4 Ekim 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

4 Ekim 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Birinciteşrin 1935 CUMHURlVET Nüfus sayımına dair Istanbul Tramvay Sosyetesinin buir mekteb talebesi, geçen gün, günkü tarife ile zarar ettiğini iddia edehocasını vurdu, kaçtı. Izini burek bilet ücretlerine bir miktar zam yalamıyan zabıta onu arayadurpılmasını istediği söylenmektedir. Bizim sun.. Bizim arkadaşlardan bazılan, gi « ilgili olanlardan aldığımız malumata dip, bu genc caninin babasını buldular. göre, sosyete son günlerde böyle doğruAdamcağız, haklı bir teessür içinde, dan doğruya bir tarife zammı istemiş bunlara: desildir. Ben oğlumu reddettim, zaten! de1 Tıb ilminin son inkişafını temin meğe ihtivaç vardır. Bunu anlamak içinSosyete ileri gelenleri bu ayın on bedi. Yerini biisem, kendi elimle tutar po ederek onun uluslara faydasını artııan se evvelâ orada kaç kişinin yerleşmiş sinde Ankarada Baymdırhk Bakanlığile lise teslim ederdim. sayısız metod ve yardımcı bilgiler ara bulunduğunu bilmek lâzımdır. başlıyacak olan müzakereler için tezleArkasından da şu izahatı verdi: 4 Bir memlekette yerleşmiş bazı sında sayımın, istatistiğin, bir kelıme ile rini hazırlamaktadırlar. Bunlar arasında Çocuğu, filânca mektebde esasen hastalıklar bulunabilir. Sirayet bu has rakamın oynadığı büyük rol, bugün hereni hatlar inşası, tarifelerin yeni esas'ar güçbelâ okutuyordum. İki sene üstüste, talıkların kökünü almağa mâni olduğu kes tarahndan kabul edilmistir. dairesinde tesbiti, amele ve talebe için ıınıfta kalmca, falan yerdeki annesinin Bugünkü hekimlerin eline 18 inci için devlet yakalanmış olanlan tedavi e ucuz biletler ve yeni servislerin ihdası, jramna gönderdim. Bir müddet ötede, beasırdan intikal eden tıb kitablarında fil derek, sağlamları bulaştırmamak için sermaye ve amortisman işinin yeni bir ride dolaştı. Sonrasını bilmiyorum.. hakika birçok hastalıklardan, bazı has hastalan tecrid ederek, hastal'ğı alma durumda halledılmesi gibi işler vardır. Şu kısacık diyevin içerisinde, cihan nın yollarını göstermek suretile sağlam talıklann halk arasında yayılmasından, Sosyete bugün tatbik edilmekte olan kadar önemli bir facia gizlidir: Anasız lan propaganda ile, ilâcla koruyarak, artmasından bahsedılmiştir, fakat bun 1923 mukavelesinin kaldırılmasını vt büyümüş bir çocuk, kontrolsuz, baskısız, hulâsa birçok usullerle bu hastalıklarla, lar rakamı, adedi belirsiz, nüfusa nis arifenin 926 tarifesine göre hazırlanmamektebe devam etmiş, her adam evlâdının meselâ frengi, sıtma, trahom, veremle beti keza gayrimalum hayal halinde bi sını istememektedir. Sosyetenin bu dıleği Dynetinde ezelden merkuz kötü huyların rer hikâyedir, yaptıklan tahribatın e mücadele eder, savas yapar. Bu savaş kabul edilirse hem mıntakalar fazlalaşak, bunda da neşvünemasına mâni olunma hemmiyet ve dehşeti, istilâların mahiyeti ta yerine göre birçok usuller, metodlar ıem de ücretler artacaktır. tuı$, bir talebe. Günün birinde, sınıfını döde tabiatile mevhum kalmıştır, çünkü kullanır. Bir muayyen müddet sonra tuAncak bundan evvelki konuşmalarda nüyor. Bu dönüşteki mes'uliyet paylan atulan yolda muvaffak olunup olunma hastalığın yüzde kaç kişiyi, hangi yaşsosyete gene ayni dilekte bulunmuş, faraştırılmağa, incelenmeğe lüzum görül takileri, hangi içtimaî şartlarda, hangi dığını anlamak, icab ediyorsa yo!u de kat Bayındırlık Bakanlığı sosyete için meden, sürgüne gider gibi, uzaklara, anmesleklerdeki insanları yakaladığı, ne ğiştirmek veya yeni bazı usuller ilâve kârlı olduğu son ayların bilânçolarından nesinin yanına gönderiliyor. Ana kadınnisbette ve en çok kimleri öldürdüğü ederek mücadeleyı idare etmek ister. da anlaşılan bugünkü ücretlere hiçbir dır, âcizdir. Çığnndan çıktıktan sonra Muvaffakiyet veriyorsa tuttuğu yolda tesbit edilmiş değildir. Binaenaleyh bu zam yapılamıyacağı cevabını vermiştir. kendisine kavusan bu yetiskin evlâdı zapdevam eder. tşte böyle bir karar vere malumattan a«ıl halka verilmesi lâzım tedemiyor. Çocuk ahyor başını, gidiyor. gelen cihet noksan, zayıf ve hatta hiç bilmek için de hastanın, iyi olanın, öle ECNEBİ MEHAF1LDE Diyar diyar geziyor. hükmünde kalmıştır. Kimlerin, ne şart nin adedini bilmeğe, daha evvel de memlarda bu hastalıklardan korunması icab lekette kaç kişinin oturduğunu bilmege Bu müddet zarfında ne arıyan var, Kral Aleksandr için ihtiyac vardır. ettiei bildirilememiştir. ne de soranl * ruhanî âyin 5 Bunca ilerlemeğe karşılık halâ 19 uncu asır tıb kitablan bu itibarla Derken îstanbula geliyor.. Baba ka Geçen sene Marsilyada feci bir suibiraz daha mütekâmil, tabir caizse da sebebini bilmediğimiz bazı hastalıklar kasde kurban giden müteveffa Yugos pısmı kendisine kapalı bildiği için, orada, ha rakamlıdır. Bunlarda hıfzıssıhha il vardır. (Kanser) bunlann başında bu lavya Kralı Birinci Aleksandrın istira burada barınıyor. Derken bir de cinayet minin ilerlediği ve halka müspet korun lunuyor ve bütün dünya, havrete değer hati ruhu için teşrinievvelin 9 unda, Takişlivor! ma yolları gösterdiği vazıhan göze çar teşkilâtla bu öldürücü, kötü illetin sebe simde Sent Trinite kilisesinde bir dinî âBaba: par, hatta asrımızın en yeni eserlerine alı bini anyor. Bu arama işinde muhtelif, yin yapılacaktır. Ben onu reddetmıştım zaten! diyenan bazı rakam ve müşahadeleri, klâsik namütenahi yollardan gidilmektedir. Her rek işin içinden, maddî, manevî mes'uliMm. Winterin çay ziyafeti olmağa değecek kadar mükemmel, doğ memlekette, her arz kıt'asında kanserin yetten sıynlmak istiyor. Targonlara çşya tttfiyan ve yerleşen Romanyalı göçmenler Dün aksam îsveç sefaretinde elçinin iklime, besleniş tarzına, mesleğe, yaşa, ru tutulmuştur. Fakat acaba sıyrılabilir mi? Vicdanıİşini alıkoymamak için: Arkalarına kocaman denkler almış Bugünkü tıbda ise gerek ilmî tekâ cinse göre nisbeti aranıyor, toplanıyor, zevcesi Madam Winter tarafından bir nı yokladıkça, bu sorauva menfi cevab insanlar; marşandizin yanıboyunca tıp Allahaısmarladık, diyorum. mül, gerek hastayı işfa ve gerekse sağla bu suretle vücudde kanser cıkmasında çay ziyafeti verilmiştir. Ziyafette îstanalacağından eminim. Evlâd reddetmesi Haydi sağlıkcıkla kal.. kı ambarlarına zahire dolduran karın mı hastalıktan koruma veçhelerinde ra muhtelif âmillerin derecei methaüeri a bulda bulunan bütün elçi ve konsolos kolay.. Yeti'tirmesi ise pek zordur. VicDiye benden ayrılıyor. Bu defa orada kama ve istatistiğe dayanmak, birinci rastırıhyor ve böylece kanser yapan ha larla matbuat mümessilleri bulunmuştur. calar gibi düz bir hat üzerinde ilerliyordan huzuru duyanlar, buna muvaffak lar. Aralarında ne bir itişme, ne bir ka dolaşan bir memura yaklaşarak bugün kikî âmil aranıyor. Işte bu işte de ilme umde hükmündedir. olanlardır! Bugün artık bir eserde, bir tebliğde, bir yardım edebilmek, sebeblerini meyda gözünü çekiyor ve birçoklan nütus mik kışma var. Kimse ötekinin önüne geç gelen göçmenler hakkında malumat a Ercümend Ehrem TALV hatta bir derste zikredilen bir hastalığın na çıkararak, mümkünse, korunmazı te tarında çocuğun en çok olması ihtiyara mek için telâş etmiyor ve işte bunun i lıyorum: İki bin beşyüz kişi kadardılar, dihangi cinste, hangi yaşta, nerede otu min etmek ve nihayet bu gaddar illetin doğru miktarın muntazam azalması lâ çin bu incecik yolda kocaman denkler lacağını bildiriyor. Furgondan atlıyo • taşıyan insanlar birbirlerine çarpmadan yor. Kadınları ve çocukları ilk trenle ranlarda, bir şehir veya kasaba ahalisi işfası için kullandığımız vasıtalann ne zım olduğunu, yani nüfusun kaideden rum... Bir başkasına yaklaşıyoruz. Furmuvaffakiyet zirveye doğru bir küllâh (mahrut) şek kolaylıkla gidip gelebiliyorlar ve bu su yolladık. Şimdi burada eşyalarını yerleş gondan inip yanımıza gelen Emin Yu • nin yüzde kaçında göründüğünü, ne de nisbette ve ne şartlarda recelerde tahribat yaptığını zikretmemek, verdiğini tesbit ederek ona göre bunları lini alması lüzumunu ileri sürerek bu gi retle kırkar kişilik furgonların içine an tiren erkekler kaldı. suf ismindeki zata Romanyadan döviz Hiçbir kadın kalmadı mı? diyo çıkarmak meselesi hakkında bazı sualler o hastalığı hiç bilmemek, tanımamakla kullanmakta devam veya ıslah etmek i dişle kullâhın tersine dönerek ucile tu cak vinçlerle çıkabilecek eşyalan kolaybir tutulur. Çünkü; hekimin bu hastalı çin rakama, nisbeti adedfyeye ıstinad tunmak mecburiyetinde kalacağını id lıkla yerleştiriyorlar. Orada bir araba rum. Bir de kadınla görüşmek isterdim. soruyorum ve o anlatıyor: tdl1111la«ııJuıı gnjv, nın yanında oturmuş, bir an dınlenen bidia vc tehlikeye işarct ecfîyorlar. Bir iki kadın daha var. Şöyle ge Romanyadan ancak yüz lira ka cerred olarak onu yerleştirmek değil, bir nerseyden evvel, her yerde ve her köşeBittabi bu uyandırma; lâzım gelen rine yaklaşıyorum: lirseniz onlarla sizi konuşturayım. dar bir para çıkarmağa müsaade vardu ikinci lesadüfe onu şartlanna bakarak, de kaç ki«i bulunduğumuzu bilmeğe za tedbirlerin almması icindir. Siz de Romanyadan gelen göç Biraz yürüyoruz. Furgonun içinde i Fakat biz kendi paramızla kendi mesleseçtiği vasıflara bakarak süratle tamyıp ruret vardır. îşte milletlerin, ırkların ileri veya ge menlerden misiniz?.. kisi çok genc, biri biraz daha yaşlı üç ka ğimize göre eşya aldık. Meselâ ben er 6 Devlet yurdun dört kösesine he ri gidişlerini, evlenme, hastalık, çocuk iyi etmek ve sağlam olanlara da o has Evet. dın görüyoruz. zak aldım. Çiftçiler, hayvan satın aldılar. talığa yakalanmamak icin o şartlara gir kim gönderiyor, hekim adedi nüfus ade yapma, çocuk düşürme nisbet'.erini tesFurgona tırmanıyorum: / Hükumetimizin bunlardan gümrük al Size safa geldiniz demeğe geldim. memeği öğrermektir. Bunu yapabilmek dile yakın bir alâka gösteriyor, muay bit ederek tehlikeyi veya tehlikeleri za Hem de yolculuğunuzun nasıl geçtiğini Safalar geldiniz, nasıl yolculuğu mıyacağı söyleniyor. Şımdiye kadar da icin evvelâ; kaç kişi olduğumuzu bilme yen miktar insana muayyen aded hekim manında tanımaklığımız; hep sayım üzenuz iyi geçti mi?.. anlamak isterdim. Zahmetli oldu mu bu kimse birşey sormadı. Fakat biz Utunlâzımdır, o halde kaç hekim lâzım oldu rine istinad edecektir. ğe ihtiyaç vardır. yolculuk? Biraz deniz salladı amma... ku köprüye transitiz; belki orada birşey so2 Bir milletin vasatî sıhhî vazive ğunu tesbit icin, keza muhtelif kasaba, Sayımın sağlık bakımından ehemmi Yok olmadı zahmetli bu yolculuk.. lak asmadık. Hepimiz sevgilisine gelin rarlar. Göç etmek fikri bizlerde eski tini her an, en doğru olarak bilmek, dev şehirlerde açılacak hastane, dispanser, ve yeti, temin edeceği faydalar saymakla Şükür olsun geldik nihayet ana vatana... giden kızlar gibi sevinc içerisindeydık... denberi vardır. Bu defa Türk hükumeletin hem hakkı ve hem de birinci va her nevi içtimaî yardım teşkilâtı için nü tükenmez. Biz burada birkaç maddede Ne zamandır isterdik gelmek... Şimdi Gözümüz dünyayı görmüyordu. tile Romanya hükumeti aralarında anlaşfusun tesbiti zaruridir. zifesidir. Doğanlar mı, ölenler mi çokmuhtelif cepheleri hulâsa etmek istedik. kısmetmiş. Demek buraya geldiğinize sevini tılar. Daha on bın haneden fazla bugün tur buna nazaran ulus artıyor mu, ek 7 Gerek devlet teşkilâtı, gerek ku Üzerlerinde ancak birer satırla durabil yorsunuz? Memnun musunuz?.. yarın yola çıkmak üzere bulunuyor. Malsiliyor mu? Doğanların yüzde kaçı blü rumlar muhtaçlara, düşkünlere yardım diğimiz her bahis bir millet, bir memle Sevinmek te söz mü? Biz yıllardır larımızı, topraklarımızı hiçbir ziyan gör Kâbeye giden dini tam müslümayor ve bu ölüm nisbeti bütün acunca ka için bütçe ve teşkilâtlarını nühısa göre ket için yalnız başına hayatî olabilecek na memnun musun diye sorulur mu?.. bunu bekliyorduk. Doğan çocuğumuza meden sattık. Çünkü bu göç işi gayet :yi bul edilen vasatî rakamlardan yüksek tanzim etmek, her noktasının nüfusuna kadar mühimdir. Türkün Kâbesi de Türk bayrağınm al bunu öğretıriz... Amma vaktinde güçtü. teşkilâtlandınldı. Bizi gayetle iyi karşı midir? Devlet bunu bilecek ki netice kö göre hazırlık yapmak mecburiyetinde Milletimizin ileri atılmalarile dolu tüye doğru gidiyorsa çaresini arasın, tat dirler. olan, yaşamak kudret ve hakkını dün tıdır... Yerlerimizde rahattık çok şükür. Çok şükür şimdi hükumetlerimiz birbirile ladılar. Geldiğimizdenberi bütün me 8 Son zamanlarda Avrupa mil bik etsin. yaya tanıtan bir devirde yaşıyoruz. İn Fakat bizi isterlerse cennette oturtsun uyuştu. Romanyalılar da Makedonya murlardan ve temas ettiğimız insanların dan, Sırbistandan, şuradan buradan ken hepsinden güleryüz ve yardım görüyo 3 Vasıtah veya vasıtasız olarak letlerinde, bilhassa büyük şehirlerde do kişaflanmızın ölçülmesi, her zaman tehli lar... Cennet gözümüzde olmaz... di Romanyalılarını getirip bizim yerle ruz. Şimdiye kadar intizam ve rahat içinğum azaldığını gören bazı müellıfler be keden uzak olarak garanti altında bu Nereye gidiyorsunuz?.. şahıstan şahısa, hayvandan insana ge Uzunköprüde yer hazırlamışlar. rimize yerleştiriyorlar. Onlar da bahti de geçen bu göç işinin sonuna kadar böyçen bazı hastalıklar tanıyoruz. Bir ma yaz ırk insanlarının bu gerilemelerine lundurulması için üzerinde ehemmiyet halle halkını, bir şehri, bir acun parça mukabil san ırkın artmasından yanaya le duracağımız mühim işlerimizden bir Oraya gidiyoruz. Biz Romanyada çift yar oluyorlar, biz de! le devam edeceğinden eminiz. Hepimiz Para çıkarabildiniz mi?.. Para çı Türk bayrağınm altında toplanmağı ve sını kaplıyan, yayılan (bulaşık ve yayı kıla şikâyet ediyorlar. tanesi de muhakkak ki sayımdır. Bunun çiydik. Şimdi memleketimizde de ciftçilıcı) birçok hastalıklar tanıyoruz. Ve Aİmanyada 1873 te 1000 nüfusa te için sayımın diğer bakımlardan ve bizim lik edeceğiz. Hayvan getirdik. Elham karmak kolay mıydı?.. Atatürk gibi bir şefe yalnız kalble değıl bunlar ekseriya insan kütleleri arasında vellüdat (39,7) olduğu halde bu rakam ihtisasımız haricinde olan faydalannı dülillâh hiçbiri zivan olmadı. Bayram Bizim pek az paramız vardı. Kim bilfıil de bağlı olmağı daima istedik..* mühim miktarda ölümler yapan korkunç 1932 de 15,1 e inmiş, yani binde 62 bir tarafa bırakarak diyebiliriz ki sayım, yapar gibiyiz... Öyle seviniyoruz ki gel se birşey sormadı. Biz hayvan alıp ge Şimdi bu emelimize kavuştuğumuz için hastalıkların başında geliyor. nisbetinde azalmıştır. Fransada bu azal sağlık bakımından milletler için hayatî diğimize... saadet içerisindeyız. tirdik. Bir memlekette böyle bir hastalığın ma 47, Danimarkada 44, Britanyada iştir, bu bakımla her vatandaşın ona yarBu sıra yanına yaklaşan bir başkası Eşyalarını taşıyanlar ona birşey sor Beni buraya kadar getiren nazik medım etmesi de millî ve vatanî vazifedir. ona: hüküm sürüp sürmediğini bilmek için kaç 56, Isviçrede 49 dur. mur bana muhacirlerin içinde bir bakkal mak için yaklaşırken ben de kendisine Operatör kişinin yakalandığını, gün geçtikçe tutu Keza büyük şehirlerde evlenme mik ( Haydi divor, gel bizim sandığı olduğunu ve erzak getirdiğini, belki o veda ederek aynhyorum. lanların miktarının artıp eksildiğini bil tarının azalması da ehemmiyetle dikka KÂZ1M ISMAİL GÜRKAN yüklet omzumal SUAD DERVtŞ nun döviz hususunda fazla malumatı o Sağlık bakımından sayımın faydaları Tramvay ücretleri Yeniden zam yapılmasına ihtimal verilmiyor Yeni vatandaşların bayramı ((Hepimiz sevgilisine gelin giden kızlar gibi sevinc içindeyiz!)) «YıIIardır bugüne, Türk bayrağı altında yaşamağa Jhasret çekiyorduk, nihayet mukaddermiş!» Reddetmesi kolay... Memlekette kaç kişi ve nerelerde oturduğunu, hangi hastalıklardan korunmaları icab ettiğini bilmemiz lâzımdır bek gözü gibi yuvarlak gözlerinin rengi le göreceğim geldi ki senil dan ayırıyor. Şimdi annesinin kucağında bu ışıkta belli değil... Muntazam çizgili Sonj3 yayaş bir sesle: bir kirpi gibi büzülmüj, yüzünü onun düz bir burnun altında etli, dolgun du Sen de dışarıya gittin zannettim,, göğsünde kapamış, onun bir bahar bahdaklı, çok küçük olmıyan ve açıldığı za diyor. Uzak bir memlekete.. çesi gibi tatlı ve taze kokan ipeklerini man pırıl pırıl yanan bembeyaz dişlerini Ve birdenbire neş'eli yüzü kınşıyor kokluyor. Yazan: Suad Derviş gösteren ne güzel bir ağzı var? Edebî Roman : 6 ve hıçkırarak ağlamağa başlıyor: Bu gece koynumda yatıracağım Onda en fazla kadınlık ifadesi veren Çok uzak memlekete annel seni. Sus artık. Dadı o kadar çok ve o kadar yürek bir ziya içinde, küçük Mehmed biraz de bu ağız. Ne ağlıyorsun şimdi? Sahi beni koynunda mı yatıracakten gülüyor ki, zahmetle cevab verebili geri çekilerek annesini seyredıyor: Küçük Mehmed şimdi yatağının içinde Geç kaldm anne... Sen geç ka sm?.. yor. Sen ne güzelsin anne? dizçöker gibi oturmuş, ellerini birbirine lınca korktum... Sen de babam gibi belVe çocuk birdenbire başmı kaldınyor Aman Seza Hanımcığım, Abdur Güzel miyim?.. kavuşturmuş, dudakları biraz aralık, göz ki bir daha gelmezsin diye korktum. Kave gözlerinden dökülen yaşların sonu gelrahman haşa huzurunuzdan şu bizim bit Dünyada «enden güzeli yok! Ağ leri dindar bir vecd içerisindeymiş gibi ranlık olmuştu. Karanlık olup ta sen gelmeden gülüyor: li saka yok mu? Ayıbdır söylemesi kel zın, gözün güzel. Herşeyin başka türlü, adeta baygın hep annesine bakıyor: meyince... Dünyanın en iyi annesi sensin. saka işte o!. Lâhavle cicicim ne karışır bpkı şeker gibi tatlısın, reçel gibi tatlı Anne! Mehmedi yatağından alıyor. Şimdi Dışarıdan dadı kalfanın sesi geliyor: Abdurrahman sizin valdenize? sın... Benim tatlımsın sen!.. Gene ne var? dizleri üstünde: «Bu çocuk çok sevme Seza Hanım buyurur musunuz yeSeza da kahkahalarla gülüyor: Bu gece koynunda yatayım Yüzegülücü seni!.. sini ve çok ıstırab çekmesini ne kuvvetli meğe? Pek maskara birşey oluyorsun sen Olmaz! Anne yoksa sen eskiden melek biliyor?» diye düşünüyor ve sonra onun Sen kal burada, ben şimdi gelirim. Mehmed!.. miydin ?.. yanaklarından öperek: Dünyanın en güzeli sen... Anne ben kalmam burada, sen Haydi yüzegülücü. Gir bakayım Mehmed şimdi yatağın içinde otur Saçma söylüyorsun Mehmed! Sus artık.. ağlama, diyor, ben gel yemek yersin, sonra yatarız. muş: dim ya!.. İşte buradayım. Ben seni hiç Ve gözü gayriihtiyarî, karşıki ay yorganın altına! Ne o ben de şimdiden mi?. Bu ka Neden Abdurrahman anneme ka naya takılıyor ve orada bu kırmızı ışık O şimdi yeniden yerinden doğrularak bırakmam. Kıyamet kopsa birbirimizden dar erken mi yatacağım? nşamazmış? Onun bir yumruklan var... altında kendisini beğeniyor. Ortadan ay kollanm açıyor ve annesinin boynuna sa aynlmayız.. Kıyamet kopsa hep yanyana Ne olur yatakta konuşuruz... Gabir agzı var... bir burnu var... vallahi nlmıj saçlan yüzüne Ortakurunda ya nlıyor. kalacağız... Yanyana, burun burna.. zete okursun. dev gibi anne... ne kocaman $ey bir gör pılmış bir Meryem levhası ciddiyet ve Dur... dur haşan, küpelerimi ko Gör, bak nasıl.. Biliyorum, biz çattık bu akşam.. sen! temizliğini veriyor. Ayni zamanda onun panyorsun. Dur canım acıdı. Burnunu onun burnuna dayıyor.. Ve ana oğul bera^er vemek odasına Haydi yat artık. Kurban olayım sana! balmumundan yapılmış bir bebek alnı gi Böyle işte.. Böyle hiç ayrılmıyaca gidiyorlar Ve bir koltuk çekerek onun yatağuıın bi kırışıksız ve geniş alnında hazin bir i Seza düşünüyor: «Beni ne çok sevi ğız... Ben senin baban gibi gitmem... *** fade var. Uçlan kalkık kaşlan, iri ve tıp yor?.» başucunda oturuyor. Ağlama haydi sus! Gece.. Senin için çıldırryorum anne... ö y Mehmed burnunu annesinin burnun Saat belki on bir buçuk.. Oda kırmızı abajurdan dökülen I05 kı bir çocuk gözü gibi saf bakışlı bir be HİÇ Seza yatakta Mehmedin yanında yatıyor. Uyumuyor. Gözleri açık. Mehmed ona sıkı sıkı sanlmış. Seza onu uyandırmaktan çekindiği için kımıldamıyor... Beyaz ipek geceliği içinde hakikaten bir melek kadar güzel olan Seza kımıldamadan yattığı bu yer* de, kıvrım kıvnm kıvaranacak kadar a • zab içinde... Dört gündür en büyük bir sabırsız lıkla bekledıği bu buluşmadan ne tuhaf bir iç üzüntüsile döndü. Onu görmeği ne çok istemişti. Ne büyük bir şevkle, ne kuvvetli bir humma ile... Dört gün bulu* sacakları anı en büyük bir saadet gibi beklemişti. Eskiden olduğu gibi bu buluşuşlarında da; onun yanında, ondan ve sevgilerinden başka hiçbir şey düşünmeden bir yarım saat geçirmek onu bıktıran gözyaş ları ve sitemleri bırakarak, neş'eli olmak, konusmak, onu sıkmamak, meşgul etmek, ona kadınlığile, neş'esile, sözleri ve herşeyi, herşeyile bütün dünyayı unuttur mak.. Ona pek uzak olmıyan mazilerini tekrar yaşatmak istemişti. (Arkan var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: