5 Ağustos 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

5 Ağustos 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 Ağustos 1936 CUMHURtYET Eski zamanda beden harekâtı ve tababet Yunan Olimpiyadları kültürün, fikir terbiyesinin de tesisinde âmil olmuştur Yazan Dr. Mehmed Osman Saka tik yapan genclerin vücudlerinin diğerhr den farklannı şu sözl^rle anlatıyor: «Evlâd zimnastik meydanında görünmek istersen kuvvetli göğüse, taze kırmızı tene, geniş omuzlu bir bedene, büyük ve şirin kalçaya malik olmalısın ve eğer yeni tarzda hareket edersen (Entellek tüel meşguliyetinden bahsetmek istiyor) pek yakında uçuk bir renge, uzun ömuzlu bir boya, veremli bir göğüse malik o İur ve daima ağız diyaresine (yani ge vezeliğe) tutulur ve ufak kalçalı olursun.» Yunan tababeti beden harekâtmdan iki suretle istifade ediyordu. Birisi jim nastik sayesinde hali sıhhatte olmağı temin ediyor. Diğeri de tıbbî jimnastik harekâtile hastalıklan iyi etmeğe çalışıyordu. Böyle jjimnastikten tıb birçok istifadeler elde ediyor. Beden harekâtı ve spor hayatı hakkmda bir takım kaideler ni Asıl Olimpiyad oyunlarmın başlangıcı zamlar vazolunuyor. Atletlerin yeme ve Milâddan 776 sene evvel olarak tesbit e içmeleri ve hatta cinsî münasebetleri bir dilmektedir. Hellenin her tarafm takım kayidlere tâbi tutuluyordu. Atlet da dört senede bir defa ilâhların himaye lere tatbik edilen bu nizam ve rejimlerin si altında Oümpiyaya akın edilir ve ora vücud üzerine olan tesiratı hekimlerin ra müsabakalar yapılırdı. Olimpiyad o nazarından kaçmıyor ve gıdanın değiş yunlan muntazaman Milâddan sonra mesile sıhhat ve hastalık üzerine tesiratı dördüncü asnn sonuna kadar devam et tesbit ediliyor ve bu suretle rejim yapma miştir. Olimpiyad oyunlarından maada fikri meydana çıkıyor. Atletlerin müsa Yunanistanda muayyen zamanda tekrar bakalarda muvaffak olmaları için gıda edilen Delphi, Ysthmos ve Nemende larının tanzimi hakkında ilk kaideleri üç oyun daha yapılırdı ve bunlar da O vazeden Hippokrat zamanının jimnastik Jimpiyad oyunlan gibi dinî âdetler mahi muallimi olan Heredikostur. Tıbbî jim nastiği ilk tesis eden Heredikos bizzat yetinde idi. kendısi hasta olduğu zaman hastalığınm Eski Yunanlılarda spor harekâtı dinî âyinler mahiyetinde olduğundan muhte beden harekâtı sayesinde iyileştiğini zik Iif Yunan şehirlerinde bu âdetler o şeh rediyor. Heredikosun esas hareketleri rin politik ve kültürel harekâtı ile pek sıkı gezinti, koşmak, terleme banyoları ve frikbir münasebeüe idi. Sparta ve Atinada siyondur. Bu hareketleri sıhhatte iken gencliğin cesur ve kuvvetli olması için kuvvetli olmak ve hasta ise şifa bulmak beden harekâtı hakkında kanunlar ve ni için tavsiye ediyor. zamlar vazedilmişti. Beden harekâtını Hipporatın Epidemi namındaki kita ihmal edenler de dimaî kabiliyet ve şahsî bmdan anlaşıldığına göre hekim olmıyan kıymetleri noksan addedilirdi. bu jimnastik muallımlerınin bazı hasta Platonun şu sözleri bize bunu bariz lara iyi gelmiyen beden harekâtını tatbik olarak gösteriyor: «Yumuşak ve sert ol ettirmekle fena neticelere vardıklarını da tnryan, parlak güneş altında büyümeyip görüyoruz gölgelerde istirahat eden, meşakkat ve «Heredikos nöbetli olan hastalan da furunzun ne olduğunu bilmiyen, (furunz çok gezdiriyor, koşturuyor ve terleme bandan maksad hamam ve sıcak banyolarda yolan tavsiye etmekle pek fena yapıyor. terlemeğe mukabil zahmet çekerek ter Zira koşmak ve gezinti daıma nöbetin leme) nazikâne ve bir erkeğe yaraşmıyan düşmanıdır.» hayat süren, erkeklere yaraşan renk ve Şurası muhakkak ki tababet birçok ziynete malik olamadığından dolayı bu suiistimallerin önünü almakla beraber noksanlarını örtmek için boyanan genc hasta tedavisinde jimnastik en mühim telerin böyle idmansız bir vücude malik davi vasıtalarından birini teşkil ediyordu. olduklarından harb zamanında, sıkıntı Heredikosa göre daimî surette hali sıh günlerinde düşmanları cesaret hisseder, hatte olmak mümkün değildir. Sağlam oldostlan da korku duyarlar.» mak ve sağlam kalabılmek ıçın insan büAltıncı asırda Atina İspartadan spor tün gününü kuvvetlesmeğe ve binnetice harekâtını büsbütün kendine mal ediyor sıhhatte kalmağa hasretmelidir. Bu makve sonraları da yavaş yavaş ihmal edili sada vasıl olmak için hekimin vazettiği yor. Aristophan bu halden pek acı olarak kaide ve vasıtalar jimnastık ve atletik şikâyet ediyor: «Gencler pazar yerlerin anzmanlar, muhtelıf nevide beden hare" de gevezelik yapacaklarına spor mey ketleri, banyolar ve tegaddinin intizamı. danlarmda toplaşsalar daha iyi olurdu» Bütün bu nizam ve kaideler entellektüel, diyor. Bu asırda vazo imal eden san'at politik, ve edebiyat ile mesgul olup ehli kârlar artık yaptıklan vazoların üzerine servet olanlar için kabili tatbik idi. Lâkin atletlerin yaphkları jimnastik harekâtını hayatmı kazanmak mecburiyetinde olan diğer sımflar için de kendi hayatlarına hakketmez oldular. Hellenismin başlangıcında yavaş ya uygun rejim kaideleri vazedilmiş olmakvaş beden harekât terbiyesi gerilmeğe a beraber beden harekâtı hiçbir zaman ve yerini daha ziyade entellektüel inki hmal edilmemiştir. Diogenin talebesi oşafa terketeğe başladı. Yunan beden lan filozof Kratesin şu sözleri şayanı dikterbiyesi harekâtı ta başlangıcından iti kattir. «Karnım, ciğerim, dalağım için dabaren tıb ile daimî ve sıkı bir münasebet ima koşuyonım» Daha evvelleri Sokrat ta le idi. Beden harekâtı talimlerinin sıhhat dostlarının istihzalarına rağmen sıhhatinı üzerine olan tesiratı ilk zaman hekimle kuvvetleştirmek, iştihalı yemek, iyi uyku uyumak ve şişmanlamamak için jimnasrinin nazarından kaçmamıştı. tik danslarını öğrenmişti. Homerin Odyssesinde büro islerinde çalışan bir tüccara sıhhatinin iyi olma dığını anlatmak için su suretle hitab ediyor: «Sen bir atlet gibi görün müyorsun». Asırlarca sonra gene Aristophan jimnasEski zamanda beden harekâtı hemen hemen eski zaman kültürü ile beraber başlar. Myken abideleri bize bu hususta kadm ve erkeklerin de iştirak ettikleri yumruk döğüsü, boğa güreşleri hakkında açık malumat veriyor. Homerin hikâyele rinden de anlasıldığı veçhile spor harekâtı, müsabakalar, oyunlar hep bir nev dinî âdetlerin esasını teşkil ediyordu. Asıl jimnastik müsabakalan iptidalan meşhur adamların vefatlarında ölülere karşı hürmet olmak üzere yapılırdı. Bunlarda esa itibarile koşmak, güreş, boks, disk at mak ve araba koşusu gibi oyunlardan ibaretti. Zannediliyor ki Olimpiyad oyunlannın başlangıcı ölülere karşı yapılan bu dinî âyinlerle başlamıştır. Her halde u zun seneler Olimpiyad oyunlan dinî bir âyin ve bayram karakterini muhafaza etmiştir. Kırk gün Kırk gece eğlenceleri Fotograf sergisi ve tiyatro festivali çok geniş olacak Geçen senenin sonlarına doğru An karada Matbuat Umum Müdürlüğünün hımmetıle güzel bir resim sergisi açılmıştı. Burada yurdun muhtelif köşelerini mahsulâtını, sanayiini, inkişafını gösteren çok güzel resimler teşhır edilmişti. İstanbulda Kırk gün, Kırk gece ter tib heyeti bu sergiyi biraz daha şümullü olarak burada tekrar edecektir. Bu mü kemmel kolleksiyon başta olmak üzere birçok resimler tedarik ederek sergiyi şimdilik altı kısım üzerinden tertibe ka rar vermistir: 1 Eski Türk mimarî eserleri. 2 Türk elinde eski abideler, 3 Cumhuriyetin imar hareketleri. 4 Yurdun tabiî güzellikleri. 5 Yurdun ziraî mahsulleri. 6 Etnografya. Buna yeni yeni kısımlar ilâvesine uğraşan sergi tertib heyetinin emrine Emlâk şirketi Taksim meydanında yaptırmı? olduğu güzel binanın üst katını tahsis etmiştir. Bu suretle zarfı itibarile güzelle şen fotograf sergisini bütün alâkarlarlar kolayhkla gezebileceklerdir. Peltiye kuyrukluyıldızı bu gece de görülecek Yıldız dün gece güneşin doğduğu yerin biraz sağında görülmüştür ıf 5 A R t T L E R »•Birinci d»r«t Yıtdı 0 IKıncıV" a 0 Yeşil Beyaz davası u başlığa bakıp ta eski Bizanslılann MaviYeşil partilerine benzer spor teşekküîlerinden bahsedeceğime zehab hasıl olmasın. Bizim futbolculuğun bütün dünya muvacehesinde bir kere daha iflâs ettiğini görerek candan müteessir olduğumuz şöyle bir günde o bahse temas etmek çok acı olur. Yeşil beyaz davası demekle çoktan unuttuğumuz ve hatırlamaktan iğrenti duyduğumuz uğursuz sarıklan bahse mevzu yapacağım da sanılmasın. Beyaz veya yeşil sarığın göçüp gitmesi kafalara sanlmış ağır bir zincirin kopup düşmesi kadar mes'ud bir hâdiseydi. İdrakine yeni baştan tasarruf eden hangi deli vardır ki bir zamanlar taşıdığı zincıri tahattur etmek akılsızlığmı göstersin? D6rd üocu ,Be •'/' Benim şu yeşil beyaz davası başhğını kullanmaktan maksadım genc mekteblilerimizden bir kısmını azab içinde, ıstırab içinde bırakan garib bir idarî zihniyeti teşrih ve teşhir içindir. Bu zihniyet, manasız formalitelere yapışıp kalmak ve bu yapışkanhk yüzünden bir takım yurddaşları üzmek suretinde tarif olunabilir, izaYıldızın bir haftalık seyrini gösterir harita Sergi ancak on gün devam edecek ve Astronomi ile meşgul karilerimizden numaralı işaret kuyruklu yıldızın hma gelince şudur: yerini karikatür sergisine terkeyliyecek emekli albay Lutfi Tuğtekin. Peltiye 28/7/1936 saat 22 deki durumunu Kültür Bakanlığı, liselere ve ortamekkuyrukluyıldızının seyrini tetkik ve 2 rakamı 29.7.936 saat 22 deki durumunu teblere parasız olarak yatılı yazılmak tir. ayrıca bir harita ile tesbit etmiştir. Yu29 > 22 » Tiyatro festivali istiyen genclerin müsabaka untihanına kanya koyduğumuz bu harita üzerin 30 > 22 , 11 ağustos gecesi, ismi henüz kulaklargirmelerini mecburî tutmaktadır. Bu imde yıldızın yürüyüş istikametini görü31 » 21,5 > dan silinmiyen meddah İsmetin oğlu tihana girebilmek için mekteb idarelerine yorsunuz. Güzide albay bundan başka 1.8.936 21,5, Kadri, babasının en muvaffak olduğu hibir hüsnühal vesikası sunulmak lâzımdır. bize şu tafsilâtı da vermistir: 2 > 21,5 > kâyelerden birini, gene babasından Gene Kültür Bakanlığı, halka kolayhk Harita birkaç vakittenberi semamız göstermektedir. meşkaldığı bir şekilde bize dinletecektir. olsun diye, vesikaları formüle etmiştir, da görünen Peltiye kuyruklu yıldızı Rasadhanenin verdiği malumat bastırmıştır. İmtihana girecek her genc, Ayni gece bir de Karagöz seyredeceğiz. nın 28/7 2/8/1936 tarihine kadar altı Rasadhaneden aldığımız malumata bu basma vesikalardan bir tane ahr. içinİptida en kudemadan olan bir kara günlük seyrini teşkil etmektedir. göre de 936 Alfa Peltiye adile maruf de yazılı sorulann karşısma cevablannı gözcümüz bize kârikadim bir perde 5 28/7/1936 da 22' saat, on beş dakika nünde güzel bir muhavere dinletecek, matalı ve 35 derece meylinde iken olan kuyruklu yıldız bu akşamdan baş yazar. Fakat vesikaların mekteb idarelelamak üzere iki üç gece üstüste şehri rince kabul edilebilmesi, belediyelerce sonra da işinin ehli olan birkaç karagöz 2/8/1936 da 21 saat 45 dakika matah ve mizden görülebilecektir. tasdik olunmasına bağhdır. cünün iştirakile tam bir hayal oyunu sey 8 derece meyline kadar inmiştir. Bu müddet zarfmda hemen kâmilen (Bü Bu yıldızı ilk defa keşfeden meşhur redilecektir. İşte yeşil beyaz davası buradan, bu amatör rasid Peltiyedir ki bununla Ertesi gece sıra ortaoyununa gelmek yükat Pegase) bürcünün içinde sey keşfettiği kuyruklu yıldızların adedi tasdik işinden çıkıyor. Mekteb idarelerireden yıldız 3/8/1936 dan itibaren tedır. Bunun mükemmeliyeti için o de nin bastırdığı vesıkaların rengi beyazdır. (Kavis Verseau) bürcü mıntakasına beşi bulmaktadır. rece çalışılmıştır ki muvaffakiyeti kısa Kuyruklu yıldız halen Kutub yıldızı Belediyeler bu kâğıdlann altına bir şerh dahil olarak cenuba doğru gitmekte anlatmak için oyun sanki Hamdi merhu dir. Yıldız bir baş ve bir saç kısımları nın etrafmda bulunduğundan halkça yazıp tasdik muamelesini yapmıyorlar, o mun ruhunu şadetmek için oynanacaktır. halinde görülmekte, kuyruk kısmı gö kolaylıkla görülmek mümkündür. Ku vesikalarda sıralanrmş sorulann aynini Pişikâr Asım, Kavuklu Aliden maada rülememektedir. Hele şu günlerde ay tub yıldızımn dübbü ekberine mütena htiva eden yeşil bir kâğıd doldurup müIstanbul tiyatrolannın bütün komikleri, parlaklığının ziyada olması yıldızın zır tarafta W şeklinde cassiopee bürcü hürlüyorlar ve müsabaka untihanına girbütün mukallidleri bu temsile iştirak ede gözle görülmesine mâni olmaktadır. vardır. Bu W nin bir tanesi kapalı olup mek istiyen genclere veriyorlar. Mekteb ceklerdir. Bunların başmda Naşid, Fah Yıldızın bulunduğu cihet akşamları sa müselles şeklindedir. idareleri ise istenilen cevablan ihtiva etri, Kadri, Said, Muazzez, Rıfkı, Cevdet, at (21) de semamn güneş doğduğu ciIşte bu müesellesin kaidesile W nin mesine rağmen bu yeşil kâğıdlan kabul Necdet, Asım gibi san'atkârlar vardır. hetinin biraz sağına, yani cenubu isti birleştiği nokta vasledilir ve kaide istika etmiyerek tasdik muamelesinin kendi bekametinde ve ufuktan tahminen 45 de metine doğru 12 misil temdid olunursa yaz renkli kâğıdları üzerinde yürümesini Naşid arab halayık, Fahri de kocakarece semtürre'se başüstüne doğru ba 25 kuruşluk büyüklüğünde bir çil be stiyorlar!.. n olmak üzere beş zenne oyuna iştirak ekıldığı zaman parlak bir kümecik (Ne yazlığın ortasında bir parlaklık görüledecek, eski an'aneye göre, bir düğün a bula) halinde görülebilir, beş altı gün Beyaz ve yeşil kâğıdlar sanki birer tibilir. İşte bu parlaklık yeni keşfedilen layı tertib edilecek; bunda da Naşid sonra daha güzel görünebilecektir. kuyruklu yıldızdır. Yıldız dün gece gö carî firma veya siyasî mahiyette bayrak bekçi, Fahri de başmahalleli rollerini oy Karilerimize o günlerde de malu rünmüştür. Bu gece de tekrar görüne imiş gibi her iki daire kendi rengine sıkınıyacaklardır. Çift zurna, çift davul, çift mat vereceğiz. Yukarıki haritada 1 sıkıya bağlı. Biri Galatasaraya, öbürü cektir. nara da oyunlann mukisini temin ede Fenerbahçeye mal olmuş iki kulübcü gibi cek, bu gece için hazırlanan köçekler de bu müesseseler de yalnız kendi kâğıdlaraksedeceklerdir. mın rengine sevgi ve saygı gösteriyor. Ne mekteb idareleri fedakârlık edip beUçüncü gece Tuluata hasredilmiştir. ediyelerin yeşil kâğıdını kabul ediyor, Bundan sonraki gecelerden ikisi Musane belediyeler mekteblerin yeşil kâğıdına hibzadenin «Mum söndü» süne hasır, diimza koymağa yanaşıyor. ğer gecelerin biri Halk Operetine, diğeri de Şehir Operetine tahsis edilmiştir. Bu manasız inaddan zarar gören, eza Uşak Halkevinin tertib ettiği futbol turnuvası olmakta gecikmiyor. Galen bizzat yazılarında tababet ve hekimler haklannı jimnastik muallımlerine karşı muhafaza elmelidir diyor. Birçokları için beden sıhhati ruhî sıhhate bağhdır. Herophilosa göre ilim, san'at ve tefekkür ancak hali sıhhatte olanlarda meyva verir. Diğer taraftan Galene göre «ruh bedenden fazla kuvvete maliktir, bedene arız olan ıstırab Kıçbır zaman ruhunkı kadar şiddetlı değildir.» Hulâsatan Junenolin şu sözleri Turnuvada birinciliği kazanan Gencler Birliği takımı beden harekâtı ile dimağî faaliyetin ne kadar birbirinin mütemmimi olduğunu Uşak (Hususî) Halkevi spor ko da üstün sayı farkile galib gelmiştir. mitesince tertib edilen iki devreli fikistür Son maçmı 26936 tarihinde Turan Platn jimnastik ve tababeti vücudü veciz bir surette bize anlatıyor: Mons Sana in Corpore Sano: Sağlam mucibince yapılan karşılaşmalarda Genc İdman yurdile yapmış, bu karşılaşmada ali sıhhatte bulundurmak gayesi için er Birliği birinci takımı yalnız bir defa en kuvvetli rakibini 03 yenmi§ ve kupayı uğraşan iki kardeş ilim olarak telâkki e dimağ sağlam vücuddedir. Dr. Mehmed Osman Saka >erabere kalmış ve diğer karşılaşmalann almıstır. diyor. Lâkin bu iki kardes birbirine rakib duyan zavallı mekteblilerdir. Onların ellerindeki yeşil ve beyaz kâğıdlan oradan oraya dolaştmrken döktükleri ter, hakikatte genc ruhlardan sızan gözyaşlarıdır. Acaba îstanbul Valiliğile Kültür Bakanlığı insafa gelip bu yaşları ve hele zihniyetleri kurutmazlar mı dersibu nız?. Af. TURHAN TAN Ankara Tıb Fakültesi inşaatına başlanıyor Ankara 4 (Telefonla) Ankarada /apılacak Tıb Fakültesi binasma aid esas projeler ikmal edildi. Bina, Ankara isesi civarındaki geniş sahada inşa e dilecektir. Bu sene başlanacak olan insaat 19.37 de bitecektir. yordu, erkeğin cinsî cazibeden mahrum bir arkadaşı mevkiine düşmek ve eflâtunî bir aşkın ortağı olmak gibi şerefsiz bir zafer kazanmak değil; fakat bir akşarrr cık, bir saatçik olsun, coşkun erkeklerin erkeği elinde tutmağı bilen tecrübeli zevk kadınlarına, işvebaz ve hayvanî aşiftelere karşı ettikleri iltifatların aynini görmek istiyordu. Şimdi, başka erkekler de gelmiş, Sanihanın etrafını sarmışlar, onu seyredi yorlardı. Genc kadınm gözleri karanlık ve esrarlı bir ışıkla yanryor, yanaklan kızarıyor, canlanryor, muammalı ve ateşli benliği, bu hummalı erkek bakışlanna güzelliğini seyrettirmekten anlaşılmaz ve anlatılmaz bir zevk duyuyordu. Onlann üzerindeki göz kamaştırıcı kudretini hissediyor ve Ercümende doğru dönerek ve ona bakarak kendi kendine soruyordu: «Acaba beni, güzel buluyor mu, şimdi?» Fakat, bakışlannın sert karşılaşmasmdan bir kıvılcım fışkırdı ve o zaman demindenberi kadınlık geçti. İArkast varj hissettiği tatlı başdönmesi, sarhoşluğu biraz gururunun yürüyüşünüz, hatta bir erkek serbestliği gibi alelâde, hatta ehemmiyetsiz insanla sunuz ki sizin ipekleriniz, kırmızı iskarpinvermek istediğiniz konuşuşunuz bile ta rın sizin için bir tehlıke teşkil edeceğıni leriniz, kıvılcımlı eşapınız, altm saçlarınız, mamen kadındır. Hayır, ömrümde sızın zannedecek kadar gafil değılım. Fakat kuyulara inerken benim kafamdan bir gibi insanı teshir eden bir arkadaş görme bir de bizleri, şu etrafınızda toplanmış an bile ayrılmıyacak?... Ah, hanımefenolan bıçareleri düşününüz. Sızın arkadaş di, sizin gibi güzel ve zarif kadınların dim. İhsan Azamet Bey, kolunu teklifsizce lığınız, Azamet Bey gibi, Kâtib Bey gi böyle hücra yerlere gelmesine müsaade Sanihanın arkasına uzatarak kanapenin bi, Mülâzim Ercümend gibi, bendeniz gi etmemeli? bi zarafetinizin ve hüsnünüzün meclubu üst kenarına koydu. Bu güzel sözler, Sanihanın gururunu "Cumhuriyet,, in tefrikası: 28 Abidin Daver DAV'ER Hatta hanımefendi, dedi, cilveli, olanlar için ne tehlikeli bir şeydir. Siz, okşamış, onu pöhpöhlemişti. Başını arka^ Hatırlıyor musunuz, dedi, geçen dın... Kocamın bana itimadı olduğu gibi çok cilveli, tehlikeli, çok tehlikeli bir ka bizlere İstanbulun, Şişlinin kibar hanı sına atarak kahkaha ile güldü, ensesi, Ierde, kocanızm boş zamanlannda yaz ben de her zaman kendime hürmet ettir dınsınız. mefendilerine has tesir ve cazibe ile gö kanepenin arkalığında uzanmış olan don dığı bir küçük hikâyeyi bana okumuştu meği bilirim. Süha beni, erkek meclisle Sonra, gözlerini Sanihanın gözlerınin rünüyorsunuz. Bize tebessüm ediyor, gü Kişotun koluna süründü. Genc kadm, banuz. O hikâyede bir genc kadından bah rine alışürdı. Etrafımdaki erkekler, bana içine dikti. zel kokunuzla başlarımızı döndürerek ya şını geri çekmedi, farkına varmamış gibi, sederken «... Omuzlan ve kollan çıplak, arkadaş muamelesi edecek kadar zeki olnımızdan geçiyor, aramızda oturmak ve kanepenin arkasına dayanıyormuş gibi Bu kadar küstahlık Sanihanın hoşuna yabancı erkeklerin önünde tebessümlerini, dukları zaman, ben de onlarla oturmak gitmedi. Sert bir cevabla söylediklerini bizimle konuşmak tenezzülünde bulunu kendini koyuverdi. iltifatlarmı, cilvelerini israf ediyordu» di tan, konuşmaktan zevk alırım. ağzına tıkayacaktı. Fakat öteki poker yor, bizlere lutfen iltifat ediyorsunuz. O Garib ve meçhul başdönmesi genc kaye bir cümle vardı. İşte, şimdi, o satırları Öyle ama hanımefendi, siz hiç te cıler de iskemlelerini çekerek yanına o zaman, biz bedbaht taşra memurları, se dını altüst ediyordu. Bütün bu erkekle yazan kocanız da, sizi tıpkı öylece, çıp erkekleşmiş kadınlardan değilsiniz. turdular; yalnız, Fil, kazandığı paralan nelerdenberi ince ve zarif îstanbul hanım rin kendisini, bu güzel dişiyi beğendikle lak omuzlarınız ve çıplak kollarınızla bir larınm iltifatından, teveccühünden, sev rini, istediklerini anhyordu. Kendi kendine Bu sözü, poker masasından fırla hesab etmekle meşguldü. sürii sarhoş ve kadına sosamış erkeğin a yıp kalkmış olan ve kendisile herke Maden mühendisi Recai Bey de söze gisinden, hatta hitabından mahrum kal «Bir tanesine bir iltifat etsem, ötekiler rasında, yalnız bırakıyor. Demek ki zev sin Don Kişot diye alay ettiği Ziraat karıştı: mış ve imkânların ölçüsünü kaybetmiş o horozlar gibi döğüşecekler, birbirlerini yi" ciniz, kıskanç değil ve demek ki kocanız Bankası subesinin genc müdürü îhsan Azamet Beyin hakkı var, dedi, lan bizler, ham hulyalara, delice ümid yecekler» diye düşündü. sizi sevmiyor. Azamet Bey söylemişti. genc bir kadınla arkadaşlık etmek çok lere, olmaz emellere kapıhyoruz. Bir gün Kadınlık hissi, kadmlık gururu, ka Saniha birdenbire kızdı: Direktör bey, saygısız ve küstah bir tehlikeli bir şeydir. Buna şüphe yok. Fa gelıyor, siz lâkayd, çıkıp gidiyorsunuz ve dınlık zaferi! zavallı Tahammül edilmez oldunuz Er tavırla gelip kanepeye, genc kadının ya kat, sizin için hiçbir tehîike mevcud de giderken de burada bıraktığınız Baş döndürücü kadmlık zevkleri! cümend Bey. Gene ayni nakarah tekrara nma çöktü: ğıldır hanımefendi. Sız hepimizden yük gurbetzedelerin ruhuna korkunc bir hic Bütün bu erkek bakışlannın ateşi karbaşladınız. Bu mevzuun hiç te hoşa gider Hanımefendi, sizin kadar, tam ma sek, çok yüksek münevver bir hanıme ran tohumu attığınızdan belki şüphe bile şısmda kalmak, bütün bu erkekler tarabiı şey olmadığını anlamıyor musunuz? nasile kadm olan bir hamm görmedim, fendisiniz. Yaşadığınız kibar muhitlerde etmiyorsunuz. Meselâ ben iki gün sonra, fından istenilmek, artık böyle hislere fazHalbuki size daha evvel söylemiştim ki diye ilâve etti. Sizin her şeyiniz kadındır. büyük şahsiyetlerden hürmet ve tazim bayram bıtince, daha içerilerde bulunan la ehemmiyet venlmedığı için, yalnız hürben ne bir kuklayım, ne de alık bir ka. Ayaklannız, elleriniz, bakışmız, sesiniz, görmeğe alışmışsınızdır. Burada, bizim madenime döneceğim. Düşünmüyor mu met edilen kadm olmaktan çıkmak isti

Bu sayıdan diğer sayfalar: