16 Haziran 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

16 Haziran 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 16 Haziran 1936 VIYANA OONUŞU Tarihi tefrika: 64 M. TURHAN TAN ( Şehlr ve Memleket Haberleri ] Siyasî îcmal Memur harcırahları Bankalar kanunu dün tebliğ edildi Tediye emirlerine dair bir tamim geldi Memurların harcırahları hakkında Vilâyete bir tamim gönderilmıştir. Bunda denıyor ki: «Bir yerden dığer yere nakıl ve tayınleri yapılan memurların harcırahları verilmeden yeni vazifelerinin tebliğ edilmemesi maaş kanunu hükmü iktızasındandır. Halbuki son zamanlarda tayını "vılâyet lere aid memurların nakil ve tayinlerin de buna riayet edilmediği görülmüştür. Emrivakiler halinde tediye emri istenilmesi kanuna uygun olmadığı gibi her hangi bir hizmetin ifası için mevcudiyeti şart olan tediye emirlerinin evvelden a hnmaması noktasından da muhasebei umumiye kanununa uymıyan bir harekettiı. Ayni zamanda merkezde harcirah tahsısatının idaresı için tutulan yolda müşkülât ve muvazenesizlık çıkaran bir hâdisedir. Bu hal böyle devam edemez. Evvelâ tahsisat istenilecek, sonra Vekâ letçe gönderildiğine dair cevab alınma dan yerinden oynatılan memurlar har cirahı için istenilecek tediye emri verilmıyecektır. Şıkâyetler ve ondan doğacak mes'uliyetler bu kanunî lâzimeye uygun iş yapmıyanlara aid olacaktır. Muvakkat memuriyetler için de ayni veçhile ij tutulacaktır.» Keyfiyet lâzım gelenlere bildirilmiştir. Kuduz bir köpek Ortaköyde üç kişiyi birden ısırdı Fransada yeni kanunlar Kaleden atılan bir gülle Kara Mustafa Paşanın otağına çarparak sürekli bir sarsmtı yapmıştı! Zeki Sadırazam, ünlü Sipahinin şaşkmlığını ve Kara Mehmed Paşanın gülümseyişini seziverdiğinden sordu: Ne o paşa karındaş. Bu yiğitle aranda bir sır mı var? O, gene gülümsüyerek cevab verdi: Sır filân değil devletlu. Adaşım kucağıma bakıp oğlunu arıyor! Oğlunu mu? Evet devletlu vezir. Onun bir yavrusu vardır, yıllardanberi benim ya nımdadır. Sipahiler, cenabm da bilirsin; çocuklarını palalarından, atlarından daha az severler. Hele savaşa girdiler mi yavrularını hatırlarına bile getirmezler. Bizim yiğit adaş ta kaç yıldır kendini savaşa verdi, oğlunu arayıp sormadı. Şimdi beni görünce onu hatırladı, sersemleşmesı bu hatırlayışındandır. Kara Mustafa Paşa, hasret çeken yürekleri birleştirmenin de bir harb sevabı kazandıracağına inananlardandı. O se beble hemen Çavuşbaşıya emir verdi: Tiz koşun, Haleb Valisinin çadırına gidin, şu yiğitin oğlunu alıp getirin. Onlan koçuşurken görmek isterim. Bütün otağdakiler bıyık altmdan gü lerek Kara Mehmedi gözden geçiriyor lardı. Ateş kesilmiş güllelere avuc açarken, keskin kılıcları avcile çelip tahtaya çevirirken, küme küme düşman arasında tutulmaz bir çember gibi fınl fırıl dönüp kelle devirirken kılı kıpırdamıyan yiğit Sipahi heyecandan zangır zangır titriyordu, hafakanlar geçiriyordu. Şu umulmıyan tesadüf adamcağızın sinirlerini ger çekten altüst etmişti, iler tutar yerini bırakmamıştı. Kara Mustafa Paşa bir müddet onun bu halini seyrettikten sonra gene Haleb Valisine döndü: Baka paşa, dedi, senin adaş telâşta. Sen bunu onun oğlu için beslediği özleme mi verirsin? Öyle görünüyor devletlu vezir. Hayır, paşa karındaş. tşin içinde bizim Ali kıssası da var. Ben kulun o kıssayı duymuş değilim. Anlatayım da işitmiş ol. Çerin kalesine dört yandan yapılmakta olan bombardımanın kulak zarlarını patlatırcasına sürüp giden gürültüsü arasında Sadırazam hikâyeye başladı. Ve zirler, Çavuşlar, İçağaları ve halecanını biraz dindirmiş gibi görünen Kara Mehmed de, büyük ve pek büyük bir alçakgönüllülük gösteren haşmetli veziri dınliyorlardı. O, siyasî bir takrir okur gibi ağır ağır anlattı: Benim Halil adlı bir ağam vardı. Köyünde evlenip Ali ismini taktığı bir çocuk dünyaya getirttikten sonra daireme gelip kapulanmıştı. Açıkgöz, eline eteğine temiz bir uşaktı. Işinden memnundum. Fakat asıkyüzlü duruşundan hoşlanmazdım. Meğer oğlunu düşünür dururmuş. Bir gün Delilbaşıya onun niçin tasalı durduğunu sordum, kaziyyeyi öğren dim. Sadırazam bu son kelimeyi söylerken kaleden atılan bir gülle, muhteşem ota ga çarpmış ve hayli sürekli bir sarsmtı yapmıştı. Vezirler ve Ağalar, başlan ucundan geçen tehlike işaretine karşı sü kutlarını muhafaza ederken Kara Mustafa Pasa gülümsedi. Düşman, dedi, iyi nişan alıyor. Kandeyse danesini kavuğumuza değdırecek. Otağın yerini değiştirmek gerek. Ve gene hikâyesine devam etti: Halilin derdini öğrenince Delilbaşıyl emir verdim, ona sezdirmeden kö yu'ne adam yollayıp küçük Aliyi getirtmesini ve Halilin bana hizmet ettiği bir sırada yavruyu odaya salıvermesini söyledim. Dediğim gibi davranıldı, Ali köyden gizlice getirtildi, bir yere saklanılıp bana haber verildi. Ben bu haber üzerine Halili yanıma çağırdım, her gün tasalı duruşunun sırrını açığa vurmasını iste dim. Kemküm etti, utanır gibi oldu, so nunda zoruma dayanamadı. «Oğlumu göresim geldi» dedi. Ben el çırptım, perde aralık edildi, Ali odaya girdi. Bizim Halil, gece gündüz sayıkladığı yavrusunu görünce ne dese beğenirsiniz. Evet, keşfedemezsiniz. Herif, il kin belinleyip durdu. Sonra kötü kötü sırıttı. «Efendim, ben Aliyi anasının kucağında görmek isterdim» dedi. Vezirler, Ağalar gülmemek için du daklarını ısırırken Sadırazam, Sipahi Kara Mehmede yüzünü çevirdi: Sen de yiğit Türk, dedi, oğlunu görünce böyle deme ha. Ben yürek ka vuşturma işinde o kadar ileri gidemem. Kara Mehmed, başmı önüne eğerek düşünüyordu. O anda oğlunu unutmuş gibiydi, içinde bulunduğu vaziyeti inceliyordu. Beriyanda toplar gürlerken, düşmanın savurduğu ateş yumruklar çadırın üstünde kümelenirken tatlı tatlı fıkralar anlatan, şakalar yapan şu vezir, hoşuna gitmişti. Duruşu, bakışı, başkalarını sü züşü çok çalımh idi. Herkese yüksekten bakıyordu, kendini pek beğenmiş gorünüyordu. Yüksek ve beyaz kavuğu al tında bir çi»t kara yay gibi gerilen kalın kaşları, sık ve siyah sakalı, her gözü kamaştıracak kadar sert pırıltılı gözleri, onun ruhunda yatan gurur aslanını his settiren alâmetlerdi. Süslü ve çok süslü elbisesi, kemerinde ve sorguçlarında sıralanan elmaslar, zümrüdler, yakutlar da ona, murassa üstlük giydirilmiş bir hırcın mahluk hali veriyordu. Kara Mehmed, süsün ve gururun düşmanı idi, öyle yaratılmıştı. Bununla beraber Kara Mustafa Paşayı beğenmişti. Çünkü cesur görünüyordu. Gülle altmda gülebilen ve başkalannı da güldüren adamın gerçekten pek bir yürek taşıdığına şüphe edilemezdi [*]. [Arfcast rarl [•] Kara Mustafa Paşayı, Galanın ruznamesınden, Alber Vandalın elçı Nuvan tel haUcındaki eserinden, Şeferin muhtıra. sından ve Hammer tarihinden iktibas ederek Ahmed Refık soyle tarif ediyor: ^Bu vezir suse ve ıhtısama çok haristi. Konağına topladığı halk ordu teşkıl edecek ka. dar çoktu. İhtiyar Köprulunun bu mağrur damadı on sekiz yasında iken evlenmis, kendLsinden bir yaş küçuk olan karısından iki cocuğu dünyaya gelmistl Annelerinin ve çocuklarmm vefatı uzerine bir daha evlenmedi, sarayını süsliyen odalıklarınm efsunlu gozleri altmda yasamayı tercih etti Onun dört odalığı vardı. Birinciden ikl kızı ile bir oğlu, ikinciden bir kızı ile bir oğlu, üçüncüden yalnız bir kızı oldu, dordüncü. sü doğurmadı. «Paşanın bu alle etrafma topladığı heyet iki bine yakm cariyeden, yedi yuzden fazla Haremağasmdan, alay alay uşak lardan ve muhafızlardan ibaretti. Senelık geliri 243.000 kese idi. Konağmda her gün yuzlerce okka ekmek sarfolunuyor ve tereyağı. gulsuyu, zafran masrafı da büyük bir yekun tutuyordu. «Kara Mustafa Pasa gayet mağrur, hiddetli ve pervasızdı. Dort, sene süren kay makamlığı sefirler için bir felâket devri olmuştu. Hiçbir elçiyi kendisile ayni hizada oturtmak istemezdi. Fransa sefiri Nuvanteli kabul edeceği zaman da boyle yapmış. sefirin iskemlesinl daha asağı koydurmuştu. Sonra kendi, odasmda oturan elçinin kabul salonuna girmesini beklemisti. Nuvantel salona gelince, iskemlesinin aşağı konulmasından şikâyet etmis. hi^detli hiddetli söylenmeğe başlamıştı. Kara Mustafa Paşa onun bağırıp çağırdığmı duyunca iki çavus gönderdi, kolundan tutturup sokağa attırdı. «Paşanın baslıca mümeyyiz vasıfları para, debdebe ve yabancı devletlere karşı siddetti. Siyasî tedbirlerin yanında hiç ehemmiyeti yoktu. Bütün komsu devletleri, Osmanlı saltanatı önünde kölece boyun kırmağa mecbur birer haracgüzar sayıyor ve elçilerini kovuyor, çavuşlara döğdürü yordu» Felâket seneleri S: 78 Yeni kanun birçok ahkâmı ihtiva ediyor Bankalar kanunu. dün alâkadarlara tebliğ edılmiştır. Türk kanunlarına göre kurulmuş ve kurulacak bankalarla ecnebı memleketlerde teşekkül etmiş olup ta memleketimizde şubesi bulunan ve bundan sonra şube açacak olan bankalar bu kanun hükümlerine tâbi tutulacaktır. Emniyet Sandığı ile sermayesi tamamen yabancı bir devlet tarafından verilmiş bankalardan maadasının anonım, limıted \eya hisse senedli komandit şirket halinde olmaları şarttır. Memleketimizde bulunan ve bundan sonra kurulacak olan banka veya şube ler ticaret kanununun hükümlerine göre müsaade aldıktan başka İktısad ve Ma lıye Vekâletlerinin müşterek teklifile Vekiller Heyetinden de müsaade alacaklardır. Bunun için kurulmuş olan bankaîar kanunun neşrinden iki ay sonraya yani 9 ağustos .akşamına ve kurulacak olan • lar da tesislerinden iki ay sonraya kadar Maliye ve iktısad Vekâletlerine birer be yanname vererek sermaye, ihtiyat akçe:i miktarı ve iş sahasını bildireceklerdir. Birden fazla şubesi olan veya açacak olan bankaların bir buçuk ay içinde bu şubeleri birer beyanname ile Maliye ve İktısad Vekâletine bildireceklerdir. Vekâletler bunların mevduat kabul edip edemiyeceğini tayin edeceklerdir. Mevduat kabul edebilecek bankaların nüfusu 250 binden fazla şehirlerde en az bir milyon lira, nüfusu 100 binden fazia olan şehirlerde yarım milyon lira, nüfusu 50 binden fazla şehirlerde en az 125,000 lira ve nüfusu 50 binden aşağı yerlerde de 50,000 lira sermayesi olması lâzım gelmektedir. ŞEHÎR ÎŞLERİ Tramvayların yaz seferleri Tramvay şirketinin yaz aylarına mahsus seyrüsefer tarifesinin tatbikına dün * den itıbaren başlanmıştır. Yaz mevsiminde gündüzlerin uzunlu ğu nazarı dikkate ahnarak sabahleyin tramvaylar bazı hatlarda beş buçuk, bazı hatlarda da altıda işlemeğe başlıyacak tır. Reis muavini beyanatta bulunmamış Dünkü gazetemizde afişaj yolsuzlu ğundan bahsederken akşam gazetelerin den bırınin neşrettıği Beledıye reis mu • avininin bu iş için alâkadar makamtarca tahkikata başlandığına dair beyanatinı da mevzuu bahsetmiştik. Ekrem Sevencan dün bir arkadaşımıza, hiçbir akşam gazetesine böyle bir beyanatta bulunmadığını, afişaj işinin yeniden tahkikini istemenin, yapılmış olan tahkikata kanaat etmemek demek oldu ğunu, halbuki Belediyece yapılan tahkikatın, Belediye için kanaatbahş olduğunu söylemiştir. Kasımpaşa deresi tamamen temizlenecek Bir müddettenberi Kasımpaşa deresi nin ağzı temizlenmekte idi. Bu ameliyenin, derenin iç kısmına kadar uzatılmasına ve derenin, Köyiçinden geçen kısmı nın Yenişehre kadar beton olarak inşa edilmesine karar verilmiştir. Belediye tahsildarları arasında Belediye tahsildarlarının, bir yerde iki seneden fazla vazife ifa etmemeleri ve bu müddeti dolduranların başka şu belere nakledilmeleri icab etmektedir. Bu lüzuma binaen bütçe tebliğ edildikten sonra bir çok Belediye tahsildarlan arasında becayiş yapılacaktır. Ecnebi mütehassıslar nesıl getirilecek? Ecnebî mütehassıs celbetmek, ancak Icra Vekilleri Heyetinden bir karar istihsal etmekle mümkündür. Halbuki son zamanlarda bazı Belediye ve vilâyetlerin Vekiller Heyetinden bir karar istihsal etmeden bazı taahhüdlere giriştikleri ve bunun için de gene karar almadan ecnebî mütehassıs celbettikleri görülmüştür. Dahiliye Vekâleti bu mesele hakkında Belediye ve Vilâyetlere gönderdiği bir tamimde Vekiller Heyetinden karar is tihsal edilmeden bu gibi taahhüdlere girilmemesini bildirmiştir. lerinin akıbetleri kısa bir zamanda taay* Ziraat Vekili Muhlis Erkmen tedavi yün etmesini ve meydanın kendilerine aiçin dün Akşamki ekspresle Avrupaya git çılmasını bekliyorlar. mistir. M. Blumun amele sendikaları birliği ile patronlar birliği arasında meydana geSigortacılar imtihan ediliyor Şimdıye kadar imtıhana girmemiş si tirdıği anlaşma pek çabuk iflâs etmişti. » gortacıların kanunen yapılması lâzım gelen Çünkü grev bitecek yerde artmıştı. Pat • imtihanlan dün Türkofis tarafından Tica ronların beynelmilel mesai konferansın • ret Odasında yapılmıştır. Bu imtihana 68 daki mümessili bu anlaşmanın zoraki ya» kişi girmiştir. Girenlerin ekserisini sigor'a pıldığını ve hükmü olmadığını söylemijti. kumpanyası direktörleri ve avarya komi Amele sendikalan birliğinin ancak amelenin üçte biri üzerinde şöyle böyle nü * Bankaların idarî vazıyetleri için ka serleri teşkil etmekteydi. Dünkü imtihanda bu 68 sigortacının fuzu olup Fransız amelesinin üçte ikisinin nunda sıkı ve etraflı hükümler bulun tahrirî imtihanlan yapılmıştır. 20 kadar bu birlikte hiçbir ilişiği olmadığı anlaşılmaktadır. mıştı. Bir banka, hakikî veya hükmî bir sıgortacı da şifahî imtıhana girmiştir. BuBu suretle amele ve patron birliklerinin şahsa nakid, mal, kefalet ve emanat ola gün geri kalanların hepsinin şifahî imti anlaşmasını ne amele ve ne de patronlar rak sermaye ve ihtiyat akçelerinin yüzde hanlan da ikmal edilecektir. Bu son imtihandan sonra henüz imtiha kabul etmemişlerdi. Meb'usan meclisin onundan fazla kredi veremez. Yalnız altın ve tahvilât terhini mukabilinde bu na girmemiş pek az sigortacının kaldığı den geçen kanunların da, sağ ve merkez partilerin ekseriyette bulunduklan âyan had yüzde 60 a ve ihracat mallarına mu tahmin edılmektedir. meclisinden geçerek tatbik mevkiine kokabil de yüzde 20 ye çıkarılabilecektir. Temmuzda çok seyyah nulması bidayette grev hareketirri yatış • Bankalar hesablarında tasarruf mev gelecek tırır gibi olmuşsa da, çok geçmeksizin yeduatını diğer hesablardan ayırmağa mecBu ay içinde şehrimize pek az seyyah ni grevlere ve karışıklıklara yol açacağınî bur tutulmaktadır. gelmiştir. Bilhassa büyük seyyah vapur sağ partiler ve bilhassa faşistler ümid eBankalar beş yıl içinde umumî dispolarından hiç gelen olmamıştır. Bunun se diyorlar. nibiliteden maada devlet dahilî istikraz bebi büyük turist acentalarının şark memîki birliğin anlaşmasmdan sonra grev tahvilâtı veya bu tahviller derecesinde leketlerine yapılacak grup seyahatlerini ciler fabrikaları ve müesseseleri işgal ile gelir getiren kıymetlerden munzam kar temmuz ve ağustos ayına ayırmış olmala iktifa etmeyip sokaklara dökülerek şıhk tesis edeceklerdir. Bu munzam karrıdır. Filhakika önümüzdeki iki ay içinde muazzam nümayişler ve tezahürler yapşıhk sermayenin yüzde 15 ine muadil olaAvrupa ve Amerikadan Akdeniz liman mışlardı. Yeni kanunların tatbikinden caktır. Ayni zamanda bankaların alabisonra amelenin daha ileri gidip siyasî taleceği mevduat yekunu da tayin ve tah larına 12 büyük transatlantik gelecektir. Bu vapurlardan 9 tanesi limanımıza uğ leblerde bulunacakları tahmin ediliyor. did edilmiştir. rıyarak birer gün kalacaktır. Bu 9 trans Lâkin şimdilik yeni kabine teessüs eden nisbî alaECNEBIMEHAFÎLDE atlantiğin getireceği seyyah mecmuu tak muvakkat ve verilensükundan nefes ta • cak, ameleye müsaadelerin riben 4000 kişidir. hakkukuna çalışacak ve bütün memleket Norveç elçisi gitti Bulgar muallimleri gitti iktısadiyatınm sarsılmayıp bilâkis daha Norveç elçisi M. Bentzon dün refikaBir müddettenberi şehrimizde bulunan ziyade kuvvet bulması için çarelcr dü : sile beraber Osloya hareket etmiştir. AvBulgar muallimleri, dün memleketlerine detine kadar sefaret işleri, kâtibliğe ta dönmüşlerdir. İstanbul maarif idaresi, şünecektır. yin edılen M. Grre tarafından görüle Bulgar muallimleri şerefine Beyoğlu Haftalık mesai saatleri öcretler esH cektir. derecesini muhafaza etmek şartile indiril13 üncü ilkmektebinde 100 kişilik bir çay Hindli mihrace Ankaradan zıyafeti vermiştir. Ziyafette, Maarif Mü miştir. Bundan Fransız amelesi senede dürü, ilk tedrisat müfettişleri ve Bulgar yüz altmış beş milyon îngiliz lirası kâr geldi etmiş olacaktır. Bu fazla parayı tedarik Evvelki gün Ankaraya giden Dagan konsoloshanesi erkânı da hazır bulun için patronlar malların fiatlarım artırmak pur mihracesi dün sabah Istanbula dön muştur. mecburiyetinde kalacaklardır. Eşyanıa müştür. Mihrace bu akşam Sofya ve BORSALARDA pahalılığı dahilî sarfiyatı ve ihracatı büs« Bükreş yolile Londraya gidecektir. bütün zorlaştıracaktır. tlk arpa mahsulü Hükumet, yerli malları himaye îçîn, Zahire borsasına ilk arpa mahsulü gelmiştir. İlk arpayı getiren Ramizden bır tekrar gümrükleri artırmak ve ihracati köylüdür. Zahire borsası kendisine mü korumak için de frangı, kıymetini döşürDevlet Demiryolları Umumî Müdürü kâfat olarak en iyi bir pulluk vermeğe mese bile başıboş bırakmak mecburiyeAli Rıza Eren, burada yaptığı tetkikleri karar vermiştir. bitirerek dön akşam Ankaraya gitmiştir. tinde kalacaktır. Fransadan altın flıracî menedilmekle frank ta sterlin gibi kendi kendine bir kıymet seviyesi bulacaktır. Bu suretle M. Blum frangın altın kıymetini düşürmemek hususundaki vadinî bozmamış ve ayni zamanda frangı ihracatı koruyacak surette düşürmüş olacaktır. Bundan sonra M. Blumün en mühim işi yeni para politikasını tayin etmek olacak ve parlamentoya verilecek en mühim yeni kanun Fransız Bankasına aid bulunacaktır. Ziraat Vekili Avrupaya gitti eni Fransız kabinesi, sol cenarıı teşkil eden dört partinin teşkil ettiği halk cephesinin intihab programında, komünistlerin asgarî saydıkları maddelerden bir kısmını, yeni Ortaköyde mahalleler arasında dolameb'usan meclisine kabul ettirdi. Âyan şan sahibsiz, büyük bir köpek oradan dahi müzakeresini kabul etti. geçmekte olan Toma oğlu Aleksandr is Bu maddeler herhangi işçinin haftada minde birine hücum etmiş ve adamcağızı ısırmıştır. Köpeğin, Aleksandrı parça kırk saatten ve maden amelesinin de 39 lamak üzere olduğunu görenlerden İsma saatten fazla çalışmamasrna ve her sene il adında biri imdada koşmuş ve köpeği her işçiye lâakal on beş günlük mezu • korkutarak kaçırtmak istemiştir. Fakat niyet verilmesıne, ücretlerin kesilmemesikuduz köpek, Aleksandrı bırakarak İs ne.yevmiyelerin amelenin mensub bulunmaılın üstüne hücum etmiş ve onu da ısır duğu sendikalarla patronlar arasında tayin edilmesine ve eski muhariblerin tekamıştır. üdiyelerine konulan vergilerin ilgasına Kuduz hayvan iki kişi ısırdıktan sondairdir. ra koşmağa başlamış ve önüne çıkan Meb'usan meclisinde bu kanun lâyi • Hıkmet adında bir kıza da hücum ederek halarına karşı sağ partiler dahi muhalefet onu da ısırmıştır. Polisler kuduz köpeği zorlukla yakalamışlar ve üç yaralı ile be etmedıler. Nasıl ki fabrikaların ve müesraber kuduz hastanesine yollamışlardır. seselerin zapt ve işgalinde sağ partilere ve «Ateş salibi» gibi faal faşist teşekkülMÜTEFERRİK lerıne mensub amele dahi komünist ve sosyalist ve sendıkalist ameleden ayni Aziz misafirimizin dünkü mamış ve bılâkıs daha ıleri gitmişlerdif. ziyaretleri Bunlar o kadar ileri gitmişlerdır ki hü Şehrimizde bulunan muhterem misa kumet ve sol partiler ortada tahrikât olfırimiz Yugoslavya Nazırlarından Şev duğunu ihtara mecbur olmuştu. kı Behmen dün müzeleri gezmiştir. Mü Sağ partiler muhalefet etmemekle azeler Umum Müdürü Aziz misafirimize melenin, eski muhariblerin ve küçük merefakat etmiş ve eserler hakkında izahat mur sınıflarının husumetini celbetmemiş vermiştir. oluyorlar. Ayni zamanda, en müfrit tedŞevki Behmen yarın Bursaya gidecek birler, süratle tatbik ve çabucak iflâs edetir. rek yeni hükumetin ve sol cenah parti * DEMİRYOLLARDA U. Müdür gitti Hafif geçen bir tren kazası Tokyo Büyük Elçimizin tertib ettiği resmi kabul GÜMRÜKLERDE Ambarların devri Gümrük ambarlarınm İktısad Vekâletine devri için dün gümrükte son bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda Gümrükler Başmüdürü Mustafa Nuri, Liman Umumî Müdür muavini, Hâmid Sara coğlu, liman ve gümrük ve ambar, antrepo ve levazım şefleri tazır bulunmuştur. Toplantıda gümrük idaresi ambarla rin teslim edilmeğe 'hazır bulunduğunu Lıman murahhaslarna bildirmiş ve am barlarda 40,000 küsur parça eşya bulunTokyo Büyük Elçimiz Hüsrev Gerede, Türkiye elçiliğinde Türk Japon duğu nazarı dikkate ahnarak devir işinin dostluk cemiyeti azası şerefine bir resmi kabul tertib etmiştir. Bu toplantıda Japon üç ay kadar süreceği anlaşılmıştır. Devir, yanm en yüksek maliyecileri, generalleri, profesörleri bulunmuştur, Yukarıki resim kanun Resmî Gazetede çıktıktan sonra Bu toplantıda bulunanlardan bir kıımını göstermektedir. yapılacaktır. Muharrem Feyzi Togay Cumhuriyet Nüshan 5 Kurustur Kazadan sonra kapının Dün sabah saat 9 da Yeşilköyden Sirkeciye gelen makinist Hüseynin idaresindeki 337 numaralı banliyö treni Sirkeci garına girince makinist, fren yapmak istemiş, fakat raylar ıslak olduğundan tekerlekler patinaj yaparak hattın hali sonundaki tamponlara çarpmıştır. Tren, tamponları kırdıktan sonra parmaklığa kadar gitmiş, parmaklığı parçaladıktan sonra orada durmuştur. Kazada insanca bir eksiklik yoktur. Senelik 1400 Kr Altı ayhk 750 Üç ayhk 400 Bir ayltk Abone ı T ü r k i y e şeraiti • l<ıio 150 1700 Kr. t450 800 yokhu

Bu sayıdan diğer sayfalar: