14 Mart 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

14 Mart 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B=S> 14 Atart ASKERÎ BAHİSLER • Cumhttriyet apon kapitaîistlerî ile apon militaristleri el ele Bu grupîarın birincisi piyasaları zaptederek, ötekisi de silâh kuvvetile Japon hâkimiyetinî genişletmeğe çalışıyorlar Japon faştstlijji 6 Korgeneral Kenan Güzide ve kıvmetli bir askerdi Merhun» Korgeneral Kenan 1302 de lstanbulda doğmuştur. 1318 de süvari mülâzimi olarak Harbiyeden çıkmif, evvelâ Şam ve Edirnedeki süvari bölüklerinde bulunmustur. Kenan, genc ve atesli bir süvari zibiti olarak gerek binicilik müsa bakalarında, gecekse ath tatbikat ve manevralarda kendini göstermisti. Onun parlak zek»sı, bulundufta birliğin erkâniharbiye reisi olan !»met tnönünün uzagt gören gözle rinden kaçmamış, onu Harb Akademisine girmeğe teçvik etmistir. Kenan, 1325 • 1328 yıllamda akademi tahsilini bitirerek 1328 birincitesrininde yüzbaşı olmus, müstakil süvari livası erkâniharbiye reisliğine tayin edilmistir. Balkan Harbinde bu birlikte yararhklar göstermistir. Balkan Karbile Büyük Harb arasmda hudud komisyonlannda ve büyük erkâniharbiyede çalısmırtır. Büyük Harbin başmda gene müstakü süvari livası erkâniharbiye reisi olmus* tur. 1331 birincikânununda binbasilığa terfi etmis, subatta Irakta 13 üncü lcolordu erkâniharbiye ceisliğine tayin edilmi", Kutülâmare civarın daki muharebelerde çok kıymetli hizmetlerde bulunmustur. 1334 nisanında, bu kolordu ile trana geçmis, İran harekâtında büyük yaraclıklan gorülmüstür. Bundan scnra Büyük Harbin sonuna kadar, Dicle boyundaki muharebelere istirak etmiîtir. 1 mart 1339 da kaymakamlığa terfi etmis ve 16 ağus tos 1334 te 5 inci fırka kumandanı olmu'tuc. Mütarekenin ilk günlerinde Musuldaki harb maljemesinin kurta • rılmasmda büyük hizmeti görül • müştür. tstiklâl mücadelesi bafladığı sırada kaymakam Kenan 5 inci fırka ile Diyaıbekir havalisinde bulunuyordu. 1335 te Midyat Nuseybin mın • takasmda başgösteren Ali Baki isyanını ve Viranfehir tarafradaki Midilli «sireti isyanlarmı birbiri ardı sıra bastırmıştır. 1336 ve 1337 yıllarında Urfa havalismde değer li i;ler görmüstür. 1336 da 13 üncü kolordu kuman danlığl vekâletinde Gazi Anteb müda* faastna büyük yardimlan dokunmuş • tur. Telebeyaz Arapunan hattın daki yabânct kuvvetleri atarak Akçakoytmluya kadar olan topraklanm'ızı kurta'rmıstır. "" Büyük Erkâniharbiyenia ve Büyük Millet Meclisinin takdirlerini kazanmıstr. Kenan 1337 temmuzunda Sakarya meydan muharebesinin başınd'a fırkasile garb cephesine gelmif ve sol cenah mubarbeelerinde bulunmus • tur. Gökgöz ve Güzelcekalede em • rine süvari biılikleri de verilerek üstün dü;man kuvvet' >rme karsı sol cenahı temin etmistir. Sakarya zaferinden sonra yapilan yeni kurum ve kurulusta 41 inci firka* nin kumandanlığina ge~irilmif, bir müddet sonra cenup hudud komiserliğine ve daha sonra Adana ramtakasi kumandanlığina tayin edilmistir. Fransızlarla yapilan Beyrut mü zakerelerinde bulunarak 1 eylul 1328 de miralay olmustur. Kurtulus zaferimizden sonra miralay Kenan, yeniden kurulan Harb Akademisinin ba;ına getirildi. Bu vazifede iki yıl hem müdür, hem tabiye grupu imiri olacak çalı» • mutır. 1341 eylulünde Jstanbulda 1 inci fırka kumandanı olmus ve ağustos 1926 da livahfra terfi etmistir. 1926 birincikânununda Büyük Erkâniharbiye haıekât subesi reis muavinliğine, 1929 da 7 nci fırka ku • mandanhğma ve 1931 de Diyarbe kirdeki kolordunun kumandanlığina tayin edilmistir. 1931 ağustosunda ferik olmus ve ölünciye kadar kolordusunun basında büyük bir muvaffakiyetle çalışmış • tar. Birçok erkâniharb zabitlerinin hocası olduğu gibi genc Cumhuri yet ordusunun çok değerli bir kumandanı idi. General Kenan, ordu içerisinde çok sevilmiş, ve tanınmı» bir kı» mandanımızdı. General Kenanın otuz senelik askerlOc hayatı, fedakârane hizmet • lerle ve takdire lâyık muvaffaki • yetierle doludur. Muhtelif savaslarda altı sene kıdem zamnu, harb, liyakat ve imtiyaz madalyalan alrnı*, kıhc ve al • tın saat gibi mükâfatlar da kazan mıstır. General Kenan, değerli eserler de bırakmıstır. Bunlar a'ismd» küçük ve büyük sevk ve idare ile alâkalı akademi tab'"ye notlarile (Büyük Harbde İran cepyesi) adh iki cildlik büyük bir eseri ve askerî mecmuala>da basılmış birçok ya zıları vardır. Gırnrral Ke"">»jnın ölümile ordu ve memleket henüz 48 yasmda genc, RÜzide ve kıymetli bir kumandan kaybetmiştir. Ezelî asi: Venizelos! «Elefteros Venizelos siyasal hayata isyanla doğdu ve hayatını gene isyanla bitirecek, yahud ki kısaltacaktır» e Journal gazetesi, E^Juar Helsey imzasile çıkan bir başmakalede son Yunan hâdiselerimlen bahsediyor. Gerçi neticeler ve hakikatler muharririn hükümlerine münafi ise de Venizelosun karakterini ve hayatını iyi tebarüz ettirdiği için aynen a h y o ruz«Dünyada, ihtiyar olup ta, geçmiş aşklarının yadmda biraz gcnclik heyecanı aramıyan adam var mıdır? Elefteriyos Venizelos siyasal hayata isyanla doğdu. Ve hayatını gene isyanla bitirecek, yahud ki kısaltacaktır. O, eski Türk hakirriiyetine karşı Girid isyamnın basına geçtiği 1897 tarihinde henüz otuz üç yaşında bir delikanlı idi. O gün bugündür, Venizelo», parlak bir ikbale rağmen, kendi mukadderatma hâkim olamamıştır. O zamanki genc ihtilâlci bugün de ihtiyar bir ihtilâlcidir. O nun hayatı böylece, dalgadan dalgaya düşen bir gemi gibi ihtilâlden ihtilâle koşmakla geçmiçtir. Bundan otuz beç yıl önce, kendisini ilk defa iktidar mevkiine sevkeden, o zamanki darbei hükumetin amillerinden olan askerî birlikti. Ta o zamandanberi, ihtiyar Giridlinin hayatı, Yunan milletini bölüm bölüm bölmekten bir an hâli kalmıyan daima hâd, dahilî mücadelelerin tarihile adeta kaynaşmıştır. Zira hiç şüphe götürmiyen bir keyfiyettir ki, bu defa patlak veren hareketin başlıca amili, gene bu ihtiyar devlet adamıdır. Filhakika, geçen cuma günü hâdis olan vekayü düşünen ve tatbik edenlerin, ötedenberi ba? olarak tanıdıkları Venizelosa danıçmaksızın bu i?e girişmi? olduklannı tasavvur etmek gücdür. Ve bugün o, meauliyetten teberri etmek istese de, yapamaz. Esasen böyle kaçamakWa yanafir adam da değildir. O. daima gerek kendisinin ve gerek taraftarJanmn bazan da çok tehlikeli ef'alinin ağırlığım cesaretle omuzlanna almıa,tır. G. Saray Vefa maçından sonra,.. Futbol heyeti hakem Ahmed Ademe cevab ver.'yor tstanbul Futbol Heyeti başkan Top mecmuasmm 9/3/935 ta • rihli 16 neı sayısında hakem Ah • med Ademin sorgusuna asağıdaki tebliğimizle cevab verilmesi karar altına almmıstır: 1 25/1/935 tarihinde yapilan Vefa • Galatasaray maçına müte allik isler hakkında ittihaz edilen kararlar arasında maç hakkmdaki raporu ve sifahi izahatı alınıp tetkik edilen meîkur maçın hakemi Ahmed Âdem hakkında da neti • cei hüküm olarak: ( mumaileyhe 935/936 se nesi lik maçlarına kadar mıntaka resmî müsabakalarmda hakemlik ve rilmesine) karar verilmiştir. 2 Mezkur maçtan sonra bir müddet için hakemlik yapamıya • cagı hakkında bizzat hakemuı kendisine de kanaat gelmis olmalıdır ki mumaileyh raporile beraber heyetimize verdiği bir mektubla bu • nu izah etmis ve buna heyetimizce sade ıttıla kesbedilmiştir. ? Heyetimizin bu kararı, Türkiye Futbol Federasyonunun birinci sınıf hakemlik ehliyetnamesini tasıyan mumaileyhe, alelusul ve tafidığı sıfat ve mümtaz mevkiin icab ettirdiği yazı üslub ve nezaketi dairesmde tesbit edilerek tebliğ edilmistir. 4 Mumaileyhin bu kere res • miyete sığmıyacak olan demogojik bazı tabirlerle alenen yaptığı Uti • zah ve kendUine ceza verilip ve • rilmediği hakkındaki sorgusuna ve hakemler, hakem komitesine merbut olduğundan onlar hakkında heyetimizin ceza vermek salâhiyeti olmıyacağı hakkında isaret ettiği cihete gelince: Mıntakamızın yaptıracağı resroi maçların hakemlerini tayin etmek hakkı vazife ve salâhiyeti münha sıraa heyetimize aiddir. tste bu salâhiyete istmaden mumaileyh hakkında yukandaki karar ittihaz e dilmiş, pogramda bu haketne aidr olan maç geri ahnmak «uretile tatbik ve takib edilmekte bulunmuf * tur. tttifak teskilâtımn her hangi bir makammca verilen ve aledderecat muhtelif nterashnden sonra tatbik sahasma girebilen ve oizamname • de mahiyet ve derecelerine göre bir takım isimler alan diğer ahkâm müeyyedelerile bu kararm doğrudan doğnıya alâka ve irtibatı ol • madığı gibi, gene bu kararımızın esasen her hangi bir cezaî isimle tevsimine de lüzum ve ihtiyac yoktur. 5 tdare ettiği bir maçta mu • cibi teessür ve fakat bir hakemin yani kendiskıin feci ve mes'um diye telâkki ve ifade ettiği • hâdise lerin vukuuna ^ahid olduğundan dolayı müessir olan ve her hangi bir müddet resmî maç idare ede • memesi hakkında heyetimizden aldığı kararla teessürü büsbütün artan mumaileyh bu teessur ve te • lâfla meşbu hali ve hususî müra • caati karsısında: (Heyetin bu kararında hakemli • ğin, yalnız hakemliğin değil, ida reciliğin, sporculuğun ve insanlı • ğin temelini teşkil eden bitaraflık ve seciye cihetinden, seref ve haysiyeti sahsiyesini alâkadar eden hiç bir müessirin ve noktai nazarın mevcud olmadığı) hususımda baskanhğımızca kendisine bittabi kuvvetle teminat verilmistir. Esasen bu hasletler bütün hakemlerimizin muttasıf olduğu ve üzerinde bir lâhza tereddüd etmeği kat'iyyen kabul edemiyeceğimiz vasıflardır. 6 Her hususta tam bir ser bestiye malik olan matbuat, mez kur maçı müteakıb her muharririn kendi gorüşüne, düsünüşüne gcce teokidlerde bulunmus ve havadis vermis olması tabiidir. Fakat mezkur maçın hakemi Âdemin maçı ne «ekilde idare ettiği hakkında ne heyetimiz ne de sahıslarımız namına hiçbir gazete ve mecmuaya beyanat ve mülâkat verilmis değil dir. Kanaatlerimizi heyet dahilinde en etrafh sekilde izhs.r ve mevzuu bahsederek kulüb, renk, sahıs meselesi düsünmeksizin ittifak niza • matma ve temiz Türk sporculuğu nam ve hesabma en faideli gördü • ğiimüz sekilde karar ittihaz ettikten sonra onu takib ve tatbik et • meğe çahsıyoruz. Teskilât haricinden ve gayrimes ul vaziyette yapılmak istenilen tesir ve müdabalelerle alâkadar ol * cnamak, simdiye kadar takib ettiğimiz mesele hakkındaki karar da L «Japon miilî tanzim ve tensik plâ • nl» fücri artık ya'niz rauvazzaf ordu • daki aske»!erin akide ve imani olmaktan çikarak, üç milyon azasi olan «ihtiyatlar birliği» nin de himmctüe, gittikçe orta siniflara da yayilmağa başlamistir. Japonyada, bir nefer, bir küçfik xabit nuıvazzaf ordudan da ayrildı mi üniformasinı evine götürfir ve Alınanyada olduğu gibi, her bajrramda veya meracirode iftiharla onu giyer ve or • dnda zabitlerinden öğrendiği ekono roîk ve mflliyetri fikirleri yaymakla da iftihar eder. 1931 de bu propaganda o kadar fiddetlenmisti Iri biikumet mukabele bümiîiîe harirlaniyordu; fakat, o z*Japonyanm •tki Harbiye Naztrt man, Mançuri zaferi, askerlerin vazi Ceneral Araki yeüni çok kuvvetlendirmişti. Gene tam bu esnada, isçüerdeır yeni fedakârlık* rilmiş ve kiymetli ağacdan yapilmis lar istiyen ve çiftçflerin vaziyetini fe • bir kutuya konulmuştu. Kutudan bir nalaştiran Japon iktUadî taarruzu b*f> mektub da çikmisü: Çok azimkâr bir ifade ile yazilmiş olan bu mektubda 11 Tahmln ediîemiyen bir genişlik ve suçlu bakkinda merhamet isteniliyor • kuvvette bir nasyonal • sosyalitt fasist du. Mektubu imzahyanlar, bu vatan • hareketi, askerî kabineler tesekkülüne perverlere faydasi dokunduğu takdirsebebiyet verdi ve bir müddet için Gede hayatlarmı feda etmekle bahtiyar olacaklarmı da gizlemiyorlardı. neral Araki, Japonyanm hakikî hâki mi oldu. Para meydan muh r besi Bir tethiş devri baçladı; tiyasî ci • nayetler btrbirini kovaladı. 1931 teşri» nievvelinde, uzun tereddüdlerden ve fennl araşUrmalardan »onra yenin kiymetten düsürülmesi, dünya piyasalartnda bajliyacak olan büyük taarruzun tnukaddemesî olan Para meydan mu harebesinin plâni kabul edfldi. Beîki «Se borsalarda birdenbire büyük paralar kazanmak ta bu kararlarda mii him rol oynamistı. Japon mallanna dünya piyasalannda yol açmak için yenin kiymeti evveli yüzde 40, sonra yüzde 50, 6 0 ve hatta 65 nisbetinde düşürüldü ve bu mületin iyüiği için yapildu Bn içtimaa, Mitsui Bankası di • rektörü Baron T. Dan riyaset ve bu malt manevralari o tertib ediyordu. Mitsui BaakadRiR adanılarindan biri maiiye narirı idi. Maliye nazirı «Hm fhracinı meneden karamameyi neşir • de nzun müddet tereddüd etti. Bu müddet zarflnda Mitsui firmalari da rakibleri Mitsubisî müesseseleri de bütün altmlartm Amerikaya naklettiler. Sonra tekrar satm almak için, yeni düşürüyorlardu Baron Dan da, maliye nanri da, fcankalardan ziyade Japonyaya faydasi dokunan bir plânl tatbik ettikleri için faşistlerce «hiyanet» addedilen bu hareketi hayatlarile ödediler. Her ilcisi de 1932 şubatinda öldürüldüler. Biraz evvel de «fazla sulbperver» olduğu i • çin Bafvekîl İnukai de katledilmiçti. Hariciye Nazirı da ağir «uretto yara landı ve nvucize kabilinden olarak ö • lüraden yakasinı kurtardı. Katiller yakalandı ve cezalandirtla • caklarm bir littesi yapüdu Sonra iş çabucak bastirildi; çünkü genç suikasdcfler yalnis «haH kan kardesligi cemiyeti» ne mensub değildiler; ayni za manda «Büyük Japonya» partitine de mentubdular. Japonların, korkulu yıiı Japonlarm heyecan ve infiali, 1935 ve 1936 seneîerinin, memleket için çok buhranlı bir devre olacağı kanaa • tinden doğmaktadir. Fakat Japon ik • tuaddlari, 1931 senesindenberi, çok tehlikeli bir hayat geçirmektedir. Sui kasdler o kadar çoğalmiştir ki büyük sanayiciler, bangerler ve tacirîer, el büelerinln içine znhlı yelekîer giy mektedir'.er. Bunlarin çoğu zevcelerinden ve evlâdlarindan ayrı yasamak • tadirlar. Çünkü bu i; adamlarina darbe indirmek için aileleri efradı öldürülmeğe teşebbü* edilmektedir. İş adanvlarmin çoğu hususi polis hafiyeleri vasitasile muhafaza edilmektedir. Fakat bu adamlar korkak ve alçak değiller dir. HayaÜarimn tehîikede olduğunu bilmekle beraber, yeni iktisadi inkişaf plânları tertîb edîyor,*' büfuh «îyâşî nüfuz ve kudretlerini bir araya topluybr, memleketi ham maddeden mabrum edecek, dünya pryasalarinin kapilarmı kapatacak olan açik bir harbe mey • dan vermemeğe çahşiyorlar. Büyük harb taarruzunun zamani henüz gelmemistir. Japon ekonomisi kendi kendine yetişmekten henüz uzaktir. Japon kapitalistleri bütün bunJarı, daha faz'a para kazanmak, nüfuzlarini muhafaza etmek için mi yapiyorlar? Yok*a, Japonyanm büyümesî ve hâ • kimiyeti icin kendi usullerinin daha iyî olduğuna kani bulundukları için mi? Bu adamlar, sulhperver midirler, yoksa aklı baünda ileriyi görür harbcu mudurlar? Şimdflik, böyle veya föyle olmasinm büyük ehemmiyeti yoktur. Çünkü bütün Japon is adamlari, kapitalistleri de generaJler kadar faaldirler; Harbiye Nazirı Araki ve Ami • ral Usumo kadar. Büyük Japon sanayicileri, kendi cephelerinden öyle bir iktUadî taarruza giriımişlerdir ki birçok büyük memleketleri can evinden vurup iflâ» et « tirmeğe çahsmaktadır. tki haıim Japon grupu, kapitalistlerle militaristler kendi dahilî islerinde ikiye ayrilmislardir. Birinciler, yeni fikirlere ve modern makineciliğe taraftardirlar, ikinciler eski Japon âdet ve an'anelerine don • mek istiyorlar. Bu iki hasim camia, bir noktada, birleşiyorlar ki bu da en mühim noktadir: Gruplann biri piyasa • ları zaptetmek suretîle, ötekUi de *i lâh kuvvetile Japon hâkimiyetini ge • nişletmege azmeylemiflerdir; evvelâ Asya kıt'asinda; sonra da bütün dün • yada... Son • A. D. Kesilen küçük parmaklar KatHIerin çoğu, zevahîri kurtarmak için roahkura oldular. Şimdi, hepsi «tnuvakkat nürriyet» adı altinda ser • best birakılnnslardir. Hepsi Japonyanm rnüli kahramanlan addedilmek • tedir. KatOlerm muhakemesi esnatinda, Nazir Arakiye, yeni kesilmiş ve kanian henüz kunnnamiş yedi küçük par • mak gönderümişti. Bu kesik parmak • lar, giizel bir ipekli kuma&a itina ile sa1 ] Bundan evvelki makaleler 11 çubat, 2, 4, 6 ve 8 mart tarihli sayllarl mlzcjadlr. Halihazırda, Yunanistanda oy nanmakta olan facia senelerden • beri iki büyük zümreyi biribirile çarpıştıran hem nazik, hem de şiddetli rekabetin, sonu demiyelim de, sadece safhalanndan biridir. Biraz düşünmeden deniliyor ki. bugünkü isyan hareketi, nihaî bir neticeye vardırmak maksadile iki muhalif sistemi karşılaştırıyor. Filhakika, on beş senedenberidir, Yunanıstan yekdiğerine zıd iki rejımin, cumhuriyetle krallığm arasında çetin bir dava mevzuu olmuştur. Hakikati halde, pek böyle degildir. Prensiplerin burada hiç değeri yoktur. Bir yanda, hayli zamandır. mukadderatlarını Venizelosa bağlamış olanlar, diğer yanda ise, gene mukadderatlarını müteveffa Kral Kostantine bağlamış bulunanlar vardır. Hakimiyet ve nüfuzun, sırasile birinden ötekine, belki de on defadan ziyade intikal ettiği gÖrülmüştür. Bugün iktidar mev» kii, Çaldarisin etrafında toplanmıç ve gizli veya alenî Kostantin taraftan olanlann ellerindedir. Dahilî ihtilâflardan usanmıç, siyasa ile uğraşmayı ufak bir zümrenin eliböyle ittihaz ve gene ayni prensiple takib edilmistir. 7 tki senedenberi mıntakamız maçlannı idare etmiş ve binaena • leyh filen heyetimizle alâkadar ve rabıtası bulunmus olan bir hake • roîn sorgusuna resmen cevab ver j meyi bir vazife telâkki ettnis ol • ' duğumuzu beyandan sonra: Hakemin sorgu mektubunu der • cetmekle beraber bu vesile ile Futbol Heyetinin iki senelik cezai ic • raatı kaydile mecmuanm not et tiği tenkid maddeleri de okunmustur. Bu ve bu gibi tenkid yazılan samimî oFduğu bir lâhza için iddia ve kabul edilse dahi, uzaktan ve ancak hususî görüsler mahsulü oldu^undarı bunları tahkik ve tetkik noksanlığile cnalul olmus bulun • ması pek te gayritabiî görülme • mistic. Şu kadzır ki, spor sahalarında henüz devam eden ve spoctif faali • yetlere taalluk eyliyen işlerimiz heyetimiz için birinci derecede ve ne bırakmış ve bu zümrenin de ön safında daima askerlerle denizcileri bulundurmuş olan bir meralekette, herhangi bir değişikiiği, kuvvetten başka bir vasıta ile elde etmek mümkün değildir. İçte bunun içindir ki, bu seferki isyan da, daha başlangıcında münhasıran askerî bir mahiyet almıçtır. Galebe kimde kalacak? Donanma Venizelosun, ordu ÇaldarUin elindedir. Piyade askerlerinin ge mi batırmalarına imkân olmadığı gibi, bahriyelilerin de alaylan ünha etmelerine imkân görülemez. Olsa olsa, hâdise memleketin ikiye bölünmesile neticelenecektir ki bu da süphesiz muvakkat olacak, (akat Yunanıstan için müthiş bir tehlike teşkil edecektir. Venizelosun, manen kralı bulunduğu Girid gibi atesji bir ülkede muzaffer olmaması nasıl müm* kün değilse, eski Yunanistanın derin bir surette krallığa bağlı bulunan eyaletlerinde galebe etmesi de ayni derecede imkânsızdu. Asıl Atina içinde bile Kostantin partisi daha kuvvetli görünmek tedir. Vaziyeti iyice takdir edebilmek için, benim 1916 ve 1917 de bizzat şahidi bulunduğum tarihî günlerde orada yaşamış olmahdır. O zamanlar, Venizelosu Senegalli zencilerden daha yabani telâkki etmiyen tek bir dükkâncı yoktu. Ona bu sıfat, Harbi Umumî sıralannda ltilâf devletlerine olan temayülünden dolayı ve beyaz bir ırk olan Almanyaya kar?ı bizim siyah ordulan saldırdığımız için veril • rois.ti. Bir gün, orada, garib bir merasimde bulundum. Ba^ta Atina metropolidi olmak üzere bütün ruhanî heyet çehrin içinde bir alay yapıyordu. Bu alay, halkm naza • nnda Venizelosu ve Venizelist fikirlerini temsil eden bir öküz kafasını, merasimi mahsusa ile götü» rüp gömdü. Ve öküz kafası böylece görnüldükten sonra, ahali, mezann ö * nünden, taş atarak ve «lânet!» diye haykırarak geçti. Venizelo» bundan dolayı ölmedi. Fakat nüfuz ve haysiyeti hayli rahnedar oldu. Şu kadar var ki. Matapan bur* nundan Olimpos dağına kadar, e»> ki Yunanıstan kendisine taraftar olamazsa da, yeni eyaletler, Selânik, Makedonya, Trakya, Serez, Kavala ve Drama havalisi gene ona kalacaktır. Buralarda Anadoludan sığınmtç iki, üç milyon kadar muhacir var ki ötedenberi kalbleri Venirelo» için çarpmıştır ve Caldaris hükumetinin bunlara asla güvenmeğe hakkı yok'tur. Meçhul işte buradadır ve resmî Yunanistan için tehlike kaynağı burasıdır. Aradaki ihtilâfa ne Fransanın. ne de Avrupanın kanşmağa salâhiyeti yoktur. Ancak, işlerin «u veya bu türlü ve süratle düzelmesini temenni edebiliriz. Helen milleti çok zavalhdır. Pek şayam hürmet kimseler, orada bir avuc zeytinle yaçıyorlar. Endişe verici haberlere rağmen, Yunanhlann, mevcud sefalete bir de kardes kavgalannm ıstırabım katmıyacaklannı ve politikacılar arasındaki davaların, fa kirlerin kanım dökmek suretile halledilmiyeceğini ümid etmek i«teriz.» her seyden ehemmiyetli bir vazife teskil ettiğinden yapilan ve yapılacak olan tenkidlere vakti gelince ve icab ettiği tarzda müsbet veya menfi nazarla da olsa, kendilerini icraatımızla alâkadar görenlerin istediği sekilde ve maddeler üze rinde açık ve pürüzsüz karsılık vermekten çekinilmiyeceği tabiidir. Saygılar. f Ankarada toplanan Sıtma Mücadele komisyonu Şeref Stadında yapılacak maçiarın saatleri İ&tanbul mıntakası futbol heyeti baçkanhğmdan: 15/3/935 cııma günü Beşikta? Şeref a»l lanında yapılacak 3 üncü küme lik alaçlannm saatleri asağıdaki sekilde değlştlrümıştir, tebliğ olunur Sumerspor Karagumrük saat 12 ha«] kem Suphi. Doğanspor Feueryılmaz saat 14 hak:m Saim Turgud. Haüc Idman . OrUkoy saat 16 bakcmi HaUd Oallb. Komisyon içttma halinde Her yıl, «ıtma mücadele heyet * tedbirlerin ve çalısmalann verdiği leri baskanlannm istirakile Sıhbat neticeleri tetkik etmistir. Komisyon önümüzdeki yılın çahşma proBakanlığından toplanan sıtma mücadele komisyonu, bu yılki toplan • gramı üzerindc de meşgul ol • tısını da Sıhhat Bakanhğında yap • mus, ve gereken yeni tedbirleri *lmısür. mağa baflamıs ve geçen yıl alıoan

Bu sayıdan diğer sayfalar: