15 Ekim 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

15 Ekim 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1S BMnrfteşrin İ93T CTJMHURÎYET sı Uzun hikâye FAYDAU BÎLGÎLER | * Dakota Seddi Vaktile Çinliler, Türklerin hücumlarından kurtulmak için <Çin Seddi> ni vücude getirmişlerdi ki, şimdi zavallı IV memleketin üzerine yüklenen Japon [Ceçen defalarlar, ayni zamanda bu Seddi de yıkmakda çıkan kısımla tadırlar. Dakota Seddi ise büsbütün başrın hülâsası: Mehka tarzda yapılacaktır. Birleşik Amerimed Ali babası kada Nebraska, Kansas, Oklahama devTiirk annesi Franletleri arasında vücude getirilecek olan bu sun'î ormanın eni 160 ve boyu 2200 sız bir gencdir. Afkilometro, dikilecek ağaclarm sayısı ise rikadaki Framız 45 milyon olacaktır. müslemlekesl «FılBu müthiş sun'î orman şimalî Ameridişb> sahilinde bir kanın merkezini harab eden fırtmaların iş buluyor. Amirlekuvvetini azaltmak için vücude getiririne ve yerlilere lecektir. Çünkü fırtmalar oradaki top kendls'mi sevdiri • rak ve saireyi alıp götürerek birer kum yor. Yerli çocuk • ve kaya çölüne döndürmektedir. Bu alanm okuimak için ğaclarm iklim vaziyetini değiştirecek mekteb açıyor. Orci' leri yazm tozlu siklonlardan, kışın da da Nanan isminde kar tipilerinden o havaliyi koruyacak zeki bir zenci yavrusu dikkat gözüne çar Alinin önüne koyarak: ları ümid edilmektedir. Beyaz misafirimiz için! pıyor. Babası Nigbo ile ahbab oluyor. Şimdiye kadar 8 milyon ağac dikilmiş Dedi. Niagbo zenciye şu suretle mu ve onlan sulamak için müthiş su ark Bir tatil zamamndan islifade ederek Mehmed Ali, Nanan, Niagbo ve kalabalık kabelede bulundu: ları açılmıştır. Etrafta binlerce köy vübir zenci kafilesile birlikte Afrikanın içe Sihirbaz Buku'ya gerek beyaz mi cude getirilmiş ve oralara işsizler iskân rilerine, korkunç ormanlara doğru bir se safir, gerekse benim namuna teşekkür eyahale çıkıyor. Çok çetin ve tehlikeli bir dersin.. Çörek tam vaktinde geldi. Şimyolculuk geçirdikten sonra bir zenci kö di sofraya oturmak üzereydik. Binaenayiine varıyorlar.] leyh, kıymetli ve lezzetli hediyesini zevkKafile bu sevimli însanların köyünde le ve iştiha ile yiyeceğimizden emin ola24 saat dinlenip yorgunluğu adamakıll: bilir! çıkardıktan sonra tekrar yola düzüldü. Zencî dışarıya çıkar çıkmaz, Nanan Kısa bir zamanda Kral Beni Kamiye'nin atıldı: hâkim olduğu Betiye havalisine vâsıl ol Baba, bana da vereceksin değil du. Bu zenci Kralı Niagbo'yu evvelki se mi, bu güzel çörekten!. yahatlerinde tanımış olduğu için gerek oNiagbo onu asabiyetle bir kenara itti: nu görmekten, gerekse beyaz misafir Dur şimdi, dedi, biz yersek sana da Mehmed Aliyi kabul etmekten fevkalâde veririz! memnun göründü. Sonra büyük bir ihtimamla bıçağı çöBeyaz misafirle Niagbo'nun ikametine reğin tam ortasından geçirerek onu ikiye içinde masalar, iskemleler bulunan ve böldü. İçini uzunuzadıya muayene etti, yerde kaplan derileri serili olan mükem kokladı. Gülerek Mehmed Alinin ku mel bir kulübe tahsis etti. Kapının üzerin lağına: edilmişlerdir. Ağacların büyümeğe başde asılı olan aslan kuyruğu Mehmed A Mesele tıpkı düşündüğüm gibi çık lamasından itibaren civara da ekin ekitı, diye fısladı, bu çörek zehirlidir. Insan lecektir. Bu ormanlardan yapüacak is yemeğe kalkışırsa, hazmetmeğe fırsat bu tihsalât, yapılan masrafları çıkaracağı gibi oraya yerleştirilen halkı da pekâlâ lamadan öbür dünyanm yolunu tutar!. Nanan gelen çöreğin yenmemesine geçindirebilecektir. Çünkü Birleşik A merikad» çıkan gazetelerden dörtte ühayret ederek: çünün kâğıd hamuru buradan istihsal Babacığım bir parça versene! olunabüecektir. Diye tuttumuştu. Hem işi ona anlatOrmanlık arazinüı her tarafına telslz mamak, hem de çöreği vermemek icab etelgraf tertibatı ve itfaiye alayları kondiyordu; Niagbo oğlunu: muştur. Bu suretle en küçük bir yangın Yavrum, sen daha böyle şeyleri tehlikesine bile meydan verilmemek pek iyi bilmezsin. Böyle yerlerdeki misa için ihtiyatî tedbirler alınmıştır. firlikte gönderilen hediyeyi yemek ayıblinin hayretini mucib olmuştu. Niagbo o dır.Yansı Krala, yarısı da onu göndereFakat yaptığı kurnazlık ve hıyanetin farna, bu kuyruğun tehlikeye ve nazara kar ne iade olunur! kına varıldığını ve kendisinden intikam aşı bir tılsım olduğunu izah etti. Kral Diye aldatmaga mecbur oldu. Sonra lmmağa gelindiğini anlamışb. Onun için Beni Kamiye misafirlerine çok seçme yeMehmed Aliye Nanan'ın farkına varma bütün kuvvetile maddî ve manevî mücamekler de ikram ediyor, her birine ayrı ması için fransızca olarak izahat verme deleye hazır bir vaziyette idi. Ayni usulü ayn iltifatta kusur etmiyor, misafirlik gitğe devam etti: Niagbo da takib ediyordu: tikçe uzuyordu. Mehmed Alinin canı sı Sihirbaz Buku en nihayet bir gün Beyaz misafirin namına, dedi, size kılmağa başlamıştı. Niagbo'ya: nasıl olsa Kralın bizim hareketimize tnü göndermiş olduğunuz nefîs çörek için te Ne zaman hareket edeceğiz? saade edeceğini bildiği için işi kökünden şekküre geldim. Bir parçasmı da tekrar Diye sordu. Zenci: halletmek, bizi tamamile ortadan kaldır size getirdim. Kralın müsaadesi olmadıkça tabiî mak için anlaşılan bu yola saph. Çöreğe hiçbir yere gidemeyiz! Teşekkür iyi.. Lâkin niçin yarısını Cevabmı verdi. Kralı görüp geldikten «kırmızı ağac» denilen zehirli ağacın kö geri yolladı?... künden katıştırmış. Yerken hiç belli olsonra da düşünceli bir tavırla: Belki kendinize aynini yaptırmamaz, marifetini sonra gösterir.. Görünen Beklemek lâzım! mışsınızdır. O zevkten mahrum kalmıyaşu siyah benekler işte onlardır. Dedi. Mehmed Ali asabileşti: sınız diye.. Fakat diğer yansını da Kral O zamana kadar sükutu ve itidalmi Neyi bekliyeceğiz? Beni Kamiye takdim edecek.. muhafaza eden Mehmed Ali yüjssek sesKralın keyfi gelmesini!. O vakit sihirbaz fena halde bozuldu. îyi amma, geçen gün göriiştüğümüz le haykırdı: Şaşaladığını saklamağa çalışarak: esnada ne zaman arzu ederseniz hareket O halde gidip o sihirbaza haddini Bizim Kralunız böyle çörekleri çok edebilirsiniz, sizi fazla rahatsız ehnek is bildirmek artık bu sefer farz oldu!.. yemiştir. Hem ne hacet, ben bizzat kentemem, diyordu. Evet amma, böyle yerlerde sihirdisine takdim edemez miyim? Sözlerini Fikrini değiştirmiş olacak!. bazlara karşı koymak çok tehlikeli birmırıldandı. Niagbo: Sonra Mehmed Alinin kulağmın dibi şeydir. Bak, Kral bile onun sözünden dı Hayır, dedi, bu çöreğin yarısmı ne yaklaşarak alçak sesle ilâve etti: şan çıkmakta müşkülât çekiyor!. Krala takdim etmekle bizim buradan ha Burada da siyasî bir takım entrika Pekâlâ, o halde ne yapacağız.. Elar var.. Krala ve onun yaptığı hareketle limiz kolumuz bağlı, bizi tekrar zehirle reketimize müsaade koparmağı düşünüre muhalefet eden bir grup mevcud.. On sin, yahud herhangi başka bir vasıta ile yor. Sihirbaz Buku yaptığı manevrada talann iddiasına nazaran guya biz buraya öldürsün, diye mi bekliyeceğiz? mamile mağlub olduğunu anlamışb. Çüncasusluk için gelmişiz. Binaenaleyh bizi Niagbo bu suale hemen cevab vermekü kendilerini zehirlemeğe kalktığı Krala serbest bırakmak Kralhğm menfaatine di. Birkaç dakika düşündükten sonra: bu çörekle isbat edilecek olursa sade mevmuvafık değilmiş, başlarına bir felâket ge Diplomatçasına hareket etmek lâ kii sarsılmakla kalmıyacak, belki bu i§ tirebilirmişiz. Fakat bu, muhaliflerin iddiası.. Kral kat'iyyen böyle birşey düşün zım, dedi, düşman tuzağa düşüreyim der ona daha pahalıya oturacaktı. Onun için müyor.. Ortalığı kanştıran munhaliflerin ken tuzağa düşünce bu vaziyetten istifa Niagbo'ya: deyi bilmek gerek! başı sihirbaz Buku!.. Pekâlâ, dedi, çöreği takdime haHemen çöreğin yarısmı alarak, masa cet kalmaksızın buradan hareketiniz için Mehmed Ali sabırsız hareketlerle: Pekâlâ, dedi, gidip bu sihirbaza nm üzerinde örtü vazifesini gören büyük müsaadeyi Kraldan bizzat ben alınm. haddini bildirelim de bize böyle nahak ye yapraklarla sarıp sarmaladı: Rica ederim, mümkün olduğu ka İşi şimdi kolayca halledeceğimi dar süratle!.. re iftiralarda bulunmasın.. Hürriyetimize zannediyorum! mâni olmasın! Buku kendisine mühim bir diploDiyerek çıkıp gitti. Mehmed Ali şaBu sırada su testisini doldurmak için matlık dersi vermiş olan Niagbo'yu kulüdışan çıkmış olan Nanan içeri girdi. Ni şırmış kalmış, Nanan ise kahkahalan fır benin kapısına kadar uğurladı. latmıştı: agbo'ya : Kurnaz zenci dönüp geldiğî vakit Oh, diyordu, bana vermediniz am Baba, diye seslendi, sihirbaz Buku Mehmed Aliye: tarafından biri gelmiş, kapıda bekliyor. ma, siz de yiyemediniz ya, şu güzel çöre Denkleri bağlamağa başlıyalım, Hediye olarak da güzel bir çörek getir ği ! dedi, zannediyorum ki yarın hareket edeSihirbaz Buku, Niagbo'nun kendi kumiş! bileceğiz! lübesine girdiğini gordüğü dakikada bü Söyle de girsin! Sonra iskemlenîn bîrîne ilişerek sihîrİriyarı bir zenci elinde büyükçe tepıi tün meharetini ve ihtiyatkârlığını toplıyave onun üzerinde ağac kökleri unile ko rak onu düşmanmış gibi değil, bilâkis bazla aralannda geçen mükâlemeyi bükulu nebatlardan yoğurulmuş cidden ne fazla ve candan dostmuş tarzında niha tün tafsilâtile anlatmağa koyuldu. Arkası gelecek defa fîs bir çörekle göründü. Tepsiyi Mehmed yetsiz derecede bir nezaketle kabul etti. Afrikanın korkunç ormanlarmda. MCMLCkCTLCHftC ÇOCUKUM3.. |meraklt Fatu Rawa'ların ecdad bayramları tngiliz müstemlekesinden, Tahitl a* dasının şimali şarkisinde Manahiki takım adalarından Fatu Rawa adasında yaşıyan Kanak ve Papu isminde iki kabile vardır. Orada yalnız bir beyaz adam oturmaktadır. Mister Simpson, mercan tüccarı.. Bu adam geçenlerde memleketine döner, o sırada da küçük bir İngiliz harb gemisi Fatu Rawa adasma yanaşır. Kumandan yarım dü • zine bahriyeliyi hâmil bir kolu adaya gönderip vaziyet ve asayişin ne mer • kezde olduğunu öğrenmek ister. Fakat bahriyeliler, adaya gittikleri zaman ku« lübelerde ve sokaklarda kimseyi bula « mazlar. Herkes öbür taraftaki sahile toplanmışlar, bir adamı da vücudünün yarısı denize batmış bir şekilde bir d> reğe bağlamışlar, etrafına geçip ilâhiler söylüyorlar. Manzara insanm tüylerinl ürperte « • cek bir vaziyette.. Meğerse kendi ec « dadlarmı köpek balığı zannederek bu cahil ve vahşi adamlar, mukaddes bir günlerinde o adamı köpek balıklarına kurban ediyorlarmış. Bir taraftan za • Yugoslavya Hükumet Naibi Prens Paul'un oğlu Prens Alexander arkadaşlarile birlikte bir futbol maçına hazırlanıyor. Prens Aleıander seldan ikincidir. Bilmeceyi çözenler Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fotoğrai gönderenlerin resimlerini basmıya devam ediyoruz. Fakat burada resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış ol maklığa delâlet etmez. Mükâfat kaza nanlarm isimleri her ayın ilk haftasmda neşrolunan büyük listeye yazılır. Soldan sağa sıra ile: 1 Kartal ilk okul 170 Mehmed Kadri 2 Hadıköy muhabere bölük kumandanı Eminin oğlu Güntekin. 3 Afyonkarahisar kadınlar hamamı karşısında 7 No. da Nevin. 4 Afyon lisesi 777 SabrL 5 Edirne Mimar Sinan okulu Ziya Mandıracıoğlu. 6 Afyon Mecidiye caddesi 122 nu maralı hanede Oğuz Kansu. 7 İstanbul 17 nci ilk okul 510 Fahrıye. 8 Bursa Gelincik çarşısmda işîe meci İbrahim Saldıran. 9 İstanbul Edirnekapısında Kariye camisi karşısında 12 numaralı hanede Raciye ŞengüL 10 Kartaltepe ikinci okul Muammer Bagatur. 11 Kırklareli yarbay Taran oğlu Turhan. 12 îstanbul Şişli Meşrutiyet apar tımanı 5 numarada Leylâ. 13 Kadıköy 11 inci okul mezun larmdan Haluk. 14 İstanbul 2 ncl ilk okul Şerife. 15 Kırklareli saatçi Ahmed vasıtasile C. Akgün. 16 Şehreminî Mevlânakapı cadde sinde 1 No. da Erdoğan Güreş. 17 Trabzon Mustafa elile Emin Alemdağ. 18 Bozüyük hükumet altmda berber İbrahim. vallmın bacaklarından akan kanlarıa kokusuna koşup gelen köpek balıklan, diğer laraftan okunan ilâhî seslerinden korkup kaçmakta imişler. Hemen bahriyeliler, gelip vaziyeti kumandana haber vermi^ler, kumandan evvelâ nasihat kılıklı şeyler söylemiş, tesir etmediği * ni görünce silâhla efradı üzerlerine yürütmüş, adamı kurtarmış, kurtarmış anama, biçare birkaç saat sonra ölmüşL, Süpürge şampiyonu Kanadada Ottava şehrinde bir sü • pürücülük müsabakası yapılmıştır. Maçm mevzuu şu idi: Muayyen bir yeri en az zamanda en. temiz olarak süpürüp temizlemek.. Mia Broadbent isminde bir genc kız, 18 met I ro murabbaı bir yeri 30 saniyede toz kaldırmadan ve etraftakilerin ra • hatsızhğma meydan vermeden süpürüp temizlemiştir. YAZISIZ HİKÂYE r On sene sonra.. ŞşSEJiP%3! sîi. r Bay Hasan çok cimri bir adamdı. On sene evvel İstanbula gelmiş Karaköy durağında tramvay parası hazırlarken yere beş kuruş, düşürmüş; iki saat aradığı halde bulamamıştı. Geçen gün tekrar İstanbula gelen Bay Hasan Kara • köy tramvay durağınm yıkılmakta ol • duğunu görünce çalışan amelelerin ya» nma yaklaşıp: Galiba siz de burada kaybettiğinîz parayı arıyorsunuz, dedi, fakat müba * rek netameli yerdir, ben de burada vaktile beş kuruş kaybetmiş bir türlü bu • lamamıştım. Birincifeşrin buimacası Kolay balık avı Ben dokuz harfli bir kelimeyim. İIK dört harfim herkese lâzımdır. Beşincî ve altmcı harflerim bir ölçüdür. Seki • zinci ve dokuzuncu harflerim ise erkek; ve kahraman manasına gelir. Bütün dokuz harfimle ise insanları tabiî felâketlerin birinden koruyan vasıta haline girerim. Bilin bakalım, ben neyim? Bu bilmeceyi doğru halledenlerden birinciye beş lira, ikinciye 2 lira, üçüncüye kıymettar münasib bir hediye verilecek, diğer 100 kişiye de muhtelif mükâfatlar dağıtılacaktır. Cevablann birinciteşrinin sonuncu gününe kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi» adresi • ne gönderilmesi lâzımdır. Geç kalanlar mükâfat alamazlar. Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimleri de sıraları geldiği vakit sahifemize basılır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: