7 Aralık 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Aralık 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 7 Bîrfncikâmm 1938 18 mart akşamı nıağlub olan Müttefiklerdi On altı zırhlıdan altı tanesi Türk mayinleri ve topları tarafından saffıharb harici edilmişlerdi Amiral Sir Roger Keyesin hatıratınm Fransız muharriri Edmond Delage tarafından yapılan hulâsasını okudunuz. İngiliz Amiralı, Çanakkale Boğazmın yalnız donanma tarafından geçilebileceği iddiasındadır; bu donanmanın 18 mart 1915 günü asıl mayin hatlanndan ve merkez grupu tabyalarından 4 ilâ 14000 metro uzakta bir hezimete uğramasına rağmen... Sir Roger Keyesin, yıllardanberi malum olan iddialannı hulâsa edersek şu neticeye vannz: 1 Boğazı müdaiaa eden Türk topçusımun ateş kuvveti müttefikin tarafından çok mubalâğa edilmişti. Türk ateşinin, gemiler üzerindeki tesiri korkulacak mahiyette değildi. bu küçük isabetlerden bile yılarak her isabet aldıkça mevkilerini değiştirmeğe, ateş kesmeğe, binaenaleyh müessir bir atış yapmağa muvaffak olamamışlar, hemen hemen hiçbir iş göremeden çekilmek mecburiyetinde kalmışlardır. Filvaki bombardıman ettikleri bütün kalelerimiz sapsağlam duruyordu. 26 şubattan 4 marta kadar efradca birkaç zayiat vermiştik. 5, 6, 7 ve 8 mart muharebelerinde insanca zayiat vermediğimiz gibi toplarımız ve istihkâmlarımız da hiç hasara pğramamıştı. Bunun manası şudur ki küçük Türk topları küçük maddî hasar; fakat büyük manevî tesir yapmışlar ve düşmanı müessir olmaktan, cesur ve cür'etkâr dauranmaktan menctmişlerdir. İngiliz resmî Tarihi üç haftahk mücadele hakkında bakınız ne diyor: «Boğazın her iki tarafında bulunan gizli topların ve obüslerin mevkileri keşif ve tesbit olunmadıkça gündüzün Boğaz dahiline giren bütün sefain düşmanın daldırma ateşi tehlikesi altında bulunuyordu. Filhakika şimdiye kadar Türklerin atışlan pek sıhhatli olmamışsa da hergün isabet miktannın arttığına şüphe yoktu.» Geçemediler. geçemezlerdi, geçemezlert ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal ransa parlamentosunda harîcî politika üzerinde büyük mü • nakaşalar yapılmaktadır. Bu münakaşalar, haricde dahi ehemmiyetle takib olunuyor. Çünkü bugünkü kabinenin mevkiini muhafaza edip edemiyece ği, daha ziyade haricî politikanın gidişine bağlıdır. Dahilî politikada kabinenin arkasındaki partiler arasında bir derece fikir yakınlığı olduğu halde, haricî politikada büyük zıddiyet ve farklar vardır. Denilebilir ki dış politikada M. Blum kabinesi, kendisinin dayandığı Halk cephesi yani sol partilerden ittifak üzere muzaheret görmediği halde, sağ partilerin tasvibine mazhar olmaktadır. Bu hal İspany* meselesinde pek bariz olarak kendisini gösteriyor. Meselâ haricî politikaya aid münakaşa sol cenah partile • rinden komünistlerin, İspanyaya karşı devletlerin ittifakile konulan silâh ithali memnuiyetinin kaldınlmasına dair ileri sürdükleri taleble başlamıştır. Şehidlikleri imar Cemi Fransanın dış politikası yetinin senelik kongresi Ihracatçıların alacaklarıİspanyada kalan 800,000 Türk lirası rını Merkez Bankası verecek İspanyada yumurta ve tiftik bedellerinden dolayı bloke kalmış olan 800,000 Türk lirasının kurtanlması hakkında çıkanlmış olan kararname ahkâmının tatbikini istemek üzere Ankaraya gitmiş olan ihracatçılar heyeti dün şehrimize dönmüştür. Öğrendiğımize göre Iktısad Vekâleti ihracat tacirlerinin zararına meydan vermemek için yumurta ihracatçılarının İspanyaya mal gönderirken bankalardan aldıkları yüzde 80 mal bedelinin bir mektub mukabilinde derhal Merkez Bankasınca ödenmesine karar vermiştir. Bu suretle ihracatçılar Merkez Bankasına borclanmış olacaklar, fakat esasen Is panyada kalan bloke paranın Merkez Bankasmda da bir karşılığı olduğundan Dünkü kongrede bulunanlardan bazısı bunlardan faiz alınmıyacaktır. Mütebaki Şehidlikleri İmar Cemiyetinin senelik di. 15 dakikalık bir istirahatten sonra tetyüzde 20 de İspanyada vaziyetin inkişakongresi dün Eminönü Halkevi konferans kiki hesab ve bütçe encümenlerinin hafına talik edilecektir. salonunda toplanmıştır. zırladıklan raporlar okundu. Raporlar îhracat tacirleri bugün, bu hususta Kongreyi İstanbul Müftisi Fehmi kı da heyeti idarenin vazifesini bihakkın Merkez Bankasına birer taahhüd mek sa ve veciz bir söylevle açmıştır. Kongre yaptığına işaret ediliyordu. Encümenle tubu vereceklerdir. divanı riyasetine Hakkı Şinasi, kâtiblikle rin raporlan da heyeti umumiyece aynen îspanya anlaşmayı ihlâl etti mi? kabul edildikten sonra dilekler bahsinde re de Kâzım ve Refik seçilmişlerdir. îspanya hükumeti ihtilâlin başlangı Bundan sonra bir senelik idare heyeti Dr. Süreyya Hidayet, çelenklerin Şehidcında bu yumurtalardan başka Kopo raporu okunmuştur. Bu raporda Arıbur likleri İmar Cemiyeti tarafından yaptınlDara vapurile Ispanyaya gönderilmiş onu mıntakasındaki Mehmed Çavuş abi masını teklif etti. Çok yerinde olan bu lan 6000 sandık Türk yumurtasına vazıdesinin bin lira sarfile mükemmel bir ha teklif heyeti umumiyece kabul edildi. Ayed etmiş, bu suretle Ispanya hükumeti zadan vakti hali yerinde olan şehid ailele getirildiği, Kırklarelindeki 5ehid!iğe aramızdaki ticaret ve klering anlaşmasını lerinin Cemiyete aza yazılmalan teklifi 455 lira yardım edilerek tanzim edildiği, ihlâl etmiştir. Bilâhare Ispanya Merkez de büyük takdirlerle karşılandı ve karar Bankasındaki kleringden mütevellid blo 7 bin kadar şehidin yattığı Edirnekapı altma alındı. ke paraya da milis kuvvetler tarafından Şehidliğinin beş bin metroya varan muDaha sonra idare heyeti seçimi yapı azzam bir duvarla çevrildiği ve güzel bir el konuldugu anlasılmıştır. lacaktı. Azadan biri eski idare heyetinin abide ve binlerce fidan dikilerek ağac Hükumetimiz hariciye kanalile bu vavazifesini bihakkın yaptığını ve binaenalandırıldığı, bu işler için de şimdiye kazıyeti îspanya hükumetine bildirerek leyh eski idare heyetinin ibka edilmesi tekdar binlerce lira sarfedildiği zikredilmekbundan iki devlet arasındaki ticarî anlaşlifinde bulundu ve eski idare heyeti ibka manm haleldar olacağmı haber vermiş te idi. edildi. Kongre münasebetile Atatürke, Rapor bilâmünakaşa heyeti umumiye Ismet İnönüne, Meclis Reisi Abdülhalik tir. Ankaraya giden ihracatçılann murah ce aynen kabul edildikten sonra hesabatı Rendaya ve Parti Genel Sekreteri Sükhası Ziya Kılıcoğlu kendisile görüşen tetkik etmek, bütçe yapmak ve muamelâ rü Kayaya saygı telgraflan çekilmesi katı tetkik etmek üzere iki encümen seçil ™ , ! İ £ kon&reye nihayet verildi. muharririmize demiştir ki: « Ankarada aldığımız neticeden bütün ihracatçılar fevkalâde sevinc duymaktadırlar. Iktısad Vekili Celâl Bayar ve bizîfn i ze gösterdikleri alâka Cumhuriyet hükuTnetinin iktısadî işlerde ne kadar sağlam prensipler dahilinde yürüdüğünü bize bir defa daha isbat etti.» Dün toplanan kongrede idare heyetinin mesaisi takdirle karşılandı ve heyet ipka edildi 2 18 mart akşamı sahilde hayat eseri görünmüyordu. Amiral, Türklerin kat'iyyen mağlub edildiğine tamamile kanaat getirmişti. Amiral iddia ediyor ki: 3 Birinciteşrin sonlarmda hazırla dığı yeni taarruz plânile Boğazı geçmek kabildi. 4 Amiral, ikinciteşrin sonlannda, müttefiklerin Gelibolu yanmadasını tahliye etmelerine muhalefet ediyordum. Çünkü bir baskmla Boğazı denziden ge8 marttan sonra geceleri yapılan çebilirdik; diyor. bütün torpil tarama ameliyeleri şiddetli Bu iddiaların hakikate nekadar uygun topçu ateşlerimizle akim kalmış, yalnız olduğunu birer birer tetkik edelim: birkaç mayin tahrib ettikleri halde, torpil tarayıcı gemilerin biri batmış, ötekiTürk topçusunun atef kuvveti Çanakkaleyi müdafaa eden Türk top ler de hasara ve ağır insan zayiatına uğları, düşman topçusuna nazaran, kâğıd ü ramışlardı. Amiral Keyes dört ölü, beş zerinde, pek zayıftı amma filiyatta hiç yarah vardı, diyor. Halbuki, İngilizler te öyle olmadı. Daha bidayette sukut e yalnız 14 mart gecesi yirmi yedi ölü, den methal bataryalarındaki toplar haric ve kırk üç yarah vermişlerdi. Müttefikin olmak üzere, onbeşlikten büyük olmak donanmasının malik olduğu tarayıcı geüzere 78 ağır, diğerleri vasat ve küçük milerin takriben üçte biri batmış ve yaolmak üzere 150 Türk topuna mukabil hud iş göremiyecek hale gelmişti. (İngi500 İngiliz ve Fransız topu vardı. Başka liz Harb Tarihi). bir hesabla 78 tane 15 likten büyük topumuz düşmanın ayni çaplarda 280 topile mücadele ediyordu. Kuvin Elizabetin yepyeni müthiş 38 likleri de caba. Toplarımız ağır ateşli, tski sistem, binnisbe kısa menzilli ve yeni model ce*paneleri az olmakla beraber, düşman gemileri; müessir ateş menzilleri dahiline girince amiyane tabirile onlara duman attırıyorlardı. Resmî İngiliz membalarına göre 18 marttfan evvel vuku bulan 5 ilâ 8 mart muharebelerinde Kuvin Elizabete yalnız bir günde, seyyar bataryalarımız tarafından 17 isabet temin edilmişti. Gene resmî îngiliz Deniz Harb Tarihi, geceleri yapılan torpil taramalan hakkında aynen şöyle diyor: «Nihayet düşman ateşi o kadar şiddetlendi ki gemiler birşey yapmağa muvaffak olamadan çekilmek mecburiyetinde kaldılar.» Resmî ingiliz Harb Tarihini okumakta devam edelim: «7 mart günü saat 1 de 14 pusluk (35 santimetrelik) zannedilen bir mermi adeta amudî bir istikamette Agamemnon zırhlısının kıç kasarası üzerine düşerek cesim bir rahne açtı. Zabitan salonile altmdaki zabitan mevkiini tahrib etti. Yaralanan güverte levhalannın serpintileri 100 kadem yüksekliğindeki çanaklığa kadar fırladı. Gemi yoluna devam ettiyse de vaziyet artık tahammül olunamıyacak raddeye gelmişti. Agamemnon zırhlısma ağır mermilerle iki isabet daha vaki olmuştu.» «Her iki sahildeki perakende toplardan Agamemnon ve Lord Nelson zırhlılarına müteaddid isabetler vuku bulmuş, direk donanımlarile fevkanî kısımlar haylice kesilip kırılmış ve Lord Nelson zırhlısmda kaptan kulesine kadar giren serpintiler gemi kumandanım başmdan yaraladığı gibi kuledekilerden iki kişi daha yaralanmıştı.» «Bugünün ameliyatı çok müşkül ol muştu. Sahra toplarile obüslerin ika ettiği hasara ilâveten, Agamemnon zırhlısma sekiz ağır mermi vurmuş, Lord Nelson ise yedi isabet almıştı. Mürettebatça ziyan hakikatte ehemmiyetsiz olup yalnız hafif yaralılara inhisar ediyor, bu da gemi zırhlannm kuvvet ve kifayetini gösteriyordu. Harekât esnasında başlıca müessir isabet, Lord Nelson zırhlısının su kesimi altma vaki olmuş ve bu geminin iki kömür ambannın su ile dolmasma sebebiyet vermiştir.» «Bugün Bolayır açığmda Doublin gemisine, gizli bir bataryadan atılan mermilerden dördü isabet ettiyse de mühim bir hasar iras edemedi.» Bu muharebeler çok uzak mesafeler den cereyan etmiş olduğu için ekserisi küçük çaplı olan toplarımız düşmana mühim zararlar verdirememiştir. Fakat mühim olan nokta şudur: Düşman zırhhlan, Görülüyor ki bu devrede Türk topları, düşman donanmasını ^orkutmağa ve daima uzakta kalmıya ve hiçbir iş görememeğe mahkum etmişfır. Demek ki Amiral Keyesin iddiası hilâfına ateşimfz maddeten az, fakat manen çok müessir olmuştur. Amiral bilir ki harbde maddî kuvvetler kadar hatta, bazan daha fazla marevî kuvvetler de rol oynar. Hatta komünistler, Blumün, şimdi, böyle bir karar vermediği takdirde, ile ride daha ağır ve tehlikeli kararlar ver mek mecburiyetinde kalacağını yani böyle bir mecburiyette bırakılacağım söyliyerek kabineyi tehdid etmişlerdir. Halbuki bu sözleri diğer sol partilerle birlikte sağ partiler dahi gayet soğuk karşıladılar. Hatta bunların hatiblerin den sabık Maliye Nazırı M. Reynaud hükumetm bitaraflık politikasında devam ylemesi zarurî olduğunu söyledi. Daha sonra söz alan Fransa Hariciye Vazırı M. Delbos demiştir ki: « Bitaraflık politikasının, bazıları rafından ihlâl edilmiş olmasına rağ men, şimdiye kadar büyük faydalar ve eticeler verdiği muhakkaktır. Fransa lükumeti, ileride, bu gibi ihlâl teşebbüserine meydan vermemeğe çalışacaktır. vleselâ İspanyaya giden gönüllüler o adar çoğalmıştır ki bu gidişle yakında İspanya işlerinde ecnebi hükumetlerin müdahale ve mes'uliyetleri görülecek tir.» Mumaileyhin bu sözleri komünistle • e karşı bir meydan okumadır. Çünkü spanya hükumetine silâh verilmemesi şinde, kabinenin ısrar edeceğini haber •erdiği gibi, İspanya hükumetine yar • ım için gönüllü gönderilmesine çalışan omünist partisinin bu faaliyeti yakında urdurulacağını ihtar etmiştir. Van vilâyetinin iktısadî vaziyeti Ibrac mallarımız ucuzlıyacak Kendi vasıtalarımızla nakledilmesi için tetkikat yapılıyor İhracat mallarımızın Avrupa piyasaanna mümkün olduğu kadar ucuz bir maliyetle arzedilmesi imkânları üzerinde ötedenberi tetkikatta bulunulduğu ma umdur. Bu arada ihracat mallarımızın kendi vesaitimizle sevkedilmesi işi de ön safta tetkik edilmekte olan meselelerdendir. Alâkadarlann fikrine göre ihracat mevsimlerinde sırf bu işe tahsis edilecek olan vapurlar, Karadeniz iskeleleri ve Izmir, Mersin limanlarile Avrupa limanlan arasında satılan mallarımızın nakline tahsis edilirse maksad yarıyarıya temin edilmiş olacaktır. Çünkü, şimdi ecnebi vapur kumpanyalannın zaman zamân aralannda tröst yaparak navlunları yük seltmek suretile yaptıkları spekülâsyonun önüne geçileceği gibi rakib memleketlerle boy ölçüşebilmek için ihracat mallarımız pek ucuz, hatta kârsız navlunlarla taşınacak, vapurlann masraflarında açık olursa bu açık devlet tarafından verile cek primlerle ödenecektir. Bazı iktısadcılarımızın pek benimse dikleri bu fikir tahakkuk ettiği takdirde, ihracat eşyamızı nakledecek vapurlarda mallarımızın nefasetlerini muhafaza için bazı tertibat ta vücude getirilecek ve bu vapurlara hayvan ve saire yüklenmiye cektir. Yalnız senenin muayyen mevsimlerine münhasır bulunmakla beraber ihracat eşyamızın kendi vapurlarımızla nakli işinin derhal tatbik edilemiyeceği anlaşılmaktadır. Bunun sebebleri şunlardır: 1 Denizyollan İdaresinin vesaitı ancak kabotaj hatlarımızm ihtiyacına karşılıktır. 2 Armatorlarm elinde bulunan şileplerin çoğu Sovyet, Italya limanlarih Tunada iyi navlunlarla çahşmaktadırlar Dahilde kalan şileplerin kısmı azamı da kömür nakliyatına bağlanmıştır. Binaenaleyh ortada fazla vasıta yoktur. Bu hakikat karşısında alâkadarlar Denizyollan İdaresinin harice yaptıraca gı posta vapurlarının inşasım tacil etmek ten başka bir çare görememektedirler. Hükumet, haricden eski vapur almay: prensip itibarile kabul etmemiş olduğun dan yeni vapurlann gelmesini beklemek zarurî olmuştur. Bunlar gelince Deniz yolları İdaresinin şimdi elinde buluna Vatan, Erzurum, Sadıkzade gibi baz vapurlar tadil edilerek ihracat eşyamızı nakli işine tahsis edilecektir. 18 mart günü kim mağlub olmuştu? Şimdi gelelim meşhur 18 mart muharebesine, Amiral Roger Keyes bu mu harebede de topçu ateşimizden müteessir olmadıklannı ve yalnız mayinlerimizden ağır zayiata uğradıklarmı söylüyor. Gerçi düşmanın batan veya ağır yaralanarak tamamile hattan çıkan altı gemisinden dördü Nusrat gemisinin döktüğü mayinlerle yaralanmısjardır amma topçuları mız da düşmana göz açtırmamışlardır. Aşağıdaki satırlan gene İngiliz Resmî Harb Tarihinden alıyorum: «18 mart günü, Türklerin perakende toplarile obüslerinin sayısı artmış olduğu gibi nişanlan da eskisinden çok iyileşmişti. Erenköyün cenubundaki dört toplu 15 lik obüs bataryası Agamemnon zırhlısına 25 dakikada on iki isabet temin etmişti. Beş mermi borda zırhına, yedi mermi de fevkanî kısımlara isabet etmiş ve bunlar o kadar hasarat ika etmişlerdi ki gemi kumandam, düşmana mesafeyi kaybettirmek için 32 kerte dönmeğe mecbur olmuştu. Infleksibl muharebe kruvazörü de Erenköy obüslerinden altı isabet almıştı. Gemi tutuşmuş yanıyor, alevler prova direği çanaklığına kadar yükseliyor, oradakiler kebab olmak tehlikesine maruz bulunuyordu.» Bu esnada Fransız fırkası da ateşe iştirak etmişti, bu fırkanın dört gemisin den üçü müteaddid ağır isabetler almış lardı. Buveye 12 isabet, Süfrene 10 isabet vaki olmuş, Goluva zırhlısı su kesimi altında patlıyan bir büyük isabet daha alarak batacak hale gelmiş, baş tarafı suya gömülü bir halde saffı harbi terketmişti. Diğer Fransız gemilerinde de yangmlar çıkmıştı. Fransız fırkasının feci bir hale düştüğünü gören Amiral, fırkaya geri çekilmek emrini vermişti. Gemiler dönerken de Buve bir mayne çarparak batmıştı. Torpil tanyan gemiler bu muharebe esnasında yalnız dört mayin patlatabil mişlerdi. Buna rağmen, evvelâ Inflek sibl muharebe kruvazörü, sonra Ivresis tibl ve Ocean zırhlılan Nusretin döktüğü iki mayine çarparak ağır yaralandılar. Ivresistibl zırhlısının tahliyesi esnasında güvertesine müteaddid isabetler vaki olarak zirçok telefata sebebiyet vermişti. Ocean zıhlısı da şiddetli bir makas ateşi altında kalmıştı. Akşamüstü, Türk toplarının ateşi, bu üç gemiden ikisinin işini bitirdi. İngiliz Resmî Harb Tarihi diyor ki: Burası daha ziyade bir ziraat ve ziraî hayvanat memleketidir ADÜYEDE Van (Hususî) Van hemen hemen tabiatin bütün güzelliklerini üzerinde toplamıştır. Şehrin güzelliğini halk (dünyada Van, Ahrette iman) misalile ifa de etmektedirler. Şehir yakınında bulu nan Van gölü de mıntakanm güzelliğini bir kat daha artırmaktadır. Göl Vana 175 kilometro uzaklıktaki Tatvan nahiyesinden başlar ve Vana kadar uzanır. Ticarî eşya, odun ve yolcu nakliyatında gölden çok istifade edilmektedir. Geçen yıla kadar Dahiliye Vekâletine bağh bulunan göl işletme idaresi bu yıl İktısad Vekâletine geçmiş ve işletme muntazam bir hale getirilmiştir. Göl için yeni gemiler ısmarlanmıştır. Nisan ve mayıs aylarında gölde balıklara da tesadüf edilmektedir. Soda istihsali için de teşebbüslere girişilmiştir. Vali ile Hüseyin Cahid arasındaki dava tzmit 6 (Hususî muhabirimizden) İstanbul Valisi Muhiddin Üstündağla muharrir Hüseyin Cahid arasındaki dava, İzmit asliye mahkemesinde görüle cektir. Mahkeme heyetine îstanbuldan gelen dosya eksik olduğundan tamam • lanması için geri gönderilmiştir. «Boğazı donanma ile zorlayıp geçmek için yapılan bu muazzam teşebbüs ancak şiddetli bir mağlubiyet sözile tarif olunabilecek bir surette nihayet bulmuştu. Bu işte kullanılan 16 zırhlıdan üçü batmış, üçü de uzun müddet tamire muhtac bir şekilde saf haricine çıkmıştı.» Diğer İngiliz zırhlılarına da kalenin ağır toplarının menziline pek fazla sokulmadıkları halde bir hayli isabetler vukubulmuştu. Buna mukabil, Türk ve Alman zayiatı 40 ölü ile 74 yaralıdan ibaretti. (Yalnız Türk zayiatı 3 zabit, 22 nefer şehid, 2 zabit 59 nefer yaralıdır) 150 Türk topundan yalnız 8 tanesi hasara uğramıştı. Bunların da dört tanesi tamir edilebilecek bir haldeydi. O akşam, Amiral Sir Roger Keyesin zannı hilâfma, Türk istihkâmları hiç te «kat'iyyen mağlub edilmiş» bir vaziyette değildi; ne maddeten, ne manen... Müstahkem mevki, bütün gece çalışan, topraklar altında kalan toplarını temizlemiş, harbe hazır bir halde bulunuyordu. Bir gün evvelkine nazaran yalnız Çimenlik tabyasının iki topu, yeni Anadolu Hamidiye istihkâmınin iki topu noksandı, Van bir ziraat ve ziraî hayvanat memleketidir. Yüksek dağlar, yaylalar, derin vadiler ve mümbit topraklardan çeşidli mahsul alınır ve ehemmiyetli miktarda hayvan beslenir. En çok ekilen buğday ve arpadır. Ancak mahrec olmaması dolayısile ziraat mahallî ihtiyaca yetecek miktarda yapılmaktadır. Burada iki un fabrikası vardır. Vanm sanayi hayatı sönüktür. Umumî Harbden evvel mev cud olan ve dünyaca tanılan gümüş işçiliği, sal ve şayak, şarab, marangozluk memleketin harab olması ve nüfusunun dağılması dolayısile tamamen yok ol muşlur. Bazı köylerde dokunmakta o lan kilimlerin yekunu ise senede ancak dört bini bulmaktadır. Ufak bir sanayie bile malik olmıyan Van bütün ihtiyacını haricden temin eder. Alınan maddeler arasmda çay ve şeker büyük bir yekun Görülüyor ki Amiral Sir Roger Keyeteşkil etmektedir. Vilâyet dahilinde bazı sin ilk iki iddiası esasından çürüktür. maden damarları varsa da bunlar henüz Türk topçusunun ateşi, maddeten fevkaişlenmemistir. lâde müessir olmamakla beraber, yaptığı hasaratla düşmanı yıldırmıştır. 18 Üç aylık bir çocuk bulundu mart akşamı veya ertesi günü, düşman Bevoğlu Yeniçeşme mezarlıklarmdan donanması kaçmayıp ta muharebeye de geçmekte olan Şevket taşlar arasında vam edebilmek cesaretini gösterseydi, ö ufak bir çocuğun ağladığmı işitmiş ve teki on zırhlısının da toplarımız ve ma keyfiyeti zabıtaya bildirmiştir. yinlerimiz önünde ayni akıbete uğrayaHenüz üç aylık kadar olduğu tesbit cağı muhakkak gibiydi. Sözün kısası, edilen yavru, Düşkünler evine gönde müttefikin donanması, Türk silâhlan rilmiştir. Anası aranmaktadır. karşısında Boğazı zorlayıp geçememişti. 22 Pazartesi Londradaki bitaraflık komisyonunda, imdi İspanyaya esliha ve mühimmat gibi önüllü gönderilmesinin de men'i etra ında konuşulduğuna nazaran, Fransa ~ ın bu işte İngiltere ile birlikte önayak lduğu aşikârdır. İspanya meselesinde VI. Blum kabinesinin komünistlere gös erdiği yegâne cemile General Franko hükumetini hukuku düvelce muharib saymaması ve İngilterenin dahi muharib aymasına mâni olmasıdır. Fakat karasularında iki tarafın hukuku hükümranisi hem İngiltere hem de Fransa tarafından tanınmış olduğundan pratik noktadan, Franko hükumetinin muhariblik hakkının anmmamasından bir fayda çıkmamak • adır. Fransanın Almanya ile münasebetle rinde dahi kabine ile komünistler arasında derin zıddiyet ve bilâkis sağ partilerle fikir tevafuku vardır. M. Reynaud Fransa için, ya Almanya ile umumî surette anlaşma, yahud Sovyetlerle mev cud ittifakı askerileştirmekten başka yol Imadığını söylemiştir. M. Delbos Av rupanın huzur ve sükunu için Fransanın Almanya ile anlaşması elzem olduğunu ve iki devlet arasında hiçbir arazi ihtilâfı kalmadığını söylemiş, lâkin bunun için Almanyanm muahedeleri yırtmadan, mü akere usulünü tutması icab ettiğini kaydetmiştir. Nazır, Fransanın Almanya ile iktısadî bir anlaşma ve garbî Avrupaya aid bir misak akdi için esaslar aramakta olduğunu da ilâve etmiştir. Hulâsa Blum kabinesi dış politikada komünistlerden tamamile ayrılmış ve sağlann dileklerine uygun bir yol tutmuştur. Bunun için M. Reynaud Başvekilden komünistlere dayanan ekseriyeti bırakıp sağ partileri de şamil bir ekseriyete dayanmasını istemiştır. Muharrem Feyzi TOGAY Fırtına dindi On gündenberi Karadenizde fasılasız devam eden fırtına nihayet dün bitmiştir. Karadenizde vapurlar şimdi emni yetle sefer yapmaktadırlar. Cumhuriyet Nüsha» 5 Kuniftur İTurkiyc Senelik 1400 Kr. Altı ayhU 750 Oç şeraitil ^ ayhk D Hariç 1700 Kr. t450 yoktur 800 *• Ramazan Oğle Amiral Roger Keyesin iddiasından diğer ikisini de ayrı bir yazıda tetkik ederiz. ikindi Akşam Yatsı Imsak S. D. 12 16 41 S. D. S. D. 1 38 12 45 18 19 5 26 ABİDİN DAVER Ezanî Zevalî S. D. S. D. 7 25 9 47 12 06 14 28 Bir ayhk 400 150

Bu sayıdan diğer sayfalar: