11 Haziran 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

11 Haziran 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 11 Haziran 1936 Küçük Hikâye Gönül ticareti Hüseyin Rahmi GUrpınar güzellikle zekâvetin birleşmiş olduğu bir kadmla evlenmiye kimse özenmesin. Erkek akılca daima dişisinden üstün bulunmalıdır. Bu izdivacdan üstüste iki oğlumuz oldu. Sermedle Suad.. Bu çocuklar bana çok benzerler. Esmerlikleri, gözlerinin renkleri, kaşları, kulakları, elleri, parmaklan, tırnakları hep ben... İkisi de küçük mikyasta benim birer modelim gibidir. Derken efendim dünyaya bir üçüncü veled geliyor. Bunun bizim soya andırır en küçük bir tarafı yok.. Tıpkı kuluçka tavuğun al tında yumurtalara karışarak civcivler arasında çıkan bir ördek yavrusu gibi... Büsbütün başka bir cins.. Şunu söyli yeyim ki biz, ailece vücud ve çehrele rinin tenasübile övünecek bir güzellikte değiliz. Tabiatin her gün tezgâhtan itinasız çıkardığı kaba taslak yaratıl mışlardamz. Üçüncü oğlumuz Nüzhette renk duru beyaz, gözler koyu mavi, saçlar lepiska. Resim gibi Aristokratik botede (Beaute) de bir bebek.. Gel gelelim ki bu güzellik yılan yavrusu tesirile beni zehirliyor. Yüreğimi burk tıran şüpheyi bir türlü yenemiyorum. Bu şüphemi kadına açmaktan uzun bir dirliksizlik rahatsızlığmdan başka ne çıkar? Tabiî cürmünü şiddetle inkâr edecektir. Ben onun karşısma günahını reddedemiyecek bedahette kat'î bir is patla çıkmalıyım. Fiziyoloji kitablarını araştırıyorum. Profesörlerden soruyo rum: Babadan evlâda esmer bir aile içinde sarışm bir çocuk doğabilir mi? Evet diyorlar. O ailenin geçmiş azası arasmda sarışın bir ferd bulunursa bu hilkiyet birkaç göbek atladıktan sonra gelen bir çocukta da kendini tekrar gösterebilir. Bu temin hiç te yüreğime su serpmiyor. Büyük annemden bir tahkik yapıyorum. Soyumuzda hiç mavi göz lü, sarışın kimse var mıydı? İhtiyar kadın epeyce düşündükten sonra buruşuk dudaklarile anlatıyor: Bir sabah ona Köprü üstünde rasla dım. Şapka sağa, kıravatı sola kaymış. Bol elbise içinde korada vücudü daha zayıf görünüyor. Ceketinin yan cebin den ağırca bir kitab sarkıyor. Öbür cebi de tıkıştırılmış bir alay gazete ile şişkin. Serseri bir dalgmlıkla, gözlerini ya nmdan geçen şık bir kadına dikmiş. Bu hayranlık yüzüne istihza ile karışık bir tehassür süzgünlüğü vermiş, yavaşla mış adımlarla yalpalar gibi yürürken birdenbire omzuna çatarak: Nihad, dedim, bu dalgınlık ne? Bu anî rampadan biraz şaşalıyarak cevab verdi: İşte görüyorsun ya? Şu giden nazenine daldım. Yaş altmışı çeyrek geçiyor, hâlâ mı güzel kadın görünce kendini kaybe diyorsun? Yok, hayranlığım bediî değil, tenkididir. Ne demek? Şimdi kadınlara gencliğimdeki düşkünlüğümle bakmıyorum. Artık onları hasmane bir görüşle süzüyorum. Gözlerimle adeta ısırıyorum.. Bu husumet neden? İhtiyarlık aklımı başıma getirdi de... Demek artık kadınlara mutlak bir kusur bulmak hıncile bakıyorsun? Bugünkü kadının kusursuzu var mı? Şu giden kadına şıklığını, güzelli ğini kusur mu sayıyorsun? Ne şekilde olursa olsun sahtekâr lık ahlâkça menfur, kanunen de cezayı müstelzimdir. Bu cezadan yalnız kadmlar, bu alenî sahtekârlar muaftır. ka dının yüzünde menşurun güneşten tahlil ettiği yedi renkten hiçbiri eksik değil.. Bu renlker de ahlâkı gibi çabuk uçar. Bir düziye tamirle uğraşılır. Be lediye bu (Badigeonage) den vergi alsa ihya olur. Yüzünü bandıra gibi ala, mora kısım kısım boyar. İnceltmek için kaşlarını yolar. Topuk tarafından bo yuna 8 santim ekler. Tabiatin verdiği sima ve endamla görünmiye razı ola maz. Renk kendi rengi değil. Boy ken di boyu değil.. Yaş kendi yaşı değil. Acaba bütün şahsiyetinde kadının hali siyetle kendinin olarak bulabileceğimiz nesi vardır? Yani içten, dıştan tam ayar hilesiz kadını nerede bulacağız? Boy nundaki inci kendi gibi (ekseriyetle) yalancıdır. Çorabları yapma ipektir. Göstermeğe uğraştığı ruhî ve malî bütün varlıkları da hep birer balondur. Böyle kadının hali sahte etiketle boyalı yağ satan bakkalm hilekârlığma benzemiyor mu? Bu yapmacıklar arasında onda sahici bir yürek bulunur mu? Hıksızsm.. Çok haksızsın Nihad.. Bu yaştan sonra da genc kadından kendine, doğru yürek arıyorsun. Güzel bir kadının makyajuıı bakkalın yağ boyamasına benzetmek te sade bediilikten uzaklaşmak değil, adeta küfürdür. Azizim bu oyunda ben yandım. Kadın beni bediî güzelliğile değil, hile kârlığile yaktı.. Kim bu kadın? Eski eşim... Ayrıldınız? Başka çare var mı? O halde ıstırabmız dinmiş olacak? Hayır... Aüe namusuna öyle bir kir bulaştırıp gitti ki yedi deryanın suyu temizlemez.. Böyle hem konuşuyor, hem de îstanbul tarafına doğru ağır ağır yürüyor duk.. Anlattıkça muhatabımın soluk yüzü ateşleniyor. gözleri parlıyor, sözleri ağzından kıvılcım gibi saçılıyordu. Bu, sokak ortasmda anlatılmakla bitecek şöylece bir macera değildi. O, yüreğini boşaltmak ihtiyacında görünüyordu. Bende de dinlemek için bir merak u yandı. Ta Yenicaminin arkasındaki sıra kahvelere kadar gittik. Kuşçu dükkân lanndaki kanaryalar tirillerini çekerken Nihad da içten bir feryada benziyen menkıbesine başladı: Genc yaşımda evlendim. Bu hemen herkese olagan bir kazadır. Karım gü zel, çok ta zeki... Acı bir tecrübenin verdiği uğursuz netice ile söylüyorum ki N c Dedelerimizden Hasekizade Mu hiddin Efendinin torunu Çelebi Ibrahimin oğlu Enver Mulla galiba kumral bir adammış..> Ho, ho, ho, bu galiba şekki o kadar ezgili bir şey ki bu küçük ihtimalin kuvvetine dayanarak karımın büyük günahını affetmek için çok deryadil olmalı.. Muammanın düğümünü çözecek falcıyı nerede bulayım? Baba dpstu tecrübeli birkaç ihtiyar dan soruyorum: Beni vesveseden öl düren bu şüphe ıstırabına bir çare bu lunuz. Bu esmer gönüme. bu kaba su ratıma bakınız. Benden Meryemin kucağmdaki yavru Mesiha benzer mele kiyette bir çocuk olabilir mi? Sorguma gülümseme ile cevab veri yorlar: Oğlum deli olma! Her doğan çocuk babasmm ayniyetle benzeri olmaz ya? Tabiatin bu şaşırtmalarma akıl ermez. Baba soyunda sarışm kimse yok sa, belki ana tarafında vardır. Böyle renk başkalığmdan kuşkulanıp ta kadının ithamına yürümek insaf değil.. Her sözün rüzgârma dönen bir şaş kmlıktayım. Bizim soyumtızda yoksa belki karımın geçmiş akrabalarmda kumrallar vardır. Münasebet düşürerek Bahirenin ağzını arıyorum. O ağır şüphernden hiçbir şey sezinlemez bir saffet ciddiyetile: Bizim soyumuzda sarışm çok, di yor. Ben bir tekini görmedim de... Nereden göreceksin.. Anneannem saraylı Nevres Hanımın saçları mısır püskülü gibi imiş. İhtiyarlığmda akpak oldu da öldü. Ondan öncekilerin de sarışın olduklarını söylerler... NevTes Hanımın mısır püskülünden davamın lehine ispat çıkarmak güç.. Karımın aldığı bu saffet tavrı gerçek mi? Zihnimi kemiren şüphenin esasmdan şimdiye kadar onun hiçbir şey hissetmemiş olması da mümkün değil... Bazı sinirli saatlerimde yüreğimin bu acısmı başa kaka ona anlatırcasma taşı yorum. Fakat o, hiç oralarda olmuyor. Ağır ihamlarımı hiç üzerine almıyor. bir şirretlikle ilzam ederse... Elimde Bu renk vermemek kurnazlığındaki me Nüzhetin sarı saçlarından başka tutu taneti beni ürkütüyor. Büsbütün apaçık nacak bir delil hüccetim yok. bir hücuma da cesaret edemiyorum. Hüseyin Rahmi Gürpmar Haklı davamda beni haksız çıkaracak (Sonu yarın) kararlanmdan en hafif bir renk vermemeğe gayret ettim. Lâkin hummalı bir hava ve bütün daimî bir ihtilâc içinde yaşıyordum. Neşe, ruhumda ebedi olarak ölmüştü! Bana Hamlet kitabını yollıyanlar ihtimal ki duyduklarımı başkalarına açacağımdan korkmuşlardı. Beni tecrübe etmiş olmak için olacak, bu ifşaattan sonra üç ay yeni hiç bir şey zuhur etmedi ve günler habersiz, hadisesiz geçti. Lâkin ben nevmid olmadım. Çünkü küçük arkadaşımdan duyuyordum ki meçhul İngiliz mütemadıyen beni sormakta ve bana dair malumat almakta devam ediyordu. Bu bana kâfiydı. O kadar büyük sabırsızlıkla bekledi ğim mühim an, nihayet benim bir hissi kablelvukula tahmin ettiğimden daha evvel gelip çattı. Bu; çok kolay tecelli etmişti. Arkadaşım beni pek çok defalar evine davet etmiş, bir cumartesi akşamı gidip hafta tatilini orada geçirmemizi istemişti. Ben her defasında reddettim. Dostum bu daveti bir kere daha tekrarla Zümrezade Şakir tapa fabrikası şe hidleri için 13 haziran cumartesi günü Askere davet saat ikide Hasköyde Turşucu camii şeEminönü Askerlik şubesinden: 1 316 ilâ 331 doğumlu dahil bakaya rifinde Mevlid, hanı şehir Hafız Kemal l Bu akşamki program J ve firari deniz eratı 15/6 936 giinü sevkeve Hafız Rıza tarafmdan Mevlid kıraat dilecektir. İSTANBUL: 2 Şubeye davet edilen bu erlerden edileceğinden arzu edenlerin teşrifleri 18 dans musikisi (plâk) . 19 haberler bedel vermek istiyenlerin 15 '6 '936 dan ev rica olunur. 19,15 muhtelif plâklar 20 sıhhî konfe vel şubeye müracaatları llân olunur. rans 20,30 stüdyo orkestralan 21,30 son haberler. Şubeye davet Saat 22 den sonra Anadolu ajansının ÖL ÜM Fatih Askerlik şubesinden: gazetelere mahsus havadis servisi verlle İstanbul gümrüğü istematörlüğün cektir. 318 330 bakaya ve 331 dofumlu denlz VİYANA: eratının 15 6'936 günü sevkedlleceklerin den mütekaid Bay İhsanın haremi Ha17,50 Viyana ve Macar havalan . 19,40 den bu doğumlularm yevmi mezkurda çu. riciye Vekâleti dördüncü daire müdü karışık yayın 20,05 spor ve saire 20,15 bede hazır bulunmaları ve mezkur doğum. rü Müşfik Selâmi, Edirne hükumet ta konuşma 20.30 Otello operası: Opera bllularm nakdî bedelleri 14 '6/936 günü ak bibi Vedii ve Atina sefareti ikinci kâ nasından naklen . 23,15 haberler, spor . şamma kadar kabul edilecektir. Mezkur tibi Reşadın kainvalidesi Bayan Sami 23,20 operanm son perdesi 24,10 konuş ma 24,25 dans musikisi. günde şubede hazır bulunmıyanların hakye duçar olduğu hastalıktan kurhıla BERLİN: kında askerlik kanununun maddei mah 18,05 şarkılar 18,35 denizlerde ejder . mıyarak vefat etmiştir. Cenazesi bugün susasT mucibince tecziye edilecekleri ilân ler, gramofon . 20.05 spor 20,20 musiki Erenköyünden kaldırılarak ikindi na 20,35 italyanca 20,50 günün akisleri . olunur. mazını müteakıb Beyazıd camisinde ce 21.05 haberler 21,15 Stutgarttan nakil Şubeye davet naze namazı kıhndıktan sonra Merke 23.05 hava raporu, havadis, spor 23,35 Kadıköy Askerlik şubesinden: 1 Şubemizde kayidll 331 doğumlu de zefendideki aile kabristanına defnolu dans havalan. BUDAPEŞTE: niz eratı sevkedileceklerdir. Sevk günü 15 nacaktır. 18,35 konser . 19,35 konferans 20,35 pihaziran 936 pazartesidir. yano konseri 21.05 piyes 21,55 haber 2 Bedel vereceklerin bedellerinin kaler 22 piyesin devamı . 23,20 salon mu . bulü 13 haziran 936 akşamına kadardır. Bugünden itibaren ^ ^ ^ sikisi 23,55 gramofon 24,30 çingene 3 Bu doğumlu deniz sınıfından olanların yirmi dört saat içinde şubeye baş FRANSIZ sinemasında musikisi 1,05 son haberler. BUKREŞ: vurmalan gerektir. 18.05 gramofon . 19.05 havadis 19,20 Yeni program gramofon 20,05 konferans 20,25 oda 2 şaheser birden: musikisi 21 şan konseri 21.20 koro kon. Vefat seri . 21.55 konferans 22,15 dinî musiki ŞEYTAN KIZ Kars meb'usu Bay Nazifin hemşiresi 22,35 haberler 22.50 mandolin orkestra sı 23,25 gramofonla konser 23,50 franFRANZISK.A GAAL taraf'ndan ve Şehremaneti müfettişlerinden mer sızca. almanca haberler 24 haberler. hum Bay Mazharın karısı Bayan Hatice KİMSESİZ LONDRA: vefat etmiştir. Cenazesi bugün öğleyin 17,05 halk hayatı 17,50 gramofonla konser . 18,20 çocukların zamanı, hava saat on birde Şişlide son istasyonda İVANNİ MARCOUX ve BERENGERF dis 19.35 dans musikisi, tiyatrolardan tarafından. Yaz fiatlar : Habibzade apartımanından kaldırılarak nakll 20.35 koro konseri ve saire . 21,50 Umumî dühuliye 20, bal<on lüks namazı Eyüb camisinde kıhndıktan sonorkestra konseri. dinî yayın, havadis 30, localar 100 kuruş ra Eyüb aile kabrine defnedilecektir. 23.35 dans musikisi, havadLs, piyes. PARİS [P. T. T.l: Ailesine taziyetlerimizi beyan ederiz. 18.05 musiki 18.55 kıraat 19,05 org konseri 19.35 havadis 20,30 konuşma 20,40 şarkılar 21.05 moda konuşması . 21,15 opera komik binasmdan naklen *Cyrans» operası. Her akşam 21,45 ve Pazar matine 17 de ROMA: DUnyaca tanınmış bllylik san'atkârlar 18,05 havadis, orkestra konseri, yabancı dillerde yayın 20,05 liman haberleri, gramofon 20.10 yabancı dillerde yayın ve haberler 20.55 Yunanistan için ya yın, konuşma, havadis . 21,40 opera tem 3 Esmanof • Pol Riri Georges vl ARTlNl f sili nakli: Toska, istirahat esnasmda edebiyat yaymı, en sonra havadis. ve 20 bUyUk numara r ASKERLIK IŞLERI Mevlid RADYO T A K S İ M BAHÇESiNDE, MORFESSi VATKiNS ADA MORELLİ Masalarımzı şimdiden ayırtınız. Tel 45703 KARAMBA'yı görünüz. Doktor İhsan Şükrü bu akşam İstanbul radyosunda tlrk Hıfzıssıhhası» mevzulu bir konferans ve Radyoda konferans İstanbul Berber Mektebinden: Kursumuzun berberlik diploma ve permanant ihtısas imtıhanları hazi ranın 17 nci çarşamba günü başlıyarak 18 haziran 936 perşembe günü akşaınına kadar devam edecektir. Gerek hariçte ve gerek tstanbulda bulunan alâkadarların hemen cemiyet merkezine nıüracaatle kayidlerini yaptırmaları bildirilir. I Kadıköy Vakıflar Direktörlüğü tlânları I Memba suları araında en kuvvetli radioaktevitesi bulunan Alemdağı Defneli suyu 10/6/936 gününden itibaren suculara verilmeğe başlanmıştır. Müteaddid resmî müessesatı sıhhiye mütehassıs etıbbası tarafından yapılan hikemî, kimyevî ve bakteriyolojik muayenat neticesi tanzim edilen raporlarla, sıhhî sularda aramlan bütün evsafı hike miyi haiz olduğu (kolibasil, anearop, likefyan) mikroblarla her tür lü mevaddı kimyeviye ve uzviyeden tamamen ârî bulunduğu bildiri Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda fSarim), Alemdarda (Eşref Neşet>, Bakırköyde (Hilâl), Beyazıdda (Cemil), Eminönünde (Mehmed Kâzım), Fenerde fVitali), Karagümrükte (M. Fuad), Küçükpazarda (Yorgi), Samatyada fTeofilos), Şehremininde (A. Hamdi), Şehzadebaşında (Asaf). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada CAsri İttihad), Hasköyde iHalk\ Kasımpaşada (Merkez), Sanyer de fAsaf), Şişlide (Kurtuluş), Taksimde (Garihi, fLimonciyanl. Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büytikadada rşinasi"», Heybelide (Ta naş), Kadıköy Eskiiskele caddesinde (Bü« yüki. Kadıköy Yeldeğirmenmde (Üçler), Üsküdar S*>limlyede (Selimiyei. Nöbetçi Eczaneler Alenî Teşekkür Kızımuın rahatsızlığını pek dikkatli tedavilerle geçirtmeğe muvaffak olan ciddiyet ve hazakatlerile maruf Gureba hastanesi operatörü Bay Ali Rıza ve radyoloji enstitüsü profesörü Bay Osnıan Cevdfcte ve müşfik muavenetleri görülen doktor Bayan Şaziye ile riifekayı muhteremelerine teşekkürat ve minnettarlığımmn ve hastanenin fev kalâde muntazam ve ciddî idaresine karşı hayranlığımızın alenen arzını bir vecibe biliriz. Göztepede mukim Bakkalbaşı ailesi len ve emsali arasında en kuvvetli racHoaktevİtesİ bulunan Alemdağı Defneli suyu 10/6/936 gününden itibaren ağzı, bir tarafı (Evkaf), diğer tarafı (Defneli) ibaresini havî zımbalı hususî kur şun mühürle mühürlü otuz litrelik küçük boy damacanalarla iki buçuk litrelik galon şişeler derunünde suculara verilmeğe başlanmıştır. Yukarıda evsafı kimyeviye, hikemiye ve bakteriyolojik hassaları bildirilen ve bilhassa radİoaktevİtöSİüİn f lahğile mütema az yiz olan bu suyun safiyetinden emin olabilmek için sişelerin üzerin deki Vakfın hususî kurşun mühür ve zımbasına dikkat etmelerini eayın halkımıza ehemmiyetle tavsiye ederiz. (3230) HALK OPERETÎ TAKS1M bahçesinde Büyük hazırlıklarla yeni kadro yeni orkestra yeni balet heyeti hayet öğreneyım. Bana hemen cevab vermedi, sustuğunu görünce devam ettim: Eğer sözlerımızın dınlenmesınden korkuyorsanız, içeriye, odama geliniz, yahud sizinle beraber gelmeme müsaade ediniz. Beni bundan hiç birşey menedemez! Hayır, hayır! Size söyliyeceğim şudur: Size ifşaatta bulunacak ben değilim. Bunu vapacak bir baskasıdır ki şehadetini redde muktedir olamıyacaksınız. Ben yalnız size sunu vermek istedim, yeminimi tutarak size bunu şimdi vermek üzere tam on iki sene bekledim. Bunları söylerken bana bir şeyler u zattı ve ben onlan aldım. Meçhul adama veniden söz söylemek üzere pencereye iğildim. Fakat o bana vakit bırakmadan hafifçe: Allahaısmarladık, dedi. Ve bir hayal gibi karanlıklar arasında kaybolup {Arkası vari İnhisarlar Umum Müdürlüğünden Muhtelif kalınlıkta 20 metro murabbaı «Eisenfetz» demir keçe pazarlıkla satın alınacşktır. Satmak istiyenlerin şeraiti anlamak üzere bir hafta zarfında Kabataşta Levazım ve Mubayaat Şubesindeki Alım Satım Komisyonuna müracaatleri. (3208) yınca hemen kabul ettim. Bana öyle geldi ki mukadderat böyle istiyordu ve bana bu karan o verdirmişti. Evde herşey gayet tabiî geçti. O kadar ki bütün bu hissiyatımla kuruntu yapmış olup olmadığımı kendi kendime sormağa başlamıştım. Yemekten sonra birdenbire kapının zili çalındı ve bu ses beni yerimde zıplattı. Niçin olduğunu bilmiyorum; lâkin tahteşşuur bir duygu bana bunuri beklediğim şey olduğunu ihsas ediyordu. Hakikaten gelen oydu ve bana takdim edildikten birkaç dakika sonra hemen meftun olduğu eser ve muharririnden, yani Hamletle Shakespeareden bahsetmeğe başladı. Salonda bulunanların hepBİ için muhavere genc bir mektebli kızla, onu bayıldığı muharrir hakkında imtihan eden ihtiyar bir manyakın alelâde görüşmelerinden ibaretti. Lâkin benim için Hamletin okunan, söylenen satırları çok ağır manalarla doluydu. Meçhul îngiliz bana trajedinin birçok kısımlarını hikâye ettı, bilhassa Kralıçenin ihanetine ve hayaletin iddia ve tavsiyelerine dair olan yerler üzerinde uzun uzun konuştu. Sözlerini Hamletin ebedî olduğunu, mukaddes şeylere hürmeti olmıyanları taciz etmekten korkmadığı bir gün daha uzun görüşeceğini söyliyerek bitirdi. Biraz sonra o gitti ve herkes odalarına çekildi. Ben de altkatta bahçeye doğru olan odama indım. Hemen yatmadım, ışığı söndürerek penceremi açtım. Kulağıma çalınan bir yaprak hışırhsı bana, hissiyatımda al «înmadığımı hatırlattı. Orada, pencerenin yanında mutlaka birisi vardı. Hiç yerimden kımıldanmadan, nefesimi de keserek bekledim, gene aldanmış olmaktan korkuyordum. Halbuki bu dakikayı ne kadar zamandır beklemiştim! « Bana senin sözlerini kelime kelime tekrarlattı ve yanılıp yanılmadığımı sordu. Sarih olarak teminat verince şun«Cumhuriyet» in zabtta romam:T6 lan söyledi: Âlâ! Mademki kafasında bu fikri Yazan: Gharles de Richter taşıyor, emin olsun ki lâzım gelen bütün tedbirL. ergeç onun emrine hazır ola Bana gönderdiği cevabda adamın ara.aktır!» dasırada Cenevreye gelip gittiğini; faİşte Cedric bu dakikadan sonra benim kat her hafta Nenfchâtele de uğradığını hayatımı sevketmesi icab eden kararlar bildiriyor ve ilâve ediyordu: «Son defa gördüğümde gene seni sordu ve sana dair kalbimde kuvvet buldu. Nihayet neler yapmıya mecbur olduğumu açık olarak tafsilât istedi.» içimden hissettim ve anladım: Belki beArkadaşıma şunlan yazdım: «Ona benim namıma söyle ki senin nim hayatıma da malolabilirdi; lâkin vasıtanla yolladığı meşhur kitabı oku mutlaka babamın intikamını almalıydım! Cedric bugünleri takib eden aylarda dum ve o gündenberi kafamda yalnız bir neler olduğunu bilmıyorsun. O vakitler tek fikir var: Hamletin yaptığını yap ben de bilmiyordum, fakat bekliyordum. mak!» Küçük dostum bana, arada mutavas Görünüşte eskisi gibi idim, bütün süku sıtlık yapacağını temin etti ve iki gün son netimi, mutad tavırlarımı muhafaza edira yeni haberlerle yanıma koştu. O lngi yordum. Çünkü sımmdan en küçük bir lizi tekrar görmüş; adam onun kendisine şüphe bile uyandırmağa imkân bıraksöylediklerinden çok memnun ve bahtiyar mamak için çalışıyordum. Binaenaleyh ne mutad hayatımda, ne de anneme yazgörünmüştü. dığım mektublarda geçen hadiselerden ve Arkada;ım: Beşi kırk iki geçe Nihayet gecenin karanhğı içinde bir silüet belirdi ve yakımmda bir ses duy dum: Yalnızız, diye mırıldandım, bana neler söyliyeceğinizi bilmiyorum. Lâkin Allahaşkına olsun, kcttuşunuz, söyleyi gitti. niz. Neden nefret etmem icab ettiğini ni

Bu sayıdan diğer sayfalar: