16 Nisan 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

16 Nisan 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 16 Nisan 1937 ( Şehir ve Memleket Haberleri j Tarihî tefrika : 90 Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edilemez) Siyasî icmal İspanya işleri ve devletler Apartıman inşaatı I Halkın şikâyetleri yasak mı edilecek? Göl haline gelen cadde Emlâk sahibleri kiralar düşürmemek istiyorlar! Yeni kurulan Emlâk Sahibleri cemi yetinin Belediyeye müracaatle apartı man inşaatımn uzunca bir müddet için men'ini istiyecekleri söylenmişti. Bele diyeye henüz böyle bir müracaat yapıL mış değildir. Maamafih böyle bir me sele mevcuddur. Dün bir muharririmiz bu iş hakkmda Emlâk Sahibleri Birliği reisi Kemal A' tasunla görüşmüştür. Reis, muharriri • mize vaziyeti şöyle anlatmıştır: < Belediyeye böyle bir müracaa' yapmış veya yapmak üzere karar ver miş değiliz. Yalnız İstanbulda emlâk kıymetlerinin süratle düşüşünden hep müştekiyiz. Ortada şunun bunun men faati değil, memleketin iktısadî bir meselesi vardır. Bugün her apartımanm birkaç dairesi boştur. Birçok binaların ikmal edilmeden kaldığmı, miihim bir kısmımn Emlâk Bankasma ipotek edilip kurtarılamadığım, Vakıf Paralar idaresinin borcları ödenmiyen satala cak emlâke müşteri bulamadığını gö rüyor ve biliyoruz. Son üç sene içinde emlâk kıymetleri yüzde kırka kadar düşmüştür. Bunun için bize artık ted bir almak zamanı gelmiş gibi geliyor, Bu halin muhtelif sebebleri var: Bir kere inşaat çoktur; ikincisi inşaat ölçüsüz yapılmaktadır. Elinde on bin lirası olan, otuz bin liralık apartıman yaptırıyor. Parası yarı yolda bitince gelsin ipotek, gitsin borc derken bina gene ta Taksi otomobillerinde yapılan tadi mamlanmıyor. Tamamlanırsa borcum lâta göre otomobillerin ortasmda şoförle biran evvel ödensin diye kiraları kırdıkmüşterinin oturduğu kısmm birbirinden ça kırıyor. Neticede taşa toprağa yatırılan memleket serveti heder oluyor. Za aynlması için Belediye alâkadarlara bir rarın neresinden dönülse kârdır, diye cam bölme yaptırmaları için emir ver mişti. Sürgülü olacak olan bu bölmelerin düşünüyoruz.> bir musademe vukuunda hem şoför ve ECNEBÎ MEHAFÎLDE hem de müşteri için ikinci bir kaza müLedi Tawsend Ankaradan sebbibi olabileceği düşüncesile şoförler bu emre itiraz etmişlerdir. Aynca bütün geldi Cumhur Reisimiz Atatürk tarafın taksi otomobilleri camgöbeği renginde ve dan kabul edilen Ledi Tawsend dün sa orta kısımları da gene eskisi gibi sarı ve bahki ekspresle Ankaradan şehrimize siyah küçük karelerden mürekkeb ola dönmüştür. Türk muhibbi İngiliz gene caktır. ralinin zevcesi dün Büyükadaya gide Taksi saatleri de arabanın sol tara rek General Tawsend'in oturduğu binafında ve müşterinin takşimetre^faaliyette yı ziyaret etmiştir. .(j t Ledi Tawsend, Atatürk tarafından ka iken saati kolayca görebileceği bir yük bul edildiğinden fevkalâde mütehassis seklikte bulunacaktır. Belediyenin taksi olduğunu ve kocasmm Türkleri sevmek otomobilleri için tesbit ettiği bu yeni şekil te haklı olduğuna bir kere daha inan ve hükümler bir hazirandan itibaren medığını söylemiştir. riyete geçecektir. Erenköyünde oturan isim ve ad resi bizde sakh bir kariimizden aldığımız mektubda deniliyor ki: «Erenköyünde Etemefendi caddesi namile maruf ve Caddebostanile Sahra yicedidi birbirine bağhyan bir ana yol vardır. Burası bakımsızlık yü zünden bir çamur deryası halini almışken binbir müracaat üzerine ve köy halkının para yardımı neticesinde çok şükür yenibaştan yapılabildi. , Fakat o kadar baştansavma ve gayrifennî yapıldı ki, bazı kısımlan şim , diden bozulmağa başladı. Sahrayi ( cedid camisinin civannda son günlerdeki yağmurlar yüzünden muaz zam iki göl peyda oldu. Senelerce ' beklendikten ve bu kadar para har { candıktan sonra böyle yanmyama < lak bir yol taslağı vücude getirmek yazık değil mi? Yol bu halile kabul ] edilecek mi? Müteahhide ıslah etti ' rilmiyecek mi? Kıymetli Ali Çetin ' kayanın nazarı dikkatlerini celbet s menizi rica ederim.» Büyük Türk kadmları M. Turhan Tan çok değerli bir konferans verdi Akla sığmıyan bir iş! Rum dönmesi Ibrahim, Piri Paşayı öldürmek işini paşanm sefil oğluna yüklemişti Fakat, Hurremi çıldırtacak kadar derin görünen, kayıdsız vaz'ını gene boz madı, hissine yabancılaşan vezirini gene cezaya çarpmadı. Çünkü onu, iş başmdan uzaklaştırmayı tasarlamış olmakla beraber yerine koyacağı adann seçeme mişti ve bundan dolayı yumruğunu kul lanmakta teenni gösteriyordu. Işte efendi ile köle böyle bir durumda seferden dönmüşlerdi, Edirneye gelmiş lerdi. îstanbulda bulunan biitün vezir ler, hocalar, teşrifata dahil yüksek rüt beni memurlar, kazanılan zaferleri (1) tebrik etmek ve hümayun avdeti kutlu lamak için küme küme, kütle kütle, alay alay Edirneye gelerek ayak öpmek yarışına giriyorlardı, o yolla Padişahın gö züne girmek imkânını avlamıya çalışı yorlardı. Piri Paşa da, istikbale gelenler ara sındaydı, Hünkâr tarafından pek büyük iltifatlarla kabul olunmuştu. İbrahım işte bu tesadüften istifade etmeği tasarladı, biitün zekâsını kullanarak rakibi hakkında vermiş olduğu ölüm hükmünü icra edecek bir cellâd aradı. O hükmü yerine getirmek için Edirnede bulunulmaktan daha iyi bir zaman ele geçemezdi. Çünkü Padişah, bir iki gün sonra oradan yola çıkacağma, kendisi de birlikte bulunacağma göre işlenecek ci nayetin mes'uliyeti geride kalacaktı ve bu işi, kendinin yaptığından şüphe edilemi yecekti. tbrahim, Padişahla açık bir müca deleye girişmek vaktinin henüz gelmedi ğini düşünerek böyle ihtiyatlı davranı yordu. Fakat aradığı cellâdı bulmakta, cınayeti ustaca yapmak imkânına kavuşmakta gene güçlüğe uğrarsa maskesiz davranmayı da göze almıştı. Zira Hünkârın Piri Paşaya karşı bu sefer takm dığı tavrı evvelkilerden çok daha tehlikeli buluyordu. Zeki ve hain vezir, sıkı bir araştırma dan sonra muhtac olduğu cellâdı, Edirne kadısı Mehmed Efendinin şahsında buldu. Kadılık ve cellâdlık?.. Bu iki sıfatın bir adamda birleşmesi havsalaya kolay kolay sığar şeylerden değildir. Kadı fazileti ve netice itibarile hayatı korumaya memurdur. Katili, haini ölüme mahkum etmekle de mükellef ise de onun bu hükümlerinde gene hayat vardır, büyük suç işliyenler ölmelidir ki onları işliyenler azalsm. Fakat cellâd, adaletın hükmünü infaz eder gibı görünmekle beraber adaletin hizmetkârı değildir. O, para kazanjnak için satır kullanır. Şu halde bir cellâdın şahsında yüksek fazilet ve adalet kaygusu, bir kadınm şahsında da cellâd düşüncesi aranılamaz, bulunamaz. Birçok hükümdarlann ölüme mahkum ettikleri adamları kendi ellerıle öldür dükleri görülmüştür. Lâkin tarih, bu hâdiseleri kaydederken hem hâkim, hem cellâd rolü oynıyan o hükümdarları dü pedüz katil olarak göstermekte ve öîdürdükleri kimseleri de suçlu bulunmalarına rağmen masumlaştırmaktadır. Kadıla rın cellâdlık yaptıkları ise hemen he men görülmüş değildir, çünkü böyle bir hal, cemiyet hayatının istinad ettiği en yüksek temeli, adalet umdesini sarsar. Gerçi Osmanh tarıhınde ölüm fetvası yazan kalemi divitine soktuktan sonra kılıca el atarak o fetva ile mahkum ettiği adamı bizzat öldüren bir hoca vardır. Fakat, Türk kanı taşımadığmdan dolayı sevinc duyageldiğimiz bu adam, kadılıkla cellâdhğın birleşeceğini gösterebilen yegâne misaldir. (2) İbrahim, işte umulmaz bir keşif olarak Edirne kadısında cellâdlık kabiliyeti bulmuştu. Lâkin şu buluştaki fecaat bu kadarla kalmıyordu. Kadılar tarihini değil, beşer tarihini de kirletecek bir facia ol mak üzere onun cellâdlığa seçtiği şeriat memuru, ölüme mahkum bedbahtın öz oğlu bulunuyordu. Evet, tüylerimiz ürpere ürpere söylü yoruz: Sadnazam İbrahim Paşa, rakib sayarak hayatına nihayet vermek istediği adaraı mezara götürmek için bizzat mahkumun oğlunu memur etti ve bu oğul da, ileride kazesker olabümek, belki de Şeyhülislâmlığa yükselmek ümidile o alçaklıklardan alçak vazifeyi yüklendi. Sultan Süleyman, böyle bir uyuşmayı tasavvur bile edemezdi. Başimrahur Rüstem, fırsat buldukça Piri Paşa aley hine kışkırttığı İbrahimin er geç bir cinayet işliyeceğine kanaat taşımakla beraber onun böyle bir cellâd bulacağına ihtimal veremezdi. Piri Paşa, kendinı istirkab eden Rum dönmesinden bir darbe yiyeceğini sık sık düşündüğü halde o darbenin evlâd elile ineceğini rüyasında bile göremezdi. Lâkin bu, bir hakikatti ve İbra him Paşa, akla sığmıyan bir işi başarmak yolunu bulmuştu. Sefil oğul, omzuna aldığı vazifeyi yapmakta hem sürat, hem meharet gösterdi. Ordu henüz Edirnede iken, yetişip kadılığa yükselmiş ciğerparesine konuk olarak babalık duygularını bol bol beslemek, evlâdile başbaşa birkaç tatlı gün geçirmek üzere oraya gelmiş olan zavallı Piri Paşa, o ciğerpare ve o evlâd elile sunulan zehirin kurbanı oldu, yıldmmîa vurulmuş gibi devrilip öldü. Edirne kadısı Mehmed Efendi, şeriatin bu büyük memuru, Sadnazamın gözüne girebilmek, biraz daha yükselmek için kendinı vücude getiren, besleyip büyüten, okutup tekemmül ettiren babasına güle güle kıy mıştı. (3) (Arkası var) (1) Osmanlı tarihlerinin Alman seferi diye kaydettikleri bu seferde Siklos, Egerszeg, Babeocsa, Belovar, Berencze, Kapol na, Csicos, Safade, Kapornak, Wutusch, Peeloske, Rum, Hidiveg, Koermendvar, Mesteri, Sombatheley, Guns kaleleri birer birer düşürülmüştü. M. T. T. (2) Bu hoca, Şej'h Ali Bestamidir. Fatihin Sadrıazamı Mahmud Paşa tarafından hayatı bir ahidname ile bagışlanan Bosna Kralının kanı hederdir diye fetva vermiş ve Kralı kendi kılıcıle öldunnüştü. (3> Piri Paşanm oğlu tarafından zehir lendiğini bütün tarihler ve o meyanda Hadikatülvüzera, Mır'ati Kâinat sarahatle yazarlar. Atai de vakıayı şu şekilde kaydeder: 939 tarihinde Alaman seferi avdetinde padisahı cihan tarafından iltifat ihsan olunup makamına ielâsı ihtimali olmağın İbrahim Paşa, veziri merkunrun oğlu olup ol tarihte Edirneye kadı olan Paşazade Mehmed Efendiye va'dei sadaret (kazaskerlik demektir) ile mağTur ve sonra ilti fat ile memkur ve meshur eyleyup pede rini tesmime müteahhid olur. Sultan Süleyman devlet ve ikbal ile mahrusei Edirneye sayei iclâl saldıklan gün Istikbal esna«mda merkum pederine hitab idüp saadetlu padişaha piri amelmande görülmemek içîn harareti gıriziziyyeye imdad ve musahabete tahsili istidad eyleyin deyn semmussaa ile alude macun ile halin dieer gun eder. Merhum agâh olup «Mehmed. benl yaktm, Allah ta seni yaksm» diye ah eder.» Hadaikulhakayık fi TekmiletilşekayıkC: 1. S: 103 Taksi otomobillerinde yapılan tadilât Yeni şekil hazirandan itibaren tatbik edilecek Fransız Dainler vekili Mülga Düyunu Umumiyedeki Fran sız Dainler vekili De Closiere. Ankara dan İstanbula dönmüş ve dün akşamki ekspresle Parise hareket etmiştir. De Closiere gazetecılere şunları söylemiştir: « Ankarada her hangi bir müzake rede bulunmadım. Sadece bazı temaslar yaptım. Bu temaslarım da resmî mahiyeti haiz bulunmuyordu. Bu yakınlarda tekrar memleketinize geleceğimi ümid ederim.» Belediye şoförlere gösterecek kolaylık Otomobil plâka bedellerinın bir mıktar indirilmesi ve taksite bağlanması Belediyeden rica edilmişti. Belediye, şoförlerin bu dileğini nazan dikkate alarak bu hususta kolaylık göstereceğini alâkadarlara bildirmiştir. ADLÎYEDE Şeker kaçakçıları gene mahkum oldular 1937 yılında Bulgaristandan gelen göçmenlere verilmiş olan imtiyazlardan istifade ederek memlekete kaçak şeker ithal etmekten maznun oiarak 9 uncu İhtısas mahkemesince iki sene hapis, 2 sene sürgün ve 130.000 lira para ceza sına mahkum olan Salâhaddin Rifat, Bürhan ve Galib hakkındaki hüküm Temyiz mahkemesince nakzedilmişti. Ayni mahkemede bu davaya bakümış ve maznunlar gene iki sene hapis, iki sene sürgün ve 103,000 lira para ceza sma mahkum olmuşlardır. tSKÂN İŞLERÎ Memleketimize gelecek göçmenler Iskân Umum müdürü Cevdet dün Ankaradan şehrimize gelmiş ve İskân müdürlüğünde bir müddet meşgul olmuştur. Yeni gelecek göçmenlerin İstanbuldan geçecek kısmı için yapılması icab eden hazırlıklar üzerinde görüşülmüş tür. İskân Umum müdürü, İstanbulda bir müddet kaldıktan sonra Trakyaya gidecektir. Trakyada mayıs başmdan itibaren gelecek göçmenler için şimdiden hazırlıklara başlanmıştır. Adalar arasında yapılacak vapur seferleri Çok şayanı dikkat bir muhakeme Refik admda bir şöför birkaç gün evvel otomobilile Kasımpaşada Bahriye caddesinden geçerken karşıdan askerlerin geldiğini görmüş ve anî olarak di reksıyonu sola kırmış, fakat o sırada oradan geçen kıpti kadmların üzerine atılmış ve bunlardan kucağmda çocuğu bulunan birine çarpmış ve ne olduğuna bakmadan kaçmıştır. Şoför, otomobilini Şişhanede Aleksinin garajma bıraka rak evine gitmiştir. Aleksi, garajda gezerken Refiğin otomobilinin çamurluğu 19 mayıs bayramının programı Imanya ile ltalya Berlin Roma mihverini kurduktan sonra iki büyük devletten her biri hangi mıntakalarda diğerine nisbetle daha ağır basacağını tayin etmişlerdi. Bu Maruf tarihçi edibimiz M. Turhan Tan, dün Kadıköy Kız ortamektebinde arada Akdeniz havzasındaki memleket«Büyük Türk kadınları> mevzulu çok lerde İtalyanın Almanyadan daha fazla değerli bir konferans vermiştir. Bu kon nüfuz sahibi bulunmasını kabul etmiş ferans büyük bir alâka ile dinlenmiş, ve lerdi. sürekli alkışlarla karşılanmıştır. Bunun için İspanyada İtalyanın altmış. M. Turhan Tan, konferansmda iki bin gönüllü muharib bulundurmasına karyüze yakın güzide ve tarihi Türk kadışı Almanya on beş bin muharib bulunnını anlatmış ve sonunda: durmakla iktifa etmektedir. Gene Ital < Bütün bu yüksek kadmlar ken dilerini tarihe mal ettiler; ebedileştiler. yan muharibleri General Franco ordu Fakat ne onlar, ne de başka bir kadın sunun ateş hattında bulunduklan halde bizzat tarih doğurmadı. Bu mazhariyet Almanlar daha ziyade cephe gerilerin ancak Atatürkün anası Bayan Zübey deki inzıbatı ve büyük topları idare et deye nasib oldu» diyerek dinleyicileri, mekle iktifa etmektedirler. Bu vaziyete bu yüksek Türk kadınının hatırası ö bakarak Almanyanın tedricen İspanya nünde eğümeğe davet etmiştir. dan elini ayağını çekerek bütün yükü M. Turhan Tan, bu gece de saat 9 da İtalyaya bırakmakta olduğu şayiası çıkŞişli Halkevinde «Cinci Hoca» mevzuu mıştır. üzerine bir konferans verecektir. Bu Hakikatte ise siyasî cephede mütte konferansm da son derece dikkat ve fikan hareket eden bu iki büyük devlet rağbet celbedeceğine şüphe yoktur. askerî ve maddî sahalarda kendi arala rında kararlaştırdıkları şekilde farklı haDENÎZİŞLERİ reket etmektedirler. Siyasî cihetten be Şirketi Hayriyede sefer müd raberce hareket ettikleri daha ziyade detleri kısalıyor Akdenize taalluk eden Son Italyan Şirketi Hayriye, Boğazın Sarıyer, Bü Yugoslav anlaşmasının Almanya tara » yükdere gibi en uzak yerlerile Köprü fıdan takdirle ve kendi politikasının bir arasındaki mesafeyi kısaltmak için bazı mütemmimi olarak karşılanmış olmasile tedbirler almaktadır. Bu tedbirler me sabit olmuştur. Yeni lokarno misakı tekyanında bazı vapurların mevcud sürat lifi hakkmda Almanya ile İtalyanın tnlerini artırmak gibi teknik tertibat ta giltereye verdikleri cevabların esaslan vardır. Şirket mühendisleri, 59 ve 60 nın birbirinin ayni olması diğer bir denumaralı vapurların makinelerini çıkalildiı. rarak bu iki vapurları Dizel motörlerile lspanyadan gönüllülerin geri alm çalıştırmayı düşünmektedirler. Yapılan ması için Fransa ile Sovyetlerin yaptığı hesablara göre Dizel motörleri konul duktan sonra bunlarm sürati 16 mile çı tekliflere İtalyanın kat'î surette red cevabı vermiş olması da bu memleketteki kacaktır. Şimdi, şirketin en seri vapuru olan 71 gönüllüler içinde daha ziyade alâkadar numara Büyükdereye 52 dakikada git bulunmasından ileri geliyor. îtalya ahi mekte, 45 dakikada gelmektedir. Bu ta ren kendi memleketinden Ispanyaya gödilât yapıldıktan sonra 59 ve 60 numa nüllü gitmesini bir kanunla menetti. Faralar Büyükdereye 41 dakikada gide kat bu kanunun neşrinden evvel Fran cek, 36 dakikada gelebileceklerdir. sadan İspanyaya karadan külliyetli mikŞirket 59 ve 60 numaradan çıkara tarda gönüllü ve harb malzemesi gıtmekcağı makineleri ileride kendi fabrika te olduğundan şikâyet etti. sında yapacağı yeni vapurlarda kulla Bu münasebetle ileride kendisinin de nacaktır. Şirket. kızağında tekne kısmı gönüllü göndermek hakkmı muhafaza bitmek üzere olan yeni vapur, önümüzdeki ay içinde kızaktan inecek, bundan eylediğini de alâkadar devletlere bil sonra dâhılî ;aksarnın inşaatma girişile dırdi. Şhndilik Almanya İtalyanın bu tecektir. îkinci vapura ancak sekiz ay son şebbüslerine karşı kenarda duruyor. Fakat iş diplomasi sahaya döküldüğü za ve Denizyolları idaresinin yeni man derhal İtalyaya bütün kuvvetiçin nüfuzile müzahir olacaktır. Bunun tarifesi İngiltere ile Fransa îtalyaya karşı vaziGeçen aylar içinde şehrimizde bulu yet almaktan çekiniyorlar. nan tarife komisyonunda azaların ekseGene İtalya ile Almanya General riyeti tarifelerde tenzilât yapılması le Franco'nun hükumetini tanıyıp Burgos'a hinde mütaleada bulunmuşlardı. Ko sefirler göndermiş olduklarmdan ihtilâl misyona iştirak eden Denizyolları mu hükumetmi hukuku düvelce muharib olarahhaslarınm itirazları üzerine komis rak tanımışlardır. Son zamanlarda ihtiyon bu hususta bir karar verememiş, işi lâlciler şimalî İspanyanm Atlas Okya Vekâletin takdirine bırakmıştı. İktısad nusu sahilindeki zengin demir maden • Vekâletinde müteşekkil bir heyet tara fmdan tarifeler üzerinde esaslı tetkikler leri ve mühim silâh fabrikalan bulunan yerlerde yaşıyan ve Valensiya hükumeyapılmıştır. Bu tetkikler neticesinde eskisinden tile birlikte hareket eden Bask'ların üzebüyük bir farkı olmıyan yeni tarifeler rine yüklenmiştir. tesbit edilmiştir. Yeni tarifeler bugün Ayni zamanda burasını denizden de lerde alâkalı makamlara tebliğ edilecek sıkı bir abluka altına almıştır. Burasmın tir. merkezi olan Bilbao'ya gelen İngiliz vaŞEHİR tŞLERl purları da ihtilâlcilerin harb gemileri tarafından çevrilmiştir. Çöpler için bir iskele İngiltere Franco hükumetini tanıma * dığından bunu muharib saymamaktadır. yapılıyor ' Çöplerin sıhhî bir şekilde kaldırılması Binaenaleyh harb gemileri tarafından için Azabkapı iskelesinde üstü kapalı, ticaret gemilerinin çevrilmesi mühim ve altı kısmı beton bir iskele yapılmağa nazik bir mesele doğurmuştur. îngiltere başlanmıştır. îskelenin inşası yirmi gü kendisinin en büyük harb gemisi olan ne kadar bitecektir. Bu bitince îstanbul Hood muharebe kruvazörünü Bilbao'ya arafmda da hal binasının yanında bu gönderip Franco'yu tazyik etmek istemiş tarzda bir iskele daha yapılacaktır. Çöp ise de bir tesir yapamamıştır. Nihayet erin denize atılması için Azabkapıda İngiliz kabinesi kara sularındaki ablukaki iskelenin bitmesi beklenmektedir. yı tanımış ve ayni zamanda İngiliz ge milerine Bilbao civarındaki açık sularda dahi sakınmalarmı ihtar etmiştir. İngiltere hükumetinin bu kararı Amele partisi ve açık denizlerin mutlak serbestisi taraftan olanlar tarafından şiddetle tenkid edilmişse de beynelmilel büyük bir tehlikenin önünü almıştır. Çünkü İngiltere Franco'nun ablukasını tanımayıp cebir ve şiddet kullansaydı İtalya ile Almanyanın ise karışmasile Avrupa sulhu bozulmak tehlikesi karşısında kalacaktı. Muharrem Feyzi TOGAY na yakın olan yedek tekerleği dibinde basamak üzerinde bir bohça görmüş ve bu bohçayı açmca içinden mışıl mışıl uyuyan bir çocuk çıkmıştır. Aleksi key fiyeti polise haber vermiş, fakat polis Adalar arasında işliyecek küçük vapurlardan biri Büyükada iskelesinde gelmeden evvel şoför Refik garaja gelAkay idaresi tarafından, bu seneden lecektir. Vapurlar Büyükadanm hem miş ve çocuğu görünce «demin bir Kıpti 19 mayısta yapılacak genchk bayramı itibaren Adalar arasında işletilmek üze büyük iskelesine, hem de Dile uğrıya karısına çarptım, onun çocuğu olacak» programmı hazırlamak üzere dün Vali re Belediyeden kira ile tutulan iki Haliç caklardır. Bu suretle Adanın Dil tara demiştir. muavini Hüdainin riyasetinde Maarif vapurunun tecrübeleri yapılmış ve müs fında oturanlar için büyük bir kolay Zabıta, Refiği mahkemeye vermiştir. Müdürü, Halkevi başkanlan, Türk Spor bet neticeler almmıştır. Vapurlar, yaz ta lık temin edilmiş olmaktadır. Dilde ya Yapılan tahkikata göre kadının öldüğü Kurumu îstanbul mıntakası reisi, Gala rifesinin tatbikile beraber Adalar arasın pılmakta olan iskele pek yakında bite ve çocuğun da sadmenin şiddetinden an asaray müdür muavini, Erenköy lisesi da işlemeğe başlıyacaklardır. Küçük va cektir. nesinîn elinden fırlayıp güzel bir tesa müdürünün iştirakile bir toplantı yapıl purlar kısa ve muntazam fasılalarla KıDiğer taraftan, Dildeki büyük plâjın düfle yedek tekerleğin üzerine konduğu mıştır. Bu toplantıda evvelce idman baynalıdan kalkacak, Burgaz ve Heybeli inşası bitmiştir. Plâjın bir tarafına bü anlaşılmıştır. Muhakeme şahidlerin cel amı namı verilen bu bayramm bu sene r ye uğradıktan sonra Büyükadaya ge yük bir kazino da yapılmıştır. bi için başka bir güne bırakılmıştır. alnız mekteblilere değil ayni zamanda 40 çiftin birden evlenme merasimi yapılacak İzmir sergisinın açılışmda güzel bir program çizilmi^tir. Buna nazaran ayni günde sergide 40 çiftin evlenme merasimi yapılacaktır. bütün spor teşkilâtına da şamıl olduğu nazarı dikkate alınarak yapılacak hazırlığın ehemmiyeti gözönünde tutulmuştur. Ilk hazırlığı yapmak üzere Halkevi ve îstanbul mıntakası reisile Maarif Müdüründen mürekkeb bir komisyon seçilmiş tir. Bu komisyon salı günü Halkevinde toplanarak umumî komisyona verilmek üzere bir program hazırhyacaktır. Cumhuriyet Nüshası 5 kuruştur. Abone şeraiti Senelik TOrkiye için 1400 Kr. Hariç için > 2700 Kr, Altı aylık Üç aylık Bit aylık 750 • 400 • 150 » 1450 • 800 • îokttıı

Bu sayıdan diğer sayfalar: