10 Şubat 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

10 Şubat 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Şulat 1ea7 Ulucamin Mükemmel bir - Osmanlı eceri olan #ihrabde bir de Sekuk anoüli / vardır. Kayserideki Hackıhe camimin çini ü Tabında bukunan alçak kabartına bir pz ça aynen alının bu mihrabın kemeri üstür ne beyaz mermerden bir tac olarak kon muştur, mürabdaki Onahıncı asır cinile Tinden biraz sonra bahsedeceiz. Şimdi camün düçüncü kitaberine ik: Bu kitabenin bulunduğu garb kapsı| Başlibaşına bir devir ifade eden mülüm bir kıımdır. Kitabede: Soltan Süley - “nan zamanında ve (H 948) 1541 tari- hinde Ramazanoğlu Piri Paşanın yaptır- dün yazılıdır. Bu kapının heyeti umumiyerindeki kar aktete bakınca Sinandan evvelki mimar Tarın eseri olduğu pek bellidir. Hele diışa- ardan bakılıa Sinandan evvekki mimar-| Jarn mühim eserlerinden Edirnedeki Ü. gerefelinin ve İstanbuldaki Fatih cami- in eskiden kaları kapılarını derhal halır İlyoruz ki Sinan eserlerinde be. resimde| bir kapıya teadül elmiyoruz. Tlem Si inan Şehzade camüne bile bu tarihten üç l sonra başlamıştır. Kapıdan girince altında bulunacağı z kubbenin haricden üet kume itlâk -| azitlerden teşekkül etmiş bir kule şeklin- e yükselmiştir ki en orüğinal tarafı da) budur. İstlâküt ve ötlükmit Türk san'atnn| Bütün devrelerinde en mühim ve en lo- İlk bir tezyim vastan olup bunlardan -| Gilâktit çok rerae bulmuş hati Sinan devrine kadar başlbaşını oda tavanları kubbe altları süslemiştir. Sinan ise büyle, geniş sahalarda bumu terkederek küçük v Kalarda kullanmıştır. Fakat istilkmitler, ötedenberi gerek Sekuk gerekse Osmanlı Ulucaminin mihrabındaki çiniler #nimarisinde — minarelerin nisbeten - geniş ha kaidelerini daireri minare görde ierine bağlamak için köşelerde ve - daha bazı zaruret görülen ufak ve ehemmiyet- gz yerlerde kullarılmıştr, halbuki - işte bu Adana camünde- isilâkmitlerle- bir, kubbe yerine bir kule yükselmiştr. — Bir| esine daha ravgelmediğim bu kule olduk- Ça güzel bir heybet vücüde - getirminti. Fakat daracık sokakla / bumun kapı ile birlikte görünüşünü tesbir edecek bir yer| bulamadım. Arzu edilir ki Adana Bele diyesi bu güzel esetin etrafında biraz te amizlik yapsın ve bu tan'atk kapıyı biraz prtaya çıkarsın. Cami avlusunda — kubbeli ve sütünlü| evaklar çevrelenmiştir. Fakat bunların önüne bir takım ahşab Girekler dikilerek üöstüne tek satıhlı bir çahı örtülü hir kıım Bu sırada kendisi bile - düşündüğünün farkına varmıyacak kadar derinden, çok içerden «bu, arık mutlaka bitmeli!» diye düşünmüştü. Kendi iradesile değil, fakat | onu içinden iten sesin kuvvetile bir gölge, halinde kapıya gidiyordu. Anahtarı çevir-| di. Karanlık bir fikir oru geceleyin Ne| Tun evine sürüklüyordu. Sofaya - çıkar| çıkmaz yüzü birdenbire ve feda edeme -| döği bir adamın sicak soluğu ile o k yakından karşılaştı ki, netdeyse çarpışa caklardı. Demir, bir adım çekilip silâha davrandı: Yanıhaşındaki bu adam, Ni -. yazi idi. Kapının ağrında, ona / düşman| ibi bakıyordu. Soğukça; — Ne ar un burda? dedi. Kâtib, namlasu kendine çevrili silâhal tağmen İçeri girmeden çekinmedi. Öteki adım adım getiliyor ve gözlerini ayırmı - yordu. Tam odanın ortatında, kâtib kah-| kahayla güldü: — Ümid ederim bu benim için değil. Anadoluda Cumhuriyetin ictimat roma San'at tetkikleri AMİD YOLUNDA Ti in çinileri Ulucaminin garb kapısı üzerindeki kiymetli küle ilâve edilmiştir ki son yılların sümmetter darik eklediği bu kım binann / mimari zenginliğine ha olmaktadır, ilk fırsatta| bu kammn kaldırılması çok hayırlı bir iş olur. Bu üç kötabeyi okuyarak binanın mi mmari bakınıdan da öç mühim inşaf ve mi- Mmari safhasını tesbit ekikten sonza Onab- tanca asır sonlarına doğru bu camide dör. düncü bir tamirat safhanına şehid oluyo-| Tuz ki bunun kitabeti de çinileridir... Me-) elâ mihrabdaki çinileri mütalea. edelim; Buradaki çiniler mihrabın yapıldığı tarih göyle durun Sinanın ne Şehzade camiin Be me Süleymaniye - camiinde yebiliriz. gerek rtenk ve gerek - desen fibarile Sinan devrindeki çiniler. adım adım takib etmek mümkün olduğıma gö- Te burada bu devrin en mütekâmil çehte- sini gösteren bu çinileri biz ancak Edime deki Selimiye camüi yapıldızı yıllarda ve andan sonra görebiliyoruz. Binaenaleyh bu çinilere bakarak İkinci Selim zama- mında de burada bir tamir ameliyesi geç- nit bulunduğuna hükmederiz. Gerçi — iş bu kadarla - da bitmemiş, ondam sonma muhtelik zamanlarda. geneodamirat gören müştür. Fakat bunların bütün safha ve hmviyetleri releve edilirken tesbit edile- bilecektir. Ülncamüin en eski bir parçası olarak gördüğümüz bir kısm vardır ki bu da garbi şimali köşesindeki çeşmedir. Bu çeş me nefis bir Selçuk esveri olduğuna göre Ramazan oğlu Halil Beyin eamüni kur. madan evvel burada- bir Sekçuk everi dunduğuna hükmedebiliriz. - Bugün bu öşede caminin aksamından gibi duran bu) çeşme buranın en kidemli sahibi olduğu halde camün mal değildir. İleride ciddi tetkikler bu noktada da bizleri Tayıkile denvir edecektir. Ulucamün mezarlığında meşhur Ziya Paşanın kabrini gördüm. Oradaki val iği esnasında vefat ederek oracığa gü mülmüş, Terkib ve Tercüi Bend müellifi- nin merkadı manlesef bakımsız bir hal. dedir. Bunun biraz himmete mazhar ol. mas arzu edilir şeydir. Mezartaşında| 1297 tarihi yazılıdır. bunları Mümaz SEDAD ÇETİNTAŞ Tiftik piyasası “Ditik piyasamız, geçen hatta oldnğu İzibi bu hafta da dürgün geçmiştir. anya e aramizdaki klering an -| at esrafında yapılan büz ne asada uyandırdığı tereddüd adam 115 Yazan: ker zamanki donuk tavriler Kurar verdin mi? diye sordu. Bir ienotizör tarafından idare edilir gibi. De mir teslimiyetle; — Evet.. dedi. O zaman kâti> emri yetle oturdü. - Önün şaşkınlığını / hesabal Katmadan devam etti — O halde şimdi / gideceksin! - Ona İgizlice, yarın sabab dağ yolunda bekle düğini söylüyeceksin. — Ya kocas? — Oranı kalayt İmzasız bir mektub- İa, dağ yolunda buluşacağınızı haber ve- zeceğim. O şüphesiz, gelecek. Ve sen.| gün doğmadan herşeyi halledip gidecek- Snl Demir bicedi. Soğuk bir ter kaplamışt. Bununla beraber, gene ağır) — Evet.. dedi. Az sonra ikisi birden çıktilar, Ve birden, yüzünün manası değişerek, yT Basık tavanlı bir şark odasından bozu- CUMHURİYET | İzmirde milli | kümeye hazırlık W Altay, Göztepeyi 3-2 | mağlüb etti İzmir (Hususi) — Milli küme seç melerinin bu haftaki temasları, geçen baf-| taya nisbetle daha enteresan ve heyecanlı geçti. Günün en mühim karplaşması, mil- İi küme namzedlerinden Altay - Göz -| tepe arasında cereyan elli. Geceli, çün li yağlm vim yeğdulr. vhayı çümür deryasına çevirmişti. Öyle ki Tinde yalmız oyuncuların değil, çammırın d tesiri vardı ve çocuklar sahadan çi karken, tepeden timağa kadar, tanınmı - yacak bir hale gelmişlerdi. Buna rağmen, dukça cakta, eyan da seyirci miktar güzel geçti Fler iki takım, en küvvetli / şekillerile sahaya çıkmışlardı.. Gözlepeden — Fd biraz sakaltı, Altay, daha oyunun ba İlangıcında, hakimiyeli derhal eline aldı. Göztepe müdafansı canla batla ç şöyordü. Fakat Altay — mühacim - hatt, mevimin en güzel ayununu - oynıyarak,| mülereadiyen karşı tarafı - skıştinyordu. İk golü Ahtay ater. Göztepe bundan son. İva nöbelen canlandı. - Merkez / müdafi| Hakkı. vaziyeti kurtarmakiçin ferdi bü- tü eneriiini sarfediyor. takımın her ye İrinde, ber tehlikede hazır bulmuyardu. Bu arada, Cöztepe bir penalıdan ilk ger lünü yaptı. Altaylılar, birar sonta ikinci İve devre sonlaına doğru da üçüncü gol lerini yaptılar, Göztepe kalecisi Mahımud. biraz hasta olmasına rağmen, buglün çok fedakârane aynuyor, Alay mühacim - Terinin ayaklarına stlarak kurtarışlar yar pıyordu. Bu yüzden epeyee tehlikeler de geçinl. Devve soulurmda, gee ponulli - 'dan Göztepe ikinci golünü çıkarmağa smuvaffak oldu. Altaydan müdaf Ali, başün çok fena oynuyorda. Şükrü, Hilmi, Enver, İlyas ve Fund ise aksine olarak çok güzel bir oyumla takımı yürütüyorlardı. İkinci devrede hiç gol çıkmadı. Bu devrede, Görtepe taryiki yırtmış görünü-| yordur. Fakat bökimiyet, gene Altayda idi. Bu meyanda hekem, - Alay Jehine bir penalı” vermediği - gibi, Mahmudan kale içinden yaptığı bir kumarışı göre medi, Oyun bu suretle 3- 2 Altay leline bitti. Önümüzdeki haftanın maçları, kat'i lsrak milli kümeye, gizecekviki takımı İmezdana çokarmağl kâfi çelecektir. Bun- dardanbiriştimdiki puvanitiberile Gözi tepedir, Diğer namzedler Altay ve A tmordudar, Gelecek hafta, bu iki takım karşılaşacaktır. Gürün düğer maçlarında Demicıpor, Ezerporu 107'1. İzminpor, Bucayı 4 - 6) yendiler. - Boraoralılar, — Altınordunun #üncü golüne itirazla sahayı terkettiler. Adana felâketzedeleri için Bursada yapılan maçlar Bursa (llususi) — Havaların müsatd olmaması dolayısile haftalardanberi te hir edilen Adana felüketzedeleri maç <| larıne bu halta başlanımıştır. Acar Ja | ıman Yurdile Akınspar birinci takımları srasındaki futbol maçını Acar İdmaz <| İar edfira karşı beşle kazanmışlardır. Durseporla Muradiyeypor- arasındaki mmaç ta birbire beraberlikle neticelen miştir Kros şampiyonası İsinabul Atletizm afanlığından: Va İstanbal Kros. şampiyonssının dördürcü müsabokan Fenerbahçe « dile Kalamış yolu araşımda yapılacaktır. £ — Müsabakaya üçer kişilik zakım-| larla İştirak edilecektir. — Müsabakaya iştirek edecek ka töbler 19/3/9A7 akşamına kadar mmnta. ka aületizm ajanlığına atletlerin iste İlerini vermiş. olmalıdızlar, 4 — Müsebakaya saat T de başlanı İbahçe stadında bulunmalıdızları Jan salontn ortasında Nur, yalaızbaşına aturuyor. Musallat bir fikir gibi panmak: kapanıp, aynil nektada derinleşiyordu. Eşya uzak ve| at az olduğu için, bu. boşluğun içinde terkedilmiye benziyordu. Sessizce girip çıkan / hizmetçi — kadın. eve birakılnış mühürlü bir torba gibiydi Perdeler inik, renkler koyu, bötün çirei ler muzlim, bir şekilde aşağı doğru çeki için, buraya her kim . giree alçalıp yere - bakmağa sur olacak hssini veriyordu. Babasının wrarile barıştıklan zaman danberi Şevki ve Nurünnisa, yalızlıaş Tarına oturuyordu. Eski hayatlarile ilişiği kesmek için bülün veşya değiştirilmişti Kocası, elinden geleni yapmadan çekin miyordu. Yağ kandilile geceyi” geçir meğe alışkm olduğu halde, onu kaybet- me korkusile, mümkün olsa bütün serve- tüni vermeğe hazırdı. Herkes, Hacı Kümilin oğlu nasıl ba kadar değişti? diye hayret ediyor. Ve İk-| İtanbuldan döndüğü vakit bu delice mas- raflan keveceğine hükmediyordu. Fakat| İhalkı asıl meşgul eden, Bekir Beydi. Bu eve tekrar dönüşü yüzünden şehirde ça kanan rövayetler Nurun kulağına kadar| Tanına takılan örgüsüne İngilterede Teti hükümeti mühim tedbi haddine yükselirken.. «Hicran Diyarı» ndaki on binlerce amelenin sefa- Bazı bedbinlere göre şimdiki refah muvakkat refah son Gene tabirler meselesi irler almağa sevkediyor. kim he eei G İ mektuh gönderiyor! aArkadaş Jardan biri bana: sEyyam. vele 'ne demektirde diye sordu. Dilimin döne düğü kadar ceva> verdimce de sözlerim sarh Bir izah teşkil edemedi. Bu tabir nevi ade eder, tarihi birşey midir? Be ni teevir etmenizi dilerima Tensir işinin tenevvürdeni sonra olacar ğını bildiğim için ben de yu mazik yazr feyi başka birine devredebilirdim. Fakat bahe mevzu olan tabir üzerinde vaktile süreklice bir münakaşaya şahid olduğum dan ve bu teradüf, bence bir nevi teneve Tac giyme bayramları için Kral ve Kraliçenin büstleri hazırlanıyor. Son zamanlarda İngiltereyi ve bilanr sa londrayı giyaret edenler, arada biyük #aaliyete, büyük bir vefaha delâlet e den pek çok emarelere rasgelmektedirler. Evveli, 1936 sen: küm, altr senedenberi miktara. yükselmiştir. 've bilhasa Messi Nactim hayli şaşet İ mıştı. Simdi, bu mıntaka halkına mahss olmak üzere bir kanun projesi bazırla mmiştr. Bu kanan mücibince yeni bir ne- işin. İhsacat ya -İtsret Ünler'sdlecek ve g İeş yti görülmemiz bir |beri iş bulamıyan işirler çahşmağa baş Tuhalüt ise 1932 |hyacaklar, bu matem diyarı artadan kal denberi ilk defa olarak bu derece yük - |kacak. sektir. Ötellerde oda, İokantalarda mar | İngiltereyi hep refah içinde tasavvur sa, büyük sinemalarda oturacak yer bul İmek istiyenler kin yetâne tavsiye Roon mak bir meseledir dda'ya gimemeleridir. Rhondda'nn ev-| Majese Altncı George'n tac giyme |leri ve insanları, bir enkağ manzaran ar-| merasimi münssebetile, “esham fiatlarına | zediyor. Vaktile, buraya Siyah Röondda yanacıya kadar her şeyde bir miklar da- adı verilirdi. Bu tesmiyenin sebebi, orar ha tereffü, bir miktar daha canlık ve (daki kömür madenlerinin zenginliği idi. fasliyet görüleceği - umuluyor. Banker, Maden kuyuları kanatlıp ta iciler a -| borsacı, tüccar, müzikkol sahibi, berken, | Yaklanmağa — başlayıncn — eSiyaha izmi bütün Londra, tac giyme merasiminin «Kızılas döndü. Simdi, Rhendda bir| Hzır gibi imdeda yetişeceğine hiç tüphe | şehir heyulfundan ibarektir. etmiyor. Bu mıntakadaki fabrikalardan bazılar Sabık Sekirinci Edward'ın tahttan fe- zanm tektar açılacağı, yeniden fabrika İragati sırasında, bu buhrandan en Fazla lar kurulacağı, teslihat işinde çalışan fab- İsarnlanlar ve henzi en fazla sararanlar. rikalardan bazmının burada tetik edilece İerlikten, tencereden, sigara tahlasından ği söyleniyor. Lord Nuffild on bin ir tutun da, mürekkeb / hokkasına, mendile, çiyi meşeul edecek kadar Bir para, iki kurşünkaleme ve çorba kâsesine varıncı - yüz mülyon tahsis etmişti. Bu vayede, İya kadar eşya namına akla gelebilecek Rhondda ahalisi işçi, köylü, esnaf, me ha nemneye Kralın markasını, jemini ye mur, çoluk çocuk herkes rahat edebile Tesnini koyan açıkgöz satıcılar olmuştu. | cek. İFakat bunların , endişeleri ve telâşları berhude oldu. Zira, halk yeni Kralın amarkatı ve retmile müzeyyen eşyayı nar l kapış kapış alıyorsa, evki Krahın ta siyme merasimi için hazırlanımış olan eş İyayı d, elde kalacak korkusunun tama” men hilâfina, © kadar istekle tatın ah - İyor. Bu kal, bilhasıa sofra, çay ve fin: can takımlarında pek barizdir. Bu gibi eşyaya meraklı olan müşteriler sabık ve Tahik bükümdarların her ikisinin marka: İarını bir arada elde etmeği ve bu süretle 'daha mükemmel ve daha tam bir takım sahibi olmağı tercih ediyorlar, Masmafih, Londranın bu zahiri ve - fahına rağmen, bur iktsadi kalkınma deve İresinin, silâhlanma faaliyetinin doğurdur. at muvakkat bir bolluktan başka birşe olmadığını, bu refahtan sonra yeni bir su kut devresinin başlıyacağımı iddir eden - Ter çoktur. Şayed bu projeler akamete uğrar ve İRhondda'yı kurtarmağa çalışanlar bu iş- te muvaffak olamazların, « zaman, Lon: dea, dünyanın her tarafından kosup ge -| Ten milyonerlerin iştirakile, mayıstan teme) muza kadar tam on bir hafta sürecek o lan görülmemiş bir lüks içinde yüzerken, eHicrandiyarıs nn külübelerinde, imtan- Jar, açlık içinde kn İngilizler, zahiri soğukkanlılkları al da, hu mühtemel — Faciaya - karşi çak hastas davranıyorlar. Baldısin kabinesi| de bu haleti rubiyeyi anlamış ve memle- | keti kemiren bu ekonomik ve sosyal kan- erin tedavisine teşehbils etmi nacaklar, Pol mektebi voleybol takımı galib Polis mektebi valeybol takımile : İngiltereye velev muvakkalen gelen bu | hiye Gedikli Küçük Zabit mektebi va tefah manzarasını bulandıran tek gölge, leybol takımı arasında” Polis mektebi Sekirinci Fdward'ın, saltanatının sonlar | Sahasında bir maç yapılımş ve Polis İına doğru ortadan / kaldımak istediği, | Tektebi takımı galih gelmiştir. zenubt Galles'de aHierandiyarın adı ve e İrilen mıntakanın halidir. Lâhik Windsor | Dükü, 1936 teşrinisanisinde bu mıntakaya İyaptığı seyahatten avdet ettiği zaman, seyahatinin intbalarını şöyle hulâsa et miştiz «Bu zavallıların bulmak Tzi Bu söz, © zaman, Baldivin kabinesini Hamiyetli bir *kadının teberruu yini bildirmiyen haşırsever bir ba- İyan tarafından Çocuk Hsirgeme kur haline bir çare|(muna yüz İlra” teberru — olunmuştur. Yokrul yavralar zamına kurüm alenen teşekkürlerimi bildirmektedir. geldiği için, son zamanlar © tahmin edi lemiyecek derecede azab çekmiş. - Şevki ile banşmağa mecbur olduğu zamandan- beri bur metelelerden ne ona, ne babasına bir daha bahsetmemeğe karar verdiği için tamamile münzevi ve kapak bir haf al - mışt, Hiçbir ziyaret kabul etmiyor, ciki hbablarile teması kesiyor. — Baştanbaşa yeni mubilyayla telriş edilmiş - olan bul Teski evde, bir zindana kapatılmız gibi o- turuyordu. Şevki, onu bu halden kurtarmak için mümkün olanı yapıyordu. Neşeli olma- ya, hazık görünmeğe, ona kargı nihayı siz derecede müşfik davranmıya çalış -| yor. Fakat bütün bunlar, üzerinde iyi te-| sir yapacak yerde inzivasını ve - kederini| okmekdan başla bye yartariyaddl Şevkinin - hesabi içinde kederini örtmesine rağmen, her hali stirabi ifade ediyordu Hirmekci: — Büyük bey, bir misafir le.. diye haber verdi. Nur, karşılamağa vakit bulamadan, —odanın ta ortatında, babasile beraber Demiri gördü. İkisi de kımılımadan, bakıştlar. - Böylece erisi bir zaman geçti. Bekir Bey: 'ma sürriz! Memnun - oldun mu? - diye söze başladığı halde, onlar gene hareket- sirdi. — Buraya döndüğüne öyle sevindim kil Bilhasta göresin diye getirdim. Bili rim, çok sevineceksin! diye söylendiği n 'yada Nur, ağır ağır onlara doğru yürü - yüp elini Demire uzatmıya. Birden: — Şüphe mi varl.. diye yüksek sesle ve cebri neşeyle karşıladı. Babası Şevkir yi sorunca, işitilmiyecek sesle; — Fabri- kada.. dedi. Bekir Bey dolaşırken: — Geceyansı gelir. Haber - vermelil diye söyleniyor. Dlemir, kararsız yere ba- kıyor, Nur muüztar, nt tasdik ediyordu. Kurdoğlu kahvesini içmeden, Şevkiyi çar farmak için gitti. Yalnız kaldıkları zaman, Nur ne bir) hareket ne bir sözbaşı bulamamak yüzün- den çekliği ezayı taklamağa çahsıyordu. e babasını batıracağından bahtedenler vardı. Kümil Elendi. vakâl bu elüzumsz masrafları a sikılmamış| değildi. Bununla becaber © henüz - eskil Vesvanın yok pahasına gittiğini, evin yeni| başlan bezendiğini, havsalasının alame-l yacağı esefhanes masraflara girildiğini| bilmiyordu. Nurun, bu teferninti farkettiğine darr| vür teşkil etliğinden zarif ” muhabirimize İsevab veriyorum GEyyam vektin tabiri denizcilerin icad ve tervie etikleri sözlerden olup sonradan mefhimmunu değiştirerek halk - İianına gecmiştir. Deniz çocukları da, halk ia “arabcadan türkçeye cemi müfred şekline. sokularak intikal eden- eyyamı manasına kullanagelmekte” iteler de bir tinciler bu kelimeden dağrudan doüruya tüzgür. ve ikinci ikbal gibi mefhumları kasdermekte bulu: nuyorlar. Bu sebeble denizeler ağıında eyyam Yürgürla. zaten yürüyüp gidecek olan bir geminie <iş ol İsun diye idaresini ele almağa - yeltenen gözteriş tever adam manasını aliyor. Maz İüm yaş rcix, eski devirlerde gemi vüvariz İi kaptan demekti, Bugün dahi gemilere de demir alınırken peneng olarak kullar aılan eheyamola heyamalan nakaran da geyyam olae nn bazulmuş şeklidir. ve muvafık tüzgür eminb temenniini lav zammun eder Dediğimiz gibi halk, — seyyam reisin tabirini istiareli bir mefnumla lehçeye ger girmiştiz. Sabit ve meş'ur bir ekide sahihi olmayın hee söze uyan ve herkerin miza- cına göre dil kullanan yam rekib denir. Aşağı, yukan — dalkar yukluğun müradif sayıbır. Fakat ulunrta dalkavuklukla eyyam reiri aranında Tark vardır, delkavuk, şahsa bağlıdır. eyyam zeiri zamana, Edki Belarad. valilerinden Ali Raza Paşa ile gair Nevres merhume dan hansisine aid olduğu pek te kestir İemiyen meşhur bir gazeldeki: «Cer bar n uymazsa eyyam, uyarım eyyama benb. ea da eyyam reisliğinin manzum - ve mevzun tariflerinden biridir. muvafık adamları e Eyyam rehi tebiri münasebetile İzmit- ten yapılan şü şeru bana gene - tabirler Burün — Silimizde yevm ve eyyam yoktur. Günve - günler vardır. Lükin eyyam relii tabiri Tehçemiz” den kolay kolav çıkamıyacağı için eski ezerlerin sahifeleri arasında daima - yaşı meselesini hatırlattı. yacaktır. Milif nezahetin, milli ahlâkın bize eyyam reiliğini unutturmuş — olması barka, o tabirin mefumunu - öğrenmek ene başka bir bahistir. Benim kanaatime göre medllleri kaybolsa — dahi - yıllarca yaşamış, kullanılmış. — kitablara — geçmiş tabirlerin Tüztçesi yapılmalıdır. Bu li zum ihmal olunurta bilgi bakımından zi yamımız gittikçe çoğalmış olacaktır. Buzün arakçın giyilmiyor, — kırlangıc kullanılınıyor diye » kelimeletin manasım öürenmemek doğru elur mu hiçi M. TURHAN TAN Zirantçi MA Kurlan İmsasile Çekieteden şekkür ediyorum. A kadar takdise, samiz l söylüyarım Ki liyakatlm yoktur, yordu, Nihayet atıldız. — Niçin döndün?. Güzlerine bakmıya- cevaret edemedir. — Mesburdum.. dedi — Mustarisinl diye onu sanmak İ tedi. Nur cevab vermedi. Ve bir baha » zeyle kolunu çekerek ondan — uzaklaştı. Demir: — Bu halde göreceğimi hiç ummu - yordum. diye wrar ettiği zaman, Ahtiyar z gene yaklaştı ve sesi trediği, selak gözlerle baktıpı srada: — Bana a€i - makla işkence ediyonucuz! dedi. Du - daklarını sürmken, masa üstündeki eyyar yi lüzumsuz yere düreltiyor. Demir, kendine hâkim olamadanı eli 'ne sarıldı. — Kimeye acımıyorum! Sana muh - tacım. Niçin beni yalnız biraktın) - Seni mutlaka bulmalıyım. Müstehzi bir serab Bibi kaçıyorsun. Niçin tekrar bana gö » Tündün? Tam geleceğin zaman, —neden kayboldun? — Yalanl dedi. Beni bürbütün u - gutuğunuzu pek yi biliyorum. — Zater beni hiç düşünmediniz. Siz yalaız Fayıt olmak istediniz. İhiçbir alâmet yoktu. - Vakur bir süküt| Demir, gözucile onu takib ederek susu -|

Bu sayıdan diğer sayfalar: