28 Eylül 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

28 Eylül 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B E>îüî 1935 CUMHURÎYE * 1 i Yeni Türkiyeyi jV7" :, .T.......: ! tanıtmak için i I c i P I i r £ l C c l ö l i n i Z A ^ • w > Biz bize Tarifin ehemmiyeti Durmadan münakaşa ediyoruz. Hakikat sandığımız şeyleri karşımızdakılerin kafasına sokmak için nefesimiz tükenınciye kadar didiniyoruz. Kuvvetten düş tük mü sabrımız azalıyor. Yorgun argın ayrılıyoruz. Dermansız vücudümüzü ertesi günün kavgalarına hazırlıyabilmek için yatağımıza uzanıyoruz. Ertesi gün gene ayni şey. Durmadan münakaşa ediyoruz. Münakaşa, hakikate varmak için bir yoldur. Bu yolu bir dairei faside haline getirirsek içinden çıkamayız. Böyle bir yol bizi kalktığımız yere bırakır. Gide ceğimiz yere götüremez. Bu vaziyetin sebebi şudur: Münakaşaya başlarken en mühim şeyi unutuyoruz: Üzerinde konuşacağımız mevzuun tarifi. İki kişi karşı karşıya geçiyorlar. Biri «gece, gündüzden daha aydınlıktır» diyor.. Öteki sinir kesiliyor, kendisile alay edildiğine hükmediyor. Halbuki bu iki adam gece ile gündüzü tarif etmeyi akılarına bile getirmiyorlar. Gecenin daha aydınlık olduğunu iddia eden adam, güneşin tepemizde bu unduğu zamana gece diyorsa, şüphesiz ıı hakhdır. % Tarifler üzerinde uyuşamazsak mü nakaşa etmekte mana yoktur. Çünkü hiçbir şey elde edemeyiz. Tariflerde uyuştuktan sonra ise ça juk anlaşırız. Nihayet mantık da, kol gibi, bacak gibi bir uzva benzer. Biraz kısa, biraz uzun olabılir ama, herkeste birdir. Belkisle Süleymanm ülkesinde: 3 filimde hangi artistlerden islifade edebiliriz? i Ahmed Hidayet i Belçika ve Isveçlilerin yetiştirdikleri Habeş ordusu Habeşistan harbde ne kadar asker çıkarabilir? Esirlikle mücadele . Habeşlilerin tabiî Tecim Odası Oda teşkilâtının ıslah edilmesi isteniyor Istanbulda Türkofisin genişçe teşki • * lâtlı bir çubesi kurulduktan sonra Te cim Odasının yapılacak işler bakımm dan garib bir vazıyete düştüğünü ve bundan ötürü Istanbulda Oda teşkilâtının kaldırılmasının mevzuu bahsolduğunu yazmıştık. Dün bu hususta yaptığımız temasla ra göre alâkadar mehafilde Odanın kaldınlmasından ziyade Oda teşkilâtının ıslahı ve Türk iktısadiyatı için faydalı bir şekle sokulması muvafık görülmek tedir. Şimdi birer direktörlükle Oda Genel Sekreterliğine bağlı olan Oda şubeflerinîn doğrudan doğruya başkanlığa bağlanması, Oda başkanlarının eski faal vaziyetlerini almalan ve icab eder »e genel sekreterliğin büsbütün kaldınl ması öne sürülmektedir. Maamafih bu hutusta hükumetin ne düşündüğü henüz roftlum (î Sinema muharririmizîn teklif ettiği tanınmış sinema artistlerinden tolda Brigitte Helm, gağda Güstave Fröhlich Yeni Türkiyeyi dışanda tanıtmak içK. • sıkıcı propaganda filmi tarzında değil tam artıstık ve commerciale bir kordelâ şeklınde bir fılim yaptırmaklığımızın lü başFca başka filimler hep takdir kaza.unışzumu hakkında bundan evvel iki yazı da tır. Binaenaleyh birincide tahayyül et ha yazmıştık. Birincisinde fılmin heyeti tiğimiz Türk etudiantını da, ikinci için umumiyesinin nasıl yapılraası icab etti yaratacağımız sefaret kâtibi tipini de pek ğıni kabataslak anlatmış, ikincisinde mev güzel canlandıracağında şüphe yoktur. Fakat Anneballayı ancak birinci için EU üzerindeki mütalealarımızı söyledik • alabiliriz. Çünkü bu ufak tefek kadın ten sonra lâalettayin aklımıza geliveren ıki mevzuu kaydedivermiştık. Mevzular Albert Prejanla oynadığı «Baskın» dan başlıyarak «Moskova Geceleri» ne kadar dan bir tanesi şöyle idi: hep bu şekilde şahsiyetler temsil etmiştir. Bir Türk genci yabancı memleketlerİkinci filim için Fransız artistlerinden Jen birinde tahsildedir. Orada ayni mekEdwig Feuillere veya Marie Bell alınaieb veya ünıversitede okuyan bir genc cızla sevişiyor. Kızın, Türkler hakkın • bilir. Edwig Feuillere fatal kadın rolleiaki telâkkiyatı ötedenberi aleyhimıze rini oynamakta çok kuvvetlidir. Mem fapılmış propagandalara istinad etmek leketimizde geçen birçok Fransız fılimleedir. Bınaenaleyh aşkını yenmeğe çalı rinde gözü çekmiştir. Marie Bell biraz şişmanlamış ve ti ıyor. Genc bunu hissediyor, onu mem yatro işletmek ve saire gibi hakikî san'at ekete gelmeğe, yanlış telâkkilerini de riştirmeğe davet ediyor ve ancak ondan hayatından uzak faaliyetlere girişmiş ise onra evlenmeğe karar vermesini söylü de, bizi diğer artistlerden daha iyi tanı ror. Kız fikrinde ısrar ediyor. Bu aralık ması dolayısile ondan istifade edilebilir. carşısına kendi milletinden bir başka Maamafih Marie Bell son defa kudret ve kabiliyetini «Büyük Oyun» da pek ;enc çıkıyor. Onunla evleniyor. güzel göstermiş olduğu cihetle diğer mahBir müddet sonra Türk genci memle;etine dönmüştür ve evlenmiştir. Kadı Zurlara pekâla göz yumulabilir. Birçok fılimlcrde sıra ile yükseldikten ıın Kocası sefaret katıbı olarak Türki sonra «Büyük Oyun» da san'at tnerdi 'eye geliyor. Bu arada Istanbul. Ankara, zmir gibi şehirlerimizin güzel yerleri, veninin en üst basamağına çıkmış olan :urduğumuz asrî müesseseler metraj Pierre Richard Wılm de gerek birinci an uzun olmamak şartile onlara gezdi gerek ikinci filimler için en evvel akla ilebilir. Eski iki sevgili karşılaşıyorlar. gelecek Fransız jeune premierlerindendir. Almanlara geçelim: ki kalbde aşk yeniden uyanıyor. HeyBirinci filim için Lien Diyers Gus ıat, ikisi de evlenmiştir. Genc kadın görtave Fröhlich, yahud Magda Schneider lüğü hakıkatler karşısında eski sevgili ının sözlerine inanmadığı için mahcub ikinci için Gustave Fröhlich Brigitte lur. Onların yalnız başına karşılaştıkları Helm çiftlerini teklif ediyorum. Her iki filim için Gustave Fröhlichi ileri sürmem leyecanlı bir sahne ile filim bitiyor. «Boğaziçi Şarkısı» kordelâsı dolayısile Diğeri ise bu şekılde idi: buraya gelıp memleketimizi tanımış ol Yabancı memleketlerden birindeki bir fürk sefaret kâtibi mahiyeti meçhul çok ması ve pek çok oynamasına rağmen ;üzel bir kadınla sevişiyor. Kadın ca hâlâ arsıulusal seyirciler üzerindeki te ustur. Sefaret kâtibi bunu seziyor, aş sirini muhafaza etmesi esasına istinad mı yenmeğe ve kadından kurtulmağa ça etmektedir. Lien Diyers, Richard T a ışıyor. Fakat kadın bir türlü peşini bırak uberin kodelâlarile diğer birçok filimlernıyor. Kâtib merkeze tayin olunuyor, de ingenue rolünü çok mükemmel oyna adın da arkasından gidiyor. Sefaret kâ mıştır. Magda Schneider yirmiye yakın muvaffakiyet göstermiştir. ibi kadını hâlâ sevdiği için onun ha kordelâda ikî hüviyetini meydana çıkaramıyor. İkinci fılim için ise Brigitte Helme di stanbulda, Ankarada aralannda uzun yecek yoktur. Casus kadın rolünü değil ıücadeleler cereyan ediyor. Kadın tabiî Alman hatta Avrupa artistleri içinde onirçok malumat almağa çalışıyor. Kâtib dan daha mükemmel oynıyabilecek buem buna mâni olmağa uğraşıyor, hem lunamaz. le kadını zabıtaya haber vermemekte Amerikan artistleri içinde gerek birinci, levam ediyor. Bu vesile ile gene Istan gerekse ikinci filimdeki jeune premierlikulun, Ankaranm güzel yerleri ve asrî leri deruhde etmeleri bugün en fazla rağıüesseseleri gösteriliyor. Nihayet ya feci, bette olanlardan söz gelimi Fredric ahud da tatlı bir netice ile filim biti Marchea, yahud Clark Gablea teklif or. olunabilir. Fakat kadın rolleri birincide ya Madje Evansa, ya Mauren O SulliŞimdi, rasgele ele aldığımız bu mevuların ve yahud bunlara benzer ha vana, yahud da Janet Gaynora verilmeliırlıyacağımız başkalannın başrollerini dir. Madje Evans temiz yüzlü sarışın bir rsıulusal şöhreti haiz, dünyanm her ta tazedir. Mauren malum Tarzanın eşi.. fılimleri ıfında sevilmiş ve takdir edilmiş hangi Janet Gaynor ise Amerikada erkek ve kadın bütün artistlerin hepsin rtistlere, yıldızlara oynatabiliriz, bu meden daha fazla sürülen bir artisttir. :1e üzerinde konuşacağız. İkinci filimdeki casus kadm için ise Tabiî okuyucularımızın dikkat etmiş hiç şüphesiz başta Greta Garbo, Marlelacaklan veçhile birinci mevzudaki de kanlı ile ikinci mevzudaki jeune pre ne Dietrich ve Anna Sten gelir. *** lier arasında tip, karakter ve saire iti arile pek az fark olduğu halde, birinci Üç memleket artistleri arasında yap e ikinci mevzulardaki kadınlar biribir tığımız bu araştırmadan sonra ilk çevi •rinden tamamile ayrıdırlar. birincideki receğimiz filim için hangilerini tercıh etlimcilerin «ingenue» dedikleri saf kız memiz lâzım geldiğini bana sorarsanız pinin ayni değilse de ona yakındır. Hal bir tecrübe olmak üzere Alman artistleuki ikincideki tam bir fatale kadındır. rini ve Alman stüdyolarını tavsiye ede inaenaleyh şahsiyetlerimizi ona gö're rim. Çünkü Fransız artistleri değilse de, çmek icab ediyor. Fransız tekniği Almanlannkine nazaran Birinci için Fransız artistleri arasın epeyce geridedir. Amerikalılarla ise daha an bir çift ele alalım: Annebellâ, Char ilerideki filimlerimiz için muameleye gis Boyer. Charles Boyer, bugün sade rişmemiz muvafıktır. Çünkü Avrupada ransada ve Avrupada değil, Amerika yaptıracağımız bir filim, Amerikadakinin : bütün dünyada en ön safta gelen ar dörtte bir masrafile elde edilebilir. Ge5tlerden biri olduğunu hem filim âmiJ rek artistlere, gerekse stüdyolara verile rine, hem de seyircilere teslim ettirmiş cek para oradakile kıyas kabul etmiye r. Avrupada oynadığı «Harb» ve «Sa cek derecede azdır. Sonra Avrupalı ar det» ne derece büyük şaheserlerse, A tistler bizim hayatımıza aid deruhde edeleriVada Claudette Colbert, Loretta cekleri vazifeyi daha iyi kavrayabilirler. j>ung ve Katherin Hepburn ile çevirdiği Bize ötekilerden daha yakındırlar. Ma Türk Irak sınırında Habeş askerleri talimde 1929 yılında, Habeş ordusunu tensik ve ıslah amacıle Belçikadan süel bir heyet getirtilmişti. Bu heyet, İmparatorun muhafız kıtaatını talim ettirmek ve 30,000 kişilik olan bu kuvveti Avrupai bir hale getirmekle işe başladı. Bu asker, tamamile modern kıyafette ve en mütekâmil silâhlarla mücehhezdir. Bununla beraber, ayaklarına kundura giydirmek mümkün olamamıştır! Ayrıca Belçikalıların ve bunlarla beraber Isveçten getirtilen öğretmen subayların himmetlerile vücude gelen, muntazam, 100,000 kişilik bir ordu vardır. Bu yüz bin kişilik ordunun yanında, muhtelif ilbayların kumandalan altında, ledelhace harbedecek, kabileler ahali sinden 600,000 savaşçı çıkar. Bunlardan 15,000 i tamamile modern surette teslih ve techiz olunmuştur. 100,000 nin de, kullandıkları tüfekler yenidir. Ancak Habeşistanın harb kuvvetini kat'iyetle tahmin imkânı yoktur. Bu ülkede, yediden yetmişe kadar, eli, ayağı tutan her ferd icabında silâha sarılır. Elme ne geçerse: Kargı, şiş, zehirli oklar atan kemanlar, Arabistan cenbiyeleri, eski zaman palaları, paslı yatağanlar... Hatta sırasına göre kazma, kürek nev'inden şeyler.. Hepsi, hepsi düşmana karşı, muvaffakiyetle kullanılan silâhlardır. Muvaffakiyetle diyorum.. Zira Habeşin savaşçı ve cesur, tabiati malum. Buna, dinî bir ödev gibi babadan evlâda, ev lâddan torunlara telkin edile edile bir ülkü halini alan Italyan kini de katılınca, her Habeşli bir canavar kesilir. Habeşistanın malık bulunduğu harb vesaitine gelince, 200 den 2000 e kadar tahmin edilen makinelitüfekleri, hava.hü Bir çete ile hududumuzda çarpışmalar olmuş! N. İznik gölünde Vapur işletilmesi için yapılan tetkikat İznik gölünde vapur işletilmesi işi için yapılan etüdler müspet bir sonuc vermiştir. Bu işi son defa etüd eden deniz uzmanarından 5 e y ket raporunu Bursa Ilbayığına vermiştir. Yapılan etüdler neticesinde gölde münakale işlerini gerekli gösteren birçok durumlar tesbit edilmiştir. Göl civarında ondan fazla köy bulunmaktadır. Gölde büyük çatanalar eb'adında küçük vapurlar işletilecelfc, bunlarm arkasma%her türlü yük, hayvan, araba nakline elverişli vesait bağlanacaktır. Ekonomi Bakanlığı da iznik ve civannın ekonomik varlığını canlandırmağa matuf olan bu işi ayrıca etüd ettirmekedir. V1LÂYETTE Nüfus sayımı için hazırlıklar Nüfus sayım merkez bürosu hazırlıkarla uğraşmaktadır. Bazı yerlerde ha zırlıkların tam ve mükemmel olmadığı nlasılarak mahallerinde araştırmalar apılması için memurlar gönderilmiştir. Bazı gazeteler sayımın öğleye kadar bieceğini yazmakta iselerse de buna imkân [örülmemektedir. Bilhassa günlerin kı a olmasından dolayı saylmın akşama cadar siirmesi muhtemeldir. Tekaüdlüğünü istedi llbavlık hukuk işleri direktörü Kenan ekaüdlüğünü istemiştir. Kenan seneler denberi eski Darülfünun ve Mülkiye mekteblerinde hocalık etmiş, Hariciye müşavirliğinde bulunmuş emektar bir memurdur. Bir papaz ruhanilik silkinden tardedildi Dün Fenerde toplanan Rum Patrikhanesi Sensinodu, Patrıkhane ile ayrışığa düşerek Papa Eftime iltihak eden esk Feriköy papazının ruhanilik silkinden ardına karar vermiştir. **'>dern kıyafetli Habeş asher* lerine kundura giydirmek mümkün olamamıştır cumlarından korunmağa mahsus birkaç seri ateşli topu olduğu söylenmektedir. Mevcud bes tanktan birini, Italya Krahnın kardeşi Dük dez Abrüz, mayıs 1927 tarihinde, Imparatora bizzat hediye etmiştir. Bu haberi okuyunca, Cumhuriyet okuyucularının hatırlarma belki şu meşhur beyit gelecektir: Bayındırlık yönetgeri Zonguldak 27 (A.A.) Incele melerde bulunmak üzere bayındırlık >önetgeri Zonguldağa gelmiştir. Adanada buğday yükseliyor Adana 27 (A.A.) Borsamızda buğday değerleri yükselmiştir. Buğda ın kilosu dört buçuk kuruştur. Ekme «Kendi elimle açıp yare verdiğim kalenr» ;in kilosu da 8,5 kuruş olmuştur. «Fetvayihunu nahakkımı yazdı iptida!.» nevî suretteki yakınlıktan maada maddî iuretteki yakınlık onların kolayca memeketimize gelmelerini ve dış manzara arın içinde bizzat oynamalarını kolay laştırır. Halbuki gönlün çok istemesine rağmen bir Gretayı, bir Marlenei bura ya getirmek adeta imkânsızdır, yahud da mılyonlar harcanmasına mütevakkıftır. Şimdilik siz ne derseniz, diyiniz, be nim hayalimde Gustavve ile Brigittenin çevireceği ikinci mevzu bütün teferrüatile yaşıyor. Gelecek defa filmin dış manzaralan nerelerde çfivrilrnelidir, bundan bahsedeceğiz, AHMED HlDAYET Fransız öğretmenlerinin idaresi altında teessüs eden havacılık, Habeşistanda henüz pek iptidaî bir haldedir. Adisababada uçaklann konup, havalanmalarına mahsus bir meydan varsa da, rakımı 8000 kıdem olduğu cihetle ağır uçaklann buraya inmeleri müşküldür. *** Musolini, bu defa Belkisle Süleyman evlâdının ülkesine göz koyunca, Habeşlerin kendi kendilerini idareden âciz bulun(1) Uluslar Sosyetesi vesikaları: C. Habeşistan, ^tihlâk ettiği metaların duklarını, hududlarda nizam ve asayişin bugünkü durumda temin ve muhafazası çoğunu kendi yetiştırir. Esasen, az çok ip 209. M. 661924 (VI). ve Uluslar Sos na imkân olamadı?mı, mem'ekette hâlâ tidaî olan her kavim gibi, Habeşlerin ıh yetesi resmî gazetesi, (özel ılâvesi) esir ticareti yapılmakta olup bunun önüne tiyaa mahduddur. Dağlık bölgenın birçok | No. 99. «Kerkük» gazetesinde okunmuştur: Irak kuvvetleri Halil Hoşevi çetesinin iltica etmiş bulunduğu taraflan muhasara etmiş, araştırmalar neticesinde bu çetenin, Türkiye arazisine firar ettiğini anlamış ve kendilerinden bir eser bulamamıştır. Zibardan gelen bir habere nazaran hududdaki Türk kuvvetleri bu çetenin Türk arazisine geçtiğini görmüş ve çete üzerine ateş açmıştır. Musademe neticesinde ç«te efradından biri derdest edilmiş ve hükumetimize teslimi için müzakereye başlanmıştır. Bir müddet evvel Türk kuvvetleri bu çete efradını takib ederken «Tavanda» dağında ailelerinden bazılarını derdest etmiştir. Bunlarm yakın bir za manda Irak kuvvetlerine teslim edile cekleri memuldür. Habeş ordutunun Belçikah Akareden gelen bir habere nazaran muallimlerinden üçü çete hesabına casusluk ettiği divani geçilemediğıni ve Habeşistanda hâkim örfî tarafından tesbit edilen Akareli bulunan unsurun diğerlerine karşı etmedik Fars bin Ali geçen perşembe sabahı Azulüm bırakmadıklarını ileriye sürdü. kare hı. ^umet konağı önünde idam edilmiştir. Hatta, bu iddialannı tevsik için aldırtmış olduğu resimleri, Uluslar Sosyetesine tevdi bile etti ki, bunlardan bazılarını îstanbul sinemalarında, perdede gördük.. Binaenaleyh, Imparator Haile Selâsenin, düşündüğü ıslahatı yapabilmek için tamamile serbestlemiş olduğu son dört Ankara 26 (A.A.) Hava tehlikesini yıl içerisinde esir ticaretine karşı ne gibi bilen üyeler: tedbirler aldığını incelemek, bitaraf bir yaNuri Barlas 50, Halil 24, Ali 30, tbrazacınm ödevid*ir. him 20, H. Hüsnü 100 gelecek yıl 30, Esir ticareti, Habeşistanda, kabileler Yusuf Esendemir 40, Mehmed Galib 20, den birçoğu arasında derin kökler salmış Reşide Mescude 20 bir senelik, Hüseyin bir an'anedir. Bunu büsbütün söküp at 20, Osman 20, İbrahim Kabalır oğlu 30, mak güç ve uzun bir uğraşma ister. An D. Müfid 20, Veli 20, Sadettin 40, En sari Marufin 20, Kiziryan 21, 60, K. Sacak bu uğraşma ne kadar güç ve uzun rafyan 31, 20, Değirmencıyan 50 bir deolursa olsun, Uluslar Sosyetesi Kovenafalık, Anadolu Kontuvarı T. İ. şirketi nını imzalamış bir devlet sıfatile, Habe 100 bir defalık, Anadolu Kontuvarı T. şistan bu hususta yüklendiği taahhüdleri İ. şirketi 20 bir defalık, Haralambo Anifaya mecburdur. donyadis 20, A. E. G. T. A. Elektrik şirEsaretin ilgası hakkında, simdiye ka keti 500 bir defalık, Mensucat santral dar Habeş hükumeti, biri 1924, öteki İ. Ş. 125 bir defalık, Mensucat santral İ. Ş. 25 bir defalık, Apustol Radoviç 20 1931 tarihli iki yasa neşretmiştir. (1) Bu bir defalık, Behmoraş ve Baroh 20 şer yasalara göre, esirlerden doğan çocuklarlira vermişlerdir. la, sahıbleri ölen esırlere hürriyet verılecek ve bu suretle, tedricen esaretin önüne gecilecekti. Fakat Adisababanm yasa yerlerinde toprak fevkalâde bereketlidir. ğını Gondar ve Harrar çöllerinde ve da Buralarda buğday ve yulaftan, muza ve ha da baska illerde dinliyen olmadı. Kö pamuğa kadar çeşid çeşid mahsul yetişir. le çocukları gene eskisi gibi alınıp satıldı, Ancak tarım ve devşirme usulleri henüz esirler yük hayvanı menzilesinden kurtu pek iptidaî olduğundan kabil olduğu kadar topraktan verim alınmaz. lamadılar. Bugünkü günde, Habeşistanda munta1932 de, esir ticaretine aleyhtar ve yerli ahalinin himayesile uğraşan bir İn zam işliyen bir iki tane Belçikah tarım giliz cemiyeti namına müracaat eden sosyetesi vardır. Bunlar, oralarda kahve Lord Noel Bakstona, İmparator, yırmi yetiştirmek ve yabancı memleketlere sevsene içerisinde bu esir ticaretine kat'iyyen ketmekle meşguldürler. Habeş toprağınm altı da zengindir. nihayet verdireceğini vadetmiş ve derhal Fakat henüz uzun uzadıya fennî araştırbazı tedbirler almağa koyulmuştu. Bu cümleden olarak Adisababada bir malar yapılmamıştır. Hali hazırda işletilmüddet, İngiliz danışman Mister dö Hal mekte olan potas, mika, altın ve plâtin pertin idaresi altında ışlıyen, bir esirler bü maden ocakları pek o derece önemli derosu açıldı. Bu büro, ağustos 1934 e ka ğillerdir. Yolların fenalığı, mesafelerin dar, ülke içerisinde 62 tane şube açmıştır. uzaklığı ve ıklımin ağırlığı bu madenleBu şubelerin her birinde, esirlerin hürri rin lâyıkile işletilmesine engel olmaktadır. Bunlarm en zengini plâtin madenidir. yetlerini iade eünekle mükellef, mes'ul Bütün dünyada istihsal edilen plâtin cevhâkimler vardır. Bunlar, esirliğin ilgası hakkındaki yasalara karşı gelenlere ağır herinin yüzde üçü Habeşistandan çıkar. 1932 de, 244,947 grama kadar çıkan cezalar tertib ederler. plâtin istihsalâtı günden güne artmaktaBuna rağmen, Habeşistanda esir ticareti filen devam etmektedir. Bunun önü dır. Bundan baçka, Habeş toprağında, ne geçilmesine en büyük engel, devlet ileri gelenlerinin bile hâlâ kendi evlerrade köle zengin petrol tabakalarile bakır ve kömür madenleri bulunduğu muhakkaktır. ve halayık istihdam etmeleridir. son zamanlarda Hükumet merkezinden uzak bölgeler Petrolun islejilmesine Amerikalı Riket adında birisi talib ve de yaşıyan kabileler birbirlerinin yurdlarına sık sık akm edip, aldıkları esirleri Imparatordan bir de imtiyaz koparmağa muvaffak olmuşsa da, arsıulusal durum başka taraflara götürür ve satarlar. Yekarşısında, bu iş şimdilik suya düsmü..ur. men ve Hicaz ülkeleri Habeş köle ve (Arkast yarm) cariyelerile doludur. Ercümend Ekrem TALU *** Hava tehlikesini bilen üyeler 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: