4 Aralık 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

4 Aralık 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 4 Birincikânun 1935 CTJMHURÎYE1 Tatlı müsabakamız On gün neşredeceğimiz rey varakalarînı kesip saklayınız ve sonra mütalealarınızla beraber bize yollaymız Kazanç vergisî Avukatlardan 2 nci taksit tahsilâta başlanıyor Dil üzerinde çalışmalan lurk dılının onjınallıgı Gün, giindüz, diiz, öğiin, ün, ön, yö Hön ve Şark kelimelerinin tahlili |BUGUN DEBU] Artık: «Pes!» eyoğlundaki sinemalardan bî 4 rinde bir filim seyrettim. Vak'a, ÖN GÜN Afrikada, vahşi insanlar arasun I (IV) ncü kelimeyi okuyalım: öğön da geçiyor.. (Akşam) sözünün etimolojik izahı Kök, ekin vokali ile kaynaşarak, (ön) İçinde meraklı sahneler, cazib manzat münasebetile olan yazılarda (Not: 4) demiştik ki «Türk (sabahley) den çıkan şeklini almıştır. Güneşin çıkmasını, gü ralar, heyecanlı hâdiseler, görüp bilme< güneşe bakarak ve (sabahley) i esas tu nün doğmasını beklerken bakbğımız ta diğimiz için, perdede merakla seyrettiği A rafı ifade eder. (Cephe) demektir. miz âdetler, hayvanlar, ormanlar var. tarak cihetlerini tayin etmiştir.» [ I ] Bakanın (ön + üğ = önü) demek Lâkin, mevzu o suretle tertib edilmiş Bunu izah edelim: ki, sonunda o ülke ve o insanlar yabancı Bu izahın kolayhkla anlaşılabilmesi tir. YÖN bir devletin hükmü altına giriyorlar; ve için, bir an, Türkün ilk ana yurdu olan Büyük Altay yaylalannda bulunduğu (V) nci kelimeyi okuyalım: öyön. o zaman, o yabancı müstevlinin sayesinmuzu kabul edelim. Oradan güneşin çıkKökün vokali düşerek (yÖn) şeklini de, memlekete refah, huzur, medeniyeL< masını bekliyerek gözlerimizi (sabah almıştır. Yine günün doğmasına bakar Hasılı nekadar iyilik tasavvur edilirse, ley) e dikelim. İlk göreceğimiz şey ne ken o bakış yolunu ifade eder. «Yol, is hepsi girip yerleşjyor.. dir? GÜN... tikamet» demektir. Bu sözün Güneş Dil teorisine göre HÖN Habeşistanla Italya harbe tutuştular. etimolojik şeklini yazalım ve bu şeklin (VI) nci kelimeyi okuyalım: Ohön. Biz sulhperver ve bitarafız.. Harbin biran altına son fonetik şekillerini hatırlat Kökün vokali düşerek kelime (Hön) evvel neticelenmesini istiyorsak, sırf sulmaksızın daha bazı kelimelerin etimo olmuştur. Gün doğusuna yakın tarafta hun yeniden teessüs etmesini dilediğimiz lojik şekillerini ilâve edelim: oturmuş olan Türk Uluslanna verilmiş içindir. Yenilecek tarafa acımamak ta (1) ( 2 ) isimdir. elimizden gelmez.. Zira biz de insanız!, I (ög+ün) Bu isimde parlaklığı, büyüklüğü, kuv Fakat herhalde, ne Habeşlerin, ne de II (öğ+ün) vet ve kudreti işaret eden anlamlar da İtalyanm türküsünü çağıramaz, gayretini III (öğ+ün) mevcuttur. Çünkü kelimenin kökünde bu güdemeyiz. IV (öğ+ön) . anlamlar vardır. Böyle iken, gene sinemalarda, sözüm V (öy+ön) ŞARK ona harb filmi diye bize gösterilen düzVI (öhfön) Türk güneşin tamamen göründüğü ye me manzaralar bitarafhk duygulanmızı ( î ) ö g , öğ, öh, öy: Köktür. Güneşin re (şark) dedi. kıracak mahiyettedir. tam kendisini ifade eder. Kelimenin etimolojik şekli şudur: *** (2) Un, ön: (.fn), ektir. Güneşin (D (2) (3) (4) Bizim de bir havadis ajansımız var, yapışığındaki, yakınındaki sahada bir (ağ 4 aş f ar + ak) Bunun gaztteler vasıtasile bütün memlevarlığın ifadesidir. O varlık «parlaklık»(1) Ağ: Güneşin kendisi kete yaydığı haberler, Havas, Röyter ve tır; «beyazlık» tır. (2) A ş : Güneşin bize nazaran oldukStefani gibi, mensub bulunduklan meınle* Şimdi ( I ) inci kelimeyi okuyahm: Ö ça uzak bir mesafede bulunduğunu işaret ketlerin hariciye nezaretlerine ve yahud suretle birinci, ikinci, üçüncü seçilen tat suçlu ayni köyden Abdullahın ağırceza ğün: Kelimeyi, baştaki vokal düştükten eder. ki matbuat idarelerine bağlı propaganda Iılarla bunlara rey veren kariler aynla(3) A r : Güneşin bu uzak mesafede mahkemesinde bakılmakta olan muha sonra aldığı son fonetik şeklinde yaza ajanslanndan satın alınmadır. Bu ha * Bir kilo irmik, bir kilo şeker, bir kilo kemesi dün bitmiştir. Abdullahın köyde lım: G Ü N caktır. belli, kat'î bir noktada tekarrür ve te berlerden onda sekizi, mahrec olan ülkeGün: güneşin parlakhğı, aydınlığı de merküz ederek bulunuşunu göstermeğe 8 Jüri heyeti bundan sonra, kari süt, bir kilo yağ. almak istediği bir kızı Hüseyinin almasınnin siyasasını, ekonomisini, finansını, devYağı yakmalı, 250 gram bademi a dan muğber olarak bu cinayeti işlediği mek olur. (Gün doğdu) dediğimiz za yarar. Bu mefhumu tamamlayıp ifade lerin reylerle beraber gönderdikleri mü let adamlarmı sena eder. talealan tetkik edecek ve üç tatlı hakkın yıklayıp yağın içine atmalı. Bademler anlaşılmış. on iki buçuk sene hapse ve beş man «güneşin aydınlığı göründü» de eden ek: Bu hergün böyledir. Bizim gazeteler, !da mütaleasını bildiren karilerimiz ara suyunu çekince irmiği katmalı. Hafif a yüz lira tazminata mahkum edilmıştir. mek isteriz. (Gün battı )tabirînden de (4) Ak: hr. «Güneşin aydınlığmın kaybolduğu» nu bunlardan medih ve sena hususunda arsında birinci, ikinci, üçüncüyü ayıracak teşte bademler pembeleşinciye kadar kaVatman beraet etti ( A ğ f a ş + a r + a k = ağaşarak) sö vurmalı. Ateşten indirmeli. Üstüne şe anlarız. hr. zünde kök kendinden sonra gelen vokalle tık her türlü haddi, hududu aşanlan sepeBundan bir müddet evvel Üsküdarda kersiz sütü kaynar olarak dökmeli. Ar ) Müsabakada kazanan karilerimize 27 GÜNDÜZ kaynaşarak düştükten sonra, hasıl olan te atarlar. Fakat insanlık hali bu! On, Kısıklıda bir tramvay kazası olmuş; vaton iki sahifelik bir gazetenin içine girecek! Sandık kesme şeker hediye edilecektir. kasmdan şekerli suyu döküp kanştırma man Hüseynin idaresindeki tramvay; (Gün) sözünün, «güneşin parlaklığı, fonetik şekil (şark) tır. Manası güneşin, bütün yazılan gözden geçirmekle mükel* Hey ve mütalealann muvaffakiyetine g"> lı ve ağzını kapamalı. Tencereyi, soğu sucu Halilin arabasına çarpmıştı. Kaza aydınlığı» anlamına olduğunu gördük. onun doğmasını bekliyene nazaran ol lef olan arkadaş biran için bunaldı da, •re verilecek hediyelerin tasnifi şöyledir: yuncıya kadar açmamalı. dukça uzakta göründüğü yerdir. neticesinde arabacı Halil yaralanmı* ve (!) (2) bir tek haberi kaçırdı mı, ertesi sabah, Rıza isminde biri de ölmüştü. Vatman Not: 1 Araplar (şark) kelimesini (Günf"üd}üz) Hotanto Reisicumhurunun bilmem ne * Hüseyin hakkında Ağırceza mahkeoıe Türkçeden almışlardır. Bu kelime ile Sözünün orijin manası, (gün) sözüne rede şiddetle alkışlandığını, palavra düsinde devam etmekte olan muhakeme hem güneşi, hem onun aydınhğını, hem REY PUSLASI gelen eklerin Uâve ettiği anlamJarla izah kasının bilmem kime nişan verdiğini, Padün bitmiştir. Kazada vatmanın dikkat • onun doğduğu yeri murat ederler. «Yarolunabilir. tagonyada yeni açılan buz fabrikasının sizliği gorülemediğinden beraetine karar mak, şak, kapı yanğından gîren ışık, ayBirinci teçîlen tath: (1) Ü d : Bildiğimiz gibi «yapîcıhk, günde sekiz milyar ton buz çıkardığını verilmiştir. dınhk»... ve böyle bir takım şeylere de yaptırıcılık, yapılmi} olmakhk» anlamınve yahud ki Sen Marine devletinin deniİkinci teçilen tatlı: Arap Şark der. Çünkü jark kelimesini Mübaşir imtihanı yapıldı da bir faildir. ze indirdiği son sistem bir vapurun ilk segayet tabiî bir görüşün anlammda ola Adliyede münhal bulunan beı mubaüçüncü seçilen tatlı: (2) Ü z : «Genisjik» bildirir. Demek rak bulan ve kullanan Türkün bu ke ferinde 600,000,000 yolcu taşıdığını oşirlik için dün saat 13,5 ta imtihan yapıl ki güneşin parlaklığı (d) faili tarafın kursunuz. limeyi nasıl, niçin vazettiğini düşünme Gönderenin adı: . mıştır. Müracaat edenlerin miktan otuz dan (üz) geniş sahasına yayıldıktan miştir ve bilmez. [2] Tuhafı şu ki, yabancılann propagan dan fazla olduğu halde bunlardan an sonra görülen ve düşünülen manzaranın dasını bu derece hulus ve ikdamla yapan Adreti : [1] UIIM, N a 5154. 30 Sontejrin 1935 cak istenilen şartlan haiz olan on iki kişi adı (gündüz) oluyor. bjzim ajans, üstelık te bunlara, bu zev sayısı, aahlfe: 1, sütun: 5. imtihana kabul edilmıştir. DÜZ Not: Bu rey varakasile beraber yukanda 6 numaralı maddede sorulan zekliklere avuc dolusu para verir. ECNEB1 MEHAFİLDE Sadece (düz) sözünün etîmolojilî jek [2] «yarb> kelimesi «aJc?am> anallzindo Hem o kadar para verir ki, bizîın üla, b, c suallerinin cevablan da ayrı bir kâğıda yazılarak yollanacdktır. N anlatılmıştır. «Şark> kelimesi de böylec* li judur: Alman elçisi geldi analiz edildikten sonra şlmdi aıra «C«nup> kemizde hergün olup biten en mühim sos(1) (2) (3) Yeni Alman elçisi von Keller dün sakelimesine gelmistir. Bu da yarınü yazıda yal ve ekonomik hareketleri o memleket(Üğ+üd+üz). lere lâyıkile yayabilmek için tahsisat bubah Ankaradan tstanbula gelmiştir. Elçi ( I ) Üğ: Burada «genişlik, tnesafe, analiz edilecektir. lamaz. Ve bulup ta, bu haberleri yabanîstanbuldaki Alman kolonisile ilk defa imtidat» anlamındadır. Bu anlam; cı memleketlere çektiği zamanlar, bunlar olarak temas edeceğinden, önümüzdeki 2) Ü d : faili tarafından; TAPU VE KADASTRODA ora matbuatında yer bulmaz. Çünkü o cuma günü Ayaspaşadaki konsoloshane (3) Üz: sahasına intikal ettirildiği zamemleketler efkân umumiyesi kendisine binasında bir resmi kabul tertib edecek man düşünülen «geniş saha» ya: (ÜğüHâkim Hurşid istifa etti sunulan havadislerde en ufak bir propatir. düz = üdüz = düz) denir. Sıhhî sebebler dolayısile bir aydanberı ganda manası sezdi miydi, derhal asabiÖGÜN Suriyede Fransız Koniiserliği mezun bulunan tapu ve kadastro mahke yet gösterir. Başkaları bizim kadar hâŞimdi, yukanda «gün» kelimesi altı nin duvanna yazılan yazılar mesi hâkimi Hurşid istifa etmiştir. Yerine, zim değillerdir. na etimolojik şekillerini yazdığunız söz Beyrut Geceyansından sonra bir bir aydanberi kendisine vekâlet eden Herhangi bir Avrupa gazetesinî açıadamın Fransız Fevkalâde Komiserlik lerden II. numaralısını okuyalım: hâkim Suphinin tayin edileceği kuvvetle nız. Ne Dıyarbekırde öten ilk şiınendıter Oğün, «güneşin parlaklığı» dır. Insan sarayı civarında dolaştığını gören bekumulmaktadır. düdüğünden, ne de Ismet İnönünün Muçi gizlenerek bu adamm harekâtmı kon kendini öyle göstermek sevdasma düşer danyadaki söylevinden bahseden tek t>ir Aynlan kadastro daireleri trola başlamıştır. Biraz sonra sarayın se bu parlaklığk ( . + r ) ekinin delâletiyle kelime bulamazsınız. Fakat meselâ duvanna yaklaşan meçhul adam cebin kendisinde tekarrür ettinnek ister. «öğüIstanbul kadastrosunda şmdiye kadar Cumhuriyet okuyuculan Rusyada işliyen den çıkardığı bir kömür parçasile du Istanbul Kadastro başmemurluğu altında nur.» vara şu cümleyi yazmıştır: fabrikalann faaliyetinden, Ruzveltin eğÜN idare edilen Fatih ve Eminönü kazalan <Dinamitle dolu olan bomba patla lence seyahatlerinden ve Musolininin bir (III) ncü kelimeyi okuyalım: Oğün. birbirinden aynlmıştır. Eminönü masası mak üzeredir.> hafta zarfında kaç defa alkışlandığından Kelimede kök, ekin vokali ile kayna Tapu Sicil Müdürlüğüne devredilmiş,, Malatya (Özel) Nuriye Güven tarafından açılan Yeni Biçki ve Dikig Cürmü meşhud halinde yakalanan bu haberdardırlarl Yurdu, ilk çıkıtlannı verdi. Yurdun sınamına 14 kız girdi ve hepsi de ka • adamm Suriye millî birliğinde Mehmed şarak, (ün) şeklini alır. Güneşin parlak Fatih kadastrosu yerinde kalmıştır. Baş*** zandı. Yurd okurlarının açtığı sergi çok beğenildi. Gönderdiğim resim Yur Gandur Kerim olduğu anlaşılmış, ken Iık anlamına bağlı olarak «nam, şöhret» memur Refik istifa etmiş ve yerine eski Artık: «Pes!» Bunun sonu geTmelidir. da devam eden kızlarımızı göstermektedir. demektir. disi de suçunu itiraf etmiştir. başmemur Yusuf tayin edilmiştir. Cemilekârlık ise, unutmamahdır ki cemimüstehzi gülüşile o kötü simayı; yüzüne önüne vardı ve nazan dikkati celbetme tasarlıyor ve her türlü kontrol ihtimalle lekârhğm ifraü enayilik olur. karşı bu derece iğrenc kelimeler kusmuş mek için asabiyetini yenerek, merdiven rini önliyecek şeyler buluyordu. Lâkin Biz .eskiden, böyle yabancılara karçi olan o korkmuş ve kin dolu ağzi, ken lere atıldı. bugün, korku, tedbir almasına mâni oldu cemilekâr davranacağız diye kapitülâs disini tehdid eden o kızıl yumruğu bir Şimdi hizmetçi kız mantosunu alıyor, ğundan, bu acemice sözleri uydurmuştu. yon tuzağma düşmüştük. Ondan kurtulalı daha görmemek için haykırmak ve yahud bitişik odada küçük oğlunun, kızkarde Ya. geçenlerde seyrettikleri tiyatro pi beridir çok hassas olduk. Yabancı pro ki yumruk savurmak istiyordu. şile oynadığını duyuyor ve sükunet bu yesinde olduğu gibi, kocası izahat almak pagandalar sinirlerimize dokunuyor. İstiBilhassa, hızh giden araba kendisini lan nazarlan her yanda munis eşya gö için, adı geçen ahbabına telefon ederse? yen devlet bu propagandasını kendi müs! Adamcağız gene sordu: temlekelerinde yapsın, biz, istemiyoruz! sağa sola attıkça gönlünün bulantısı daha rüyor olduğu için, Iren zahiren yatışıyor da artıyor, gırtlağmı tazyik ediyordu. ve fakat heyecanın ölü dalgalan hâlâ Alâkadar makamlar artık harekete Nen var?. Seni sinirli görüyorum.. Şoföre, yavaşlamasını tenbih etmek üzere muhte^ic göğsünü, ıstırab veren darbe Şapkanı neden çıkarmıyorsun? gelsinler. Biz burada, kendi yurdumuzda iken, çantasındaki paranın hemen hepsini lerle döğmekte devam ediyordu. İren ürperdi; kendini bir daha muztar kendi büyüklerimizin, kendi işlerimizin, Peçesini çıkardı, tabiî gorünmek ar mevkide hissetti ve şapkasını çıkarmak kendi meziyetlerimizin propagandasını kadına verdiğinden, belki de taksiyi ödiEdebî roman yecek kadar parası çıkışmıyacağmı aklma zusile elini yüzünde gezdirdi ve kurulu üzere odasına koştu. Orada aynanın kar görmeğe, Musolini ile lord bilmem kimin Yazan : Stefan Zwelg mmm O Çeviren: E. Ekrem Talu getirdi. Hemen arabayı durdurdu ve şo sofranın önünde gazete okuyan kocasının şısına geçti ve endişeli nazarlan sakin ve değil, Atatürkün ve arkadaşlannm sesleemin görününciye kadar kendi kendini rini duymağa teşneyiz!. Dünkü tefrikanın hulâsası smdaki biiiün paralart kadmın avcuna n förün bir daha hayreti karşısında, bir bulunduğu yemek odasına girdi. Adamcağız tatlı bir sitem tavrile r Ercümend Ekrem TALU kışlırdıktan sonra sokağa fırlıyor Ve ken denbire indi. Bereket, elindeki para >etetkik etti. Sonra, yemek odasına döndü. \Eoli bir kadtn olan Iren, ogün, dos Biraz geç kaldm, sevgili Iren.. detiyordu. Lâkin yabancı bir mahallede disini bir arabamn içine atıyor.] Hizmetçi yemeği verdi ve bu akşam tunun apartımantndan çıkarken, her üada, diğer akşamlar gibi, belki biraz daha Ancak araba yürümeğe başlayınca ve her tavrile her bakışı kendisine mad di. ÜNİVERSÎTEDE kit olduğu gibi korku ve telâ$ içerisindeVe ayağa kalkıp, kansını yanağmdan sessiz, her vakitkinden biraz daha soğuk dır ki, bu tesadüften ne mertebe müte dî bir elem veren bir takım telâşlı insan'dir. Almanca kurlan essir olduğunu hissetti. Vücudünün bo lann hay ye huyu arasında, bir başma öptü. Fakat bu öpüş, onda elim bir duy geçti; kan koca arasındaki muhavere de I Tam cümle kapısından kendini sokakalmıştı. Ustelik, korkudan gevşiyen ba gu uyandırdı. Sofyaya oturdular. O za cansız, mevzusuz ve ekseriya düşük oldu. Üniversite yabancı dıller mektebinde yunca sarkan, ölü gibi donmuş ve kaska*ga alacağı strada yabancı bir kadvnla Irenin düşüncesi mütemadiyen geriye hiç almanca bilmiyen talebe için yenin ellerini kavuşturdu. Ve ansızın, o ka caklan, kendisini daha öteye taşımaktan man, hâlâ gazeteye dalmıs. bulunan akartılajiyor. gidiyor ve menhus kadınla çarpıştığı es den bir A kuru açılmasına karar verilmişdar şiddetle titremeğe başladı ki, tepe içtinab ediyordu: Halbuki behemehal e dam, lâkayd, sordu: 1 Kadm bunun yolunu kesip, ağız dolu den tırnağa sarsılıyordu. Boğazmı bir a vine dönmeliydi. Nerede kaldın? naya gelince dehşetle çırpınıyordu. Ken tir. Bu kura fransızca, ingilizce veya diğer feu küfürler ve acı sözlerle, kendisine, gu cılık kapladı, gönlü bulanır gibi oldu.. Ben.. şey.. Amelide idim.. ötebe dini emniyette hissetmek için başını kal bir yabancı dili bilip te almanca öğrenVar kuvvetini toplıyarak, ve fevkalbeya sevgilisini ayarliığı için siiemler edi Ayni zamanda göğsü, körü körüne ve de şer bir enerji sarfederek, tıpkı bir batak ri alacaktı.. Çarşıya birlikte çıktık. dırıyor ve her biri bir mana ifade eden, mek istiyenler devam edebileceği gibi diyor. Bu yalanı iyice kıvıramadığından do yahud ki hususî bir hatırayı yadettiren ğer almanca kurlarını takib edemiyecek licesine bir öfke ile ihtilâclandı. Bir olta lıkta, yahud karlı bir sahada debelenir öfkeleniyordu. etrafındaki eşyayı nazarlarile okşuyordu. kadar zayıf olanlar da bu başlama kuıren şaşmyor, b'zür diliyor, bir daha iğnesi gibi beynine saplanan bu hatıramn gibi, ayni zahmetle kendini bir sokaktan layı nefsine karşı fena "buraya gelmemeğe söz üeriyor ve çanla dehşetinden kurtulmak, gözleri önünde, ötekine y.ürümeğe zorladı. Akıbet evinin Bayağı vakitler, atacağı yalanı Önceden (Arkası var) runa kabul edilecektir. Avukatlann kazanclan Baro tarafm dan sıraya konup ona göre tahsili için maliye tahakkuk başmemurluklanna cetvel gönderildikten sonra bazı itirazlar olmuştu. Karilerimîze tath bir Şeker bayramı Birinciliği kazanan tatlıya rey Maliye tahakkuk başmemurluklan baVesilesi vermiş olmak üzere hazırladığı veren karilerden : zı avukatlann kazanclannı fazla, fakat mız tatlı müsabakası devam ediyor: Birinciye : 4 sandık, kendilerine aynlan dereceyi az bulmuş MUsabakanm esası şudur: Ikinciye : 3 sandık, ve değiştirilmesi için teşebbüsata giriş 1 Bugünden başlıyarak 10 tane yaOçüncüye : 2 sandık, mişti Son zamanda bulunan şekle göre ise Beş kişiye yarımşar sandık zî neşredeceğiz. maliye tahakkuk basmemurluklartnca a2 Her yazı bir başka tatlının pi tkinciliği kazanan tatlıya rey vukatlardan kazanc vergisi kesilmesine jirilmesini tarif edecektir. veren kariler den : karar verilmişti. Yalnız birinci taksit bu 3 Her yazının altına bir de rey işler başanlmadan Önce haziran ayında Birinciye : 3 sandık, puslası konacaktır. Ikinciye : 2 sandık, verildiği için eski usul üzere verilmiş olan 4 Her rey puslasında o tatlının QçüncQye : 1 sandık, ikinci taksitin yeni usule göre tahsili esas Beş kiyiye yarımşar sandık ismi bulunacak ve reye iştirak eden kariitibarile kabul edilmişti. tkinci taksit zalerimiz bu ismin hizasına rey puslası koOçüncülüğü kazanan tatlıya manı birincikânun ayıdır. Bu ay içinde nacaktır. avukatların kazanclan işine bakılacağınrey veren kariler den 5 10 tatlıdan yalnız üçüne rey vedan maliye şubelerince bu işe önem verilBirinciye : 2 sandık, rilecektir. Binaenaleyh yalnız üç tatlıya Ikinciye : 1 buçuk Sandık miştir. Bu aydan sonra tahakkuk ettirilen aid kuponda tatlı isminin yanına birinci, OçOncüye: 1 sandık kazanclanna itiraz eden avukatlann iticSes kişiye yarımşar sandık ikinci, üçüncü diye yazılacaktır. raz işlerine itiraz komisyonlarınca bakıla6 Müsabakaya iştirak eden karilecaktır. ^ Şeker hediye edilecektir. Bu şekerlerimiz ayni zamanda şu suallere cevab ve rin okuyucularımızı memnun edecek şereceklerdir: ADL1YEDE kilde şimdiden ihzan için Şeker Şirket A Niçin bu üç tatlıyı diğerlerine leri Umumî Müdürlüğile mutabık kahnBaro levhası çıkanhyor tercih ettiniz? mış ve sandıklann; Türkiye fabrikalanYakmda yeni baro levhası çıkanla B Bu tatlı yazılan şekilden başka nın en iyi şekerlerinden hazırlanmasma caktır. Baro inzıbat meclisinin verdiğı bir Usulle daha iyi pişirilebilir mi? başlanmıştır. karara göre avukatlar baro kütüklerinin C Şahsan en beğendiğiniz tatlının Müsabakamızda on tatlının tarifi ya tamamlanması için 3116935 tarihine tarifini yapınız. 7 Karilerimizin yollıyacaklan rey pılacaktır. Bunlardan beş tanesi pişiril kadar baro kalemine başvurarak lâzım varakalan, gazetemizde ayrılmış bulu mesi kolay olanlarından aynlmıştır. Di gelen vesikalanru vereceklerdir. Bir katil mahkum oldu nan ve salâhiyetli adamlar da kanlan jü ğer beşi daha çok uğraşılmak icab eden tatljardır. ri heyeti tarafından tasnif edilecek, bu İlgazlı Hüseyni bıçakla öldürmekten 27 sandık şeker mükâfat veriyoruz l Irmik helvası Cumhuriyet Tatlı müsabakası Malatyada güzel bir Biçki Yurdu

Bu sayıdan diğer sayfalar: