28 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

28 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

t* 19*5 CUMHUBIYET Türkiyede köy davası j Bizde köycülük niçin yaratıcılık oimalıdır? Mevzu sadece kuru bir teşkilât işi değil, bir ulus ve siyasî organizasyonun yeniden kuruluşu meselesidir Koycülüğün yaratıcılık olduğunu söylemiştim. Yaratıcılık, iki öz şartla mümkündür. Bu iki şartm birisi sübjektif, öteki objektiftir. Sübjektif şartlar şunlardır: Bilgi, inan, cesaret, sabır, dikkat... gibi kendi benli ğimizde olan ve orada olgunlaşan va sıflardır. Objektif şartlar bizim dışımızdadır, bizi çevrelemiştir: Devlet, teşki lât, para, zaman, muhit... gibi. Fer din kudreti ne kadar taşkın, ne kadar şiddetli alursa olsun mutlaka çevrenin tepkilerile (aksülâmel) sınırlıdır. Vur duğumuz yumruk masayı kırabilir vcyahud geri teper, canımızı çok acıtır. Eğer kolumuzun kuvvetini biliyor ve kıraca ğımız engelin de mukavemet kudretini iyi hesab ediyorsak çok kere muvaffak oluruz. Sübjektif şartlar bize münevver zümrenin seviyesini, objektif şartlar da devlet ve sosyete organizasyonunu hatırlatır. llk bakışta birbirinden ayrı görünen bu şartlar doğma, büyüme ve kurulma bakımlanndan birbirlerine sıkıfıkı bağh dır. M. Loinin en mühim ve kanşık bir sosyetenin «menşei, tekâmülü» hakkında prublemlerinden biri olan bu mevzuu şimdi çözelemenin yeri olmadığından, burada söz söyliyecek değilim. Şu kadar ki, sosyete reforması üzerinde konuşurken, böyle bir reformanın ilerleme hallerine etke olacak unsur ve şartlar a kısaca bir göz gezdirmek icab edi yor. Bu noktayı şimdılik şu suretle izah etmek istedim: Yaratıcılık, hic yoktan bir şey mey dana getirmek de£!l, var olan hal ve şartlan alelâde usuller dışında ve tabiî te kâmül yürüyüşünü hızlandıracak surette bir yere getirmektir. Yeni bir sosyete elbette gökten inmemiştir. Üzerinde yaşadığı toprağa kökleşmiş, tarihsel varlığile zanmış, medeniyetçe, kültürce özel ka kenduie mahsus insiyaldar, itiyatlar ka iftfkic,!^ ujalik tir varlıktır. Bu varlıği yeni bir nizama sokmak, ona asrın istediği ödevler vermek, dev letin ve ferdin hak ve vazifelerine yeni bir yönet göstermek için dayanacağımız yaratıcı kudret, asırlardanberi kökleşmiş göreneklerle, müesseselerle, mefhumlarla çok çetin bir savaş yapmağa mecbur dur. Hele bu mecburiyet bizde daha kat'idir. Bir kere bizim ilk önce karşımıza çı kan engel, Osmanlı Imparatorluğunun kılığı, ruhu bozuk ferdciliği idi. Devlet ferdci, şehir ferdci, köy ferdci idi. Bu rada işaret ettiğimiz ferdcilik, liberalizm nazariyesinin bildiğimiz individüalizmi değildir. Dirim kudreti azalmış bir uzviyetin tabii bir insiyakla her ayn parçasının kendi varlığmı korumak için yaptığı «mü dafaai nefis» ferdciliğidir. Tanzimat, bu «çözülme halinin» önüne geçmek için didinmekten geri durmadı. Fakat dayan dığı ideoloji, teokrasi ideolojisinden başka bir şey değildi. Tanzimat devletin kılığma çeki düzen verdiyse de ruhunu, kafasını değiştiremedi. Halkçılığı siyasal bir formül altına sokmak istedi, fakat bu arzu demokratik ideale göre değil, eski ve çürük mefhum lara göre doğup yaşamak istiyordu. Devlet ve münevver gözünde sosyete ancak devletten ayn ve devletin menfaatine ça lışan bir varlıktı. Dıştan gelen yumruk lar olmasaydı, belki bu kadarcık bir de ğişme halini de göremiyecektik. Tanzimat gerçi derebeyliği kaldırmıştı. Fakat âyanlar, mültezimler, mürabahacılar... ve eski derebeylerinin nüfuzlu torunları, adamları yasamakta devam ediyordu. Hele toprak rejimi büsbütün berbad bir hale girmişti. Bilhassa köylü tutsaklığı, köylüyü devamlı, sistemli su rette fakirlestiren derebeylik çemberi bir türlü kınlamamıştı. Hukuk bakımmdan azad olan halk realite karşısında hiç te öyle değildi. Hülâsa Teokrasinin ideo lojisi yerine yeni bir ideoloji doğamamış tı. Doğmasma imkân da yoktu. Çünkü devlet kendi hakkmdan vaz geçmiyordu. Devleti idare edenler zaten «kapı kulla n» idiler. Böyle bir sosyetede «estatik» hali sarsmak.ona yeni bir hız vermek mümkün olabilir miydi? Yaratmayı bı rakalım, yapmıya yetecek hal ve şartlar bulunabilir miydi? Bugünkü rejim, yıkılan rejimin tabantabana zıddı bir ideoloji ile kuruldu. Ferd, devlet, sosyete, hak, ödev, ulus... mefhumlan yepyeni bir anlamla doğdu. Sosyetenin reforması için gerekli sübjektif şartlar, birer birer, sırasile, birbirıni ta mamlıyarak «yeni ülke» nin, «yeni sosyete» nin, «yeni devlet» in ve «yeni ferd» in «karşılıklı ve nizamlı bir surette düşünce ve iş birliği içinde» tarihin yürüyüşünü durdurmadan ülküye doğru akmağa ve dolgunlaşmağa başladı. Şimdiki devlet, ferdlerden toplanma sosyetenin egemenliğini, ulusal birliğini realite alanında yaşatacak türel ve si yasal bir varlıktır. «Irade ve egemenliğin, devletin va tandaşa ve vatandaşın devlete karşılıklı vazifelerini hakkile ifasını temin yolun da kullanılması Partice büyük bir esas tır. Kanunlar önünde mutlak bir müsa var kabul eder ve hiçbir ferde, hiçbir aileye, hiçbir sınıfa, hiçbir cemaate imti yaz kabul etmez.» Şimdi artık «yaratıcıhğın» objektif şarllan da tamamdır, diyebiliriz. Dünkü halk mefhumile bugünkü arasmdaki çok derin aynlığı ölçerken realite alanında tahakkuk eden «devrim ideolojisinin» her yıl gectikçe sosyetenin ruhuna doğru indiği çok açık görülüyor. Burada bilhassa, köycülük adı verdığimiz yeni sosval ödevden ve bunun devlet icinde aldığı pratik yürüyüşten bahsetmek lâzımdır. Son zamanlarda «tarım reforması (Reforme Agreire) üzerinde sıksık görüşülmekte dir. Devletin yeni kanunlan gittikce bu reformayı daha köklü ve faydalı bir surette çözelemek yoluna giriyor. Şimdi asıl «yaratıcılık» atılmaları devrindeyiz. Zira, yukanda dediğimiz gibi, yeni re jim ideolojisi her hakkı ulusa vermiştir. O ulus ki asırlardanberi üzerinde yaşa dığı toprakta bir zerre hakkı yoktu. Bu rejim ulusun öz hakkını tanımıkla kal mıyor. Bu hakkı «ihkak» etmeyi kendisine en kuvvetli bir ödev biliyor. Siyasal organizasyonun toprak rejimine tâbi olduğunu söyliyen ve sosyal reformanın her seyden önce toprak reforması olacağını iddia eden ekonomik sistemler vardır. Hakikatin büyük bir parçasını ifade eden bu düşünceler yeni rejimin gö zünden kaçmamıştır. Bu sebebledir ki biz köycülüğü «yaratıcılık» diye adladık ve gene bu düşünce iledir ki: «Türkiyede köy dirimini devletin yeni kuracağı müesseseler ve bu müesseseleri idare edecek kudretfi, bilgili münevverler başaracak hr» dedik. Ankara Bir arkadaş daha kaybettik Ikdamcı Ahmed Cevdet, dün, Ankarada kalb sektesinden öldü CBaştaraft 1 inci tahiftde) günku uzun bir çalışma ustayı yordu ve hastalandı. Hastalığı çok hafifti ve Yenişehirde Ziraat Bankası müşavirlerinden akrabası Şadi Hikmetin evinde istirahat ediyordu. Ustanın hastalığını duyan kurultay üyeleri bugün bir takrir vererek kon gre namına hatırının sorulmasmı istedıler. Buna karar verildi ve îç Işleri Bakanı Şükrü Kaya, Ercümend Ekrem, Ahmed İhsan, Hakkı Tarık ve Remziden mürekkeb bir heyet seçti. Heyet, hastalığından dolayı Ahmed Cevdete kongrenin ve ayni zamanda İç îşleri Bakanınm hatır sorgusunu yapmağa gitti. Usta, heyeti, güler bir yüzle karşı ladı ve: € Sizi hep birden böyle hangi rüzgâr atı?» diye sordu. Kendisine kongrenin ve tç İşleri Bakanının hatır sorgusu için verilen kararla gelindiği söylenince usta fevka • lâde heyecanlandı. Gözleri yaşararak: < Çok memnun ve müteheyyiç oldum. Türk gazeteciliğinin böyle bir tesanüd ' gösterme ve kemal derecesine yükselme günlerini görebildiğimden dolayı Allaha şükür ediyorunu dedi. Heyet fazla rahatsız etmeden kalktı. Herkes odadan dışan çıkmıştı. Odada en son kalan Ercümend Ekrem birden usta gazetecinin elinin kendine doğru uzandığını gördü. Bu eli el sıkmak için uzanmış zanneden Ercümend Ekrem ona doğru uzandı. Fakat el birdenbire düştü. Derhal bir doktor arandı ve gelen Sıhhiye doktorlanndan İrfan muaye neden sonra 72 yaşındaki mesleğine âşık gazetecinin bir kalb sektesinden öldüğünü söyledi. Yanm asır yılmadan Türk gazeteci liğine vakfı nefsetmiş ve yazılarını sevdirmiş olan Ahmed Cevdetin ölümü Ankarada umumî bir teessür uyandir mıştır. Merhumun cenazesi yarın ak şamki (bu akşam) trenle Istanbula götürülecektir. Burada bulunan gazeteciler rnerhuma büyük cenaze. merasimi yapacaklardır. Dil üzerinde çalışmalar Kılavuz için dersler 17 Taahhüt etmek = 1 Yükenmek, 2 Üstenmek, üstüne almak Taahhütlü == Bağıth Müteahhid = Üstenci Müteahhitlik = Üstencilik Taahhüt = 1 Yüken, 2 Üsten Büyük Britanya Dış İşleri Bakanı, îngjlterenin Avrupada hiçbir yeni yüken altına girmek fikrinde olmadığmı açıkça söyle miştir. Siz bu sözününle, bütün ulusa karşı, ağır bir yüken altına girdiğinizi düşünü yor musunuz? Harb sonrasmdanberi yükendiğimiz bütün dostluklara bağlı ve bayn kaldık. Dün gazeteye bagıtlı bir mektub yol Iadık. Arkadaşım harb gereçleri üstenciliği eder. Sü Bakanlığı üstencilerinden biri, dün gözet altına alınmıştır. Üstendiğiniz (üstünüze aldığınız) bu işi tam zamanında yapmalısmız. Bu misallerde geçen yeni keümeler: Gözet = Nezaret Gereç = Malzeme Bayn = Sadık Baynlık = Eadakat *** lade = Gerit, geri venne, geri çe vırme lade etmek = Geritmek, geri vermek, geri çevhrmek ladeli = Geritli ladei afiyet etmek = Onalmak ladeten takdim etmek = Geri sunmak Bu mağazada hiçbir satılmış mal için gerit kabul edılmez. Dün aldığım çantayı bugün geri verdim. Hakkımda söylenen bu ağır sözü, herkesin karsnmda, geritmek isterim. Hastalığınızı haber alarak üzüldüra. Pek yakında onalmanızı dilerim. 2 Son sözler Ihtiyar Mareşal, kendi memleketi ve bütün ülkeler için gene ve güzel haki katler föyliyerek ölmüştur. Bütün okurlarımızın bu son sözleri, dikkatle gözden geçirmiş olduklarına şüphe etmeyiz. Mareşala göre banşın en sağlam dayançlarından biri, harb korkusudur. Yeni bir harb, her hangi bir ekonomi ve siyasa kazancı uğruna, göze kestirilecek basit bir tehlike olmaktan çıkmıştır. Acaba bunun sebebi, yabuz yen! harblerin korkunçluğu mudur? Bizim fikÖTiize göre her harb, kendi çağı içinde, bugünküler kadar yıldırıcı idi. 1914 tenberi bütün dünyada değişen şey, yalnız harb tekniği değildir: Küçük, büyük bütün uluslarda, erkinlik ve eşit lik fikirleri, bütün tehlikeler karşısında, hiçbir kuvvet ölçüsü düşünülmiyerek, korunup barınmak lâzım gelen namus düsrurlan olmuştur. Erkinlik ve eşitlik fi kirlerinde, bu ahlâk değeri kadar, anlayış değeri de eskisinden aynlarak genişemiştir. Bugünkü erkinlik davası, harta renkleri ve sınırlan içinde kapalı değil' dir. Siyasa erkinliği ve yurd bütünlüğü, eğer, ekonomi, finans ve kültür erkinliği ve bütünlüğü ile sağlanmazsa, bir memeket sömüriilmekten kurtulmuş olmaz. Yeni harblerin tehlıkesi, sonsuzlukla nndadır. Kendisinde erkinlik şuuru aydmlanan ve şeref duygusu kökleşen uluslara, yenilmek ihtimalini düşündür mek bile imkânsız olmuştur. En büyük savga hazırlığı da işte yeni zaman in sanlannın bu kafa, şuur ve ruh hazırlıgıdır. Sürekli bir barış ve rahat, eski ege monyalar düzeni değil, eşit uluslar arasındaki asığ ve uzlaşmak dengesi üstüne kurulabilir. Uluslar için hakikiğ kuvvet ölçüsü, erkinlik savgasındaki karar ve dölenlerinin derecesidir. «Yurdun canlı ve cansız bütün var lıklannı» erkinlik ve yurd bütünlüğü savgasına hasretmiş olduklarına hiç kimsede şüphe bırakmıyanlar, hem kendi güvenlerinı sağlamış, hem de arsıulusal barışa yeni bir güvenç vermiş olurlar. Harb tehlikesi, uluslann kendi sav • galanna inanışlar ve inandınşlan nis bebnde azalacaktır. F. R. ATAY Bu yazıda geçen kelime karşılıkları: Dolen: Azim Istanbul tüze sarayınm son bm'ğinizl yollamış olduğunuz plânlar dünkü posta ile geri sunulmuştur. Bu örneklerde geçen yeni kelime: *** Leh = Yana Lehte olmak = Yana olmak Lehinde söylemek = Eyiliğine söylemek Lehte söylemek = Yana söylemek Lehtar = Yanat Aleyh = Karşı Aleyhte olmak = Karşı olmak Aleyhte söylemek = Kötülüğüne söylemek Aleyhtar ' = Karşm Işte en güç kullanabileceğinizi sandı ğınız kelimeler.. Fakat aşağıdaki misal ler, küçük bir dil alışıklığı ill, bu söz lerin Türk cümleleri içinde ne güzel kaynıyabileceğini gösterir. Bu özgeden yana olanlar ellerini kaldırsmlar. Bu özgeye karşı olanlar ellerini kal dırsmlar. Kazanç vergisi için öne sürdüğünüz değişkelerden yana değilim. Kürsüde her zaman benim fikirlerime karşı söylüyorsunuz. Ne her zaman körükörüne yanathk, ne de gelişi güzel karşmlık ediniz: Ka nağatınızuı doğrusuna gidiniz. Bir düziye herkesin kötülüğüne söy lemek, herkesi düşman edinmektir. lyiliğe söyliyen, kaybetmez. Size o kadar düşman sandığınız Ahmed, dün akşam bir toplanbda boyuna iyiliğinize söyledi. Bu meselede size karşmım. Ozgenizden yana 3, özgenize karşı 2 kişi çıktı. Dünkü toplantıda dilergenizin yanat ları azınlıkta kaldılar. Bu örnekte geçen yeni kelimeler: Takdir = Dilerge EkaNiyet = Azınhk General Göringin Sofya ziyareti (Baştaraft I inci tahifede) Bu akşam Sofyadaki Alman kolonrsi Alman mektebinde Generale bir zfrafet verdi. Zryafetten sonra koloniyi kabul eden General kentHferine yeni Almanya ve hariçte yaşıyan Almanların vazıfekri hakkında bir söylev verdi. guya Almanya Lehistan Macaristan arasuıda yeni bir blok vücude getirmek isriyorlarmış. Bulgaristanı bu gaye uğruna kazanabilmek için Bulgaristan üzerinde guya iki taraftan tazyik yapıîacakBirisini doğrudan doğruya Göringin kendisi, diğerini de Kral Borisin baeanağı olan Essen Prensi yapacakmış. Bu şayialara nazaran Almanya guya Bulgaristanla Yugoslavyanm anlaşmasına yardım da edecekmiş. Almanya Yugoslavyaya iktısadî menfaatlerinin Fransadan ziyade Almanya tarafında olduğunu göstermek istiyormuş. Bu maksadla son zamanlarda Almanlar Yugoslavyadan üç milyon kilo tütün satın almışlar ve daha da birçok mübayaat yapıp her cihetle Yugoslavyanm Fransa ile yaptığı ticareti bastınnak istiyorlarmış. Hatta Yugoslavyada Almanya ile anlaşmak için bir cereyan da belırmış. Gene bu mehafilde ileri sürülen bazı iddialara nazaran bütün bu faaliyetten gaye guya Yugoslavyayı Fransadan uzaklaştırmak ve Balkan andlaşmasından ayırmak ve Küçük Itilâfı bozmakmış. Diğer taraftan eğer Bulgaristan bu yeni bloka dahil olursa kendisine iktısadi faydalar temin edilecek, muahedelerin tadili ve silâhlanma meselelerinde sıyası yardımlar vadolunacakmış. General Göringin bütün bu plânlannda ne kadar muvaffak olacağı henüz daha meçhulmüş. Sofyanın siyasî mehafilinde Göringin ziyareti münasebeale dolaşan şayialar işte bunlardır. Merhum Cevdetin hâl tercümesi tstanbulun 15C senelık bir aile sine mensub olan Ahmed Cevdet eski tütün tacirle rınden Hacı Ahmedin oğlu idi. 1861 de Şehzade başında doğmuş. ilk, orta ve idadi tahsihni bitirdikten sonra Mülkiye o Ahmed Cevdetin kuluna, oradan çık genclik restni tıktan sonra da Hukuk mektebine gir miş ve her iki mektebi de birincilikle bitirmişti. Tahsilini bitirdikten sonra îç ve Dış İşleri Bakanhkları emrinde ça lışmış ve bu sıralarda Çar Nikola tahta çıktığı zaman Rusyaya giden Türk he yetinde de bulunmuştu. Bundan sonra serbest hayata atılmış ve Mihranla beraber Sabah gazetesınde çalışmıştı. Bu esnada yalnız başına Ikdam gazete sini tesis etmiş ve Mihranın rekabetine rağmen yaşatmağa muvaffak olmuştur. 31 marttan evvel îttihad ve Terakkiye muhalif yazılar yazdığı için Hareket ordusu İstanbula geldikten sonra, Ah med Cevdet memleketi terketmeğe ve Avrupada oturmağa mecbur olmuştur. İkdam gazetesi kapanıncıya kadar Ahmed Cevdet İstanbulda olsun, Avru pada olsun, daima yazılar yazardı. Atina seyahatinden vazgeçildi General Göring yarın sabah Sofyadan tayyare ile Belgrada gidecektir. Atinaya gitmekten vaz geçmiştır. Bir Bulgar tayyaresi kendisini hududa kadar sellmetliyecektir. Pariste çıplak hdr dansöz mahkemeye verildi Paris 27 (A.A.) Pariste bir kabarada çıplak dans eden Amerikalı dansöz joan Varnerin utanmazlık suçundan muhakemesıne bugün başlanmıştır. Kabaranm direktörü de suç ortağı olarak muhakeme edilmektedir. Artistin savgasını M. Henry Forres üzerine almıstır. kendisine «hoş geldin» deriz.» Sofyada neler söyleniyor? General Göringin Sofya ziyareti bura siyasî mehafilinde muhtelif jekilde tefsir ılunmaktadır. Resmî mehafile göre ziyaret hususî mahiyettedir ve tamamen tesadüfidir. General Göring Mareşal Pilsudskinin cenaze merasiminden sonra Yugoslavyaya gidip Dalmaçya sahillerinde uzun bir istirahate çekilmek istiyormuş. Fakat şimdi Dalmaçya sahillerinde Fransız Bahrısefıd fılosunun bulunması dolayısıle bir takım şenlikler yapıldığından General Fransız filosu hareket edinciye kadar geçecek vakitten bilistifade Sofyayı şöyle hususî şekilde dolaşmak istemiş ve bütün mesele bundan ibaretmiş. Fakat diğer mehafilde dolaşan şayialara bakıhrsa Göringin bu Sofya ve Belgrad ziyaretleri Ingiliz siyasetinin son zamanlardaki faaliyetinin eseridir. Ingilizler Rusya Fransa andlaşmasmm ehemmiyetini küçültebilmek üzere Ahmed Cevdeti aratmıştı. Fakat o zaman kendisi gene tedavi için Alman yaya gitmişti. Bu sefer Ankaraya hem Basm Tcurumuna iştirak etmek hem de İkdamı yeniden çıkarmak maksadile gitmişti. Kongrede Başbakanla uzun uzun konuşmuştu. Ahmed Cevdet çiçeklere de çok düşkündü. Taksimde Sıraservilerdeki a partımanımn bahçesinde güzel tarhlar yaptırarak İstanbulda olmıyan çiçek lerin tohumlanm getirtmiş, kendi elile büyütmüş ve çok güzel bir çiçek bah çesi meydana getirmiştir. Sabah ve akşamları dairesınin balkonuna çıkar, saatlerce çiçeklerine, Marmaranın ve Boğazın mavi sularına bakar, sonra ya zılarını yazardı Evvelki gün Ankarada hafif bir buhran geçirmiş, bunun üzerine telgrafla refikasmı Ankaraya çağırmış, refikası da hemen Ankaraya gitmiştir. Merhumun cenazesi yannki çarşamba günü sabahı Ankaradan gelecek ve Haydarpaşa rıhtımından motörle Eyübe götürülerek namazı kılındıktan sonra Eyübde aıle mezarlığına gömülecektir. Ailesinin sonsuz acılanna iştirak etmeği borc bilir, refikası ile oğluna ve iki kızına en samunî taziyeilerimizi beyan ederiz. Komünistlerin nümayişleri Dün saat 16 da komünistler Boris bahçesi yanında Kartallı köprünün üze rinde Göring aleyhine bir nümayiş tertib etmek istedılerse de polis kendilerini dağıttı. Mitingin elebaşılanndan biri kaçmağa başladı. Kendini kovalıyan polisler havaya silâh attılar. Tesadüfen oradan geçen bir zabit kılıcmı çıkanp firar eden komünistin üzerine yürüdü ve bu suretle bu komünist yakalandı. Nümayişin elebaşılarından bir kadm da tevkif edildi Tempsın makalesi Paris 27 Temps gazetesi, Alman Hava Bakanı General Göringin Sofyaya gitmesi için diyor ki: «Almanya Balkan durumunu yakmdan kovalamaktadır. Berlin diplomasni, Avrupa meselelerini Almanyadan yana kotarmak için faydalı bir basmç (tazyik) yapmak üzere bulabileceği manevra imkânlan dolayısile, Balkan ekonomik zorluklarından asığlanarak (istifade ede rek) Küçük Andlaşmanın dağılmasına ve bu suretle kendi ergelerini (maksadlannı) kolaylaştırmağa çalışıyor. Gazeteye göre, ilkönce, Bulgaristanı, kendi asığlannın (menfaatlerinin) em rettiği Balkan Andlaşmasma girmesine engel olmak ve daha sonra Sofya ile. Belgrad arasmdaki güven verici ilgilerden faydalanarak Yugoslavyayı Almanya ile daha işçen (faal) bir çalışma beraberliğine doğru sevketmek bahse konudur (mevzuubahistir). Alman bazı haberler, M. Göringin Yugoslavya ile Macaristanı uzlaştırmağa ve bu suretle, Çekoslovakyayı Macar istekleri karşısında yalnız bırakmak için bir saldınşmama paktı bağıdlamaya çalışmakta olduğunu bildiriyor. Küçük Andlaşma şimdiki şekil ve kuvvetile kaldıkca büyük bir önem alamıyacaktır. Niste, Isviçrede oturduğu zaman, siyasal hava müsaid olmadıkça üstadi mecburen başmakalelerine siyasî ol mıyan mevzular seçerdi. Çiftiçilik, patates ziraati, çiçekçilik gibi makaleleri meşhurdu. Ahmed Cevdet, meşrutiyet devrinde gazetesini öz türkçe ile çıkarmağa ça lışan ve baş yazılarını türkçe yazan ilk gazetecidir. O zaman merhumun bu gayretleri boşa gider, fakat o usanmaz. arasıra, gene tamamen öz türkçe yazılar yazardı. Ahmed Cevdet Türk ulusunun iktı sadî işlere ehemmiyet vermesini te min için de pek çok yazı yazmıştır ve bunların içinde cidden güzel ve müessir olanları vardı. Ahmed Cevdet yazacağı yazılan önceden uzun uzadıya düşünmez ve ya zı yazmağa başladığı zamanlarda hiç bir titizlik göstermezdi. Yalnız son günlerde yaşmın ilerlemeMehmed Paşamn meşhur çadtrı sinden ötürü yazı yazarken biraz asabî Baltacı Mehmed Paşanm tarihî çadı nan bir damga yüz elli sene evvelisini haller gösteriyordu. Son seneler içeri n Askerî Müzenin önünde kurulmak göstermekta i a e de bunun yqpüdığı de sınde hergün gazetesinde Türkiye matadır. Fakat halka açılması daha 2025 ğil, depoya konulduğu tarih olduğu denleri için yazdığı makaleler Başba gün sürecektir. Çadırın üzerinde bulu söylenmektedir. kan îsmet İnönünün gözüne çarpmış ve S. KANDEMİR Bulgar gcaetelerinin neşriyatı Alman Hava Bakanmın Sofya 7İya reti hususî mahiyette olduğu için Bulgar gazeteleri hiçbir şey yazmamaktadırlar . şy y l a r Yalnız bu sabah haftalık bir gazete başmakalesinde diyordu ki: «Her ne kadar Göringin Sofya 7İvareti hususî mahiyette ise de yeni Aimanyanın en mühim liderlerinden birisinin Prusya Başvekilinin ve Alman Hava Nazırının bu ziyareti öyle ehemmivetsiz geçemez ve gözden kaçamaz. Bu Bul garistana karşı gösterilmiş fevkalâde bir teveccüh eseridir. Bu güzel vesile bize Almanya ile Bulgaristan arasmdaki an'anevi dostluğu hatırlattı. İki memleketin an'anevî dostlu ğuna yardım eden sebebler çoktur, On lar yalnız harb meydanlanndaki silâh arkadaşlığı ve harbden alınan ayni bed baht netice değildir. Bu sebebler daha derindir. Bunlar Alman kültürü ve Bul garlann ona karşı olan sonsuz hürmeti e konomi yaklasması ve ondan çıkan »nüte kabil menfaatler, birbirine hürmet ve bü yük Almanyanın küçük Bulgaristana kar şı gösterdiği âlicenabhkhr. Bunun için bı Alman büyüğünü yürekten selâmlar ve Baltacının çadırı kuruldu .f* « *• •* General Belgradda bekleniyor Belgrad 27 (Hususî Muhabirimiz den, telefonla) Prusya Başvekili General Göring yarın buraya gelecek ve Yugoslav Alman millî takımlanmn maçında hazır bulunacaktır. General buradan Dalmaçyaya gidecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: