10 Nisan 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

10 Nisan 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

:\ Türkiy.nin »n büyük resimli gcn»tesi PERŞEMBE nin yann çıkacak 2 nci sayısım Avrupa mecmuaları kadar güzel o kadar canlıdır. Yann mutlaka bir (PERŞEMBE) olınız umhuriyel 10 NlSâli 1935 Sen8 NO. 3 9 1 4 Teigraf ve mektnp adresl: Cumhurlyet, tstanbui . Posta kotusn: tstanbul No. 246 Teieton: Baçmuftarrlr « evl: 22360, Tahriı heyeö: 24298. İdare re matbaa tasmile Matbaacılık ve Nejrlyat şirketl. 24299 • 24290. nin yarın çıkacak ikinci sayısında karşılsşacaksınız Röponaj, roman, hikâve, neraklt yazılar, tıknlar. csnlı resroİP'.miissbakülar PERŞEMB! Nasraddin HOCA PERŞEMBE H*r y«rd« 7 ^ kuruftar 7 J Sulh rüyaları, Harb tehdidleri Amarikonnt Umuni Herfad* Frcmsaya gönderdisi kuvvatUrin Erkânı Harbiy* Reiri mütckaid G«n«ral YAZAN Ingilterenin verdiğı kararlar İngilizler Şark misakına taraftar değiJ, bütün Avrupaya şamil yeni bir misak teklif edecekler Londra 9 (Hususî) tngiliz kabinesinin dünkü fevkalâde içtimaında verdiği kararlar hakkında nkı bir ke tumiyet göjterflroektedir. Bu toplantıdan bahseden Deyli Telgraf gazetesi nazırlarda umumiyetle Avrapada ve bilhassa farkî Avrupada emniyet hissini nuntakavî bir esasa istinad edilmek suretüe tarsin edfle • miyeceği intıbaınm mevcud olduğırnu yszmaktadır. Bunun için Avrupayı bir bütün olarak telâkki edecek bir plân vücude getirilroesi hususu tetkik edil • mektedir. Hadudlarm bozulamıyaca • ğina müteallik bususî bir beyanname nt'redi'mesi ihtimali de vardır. HHlerin teklifleri şunlardır: 1 Bir ademi tecavüz taahhüdü, 2 Muhtemel ihtilâflan, mümzileri arasında bir hakeme havale etmek taahhüdü, 3 Harb tehdidi halmde bir isti • 4 Muhtemel mütecavize karşı, askerî ve ikhsadî muavenette bulun mamak vadi. Halbuki lngQiz teklifleri asağdski hal »uretine teveccüh etmektedir: 1 Uluslar Kurumu kadrosu dahilinde umumî emniyet politikası, 2 Şark misakına herhangri bir sekflde kat'iyyen istirak etmemek, 3 tngiltere hükumeti, Almanya ve Lehist'na açık bulundurulmak ve Uluslar Kurumu kadrosu dahüinde kalmak fartüe, Fransa, Sovyetler ve Çekoslovakya arasmda mütek?bil yar • dım esasma mustenid bir misak akdine itiraz etmiyecektir. Bununla beraber, böyle bir misakın •nzftsından ziyade, Avrupa emniyeti • nin daha umumî bir tarzda, tentiki ciheti tercth edilmektedir. Diğer bazı mehafilde de «tngilterenin, yeni mâkellefiyetler tastyan bir usule muvafakat etmesine hiç ihtünal yoktnr.» denmektedir. M. Baldvinin mühim bir nutku James 6. Karbord " Avrupa bir tımarhane koğuşuna benziyor! Ingiltere Başvekil muavini ve Muhafazakârlar lideri «Harbe hazırlanmakla sulh feda ediliyor» diyor Londra 9 (A.A.) DUn, bir nutuk irad eden M. Baldvin demistir ki: « Uluslar sulh yolunda değil, kendOerînt harbe ulastırabilecek tehlikeli bir yolda yürüyorlar. Ben bedbin de • ğilitn, lâkin bazı anlar oluyor ki, kendimi bir tımarhanedeyim sanı yorum. Yirmi birinci asnn bir mi zah muhariri, hali hazıdaki vazi • yeti tasvir için, harbin, büyük dev letlerin bünyelerini rahnedar et • tiğini, nekahatin uzun sürdüğünü, sık sık, hastalığın nüksettiğini, hararet derecesinin normal haddi a • şarak bazan tahlikeli bir mertebeye çiktığinı ve arada sirada, hasta Iığin yeniden patlak verip 1914 teki veba salgınının ayni şiddetle or • talığı bulastırmak istidadını gösterdiğini yazabilir. Paris ve Lokarnoda iliçlar ter tib olunduğu ve yakılar yapıstırıl • dığı halde, hastalar, gerçi hâlâ yasamakta ve fakat hiçbirinin sıhhati (Türkiyeâe neşri hakkt Cumhuriyete aiddir.) n altı yıl oluyor ki, bütün ' kilise çanlarile fabrika düdükleri olanca kuvvetlerile, ehemmiyetli bir barıs andlaşması nin imzalandığını kutlulamışlardı. Napolyonura bile aklına getiremi yeceği bir siddette, dört yıl süren bir savaşı, dünyada esi görülmedik bir barış devresi takib edecekti. Milyonlarla adam, çarpışırken, < Bu savas, bütün savaslara nihayet vermek içindir!» diyorlardı. Bugün, bu bansı kutlulayan ne bir çan, ne de bir düdiik var. Git tikçe artan bir sıkmtı içinde bunalan dünyamızda, yalnız, yeni si lâhlarm çeliğini döğen çekiçlerin seslerini duymaktayız. Ve talim çavuşunun düdiik sesini duymaklığı • mız için birazıcık kulak kabartmak yeter. Lâkin Amerika kulağını kabart mıyor. 1914 te olduğu gibi, rüya « ya dalmıştır. Vâkıa, bütün o sakin tarihinin devamı müddetince, o, Avrupada bir tek defa harbetmis • tir. Ancak bize tarihin mütemadi yen tekerrür eder olduğunu öğre • ten uzun asırların tecrübesi vardır. Ve bu büyük ülke rüya göreduriiın, o bir tek muharebeye kendi • sini, hem de lâyıkile hazırlanma • »ı? olduğu balde, sürükliyen dayanılmaz kuvvetler, tekrardan ve es kidsinen daha şiddetle canlanmıstır. Amerikanm bitaraf kalabilmesi için 1914 te esasen çok dar olan dünyanın bugün daha da ne kadar daraldığmı gözönüne getiriniz. Dün • yanın her tarafı, münakale vaııta • Urmın m>ri gitmesi sâyesrod'e, a«leta~ komşu kapısı olmuştur. Amerika Birlesik devletleri, kür»r%;n bütün denizlerinde serbestçe dolaşmak hakftım <•*»/« Lttiyor lar. Denizlerin terbestisi, dış siya sasımn bir prensipini teşkil etmek itibarile, Amerika tarihinin esasıntîa mündemicdir. Amerikaldar, topu bes milyonluk bir kütle halinde ıken bu prensip uğrunda tavaştriar. Simdi yüz yirmi dort milyon vatanaaştan mütesekkil bulunan bu ulucun, günün birinde gene ayni prensip için »avasmağa mecbur olmak ihtimali vardır. Diğer bahrî büyük devletlerin noktai nazan, Amerikamnki ile tamemen zıddır. Onlar diyorlar ki: «Muhnrebe zamanmda, bitaraf bayrak, ekseriya emsali görüldüğü veçhile, dihmana aid harb Ievazımım himaye edebilir.» Bu kanaat, Bilyam Pitt tarafıntlan kuvvetle müdafaa edilmiştir. Pitt 1801 tarihinde, denizlerin serbestisini fahis ve gayrikabili mü dafaa bir prensip diye tavsif ve bunun sayesinde, düsmanın sizin husumetinize karşı kendisini emniyet altına alabileceğini iddia etmiştir. Büyük bahrî devletlerin hali hazıe vaziyetlerini onun bu sözleri tamamiie hulâsa eder. Versay andlaşmasının akdi esnasında Reisicumhur Vilson denizlerin serbestisini temin edemedi. Şayed yeni bir harb patlak verkrse, muharib devletler derhal Ameri kaya müracaatle levazım ve cepane istiyeceklerdir. Bunları verebil mek için her türlü serbestiyi biz ozaman istiyeceğiz. Muharibler, buna karşı müsadere hakkından, abluka hakkından, deniz mahkeme lerinin yasalaoından ve kendi de • niz askerî mıntakalarınm ulusal mürakabesinden iîtlfadeye kal • kışacaklardır. Deniz ticaret filomuz 1914 ile 1918 arasmdaki buhranlı devrenin müşkülâtile gene karşılaşacaktır. Birleşik devletlerin aldatıcı bir emniyet telkin eden tabiî ve sınaî, azim vesaiti, bilâkis bizi uluslara • rası münakaşalaca sürüklemeğe sebeh olacaktır. Bir buğday ambarını, bir fukara yurdundan daha ziyade kollamak lâzımdır. Yurdumuz dünyanın en zengin yurdudur, ve bu itibarla bütün hasedcilerin gözleri onun ü$ tündedir. Bizim «ervetimiz, diğer altı büyük devletin bir aradaki servetlerinin yansına muadildir. Ve Amerika yalnız tabiî servet itiba • rile değil, • daha az emin olmakla Jamem G. Harbord (Arkast be§ınci sahifede) lngilterenin yapacağı teklif Parlzmento mahfOlerinin fikrine gore, tngiltere kabinesi, Avrupanın şarkına aid mıntakavî misaktan daha n • mumî bir emniyet sistemi için, Stresa konferrnsmda, hava kuvvetlerinin tahdidi esasına mustenid geniş bir hava yardım plâm teklif edecektir. İngilterenm yüklenebüeceği taah • hüdlerin, hududunu tayin etmek miimkün değ'lse de, mevzuubahs misakın, Avrupada eski muharîblerden hiç birini istisna etmiyecek umumî bir mahiyette olac?ğı zannedilmektedir. Şimdi mesele, Almanya, bu misaka iştirak etmediği takdirde, diğer devletlerin takib edeceği hareketi bümektedir. Mevcud mtîbalara gore, Almanya bu projeye litihak ettiği takdirde, tn • Stresa konferansına ifUrak edecek olan İngüiz, Fransız ve İtalyan BafvekiUeri güterenin askerlSc sahasmda kendi • «ne tam bir mü*avat tuumağa hazubulunduğudur. Bununla beraber, alâkadar bütün hükumetlerin içtimamdan evvel, bu hususta Stresada hiçbir karar verilmiyeceği kaydedumektedir. Bir başka kaynaktan sızan malu • mata gore de tngiliz kabinesinin, Berlin mâzakereleri esnasmda, M. Hitler tarafmdan Sir Con Saymona yapılan teklifleri Stresa konferantında, ortaya atmamağa karar verdiği töylenmekta • dir. M. Baldvin nutuk s&ylerken normal, bünyesi «ağlam bir mahi yet arzetmemektedir. Bunların, hepİArkas\ ikinci sahifede) tngiltere hiçbir tnahhüde girmiyecek Londra 9 (A.A.) Bugün A vam Kamarasinda Dısarı t'tleri Ba(Arkan dbrdüncü sahifede^ Ihtifal çok parlak ve samimî oldu, büyük Türk mîmarının yüce kıymeti bir daha tebcil edildi \ Koca Sinan anıldı ^ Türk kadınlarına cidden gıpta ediyoruz,, Bir İngiliz kadını diyorki «Erkekler, bilhassa gene erkekler süslenmiyor, kendilerini beğendirmek istemiyorlar mı?» Dünya feministlerile görüşmeler Prof. Hikmet dün Sevri anlattı Bir değil, bütün dünya milletlerinin müstemlekesi olacaktıkî Eski KUltür Bakanı Hikmet dün inkılâb dersinde Sevr muahedesin den bahsederek ezcümle dedi ki: « Muahedenin birinci kısmı Cemiyeti Akvam misakından bahse der. tkinci kısım, Türkiyenin hududlarını çizer. Buna göre garbde Söke ile Akhisar arasmdaki bir hattın garbindeki arazi Yunanistana, Mardin ve Gazi Anteb Suriyeye ilhak ediliyordu. Muahede sarkta hudud çizmemis bunu Vilsona bıraktmstır. Vilson bilihare Van ile Trabzon a • rasındaki bütün araziyi Ermenilere bıraktı. Bu hududlar içinde kalan yerler .Türkiyenin l&f zi hududları dir. Lâfzî diyoruz, çünkü bu yerl<v dahi nüfuz mıntakalanna ayrildı. Bütün cenubî Anadolu Italyanın, cenubu sarki Tokat, Elâziz, Diyarbekir, Sıvasa kadar Fransanın, Boğazlar mmtakası tngilizlerin nüfuz sa • haları oldu. Osmanlı İmparatorlu ğuna bırakılan eski Ankara vilâye • tile Kastamonu vilâyetinden ibaret bir kuımdı. Muahedenin üçüncü kısmı (siya *î hükümler) adını alnr ve tstanbul •den bahseder. tstanbul, Sevr mua hedesinin bütün ahkâmı tatbik edil •mek sartile Osmanlı İmparatorlu ğuna bırakıhyordu. Bu. saray erkâ nına şu demekti ki: «Eğer saray larınızda rahat rahat oturmak isti yorsamz, Kuvayı Milliyeyi sustu run..> Nitekim böyle oldu. Kuvayı Milliye Yunanlılarla vurusurken, »arayın kuvayı inzibatiyesi Anadolu kahramanlannı arkadan vurmağa çalışıyordu. Siyasî hükümlerin ikin • (Arkast Ikincı sahifedei ' nilinilllllllnllllllllilHlllllllllllMIIIMIIIIIIIinnilMIIIIIIIlllllll'llllllllllllllllllllllllllMIIIIIIIIIMIIllllllllllllllllllllllltlllllMlllllllllllllllllimilllllllll' Solda bir gene nutuk söyluyor, sağda bir muallim talebelerine Slnamn eserleri hakktnda malumat verirken... zel San'atler Akademisi, Mühendis Büyük Türk mimarı Sinanm ölümektebi talebe ve hocalarile Bele münün 349 uncu yıldönümü mü diye ve Halkevi erkânı bulunmus nasebetiie dün Süleymaniyede merlaırdır. humun mezarı basında bir ihtifal yapılmıstır. Koca Sinanm mezarı, Belediye, Halkevi, Yüksek Mühendîs mekte tstanbul Halkevi tarafmdan tertrb edilen bu ihtifale saat 16 da ba<s bi, Yükaek Mimar mçktebi, Güzel San'atler Akademisi, Talebe Birliği, Janmıs, Talebe Birliği, Universite, lise, orta ve ilk okul talebeleri, Gü(Arkast beşinct sahifede > Muharrtrimlz Suad Dervit, Mis Alison Neilansla mülâkat yaparken Uluslararası Kadın Birliği merkez bürosunun umumî kâtibi Mis Kathe rine Bompas şimdiye kadar arkadaslarile göriiştüklerime asağı yukan kulak misafiri ohnuş^u. Yanma sokulduğum zaman büyük bir nezaketle elini uzat tı ve gülerek: < tmtihan sırası bize geldi galiba, dedi. Türk efkârı umumiyesi kıymetli ecnebi kadmlannın kadınhk hususun daki fikirlerini fevkalâde merak et mektedir; dedim. Sizi de ayni sual • lerimle rahatsız etmek isterim. Ne derslniz, kadın asker olabilir mi?.. Istanbula dair kıstm Kadın asker olabilir mi? Kadm neden asker olamasın, dedi, elbet te olur. Eğer harb taraftan bir politika güdüyorsa ve vicdanî ka • naatleri onu bu yola sevkediyorsa kadın olmak yani cinsi Iâtiften bulun mak hiç te bir mahzur sayılamaz. Bedenî kuvveti, cesareti ve mesakkatlere tahammül kabiliyeti buna musaiddir. Asker olmak ve olmamak cinsî bir mesele değil, vicdanî bir kanaattir. As • ker olnt'k istemiyen kadın ve asker olmaktan çekinen erkek vardır. Fa • kat kadmlarm eks'eriyeti daha müsfîk ve merhametli kalbe malik olduklan için fulh isterler ve muh?kkak ki harbi Mvmezler. Ifte bunun için kadının Mis Katerin Bompas muharririmizle musafahalaşıyor asker olması tuhaf ve görünür. gayrimümkün Dış İsleri Bakanı Dün geldi, bugün Cenevreye gidiyor Dı$ tşleri Bakanı Tevfik Rüstü Aras dun sabahki ekspresle Anka radan tstanbula gelmis, Haydarpa sa istasyonunda Vali Muhittin üstündağla diğer zevat tarafmdan karsılanmıstır. Tevfik Rüstü Aras bir müddet Park Otelin«e istirahftt ettikten sonra hususî ziyaretlerde bulunmuştur. D** İsleri Bakanı bu aksamki ekspresle Cenevreye gidecektir. Kadınlar ve sulh Kadm tesekkülleri sulh için neler yaptılar? Bunu arkadaslannıza sor • dum ve onl?r bana bunu anlathlar, fakat yapılan bütün bu ifler önümüzdeki ilk harbe, en yakın harbe bir sed çekebilecek mi? Maalesef htyır! Çünkü siyasî ufaklar çok karadır. Şu veya bu mese leye bulunan anî terfbir ve çarelerin buyük felâketm onüne feeeccğnü in • san ömid edemiyor. Maamafih ilk nafbe mâni olmak için bütün dünya ka(Artcast bs&act sahtjede) Mimar Sinanm ruhu Onlar bir Süleymaniyede, bir Selimiyede l>enim hatıramı yadediyorlar; ben binbir harab eserimin başında feryad ediyorum!

Bu sayıdan diğer sayfalar: