15 Kasım 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

15 Kasım 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 îkinciteşrin 1935 Yukarı Ege notları CUMHURİYET Ticaret Odası meclisi yaptığı bir topla^tıda bütün memleket ekonomisini a lâkadar eden bir meseleyi görüşmüş ve Kasaba hattında Alaşehirden, Aydın liraya satılmıştır. 929 da 19,000 ki!o Beş, altı ay evvel geldiğim burayı, mecliste gürültüler olmuştur. Bu şiddet! rr tında Nazilliden yukarı, umum istıh istihsal yapılmış ve 24 liraya satılmış bu sefer, trenden iner inmez âdeta tanımünakaşalara sebebiyet veren mesele bir sal ve iktısad şartları, oldukça nazik bir 930 da 60,000 istihsal yapılmış ve 12 ramadım. Ankaranın istihalesindeki sü bânkanın Odadan sorduğu çok mühım vaziyettedir. liraya satılmıs 931 de 22,000 istihsu at gerçekten başdöndürücüdür. Ufacık sualdir. Burdur, Isparta, Karahisar ve Kiitah yapılmış ve 8 liraya satılmış, 932 de bir Anadolu kasabası halinde iken, ilk «Kendilerine tüccar denilen ve ha ya vilâyetlerinin bütün istihsalâtında ol 7,200 istihsal yapılmış ve 7 liraya sa zamanlarda tanımış olduğum bu belde, kikatte birer kumusyoncu olan firmâlar duğu gıbi bilhassa afyon mahsulünün tlmış, 933 te 9,000 istihsal yapılmış vc Lugün dev ellerinden çıkmış, muazzam geçmiş yıllara nisbetle durumu, tetkike 470 kuruşa satılmış, 934 te 7,000 istih müstahsilden aldıkları mah bankaiara Lir imar abidesi olmuştur! çok değer bir haldedir. fal yapılmış ve 7,5 liraya satılmış ve 935 yatırmak suretıle avans alıyorlar. Hakı Bazı kimseler, bu semere karşısında, katte bu firmaların sermayeleri yoktur. Malum olduğu üzere, afyon mahsu senesinde de 40,000 kilo istihsal yapıl taş sallayıp: Fakat bu suretle en büyük işleri yapa lünün ikbali, 924 ten 929 senesine kadat mış ve 250 ilâ 300 kuruşa satılmıştır. Para her şeyi yaptınr! bilmektedirler. Piyasada bunu meşıu mütevazin fiatlerle inip çıkmıştı. Bu beş Son yıllarda fiatler o kadar düşkün gö'sterecek bir teamül var mıdır?» Diyorlar. Türk devleti muazzaması yılın ılk ıki iiçü zarfında bu mahsul, ta olduğu halde 35 senesi istihsalâtının, danın merkezine harcanan paralar, bir O3Bu sual hakkında Oda Tetkikat şu lihinin en parlak, en son zirvesine kadaı ha doğrusu ekımin bu kadar fazla olmamanh Hakanının lâle bahçelerinde ve besi etüd yapmış ve meclise bir rapor yükselmişti. sı, dikkati celbedecek bir ijtir. Bunun samur kolleksiyonlarına harcadığı para vermişti. Raporda böyle bir teamül mevBir afyon ekicisi, bir okka afyonu, sebebi gayetle basittir. 934 senesinde buğ ud olduğu, fakat asıl mal sahibinin farların yanında hiçtir! 45 ten 50 liraya kadar satabilmek fır day, arpa mahsulleri pek düşkündü. O kında bile olmadığı böyle bir muamele Bu da ispat eder ki, Ankara, paradan satını rüya kabilinden dahi olsa yaşa yılın eylulüne doğru da inhuar irlaresi, yapılmasınm doğru bulunmadığı yazıl ziyade, azmin, iradenin ve şuurî çafi$ afyonun kılosunu 10,5 hraya mübayaa mıştı. Bu şahlanma netıcesi olarak o semaktaydı. Oda hukuk müsaviri de bu manın eseridir. Ve eğer ilk dağda nelerde afyon yurdun en önemli mahsui edınce, çıftçi bu yükselmeyı görerek 35 hususta yaptığı tetkıkatı şöyle bildinyorğalı, tasah devirlerde geçirilen tered leri sırasında yer almıştı. O kadar ki o senesi mahsulü îçin ümidi arttı ve ekimi du: «Mal sahibinin zımnî veya kat'î müdüdler olmasa idi, bitmesi için daha birZamana kadar afyon ekmeği hatırlanna fazla yapmış buldu. İşte bu yıl 7,000 kilo saadesi olmadan tüccar veya kumusyönkaç yıla ihtiyac gösteren bu azametli egetirmiyen mıntakalar, afyon ekimine, istihsal yapan bir memleket, bir sene cunun bu maldan bu şekilde istifadesı ser çoktan başanlmış olurdu. hem de bütün kuvvetlerile germi vermiş sonra istihsal miktarını 40,000 kiloyb kanunî değildir.» Çalışma mefhumuna misal arıyanlara lerdi. Bu rağbet, ara sıra çok müsaid o bundan ötürü çıkardı. Çünkü razla fi Meselenin Oda meclisinde müzakeresi atle satacağını ümid etti. 35 scnesinde da Ankarayı tavsiye etmeliyiz. Sây, se lan havzalara yayılınca, normal afyor mahsul, fevkalâde ( ! ) olarak 300 ku esnasında meclis ikiye aynlmıştır. Bir kımeredar olmak için aşk ve inanc ister. rökoltesi, çılgın yekunlara çıktı ve aştı. ruşa satılınca, önümüzdeki yılda neka sım aza böyle bir teamülün tanınamıyaÇalışan Ankaranın, aşk ve inanc mayaBu suretle «arz» kabardı. «Taleb» düşdar afyon ekimi olabıleceğıni tahmın et cağını öne sürmekte idiler. Diğer mühim sıdır. tü. Bu ilk darbe, ilk ve son tesirini, iik mek pek güç olmaz zannederiz. Aşağı bir kısım da diyorlardı ki: Yenişehirde, geniş bir modern ma afyoncuların üzerinde gösterdi. Yani a ya dercedeceğimiz, Yalvaç ticaret oda « Böyle bir teamül tanımazsanız halle teşkil eden Bakanlıklar, oralara işi ııl afyon mıntakasının çiftçilerini adamasının beş yıl zarfındaki afyon istihsaldtı, bütün memleket iktısadiyatı altüst olur. düşüp te gidenlerin üzerinde, o saat bir kıllı sarstı. Çiinkü belli başlı ihracat mahbu hususta bir fikir idinmeğe yardım e ünkü yapılan ticarî muamelelerin he emniyet ve güvenc tesiri yapıyor. Bu tejulü, afyondur. der: men çoğu böyledir.» miz, güzel ve muntazam binaların için Sonradan afyon ekimine başlıyanlara Bu vaziyette meclis cok müskül bir me Yukarıda Kültür Bakanile hafrlyat heyeti Alacahöyükte, aşağıda de, dağınıklık, çirkinlik ve çapraşıklığm Bu kazada 930 senesinde 27 000, gelince: Onlar, afyona alışkın olmadık sele karsısında idi. Memleket iktısadi5 metro 50 santimde meydana çıkarılan hükümdar mezarında yer bulamıyacağı kanaati, daha. kapıdan ları halde onu kârlı bir iş gördüklerınden 31 de 22,000, 32 de 13,000, 33 te yatını bilhassa mali müesseseleri çok yabulunan eserlerin yukarıdan görünüşü... girerken, adamm gönlüne yerleşiyor. 10.000. 34 te 10.000. 935 senesinde de ekme mahsulü olarak ekmişlerdi. Bunu 8,000 kilo afyon istihsal edılmiştir. Bu kında alâkadar eden bu mühim isi baş Türk Tarih Kurumunun Çorum îl ettiği halde beş metro elli santimde Eli Osmanlı İmparatorluğunun mehamı terkedivermekle birşey kaybetmiş olmazrakamlar, pekâlâ ispat ediyor ki, mem ka bir celseye bırakmağı ve tetkikatın laylığına • bağlı Alacahöyükte yaptırdığı hükümdarlarına aid çok kıymetli ve em imur değirmeni olan «Babıâli» bu duylar. derinlestirilmesini başkan meclisten istehafriyata bu sene için son verilerek Üafri salsiz mezarlara raslanması bu gaye ve gu ve bu kanaati, asjrlarca telkin edemeFakat yukan Egeliler için mesele lekette afyon istihsalâtı yıldan yıla azai di ve defhal kabul edildi. maktadır. Ayni sıhhatı muhafaza eden yatı idare eden heyet birkaç gün evvel kanaatleri yalnız kuvvetlendirmekle kal diği içindir ki, malum akıbete uğradı. kat'iyyen böyle değildir. Onlar için vadaha birçok yerlerin kayidlerini de buraAnkaraya dönmüştür. Türk Tarih Ku mamış, tarih ve arkeoloji âlemine yeni ve ziyet: Türk bünyesinin kafası ve dimağı olan ya karalıyabilirdik. Fakat endişemiz, afumunun teşebbüs ettiği ve Müzeler Di emsalsiz belgeler hediye etmiş ve bu eAnkara, her görene, esenlik, dinclik, Baba bir hırsız tuttum! yon istihsalâtının azalmasına matuf ol ektörü Hâmid Koşay ve arkeolog Rem serlerin tam bir şekilde bulunması da s^ğlamlık hissi veriyor. Getir. madığı için bundan sarfınazar ettik. Bizi Oğuzun idaresine verdiği bu hafriyat şimdiye kadar arkeoloji incelemelerinde Gelmıyor! Henüz tamam olmıyan bir inkılâbın, ce asıl korkulacak cihet: Ekim zarara arih ve arkeoloji bakımından çok de noksan kalan veya anlaşılmıyan birçok hkâmül safhalarını burada yakından, he• Sen gel. olduğu halde çiftçinin afyon ekimine değerli ve emsalsiz neticeler vermiştir. Hö noktaların aydınlanmasına yardım et jecanla, takib edebilirsiniz. Beni bırakmıyorJ vam etmiş bulunmasıdır. lkinci yazımızda üğün Eti împaratorluğuna aid bir yer miştir. Gibidir. Bu hakikati. aşağıd.ıki Burdur çiftçinin zararına olan bu ekime, neden Bu kafa işliyor. Yüzde 7 faizli Sıvas Erzurum hattı Dİduğu ve burada Eti medeniyetinin kıy Bu eserlerin başlıcaları bugünün mo ticaret odasının keyidlerini gördükten devam edıldığıni izah etmeğe çalışaca ç istikrazının ikinci tertib tahvilleri Bu kafa başanyor. metli eserlerinin bulunduğu evvelce de dern şampanya kadehlerini andıran al sonra daha iyı anlamış olacağız: Bu kafa daha da, harikalar başara ^arsamba günü piyasaya çıkarılacak ğ iliniyordu. Bu maksadla (1907) de tın kupalarla, küpeler, kemerler, yakut, cak.. Bu vilâyette 928 senesinde 16,000 ve 5 birincikânuna kadar satılacaktır. Izmir kilo afyon istihsal edilmiş ve kilosu 20 Tahvillerin ihrac fiati 19 ar liradır. Müzeler İdaresince bir hafriyat yapılmış altın gerdanlıklar, altın kılıç kabzaları ve Zerre kadar inancınızda bir sarsmtı NEVZAD EKREM Halbuki tahvillerin hakikî fiati yirmi e Etilere aid bazı taş kabartma resimler iğneler, Etilerin mukaddes addettiği ve duyduğunuz zaman Ankaraya gelin, o5 milyon liralık olan bu ŞEHtR İŞLERİ öküz ADLlYEUb ;er liralıktır. 4kısa müddet zarfmda sa 'Uİunarak müzeye gönderilmişti. Ayni etrafı motifleriboynuzile çevrilmiş güneş nu çelikler, öyle dönersiniz! ahvillerin bu ve Mezopotamyada çıkan amanda Höyüğün kenarındaki sfenks kursu Ercümend Ekrem TALV Tesçil edilmiyen esnaf ılacağına şüphe edilmemektedir. Bir cinayet muhakemesi er de burasınin bir Eti şehri veya bir bir tek eşi müstesna olmak üzere şimdiye Erzurum Sıvas istikrazı tahvilleri Eti mabedi olması zannını da veriyor ve kadar bir eşine raslanmıyan yüzü gümüş Çatalca civarında Hallaçlı köyünde Zabıtai belediye memurlan, esnafı nin tamamı 30 milyon değerindedir. Yumurta nizamnamesi kontrol ederek kendilerini tesçil ettirip çoban Halili öldürmekle suçlu Uzeyr, kinci tertibin kayid muamelesi Cum Höyüğün Boğaz köyüne yakınlığı bu kaplı geyik heykelciği.. ettirmediklerini tetkik etmektedir. Son Mehmed ve Arifin Ağırceza mahkeme hurivet Merkez Bankası şubelerinde zannı kuvvetleştiriyordu. Bu sene 21 Ticaret Odası, değişmesine karar verilÇıkan bu ilk hükümdar mezarından bir hafta içinde birçok esnafın hâlâ ken sinde bakılan muhakemeleri sonunda yapılacaktır. Bu istikrazm tahvilleri ve ğustosta hafriyata başlıyan heyet evvelâ sonra ayni derinlıkten yarım metro aşa miş olan yumurta ihrac nizamnamesi üzedilerini tesçil ettirmedikleri görülmüş ve idamlarına karar verilmiş ve bu hüküm bunların kuponları her türlü vergi ve Höyüğün yaşmı anlamak ve metodık bir ğıda gene hükümdar ailesine aid olduğu rinde uzun müddettenberi etüd yap bunlardan para cezası alındıktan sonra mahkemeı temyizce nakzolunmuştu. Nak resimden muaftır. Tahviller her türlü hafriyat yapmak gayesini takıb etmiş ve zannedilen mezarlar bulunmuştur. Bu makta idi. Odanın bu hususta hazırladızan bakılmakta olan davanın son celsesi müzavede, münkasa ve mukavelelerde Höyüğün bir haritasını yaptırmıştır. mezarlarda da altın ve bronz eserlere ğı rapor Oda idare heyeti ve Oda mechîi tesçil muameleleri yapılmıştır. de dün görülerek suçluların müdafaaları am kıymetle başabaş kabul edilmek Dörtte üç kısmı köy evlerile kapanmış raslanmıştır. İlk hükümdar mezanndan tarafından kabul edilmiştir. Bu rapor dün Taksi durak yerleri yapılmış; karar verilmek üzere başka gü tedir. olan Höyükte hafriyatın istenen salnda çıkan kıymetli eserler heyet tarafından Bakanlığa gönderilmiştir. Oda, nizamnaUray otomobil durak yerlerine, kaçar ne kalmıştır. menin, bilhassa kontrol heyetlerıne dair oimkânı Endüstri Birliğinin toplantısı yapılmasıinceleme bulunamamışsa da büAnkaraya naklettirilerek Atatürke arze lan maddelerin esastan değişmesini is taksinin durabileceği hakkında bir levha yük bir ile işe başlıyan heyet dilmiş ve çok beğenilen bu eserler EtnogYeni bir kadın hâkim Dün Ulusal Endüstri Birliği idare he sfenksten 50 metro uzakta ve yedi metro asmağa karar vermiştir. rafi Müzesinde hazırlanajı hususî salon temektedir. Hukuk mezunlarından Melâhat Yeyeti yeni bir toplantı yapmıştır. Bu top rakımındaki boş bir yeri seçmış ve buranel îstanbul hukuk hâkimlığine tayin c daki camekânlara konulmuş ve sonradan Beyazıd kulesindeki sepetler antıda İş kanunu Kamutaydan geçtik da hafriyata başlamıştır. dilmiştir. bulunan eserler de heyetle birlikte Anka isimleri bilinmiyen milletin eserlerine ten sonra Birliğe düşecek işler üzerınâe kalkh raya getirilmiştir. Yedi buçuk metroda Fidancılık hakkında tetkikat görüşülmüştür. İş kanunu mucıbince Bır Hafriyat daha iki metroya inmeden çıkan ve bakır devrine aid büyük bir küp raslanacağı ihtimali vardır. Bu itibarla Yangm esnasmda Beyazıd yan«;ın kuOsmanlı ve Selçuk Türklerine aid bazı Alacahöyük medeniyet ve hayalının Avrupada tetkikatta bulunan Büyük iğin yeni teşekkül edecek bazı konns içindeki injan iskeleti ehemmiyeti cihetile Trova, Alişar Ahlatlıbel ve hatta Bo lesine asılmakta olan sepetler kaldırıl küçük eserlere raslanmış ve üç metroda dere sebzecilik ve meyvacılık enstitüsü yonlara aza göndermesi, işçılere ve enğazköyünden daha mühim ve eski oldumış ve bu yetmiş senelık mazıye bağlı o dırektörü Ibrahim dün Italya yolıle şeh düstri müesseselerine mukavele şekillerini Roma ve Bizanslılarla kısmen Frikiyah ayrıca zikre değer., lara aid eserler bulunmuştur. Hafriyat Alacahöyükteki bu hafriyat on buçuk ğu hakikati de meydana çıkmışür. lan sepetler itfaiye müzesine nakledilmiş rimize dönmüş ve hemen Büyükdereye hazırlaması icab etmektedir. üç metroyu geçtikten sonra Etilere aid metroya kadar inmiş ve bu inişlerde tir. Badema yangm îstanbul tarafmda giderek vazifesine başlamıştır. İranda beş senelik endüstri bina duvarlarına, çanak parçalanna, Proto Hattı ve Kalkolitik çağının eserleri Mevsimin hafriyata müsaadesizliği yüzünden hafriyatı tatil eden heyet gelecek Öğrendiğimize göre direktör Ibrahim ise kırmızı, Beyoğlu cihetinde ise sarı, programı idollara (putlara) ve mühürlere raslan bulunmuştur. Daha henüz ana toprak bu sene de ayni sahada hafriyata devam Anadolu tarafmda ise yeşil bayrak çe Büyükderedeki işlerini tanzimden sonra İran hükumeti Türkiyede olduğu giAnkaraya giderek Bakanlıkl* temasa ge bi memleketi endüstrileştirmeğe karar mış ve dört metrodan sonra eski Eti eser lunamadığına göre de Milâddan önce edecek ve aynca Höyüğün iki buçuk kikilecektir. 3000 3500 çağlarına kadar giden Hö lometro şarkında ve prestorik bir istasyon lecek, Avrupa tetkiklerini anlatacak, an vermiş ve beş yıllık bir program hazır leri bulunmuştur. Galata kulesi tek, Beyazıd kulesi çift cak ondan sonra fidanhk civarında satın Bu eserler hafriyatta beslenen kana yüğün bugünkü yaşının daha ziyade o'a olarak keşfedilen Kalmkayada da hafnarniştır. Bu program Şehinşah tarafınbayrak çekecektir. atleri ve beklenen bütün gayeleri temin cağı ve hafriyatta belki de şimdiye kadar yat yapacaktır. alınan yerlerin tanzimine başlanacaktır. dan kabul edilmiştir. Afyon ekimi zarara olduIBUGUN DEBÜJ Alacaköyük hafriyatı Gene Ankara ğu halde devam ediyor Piyasadaki bazı tüccarm rolü kanunî midir? iyi neticeler verdi Geçen yıl Inhisar iyi fiatle mal ahnca çiftçinin ümidi artmış ve zer'iyat fazlalaşmıştır Burada kıymetli Eti eserleri çıktı, daha aşağı tabakalarda isimleri bilinmiyen milletlerin izlerine de tesadüf edileceği umuluyor Ticaret Odasmda çetin bir mevzu C Arkeoloji araştırm aları tatürk Türkiyesinin hamle ve azametini anlamak istiyenler, birkaç aylık fasılalarla Anka ayı ziyaret etsinler. Sıvas Erzurum İstikraz tahvilleri piyasaya çıkıyor Hiç, hiç, hiçbir çare yok. Tabutla ha!... Benim küçük bebe Onun karşısında duruyor: *** ğimi, tahta bir kutuya koydular öyle mi?. * Peki ben şimdi ne yapayım?.. Söy Şövester Gertror lâmbalan yakı Ah Mehmedim benim... Vah Mehmedim leyiniz bana ben şimdi ne yapayım?.. Hüsnü Bey... Onun annesi idim... Benim çocuğum nız. benim... Hanımefendiciğim. Ne oldu?.. Gene koltuğun üstüne çöküyor. Ağla vardı. Bütün günüm onundu, bütün ha Peki madam.. yatım onundu, ona bakardım, onu sevefEdebî Roman: 48 Hayır.. Hayır şövester Gertror Yazan: Suad Derviş Siz hiçbir şeyle meşgul olmaymız. mıyor şimdi. Yalnız gözleri şuursuz gibi dim, otıunla beraber yaşardım. Onunja lâmbalan söndürünüz. O, banyo odasmda siyah elbisesini Hastabakıcı kadın onun yanına otu Bütün bu teferruatı düşünmeyiniz. Ben bir noktaya dikilmiş: beraber oluşum dünyanın en tabıî şeysi Peki madam. herşeyi yaptım. Beni oraya götürünüz, diyor. giyerken şivester onu bırakarak odaya ruyor: idi. Sanki o benim gözüm, kolum, başım, Ben ışık göremem. Imkânsız bu... Mümkün değıl... giriyor. Mehmed nerede?.. Hastanede nıi? Makul olunuz, diyor. Ölülerimizin gövdem gibi bir şeydi... Peki şimdi söy Peki madam. *** Onu müslüman mezarlığma naklet Olamaz... Çocuk musunuz?... arkasından yaşamak mecburiyetindeyiz... leyiniz bana.. Ben onsuz ne yaDayım?. Hüsnü Bey tabutu nasıldı. iyi ve Yarın mı onu gömecekler?... Or Bana sadece o öldü dediler.. O öldü.' Madam bu sabah biraz birşey ye Onları kalblerimizde uzun müddet ya tik. dayanıkh mıydı, yoksa çabucak bozu mek, hiç olmazsa biraz kahve ıçmek şatmak için... Seza yerinden fırlıyor. ElleriU onun hava ne kadar soğuk... Peki ama ben ne olacağım?.. Ba.ia bu lacak birşey mi?.. Diye titriyor ve sonra yerinden kal nun acısına nasıl tahammül edilir oğret mecburiyetindesiniz. Bayılacaksınız artık Ne bayağı bir söz bu... Ne adi biı fel iki yakasını birden yakahyor En iyi cinsten almıştım. karak pencereye yaklaşıyor. Ustüne buz mediler... Bana o yokken nasıl vaşamr dündenberi ağzınıza birşey koymadınız. Onu gömdünüz mü?.. sefe... Hayır!.. Ölülerimizin arkasır.dan Yarın cenaze merasimi için para Başı o kadar bulanık ki belki bir yu Hayır... Orada ufak bir mescid gi dan çiçekler işlenmiş pencereden dışarıya öğretmediler!.. O öldü... Nekadar ko yaşamak değil, onlann acısına lâyık ollâzım değil mi?.. dum kahve, evet belki bir yudum kahve bı bir yer ve onun altında da bir oda var. bakmağa gayret ediyor: lay bunu söylemek değil mi?.. Bunu ha Onları sonra düşünürsünüz.. onun başındaki bu nahoş bulanıklığı da mak için ölmek mecburiyetindeyiz... Ö Orada bu gece... Ne karanlık bir gün... Ne müthiş va sıcak, yağmur var, oda karanlık, filân lemediğimiz için yaşamağa haris olduğu Teşekkür ederim. Fakat hiçbir şey ğıtacak. Nasıl yer orası, soğuk mu?.. Mah bir gün... der gibi kolayca söylüyorlar... Bunun mamuz ve bu hırsımızdan, bu zâfımızdan eksik olmasın, hiçbirşey... Bulutlarda kar var.. Çok yüklü nasını anlasalar, böyle kolay söyliye Orada hazırlanmış olan kahvaltı mautandığımız için en beyinsizlerimizin bile zen mi? Nedir?.. bulutlar... sasının başına oturuyor. Hastabakıcının Hayır, çok iyi bir yer... Cenazelemezler değil mi?.. Bunun devasını bulağzında klişe olmuş saçmasapan sözle Gece ne uzun... Yavrusunun ertesi gün Ne ağır bulutlar Hüsnü Bey.. Ne malı, bu acıya alışmak için hiçbir çare kendisine uzattığı kahve fincanını elle re mahsus. rimiz var. ağır bulutlar var... Nefes alınmıyor bu yok mu... Hiç... Hiç... Hiçbir çare yok gömüleceğini bilen bir ana için gece ne rine alıyor. Bir yudum içiyor. Rahat mı orası?.. uzun... Sabah gelmiyor.. Sabaha kadar bulutlardan... Nefes alınmıyor... Buna mu?. İçinde öyle sönmez bir hararet var ki Seza böyle düşünüyor. Fakat bütün bu Çok rahat.. değil uyumak, gözünü kırpamıyacak.., bu kahve paslı ve ağır dilinin üstünde bir düşünceler, beyninden bir şimşek süratile Onu oraya neyle naklettiniz?.. lıyorum ben... Biraz güneş çıksa... HaHüsnü büyük bir merhametle ona ba Gözleri hep bir noktaya dikilmiş, onun yır güneş çıkmasa... Hüsnü Bey beni şifa tesiri yapıyor. Bir yudum, bir yu gelip geçen şeyler.. Asıl kafası, kafasının Neyle?... kıyor. O şimdi solgun ellerini çaresiz, ça bu gece bir tabut içinde yattığını ve yamüslüman mezarlığma götürünüz... içi simsiyah, kapkaranlık. O kafada yaldum daha içiyor. Bırakınız şimdi bu teferruatı... resiz açmış ve dudaklarını hafif hafif rın gömüleceğini düşünüyor. Bir lokma birşey yeseniz... Ufak nız aydınlık bir nokta var. Bir tek nok Size onu tabutla mı naklettiniz, dı Bunda ısrar etmeyiniz. Kendınize Birden yataktan fırlıyor... bu kadar eziyet etmeğe lüzum var mı?. bükerek: ta... 4>ir siyah ekmek, azıcık tereyağla. ye soruyorum. fArkan var) Hiçbir çare yok, diyor, anlıyorum. Şimdi pencerenin önünden çekiliyor. Istemem şivester Gertrod... Orada Mehmed beyaz bir örtünün al Hüsnü Bey başını önüne eğiyor.. tında uzanmış cansız yatıyor. • * * * HIÇ

Bu sayıdan diğer sayfalar: