10 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

10 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Birinciteşrîn 1938 CUMHTÜKrrET MEKTEB [ Hayvanları tanıyalım 1 FAYDAÜ B'LGSLER Muhtdif devirlerde dünya nasıl dolaşılırdı? HİKAY Sibiryanın buz sahralarında kurdlarla pençe penceye... Güzel ve kuvvetli üç hayvan tarafından çekılen kızak karlar üzerinde bir ok süratıle kayıp gidiyor, kızağın üstünde ancak cn dört, on beş yaşlannda kadar gbrünen bir çocuk kamçısım şaklatarak beygirleri daha hızh gitmeğe teşvik ediyordu. Genc Veladimirin yüzü endişeli, gözleri ufka dikili idi. Dudaklarının arasından mütemadiyen şu cümleleri mırıldanıyordu: Allah vere de geç kalmasam, tam zamanında 'Dımitrinin kulübesine vâsıl olsam! Evet Veladimirin geç kalmak tan çekinmekte hakkı \ardı. Bu, korktuğu için değıl, mühim bir vazife^i 'tizerine almış olduğundan dolayı idi. Bir köy halkının hayatı onun seyahaTinin mümkün olduğu kadar erken bitmesine bağlı idi. Siberyanın geniş buz sahralarının ortasında kaybolmuş kücük bir köyde, Komskta oturuyordu. Bu köy beş on haneden mürekkebdi. Ahalisi oldukça nankör bir toprağı siirüp çapalıyarak yiyeceklerini temin ediyorlar, bu, dunyanın her türlü gürültüsünden uzak köşede sakın bir ömür sürüyorlardı. U zun zamandanberi hiçbır fevkalâdehk onların rahatını bozmamıştı. Bu senenın mahsulü diğer senelerden daha fazla idi. Gündengüne sertleşmeğe başlıyan kışa o sayede daha kolaylıkla mukavemet kabıl olacağını düşünüyorlardı. Gündüzleri ev işlerile meşgul oluyor lar, geceleri de evlerin birinde ocak basında toplanıyorlar, ıhtiyarların naklet tıkleri tatlı hıkâveleri dinliyerek vakit geçiriyorlardı. Nıhayet bir gün solgun ısıklı ilkbahar görünecek, kadınlı erkekli bütün halk çalışmak için tarlalarına koşacaklardı. * * * O gün öğleden sonra Komsk geniş kar çarşafmm altında derin bir uykuya dalmış gibiydi. Sabahleyin civardaki ormandan odun kesmeğe gitmiş olan ihtiyar Petrof nefes nefese köye dönmüş, acı aa haykırmaya baslamıştı. Herkes telâş ve heyecanla pencerelerini açarak: Ne var, ne oluyor? Diye soruyorlardı. İhtiyar Petrof ta kesik kesik cevab veriyordu: Ormanda odun keserken bir eş kiya çetesi gördüm. Onlar köyü basmadan koşa koşa gelip hepinize haber vermek istedim. Çünkü bizi habersiz bastırırlarsa bütün buğdaylarımızı, hayvanlarımızı ellerimizden alırlar. Köyde şeflik vazifesini ifa eden Serj Kurin bu vaziyet karşısında anî bir karar verdi. Köylüye: Hepiniz, dedi, biran evvelki gibi evlerinize giriniz; pencerelerinizi, kapılarınızı sıkı sıkı kapayınız. Benden emir almayınca hiçbir şey yapmayınız. Silâhı olanlar onları kullanmaya hazır bir halde bulunsunlar. Fakat sakın mecbur olmadıkça atmasınlar! Kurinin bu tavsiyesine bütün köylü bir anda uydular. Komsk yanm saat evvelki hali gibi derin bir uykuya dalmış va ziyete girdi. Aradan bes on dakika ge çer geçmez eşkiya çetesi köye girdiği zaman sokakları bomboş ve evlerin her tarafını kapalı ve örtülü buldu. Eşkiya çetesinın reisi korkunç yüzlü iri boylu bir Kazaktı. Bu hali görünce köylünün yapılacak baskmı evvelden haber aldıklarını ve ona göre ihtiyath davrandıklarını sezdi. Onun için ne yapacağını, işe en taraftan başhyacağını pek iyi bilemi yordu. O sırada nereden geldiği belli olmı yan bir silâh sesi vaziyeti berbad etti. Kurinin emri olmadan köylünün biri ateş etmiş, eşkiyadan birini yaralayıp atından düsürmüştü. Çetenin reisi buna kızmak tabiri pek az gelir; adeta kudurdu ve köyün baştanaşağı yakılması emrini verdi. Çete efradından biri atından aşağı indı ve önüne ilk rasgelen samanlığı tu tuşturdu. Derhal ortalığı müthiş bir duman kapladı. Köy halkı yanmak korkusile saklandıkları evlerinden dışarıya fırladılar. Eşkiya çetesi efradı da her bi rini yakalıyarak dövmeğe, öldürmeğe başladı. Kurin kaslan •çahlp,n"vgözleri yaşlı bu manzarayı müteessırane seyrediyor: ; Kaplumbağalar dünya üzerinde en e«ki zamanlarda vücud bulmuş hayvan lardan biridır. Bunlar ilk zamanlar bü * tün arzın üstünü örtmekte olan denizlerde yaşamışlar, sonra ikinci devirde muhtelif cinslere ayrılmışlardır. Kaplumba ğalann sayısı da dığer hayvanlar gibi insanlar meydana gelince azalmıya başla* mıştır. Çünkü müdafaasız bir hayvan olan kaplumbağalan insanlar kolayca öldürüp karınlarmı doyurmak yolunu bulmuşlardır. Bugün eski cins birçok kap lumbağaların nesıllerinden eser yoktur. ^ alnız Lut denılen denız kaplumbağa • larına çok tesadüf edılmektedir. Bunla rın boyu iki buçuk metro ve ağırlıkları da 800 kilo gelmektedir. Hattıüstuva civannda oturan yerlıler bunları Remora denilen bir cins balıkla avlamaktadırlar. Remoralann ağızları tıpkı bir vantuz gibidir. Deniz üzerinde her şeye bir ökse gibi yapışmaktadır. Yerliler bunların kuyruğuna sağlam bir ıp bağladıktan sorfra kaplumbağaların bulunduklan yerlere salıvermektedirler. Kaplumbağaların gerdanlanna bir kere yapıştılar mı onları kat'iyyen bırakmamakta, yerliler de ipi çekerek avlannı yakalamaktadırlar. Son zamanlarda kabuklanndan lüks eşya imal olunan kaplumbağalar da ayrı bir cinstir. Denizde yaşıyan kaplumba ğalann dişleri yoktur. Fakat ağızlannın gibidir. Şikago şehri rökor kırıyor! kenarlan tıpkı keskin bir bıçak hayvarr Yosunlar ve buna benzer deniz Bazı Amerıkalılara göre Şikago şehri ları ve nebatlarile geçinirler. bir gun gelip mutlaka Bırleşık Amerika Deniz kaplumbağalannın suda yaşadevletlerınin merkezı olacaktır. Çünkü her gun yeni bir terakki ve tekâmul e malarına rağmen ciğerleri de vardır. Onun için karaya çıktıkları zaman da ser Gemi dümensiz olmaz, Kırlar çimensiz olmaz, Güller dikensiz olmaz!.. Ben mektebsiz duramam, Mekteb de bensiz olmaz!., 2 Çocuk ister oynncak, Ateşsiz durmaz ocak, Kınsız saklanmaz bıçak!.. Kayık yelkensiz olmaz; Ben mektebsiz duramam, Mekteb de bensiz olmaz!.. 3 Denizciler yat ister, Kelebek kanad ister, Yarış için at ister!.. Kuşak cepkensiz olmaz, Ben mektebsiz duramam, Mekteb de bensiz olmaz!.. 4 Her iş olmaz hesabsız, Bilgi olmaz kitabsız, Kitab da durmaz kapstz!.. Un değirmensiz olmaz; Ben mektebsiz kalamam, Mekteb de bensiz olmaz!.. N. R. Büyük ve küçük kaplumbalar merakh şeyler| Bir Alman gazetesi ilk defasından itibaren dunyanın dolaşılabilmesi için muhtelıf devirlerde nekadar zaman sarfedildiğıne dair gayet merakh bir istatistik neşretmiştir. Birinci defa dünyayı dolaşmağa muvaffak olan meşhur seyyah Magellandır. Bu büyük seyahate 1519 da başla mış ve onu 1522 de bitirmiştir. Yani tam üç senede yola çıktığı noktaya dönüp gelmiştır. 1889 senesinde Nelly Bly isminde bir Amerikalı gazeteci dünyayı 72 gün, 6 saatte, 1913 senesinde Jhon Hery 35 gün 21 saatte dolaşmıya muvaffak ol muşlardır. 1924 senesinde bu seyahat Amerikan tayyarecileri tarafmdan 14 gün 15 saatte yapılmıştır. 1928 de ise John Mears bestçe nefes alıp verebilirler. Bunlar ge isminde bir tayyareci bızzat kendi yaplip kumlar üstüne yumurtlarlar. Güneşte tığı bir tayyare ile 23 gün 11 saatte doısınan yumurtalardan kendiliklerinden yavrular çıkarlar. Yavrular çıkınca an neleri onlan deniz kenanna kadar sü rüklerler. Onlar da suya karışıp pek uzun olan hayatlarını yaşamıya başlarlar. Fakat kaplumbağaların ömürleri hakkmda ekseriya mübalâğa edilmektedir. Onlar 5 veya 6 yüz değil, ancak 150 sene kadar yaşarlar. Deniz kaplumbağalarile kara kaplumbağalan en ziyade kabuk lanndan ayırd edilirler. Kara kaplumbağalannınki hayvanm vücudünü icabında içine tam sığdırabileceği kadar büyüktür. Ayaklannın ucunda da yüzme vasıtası değil tırnak vardır. Kara kaplumbağalan ot, çayır ve bir takım nebatlarla geçinirler. Bunları tutmak ve öldürmek gayet kolaydır. Kabuklannın üstüne ters çevir dıniz mi kat'iyyen yürüyemezler. laşmıştır. 1929 da Almanların Zeppelin balonu bu seyahati 14 gün 4 saatte yapmıştır. Bugün ise çok hızlı gıden tay yarelerle dünya yalnız 24 saat zarfmda dolaşılabllmektedir. Ne baş döndürücS 5 " 3 terakki değil mi? Bilmeceyi çözenler • •" f '' Alçaklar, diyordu, kuvvetli oldukları icin istediklerini yapıyorlar, kendilerine mâni olacak kudretimiz olmadığını biliyorlar. O zaman arka tarafta duran genc Velâdımir: Babacığım, diye söylendi, Dun kadaki karakolu bu işten haberdar ede mez miyiz? Sen deli misin, nasıl ederiz, yav rum; orası buraya tam elli kilometro uzaklıkta.. Evet amma, Dimitrinin kulübesine kadar gidilirse oradan telefon etmek mümkündür. Biliyorsun ki orada bir müfreze asker bulunduğu gıbı ıki tane de tayyare var.. Sahi.. Fakat oraya nasıl gitmeli? Sen kanşma, ben giderim... Veladimir babasını kucaklayıp öptükten sonra arka kapıdan çıkarak ahıra gitti. En güzel, en kuvvetli atlardan üçünü kızağa koştu ve yola düzüldü. Dimitrinin kulübesi Komsktan 25 kilometro kadar uzakta idi. Hızlı gidilirse belki bir saatte varılırdı. Onun icin delikanlı biran evvel oraya vâsıl olmak gayesile atlara hem mütemadiyen kamçı saklatıyor, hem de bağırarak onlan teşçi etmek istiyordu. Bir aralık Veladimir hem korktu, hem de sasaladı. Kızağm arkasında şiddetli hırıltılar işitmişti. Söyle geriye doğru bir göz atmca civardaki küçük ormandan çıkan bir sürü aç kurdun peşine takılmış olduklarını gördü. Genc cocuk kamcısını daha fazla şaklatmaya baslamıştı. Di ğer taraftan hayvanlar kendilerine yak laşmakta olan kurdlarm korkusile süratlerini artırmışlar, iki misli koşuyorlardı. Fakat buna mukabil kurdlar da hızlanıyorlardı. Veladimir sade öleceğine değil, vazifesini ifa edip köy halkını eşkiyanın elinden kurtarmaya muvaffak olamıya cağına da yanıyordu. Bir aralık gözleri kızağın içine kaydı. Orada babasmın tüfeğini gördü. O vakit sararmış yüzünde geniş bir tebessüm belirdi. Kızağı durdurmadan tüfeği kavradı. Nişan al maya imkân yoktu. Kabalamadan ateş etmeğe başladı. Buna rağmen iki kurdu paralayıp yere serdi. Beyaz karların üstü kırmızıya bulanmıs ve sağ kalan aç kurdlar, yaralanan arkadaslarını parcalayıp yemek için baslanna üşüşmüşler di. Veladimir bundan istifade ederek biraz yol aldı. Fakat kurdlar biraz sonra gene kızağa yetistiler. Çocuk bir kursun daha atıp bir kurd daha gebertmişti. Lâkin bu galiba sonuncuydu. Çünkü tü fekte baska kurşun kalmamıstı. Kendi sine hücum eden iki kurdu dipçik darbe Yağmura tapanlar • ıç, seri göstermektedir. Şikago şehri bundan ancak bir asır evvel kurulmuş ol duğu halde on sene evvel nüfusu tam 2 mılyona çıkmıştır. Son istatistıkler ise bu şehrin nüfusunun 4 milyona çıkmış olduğunu göstermektedir. Amerikanın dığer şehırleri Şikagoya nazaran daha az bir süratle ilerılemekte ve kalaba lıklaşmaktadır. Meselâ gene Bırle şik Cumhuriyetlerin en büyük şehir lerinden biri sayılan Filâdelfiyamn nüfusu on senede ancak 138 bm artmıştır. Dğireleri de aşağı yukarı ona benze mektedirler. sile tepelemek istedi, fakat muvaffak o lamadı. Vahşî hayvanların pençelerini vücudünde hissettiği vakit bayılmıştı. Kendine geldiği zaman karşısında Dimitriyi gördü. İhtiyar: Küçük dostum, diyordu, zannederim ki tam vaktinde yetiştim. Silâh ses lerini duyar duymaz dışarı fırladım ve biraz sonra üzerine çullanmış kurdlarla karşılaştım. Birer bıçak darbesile ikisini de yere serdim. Sen nasılsın, iyisin ya, simdi? îyiyim amma Dimitri, ben buraya niçin geldim biliyor musun, köyü eşkiya bastı, Dunkaya telefon et, asker ve tayyare göndersinler! Başüstüne! Tayyareler ve askerler gelince Komskta iki türlü manzara hâsıl oldu. Eşkiya tabanları kaldırıp kactılar. Köylüler de sevınclerinden «hurra!» diye haykırdılar. Genc Veladimirin cesareti sayesinde bu kücük Siberya kövünün ahalisi ölümden ve talândan kurtulmuştu. Amerıkada Meksıkanm şimal taraflarında oturan kırmızı derılı yerlilerden Puebloslar sade ekip biçmekle hayat larını kazanan insanlardır. Ekip biçmenin ruhu da bilirsiniz ki güneşle yağ murdadır. O mıntakada güneş pek o kadar nazlı değildir. Sık sık görunür. Halbuki yağmur ise oldukça nazlıdır. O nun için her ay muhtelıf köylerden seçilen güzel sesli mümessiller bir yere toplanıp ilâhiler okuyarak yağmur yağması için yalvarışlara girışırler. Buna rağmen sene olur kı dört beş ay yağmur yağmaz. Anlaşılan yağmur kendisine yapılan bu ibadete adamakıllı lâkayddır. Bızde de cahillık devrinde birçok yerlerde yağmur duasma çıkılmaz mı\dı? Çocuk portreleri Bılmeceyi çözenlerden bize fotoğraf gönderenlerın resimlerini basmıya devam ediyoruz. Fakat burada resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat kazananların ısımleri her aym ilk haftasında neşro lunan büyük listeye yazılır. Soldan sağa sıra ile: 1 Mudanya İsmetpaşa ilk okulu 109 Melâhat. 2 Fatih Hafızpaşa caddesi 108 nu marada Mevhıbe. 3 Çorlu Kâzimiye mahallesi 20 numarada İsmail Okan. 4 Malkara Mustafa oğlu Ahmed Soydan. 5 Malkara Ali oğlu Ali. 6 Balıkesir topçu muhafız yeğeni Sunullah. 7 İzmit Kemalpaşa mahallesi İkihamam sokağı 13 Feyzi. det. 8 Çapa 31 inci ilk okul 15 Müved 9 Vefa lisesi 188 Hüseyin Takçabay 10 Divanyolu 85 numarada Naciye Samancı. 11 Afyon lisesi 128 Mehmed Ulsay. 12 Bursa Sedbaşı Ahmed sokağı No. 7 Nilüfer. 13 Adapazarı orta okul 213 Ali Emiroğlu. 14 Nevşehirde avukat İsmail De mirbaşoğlu Cahid. 15 Elâziz altmcı mekteb Hamid Erenler. Elişi dersinde.. Oğlum çekici eline vurmadan bir çiviyi buraya nasıl çakarsm? Çekici iki elimle birden tutarak bav muallim! Adanada Kutlu Altıkulaçı millî kıyafetile Birînciteşrîn bulmacası Ben öyle bir kelimeyim ki «birbirrine karşılık> manasma gelirim. Tersimden okununca kusurlu bir insan olurum. İlk üç harfim bir «emir» dir. Son harfim atılmca deniz üzerindeki nakliye vasıtalarmdan biri olurum. Bu bilmeceyi doğru halledenlerden birinciye beş, ikinciye iki lira, üçüncüye münasib bir hediye verilecek ve diğer yüz kişiye de muhtelif mükâfatlar da ğıtılacaktır. Cevablarm «birinciteşrin bulmacası> serlevhası kesilerek onunla birlikte bu ayın sonuftcu gününe kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi> adresine yollanması lâzımdır. Bilmeceyi doğru çözenler den fotoğraf gönderenlerin resimleri de neşrolunur. Geç kalanlar mükâfat ka zanamazlar. KUÇUKLERE YAZISIZ HİKAYE

Bu sayıdan diğer sayfalar: