendiniz de o kuyun. Ateş hiçbir halde 39 u geçmez» dedi. Mükerremle Hasanın gosterdiği yere baktım ve okuduk: «La fievre ne depasse guere 39». Kalbim kuvvetle çarpıyordu; birdenbire ümide kapılmağa cesaret edemiyerek Mükerreme baktım: «Ne dersin?» dedim. \Arkast var] Şeker kaçakçıiarının muhakemesi başladı Bulgaristandan Türkiyeye gelen gö^menlecin muafiyetinden Utifa • de ederek şeker kaçırmakla maı nun Mehmed ve Kadri Karabekir, Mehmed oğlu Ahmed Sabri, Şük • rü, lsmail oğlu Süleymamn duruş malan dün tekizinci ihtısaa mah • kemesinde yapılmıştır. Bunlardao Mehmed Karabekirin, Bulgaristan» h Sabri ve Şükeü ile sahte evrak yaparak memlekete mühim mik • tarda şeker ithal ettiği iddia olu • nuyordu. Tahkikat evraln okunduktan aonra maznun Mehmed Karabe • kir: «Ben bunların hiç birini ka • bul etmem. Bana isnad edilen cür> mü islemediğimi icab ederse vesaik ve şahidlerle ispat ederim» de • miştir. Diğer maznun Sükrü de, Bulgaristanda TUrklere kar$ı yapılan tazyikten bahsebniş ve paraaını getiremiyeceğinden şeker almayı mii* nasib gördüğüaü söylemîştir. Kad • ri Bekir de aldığı şekerlerin kaçak olduğunu bilmedîğini «öylemiştir. . MaJıkeroe. di«er sabidlejrin din.^Ienmesi ve gümrükteki evrakın. tetktki için mub»kemeyi %ljı»r\ p». zar güniine bırakmıştir. ŞehV ır.jclisi dün toplanarak bütçe mazakere'erine devam etmiştir. Bina vergilerinin iki taksitte Konya (Hususî muhabirimiz • tahîil edilmesi yolunda Mali • den) Bozkır kasabasmın için • ye Bakanlığmın teklifi hakkmdaki den ve ortasmdan gecmekte o'an tktirad encümeni mazbatasi okun • Çarsamba çayı taşmış, hükutnet komuş, encümen bu hususta meclisin nağınm zemin katraı, Fırka ve Beesk : den bir kararı bulunduğunu lediye dairelerini, evleri seller basileci sürerek kararı bozacak yeni mıstır. Taşma ani ve heyecanlı olbir vaziyet görmediğini, binaena mus kasabada çoluk çocuk ağlaş • Ieyh nihai kararıo meclise aid ol • mağa baslamıştır. On iki saat ka • duğunu bildirmiştir. Azadan Avni dar devam eden korku ve heyecan Yağız verilecek karar hakkında sulann çekilmeğe baflamasile za • encümenin mütaleasını sönük bul • il olmuştur. Nüfusça zayiat yok duğunu ve meselenin tetkiki için tur. Çarsamba çayt, geçtiği yerler izahat verilmesini istemiştir. Neticivanndaki mezruat üstünde tah • cede iktısad enc'.imeni reisi Galib ribat yapmıştır. Bahtiyarın izahat vermesi karar • lastınlarak karar gelecek içtimaa Kasaba ile Dere, Çat, Fart, Pıtehir edilmiştir. narcık köylerinde bu tahribatın Bundan sonra Vali ve Belediye Rederecesi fazladır. Dere köyünde iki isi Muhkldin Üstündağ söz alarak yeevle bir değirmeni de seller yıkmış ni hazirlanan Şehir Rehberinin bitmiş ve sürükleyip götiirmüstür. Çay üs> ol duğunu bildirmiş ve bunun hazirlantündeki köprüler de hasara uğra • mıştır. masinda büyük hizmeti dokunan Vilâyet mektubcusu Osmana hiçbir yar • Sobran köyiinden Halim çavuş dimda bulunulmadığindan kendisine isminde birisi 4e keklik avından gebu rehberden altı yüz tane hediye edillirken Sazlıboğazda sulann içinde mesini teklif etm'ftlr. Azadan bir ku • kalraışsa da bir ağacm üstüne çıkmı bunun az olduğunu söyletnişlerdir. roak suretile kendisirü ve avlan Bunun üzerine Osmana bin rehber he • celb için kullandığı kekliğini kurdiye edilmesine karar verilmijtir. tartnıştır. Muhtelif encümenlerden gelen iki Seydişehir kazası mıntakasında mazbata da okunarak kabul edüdik • bulunan Suğla gölünün suları çe • ten sonra Belediye adi masraf ve fevkilmif ve bu çekilen kısımda zirakalâde bütçelerinin Bütçe Encümenin • ate başlanmıştı. Bu seneoin kışı 15 ce hazirlanan esbabı mucibe maı • senedenberi suyu kısmen çekilmiş batasi okunmuş, fasülar ayrı ayrı tetolan bu gölü tamamen doldurarak kik edilerek kabul edümiştir. YalnU eski haline getirmiş olduğundan bütçenin umumî yekununun kabulü, diburadaki ekinler sulann altında ğer bütçelerin yekunlarile birlikte ka • kalmıştır. Sulann hasad vaktine kabul edilmek üzere gelecek celseye bı • dar çekikniyeceği tahmin edildi • rakılmisbr. ğinden bu ekinlere mahvolmuş naBu arada 76 nd fasdda Heybeli, zarile bakılmaktadır. J Büyükada, Burgaz sanatoryomlarma Seydişehir kasabasında bahçe • ı yatınlacak hast&tara aynlan tahsisat • Ierin arasından gecmekte olan çay J tan Bütçe Encümeni 2500 lira çikar • da taşmıştır. Taşan çay iki köprüyü miştir. Bu hususta Avni Yağız itiraz söküp götürmüstür. Seydişehir çaederek tahsisaün bırakılmasini Iste . yı ile beraber ayni ımntakadaki miştir. ttiraz kabul edilerek bu fasil Karabulak çayı da taşmış ve bu iki 7500 lira olarak kabul edilmiştir. Bunçay birleşmiştir. dan sonra müzakerelere bugün devam etmek üzere Meclis dağılmiştir. MÜTEFERRtK Iran Şehinşahının yıldönümU lcan Şehinşahı Alahezreti hümayun Rıza Şah Pehlevinin 15 mart 1935 tarihine musadif doğum yıldönümü münasebetile Istanbul Iran General konaolosu resmi tebrikin ifan zunnında Iran kolonisini yevmi mezkurda saat 11 den 12 ye kadar kabul eyliyecektir. ÜNtVERStTEDE Edebiyat Fakültesi balosu geri ka'dı j Edebiyat Fakültesi Taleb* ceml .* j yeti profesör Yusuf Akçoranın bü ; tün Türklüğü üzen ölümü dolayısile j 15 mart 935 cuma günü yapılacak j olao balosunu 20 mart çarsamba < güntt aksamına tehir etmiştir. • Mahkum olan nüfus memuru Zimmetine 50 lira geeirmekla suçlu Kamkapı nüfus memurn Ham> di hakkında üçüncü ceza mahke mesinde devam etmekte olan ma hakeme bitmiş, üç ay hapsme karar verilmiştir. Berberler cemiyetinin yeni idare heyeti tstanbul Berberler cemiyeti gfi rültülü bir intihabdan aonra idare heyetini şu ^ekilde seçmiştir: tsmaii Hakkı (eski reis), Ahmed Sükuti, Receb, Kemal (Ü.küdarh), Hüseym Hilmi. Yeni heyeti idar« yakında ilk içtimamı yapacak reisi seçecek ve berberlere aid mühim kararlar vere • cektir. Kimya enstitüsünün gece eğlencesi ı Tahliye edildiler Celâl ve Fikri Ssimlerinde iki kisi sahte ımıamele ile bir aparhman hissesi tatmağa teı«bbüs etmek suçundan dolayı tevkif edilerek ü • çüncü ceza mahkemesine verilmiş lerdi. Suçlulann beser vüz lira kefaletle tahliyelerine karar veril mistir. Fen Fakültesi kimya enstitüsü yir • minci yildönümünü kutlulamak için 16 mart cumartesi akşami saat 22 de Maksün salonlarinda bir gece eğı^ncesi tertib etmiştir. Tıbbıyeliler bayramı Tıbbıyeliler bayramı bugün öğle • den sonra Ünfrersite konferans salo nunda kutlulanacaktir. Bu bayram eskiden 12 mayuta yapilmakta idi. Bu tarih değistirilerek 14 marta tahvil e dflmiştir. 14 mart tstanbulda Tıbhanei Amirenin ilk tesis edildiği tarihtir. Bugünkü merasimde birçok profe • sorler nutuk söyliyecekler ve akşam da Tokatlıyanda bir balo verflecektir. Memura hakaretin cezası Bir U takib ettiği sıcada icra memuruna hakaret etmekle suçlu Munise isminde bir kadın hakkında üçüncü ceza mahkemesinde deram etmekte olan mukakeme bitmiş, bir ay hapse konmasma, ayrıca otuz lira para cezasile de cezalandırıl masına ka>. ar verilmiştir. Büyük şehirlerimiz filme alınıyor C. H. Fırkastnın güzel bir teşebbüsü, geçen yıl memlekete «Yeşil Bursa» adlı büyük bir inkılâb ve propaganda filmi kazandırmış ve yapılan bu eser uraumi bir alâka uyandırmıştı. Bu yıl da büyük bir filim şirketi raemleketimizin bü • yük şehirlerinden bircoğunu filme çekecektir. Bu yıl filme alınarak şehirler a • rasmda Balıkesir, Konya, Adana, Kayseri, Sıvas, Samsun vardır. KÜLTÜR lŞLERt Kurban bayramı münasebetile bü tün mektebier bu sabahtan itibaren tatil edilecektir. Derslere salı günü sa« bahı baslanacaktir. Maarif Müdürlüğünde dün Ali Haydarm baskanlığmda inzıbat meclisi toplanarak tasfiye edilecek mua!lim lerle aldıkları menfı raporlardan do layi tecziyesi lâzim geîen muallim'ere cezalar verümijtir. Meclisin karan Vekâlete bildiri'ecektir. LÎMANDA Bayram ve mektebier Tarifeler tesbit ediliyor 500 fakire kumaş dağıtıldı Liman tarife komîsyonu, İstan • bul limanına aid yükleme, bosaltraa ücretlerile su verme ve komür alıp verme tarifeleri hakkında hazırjadığı raporu tasdik edilmek üzere Ankaraya gönderilmistîr. Ekonomi Bakanı Celâl Bayar yaRapor bugünle^de Ekonomi Ba • kanhğmca tasdik edilecek ve liman nn şehrimize gelecek, bayramdan sonra da şehrimizde kalarak bazı işleri idaresi önümüzdeki ay basınekonomik meseleleri tetkik ede d"an itibaren yeni tarifeyi tatbika cektir. basliyacaktır. Vapurcular Birliği bayram için • Kömür fiatlerini tetkik eden komisyon bu fiatleri indirirse Liman de veya bayramdan sonra olmak üişleri id'aresi de kömür yükleme ve zere Ekonomi Bakanmdan yeni alboşaltma tarifesinde, kSmüc fiat • dığı vapurlann küşad resmini y»Plerinin uğrıyacağı tenzilât nisbeHnmasını rica edecektir. Bu miraase • de bir indirme vapacaktır. Diğer tabetle Aksu vapurile Boğazda bir raftan Deniz Ticaret müdürlüğü liman su tarifesini indirebilmek için gezinti yapılacak ve blr ziyafet veBelediye Su sirketinin limana veri . rilecek tir. len su ücretlerinde bir tenzilât yaCEMÎYETLERDE pıp yaparoıyacağını da tetkik et tVmektedir. Ekonomi Bakanı şehrimize geliyor Ceza verılen muallimler A'man'arin mfllî matem günâ mu • nasebetüe önümüzdeki pazar günü Usküdardaki A'man mezarlığmda merasim yapilacaktır. Merasime lstanbulda bulunan bütün Almanlar iştirak edecek ve sabahleyin 9.50 vapurile Hay dar • paşaya, oradan da Üsküdar mezarlığı • na gideceklerdir. Lehistan general konsolosu Vagne • roviç «Polon/a» vapurile Köstenceye gitmiştir. Konsolos Köstenceden Var • şovaya gidecek, bir ay sonra tekrar vazifesi başma dönecektir. Almanlarin mefbur Emden kruva • zörü nisanin 18 inci günü limanımıza gelerek nisan nihayetine kadar bura • da kalacaktir. Kruvazör nisanin 30 onda Karadenize çikacak ve tstanbul > yolile tekrar Almanyaya dönecektir. ' AlmanSarın matem günü ECNEBİMEHAFİLDE Sabıkah tevkif edildi On beş yerden hrrcızlık yapmakla suçlu Kemal isminde bir sabıkalı yakalanarak Adliyeye verilmiştir. tstintak hâkimlifi tarafından K« • Lehistan konso'osu pitti Tuna limanlarına seyrüsefer başlıyor Kumaş glmak Uzere biriken vatandaflar Istanbul ile Tuna limanlan arasmda vapur seferleri yapılması için bundan bir raüddet evvel tecrübeler yapılmıstı. Bu tecrübeler neti • cesinde Tisza ve Duna Uiroli iki vapur bu seferlere tahsis edilmiştir. Bu ayın on dokuzunda Tımadan ilk vapur limanımıza gelecektir. Kapıcılar cemiyeti intihabı Cumhuriyet Nüfthası S Kuniftur \ Törkiye \ için Harıç «çin Hüâliahmer Kurumu tarafm • dan bayram münasebetile fakirlere el« biselik kumaş dağıtılmıs ve eldeki k» mrşlarla 210 aüe yani 500 kisi M • vindirilmiştir. Bayram ertesi de bir parti kumaş dağıtılroası muhtemeldir. Kapidlar cemiyeti idare heyeti in • tihabı dün yapilmiş ve sunlar seçilmistir: tsmafl Hakkı Mesrutîyet apartımam, Hasan Azizbey apartimani, Kalost Sadakat aparbmani, Tahir PapadopuIu apartimani, Osman Beypazari aparUmani, Abdürrezzak Zümrüd apartl • mani. Emden Istantu'a peliyor Senelik 1400 Kr. 1700 Kr. Altı aylık 750 1450 Üç aytık 400 8ü0 Bir aylık 150 yotctu»

Bu sayıdan diğer sayfalar: