21 Ekim 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

21 Ekim 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 21 Birlncîteşrîn 1937 Ege Manevralarında: 4 Türk ordusu azgın tabiatı da yendi Ege manevralarının son günü, tufan gibı yağmur ve ağacları deviren fırtma, askerlerimizin savletini durduramadı Yağmurlardan sonra çamurlar içinde ilerlemeğe çalışan piyadeler Ege manevralarının son günü, cidden çok gıizel ve çok canlı oldu. Harekâta bu güzellıği, bu canlılığı, hatta ihtişamı veren, ortalığı altüst eden fırtına ve tufan gibi yağan yağmurlar olmuştur. O gün, Kırmızı, Mavinin merkezini yarmak üzere altı piyadc alayı ve birçok dağ, sahra .ve obüs bataryalarmı cephe nin merkezine toplamışt:. Mavi de hasmın niyetini sezerek onun siklet merkezi karşısmda, beş alay piyade ve kâfi miktar topçu cemetmişti. Kımnzı, dağlarda korkunç akisler bırakan ve muhtelif cins fişeklerle hakikî bir topçu atışını taklid ve tanzir eden şiddetli bir topçu ateşi hazırlığından sonra taarruza geçti. Taarruz muvaffakiyetle inkişaf ederken zaten kapalı olan hava büsbütün karardı. Yük sek dağlann arkasmdan fırlıyan kara bulutlar, Kırmızıyı Maviden ayırdetmi yen bir savletle manevra sahasma çullandılar. Tabiat de tıpkı insanlar gibi harbediyordu. Kasırga gibi esen bir riizgâr, tıpkı bir topçu ateşi gibi ortalığı altüst etti. Ağaçlar devrildi, damlar uçtu. Arkasından bir piyade ateşi gibi, fakat en şiddetli piyade ve makinelitüfek ateşini sıfıra indiren bir şiddette, yağmur başladı. Bir dakika içinde herşey ve heryer sır sıklam oldu. O kuraklıktan çatlamış topjaklar, iki karış tozlar, hep çamur halini aldı. Sırtlardan aşağıya doğru şiddetli seller akın etti. Semadan inen bu ıslatıcı piyade ateşine, müthiş gök gürültüleri, lardı. Köprücü bölükleri geride ve uzakta idi. Bu çamurlu, batak yollardan geçip dağlık araziyi çabucak aşamazlardı. Bir alay kumandanı yanımda şöyle di yordu: Hakikî harb olsa şimdi karşıya geçerdim. " Nasıl? Şu gördüğünüz köyün evlerini yıkar, onunla hemen bir köprü yapardım. Umumî Harbde Irana giden kolordumuzun Ruslar tarafmdan sıkıştırıldığı zaman Hanikini yıkıp koprü yaptığı gibi değil mi? Bunu bilişime hayTet ederek yüzüme baktı ve: Tıpkı, dedi. Yanımızda bir Sovyet zabiti var. O da sırsıklam olmuş, hayretle Türk piya desinin tırmanışını seyrediyor Aşağıda hakemler ve Kırmızı piyade kumandanları, nehrin etrafında dolaşarak geçid arıyorlar. Bazan kuluçka tavuğun altına ördek yumurtası koyarlar. Çıkan ördek yavruları ilk fırsatta sevki tabiî ile rasgeldikleri suya dalarlar. Zavallı tavuk, yavrularmı çağırarak suyun dışında telâşlı telâşlı dolaşır. Şimdi biz de ayni vaziyetteyiz. Taşmış derenin bu tarafında dolaşıp duru yoruz. Bir süvari hayvanını sürdü; fakat, iki adım atar atmaz sular atı devirdi. Bereket versin ki hayvan fırlayıp geri dön Kırmızı kolordile beraber hareket eden Muhahz alayının dağ bataryasından bir top keskin şimşekler, sağa sola düşen yıldı rımlar refakat ediyordu. Tabiat, sanki şiddetli bir ağırtopçu ateşi açmıştı ve insanlann icad ettiği en büyük topların gürültüsü bile o korkunç tarrakalarm ya nında kestane fişeği gibi kalıyordu. Gökte ve yerde patlıyan topçu ateşini tabiî gürültü bakımından ölçebiliyorduk. Çünkü Türk ordusunu, bu tufan bile durduramamıştı. Kırmızmın da Mavinin de topçusu şiddetle ateşe devam ediyor, piyadeler, sarp tepelerin yokuslarmı, yükseklerden inen şiddetli sellerle de uğra şarak tırmanıyorlardı. Yağmur o kadar şiddetli idi ki içine sığındığımız otomo bilin pencerelerinden 20 metro ilerisi görünmüyordu. Yarım saat sonra, ancak 500 metro önümüzdeki sırtlar gö'rünecek kadar, yağmur hafifledi. O zaman korkunç bir manzara ile karşılaştık. Kırmı zınm iki alayından iki îaburun biraz evvel geçtikleri yarı ıslak dere, şimdi azgın bir nehir halini almıştı. Oteki dört tabur ve bataryalar, önüne geleni alıp giden coşkun nehrin bu taraf:nda kalmışlardı. Karşıya geçen piyade, adeta bir çağlıyana tırmanır gibi sellerin altında yukarı çıkmağa uğraşıyordu. Bu Türk asker leri ne yılmaz, ne çelik iradeli, ne demir vücudlü insanlardı! O dakikada onlar birer insan değil, birer kahramanlık ilâhı idiler. Coşkun sulann bu tarafında, kalanlar, Mavinin bir mukabil faarruzil* karşıya geçen iki taburun geri atılmasmdan en dişe ederek nehri asmak icin çare arıyordü. Buna rağmen, yüzbaşı rütbesinde bir piyade hakemi: Emir aldım. Komutanım rapor istıyor. Mutlaka geçeceğim diye suya saldınyor. Fakat azgın sular, bu vazife âşıkı kahramana da yol venniyor. Tepelerden gelen yanımda duran bir süvari emir neferi atından indi. Çizme sini çıkarıp başaşağı çevirdi. Çizme değil kırba! Her tekinin içinden bir maşraba s'i akıyor. Karşıdan top sesleri çoğaldı. Mavi mukabil taarruza geçiyor. Korgeneral Mümtaz Kırmızının dereyi tamamile geçememiş olması ihtimalini düşünmüş olsa gerek... Artık derenin ne vakit yatışacağ: meçhul sularını beklemeğe imkân yok. Kırmızı piyadesi, köyün Sultanahmedin minareleri kadar narin ve zarif kavak larını baltalıyor. Köprü yapacaklar. Kırmızı topçusu, hepimizi hayret ve korku içinde bırakan bir cür'et ve cesaretle bataryalarmı coşkun dereye saldırıyor. Sular, hayvanların göğsüne kadar çıkıyor. Numara neferleri tcparlakların üs tünde, kamçılar havaya kalkıp kadana ların sırtına yapışıyor. Altı kuvvetli hayvan, namlılan görünmiyecek kadar su ya gömülen topları çekip karşı kıyıya geçiriyorlar. Atların birisi sürçüp düşse muhakkak boğulacak ve toplar geçemiyecek. Onun için ilk batarya karşıya geçinciye kadar nefes bile alamıyoruz. Yanımdaki feti bir kabul resmi takib etti. Süvare(Battaraft 1 inci sahlfede) de de misafirlerimiz ve maiyetlerinden Serfez körfezine sığınanlar başka Başvekâlet vekili Celâl Bayar, Günlerdenberi Serfez körfezi içinde Vekiller, şehrimizdeki sefirler ve kordiplomatiğe mensub şahsiyetler bulun ki Kum adasına kısmen siğınan ve kısmen du. de kayıklar içinde bulunan 41 vatandaGeneral Metaksas, Ismet şın behemehal kurtanlması için Başve tnönünün nezdinde kâletin verdıği emir dün yenne getiril Ankara 20 (A.A.) Yunan Başvekili miştir. Başvekâlet vekili Celâl Bayar, bu Ekselâns Metaksas, bugün. istirahat için mezun bulunan Başvekil İsmet İnönünü vatandaşların akıbetlerile mütemadiyen alâkadar olarak bizzat direktifler vermiş evinde ziyaret etmiştir. ve bütün tahlisiye vasıtalarının hareketile Yunan matbuatının dostane bu vatandaşlar muhakkak bir ölümden neşriyatt Atina 20 (A.A.) Atina Ajansı bil kurtulmuştur. diriyor: Evvelki akşam havanm sertliğinden Reisicumhur Atatürkün ve Başvekil yaptığı bütün teşebbüslere rağmen Bo Metaksas'm portreleri ve Ankaranın ğazdan çıkamıyan Gemi Kurtarma şir güzel manzaralarile süslü olarak çıkan ketinin Hora tahlisiyesi, sabaha karşı saat gazeteler, Türkiyede Elen Başvekiline yapılan muazzam tezahürler hakkında dörtte Boğazdan çıkabilmiş ve binbir geniş tafsilât vermekte ve başmaka müşkülâta göğüs gererek Midye civannlelerinde Türkiyenin dost hissiyatmı te daki Kum adasına varmıştır. Kum ada barüz ettirmektedir. sındaki vatandaşlar tahlisiyeyi görünce Katimerini gazetesi diyor ki: fevkalâde sevinmişler ve hükumetin bu «Türklerin gösterdiği samimiyetin se yüksek alâkasına karşı minnettarhklannı beblerini, muahede metinlerinin dışın müteaddid defalar bağırarak izhar etmişda aramalıdır. Bu samimiyet, karşılıklı lerdir. menfaatlerin iyi anlaşılmasmdan doğan Felâketzedeler tahlisiye telsizile hüku candan havanm mahsulüdür. Bu hava, hızmı, hissî sebeblerden olduğu kadar mete bir minnettarlık telgrafı çekmiş müsbet fikirlerden de almaktadır. tki lerdir. devlet, siyasî iş birliğile yaptıkları sulh Fakat hepsi kömür ve oduncu olan eserini böyle kuvvetli bir hakikat üze felâketzedeler, havanın açmasını mütearine ibtina ettirmişlerdir. Bütün bey kıb Karadenizin yukarı sahillerinden o nelmüel konferanslarda, Türkiye ve dun ve kömür yükliyerek îstanbula gelYunanistan, daima, tek bir blok teşkil etmişler ve bu suretle iki milletin vic meği daha münasib bulduklarından yal danmda müşterek ideal mefhumunu ya nız tahlisiyedeki kumanyayı almışlardır. Tahlisiye, dört motörlü ve kayığı lima ratmışlardır. Elen Başvekiline yapılan fevkalâde n;n mahfuz bir kısmına almış ve Istanhüsnü kabulün başka bir sebebi de, Me buldan verilen direktif üzerine, hava sütaksas'ın şahsına raci bulunmaktadır. kunet buluncıya kadar yelkenlileri bekZira M. Metaksas, Yunanistanı, her lemek üzere orada kalmıştır. Yelkenlilehangi bir parti adma değil, fakat bütün rin her türlü ihtiyacı temin edilmiştir. Elen milleti adma idare etmektedir. Bir motör geldi Metaksas, millî bir şeftir. Bundan dolaSerfez körfezinde bir haftadanberi deyıdır ki Türk milleti, kendisine Elen milletinin müşahhas timsali olarak fev nizle mücadele eden «Muzafferiyet» kalâde tezahürat ve çok büyük hürmet motörü dün sabaha karşı Boğazdan içegöstermektedir.> ri girmiş ve Kabataş önlerinde demirle Eleftron Vima, diyor ki: miştir. «Türk Elen iş birliği, ilk ilhamım Muzafferiyet motörü Kabataşa gelinaldığı fikirlerden yeni bir hız almakta ce içindeki tayfalar kendilerini karaya atve gittikçe daha müessir bir hale gel mektedir. İki devlet, coğrafî vaziyet, mışlar ve toprağı öperek bugüne kavuşsiyasî, askerî ve ekonomik menfaatle turan Allaha şükür etmişlerdir. rin doğurduğu bir ittifakla mukadde Nasıl kurtuldular? ratlarım birbirlerine bağlamıştır. Bu Muzafferiyet motörünün Karadeniz ittifak, iki devletin serbest ve müstakil deki badireden kurtuluşu bir roman mevkaldığı müddetçe devam edecektir.> zuu olacak kadar müheyyicdir. Proia, diyor ki: Dün bir muharririmiz, bu büyük badi<Gayet tabiî olan Türk Elen dostluğu, iki milletin asırlarca yanyana yaşa reden sağ salim kurtulan denizcilerle mış bulunmalarma dayanmaktadır. Bu konuşmuştur. nun bir misalini, Yunanistandan gelen Motörün kaptanı Hasan kaptan, al Türklerin Başvekil Metaksas'a hitaben dığı süratli kararlar sayesinde hem gemisöyledikleri bağlılık sözlerinde ve Türk sini, hem de beraberindeki beş gemicinin ricalinden birinin Atinadan geçişinde hayatmı kurtarmıştır. Muzafferiyette Hamuhacir Rumlar tarafmdan Türk dev let adamlarma türkçe olarak yapılan san kaptanla beraber Ahmed, küçük AhFikri, Omer ve Süleyman bulun mümasil bevanatta görüyoruz. Bu bağ med, makta idi. lar, bugün Türk milletinin bu derece heyecanla kutladığı Türk Elen dostluBu felâketten canlarını kurtaran gemîğunun aşmmak ve sarsılmak bilmez te ciler başlarından geçenleri şöyle anlat melleridir.> mışlardır: Yunanlt meslekdaşlarımiz şerefine « Karadeniz hiçbir zaman böyle verilen ziyafet kudurmamıştı. Böyle bir günü biz bilmiAnkara 20 (Telefonla) Türk Basm yoruz. Eğer böyle günleri göreceğimizi Birliği reisi Falih Rıfkı Atay ve refi bilseydık kim çıkardı o denize. Biz, gekası tarafmdan şehrimizde bulunan çen hafta Boğazdan dışan çıkmıştık. Yunanlı meslektaşlarımız şeTefine buSerfezde çarşamba günü akşama kadar gün öğleyin Karpiçte bir ziyafet ve rildi. Samimî hasbıhallerle geçen ziya odun yükledik. O gece hava dönmeğe fette, Yunan meslektaşlarımız Türk ga başladı. Ertesi gün Karadeniz kudurmuşzetecilerini mayısta Atinaya davet et tu. Dalgalar bu direklerin üstünden aşıtiler. yordu. Kaptan; çocuklar dedi. İş kötü, Allah yardımcımız olsun. Olsun amma Nevyork borsasında faaliyet nerede o talih. Deniz azdı da azdı. MoNevyork 20 (A.A.) Dün üç sa tör çatır çatır çatlıyordu. Hasan kaptan at süren bir panikten sonra borsada niha motörü vira ettirdi. Durmadan çalıştırı yet müvazene hâsıl olmuş ve kapanışta yorduk. Işte böyle her dalgayı aşıyorduk. başlıca kıymetler açılıştaki ziyanlannı ta Amma nekadar mazutumuz vardı ki? Bu mamen veya kısmen telâfi etmişlerdir. sıcağa kar mı dayanır? Koyda iki motör, Muamelenin ehemmiyeti 1933 sene dört yelkenli vardık. Motörün birisi, hasindenberi görüşülmemiş bir seviyeye ni şu batan Hüdaverdi motörü idi. O yükselmiştir. gün bir yelkenli kurban verdik. Deniz aldı, götürdü ve kayalara vurdu. îçindekiler zor kurtuldu. piyade komutanı: Oh! Allaha şükür; diyor. O gün, o gece, daha ertesî gün ve ondan sonra gelen geceleri hep uykusuz geBen, gayriihtiyarî bağınyorum. çirdik. Mazut bitmiş, yiyecek kalmamış Yaşa topçu! Bu sırada üç tane narin ve güzel kavak tı. Uykusuzluktan ve açlıktan hiçbirimizbu manevranın zavallı şehidleri halinde de akıl kalmamıştı. Salı günü kaptanm birdenbire atılyerlere uzanmış yatıyor, yirmi nefer bunları birer birer omuzlayıp, derenin nisbe dığını gördük: ten dar bir yerinde, küçük bir adacığın Haydi be çocuklar, dedi. Allah üstüne uzatıyorlar. Dört tabur, birbiri öldürmediğini öldürmez. Öleceksek bu peşinden ileri atılıyor, adacığın öte tara rada ölüm var. Açın yelkenleri... fında sular pek şiddetli akmadığı için Şaşırmış kalmıştık. Açtık yelkenleri.. piyade yan beline kadar suya girerek Azgın denizle yalnız motör değil, biz de karşıya geçiyor. Bütün bunlar olup biter boğusuyorduk. Boğazı tuttuk amma na ken yağmur hâlâ yağıyor. Hepimiz, hersıl? Bir de bize sorun..» kes sırsıklam. Fakat memnun, çünkü MaKaradenize çtkılamıyor vinin mukabil taarruzu bu yeni kuvvetle Karadenizin azgınlığının geçmesi için geri atlıyor ve manevra bitiyor. Büyükderede bekliyen gemilere dün yeEge manevralan, Türk ordusunun yalnız karşısındaki hasmı değil, düşman nileri iltihak etmiştir. İnal, Kaplan, Se tabiati de yenecek kudrette olduğunu vim, Âkil, Şadan ve Hatay gemileri dün gösterdi. Bu aslan orduya, dağ, taş, yağ Karadenize hareket etmişler, fakat Bo mur, sel hiç birşey mukavemet edemedi. ğazdan çıkamıyarak Büyükdereye dönmüslerdir. ABtDlN DAVER General Metaksas dün Fırtma kurbanları Başvekil Ismet İnönü «Muzafferiyet» motörü ile goruştu IBastarafı ı inci sahlfede'] dün limanımıza geldi lasta bir akşam yemeği verildi. Ziya Günde yalnız bir defa Diş macunu ile dişlerinizi temizlerseniz, ömrünüz müddetince dişleriniz sağlam ve inci gibi parlak ve beyaz kalır. Dişleriniz çürümez, diş etleriniz kanamaz. Tüp 7.5, dört misli 12.5, en büyük 20 kuruştur. DANTOS Zonguldak Nafıa Müdürlüğünden: Zonguldak Vilâyeti içinde Bartm kazasmda yapılacak otuz üç bin iki yüz elli dört lira otuz beş kuruş keşif bedelli yüz kişilık Cezaevi inşaatı işi kapah zarf usuhle eksiltmiye konulmuştur. Eksıltmesi 12 sonteşrin 937 cuma günü saat on beşte Zonguldak Nafıa Müdürlüğü odasmda toplanacak Komisyonda yapılacaktır. Eksiltme şartnamesi ve buna müteferri diğer evrak yüz altmış altı kuruş mukabılinde Zonguldak Nafıa Müdürlüğünden almabilir. Muvakkat teminat iki bin dört yüz doksan dört liradır. Eksiltmiye girmek ıstiyenlerin Resmî Gazetenin 3645 sayılı nüshasın da çıkan talımatnameye tevfıkan Nafıa Vekâletinden almmış müteahhidlik ehliyet vesikasile Ticaret Odasmdan 937 yılmda alınmış vesika ve muvak kat teminatlarile birlikte teklif mektublarmı yukarıdaki günde ihale saa tinden bir saat evveline kadar Komisyon Reisliğine vermeleri ilân olunur. (7119V Baş, diş, nezle, grip, romatizma ve bütün ağrıiarınızı derhal keser. icabında günde 3 kaşe almabilir Isim ve markaya dikkat. Taklidlerinden sakınınız. Ankara Valiliğinden: Keşif bedeli 20695 lira 65 kuruştan ibaret bulunan Ankara Etimes'ud Radyo istasyon iltisak yolunda toprak tesviyesi, smaî imalât ve makadam şosa inşaatı kapalı zarf usulile eksiltmiye çıkarılmıştır. İhalesi 3 teşrinisani 937 çarşamba günü saat 15 te Ankara Vilâyeti Na • fıa Müdürlüğü odasmda yapılacaktır. İsteklilerin teklif mektublarmı 1553 liralık muvakkat teminat mektubu veya makbuzu, Ticaret Odası vesikası ve Nafıa Vekâletinden almmış 937 senesine aid müteahhidlik vesikasile birlikte saat 14 e kadar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. İstekliler, keşif evrakmı ve şartnameleri hergün Nafıa Müdürlüğünde görebilirler. «3865» (7059) ADEMİ İKTİDARAve BEL GEVŞEKLiGiNE EN MÜESSiR İLAC FORTESTiN'dir Vakitsiz ihtiyarlıyanlara genclik, ve dinclik verir. Kırklareli Valiliğinden: İhalesi Muhammen B. Teminatı C in si Kalem Lira Lira Alâtı cerrahiye 81 330 25 26/10/937 Salı saat 16 Eczayı tıbbiye 188 1066 80 » » » 16,5 Kırklareli Memleket hastanesi ihtiyacı için cins ve miktarları şartna • melerinde yazılı alâtı cerrahiye ve eczayı tıbbiye ayn ayn eksiltmiye konmuştur. îsteklilerin şartnamelerini görmek ve eksiltmiye girmek üzere ilk teminat makbuz veya mektubile hizalannda gösterilen gün ve saatlerde Kırklareli Daimî Encümenine müracaatleri ilân olunur. (6932) SEFALİN BAŞ DİŞ NEZLEGRİP ve üşütmekten husule gelen ağmları ROMATiZMAYI derhal geçiren eşsiz ilâcdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: