23 Mart 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

23 Mart 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Mart Cumhnnyet '• TELGPAF ÖÂBEÖLERİ Terbiye bahsleri Meslek ,a!ışkanlığı n«anlar • nedendir) bilrrjem! mesleklerini ekseriya o derece temeasül ederler ki, hayatlarında herşeylerinj, o rnesleğin hususiyetlerine uydururlar. Bu cümleden olarak, derler ki, kitabcının biri, yeni doğan çocuğunu, akrabasına: «Bu defa meydanı intişara çıkan oğlum.» diye müjdelemiş, Onun gibi, eski zaman avukat* Jarınm sıkaık: «Beraeti zimmetin aııl olduğu» ndan, yeni yetişmelerin, suçdan, duru?madan bahsettiklerini, doktorun: «Avrupaî entanı des.mek lüzumundan», ecza eımn: «Alman müstah^aratı harbiyeainden», hâkimin: «Tarihin mahkemei kübrasından», ressa mm: «Sevgilinin inee çizgilerin den» dem vurduklanm duyanz. Bu rneslek alışkanlığı bazan a damı çirkin bir övüngenliğe sü rükler. Pot üstüne pot kırdırır, çam üstüne çam devirtir. Ve bu potları kıranlar, bu çamlan devirenler de, cemiyeti beşç riye içerisinde okkalı basanlardır. Kendilerinden hiç te böyJe pata vatsızhklar ummazsınız. Geçenlerde, Sirkeci civanndan «eçiyorken, daracık kaldmmın ü zerinde, karşıdan gelen birisile çarpıştım. Her ikîmiz de birer defa ve ayni zamanda sağa sola seğirtip geçid bulamayınca yüzyüze bakıştık. Meğer birbirimtze yabancı de ğilmişiz. O bana: Ay! Sen misin) dedi. Ben de ona: Vay! Sen, ha?! dedim. Ne tesadüf?! ' Ankarada köy bayramı Cîvar kö^îercten gelen 400 köylü şerefine müsamere tertib edildi, kendilerine fidanlar hediye olundu A n W a 22 (Telefonla) Ankara Halkevinde bugün köylü bayramı kutUlanmıştır. Bu mkştla civar köyîerdsn Halkevine döii yüze yakın köylü, Halkevi mensublarile birlikte ön lerinde mızıka ve toprak verim'erile tlİ5!enmiş temsilî arsbalar elduğu halde şehrfn büyük yollrından geçerek Ulus alanına ge'mişler ve burada Atatürk heykeline bir çelenk konularak Büyük öndere karşı köylülerimi*in bağh'ığını ve »evgi'erini en güzel sSzlerle yaşatan nutukler töylenmiş • tir. Bundan senra Yüksek Ziraat Ens • titüsüne gidilmiş ve köylülerimlz bu rada Enstitü Rektörü ve tedris heyeti talebeleri tarafından k'rfilanmjstır. Köylü!erimiz« Enstitünün her tarafı gezdiıiltrek kendilerine üjahat vcril • roiştir, Saat on bejte köylü konuklarımız serefine bir mü*amsre verilmiş ve ts • tiklil marşilc bfflıyan bu mü»am«red« Çakal'ar, Karaoğlan, Burıal, Gerede ve Virancık köyleri t?rafuıdan Cu • murluk marıt ıöylenmi«tir. Saylavlarunızdan Kâzım Nami bir açılış nufku »öylemi?, Köyeüler fubeti batkam Kemal de Halkevinin bu yıl içinde köylülere yaptıgı ifUri kıs&ca •n!atmıstır. Bundan sonra mfllf tUrkilUr söylenmiş, mfllî oyunlar oynanmıs, tftaklâl ve Hasbahçe piyeslerinden bir parça temıil «dilmistir. Halkevi t?rafından bu güzcl günün hatıras'nı yaşatmak üzere köylüUri • mize fidanlar verilmiıtir. ücud Fikî r ve VIÎ Selim Sırrı TARCAN İnsanlann yaşayişinda biri fikre, digeri cisme aid olmak iizsre ijti türlü faaliyet bulunduğunu hep biliriz. Yalniz bilinmiyen veya bilindiği halde iJjmal edilen bu iki faaliyetin birbirini ta mam!ayisldlr. İşte çık kere bunu bil meyij veya bi'mernez iktcn ge'inz. (Yuvenal) m saiim fikir sağlam be dende buîunur >özünü darbimesıi gibi tekrar eder dururuz. Fakat sağUm bedenden kaıt«rli!en manayi çok kere yanliş an anz. Bu doğru söze inanan ve onun tatbikatında pek az yanilan İngi liz'erdir. Bakmiz bu milletin büyük lertiyecisi (Herbert Spenser) ne dîyor: «Hayat savaşindn muvaff^kiyeiin ilk şartı iyi bir mahluk olmaktir. Ferdleri İyi ve saglam birer mahluk olan mil'etIer mes'ud olabilir. İyi ve »ağlam ol mak için birinci vazifemiz vücudumüıe bakmaktir. Sağhğa karıi bilerek yapi lan fenalıklar affolunmaz birer günahtir. İnsanlann ruhanî olduğu gibi cis manî bir ahlâkl da bulunduğunu bümek lâzirndir.» Görünüfte ayri, ayrı birer faaliyet hissi veren beden ve fikir islerini ha kikatte birbirinden ayirmak kabil de • ğildir. Çünkü vücud islerken fikrin ona lâkayd kalması mümkün olmadığı gi • bi, fikir iflerinde az çok ciımin de müşareketi zaruridir. En kaba, en insiyakî iflerde bile hareketin tasavvurdan file geçmesi ancak mviyetin müdaha lesite mümkün olur. öyle ise fikir ha • reketlerile beden hareketlerini başka, baska feyler farzetmek ve bu ikisinden birinm hareketinde ötekinin kayidsiz kalabileceğini zannetmek yanliıtir. Her ikisi de birbirütin yavdimma muhtac • dlr. Onun için degil midir ki bugünün garb terbiyecileri vücude fikir kadar ehemmiyet veriyorlar. Artık beden faaliyetleri de pedagojinin gösterdiği e saslar dahllinde yürütülüyor. Bundan otuz kirk yıl önce Avrupada beden terbiyesinin edebiyatı sayilan sporlarin genelerde yalniz heyecan ve rekabet hisleri uyandirmasina bakılır, cidal için eldal denlrdi. Bir maçı kazanmak, bir yarişta birinci gelmek, hasmmı yen mek gaye idi. Bu yüzden gencler zafer uğrunda çok kere kalblerini, ciğerleri ni, (inirlerini, bir kelime ile sihhatlerini »akatlarlardı. Birçok aci tecrübelerden sonra Avrupada bilhassa İskandinav yalılarda spor telâkkisi büsbütün baş ka fekle girdi. Evvelâ sporda ülkü yanliz birinci gelmek, çöhret kazanmak değil, çok yaşamak, sağlam yaşamak, fikir islerini başaraeak kuvvet ve kudret sahibi ol • mak ve nihayet beynelmilel münnVakalarda bedenen, ahlâkan üstünlüğü el de etmek! Bu gayelert ulaşmak için birinci şart ilme istinad eden suurlu bir sâydir. İster fikre, iıter bedene aid mesaide metod aynidir. Teşekkülün tekâ • mülden, tahlilin terkibden, prensipin tatbikattan, terbiyenin kültürden önce gelmesi şarttir. On yedi, on sekiz yasina kadar vü • cudün teıkkül devri devam eder. Bu devirde çocuklara en e'verişli mekteb oyunlari'e jimnastik'erdir. Oyunîar bir yandan kamn cevelânim, vücudün çevikliğini, dimağın intikal süratini, göZÜT dikkatini artirdığı gibi, tibür yan dan çocuklara nes'e ve zevk verir. Jimnastik Ue uzviyetin heyeti umumi • yejini terbiye eder, dayanikhlığmı artınr. Bu iki terbiye vasıtasimn körpe vücudlerde faydalı bir tesiri gprüiebümeıi için hergün muntazaman müm • künse açlk havada • yapilmasl şarttir. O zaman istenüen canlı, işlek, biçimli ve kuvvetli vücudler elde edilir. Jim • nastiğin mahiyeti tahlilî olduğu için aletli veya aletsiz yapılan ek zersislc in âsab merkezlerile adele grupları üzerindeki tesiri lâyıkile kontrol edilebilic. Bu sayede vücud muntazam bir terbiye g ö ür. On sekiz yaşından sonra ise vücud tekâmül devrLne girer Oyun lar ve jimnastikler sayesinde iyi tetekkül etmi» olan vücudleır muhte lif spc* Iarla tekâmül edebilir. Çünkü ister güres, boks, yarış, yüzme, ata, bisiklete binme gibi ferdî, ister futbol, ragbi, basketbol gibi cera'î sporlann mahiyeti tekâmülidir. İyi tesekkül etmemis olan vücudleı in ahenktar bir sekilde tekâmül etmesine imkân yoktur. Bu sebeb • ledir ki 0.11 sekiı yanndan evvel vücudlerinin jimnastikle güzel teşekkülüne itina etmemiş sporcu genclerin ekseriya vücudleri biçimsizdir. Jimnastik aklî, spor hissid"Jr. Jimnastikte vücudün bütün hareketleri akİ!n kotıtroluna tâbidir, Sporda yarışmak, geçmek, herkesten üs tün olmak arzusu heyecanı son hadde isal eder. İrade kudretinin şid • deti uzviyeti e kadar zorlar ki bu azamî cehde mukavemet için vücud hazır değilse mutlak sakatlanır. Çocukların vücudü tesekkül dev • rind'e bulunduğu için fazla hırs, fazla rekabet verici sporlar onları yorar, örseler, vaktinden e w e l ytprandırır. Yapılacak »ey çok sade ve kolaydır. Her ya:ta fikirle vücudün birblrine müvazi olarak ilerlemesine, yükselmesine, güzellesmesine, ter biye görmesine, mükemmelleşm* sine çalışmak. Kolaydan güce doğru acele etmeden yürümek ve bir metodla yü> ümek. Kafa ve vücud! İkisi de sağlam, ikisi de iyi teşek kül etmi?, ikisi de mükemmel, ikisi de canh, islek ve dayanıkh! Bu ne görenekle, ne taklidle elde edi lir. Bunun bir yolu vardır. İlme inanmak ve onun gösterdiği yoldan yürümek! Ordu saylavl Selim Sırrı TARCAN İHEM NALINA MIHINA Takma kalb! ilmem nerede, hangi dok tor, bir adamın bıçakla yaralanmış kalbini kesip çı karmış, yerine muvakkaten kau çuk bir kalb takmış, bu kauçuk kalb, küçük bir motörle içliyedu rurken profesör de, bıçakla yara lanan asıl kalbi güzelce tamir et miş sonra mecruhun bağrından kauçuk kalbi çıkarıp et kalbi takmıs,... Ve böylece yaralıyı ölüm den kurtarmış." Bizim Bay doktorlarla opera törler, buna inanırlar mı, bilmem? kırık tulumba tamirine benziyen bu yaralı kalb tamiri fennen bir hakikatse artık bozulan yürekle rimiji çıkartıp güzelce tamir et tirdikten sonra yerine koymak imkânı bulunmuş demektir. Kim bilir belki, kalb sektesinden ölen leri de seri bir ameliyat neticesinde kauçuk bir kalble muvakkaten yaşatmak, sonra baska bir hastalıkla dünyadan elini eteğini çek miş herhangi bir ölünün sağlam kalmış yüreğini ona aşıhyarak büsbütün hayata iade etmek te kabil olur. Bu takdirde mahud genclik aşısına benzer bir de kalb aşısı meydana çıkar ve eezanelerden, Bahkpazarlarındaki ciğerci dükkânlarından olduğu gibi, in san yüreği ve sair sakatat tedariki mümkün olur, Hatta muharebeler esnasmda, mermi ve bomba isabetlerile bazı uzuvları kopmuş insanlann sağ larn kalan azalarını birbirine eklcmek ve aşılamak suretile iki, üç v e w daha ziyade kişiden bir tek adam yapmanm imkân» da bulunur. Bu suretle harblerin zayiatı azaltılmış olur. Bir müddet sonra, iş daha ziyade terakki ve inkişaf edip takma diş gibi takma kalb de yapılınoa artık gel keyfim gel... Apartıman merdivenlerini ve ya İstanbulun yokuşlarmı tırma nırken kalbiniz çarptı mı. haydi operatör profesör Yürekciye... O çarpan eski ve bozuk kalbi çıkar tir, yerine Finlandiyanın meşhur koşucularına taşçıkartan yeni bir motörlü kalb taktırırsınız. Sonra, asanaörsüz Taksim ppartımanlan nm yedinci katında değil; Beyazıd kulesinin tepeainde bile oturmak tan korkmazsınız. Fındıklı taraf lanndaki Eşekbağırtan yokuşunu çıkmak deçil, Uludağa tırmanmak bile vızgelir. Kalbiniz çok mu hassas, yüre ğiniz çok mu yufka, gönlünüz çok mu tutkun? Haydi operatöre, bu kusurlu uzvunuzu çıkartır, yerine kauçuktan mükemmel bir kalb taktmrsmız. Motörünü ydeğini zin sol cebine koyarsınız, akümülâtörünü de cakctinizin iç cebine yerleştirirsiniz. Dostunuza tefa hürle radyonuzun markasını tav siye ettiğiniz gibi kalbinizin mar kasını da tavsiye edersiniz. Sonra, kauçuk kalbinizle hissiz, merhametsiz, sevgisiz dolaşır ve muhakkak rahat ederainiz... Habeş Imparatoru Bulgar Haricîye NeValilere emir verdi zaretinde faaliyet Bütün zk'Jm&lkre karşı Bulgar sefirlerimn Lirçote:!Lir alınıyor ğu değist'riliyor Londra 22 ( A ! A \ ) ~ Dayli Tel . gr&fin Adisababadan öğrendiğine gö * re Hat < Imparatoru bütün valilere • ytrlerine giderek hudud hâditesmden çıkabilecek bütün ihtimallere kartı koymalanm emretmiştir. Seferberlik emri henüz verilmemiştir. İhtilâfı Uluslar Kurumuna havale etmif ol n Habeşistan Cenevrenin direktiflerine uymağa karar vermiştir. Sofya 22 (Huausî muhabirimiıden, telefonla) * Iki gündenberi Bulgar Hariciye Nezaretind» büyük bir f&a • liyet vardır. Cenevredeki daimt Bulgar murah hası Antonof îstifasmı vermi«tir. Bu günlerde Sofyaya gelecektir. Bu suretle Bulgaristanın Cenevredeki daimî murshhatlığı halen münhal bulun • m?ktadır. Bulgarittamn Berlin Mfaretine Ha • riciye nezareti başkâtibi doktor Hris • tof tayin edilmivtir. Münhal kalan Hariciye b'fkâtibliğine Rpma »efiri Po * menof, Roma sefaretine tabık Sofya garniıon kumandanı General Solaref, Prag tefaretine Hartciye Nezareti Kontoloduk işleri müdttrü K'raeof, Atina «efirliğine Hariciye Nesareti Ad< Jî i«leri müdürü Şişmanof, Varşovaya Viypna maslahatgüzan Vahef tayin e • edileceklerdir. Bulgar Hariciye Nezaretindeki bu büyük faaliyet, Sofyanın siyasî mehsfilinde Avrupada cereyan eden son hâdiselerle al&kadar görülmektedir. Bulgarictın, bu mühim hâdiseler are fe*ind« Avnın^nın mühim merkezle • rinde haaırltklı bulunmak i*tem«kte • dir. Mtmduh Talât TEZEl Kadınlar kongresi i^aki kcngreye 50 Bulgar kaconı gelecek Sofya 22 (Hususî muhabirimiz * den, telefomla) Bu sene İS, 16, 17 pitanda Manbulda topjanacak olan Beynelmilel Kadınlar kongresine Bulgaristandan (50) kisilik bi<* hevet istirak edecektir. Bu kongre, Bulgar kadınlart •• rasında büyük bir alâka uyandır * mı tnr. Bulgarittanda herke», Türk kadmlarına vecilen haklara gıpta et • mektedir. Bulçar kaduıları, İstanbulda dünya tulhunun muhafazası için yapılacak büvük kadmlar raitingine de iftirak edeceklerdir. Ya! Çoktanberidir görüşme miştik. Benim eski mekteb arkadaela rımdan biri idi. İyice tanıyordum. Fakat bir türlü ismi hatırıma gelmiyordu. E, ne oluyorsun bakahm? Bir adarnın adını hatırlama makla, hal ve hatır da sarulmaz değjl a! O da sanki benim bu aualirni bekliyormuş gibi, oraeıkta, tercü meihalini anlatmağa girişti. Ken disi, simdi fabrikatormuş. İnşaat için betondan tazyikle sun'f tujla yapıyormuç. Bütün büyük mües • s^seler, tuğlayı simdi bundan ah yorlarmış. Sıvastaki hastanenin, Erzurumdaki Muallim mektebi * nin, Çapakçurdaki bilmem ne fabrikasının tuğlalannı bu vermiş. Cihangirde kendi apartımanında oturuyormuş. Buhranla alışverişi yokmuş. Azizim! dünyada adam olmak, tüccar olmak demekmiş, üst tarafı dibsiz kile, boş ambar miş.. miş.. m;ş.. Yunan * Bulgar hududunda Londrada kanlı bir hâdise oldu Londra 22 < A X ) " Dün akşam pcIİEİe işsizler arasmda büyük ksrga«a'fklar olmuttur. Sekıenden fula poli« hastaneye kaldırmak icab etmif • tir. Çoğu kadın ol n on bin kadar if» siz bir alay yapmışlar ve işsizlik kanumma karşı tezahüratta bulunmuşlar dm Polis, bunlan d ğıtmak için sopalar'a hücum mecburiyetinde kal miş, nümayişçiler de taşlarla karşı koymuşlardır. Nihayet takviyeye polis kuvvetleri gelmiş, intizrm iade edil • miş, hasta otomobilleri de yaralılan Tüklyenin 934 yılındaki ticarî vaziyeti (Baftaraft birinci sahifede) Mültf ci Yunan yabitleri dün İstanbula geldihr \Bat taraH birinci saM1ede\ yet buırada kalmamız uzun süreeek olursa, müsaade alabildiğimiz takdirde Yunanistandaki ailelerimizi de bııraya getirmek niyetindeyiz. Bu gün ailelerimize mektub yazarak sağ salim İstanbula geldiğimizi bildirdik. Türk topraklanna ayak bastıgt mız dakikadan bugüne kadar Türk milletinden ve Türk hükumetinden, görd'UğümUz kolaylıktan dolayı al«* nen tesekkülerimizi bildirmek is • teriz. General Anagnastopulos son 19 • yan harekâtı hakkında birsey söy • liyemiyeceğini beyan ederek demiftir ki: « Türk Yunan dostluğunun Türk millteinin kalbine kadar Ulemiş olduğunu göılerimizle gÖrdük» Temin edebilJ iz ki Yunan milleti nin duygulan Türklere ve Türkiyeye karsı aynidif. Bu dostluğun kuvvetlenmesini arzu ettiğimiz eihetle misafir bulunduğumuı Türkiyede siyasî mahiyette sez söylemekte mazuı.'uz.» Dün İstanbula gelen z«bitlerin isîmleri şunlardır: General Anagnastopulos Dimîtri, miralay Vlahos Simes, binbaşı Çangarakis Manolis, binbaşı Zampeta ki? Statis, binbaşı Rentis Aleksandros, yüzbaşı Meıkuriu Vasileos, yüzbaşı Galavros Kostantinos, yüzba<ı S^amatakis Arostodlnos, 1 İnci mülâzim Papaargiro Hrisofis, 2 nei mülâzimler Martinos Kostantinos, Galaysakis Harolaos, Yo> giadis Dimitri, Delagramatikos Nikolos. öprendiğimize göre Yunan zabit» leri fazla masraf etmemek için bugün otelden çıkarak pansiyonlara taksim olacakla. dır. ZabitUr askerî kıyafetle soka*a çıkmak diklesi için dün ailelerinden elbise istemişlerdir. Yunan zabitlçri Bulgar Içs'zlerle polis çarpış'.ı, 80 polis yaralandı prdusuna teşekkür ettiler Sofya 21 (Hususî muhabirimiz den) Bulgar Yunan hududund» Nevrekopun çenubunda Drama fose • ti üzerindeki Bulgar karakoluna dün bir Yunan binbasisi gelerck oradaki Bulgar hudud cabitile gprijşmek iste » diğini »öylemiş ve görüşmüttür. Yunan binbaıisi, §on isyan esnasmda hudud daki Bu'gar kıtaatmm Yunanlılar» karşı gösterdiği dürüst hareket ve dostluktan dolayi Yunan kUaatinin te?ek • kürlerini büdirtniş, Buigarlarin bu dcstça hareketinin Yunanlllarca çok tak dir edildiğini, kendilerinin de Bulgarlara karşı ayni hisîeri beslediklerini ve utikbalde bu dostça münasebaUn d* • vamuıi istediklerini löylemif, beyana * Unin daha yüksek makamlara iblâğlıU rica etmiştir. Yunanistana bir mukabeîe olmak üx»;re Bulgar Harbiye Nezareti ayni y«r<ie; Bulgar zabitinin Yunan zabitlerine Bulgaristanln, istikbalde de Yunarh lara karşi ayni dostluğu besliyecckle rini bildirmesini emretmîstir. Hududdaki Yunan, Bulgar kıt'alan arasmda görülcn bu sam:miyet Sofya •iyuî mehafUinde iyi bir te»ir bı • rakmiştir. Prof. Velinin cenaze merasimi Ankara 22 (A.A.) • Ankara hukuk Fakültesi profescırlerinden Dı s«trı İşleri Bakanlığı Hukuk MUşa • viri ve eski Burdur saylavı Veli 5altıkm eenazesi bugl'a kaldırılmıştır. Cenaze merasiminde Adliye ve Içerl İşleri Bakanlarlle bir çok saylavlar, Dışarı îşleri ileri gelcnleri, Ankara Hukuk Fakültesi profesürleri ve talebeleci, Utanbul Üniver sitesini temsilen gelen profesörler ve talebelec, müteveffanın dostları ve çok kalabahk bir halk bulunmus ve mızıb». jandarraa, polis müfre zeleei iştirak etmiştir. Türk bayrağına sanlmış olan müteveffanın tabutu Hacıbayrjım öan otomobile konduğu yere k«d»r talebelerinin elleri üstünde taşın • mıs, gömüldükten sonra mütevef fanın şahsını, bilgi v« değerini ve bütün kendisini tanıyanlann bu ölUra karşısında duyduklan derin a. cıyı anlaten sÖylevler sîiylenmiş ve mezarına İç İşleri Bakam Şükrü Kaya He Dış İşleri Bftkanlığı, Ankara Hukuk Fakültesi, Ziraat Bankası, tstanbul Univecsitesi namına Lehistanda ameleye yardım ediliyor Varşova 22 (A.A.) Âyan mec Usi, ameleye yardım edilmek üzere 50 ilâ 200 milyon zlotilik bir istikraz yepi'man hakkmdaki kanunu kabul et • miştir. selme göstermiştir. Bu yükseliş 8 milyon liraya varmiştir. Olkenin umumi alişveriş cereyanmdaki bu canlıhk it Nihayet, kendi hakkında söyli ı halât ve ihracatin ayni zamanda art yecek b^şTca birşey bulamayınca, ; miş olmasi hayirh tesirlerîni deviet lutfen benimle alâkadar oldu. | gelirinin tahsi'inde de göstermiştir. Nitekim 1934 te bütçemiz hem denk git Ya sen? Ne işle meşguUün? miş, hem de tahsilât miktari geçen yidiye sordu. la göre 24 milyon Hra fazla olmuftur. Dudak büktüm. 1934 te dişariya gonderdiğimiz mal Ben mi?. Hiç. Gazetelerde larm kiymeti 92 milyon lira, ithal çt muharrirlik ediyorum. tiğimiz mallarm kiymeti de 68,5 mil Kusura bakma, birader; deyon lirayı geçmiştir. di. Ben ömrümde elime gazete alGerçekten 1934 yiimda mallarimı mıs adam değilim. nm satiş fiatleri ve bazi mallarm rekoltesindeki fazlalık yurddaşlarin yijjünü Birdenbire fena sinirlenmiştim. güldürmüîtür. Lfikin kendi nefsimi yenerek: Hükumetimiz de malımizi alanin Öyle ise fitiz, azizim; dedim. malnı elmak şekünde anılan ve bun Ben de ömrümde tuğla satın almadan sonra da değismez bir düstur diye dım; ve bu gidişle de alacağımı hiç anilacak olan bu siyasete bağlı ola rak kliring ve karşilıkh çikara daya zannetmiyorum!, nan anlasmalarla dış ticaretimizin yüzgrcümend Ehrem TAHJ de 83 nü kapatmaktadir. Döviz ödemçk zorluğu böylecc bir kensua birakıldıktan sonra bize mal veren ülkeler gör.derdikleri mal karîar bizden mal almağa borcludurlar. Bu tBaştarafi birinci sahı)eçl$* kolayhklar ihracat mailarimizin süratie ve değerile sstılmasim temin e(tniş, K?le olacak ve İngiltere ile Küçük tbu satişlann gonunda ülkemisde stok tilâf arasındaki diplomaıi münasebe • kalmami«tir. Bundan bafka bize mal tinin inki?afım gösterecektir. gönuermis olan ülkeler bizden daha Londra 22 (A.A.) M. Edsn, 24 milyon iiralık mal alm*k arzusun Çekoslovrk hükumetinin davetini kadadir. Bu neticenm döviz tutumu ba bul etmîştir. Berlfn, Moskova ve Var* k'rrnndan ehemmiyeti geçen yilin te min ettiği 21 milyon ihracat şovayı ziyaret ettikten sonra 4 nisanülkeye girebilen ve dönebiien da Praga gidecek ve oradan tayyar* dan aşağı değildir. ile L/>ndr;ya dönecektir. Nevruz bayramı |Bo| taratt btrincı $aM)eâe\ vnî merasim yapilmistır. Saat 10 dan itibaren İstanbulda bulunan İran ko lonisi konsoloshanenin genis salonla rını doldurmağa baslamiştır. Konso los Ferruh Han büyük salonda ziyaretçileri kabul etmiş ve tebrike gelen'Leri mükellef bir büfede ağirlamiştir. Sa at 11 de tran mektebi kiz ve erkek talebeleri de konsoloshaneye gelmiş ve hep bir agizdan mill! marflar söylen mlştir. Bundan sonra mekteb müdürü Ekber Han Neşat yan mensur, yan maniium bir hitabe söyüyerek Nevruz gününü hem baharin başlangicı ve hem de İran millî bayramı olması dp layisile yâd ve İran Şahimahı için dua etmiş ve kardef İran milletinin terakkiyatmdan bahsetmiştir. Oün konso * loshaneyi iki binden fazla İranlı ıiyaret etmiştir. Di&er taraftan dün îranlılar k»rl«ra giderek Nevruzu tes'id ettikleri ffibi Türklerden de birçok ailelev havanm güzelliğinden istifade etmişlerdir. Lord Eden Pra^ıda ziyaret edecek Af. Eden Parise hareket etti Londra 22 (A.A. Alman istih. barat bürosundan: Lord Eden bu ak$?m Parise hare « ket edecektir. Üç devlel müzakeresinin cumartesi akşamına kadar devam edeceği zannedilmektedir. Eden pa • zartesi sab'hı Amsterdanva giderek oradan Sir Con Sinv>nu eetirecek olan tayyare He Berline hareket edecek • tir. Izmirde lik macîarı İzmir 22 (A.A.) Bugün Al saneak alanında yapılan maçlarda Altay sıfura kaşı yed'i sayi ile Tiirksporu yemmiştic. Altınordu da Sarkspora l e e m o n i ile galib gelmiştîr. Göztepe Bucayı 3 0 yenmiştir. Günün son karşılaşması Kar'iyaka ile İzmirspor arasmda oldu Karşıya • kahlap güzel kvr oyujndan sonra Uire karsı yedi sayı ile galib geldt. Vastf Çınar gelıyor Ankara 22 (A.A.) Moskova büyük elçinvz Vasıf İstanbul ve Berlin yolile Moskovaya gitmek üzere bu gün şehrimizden aynlmıştır. Vasıf istasyonda Büyük Millet Meclisi reisi Abdülhalik Rend» Ue bütün meb'uslar, Sovyet büyük «lçwi M. Karahan, Norveç elçisi M Betzon ve birdostlan tsrafından ı^urlanmiftır. 6 kişi yandı Paris 22 (A.A.) Alman Utihbarat bürosundan: Brest deniz Ussünde bulunan aske • rî deniz tayyarelerinln bir mantvr?» esnasmda bir tayyarede infilâk vuku bulmoş ve alevîer içinde ycre düş • i «Id kifi

Bu sayıdan diğer sayfalar: