11 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

11 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Birfnciteşrin 1936 CUMHURTTET 5ON TELEFON MAB TELCRAF ERLER vc TELSİZLE Hâdiseler arasında Bir kıymetin tesbiti Alman hududu civannda yapılacak nümayişler Bir Alsas gazetesi «İhtilâlci bir Fransa içinde kalmaktansa Alman olmayı tercih ederiz» diyor Paris 10 (Hususî) Fransız ko münistleri bugün hükumet nezdinde yeni teşebbüslerde bulunarak Alsas Lo rende evvelce kararlaştırdıklan 102 miting yerine hiç olmazsa 52 miting yapmak müsaadesi istemişlerdir. Alman hududu civannda büyük tezahüratm mahzurlarını gözönünde tutan hükumet, bu talebi reddederek 10 dan fazla nümayiş müsaadesi veremiyeceğini tek rar ettiğinden, komünistler buna muva fakat etmişlerdir. Bununla beraber, parlamento açılır açılmaz soz hürriyetini tahdid ettiğinden dolayı hükumeti mes'ul tutacaklannı bildirmişlerdir. Alsaslılar nümayişten memnun olmadılar Paris 10 (Hususî) Komünistlerin hazırladıklan nümayiş Alsas Lorende büyük bir heyecan uyandırmıştır. Bilhassa köylü sınıfı hükumetin müsaadesinden fevkalâde müteessir olmuş ve yannki komünist nümayişlerine karşı büyük bir mukabil nümayiş yapmıya karar venniş tir. n......™»,, TARİH ARASTIRMALARI 11 inci asırda islâm resim san'atı Metzde çıkan Messin gazetesi de: «Yanıbaşımızda, nizamı nümune olmaga değer bir Almanya görüyoruz. Fransız kalmak istiyoruz. Fakat ihtilâlci bir Fransa içinde değil. Böyle olmaktansa, tekrar Alman olmağı tercih ederiz» di yor. Vaziyetin vahametini gözönünde bulunduran hükumet her ihtimale karşı Alsas Lorenin mühim şehirlerine külliyetli miktarda asker, polis ve jandarma gön dermiştir. Bilhassa Strasburg ve Metz şehirlerindeki garnizonlar takviye edilmiştir. Miralay Lârok mahkemeye verildi Paris 10 (Hususî) Dün evinde taharriyat yapılan miralay De la Rocq ile beş arkadaşı bugün resmen mahkemeye verilmiştir. Miralayla arkadaşları halkı teşvik ve kanunen mefsuh cemiyetleri başka isimlerle ihya etmek suçile mahkemeye verilmişlerdir. ».. uıımııllltllltlllMIIHIinillHIIIIIIIIIIIIIIIUinilllimım Vekiller Ankarada G. Gömböşün cenatoplanıyorlar zemerasimi yapıldı Artvinliler Başvekile de Merasimde M. Şuşnig, M. bir şükran telgrafı Göring ve M. Ciano çektiler hazır bulundular Ankara 10 (Hususî) Iktısad ve Maliye Vekillerinin aym on beşinde, Dahiliye Vekilinin de aym yirmisinde burada bulunacağı anlaşıhnaktadır. Başvekile çekilen telgraf Artvin 10 (A.A.) Artvinden tüccar ve köy muhtarlanndan birçoklarmın imzasile Başbakan tsmet lnönüne aşa ğıdaki telgraf gönderilmiştir: Yalçın doğu iller seyahatiniz Çoruh ilimizin kalkınma tarihinde her zaman fahr ıle tekrarlanacak bir sahifedir. O günden bugüne kadar büyük şahsiyetinizin temsil ettiği Cumhuriyet hükumetinin sayılmaz nimetlerile karşılaştık. Halk içinde ve özünde sakladığı ancak Türke yakışır bir karakterle ileriye atıldı. Yüksek teveccühünüze lâyık olduğumuzu heı an için ispat edecek bir kudretle iş ba şındayız. Ve bundan gurur duyuyoruz. Çoruh halkı büyük seyahatinizden itibaren büyük devlet adamlannı sık sık aralannda görmekle ve bu teftişlerden hayırlı sonuçlar almakla bahtiyar bulunuyor. Büyük Mareşalin ve değerli mesai arkadaşlannız îktısad ve Maliye Vekillerinin ilimizi teşrifleri ve yaptıklan tetkikler halkm kalkınması yolunda çok ileri adımlann ahlacağını müjdeledi. Işletmiye açılmış bulunan Kuvarshan bakır fabrikasından başka en zengin dünya madenlerinden biri olan Murgul bakır madeninin de ihyası geniş bir hin terlandın kapısı olan Hopada büyük ihtiyacı karşılıyacak iskelenin yapılması vilâyet dahilinde konserve fabrıkası tesi*i suretile doğu illeri hayvanatından geniş mikyasta istifade edilmesi nefis meyvalarile meşhur Çoruh vilâyeti mahsulâtının kıymetlendirilmesi vilâyet dahilinde ihracat birliği teskili gibi yeniden kalkınma tedbirlerinin alınmakta bulunduğu müj deleri karşısında halk sonsuz sevinc ve heyecan içindedir. Yüksek varlığınızla temsil edilmekte olan Cumhuriyet hükumetine bu sevile ile de sonsuz minnet ve «ükranlarımızı sunar ve ellerinizden öperiz.» Bn*cka bakır madenlerî işletilecek Borçka 10 (A.A.) îktısad ve Maliye Vekillerinin tetkikleri üzerine kazamızdaki Murgul bakır madeninin işletilmesine karar verilmesinden dolayı bütün h ' sevinc h~'k Peşte 10 (Hususî) Basvekil General Gömböşün cenaze merasimi yapılmıştır. Cenaze merasiminde Avusturya Başvekili doktor Şuşnig Avusturyayı, General Göring Almanyayı, îtalyan Hariciye Nazın Kont Ciano da îtalyayı temsil etmişlerdir. Bugünkü cenaze me rasimi münasebetile bütün Macaristanda 15 dakika sükut muhafaza edilmiştir. Sayısız çelenkler arasında, İtalya Kralınm, M. Hitlerin, Macar Naibinin, Musolini ve Şuşnigin çelenkleri dikkati çekiyordu. Cenazenin arkasından yü rüyenlerin arasında Naib de bulunuyordu f\kuyucularımdan biri Tevfik Paşa ^*için yazdığım fıkra ile, ayrıca Londra konfejransında onun sözii Ankara heyetine bıraktığını haber veren gazete sütunlarını keserek ikirini bir zarfa koymuş ve aradaki tezadın idrakini benden bekliyerek mazrufa hiç bir şey ilâve etmeden zarft bana gândermiş. Bazı dostlarım tarafından da bu nohtaya işaret edilmiş olduğu için fikirlerime sarahat vermeyi merha rnun hatırasına karşı bir vazife telâkki ederim. Tevfik Paşanın Londrada sözii Ankara heyetine btrakacak kadar millî hareketin zaruret Ve ulviyetine agâh olduğunu kimse inkâr etmemiştir. Böyle olmasaydı onu da Vahideddin ve Damad Ferid gibi lânetlemeler littesine koymak lâzım gelirdi ki fık • ramda hendisini bu lekeden tenzihe çahştım ve şöyle dedim: «Damad Feride kıyaa edilirse, o, namuslu ve dirayetli bir vezir olarak tebcile lâyıktır.» İşte o kadar. Bir adım daha ileri gitmiyelim ve bu hududa bütün dikkatimizi bir nöbetçi gibi dikelim. Çiinkü bu çizgiden ötesi, Tevfik PaŞaya Millî Mücadele kahramanları arannda bir yer ittemek olacaktır ki dostları da, kendisi de bu yere göz dikecek kadar hududu aşmış değildir ler. Taşt gediğine hoyalım. Tevfik Paşa, nihayet, Vahideddinin veziri ve Damad Feridin halefiydi. Makam o makamdtr ve Ankara cephesine ntal edilemez. Fakat merhumun şahsını o makamın zilletinden kurtaran namu suna herkesle beraber, ben de o ya zımda znisbî» hürmetimi arzettım. Bu hürmet daima nisbî kalacaktır: Nihayet merhumun Londradakl bü yük ve asil jesti ne oluraa olsun, An kara ve Istanbul heyetlerinin hareket noktaları arasındaki farkı gözonüne getirenler, Muatafa Kemalin ve Vahideddinin murahhasları arasındaki mesafenin tayin ettiği bu nisbiliği çok görmezler; fakat ben de şahsiyetini ve enerjisini değilse bile yaşlı ve yorgun kalbini millî harekete bağladı ğında hiç şüphe etmediğim merhu mun yüksek hattrasına bütün Türk lerin yüreğinden son bir minnet selâmı gönderilmesini çok görmem. IHEM NAUNA* MIHINA 1 ve Biz, neden yapmıyalım? u defaki seyahatimde birşey nazan dikkatimi celbetti. Bugün, bizimle dost geçinen bazı menr leketlerde, millî mefahir diye dostlukla telifi pek te kabil olmıyan bir hayli resimler ve abideler gördüm. Bundan yalnız Sovyet Rusya müstesnadır. Çarlann Rusyası ile mütemadiyen harbettiğimîze gore, bu memleketin muhtelif şehirerin de de elbette Türk düşmanlığını tebarüz ettiren tablolar, heykeller ve abideler yapılmış olsa gerektir. Fakat Sovyetler, bütün bunlan kaldırmışlar. Leningradda olduğunu duyduğum, fakat ziyaret etmediğim Çarlık devrinin askerî müzesinde, bazı şeyler bulunması ihtimali vardır, fakat Sovyetler, belki, onları da kaldırmışlardır. Hulâsa Sovyetler ilinde gezdiğim şehir ve müzelerde, Türkleri rencide edebilecek hiçbir şey gönnedim. Varşovada, büyük bir parkta, bir dere üzerine kurulmuş küçük bir köprüyü süsliyen Jan Sobyeski abidesi ile karşılaş tım. Viyanayı Türklerin eline geçmek ten lurtaran bu Leh Kralı azgın bir ata bmmiş, bir Türkü çiğniyor. Viyanadaki abidelerde Türk düşmanhğı daha bol ve daha bariz. Milletler Cemiyeti sarayına gönderdikleri halıda bile Türk düşmanlığı güden Avusturyalı dostlarımız bu işte galiba Bulgarlarla atbaşı beraber gidiyorlar. «Heldenplatz» de yani «kahramanlar meydanı» nda meşhur Prens Öjen abidesi var. Prensin atının ayağınm altında bir Türk bayrağı yatıyor. Viyana Üniversitesinin karşı sındaki Liebenberg abidesi ayn; mahi yette... Liebenberg Viyana muhasarası esnasında Viyana belediye reisi imiş, Abidede bu adamın önünde bir aslan heykeli var ki pençesile ayyıldızlı bir kalkan ve tuğu eziyor. Aradan üç asra yaklaşan bir zaman geçtiği halde, Viyana lılar, ikide birde bu abideye çelenk ko yarlarmış. Avusturya Macar împara torluğunu kurtarmak için Galiçyada can veren Türklerin mezarlarına da arasıra çelenk koyuyorlar mı bilmem? Viyanadaki Stefan kilisesi ise, Türkler aleyhinde natıralar ve abidelerle doludur. Viyana muhasarasının 200 üncü yıldönümü münasebetile kilisenin içinde yapılan ve Türk düşmanlığını tebarüz ettiren abideyi Enver Paşa, Umumî Harb içinde kaldırtmağa teşebbüs etmiş; artık dost ve müttefikiz, bunu kaldırmalısınız, demiş... Fakat yıkılmak üzere olan Habsburg tacmı ve Avusturya İmparatorluğunu kurtaramıyan Avusturya general'eri, Enver Pasayı atlatıp bu a bideyi kurtarmışlar ve verinde bırakmışlar. Macaristana gelince, Peştede de, o muhteşem Parlamento binası civanndaki büyük kilisenin tavanları ve duvarlarında Türkler aleyhinde panolar vardır. Bize, burayı gezdiren seyyah tercümanı Türklerden bahsederken «barbarlar» tabirini kullanmıştı da ağzına tıkamıştık. Peştede küçük tahtalar üzerinde lâhana turşusile nefis izgara etler yenilen bir lokanta vardır ki bunun da duvarları bir Macar operasının ilham ettiği resimlerle süslenmiş: Bir Macar kahramanı kılıcmı çekmiş bir kızı müdafaa ediyor ve anlaşılan kıza taarruz eden şalvarlı, kavuklu Türkleri önüne katmış, kaçınyor... Bunları yazmaktan maksadım, o milletlerin kendilerince millî mefahir telâkki ettikleri bu şeyleri teşhir etmelerine karşı infialimi izhar etmek değildir. Bu gibi hatıralan gördükten sonra, içimde bir arzu doğdu ki onu yazacağım. İstiyorum ki bizim ressamlarımız, heykeltraşlanmız da Türkün zaferlerini temsil eden güzel eserler yapsınlar ve biz de onlan müzelerimize koyalım, şehirlerimize dikelim. Meselâ Çanakkale, Varna, Mohaç, Niyebolu, Kosova, Kahire, Akkâ meydan muharebeleri, Istanbulun fethi, Osmanlıardan evvel Kılıcaslanın haçlılara karşı muharebelerle Alpaslanm Malazgirt meydan muharebesi ve Avrupanın göbeğine kadar dayanan Atillânın zaferleri gibi, sayısız Türk mefahirini biz de tabolar ve abidelerle tesbit edelim. Mademki âdet böyle imiş ve madeki onlar yapıyorlar, biz neden yapmıyalım? Yalnız mühim bir nokta var. Allahm muzaffer olmak için yarattığı Türkün o kadar çok r zaferi vardır ki bunları temsil e^pn p=»eri sığdıracak yer bularr" Ibni Sinanın tasviri Yazan: Profesör*M. Fuad KöprUIU Değil IX X uncu asırlarda, hatta XI inci asırda bile, müslüman şarkta resim san'atının inkişafı hakkında elde pek az malumat vardır. Bu hususta en salâhiyet sahibi sayılan alimlerden E. Blochet, X uncu asra aid olarak, Sa manoğulları zamanında, milâdî 920 de Buharaya gelen bir Çin sefaret heyeti içinde bulunan Çin ressamlannın şair Rudagîye aid bir Dimne ve Kelile nüs hasını minyatürlerle süslediklerini söy ler [Notices et Extraits, 1923, P. 309]. Islâm san'atı tarihile uğraşan sair bir takım mütehassısların, islâm minyatürü nün teşekkülünde Çin tesirini mühim bir amil olarak kabul etmelerine ve bu zik rettiğimiz hâdiseyi de buna bir delil o larak kullanmalarına mukabil, Blochet, bunun tamamile münferid bir vak'a ol duğu iddiasındadır. Onun nazariyesine göre, islâm minyatürcülüğü, XI inci a sırda Bizansın tesiri altında ve islâm dünyasının garb sahalarında, Mezopo tamya ve garbî İranda doğmuştur; çünkü X uncu asırda, islâm dininin tezyikı altında, minyatürcülüğün doğmasına imkân yoktu. XIII inci asır sonunda Ha runürreşidin Irandan getirttiği san'at kârlara yaptırdığı resimlerle sarayında bir galeri vücude getirdiği hakkında Binbir Gece Hikâyelerinde mevcud ri vayeti, Blochet tamamen muhayyal ad dediyor; ona gore, bu devirde ne îranda, ne Bağdadda müslümanlar arasında bir resim san'atı mevcud değildi. Burada, islâm minyatürcülüğünün menşei, onun tarihî inkişafı, bu inkişaf üzerinde müessir olan amiller, muhtelif sahalarda hususî karakterlere malik mekteblerin mevcud olup olmadığı hakkın da, mütehassıslar arasında hâlâ sürüklenip giden münakaşalı meselelerin tahli • line girişecek değiliz. Benim fikrime göre, bütün bu meseleleı hakkında, daha uzun müddet tarihî araştırmalar yapmak lâzımdır. Bu husustaki malzeme ciddi surette toplanmadan, şimdiden bu gibi umumî meselelerin halline kalkışmak, a bestir. Biz bu yazımızda, sadece X I inci asnn ilk yansında, Samanoğulları ve Gazneliler sahalannda resim san'atının inkişaf derecesini araştırmakla iktifa edeceğiz. Bu mesele hakkında önce şimdiye kadar garb alimleri tarafından elde edilen neticeleri tesbit edelim. Gazneliler dev rinde resim san'atı hakkında en fazla malumatı, merhum Arnoldun (Murul man painting, 1929) adlı eserinde bu luyoruz: Onun verdiği malumata göre, (milâdî 1092) de Gazne hazinesinde, maninmeizmin müessisi meşhur Mânîye isnad edilen resımler mevcuddu; Gazneliler devrinin meşhur müverrihi Bazha kideki bir kayde nazaran, Gazneli Mahmudun oğlu Mes'ud, daha babası nın hayatında, Herattaki sarayında, hususî eğlenceleri için bir köşk yaptırmıştı ki, duvarlan baştanbaşa esasen hind ceden tercüme edilmiş olan ve görünüşte tıbbî mahiyette, lâkin hakikatte tamamile pornographiq bir eser olan Al fizza ve Şalfizza adlı kitabdan iktibas edilmiş mevzulara aid çıplak ve müstehcen resimlerle örtülü idi [Tahran tab'ı, S. 116; Hind tab'ı, S. 135]. Sultan Mahmud bunu haber ahnca fevkalâde canı sıkılmış ve Mes'ud da bu resimleri bozdurmağa mecbur olmuştu. İşte bu küçük kayid, Gazneliler devrinde saraylarda duvar resimlerinin mevcudiyetini gösteren mühim bir delildir. Bunu teyid etmek üzere, gene o devirde yaşıyan Sistanlı büvük şair Ferruhînin divanındaki bir kasideyi zekredeceğiz: Sultan Mah mudun Bağınev (yani Yenibağ) adlı yazlık sarayını tasvir eden bu kasidede, oradaki köşkün «Çin kumaşlan gibi nakışlarla ve Mânînin resim mecmuası gibi tasvirlerle müzeyyen olduğu, işret ve eğlence medisleruıi, cenk ve kahramanlık sahnelerini gösteren türlü türlü duvaı resimleri bulunduğu» açıkça anlaşılmak tadır [Ferruhî Divanı, Tahran basması S. 5 5 ] . îşte, küçük fakat çok mühim bir kayid ki, şimdiye kadar kimsenin gözüne çarpmamıştır. Büyük ricalin ve zengin lerin saray duvarlarını böyle fresklerle süslemeleri âdetinin Gazneliler devrinde Horasanda da mevcud olduğunu göste ren bir misal daha verelim: Meşhur Horasanlı mutasavvıf Şeyh Abu Saîd A bu 1 Hayrin babası, Gazneli Sultan Mahmudla çok dosttu; kendi memjeket olan Mezhenede büyük bir saray yap tınnıştı ki, XII nci asrın son yansında hâlâ Şeyh sarayı diye maruftu; bu sarayın duvarları ve tavanları Sultan Mahmuda, onun adamlanna, ordusuna, fil lerine aid nakışlarla tezyin edilmişti [V. Jukowski tarafından 1889 da bastınlan Asrâr al Tevhîd, S. 14; bu ri vayet, şüphesiz bir eserden naklen, At tânn Tezkire i Evliyâsında da mün dericdir: Nicholson tab'ı, C. 2, S. 322]. Fakat ayni memba, Şeyh Abu Saîdin resimlere düşman olduğunu, ve onun teşvikile babasmın bu tesvirleri mahvettiğini de bildiriyor ki, o devir sofularının canlı tasvirlere nasıl düşman bir vaziyet aldıklannı göstermek itibarile de mühimdir. Garb alimlerinin şimdiye kadar Gaz neliler devrine aid addettikleri yegâne eser, Pariste Millî kütübhanede bulunan bir Kelide ve Mimne nüshasındaki baz minyatürlerdir ki, Blochet bunlann (1150 milâdî) de yani XII nci asnn ilk nısfında ve Mezopotamya eserlerini takliden yapıldığı ve bazılarında da Hind tesiri göze çarptığı iddiasındadır [Blochet, yukanda zıkredilen eser, S. 298 319]. Maamafih sair bazı müel lifler, bu minyatürlerin Gaznede yapıl dıklannı kabul etmiyorlar; ve bunlann doğrudan doğruya garbî lran ve Mezopotamya mektebine aid olduğunu söy lüyorlar [A. Sakisyan, la Miniature persane, 1929, P. 21 22]. Her ne olursa olsun, XII nci asra aid olan bu eser, bu makalemizin mevzuu dışındadır. Çünkü biz, sadece, îbni Sina zamanında îran ve Maveraünnehir sa hasında resim san'atının inkişaf derecesini anlamağa çalışıyoruz. Yukarıda, bu müşkül mesele hakkında ortaya koyduğumuz yeni vesikalar, garb alimlerinin bu hususta şimdiye kadar elde ettikleri neticeleri, mühim nisbette genişletmekte ve aydınlatmakta, Gazneli Mahmud devrinde resim san'atının Blochet gibi bazı mütehassısların iddialarına rağ men büyük bir inkişafa mazhar oldu ğunu kat'î surette göstermektedir. Gele cek yazımızda, Ibni Sinanın tasviri hakkındaki çok mühim bir vesika hakkında malumat verdikten sonra, islâm resim san'atı tarihinin çok karanlık bir devre sini de oldukça aydınlatacagimızı ümid ediyoruz. PEYAMİ SAFA İzmirde manevralar bugün başlıyor İzmir 10 (Hususî) Burada yapılacak olan büyük manevralarda bulunmak üzere büyük kumandanlar birer birer İzmire gelmeğe başlamışlardır. Manevralar yarın (bus^ün) başlıyacak, dört beş bün sürdükten sonra ayın 16 sında büyük resmi yapılacaktır. Romanya Hariciye Nazırı Belgradda Belgrad 10 (Hususî) Romanya Hariciye Nazırı M. Antonesku bugün Cenevreden buraya a;elmiş ve hararetli surette karsılanmıştır. Siyasî mehafilde Romanva Hariciye Nazırının bu ziyaretinde geçenlerde Bükreşte başlıyan iktısadî müzakerelerin bu sefer Belgradda intac edileceği söyleniyor Bu müzakereler iki komsu memleketi yakından alâkadar etmektedir. Naib Prens Pol bugün M. Antonesku şerefine bir ziyafe" vermiştir. Romanya Hariciye Nazırı öğleden evvel ve öğleden sonra olmak üzere bugün iki defa Basvekil M. Stoyadinoviçle görüsmüs tür. Müzakerelere yarın da devam edi lecektir. General Franko da bir çelenk gönderdi Peşte 10 (A.A.) Bugün General Gömböşün cenaze merasiminde buluna cak zevatın adedce fazlalığını ve şahşj yetlerini nazarı dikkate alan zabıta, çok ciddî tedbirler almıştır. Mağazalann ön camekânları kapalı kalacak, pancurlar, Meşhud cürümlere aid ilk kapılar kapatılacaktır. Alay geçmeden Temyiz muamelesi evvel tavan aralan gezilecek, kapatıla Ankara 10 (Hususî) Meşhud cücak ve anahtarları kapıcıların yanında rümler kanunu münasebetile Kocaeli sulh kalacaktır. ceza hâkimliği Mehmed Ali adında bir General Franko, müteveffanın tabutu suçluyu on yıl hapse mahkum etmişti. üzerine konulmak için bir çelenk gön Bu davaya dair dosya dün Temyiz dermiştir. dairesine gelerek süratle tetkik edilmiş M. Göring, dün akşam gelmiştir. tir. Temyizin tetkikatı saat 16,45 te bitYeni Macar kabinesi miş ve dosya derhal posta ile geri göndePeşte 10 (Hususi) M. Kalman rilmiştir. Tetkikat müddeti ancak dört saDaranni yeni kabineyi kurmak işini de at sürmüştür. Bu, meşhud cürümlere aid Af. FUAD KÖPRÜLÜ ruhde etmiştir. Yeni kabinenin listesi he ilk muameledir. nüz neşredilmemiştir. Siyasî mehafilde Romanya Kralı ÇekoslovakCenevre daimî delegemiz M. General Gömböşün siyasî vasiyetnamesi yaya gidiyor Litvinof şerefine bir ziyafet mucibince M. Kalmanın Başvekâlete getirildiği ve yeni kabinenin muvakkat bir Bükreş 10 (A.A.) Kral Karolun verdi müddet için mevkii iktidarda kalacağı 26 ilktesrinde Praga gideceği şimdi yaCenevre 10 (A.A.) Anadolu Ajansısöylenmektedir. rıresmî bir sekilde teyid edilmektedir. Dış nın hususî muhabiri bildiriyor: Daimî delegemiz Necmeddin Sadık Elişleri sergisi için büyük İşleri Bakanı M. Antonesku Krala refabugün M. Litvinof şerefine murahhaslık kat edecektir. Ikinciteşrin başında Kral hazırlıklar binasında bir öğle yemeği vermiştir. ve Vel'ahd Tuna üzerinde inşa edilecek Hariciye Vekili Rüştü Aras, Sovyet ve Ankara 10 (A.A.) Analarımızın olan Rumen Yugoslav köprüsünün teTürk heyetleri erkânı ziyafette hazır ve ninelerimizin artık tarihî bir değer melatma merasiminde hazır bulunacak bulunmuşlardır. kazanmış olan ince ve eşsiz elişlerile bu lardır. günkü san'atkârlanmızın yarattıklan e Japonlar Çin topraklarında Filistin sükuna kavuşuyor serlerin teşhir edileceği «Elişleri ve kümanevra yapıyorlar Londra 10 (Hususî) Son dakikada çük san'atlar» sergisinin tanzimine baş Şanghay 10 (A.A.) Çin toprakla Filistinden alman haberlere göre, A lanılmıştır. rındaki Japon garnizonu her gün marab âli komitesi pazartesi sabahından iSergide teşhir edilmek üzere müze nevralar yapmaktadır. Japon kuvvetleri tibaren grevlere nihayet vermeğe ka lerden, vatandaşlardan toplanan, başta dün sokak muharebesi manevralan yaprar vermiştir. Arab komitesinin bu ka yaptığı Istanbul olmak üzere büyük küçük di mışlardır. Çin Belediyesinin [•] Birinci makale 2 birinciteşrln ta ran Londrada çok müsaid bir tesir yapmıştır. ğer vilâyet merkezlerinden kasaba ve şe nrotesto neticesiz kalmıstır. rihli sayımızdadır. hirlerden ve hatta köylerden gÖnderil mis olan eşya ve nümunelerin maddî kıymeti büyük bir yekun tutmaktadır. San'at kıymetleri ise sonsuzdur. Sadece İstan bul müzelerinden gönderilen eşyaya 400 bin lira sigorta bedeli verilmis olması bu sergide teşhir edilecek olan eski elişle r in''n vüksek deeerlerini acıkca gösterir. Istanbul elişi ve kücük san'at erbabı 29 ilktesrinde acılacak olan bu sergiye yarım milvon liralık yeni eşya ile istirak "•vlemektedirler. I Kont Cianonun Başvekâlete getirileceği doğru değil Roma 10 (A.A.) 18 ikinciteşrinde toplanacak olan büyük faşist konseyi nin, Kont Cianoyu M. Musolininin ye rine Başvekâlete getireceği ve Musolininin de İtalyanın Duçesi unvanmı muhafaza edeceği hakkındaki şayialara burada asla inanılmamaktadır. Suriyede grev ve nümayişler Beyrut 10 (A.A.) Şamda grevler ilân edilmiş ve bunları müteakib de bir takım nümayişler olmuştur. Beyrutta, mürettibler de grev ilân etmek üzere dir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: