15 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

15 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 Birinciteşrin 1936 Kadromuzda açık yer olmadığından memurluk talebi hakkında müracatta bulunulmaması rica olunur. Küçük hikâye ANKARA Billur küre Anonim Türk Sigorta Şirketînden: AN ADOLU 1936 Anonim Türk Sigorta Şirketinden: Kadromuzun tamam bulunması hasebile memuriyet talebinde bulunulmaması rica olunur. Hiç şüphesiz ve tereddüdsüz iddia ve ilân edîyoruz : Senesinin En Güzel Filmi B U A K Ş A M Mr. Bunny, yarım saattenberi diik kânın her köşesine burnunu sokarak, her eline aldığı şeyde bir kusur bulan müş teriye kızmakla beraber bu hissini hiç te belli etmiyerek sadece gülümsüyor du. Meraklı müşteri, demindenberi elinde evirip çevirdiği vazoyu tekrar rafa koyduktan sonra: Nafile, dedi, işe yarar hiçbir §ey yok. Mr. Bunny tatlı bir sesle: Görüyorum ki maldan anlıyorsunuz, dedi. Onun için size bir araba lâf söyleyip mallanmı methetmiyeceğim. Yalnız bugün birşey yoksa her zaman da böyle sanmayınız. Bazan Syle par çalar bulunur ki parmağınız ağzınızda , kalır. Müşkülpesend müşteri, gene yüzünü ekşiterek birşey söylemek istedi, fakat söyliyemedi. Tam yanıbaşında birdenbire nereden çıktığını kestiremediği uzun I boylu, başında sarık, sırtında ipek maşIah bir Hindli duruyordu. Mağaza sahibi, gayetle hürmetkâr bir tavır takmarak: Şaravan Kozra, dedi, buyurunuz. Hindli, kalın ve yeknesak bir sesle ve her kelimeyi virgülliyerek ağır ağır: Sevgili dostum Mr. Bunny, dedi. Sana Allahaısmarladık demeğe geldim. Çünkü hemen Benarese dönüyorum. Artık ecelim yaklaşmıştır. Muhterem ecdadıma kavuşmadan evvel Ganjın mu kaddes sulannda yıkanmam lâzım. Mr. Bunny, son derece şaşırmıştı. Hasta olduğunuzu hiç bilmiyor dum, dedi. Emin misiniz? Yani nasıl diyeyim vallahi çok müteessir oldum. Şaravan Kozra ayni ağırlıkla cevab verdi: Hayir dostum, hasta degilim. Sadece billur küreye bakarak istikbalimi gördüm. Onun için son saatim gelmeden memleketime giderek mukaddes Ganjda yıkanmam lâzım. Billur küre mi? Evet, billur küre. Asırlardanberi ailemin herşeyden kıymetli tuttuğu billur küre. Ben onda istikbali görürüm. tşte bu küreyi sana hediye ediyorum. Artık Kozra ailesinden kimse kalmadı. Bundan sonra benim de işime yaramıyacak. Çok rica ederim bunu arkadaşlık namına kabul et. Bir müşkülün oldugu zaman bakar, görürsün. Fakat başkalanna bak mak daha iyidir. Sen ihtiyar bir adamsm. Belki fena birşey görürsün. Beyı kendime baktım, olecegimi gordüm. Artık Bena rese gidiyorum. Allahaısmarladık Mr. Bunny, Kızına da çok çok selâm söyle. Mr. Bunny ağzmı açmaga vakit bu Iamadan esrarengiz Hindli masanın üzerine billur bir küre bırakarak geldiği gibi sessizce gitti. Mr. Bunny bütün bu hâdise esnasında yerinden kıpırdamamış olan müşteriye dönerek: • Işte bunu hiç beklemiyordum, dedi. Senelerdenberi tanıdığım ve sevdi ğim bir adam böyle birdenbire öleceğini söyliyerek gitsin, hem de öleceğini guya bu kürede görmüş. Bir dakika müsaade eder misiniz? Dükkânın arkasındaki küçük bir ka pıya giderek: Silvi, diye seslendi. Dükkâna iri siyah gözlü, güzelce bir kız girdi. Ne var baba? Şaravan Kozra gitti Silvi. Mem leketine gitti. Bana da hediye olarak bunu bıraktı. Guya bunun içinde insan is tikbali görürmüş. Ne dersin sen bu işe? Silvi gayet lâkaydane: Bakayım, diyerek küreyi eline aldı. îlâhi baba. Sahte falcılann kul Iandıkları kürelerin ayni. Şaravan Kozra sana güzel bir oyun oynamış. Gülümsiyerek billura bakıyordu. Birdenbire yüzü bembeyaz kesildi. DudakIanndan tebessümü uçtu. Küreyi daha sıkı yakalıyarak: Baba, diye haykırdı. Jerryyi go rüyorum. Vallahi Jerryyi görüyorum. Burada, Londrada baba, geliyor. Mr. Bunny fena halde kızdı. Çıldırdm mı sen? Rüya mi gorüyorsun? Münasebersizliğin lüzumu yok. Jerry Avustralyada. Daha geçen hafta mektub aldık. Genc kız, büyülenmiş gibi küreye bakmakta devam ediyordu. Görüyorum baba, dedi. Işte sın tarak otobüsten iniyor. O kadar ajikâr ki.... Mr. Bunny kaşlanni çatü. Sen versene onu bana. Muhayyelen çok kuvvetli kızım. Sevgili Jerryni bu yakınlarda gene çok düşünüyordun galiba. Işte neticesi. Şaravan Kozranın hediyesi olmasa çoktan kırardım şunu. Böyle şeylere inanılır mı? Tam bu sırada dükkândan içeri iriyan, geniş omuzlu, esmer bir adam girdi. Mr. Bunnynin gözleri faltaşı kadar açılmıştı. Silvi heyecan ve sevincden tit riyordu. İkisi birden: Jerry, diye haykırdılar. Jerry gülerek: Beni dünyanın öbür ucunda zart nediyordunuz değil mi? dedi. îşte size bir sürpriz! * * * Mr. Bunny gencleri dükklnin arka sındaki kapıdan içeri soktuktan sonra dalgın dalgm geri döndü. Meraklı müş teri sabırsızlıkla onu bekliyordu. Fakat mümkün oldugu kadar lâkayd görüne rek: ,, Bu küreyi satmaz misiniz, dedi. Misafirleri eğlendirmek için hoş birşey. Hakikatte sihirli filân değil tabiî. Am ma kadmlan bilirsiniz, böyle şeylere çok iaanırlar. Hem falcının getirdiğini kendi gözlerimle gördüm diyerek onlaja daha iyi kandmnm. Ne dersiniz? Mr. Bunny me'yusane başını sallıya rak: Nasıl olur, dedi. Hediye satılır mı? Canım hoşuma gitti işte. Degmez amma on lira veririm. Mr. Bunny maalesef der gibi gülümsiyerek billuru eline aldı ve sonra tıpkı Silvi gibi birdenbire bembeyaz kesildi. Elleri titriyordu. Etrafını unutmuş gibiydi. Mr. Brookun: Ne oluyorsunuz? demesi üzerine kendini toplıyarak: Aman Yarabbi, dedi. Hakikat! Hakikat. Gördüm. Ah ne müthiş şeyler MELEK SAKARYA Sinemalarmda birden RADYO Bu akşamki program J ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk mıısikisl 12,50 havadis 13,05 plâkla hafif müzik 13,25 muhtelif plâk neşriyatı 18,30 çay saati, dans musikisi 19,30 doktor İnkaya tarafından konferans 20 Rifat ve arkadaşlan tarafından Türk musikisi ve halk şarkılan 20,30 Türk musiki heyeti tarafından klâ sik eserler 21 plâkla sololar 21,30 orkestra 22,30 ajans haberleri 23 son. VİYANA: 18,30 konser 19,25 fenni haberler İ9,35 konuşmalar . 20,05 saat, haberler, hava raporu 20,15 konuşma 20,35 koro konseri 21,35 musiki 23,05 haberler, hava raporu 23,25 şarktfar 24,20 dans musiBERLİN: 18,05 küçük konser 18,35 konuşma 19,05 gramofonla konser 20,05 eğlenceH konuşma 20,20 piyano musikisi 20,50 günun akisleri . 21,05 haberler 21,15 dans havaları 23,05 hava raporu, havadıs, spor 23,35 dans musikisL BUDAPEŞTE: 18,05 piyano konseri 18,40 şarkılı konferans 19,20 dans plakları 20,35 plyes 21,25 salon orkestrası 22,05 haberler 24,45 Macar edebiyatı 23,05 hava rapo ru, çingene musikisi . 24,05 dans musikisl1,10 haberler. BÜKREŞ: 18,05 konser 19,05 havadis 19,20 konser 20,05 konferans 20,25 balet 20,45 şan konseri . 21,10 konferans 21,25 kü çük orkestra 22,35 haberler, spor 22,50 gramofon 23,50 fransızca ve almanca haberler 24 son haberler. LONDRA: 18,35 halk musikisi 19,20 çocukların zamanı 20,05 org konseri 20,45 tiyatrolardan nakil, havadis 21,35 karışık ya yın 22,20 senfonik konser, istirahat esnasında o zaman kararlaştırılacak yayın 24 35 havadis 1 dans masikisi, havadis 1,45 keman konseri. PARİS [P. T. T.l: 18,20 edebiyat, turizm haberleri 18,45 edebî yayın, konuşma 20,05 org konseri, havadis 21 30 konuşma 21,50 şarküar, konuşma 22,20 genclik yayım 22,30 ha. vacılık haberleri 22 35 eski Fransız musikisi 24,35 havadis. ROMA: 18,05 havadis 18,20 musiki . 19,25 yabancı dillerde konuşma 20,05 liman ha berleri, gramofon 20,25 yabancı dillerde konuşma 20,50 Yunanistan için yayın, havadis, konuşma 21,45 opera yayını, is. tirahat esnasmda konuşma, sonra hava dis, dans musikisi. A Z U R K A Bajrolde: POLA : WiLLY FORST Sinemasında NEGRİ Bu sabah saat 10,30 da MAZURKA Matbuat müntesibinine ve serbest davetiresi olaolara gösterilecektir. Bu akşam, Cumartesi ve pazar geceleri için numarah biletlerinizi aldırm. Telefon: MELEK: 40868 SAKARYA 41841 B «k,.m O / \ IV / \ u Y Yalnız kadınlar tarafından ve.... bir.... kadın kıyafetine girmiş... bir erkek tarafından oynanmış şaheser. KADINLAR Mevslmfn en mühim... En alâkfibahş... En şayanı hayret filmi DANIELLE (MEYERLİNG) in şayanı hayret yıldızı DARRIEUX'yü KULÜBÜ Ü Ü ^ ^ ^ Yerlerinizi evvelden aldınnız. Kalabalığa maruz kalmazsınız. FOX JURNAL'de: Yunan sabık Reisi Cumhuru Zaimisin cenaze merasimi, Ispanya havadialeri. Polo maçında Arjantinler Amerikahlan mağlub ediyorlar. •aaaaa^a^a^ llfiveten: TAKSIMDEKİ ITFAIYE TöRENI Telefon ı 41656 İ T A R A S Halk Kütüphanesi Cumhuriyet gazetesinin ve bütün mekteb kitablan, kırtasiye, gazete ve mecmualann tevzi yeridir. gördüm!... Şaravan Kozra bana bunu vermemeliydi! Mr. Brook ta heyecanlanmışti. Bakmamalıydınız, dedi. Hindli size tenbih etti. Görüyorum ki siz ikidebirde dayanamayıp bakacak, sinirlerinizi bozacaksınız. Bu küreyi satsanız daha iyi edersiniz. Mr. Bunny hâlâ rüyada gibiydi: Bilmem ki, diye mınldandı. Bir "kere de içeridekilere sorayım. Mr. Brook fırsatın elinden kaçacağını görerek şişkin bir cüzdan çıkardl. Yirtni lira veriyorum. Mr. Bunny gözünü kırptı: Satarsam belki sihiri kalmaz. Otuz lira. Mr. Bunny zorla razı oldu ve müşteri dükkândan çıkar çıkmaz hemen içeride merakla bekliyenlerin yanına koştu. Otuz lira, diye haykırdı. Bu beş para etmiyen billurlara hiç bu kadar veren olmamıştı. Hay enayi hay! Sonra Jerryye yaklaşarak onu tepe den tırnaga kadar süzdü, ve: Dogrusu, dedi, çok çabuk kıyafet değiştirmen lâzım, biliyorum amma, bir daha Hindîi makiyajını temizlerken dikkat et. Müstakbel damadımın Avustral yadan böyle siyah kulaklı gelmesine tahammül edemem. B U L B A Bu akşam S Ü M E R Sinemasında Samgunda Fransız ve Alman casusluk teşkilâtı arasında kanlı mucadeleleri ve casuslar arasmdaki aşk sahnelerini tasvir eden ( 2 eme BUREAU ) filmi başlıyor. Baş rellerde : GİZLİ VESİKA JEAN MURAT • VERA KORENE JEAN MAX JEAN GALLAND FOX JURNAL'de : General FRANCO, Nasyonalist Ispanya reis intihap edildi sabık Yunan Reisicumhuru Zaimis'in ölümü. ilâveten : Taksimdeki itfaiye töreni NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar dır: İstanbul cihetindekller: Aksarayda (Ziya Nurü, Alemdarda (Ali Rıza), Bakırköyde (Hilâl), Beyazıdda fHaydar), Eminonünde (Mehmed Kâzım), Fenerde (Arif), Karagümrükte (Arif), Küçukpazarda (Hikmet Cemil), Samatyada (Teofilos), Şehremininde (Nazun), Şehzadebaşında (Universite). ' Beyoglu cihetindekiler: Galatada (İsmet), Hasköyde (Nisim A seo), Kasımpaşada (Vasıf), Merkez nahiyede (Kanzuk), (Baronakyan), (İtimad), Şişlıde (Necdet), Taksimde (Taksim). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyukadada (Merkez), Heybelide (Yu suf), Kadıköy Pazaryolunda (Merkez), Mo. dada (Faik İskender), Üsküdar Selimiyede (Selimiyei. MPEi nin SON GüNLERi ŞEN GENÇLER ARTiSTLERi l TURK SİNEMASI YARIN Bu ejjlenceli komediyi temsil eden Moskova tiyatrosunun en mükemmel Sizi bilâ fasıla iki saat mütemadiyen güldüreceklerdir. Bu akşam Şehzadebaşı TURAN Tiyatrosun Evlenme Cumhuriyet Merkez Bankası murakıbı Bay İsmail Hakkı Köni kerimesi Bayan Seminle Dr. operatör Bay Aziz Uğurdemir mahtumu İş Bankası memurlarından Bay Sudinin nikâh töreni evvelki gün aile dostları huzurile Beyoğlu Evlenme dairesinde icra edilmiştir. Genc evlilere saadetler dileriz. sından çıkan sesi müteakıb Kutsi şu sözleri duydu: Aşağıda yok, yukanda yok... Nereye savuştu bu iblis? Ve arkasından başka bir ses: Benim artık adım atacak halim kalmadı. Şaka değil, bir insan yükü bu. Elinden gelirse sen taşı bakalım... Kutsi, hızlı adımlar atıldığını duya rak geri çekildiği için münakaşanm alt tarafmı anlıyamamıştı. Fakat aradan birkaç dakika geçtiği halde yukanki katta ses kesilince Kadriye işaret etti, önden kendisi, arkadan Kadri merdivenleri gıcırdatmadan çıkmıya çalıştılar. Tahta basamaklar pek azdı. Yirmi basamak sonra merdiveni dönünce yukanki sofa karşılanna çıkb. Kimseler yoktu. Etrafmdaki oda ka pıları kapalı idi. Kutsi biraz uzandı. Sofanın zeminini gözden geçirmiye çalıştı ve orada boyluboyunca uzanmış bir vücud 2Ördü. Biraz dikkat edince anladı; bu Nermindi. Elinde silâhı, gözleri faltaşı gibi açılmış olarak bekliyor, bir adım atmak için nekadar ihtiyatlı davranmak lâzım geldiğini hesab ediyordu. Teşekkür Refikamın senelerce karnında taşıdığı derdi büyük bir meharetle ameliyat yaparak çıkaran Malatya Doğumevi kadın hastalıkları operatörü Etem Seçkinin insaî hareket ve bilgisile ailemin hayatı kurtarılmıştır. Bu kıymetli doktorumuza muhterem gazetenizle alenen minnettarlığımızı arzederken ameliyat esnasında ve gerek müessesede yattığı müddet zarfmda yardımlan dokunan Ebe Fıtnat ve Refia Hanımlara da ayrıca teşekkürler ederiz. Malatya Vilâyetinin Kemaliye kazasmda Talib oğullarından çiftçi Mehmed Kaya îngilizceden çeviren: BEYZA B1RSON kapıya tatbik etti. Kapı zaten iğreti duruyordu; açılıverdi. Içeriden keskin bir rutubet korkusu burnuna çarpü. Fakat iki dakika kapınıa önünde bir heykel gibi durduğu halde bir çıt işitmeyince elile işaret etti. Kadri koşuya girenlerin çevikliğile sırasını savdı, Kutsinin yanına geldi. Onde Kutsi, arkada Kadri içeriye girdiler. Etrafı dinliyerek kapıyı yavaşça kapadılar. Şimdi bu avlu pek az aydınlıktı. Karşıdaki kapalı odaların kapılannın aralıklanndan çıkan ziya ile aydınla nabiliyordu. Burası bir taşlıktı. Yanda bir merdiven aşağıya iniyordu. Demek ki mutfak aşağıda idi. Solda başka bir merdiven yukarı çıkıyordu. Kutsi, elile geride kalmasını işaret ettiği Kadriyi bırakarak ve ayaklannın ucuna basarak yürüdü. İki merdivenin arasında durdu. Evvelâ aşağıya uzandı, çömeldi. Kulak kesilerek bir nefes, bir çıt bekledi. Hiçbir ses yoktu. Halbuki o sırada yukanki katın tavanlarında bir çı tırtı işitilir gibi olunca doğruldu. Yukarıda ayak sesleri ve bir kapmın açıldığı vazıhan duyulmuştu. Sofaya çıkan iki kişinin fısıltısı bile işitiliyordu; ağır bir yükün bir halı üstüne bırakılma daNAŞiD, HALİDE FAHRi birleşi £i iki oyun birden ATATURK'E iLK KURBAN. piyes Arıuhalci Mehmed Efendi Vodvil 3 perde Kanto, duet, solo • Fakat etraftaki derin sükutu bir inilti ve bir hareket ihlâl etti. Kutsi sofaya çıkan merdivene bir ayak daha attı. Ar kasından Kadri elindeki silâhı sofaya tevcih etmiş, her saniye bir hücum bekliyerek ortahğı dinliyordu; ki Kutsi ar kasma döndü ve sevincle: Nermin hayatta! dedi. Filhakika genc kız, kendisini saatlerdenberi şuursuz, baygın bırakan zehirin tesirinden kurtularak hayata dönmek ü zereydi. Kutsi ve arkasından Kadri sofaya çıktıklan zaman onu henüz yerde buldular. Fakat gözlerini kıpırdatıyor, etrafmdaki eşyayı, nerede bulunduğunu tayine çalışıyordu. İki zabıta memuru silâhlan ellerinde olarak bir taraftan Nermini, dığer taraftan sağlanndaki, sollarındaki kapılan gözetliyor, nereden bir adam çıkacağını tahmine uğraşıyorlardı. Bütün kapılar kapalı idi. Hiçbirinin arkasından en u «fak bir ses işitilmiyordu. Nereye gitmişlerdi? Acaba iki zabıta memurunun yaklaştığmı sezerek kendilerini pencereden bahçeye mi sahvermişlerdi? lArkast var] Pendikteki beyaz ev Zabıta romanımız: 54 Kadri başkomiserin yanına geldikten sonra yüzüne baktı. Kutsi en alçak sesile: Sen, dedi. Benden daha nişancısın, değil mi? Kadri güldü: Bilmem; belki! diye cevab verdi. Orası muhakkak. Şimdi dinle beni. Beyaz eve ya şu kapıdan, yahud be«eremezsek yanındaki pencerelerin par maklığına tutunup üstündeki kapalı pencerelerden gireceğiz. Fakat buradan oraya gidinciye kadar birer kurşunla yıkılmamız ihtimali de vardır. Kadri, hayretle sordu: Bizi gördüler mi dersin? Bana öyle geliyor ki görmediler. Fakat herşeyi hesaba katmalı. Doğru... Peki, sonra? Sen silâh elinde, olduğun yerde bekliyeceksin. Ben bir ok gibi fırlayıp kendimi evvelâ evin kapısına atacağım. Bizim mahud anahtarlarla yokhyacagım. Kapı açılırsa ve o zamana kadar hiçbir hareket görmezsen arkamdan sen fırlar, gelirsin. Yok, eğer şu pencerelerden, kapıdan birinde bir hareket görür, benim bir kurşunla tehdid edildiğimi anlarsan hemen düşmana rasgele dört beş kurşun savurursun. Alttarafım vaziyet icabı kararşlatırırız. Kadri, hemen arka cebinden silâhını çıkardı; otların arasından beyaz eve u zattı ve gözünü tetiğe yaklaşürarak: Haydi Allah selâmet versin, hiç korkma üstadım, karşımda kımıldıyanın vay haline!.. Dedi. Kutsi onun hazır olduğunu anlayınca kendi silâhını da eline alarak bir hamlede fırladı. On, on beş adım koşarak kapıyı buldu. Yer yumuşak toprak oldugu için hiç ses çıkarmamıştı ve beyaz evin ne pencerelerinde, ne mutfak kapısında hiçbir hareket görülmemişti. Kutsi en usta çilingirden daha mahir ve daha atik olarak cebindeki anahtarlan TU K K Sinemasında LiLiAN HARVEY ve WiLLY FRiTSCH tarafından temsil edilen ve kemali muvaffakiyetle devam eden KARA GüLLER filmini görünüz. MİLLî REASÜRANS Türk Anonim Şirketinden : Kadromuzda münhal yer bulunmadığından memuriyet için müra• caai edilmemesi ilân olunur. •

Bu sayıdan diğer sayfalar: