14 Temmuz 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

14 Temmuz 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET s Tf Temmuı VSSS Türklerle Süngü Süngüye y . No. 245 A. DAVER Çanakkalede Dikkatler Paratoner (Paratoner = Yildırımı çeken miknatısU tel) bir siis değildir. Hayatımızda sigortaya karst ne kadar uzaksah, sanki evimiz yan maz ve kendimize birşeycik ol maz gibi omvtz silkiyorsak paratonere de o gözle baktığımızı ben de o gözlerden biri olduğum için anlıyorum. Bana bunu yazdıranı tize söyliyeyim: Bugün Edirnekapı tramvayına binmiştim. Gök, tiyah bulut larla örtülmüştü. Çok geçmeden, gürültü ve şimşekler içinde bir sağanak başgösterdi. Ben de camlart kapalı tramvay içinde güzel, güzel oturuyordum. Karagümrüh yaktnmda birdenbire bir çatırdı oldu. Gözüm arkaya kaymıştı. Kızdırılmış parmak büyüklüğünde bir demir parçasına benziyen yıldırım yere »üzülmüştü. Tramvay durdu ve bir duman ortalığı kapladu Anladık ki, ,tramvaydaki tertibat bizi kurtarmif. ölüme bu kadar ve birden yakm kalarak kurtulmak her vakit kabil değildir. Ev yaptı rırırız, otel yaptırırtz. Yaptırma dığımız ve harcamadığımız kal maz. Sonra beş on liralık bir masrafı, ummadığımız vakit hayat kurtaracak bir yere, bu paratonere neden vermeyiz diye, doğrusu, bugün kendi kendime aordum ve bu dalgtnlığa kendim de çaştım. Anlaşıhyor ki bir yapı bittikten sonra »igortan yapılmış mı ve paratoneri var mı diyen bir yaıaya bile ihtiyac var. Hangi dostluk Gospodin? Bırakılan altı top muhtelif infilâk maddelerile parça parca edilmişti Fraanz topçu labitit K=»ldınlan toplann yerine sahte toplar konulmustu. Türklere mümkün olduğu kadar. dört top mevcud olduğu hissinı vermek için, hileli atışlar yapılmak ta idi. Simdi artık, bütün hatlan işgal eden Fransız piyadesi çekilerek yerine İngiliz piyadesi konulmustur. Bizim kumandan General Briilar 3 ikincikânun 1916 günü yanmadayı terketti. Buradaki Fransız kuvvetleri, kaymakam Brünenin kumandasına verildi. O da îngiliz generali Davinin kumandasındadır. Geceleri, hiç durmadan cepane ve muhtelif malzemeyi vapurlara yükletmekteyiz. Bütün kışı burada gerireceğimiz ve fena havalarda yarımada ile adalar arasında günlerce muvasalanın kesileceği düşün;'lerck pek azim miktarda cepane ve malzeme depo edilmış olduğu için i§ agırdır. Bereket versin ki malzeme gemilere yüklenirken deniz sakin, hava gayet güzel gidiyor. atsız yapıldı. Fılvaki, bu boşaltma esnasındaki zayiat, korkulan ve tahmin edilen mıktardan harika derecesinde azdı. Son günü bir tek yaralı verdik. O da, bir mermi parçasile hayli ağır surette ağzından yaralanmıştı. Fransız Suffren (Süfren) zırhlısı, Anadolu bataryalarına ateş etmeğe gelmişrJ. TüHc topçulan, hemen zırhlının etrafında kümelenen şiddetli bir ateş açınca Suffren kararı firara tebdil ederek ufukta kayboldu. Yolda 900 İngiliz beygiri yüklü bir tekneye çarparak onu batırdı, hayvanlar da boğuldu. Bizim dostluğumuzu sizler zehirlediniz Sizin gibi yazıcılar Türk düşmanlığını Bulgar ulusunun ülküsü haline soktular! (Başmakaleden devam) bu bozuTmanın soravı (mes'uliyeti) Bulgarlara aiddir. Çünkü iki yıldanberi, bir sürü şoven Bulgar gazetecisi ile devlet adamı açıktan açığa, öz Türk yurdu olan ve en son, Kurtuluş Harbinde, Türk kanı pahasına tekrar elde edilen Trakyayı bizden istemeğe kalkışmışlardır. Başta Büyük Onderimiz Atatürk olarak, Türk ulusu, Türk basını (matbuatı) Bulgaristana karşı dost davranıp dururken Bulgarlar bu dostluğa lâyık olmadıklarını göstermişlerdir. Hergün daha azan bir kühstahlıkla Türk düşmanlığını Bulgar ulusunun bayrağı, ülküsü haline sokmuşlardır. Bulgarlar, kulaklarımızın dibinde en çirkin ve en kaba bir sesle «Trakyayı isteriz. Trakyayı zorla alacağız!» diye hergün bağıracaklar da, biz, Türkler, Türk gazetecileri ve Türk ulusu «Allah ömürler versin efendım, buyurun Trakyayı alın» mı diyecektik? Hem bize diş biliyor, memleketin en kutlu bir parçasını elimızden almağa çalışıyorlar, hem de bizden dostluk, güleryüz, tatlı dil bekliyorlar. Buna, türkçede, utanmamazlık ederler. Yugoslavyada üzüm durumu Bu sene buğday ürüm? geçen seneden az olacak Mülâzim Longun mektubu Topcu birinci mülâzimi Longue (Long) da bana şu mektubu göndermişH: 31 birincikânun 1915 akşamı, birdenbire hemen o akşam 4 topla mevcud ağırlıkların hepsini vapurlara bindirmek için emir aldık. Emir infaz edildi ve yanmadada bataryalarımızın yalnız 3 ünTürklerin bir hücumu cü ve 4 üncü topları kaldı. Bu esnada, 7 ikincikânunda. Tüıkler, İngılizlerin biz İngilizlerin o gün ve ertesi günlerde sol yanmı gayet şiddetli bir surette bom Geliboluda kalacaklannı sanıyorduk. barJıman ettiler. Türklerin ateşi pek ke Çünkü bindirme işi durdurulmuştu. sif idi ve İngiliz gruoları arasında bazı 3 ikincikânunda, Anadoluda 174 nuzayiatı mucib oldu. Bu arada bir mira maralı bataryaya ateş eden 3 numaralı lay da öldü. Türkler, sonra hücum ede topumuz 246 ve 201 numaralı Türk ba rek üç siper zaptettiler. Fakat İngilizler taryalan tarafından ateş altına alındı. mukabil hücumlar yaparak bu siperleri 210 luk bir Türk mermisi, topun plargeri aldılar. Stafordşayır alayının bir ta formuna düşerek tachizat sandığına çarpburu Türklere adamakılh bir katliâm tı ve bunu parça parça etti. Gülle paryaptı. çaları, topun kalkanlarını, kâğıd gibi deTürkler, Seddilbahir mıntakasını da lip geçti. Çelik namlıda, iki buçuk santahliye etmekte olduğumuzu kat'iyetle timetre derinliğinde çukurlar açtı. Berebildikleri için, hatlanmızı boş bulacakla ket versin ki topun etrafındaki numara nnı zannederek hücum etmişlerdi. İngi neferlerinden yalnız dördü tesadüf ve lizlerin mukabil taarruzu, onları şaşırtmış talihin yardımile pek hafifçe yaralandıolsa gerektir; çünkü müteakıb iki gün lar. zarfında uslu oturdular. 7 ikincikânunda, hareket emrî geldi ve 78 ikincikânun gecesi, kalan.topçu o zaman hayretle öğrendik ki diğer sınun yarısı daha vapurlara bindirildi ve nıflar da, bizimle ayni zamanda yarımanihayet 89 ikinc'kânun gecesi, Gelibolu dadan hareket edeceklerdir. yanmadasında asker ve kıt'a namma ne 7 ikincikânun akşamı, Rumeli tarafıvarsa, hepsi gemilere yüklendi. Fransız na ateş eden 4 numaralı 155 lık uzun ^topçusunun bindirilmesi saat 23,30 da top vapura bindirildi. Saat 21,30 da da bitti. Kaynmkam Brüne ile erkânıharbison olarak bataryamızın 3 üncü topu yesi en son bindiler ve en geri kalmış oMedie vapuruna yüklendi. Türkler, bu lan İngiliz kıt'aları sabahm ikisi ile üçü esnada mütemadiyen ateş ediyorlardı. arasında motörlü mavnalara irkâb edilFakat yalnız bir neferimizi yaralıyabildiler. diler. Herkes Gelibolu yarımadasından Bırakılan Fransız topları ayrılHıktan sonra, antrepolara ateş veriltahrib edildi di. Koc&man alevler göke doğru yükselTop olarak Fransızlar, Eskihisarlıkta di. Türkler, kendi topçu ateşlerile bizim ki iki tane 14 lük gemi topile dört tane levazım depolarımızı tutuşturduklannı 24 santimetrelik eski model ve çok kul sandıklarından Seddilbahri şiddetle topa lanılmış top bıraktılar. Bu 24 lüklerden tuttular. Türk kıt'alan, buraya çekine Fransada henüz kullanılmamış pek çok çekine ve ancak 24 saat sonra girebilditop vardır. ler. Bırakılan bu 6 top muhtelif infilâk 3 üncü topumuz, kolordu tarafından maddelerile parça parça edildi. Topla gündelik emirde §öylece zikredildi: nn ötesine berisine, namlılannm içine, 6 ikincfkânun 1916 kundaklarınm altına melenit fişekleri ve «104 üncü ağır topçu alayının 5 ba155 lik uzun mermiler konularak bunlar taryasının (eski 30 uncu alayın 52 nci ateslenmişti... bataryası) 3 üncü topu ve topçu başçaOt ve samanla bazı yapı malzemesi kaldı. Bunlara da petrol dökülerek ateş vuşu Bernard Georges ile topun numara neferlerinde Benest, Grenat ve Brosseverildi. Ingilizler ayrıca bir «tahribci miralay» lard, 29 birincikânun 1915 günü, mevzikumandasında bir «kundakçı bölüğü» lerimizi bombardıman eden bir düşman teşkil etmişlerdi ki bütün tahrib edilecek topçu atışı esnasmda, müteaddid Türk ve yakılacak eşyayı imha işile meşguldü. bataryası tarafından ateş altına ahndılar. Buna rağmen 3 üncü topla efradı, Son kıt'alar çekilirken küçük bir hâdise oldu. Bazı İngiliz piyade kıt'aları mo topun kaidesine bir mermi isabet ederek törlü mavnalara binecekleri iskeleyi kay lopun başçavuşu ile üç numara neferi yabettiler ve bir muhrib tarafından kıyıdan ralanmasına rağmen büyük bir soğukkanlılıkla ateşe devaro ettiler ve topun haahndılar. saratını tamir ettikten sonra ateşe devam Gayet acı olması, hatta bir felâketle bitmesi muhtemel bulunan bu tahliye ha ederek bir düşman cepaneliğini uçurmareketi çok usul ve intizam altında ve bil ğa muvaffak oldular.» (Arhan var) hassa talihin büyük yardımile hiç zayi"Cuhumriyet,, in bölamit 2 9 Türkiyede, Türk milletini Bulgar devletine karşı kışkırtan ve bunun için propaganda yapan Türkler, Türk gazeUcuz ve aylık Sdenişlerle ligor tecileri değil; Bulgarlar ve Bulgar gazetecilerinin kendileridir. Bulgarlara düşta ve paratoner denen bu iki ve man olmak için, Bulgar gazetelerinin çok yerinde olan (medeniyet izi • yazdıklannı, bir kelime eklemeden (ilâni) bizde de belirtmekte yurddaşa ve etmeden) türkçeye çevirip basmak yekolayltk ve yardım etmek nekadar ter. Türk basını işi büsbütün azıtmamak iyi olacakttr. V. ö. ve aradaki sıska dostluğu da büsbütün öldürmemek için çok vakit bunu da yapmıyor, bazı şoven, farfara, açgözlü Bulgarların yazdıklanna ve söylediklerine Doktor binbası mütekaidi Bay Sey Türke yaraşan bir kibarlıkla karşılık bile fettin Uğur dün sabah Tanrının rah vermiyor. metine kavuşmuş ve Çengelköyünden Doktor Assen Bojinoff, yavuz hırsız, kaldirılarak Kulaksızdaki makberine ev sahibini bastınr, rolünü oynamağa gömülmüştür. Kederlenen ailesine »a kalkmasın. Kendisi gibi Bulgarlar boyle bırlar dileriz. yazılar yazdıkça, biz Türk yazıcılarının tek söz yazmamıza lüzum yoktur. Türk, ulusu bu yazılardan komşusunun kütü Müessif bir irtihal niyetlerini anlıyacak ve Bulgaristana taSadrı esbak merhum Maresal Gazi bıatile düşman olacaktır. Bu bahiste söAhmed Muhtarm hafidi ve merhum zün kısası ve doğrusu şudur: Türk milleGeneral Mahmud Muhtarm mahtumu tini, Bulgaristana düşman yapan Bulgar ve esbak Mısır Hıdivi Abbas Hilmi yazıcılan ve yazılarıdır. Paşanın damadı Bay ömer Muhtar TUrk azlıklannın çektiği pek genc yaşında müptelâ olduğu has3 Bulgaristanda Türk azhklarına talıktan kurtulamıyarak irtihali da çok iyi muamele ediliyormuş. ribeka eylemiştir. Bunu yazarken doktor cenablarının Naşı mağfiret na»ı 16 temmuz 935 salı günü saat on birde Emirgândaki kendisi de inanmamıştır ya... Fakat başyalılaruıdan kaldırılarak Emirgân ka türlü söylemesine ve yazmasına Bulcami serifinde öğle namazını müte garlığı engeldir. Bulgaristanda Türk azakib namazı kılindıktan sonra Emir lıklannın çektiğini, insanlar, yeryüzünde gândaki makberei mahsusasına def değil ancak cehennemde görebilirler. nedilecektir. Mevlâ rahmet eyliye Hergün, yurdlarını, mallarını, sürülerini bırakıp Türkiyeye ve öteki komşu memleketlere canlarını dar atan sayısız Türkler, hep bu iyi muameleden kaçıyorlar değil mi? Komitacı Bulgarların Slav kardeşleri Sırplara yaptıklarına bakıp aralarında soy, dil ve din ayrılıklan olan Türklere yaplıklarını anlıyabiliriz. Dr. Assen Bojinoff Bulgaristandaki Türk azlıklannın, Bulgar iopraklarını BulgarHususî filimler almaga ve evlerde ların elinden aldığını söylemekle bu Bulsinema go'stermeğe mahaua gar yurddaşlannın, kendi topraklarma sahib olmak hakkını bile tanımıyor. Yalnız, bu söz, bu itiraf, okumuş bir Bulgamarkalı çok az kullanılmış iki rın, Bulgaristandaki Türkler için neler mükemmel makine ve teferruatı düşündüğünü bütün açıkhğile ve acılığitemmuzun on beşinci pazartesi le gösterir. Bulgarların Türk azlıklarına günü öğleden sonra Sandal Beyaptıklan iyi muamele, manen öldürdükdesteninde satılacaktır leri soydaşlanmızı maddeten de makir.eü tüfekten geçirmemekten ibarettir ki fır OLUM Aileler ve çocuk lar için P A TE BY Bi Fırsat Belgrad (Özel) Yugoslavya, Avrupanm en ziyade hububat yetiştiren memleketlerinden biridir. Yugoslavya' sat düşürünce bunu da yapacaklarına halkınm yüzde seksen üçünü köylülerle çiftçiler teşkil etmektedir. Memleketia ku'îku (şüphe) yoktur. en ziyade yetiştirdiği mahsulâttan biri huY u g o s l a v a n l a ş m a s ı v e biz bubattır. Hububat meyanmda ihracat 4 Bulgaristanla Yugoslavya ara ıcın evvlemirde buğday nazan dikkate sında anlaşma olunca, sinirleniyor, kor alınmaktadır. Cünkü köy halkı mısırumi kuyor, paniğe uğruyormuşuz! ile geçinmektedir. Bu da, politika doktorunun kendi kuYuğosla^ada bu seneki buğday mikruntusudur. Türk ulusu, gerçekten dost tarı henüz takdır edılemez. Zıra harman* larınuı dostluğuna ınanmâkla beraber, ların başlamıs olduğu bir zamandayız. herşeyden önce, kendine, kendi gücüne Birçok yerlerde de hububat biçmek devgüvenmek gerek olduğunu bilir. ri daha gelmemiştir. Şimdiye kadar tahakkuk eden birşey varsa o da bu sene geFakat acaba Bulgar aydınının (münevverinin) sandığı gibi bir Bulgar cen seneye göre daha az buğday biçileceYugoslavya anlaşması olmuş mudur ki ği keyfiyetidir. Lâkin kalite itibarile bu sebiz korkalım ve paniğe uğrıyalım? Ne neki buğday geçen seneninkine üstüngezer! Bulgarjstanın bütün komşuları dür. bilir ki bu ulusun içinde bir takım açgözBelgrad, Novi Sad ve Zağreb hubulü polıtıkacılar vardır. Bunlar kocaman bat borsaları bu seneki buğday fiaünın bir domuzu yutup ta çatlıyan boğa yılanı yüz kilo üzerinden Tuna veya Sava gibi Bulgaristanın boğazından geçmiye nehirlerinde şileplere teslimi şartile bicek lokmaları da yutmağa çalışırlar. rinci cins için yüz yirmi altı, ikinci için Türkiyeden doğu Trakyasını, Yunanis yüz on sekiz ve üçüncü için yüz on dinar tandan batı Trakyasını ve Selâniğe ka olmasını karara bağlamışlardır. Tabii dar Yunan Makedonyasını, Yugoslav bu fiatler toptan ve büyük satışlar içinyadan ta Arnavudluk sınırlarına kadar dir. Makedonyayı, Romanyadan Dobrıceyi Bakanlar Heyeti, beş alb gün evvelkV isterler. Her nekadar Dr. Assen Bojinoff toplantılarından birinde bu seneki buğyazılarında yalnız Türkiye ve Yunanısday hasılatının geçen senelerde olduğu tandan toprak istiyor, ötekileri ağzına algibi «Yugoslavya dahilî mahsulâtının amıyorsa da Bulgaristan yalnız bu doktorlım ve ekspor imtiyazlı anonim şirketi» dan, Bulgaristanın doymak bilmez iştivasıtasile çiftçilerden satın alınıp ecnebi hası yalnız bu doktorun açgözlülüğünmemleketlere ihrac edilmesi kararlaşb den ibaret değildir ki... rılmıştır. Bulgaristanın komşulan, onun bugün Küçük anlaşma iktısadî şurasınîrt her iki Trakyayı, yarın Dobriceyi, öbür Bükreşte yaptığı son toplantısında bu gün Makedonyayı istiyeceğini pek iyi sene buğdayından on bın vagonunun bildikleri içindir ki Balkan birli^ini yap Çekoslovakyaya ihracı temin edildiği aymışlar ve birbirlerının sınırlarını koruma ni miktar da Avusturya ve Almanyaya ğa and vermişlerdır. Bunların arasında ve geri kalan kısmının îtalyaya çıkanlaYugoslavya da vardır. O Yugoslavya ki bileceği ekonomik mehafilde tahmin eBalkan Harbinde Bulgarların açgozlü dılıyor. lüğü /üzünden onlarla dostluktan düş manlığa geçmiş; Büyük Harbde, BulgaUn fiatleri de düşüyor ristanın kendısini arkadan bıçakladığın: görmüş, harbden sonra, yıllarca, BulgaDün tecım borsasına Anadoludan geN ristana karşı olan sınırlarını telörgülerle miş 75 ton ve limanlardan gelen 45 ton kapamış; bugün bile hâlâ, Bulgar komi buğday arzedilmiştir. Ayni zamanda Zitacılarının bombalarına karşı, sınır bo laat Bankası da dün satıcı olarak borsayundan Belgrada kadar köprülerini, ge da görülüyordu. Yumuşak buğdayl&r çidleri askerle korumakta bulunmuştur. üzerinde bir tek ve sert buğdaylar üzeYugoslavyanın Bulgarlardan zıyade rinde de ancak iki muamele oldu. Yumu* Türklerin dostluğuna inandığını bildiği şak buğday 7 kuruştan, sertler 4 kuruşv miz için, Yugoslavya Bulgaristan anlaş 37 paradan satıldı. ması etrafındaki dedikodulardan kıhmız Dün borsada un fiatleri de son günıv bile kıpırdamış değildir. Kaldı ki böyle rin yüksek seviyesine nazaran biraz düşbir anlaşma. olursa, bütün barış yolundakı müştür. Ekistra, ekistra unlann çuvalı anlaşmalar gibi, bundan memnun bile dün 690 kuruştan 760 kuruşa kadar, oluruz. Nankör doktora hatırlatahm kı ekstra 6 liradan 7 liraya, birinci yumuTürkiye Bulgaristanı, Balkan Birliğir.e şaklar 600 kuruştan 7 liraya ve birinci sokmak için ençok çalışan devlettir. sertler 440 kuruştan 510 kuruşa kadai Yazımız uzadı, Bulgar yazıcınm öte satılmıştır. ki savalarına (iddialarına) da yarın karJaponya ile tecim işleri şılık veririz. Türkofisin Tokyoda yeni açtığı mtr» ABtDİN DAVER messiliğe elitilen (tayin edilen) eski lpe>* kiş Direktörü Reşad Salı günü JaponVerilecek boş arazi yaya gidecektir. Yeni iskân kanununa göre istek olduğu takdirde şehir civarındaki boş arazi o şehirde oturanlara verilebilir. Ancak burasının üç sene içinde bayındırılması (imarı) lâzımdır. Kanunun bu maddesini okuyan birçok memurlar İlbaylığa müracaat ederek Göztepe, Erenköy ve saire gibi birçok yerlerdeki millî emlâke aid araziyi istemişlerdir. Reşad dün Türkofisin Istanbul merv kezinde Japonya ile tecimel münasebatta bulunan tecimenlerle görüşmüştür. Öğrendğimize göre hükumetimiz Japonya ile tecimel münasebatın artmasım istemektedir. Japonyaya her nevi ham maddelerimizin ve tuzun çıkarılması imkâni daima görülmektedir. Japonya da mem» Ilbaylık bunu hükumet merkezinden leketimizde birçok maddeler satmak imsormuş ve müsbet cevab almıştır. Ancak kânına malik bulunmaktadır. verilebilecek bu arazinin şimdiki halde Tokyo mümessilliği ilk iş olarak ToKpara ile satılamıyacak kısmından olma yoda Türk çıkı maddelerini tanıtmak için sına dikkat edilmektedir. bir örnek sergisi kuracaktır. Sir Ralf biraz süngüsü düşmüş bir tavırla içeri girdi. Beni burada gördüğünüze şaşıyor* sunuz, değil mi Mister Mike? Niçin şaşayım? Bence bu ziyarettfe hiçbir usulsüzlük yoktur. Haydi oturu nuz, Sir Ralf. Bana sıkıntınızı anlabmz! Ama belki ziyaretinizin sebebi herhan • gi bir müşkül değildir. Hayır, bir müşkülüm var Mistev Mike... Bir değil, daha doğrusu iki mü$kül. Bana olan teveccühünüze güvene « rek... ı Canım, böyle boş lâkırdılari bir*> kınız. Size karşı hususî dostluk hislerila mütehassis olmadığımı bilirsiniz, bu dere* ce tanışmıyoruz. Birşey mi kaybettiniz? Onu söyleyiniz! Mukaddeme yapmak hevesîncfcn bî\ türlü kurtulamıyan Sir Ralf: Sizinle iki mesele hakkında müşav verede bulunmağa geldim, dedi. Bu iki meşele birbirin.den tamamile ayncby (Arkan var} Tereüme eden. Omer Fehmi Başkut Edgar Vallas Miralay müstehzi bir eda ile sordu: Ne vakit emin olacaksınız? Sizi hapse koydurduğum zaman. mını çabuk alır. Sen onunla hiçbir vakit Ölünciye kadar orada kalacaksmız. başa çıkamazsın. Ben de bunu bilmekle sevinc duyaca O seni herhalde mağlub eder. ğım. Amca! Miralay başmı çevirdi. Mikenin edası o kadar sert, bakışı o Genc kız sükunetle sordu: kadar korkunctu ki miralay bunun te Deli mi oldunuz? siri altıpda bir müddet soğuk soğuk ter Miralay başmı önüne eğerek homordöktü. Fakat bu tesirin aksülâmeli gö rülmekte gecikmedi. Birdenbire bağır dandı: dı: Kusura bakma, bana hezeyan et Ben bu tehdidlere gülerim, anla tiriyor. dın mı polis bozması herif, mundar a Mike Katın üzerini arayan kadına baHam. Kat, senin de, arkadaşlarının da kıyordu. Kadın başile birşey bulamadı yuvasını yapar. Eğer o bir hırsızsa sen ğını anlattı. onun huyunu değiştiremezsin. Onu ben Mike tekrar miralaya dönerek: büyüttüm. Evet ben yetiştirdim. Hem Bana söylediğinizi unutmıyacağım, öyle yetiştirdim ki nasıl olsa senin hak dedi. Bugünlerde benden tekrar bahso kından gelecektir. Sen ne onu, ne de lunduğunu duyacaksınız. beni hiçbir vakit yakalıyamazsın. Şömineye doğru gitti. Yanmış kâğıd Miralay o kadar bağınyor, bütün vü parçalarını görmüştü. Yanındakilere oncudü öyle titriyordu ki Mike bir aralık lan göstererek seslendi: sekteden ölüvereceğini düşündü. Henüz daha sıcak! Biraz geç kalPolis karikatürü; o, dua ve nasihat dı, galiba! la yola gelecek takımdan değildir, anlıKüllerden birazını avucu içine aldı. yor musun? Beni belki hapisaneye yol Aydınhkta muayene etti. Bazı kelimeler larsın, fakat Kat senden bunun intika okunuyordu. Fakat hepsi bundan iba retti. Külleri bir kutu içinde koydu. Artık gitmekten başka çare kalmamıştı. Kata dönerek: Size son bir fırsat veriyorum, dedi. Sizi senelerce hapiste yatıracak bir fenalığa teşebbüs etmek üzeresiniz. Bu nedir? Bilmiyorum. Fakat size acıyorum. Miralaym arkadaşlarından Stokmar atıldı: Teşekkür ederiz. Çok lutufkâr davranıyorsunuz. Sözlerim size değil. Siz, hepiniz e kadar hapiste yatsanız umu rumda olmaz. Bundan yalnız Kat müstesna! O genc bir kızdır. Azıcık insan tarafınız kalmış olsaydı çetenizden onu çıkarırdınız. îçinizde onun annesine, hemşiresine ve yahud herhangi bir kadına azıcık hürmeti bulunan biri bulunmuş olsaydı bu kızcağızı kurtarmağa gayret ederdi. Vicdan, namus, şeref bunu icab ettirir. Bu söz bir kahkaha tufanı kopardı ve Mike bu kahkahalar arasında arkadaş larıle beraber odadan çıktı. Onun arkası sıra yürüyen ve sokak kapısını dikkatle sürmeledıkten sonra geri dönen miralay sordu: Kat nereye gitti? Stokmar cevab verdi: Bu ne merak! Polis müfettrini gözetlemek üzere tavanarasına çıkmış, olacak. , 10 Kaybolan Prenses Mike odasına giren polis memurunun uzattığı kartı aldı ve hayretle kaşlarmı kaldırdı: Sir Rajf mı? Ne istiyor acaba? Memur bilmediğini anfetır tarzda başını sallamakla mukabele etti: Içeri getiriniz! .> Mike Sir Ralften hoşlanmadığı gibi Mikenin bu sözlerine çete efradından onun da kendisinden hoşlanmadığım bibiri piyanonun başına geçmekle cevab liyordu. Bu itibarla onun kendisini Skotverdi: land Yardda ziyareti hiç beklenmiyen Artık bir zafer marçı çalabiliriz. bir ziyaretti./'

Bu sayıdan diğer sayfalar: