27 Mart 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

27 Mart 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T Mart 1907 Lavrence'in rakibi Philby Acaba çöl de yeni bir Atlantit mi buldu? Kum denizlerine âşık görünen bu esrarengiz adam «İcab ederse dostlarımı İngiltereye karşı bile mü- dafaa edeceğim» diyordu. Arzulhaliye neresi? Fransiz muhartirlerinden Toseph Ker velı Pariş gazetelerinden birinde neyvet ği seyahat actlarında. Arabistan hdi selerinde mahed Leverenee'in rakibi ola- zak göhrer kuzanan John Plulby hakkır da şayanı dikkat bazı malümet veriyor. Muhartir, eski casur Philby'le, Ciddede, Felemcnk konsolestuğu binasınd n göyledilcen sonra, diyor ki eİbamünden yıldızının parlıyacağını birçok sene - ervelinden - haber / veren Tawrence'len başka bir İngiliz daha bur Kanduğunu bilen aadır. Müstemlekât of $e büyük hir ilmedı vörek, Fakat, bu işte Pöilby, ati daha iyi - görmüş, Tav | gence'e ülün olduğunu meydana koy - maş ve Lendrada şöhret kazanmışt. Kendisle Felemenk tanıştiğın zaman, beni iki gün sontası i - Çin erime davet vti © gün, şehirde Bir nevi sam yeli olan bamsin ftması esiyordu. Hava sapsan bir veak bağllmışa Cüğeter ten di dükle işliyor. yapakan bir ter vücur TeR Hlatyordu. Boğucu, tehammül edil mez bir ecak vardı. Cehennem gibi — kızgin — sokaklardan sonta, Pöilby'nin evi bana bir vaha gibi Serin ve lerah göründü. Buras, geniş ve Şükek tavanlı odaları, kalın d hem saraya, he kaleye benziyen maz larile güzel bir bina kdi. Evin, denize Sazıt İiyük bir taraçanı vardı. Philby beni taraçada bekliyordu. Er Şalımda n tane kadar mayman - vardı. İi omuzlarına çikıp oturmuş, öcü dizler| dine yerleşip kafalarını onun göğsüne da yamşlardı. Philby, bir. yandın may - Aunlarını okşarken bir yandanı da bena: — Bu havayı pek severim, diyordu. Geneliğimdeki sahrayı hatılatıyor. Sonra, bana, Hindirtandaki vazifesini manl birakıp . Arabitana - bağlandığın Bavra körfetinden başlıyarak, senelerce İlmisrüudın peşinde nasl dolaştığını ane İataş Arahlar, hristiyanlara tercih eli #öni, yakında ihtida edeceğini söyledi. — Unun zamandarberi bekdediğimin) sebebi, bu gibi şeyleri teenmi ile yapmak istediğimdendir. Çöl ve çöl insanları ba a cideli olmağı öğretiler, dedi. Phiby — Dostlarını, izeb edene İngillereye karı bile daima müdefan edeceğim. Dediği zaman, b sözünde ermimi ©-| hup olmadığında tereddüd etlim. - Belki de, pek çok defa iddi edildiği gibi, En- tellcene Servisteki rolünü gizlemek ix tiyordu. “Bu munmmaya cevab verecek va -| ziyette değilim. Yalnız, şumu hati ifade edelilirim ki, bu adam büyük ma - eraperestlerden biridir. Philby'de, meç: hule, musmmaya, keşfe karşı giderilmez konsalosluğunda — Beri rinden da- ha sck Zui konuşmanız gilüne « Bir elile okşadığı — yakatnı — indirmek üstiyor. fakal gene de Necatiye fanilâsile görünmekten utanıyordu. — Fena bir gece geçirdim ve aha fena bir sabah... Zannederim ki ölecek-| dim, Sen karşında bir mağlüh ün ama bakikatte bir - müzaflerdir. 9, Hakikalen öleektin. Sonra — anlatının. Şimdiki vaziyetime gelince, uykusuz de im peki fakat — yorgünüm, / Açlığımı histetmiyorum ama acıkırsam Tena kacağım, O zaman süylerim. Şimdi ter edebileceğim şey gene bir - bardak çay: dir. Başka hiç. birey vem açıkça Necati tepsiyi aldı, çıktı ve kendi elile çay getirdi. Orhan gece uyanışını ve sabahipı baş- dan sonuna kadar anlatmıştı. Bir yaban- miyorum. İster. Çinin tergüzeşti imiş gibi, görünüşte gu - Turunun siyanlarını Cumhuriyetin edebi tefrikası: 30 BiZ iNSANLAR bir suruzluk vardır. Çadır alında ve kız kın güneş altında geçirdiği seneler, ker -| van hayatı, açlık, vatuzluk ve İşkence n yıldınmamıştır. “Arabistamın her tarafını, herşeyini bil- diğinden dolayı kendisine gıpta ettiğimi| söylediğim zaman bana: — Börle söylemeyiniz, daha görül cek neler var, diye cevab verdi. Ve, gözleri, dikkatle bakılamıyacak kadar küvvetli bir işıkla yanarak, ilâve) eli — Biliyor murunuz ki, cenabi Ara -| bistanda, Yemende Necis ve Hadramt| arasında, biç kimsenin, srrma vükif el -| madığı muszzam bir toprak vardır. Eal gözü pek macera adamları, en cevr be- deviler bile orayı bilmezler. Bu arazil kimsenin mahı değildir. Oraya, dehçet ve| rrar hökimdir. Buranın izmi Arzulhali yedir. © saha hakkında bin türlü efsane| Yardır. Merkezinde beyaz renkli, mavil gözlü Arabların sakin oldukları töyleniz. Çok eski zamanlardanberi Yahudi kabi- İeletinin oraya hicret etmiş oldukları ib| din edilir. Bu çöl hakkında bilinen ye| Ggüne şey, oranın. dünyanınen gürbüz, en Çevik yabani hecin develerile metkün ol duğudar, İste Plalby, bir türlü terkin edemediği| aacera banim en aihayet Arabistanın ba| vahşi çölündeki esrarı keyfe çıkarak tat -| “Yakalanan esrarcılar Sen günlerde şehirde esrar ve ervin İsatışının aritığımı farkeden Emniyet ka- çakçılık bürosu memurları şüpheli bazı| Kümseleri tarassuda başlamışlar ve bun lardan Lemanrir sebıkalı Bursalı Meh medin Süleymaniyede bir arsaya gece leyin sık sık gittiklerin Sesbit etmişler. âir. Hemurlar arsada tertibat simışlar ve)| evvelki gece Lemanla Mehmed arsada tapraklarla örtülü bir mahzenden tor balarla çıkarlarken kendilerini yakala İmışlardır. Torkalar aranınca içinde esrar oldı nlemurlar, / kaçakçıları — yakalıyarak Emniyet kaçakçılık hürasuna götürmüş ler ve oradan da tahıkikata devam edin- ce bunların Tahtakalede - Altındiş Al£ isminde Bir adamları daha olduğunu 5ğ- Altındiş Aliniki evinde de arama ya ılınca merdiver alelarında birçak esrar e İtorbaları elde edilmiştir. Ali de neraret alma alınmıştır. Tah: kikala ehemmiyetle devam edilmekte| Yazan: Peyami Safa saz. kayıdsız. ve kuru bir ade kullandı. Necatinin herşeyi hisetmesi için bu ka: darının kâfi olduğunu da biliyordu. Fa. kat canlı teferrak. ihmal etmedi. Hikâyesi bittikten sonra, Necati, Or- hana değil, insanlığa — bakıyormuş — ibi içi biey dolu gözlerini kamarak mınl - dandı — Dehşet. Güzel, Geçinciye kadar dehyet. Geçtikten sonra güzel, Böyle bir habram olmasını isterdim, Gözleri sobanın alevine dldı. Minldanıyordu; — İnadın da güzel, Bu kadar aktaban vat, filân var. İlk isyanının ve gururunun bedelini kahramanca ödüyormun. Orhan bir omzunu salladı: — Fakat mağlüb oldum, dedi. — Olmadın daha, — Oldum. Amcama mektub yazdım. Cevab inter müspet, ister menfi — olun, yenilmiş sayılırım Gözlerini önne iğdi ve itirafının kay. AFi edem heyecane bettirdiği şeyi kazanmıya çalışan cesa -| Müel Üyüş dan Na Belisdz Sabı naşmışlı Orad Tardır. takibder Kiter olmakl de mi hak: z bi död işini sülmüştür. Bugünlerde İstazbul yetinde kaymakemların faplantı yapılarak bu mehaller yeniden| tayin ve tehdid edilecektir. Tktin, llmar yet beşinci çube memuzlar kâr horsızları görmüşler ve hazaretli bir ikinci sınif müfetliş mu: bulunan Boyamd nahiyesi müdüzlüğüne İstarbul Emniyet müdürlüğü kadrosun- sımpaşa nahiyesi müdürlüğüne de H miseri Tali, Heybelisde ahi dürlüğüne ise birinsi komiser Şükrü ta yin edlilmişlerdir. İçkili kaz akalıl; lardır. Mehmed, sandal geran #onrn tırmanarak vapura çıkmıştır. gesirdiği bi çıkarmış, sanda'da bekliyen erkadaşına atmuş ve beraberce vapurdan ayrılmış. Mehmed, bundan Herurum vapurunda da bir soygun yap-| 've 2000 Tira çalmı (h stahsil mevküne geçmiş Ş beraber kendilerine yardımda/ mahalline koşmutlardır. cak meseletindeki kifayelizlikleri, Pan - Su cömleden ola- — Kapı önünde yatmakta — olan Nutiyi | Arab fikrinin ciddiyelle hiç münasebe -| im edilmektedir. rak son defa da en fazla muhtac alanla: Ta sekiz yüz pulluk dağıalmıştır. ilk fikirlerim saranbya uğradı vakabel başladım. Bir nevi sukutu ınıç gibiyim. Hâlâ da'öyle. Kendimde bir) du. Ben adamdı. cumm Londra piyasasında Türk afyonları İyi ambalaj ve hususi hassalarından dolayı çok takdir ediliyor Uyuşturucu Maddeler İahisarının tek sik çalışmalarile vücude getirilen gözdi Tamhalajlar ve diğer husni hassalarile af- | yonlarımız Londrada büyük rağbese maz- İhar olmuştur. Londrada intişar eden and Druggist mecmuasının 20 mart 1937 tarih, 2980 numar İaramüz şu takdirkâr sözlerle piyasaya ta satenlmaktadır. GPiyasr sağlam ve normaldir. Mev çud Türk komsinye afyonları piyasayı kaplamıştır. Türk Afyon İnhisarı piyasa: yieline almak istediği hissini vermekte dir. Bu hal piyasayı daha ferm bir vazi The Chemist İt nüshasında, afyon - Türk afyonlarının libre morfin beher derece keymeti İran afyenlarna mazaran daha üstün mıtılmakta - ve daha yüksek Hat tatılmaktadır.s. Maddeler Tahisan, mayıs sanuna değni Lüman hanısın üst katına taşınacaktır. İnhisarların depo ve imalât - hanesi de Calatada Perşembepazarında kiralanan hususi bir depoya nakledilec VİLÂYETTE Nahiye müdürleri arasında tayinler müdürü Ziya, inliğine, açık gene açık bulunan Ka si müdürlüğü birinci ko- mü. oların yerleri İçkili kazizo ve lakentaların. buluna. bilecekleri mahaler eper tayin ve tahdid aeti iddet evvel| . Vaki olan bar üzerine bu tayin ve tah: riden tetkikine Tüzum gör| Va iürakle biz Cür'etkârane bir hırsızlık n Mehmed, arkadaşln- İrından Yaşarı da yanına alarak evvelkil geee bir sandalla sabaha karşı Saat çi reddelerinde İlmanda demirli duran İ-| falyan bendıra: İskarna vapuruna yaç) yanaşır “ yanaşmaz, merdiyenini vaparun gü Ve kancayı takaklar a giren Mehmedi e- ok eşyayı güverleye n devriye gezen Breni bu cür'et- yakalamışlardır. Sabi - bir sene evvel İzmitte göçmenlere yardım deştirilmiş bulur Mantakamıza n göçmenler hayli va: tebsiz bir gururla başını biraz yukarı doğ- vu kaldırarak ilâve eti — Fakat ben izademe atfetmiyorum; bütün mukave metlerimin korlışıma benzemiyor bu: k dimi haklı bulmama rağmen teslim olmak değil buç fikirlerimde bir teşevvüş peyda olur gibi oldu. gene bu mağlübiyeti 'Nazıl anlatayım? Kendi- imup ta değilim; fakat, Kerdimi nebse mühtac - görmeğe ayale uğra -| liğim edi Küler var, Ben Çalışan ve her duygusünu, her mühakemesini yücudünün, huzen ci: hazının talehlerine irca etmeğe kati tur tekte karar vermiş insandım. Çünkü bak n babamın evinde ilim na- aa hadislen ve tefsirden başka söz duy körüne imana mecburdum. Mantık bile, müslümanlığa sid bir prensipi - (Lilâke illâlah, Muhammedün Resulallah) ka: bul ettiklen sonra omu tekid eden ve v- nun şerefini tahküm eden bir esirden, ya- ni mantık bile Allahın dlkavuğundan başka birşey değildi. Babam dini ve şer'i metelelerde çok mutaaınib, üt ve izah yavaktı. Körü meüsamaha- Meşihatte ve «Tetkiki ti Şeriyer azaları aranında en|Babamn askerleri de sevmezdi pek. Reni — Evvelki gece kanlı bir cinayet oldu Bir genc, kendisine taarruz etmek isti- ven bir adamı bıçaklıyarak öldürdü kata göre cinayet şöyle eereyan etmiştir Fathte, Arpazanında İmamniyazi 10- kağında İi kalı, önünde bahçeri bulur nan ere bundan bir ar evvel Nuri ada da 45 yaşlarında bir adam taşınmıştı. Nuri evlidir. ve çocukları vardır. Kayna. aat da kendisile birlikte orurmaktadır. Bu sile vekiden Karagümrük tirana: da ikamet etiğinden Karagümrükte A esme mahallesinde oturan 17 yaşların: da Ali adındaki - çocukla — akbablıkları verdir, Daha o vakittenberi Ali, Nari 'nin evine gelir gider, kendisine yabancı amamelesi edilmezmiş Nari Atpazarına fapdıktan sonra da Âi ziyaretlerini bı- rakmamış, eve gelip kadınlarla buluşup alurmakta deram etmiştir. Gene çocük evvelki gece eve geldii vakit Nui le karşılaşmış ve ev sahibinin: &— Bu akşam zakı içelim Teklifini reddedememiştir. Evin ikinci katındaki hir odasında kurulan vakı sof- Tanma oturan Nuri ile Ali sast 10'a doğ: u bir gize rakıyı bitimişlerdir. O vakte kadar ayni odada bulunan Narinin karın kocannn ” mrarı üzerine karşıdaki yatak odanıma gitmiş ve rada uykuya dalımışta. İki erkek odada yalıız kalnca Nuri bir şie zakı daha açmış ve Alinin yanına yaklaşarak içmeğie başlamıştr. Saat birde gişedeki rakı da bitikten sonra adamakılı sarhoş alan Nuri ya hendaki gence sarkınılık etmeğe haşla miştır. Bu yüzden başlıyan müpakaşa yavaş yavaş büyümüş ve Ali kendisini müda faaya mecbar kalmıştr. Fakat karşısındakinin müdafaanmı 8- zen Nari işi daha beter azıtnca Ali: e— Rahat otur, canını yakarımd de - Münakaşa bu raddeye geldikten son -| y her iki taraf ta zaten sarboş oldukla - 'ından yumruk yumruğa gelmişlerdir. Bir aralık Ali eline goçirdiği böyük bir| bıçakla Nuriye hücum etmiş ve göğsünde 'neye sevketmişlerdir. ölmüştür. gelen ve tahkikata başlıyan po - lese Narinin karın ve kaynanaı <— Eve husiz gördi erkeğimizi 8l dürdüz diyerek tahkikatın veyrini değiş- türmek ütemişlerdir. Akin Nuri yalda Kadınların bu ifadeleri üzerine bit tün Fatih merkezi seferher almuş, her t zafta hirsez aranmağa başlanmıştır. Hadüe Emniyet Müdürlüğüne de he ber verilmiş ve kinci şube müdürlüğü me- murları da geceleyin vazileye sevkedi mişlerdi. Zabitanın yaptığı tahkikat — saminda kadınların yalan söyledikleri anlaşılmış 've dün sabah hakikat meydana çıkmış- b Bunun üzerine Ali ile olan münase bellerinin meydana çıkmaması için Za bataya vakit kaybetliren kadınlar nezaret altna alınmışlar ve gecedenberi vazil gören Emniyet Müdürlüğü cinayet ma -| Sası memurları da katili aranağa koyul - muşlardır. Sehrin harice - gidecek - bütün yallan| motörlü polislerin kontrolu altına girmiş ve katilin kaçmaması çi çok sıkı tedbire ler ahıamiştır. Zabitanın gayretli çalışmanı - kendini görtermiş ve katil dün gece aat 20 vad: delerinde Karagümrükte Acıçeşmede bir evde yakalanmıştır. Müddelvmum? muavinlerinden Kemal dün geç vakte kadar tahkikatla meyenl olmuştur. Asya paktı etrafında uyanan alâka aaptarafı 3 eet sahiyeder hazırlanan Pan - Arab paku projesi ara- amdaki eraslı farkı tebarüz ettrmekte - ler. Traklıların yürüttükleri mütales - Jara göre, eski proje daha ziyade dini t mmayüllere istinad ettiği halde. Asya pak- a siyasi, ekonomik ve bilhansa coğrafi enaslar üzetine - kurulmuştur. - İraklılar, Asya paktının imzalanmasını, - İraktaki Pan » Arab hareketinin nihayeti telâkki ediyorlar ve Irakın, komşularile kabil ol- duğu kadar ai bir kültürel temas mu -) hafaza edeceğini ve eski kabinenir tehlikeli yola kat'iyyen gi Tüyorlar. ederek - biçağı Karşisındakine iki kere daha saplamış ve ker ikisi de odadan çıkarak sofada dö - iüşmeğe başlamışlardır. Safada da biçağını elinden birakmı - yan gene çocuk iki kere daha hücuma ge- çerek yara sayısını çoğalmış ve kaçmak üzere bahçeye doğru merdivenlerden iv meğe koyulmuştur. Nuri de vücudünden kanlar aka aka Aliyi takib etmiş ve ana bahçede yetişmeğe muvaffak olmuştur. Bakçede —de kua bir boğuşmadan sonra Âli tekrar biçağını kullanmış ve Nuri aldığı yaraların tesirile bahçe ke pısına devrilip kalınıştır. Ali de sestizce sokağa çıkmış ve karan- Jıkta kaybolmuştur. Hüdise olup bitlikten sonra Nurinin karsile kaynanası sokağa çıkmışlar ve: «— Can kurlaran yok mu? Evimizi hıruzlar bartıla diye feryada başlamış - Gecenin saat bir buçuğunda ortağı birbirine katan bu tvesler üzerine bütün mahalleli evlerinden sokuklara frlamış Tar, bekçiler ve devriyeler derhal vak'n Palestine mecmuasının neşriyatı Londrada çikan ve azası meyaninda birçok meb'usun bulunduğu Filittin ko -| iitesinin orgamı olan — Palestine — isimli) mecmun, en son nüshasında Pan - Arab meelesine tahsis ettiği başmakalede ez - mle diyor kiz <Osmanlı İmparatorlu Zunun Paneİslâmizm hulyası İngillere b çinbirçok müşkülâta sebeb olmuştu. Lord Salibury, bu hayale bağlanmak yüzün. pek çk masraflara girdiğini, bizzat ilicaf etmiştir. Bugün hatalarını anlamış olan İngilizler, şindi de Pan-Arabizm hulya- nn atılıyorlar, Hakikatte, bu da öleki kadar Boştur. Pan-Arabizm » - kadar gayrimercuddur ki, Türkiye, istete, bir sakeri yürüyüşte, eski Arab vilüyetler kolayca isürdad edebilir. Arabların S gören polisler derhal — cankurlaran oto - 4i olmıyan bir hayalden ibaret bulundu. İmabilini çağımışlar ve yaralıyı hasta - unu kâfi derecede göstermektedir.n dar kafalısı o idi. «Ya eyyühelmüslimin!» Serlevhasile yazdığı kitabdan sana bah- yettim, Orada o kadar bzil softadır ki itihadı islm fikrin, bütün heristiyanların katlâmına - kadar ileri götürmüştür. En mutaasub şeyhülism bile bu everin nep ine müsaade emedi. Sebilürreşadda bi-| Je babamın bu ifratı/ aleyhine - makale ıktı. Müstebid adamdı da, Beni sine -| maya bile göndermezdi. “ Romanlarımı| hepsini bir gün haberim olmadan yakmış Ürstelik bir de ulâmu tabüye düşmanıy |d Ben ilkönce Tıbbiyeye girmek iti yordum. Amcam muvafik buldu da bar İbam da razı olmadı. #Doktorların çoğu farmason olurlar, İmansızlık onlarla in- dişar ediyor gibi şeyler söyledi. Darül İmuallimine girmemi de istemedi, Orada İyeni müdürün sarklı talebeye sarıklarını Ççıkarttığını biliyordu. Ben de sarklıy dm, Kudumuya başlamıştım. Bir ke annemin önünde sarığımı ayağımın al 'una alarak çiğnedim. «Ben kafama ke fen saramamla. diye bağınyordum. Bu fikirler bana mereden gelmişi? Menge lerini pek tayin edemiyorum. — Muhütten karışık. Sonraları gazete- Bilhasa ve Küvveta. orduya girnekten de menetli. Bir sene mektehsiz kaldım. Amcamla babam ara- 'ynda da ihtilâf vardı. Ben o cehennem içinden çıkmak için önüme gelen ilk fik- vi cazib bulmıya mahkümdum, «İçtihada, «Zekâr mecmunları ve bitün © - ben ana — girmiştim —artik - materyalist kütübhane. — İnadıma ulömu - tabüyeyi İçok seviyordum. Mektebde talebeyi ca -| İmiye girmemeğe teşvik ettiğim için birl tardı müvakkat aldım. — Babamla <iddi ihtilâfım © tarihten başlar. Artk beni af fetmez oldu. Hergün münakaşa ediyor. dük. Bu münakaşaların © kadar acı bir, tanir vardı Ki annem odadan çıkarak - bul seste bir facin sezen kadın hastmiyetlle -| sofada gizli girli ağlarmış. Ne demek is tiyorum biliyor musun? — Bende, acaba. töyle bir şüphe, geldi. (Bu şöple seninle münakaşaları - muzdan sonra da küvvet bulunya başlar amişta, fakat — Boğaziçindeki — mektebden aynldıktan sonra büsbütün arttı.) Şöyle bir şüphes «Acaba, diyordum kendi ken- dime, bende... benim materyalht fikir lere saplanışım, denize düşenin yılana va- ler, mecmualar. ve kitablar... 'nlmasına mı benziyer?» Anladın değil gİçtihadı ve eMadde mmi? Evimin cehennemi içinde bana biraz Soğukçeşme rüştiyesinden yeni çıkmıştım.| serinlik verebilecek bir bu fikirler vardı diyorum... Yani bana Tin, Viyana, Morkova, Peyle, Madrid, Brüksel, Kepenhag ve Pekine kadar payitahi düşman eline geçmiş yıllarca ve p İlerinde tutup ta sonradan biraktıkları dü- den İngillere hazinesinin - beyhude yere | " İfendisini şehir haricine çıkanıp attan aşa Tarihi hatıralar er de Kâbusa vğn - Yeryüründe böyle bir korkulu - rüya - geçirmiyen ir - hemta hemen - yoktur. Paris, Ber- B nsanlar gibi yel yöbilirler ve uğrarlar, he birçak kere hürriyetini kaşbetesiştir. Bun ar, bu istillar birer kâbuna benzerilir ve atilidan kurluluş köbustar. pnlışı and. Bizim güzel Edimemiz de yirmi dört yıl önce böyle bir - karabasan - sarmıntısı geçirdi, üç Balkan devletinden - yardım gören Bulgarlar tarafından işçal edildi. Yüreğimiz sızlıyarak itiraf - etmeliyiz ki Edimeye a yıl çöken kâbur, - biraz da Babiali kodamanlarının - seriemliğinden doğmuştu. Harb iyi idare edilseydi Edir. e halkı » korkulu rliyayı görmezdi. Nite- kim ilk fınatta Bolayır kolardusu Erkâ arharbiye Rehi Mustafa Kemalin tanzim cttiği plâna göre hareket eden Türk di « Tüverleri Fdirne üzerine yürüyüp ve Bul gar kâbusnu smar dişina atp Babinli #ertemliğinin izini ortadan kaldırmışlar - d Edirmcliler dün, o kâbusun şehre çökü- gü hatırasını, matemi bir sükün içinde, an- dilar. Komşumuz Bulgarlar da kâbasa demetsül ederek / Edimeye - üç bey ay için - musallat olmaları şerefine şenlikler yaptılar. Eeimelilerin hareketinde felâ - eli tahattar, Bulearlarınkinde ize hus - tanla neticelenmiş heksız bir zafere karyi tahassüir var, Biri asil, öbürü gafil bir duyar. Bilinmez neden komsumuz Bul « garlar, kendilerine taallük etmiyen zafer Jer gibi sonu herimet olan Süreksiz mu - vaffakiyetler için de hemen her yıl şen « Tikler yapıyorlar. Bu, düpedüz tarihi sul- istimal etmek demektir. Medeni an'aner lere göre milli btfaller, yaşıyan şerefler ve ibret verici hüdiseler için yapılır. Me- seli Edimenin kâbusa tululuşu gibi kâ « bustan kurtukuşu da merasimle tahattır. olunabilir. Çünkü biri ibret verici bir va- koadır, öbürü de yaşıyan şereftir. Fakat Edirneye çıkmak için giren ve bwa bir müddet içinde de çıkan - Bulgarların, © gitişi ihtifal vesilesi yapmaları elbette gü Tünedür. Bir zamanlar Morkovaya kadar giden Fransızlar, Raya suyile Moskova rasındaki bütün — gebirlerin isülâsı ha - urasını - her yul » kutlulasalar medeniyet lemi ne der?. Ya Türkler, asırlarca el zinclerle payitehtin işeal veya terkolun ünler için boyuna şenlik mi yap Eker Giyle bi arekl lli de, meselâ Sofyanın vaktle zaplokumu - şunu her yıl kutlulamalıyız. Çünkü o şeh- 'rin Türk gücüne boyun eğişi, başlıbaşına lür gürdir ve mili gururu oluacak bir bidisedir. Malâm olduğu üzere Sofya - yi bir Türk ordunu değil, tek bir Tük pteti. Bu yiğit Türkön adı Sevindik - O, Türklerin yazından / kaçımış ve |hiristiyanlığı kabul etmiş gibi görünerek Sofyaya girdi, doçancı olarak kumanda: aranma kanımak yolunu gön balıkçın avında iken € » vi adamları buldu ve aldı, ipe yardı. Osmanlı - karargühina gölürdü, Bulgarlar, bir iki gün sonra ku- mandanlarının kale önüne getirilip teşhir olunduğunu görünce korkudan Hitremeğe başlamışlar ve kale kapıların Türklere açmışlardı. Sofya 1382 de vukun gelen bu hâdi- seden sonra tam beş yüz yıl Türk baytar a altında yaşadı ve ancak Petemburglu Çarların yardımile Türk sinn — dişinda kaldı. O halde Sevindiğin yaptığı işi kut> Tulamakta isabetsizlik yoktur. Fakat biz, bu doğru hareketi bile vakarımıza yakış: uramıyoruz. Komşularımız da biraz tem- kinli olmalı değil midir? M. TURHAN TAN Mülâzimin Ahidin Di Gazetemizde tefrika edilmiş olan hu zoman, Kansat Kitabevi ta- yatından kilab şeklinde neş edilmiştir. Resimli ve cildli olan Kitabın flatı 100 kuruştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: