4 Aralık 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

4 Aralık 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M.TURHANTAN'ın eserleri Kuruş 100 Kadm Avcısı 75 Tımurlenk 100 Cem Sultan 100 Akından Akına 150 Hurrem Sultan Vıyana donüşü 150 ' Tarlhte Turkler İçln 25 Soylenen Sözler 75 Tarihî Musahabeler Alınız, okuyunuz, müstefid olunuz > V J sayı: 4872 u m h u r i yet Telefon: BaşmunarrüTOevl: 22368 Tahrlı heyetl: 24298. ldare ve matbaa tosmı 24299 2429C Dilnya muharrirleri^den TercUmeler serisf 15 KÜREK CEHEIf EMi HUseyin Cahid Yalçın Fiah 50 kuruş TULLIO MUfclĞ TO ^ „ n c «^ ^ f S r J ^ ™ " ^ t » » *» M Cünıartesi 4 Bfrincikânun 1937 Remzi Kitabevi Notamiz Fransaya verildi Cumhuriyet Muhterem okuyucularının bayramını kutlular Gazetemiz bayram münasebetile Pazar ve Pazartesi günleri intişar etmiyecektir. Fransız hükumetinin Milletler Cemiyetinin kararlarma ve imzasına Alman ekonomisi Siyasetin değiştîrilmesi sadık kalmasını istiyoruz mevzuubahs değil Fransadan soruyoruz . Sutiye Başvekili Pariste Dost muyuz, bit netice elde edemiyot degîl miyiz ? ransanm Hataydaki memur lan, şaşılacak bir gafletle Türkiye ıle Fransanın arasını açacak bir yol tuttular. Onların bu yanhş politikası, Hatay meselesini büyük bir alâka ıle takib eden Türkiye efkân umumıyesinde derin tesirler husule getirmektedir. Ne yaptıklarını bilmiycn bu me murların yanlış ve fena poliü'kası, Tür kiye halkında Fransaya karşı iğbirar ve itimadsızlık uyandırmaktadır. Hatay davası, Türk Fransız dostluğu için, iki debirde sıkı bir imtihan olmaktadır ve bu hal, böyle devam ederse, bu dostluk, daha doğrusu Fransız siyaseti, bu imti handan sıfır alarak çıkacaktır. Fransanın, yani Parisin hatası, müs temleke memurlannın hatasım görmemesinde, görmek istememesinde ve onlann şahsî düşüncelerine, muzır gayretkeşlik lerine, hatta kötü dalaverelerine alet olAntakya sokaklannda kurulması yarun kalan taklardan biri yıkılıyor masındadır. Fransa, bu hataya sık sık düşer. UAnkara 3 (Telefonla) Hatayda sine dün tevdi edildiği bildirilmiştir. mumî Harb içinde, Yunanistana karşı ki son vaziyet dolayısile hazırlanmış olTürk efkân umumiyesinin büyük bir tuttuğu siyasette de, gene böyle bir iki duğunu bildirdiğim notamiz, Fransız hü hassasiyetle takib etmekte olduğu Hatay memurunun yanhş faahyetlerine kapıla kumetine verilmek üzere Paris Büyük işinde hükumetimiz, Cemiyeti Akvam rak^ yüz kızarncı bir hatb hareket takib Elçimiz Suad Davaz'a gönderilmi$tir. mukarreratıntn tamatnn tatbikm»* isteetmiştır. <Ö zaman, Fransanın Atinadaki Paris Büyük Elçimizden Harjciyeye ge mektedir. Fransa hükumetine verilen noataşenavali ile Selânikteki Şark ordusu len telgrafta notamızın Fransa Hariciye[Arkost Sa. 5 tütun 4 U\ kumandanı General Sarrail (Saray), Yunanistanı zorla harbe sürüklemek için, bu memleketin dahilî işlerine kanşmışlar, Kral Konstantin'i tahtından indirmişler, Venizelos'u isyana sevketmişler, Atinayı bombardıman ettirmişler, hulâsa Fransa için cidden yüz kızartıcı dalavereler çevirmişlerdir. Paris, bu iki adamın ilk hata larmı tasvib etmek hatasına düştüğü için, bir daha, geri dönememiş ve tarihin şiddtle tenkid edeceği günahlar işlemiştir. Yunanistanı zorla harbe sürüklemek için bütün Yunan kıyılannın abluka edilme si ve Yunan halkırun aç bırakılması, herhalde, Fransaya şeref verecek bir hareket değildir. Bütün bu yanhş ve feci siyaset, o vakit Parisin, General Sarrail ile Atinadaki Fransız ataşenavaline aldanmış olmasından ileri gelmiş, işlenen siyasî hatalar coğaldıkça, iş büyümüş, muhtiler çoğaldıkça hataların tamiri güçleşmiş, yalan ve dolan uzun müddet hakikate gahb gelmiştir. Bir Çinli, Japonların üzerine bomba attı Çinliler, iki gölün sedlerini yıktılar, Nankin'in ilk kapıları su altında kaldı Zaler resmi geçidinde hâdise! Berlin 3 (A.A.) General Göring. Ekonomi Nezaretinin memurlarını toplıyarak kendilerine önumüzdeki altı hafta içinde yapılacak işi anlatmıştır. Göring, Sahacht'ı fevkalâde metet tikten* sonra ekonominın veçhesıni değiştirmek mevzuu bahsolmadığını, ancak umumî bir temerküzle mesaiyi teksif etmek olduğunu söylemiş ve bunun, bütün alâkadar makamlar arasında tam bir el bırliği için, önumüzdeki altı hafta içinde tahakkuku icab eylediğini ilâve etmiştir. Acı bir kayıb Tiran elçiliğimiz Başkâtibi Vedad Uşaklıgil vefat etti Bir Japon taburu Mançuko sokaklanpda Şanghay 3 (A.A.) Royter ajansı parçalanndan yaralanrmşlardır. îki Janm muhabirinden: pon neferinin ağır ve bir tanesinin de Japonların «zafer resmi geçidi» bu hafıfçe yaralandığı söylenmektedir. B£ \ sabah saat 11 de başlamıştır. Bir İngiliz raz sonra bir hâdise daha cereyan et ~ polis çavuşıle dört Sıkhs askeri önde miştir. Bir ecnebi Japon seyircilerinderr i gitmekte idıler. Alay geçerken bir Çinli birinin elinde bulunan kâğıddan *bir tarafından atılan küçük bir bomba Japon bayTağını kaparak parçalamıştır. • Nankin Rood sokağında bir Çin mağa Sivil Japonlar bunun üzerine hiddetle zasının yamnda patlamıştır. Japon as ecnebiyi kovalamıya başlamışlârdır.. kerleri derhal sırayı bozarak muhtelif nebi şimdi bir Çin mağazasında heynelistıkametlerde dağılmışlardır. milel mmtaka polisinin nezareti altında Bir Çin polis memuru bombayı atana bulunmaktadır. derhal ateş ederek öldürmuştür. Bir în[Arkası Sa. W sütun İ âf) . gihz polisıle bir Çm polisi bombanm ingiliz Erkânıîiarbiyesinde mühim degişiklik Fransa Hariciye Nazin gidiyor Merhum Vedad Uşaklıgil Tiran elçiliğimiz ' Başkâtibi Vedad Uşaklıgilin, kısa bir hastahk buhranını Berlin 3 (Hususî) Fransız Harimüteakıb, gene yaşında hayata veda et ciye Nazırını Varşovaya götürmekte olan miş olduğunu büyük teessürlerle öğren tren bu sabah Berlinden geçmiştir. Alman dik. Vedad Uşaklıgil, maruf ve sevgili Hariciye Nazırı Baron von Neurath edibimiz Halid Ziya Uşaklıgilin büyük Fransız meslektaşını istasyonda bizzat seoğludur. Otuz üç yaşmı henüz bitirmiş lâmlamıştır. İki Hariciye Nazırı istasolan bu gene, en sahih manasile yetişmiş yonda kısa bir mülâkatta bulunmuşlardır. bir Türk yavrusuydu. Klâsik bir tahsille Bu mülâkatta Fransanın Berlin elçisi M. Hukuk mezunu olan kendisi, ondan da François Poncet de bulunmuştur. Franha ehemmiyetli bir yetişme örneği olarak sız elçisi bundan sonra M. Delbos'a kendi kendini halk etmiş mükemmel bir Frankfort şehrine kadar refakat etmişM. Delbos Baron von Neurath adamdı. Almanca ve ingilizceye çok iyi tir. vâkıf olduktan başka fransızcaya her Fransız matbuatının nesriyati Alman Hariciye Nazırmın bu nazikâFransızın onun gibi bilemiyeceği kadar ne hareketi istisnaî mahiyeti dolayısile Paris 3 (A.A.) Echo de Parîs;y büyük bir nüfuzla mutasamftı. Ve bu li hususî bir ehemmryeti haizdir. gazetesi, M. Delbos'nun seyahatinden sanlar onun elinde bir anahtar olarak MütevefÇa Fransız Hariciye Nazırı maksad, ihata siyasetine devam olmayıp Vedad Uşaklıgil bugünkü medeniyetin M. Barthau ayni yolculuğu yaptığı za eski ittifaklan eski dostluklan tecdid et • edebiyattan ilimlerin ve fenlerin hemen man yalnız protokol şefi tarafından se mek olduğunu yazmaktadır. hemen her branşma kadar her sahada (ArJçast Sa. 1 sütun 4 le) lâmlanmıştı. bütün ansıklopedık malumatmı, cümlesi .nnnı.nı ,,,ı,,,ııııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııımıuıımıııııııınıııııııııııııı<ıııııııınıııııııııi"> ıııııuıınıııııııııııııııııınnu •"»"» hazmolunmuş bir tetkik ve tetebbü ile, lArkast Sa. 3 sütun 6 dai Hâdiseler arasında Yüksek kumandayı gene unsurlar ele aldı Bu değişikliğin sebebi, harbin yeni şartlarını yerine getirmek, eski usulleri kaldırmaktır M. Delbos Berlinde Alman Hariciye Naziri^ ile mühim bir mülâkatta bulundu Ancak, harbden sonra bitaraf müşahid ve münekkidler, Fransanın Yunanistana karsı, o zaman nekadar zalimane ve haksız davrandığını vesikalarile ispat et" mislerdir. Fransa, Mütarekenin ilk yıllannda Türkiyeye karşı da, gene. müstemleke memurlannın hatalanna kapılarak yanhş bir siyaset tutmuş, halis Türk topraklannı zaptetmeğe kalkışmıs; Gazi Ayıntab gibi, tek basına bir devlete karşı koyan Büyük Erkâmharbiye ve Yüksek Kumanda heyetinden çekilen Türk şehirlerinin kahramanca mukavemeSir Crie Devorell (sağdan ikinci zat) ti karsıs'ndr, hatasım anlamış, Franklin Pouıllon gibi akl başında ve geniş göLondra 3 (A.A.) Röyter Ajansı Deverell istifa etmektedir. Reis muavinrüslu Fransızlann müdahalesile nihayet bildirıyor: liğine de 52 yaşında olan albay Ronald Türkive ile anlaşmıştır. İmparatorluk umumî erkânıharbiyesin Adam ve umumî levazım reisliğine de 54 Bugün Fransayı, Hataya, Türkiyeye de mühim değişiklikler yapılmaktadır. yaşında bulunan Tuğgeneral Liddell ve Milletler Cemiyetine karşı iki yüzlü Dört şeften üçü çekilmekte ve yerlerine gelecektir. Harb imalâtı genel direktörü Avrupanîn yakîn tarihinden lük yapmağa mecbur eden amil, gene, daha gene unsurlar gelmektedir. Visamiral Brown, umum topçu kuman en meraklı ve heyecanlı Fra>sız ,nüstemlekecilerinin tuttukları Tuğgeneral Gort 51 yaşındadır. Tüm danhğını da deruhde edecek ve bu iki «ahifeler... ycnlış siyasete Parisin de uymasıdır. generallığa terfi ederkek İmparatorluk vazife birleştirilecektir. Bütün bu değiTercüme edenler Fransanın Suriye ve Hataydaki me büyük erkâmharbiye reisliğine tayin olu şiklikler sene sonuna kadar yapılmış olacaktır. [Arkası Sa. 3 sütun 5 fc] ır ırlan fena bir yoldan yürüyorlar. Pa nacaktır. 62 yaşında bulunan Korge"neral MITHAT CEMAL SUPH1 Z1Y£ ris, onları bu yoldan çevireceğine o da ııııııııııııı tıııııı ı ıııııııııııııııııııııı m ıııııııııııııııııııııiMiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiM bu yola giriyor ve nihayet Atatürk Tür yürüyerek Türkiyenin dostları arasından bildirmektir. Hatay meselesini müzmîn ve kiyesinin ve Hataylılann azim ve imanı, çıkacaktır. Birinci şıkta Suriyeye ve Ha iyi olmaz bir yara haline getirmek istemekırılmaz, yıkılmaz, aşılmaz bir kaya gibi taya aklı başında, uzağı görür, düriist a diğimiz için Fransaya soruyoruz: önüne cıkınca, tekrar yumuşuyor, hata damlar göndermek kâfidir. « Dost muyuz, değil miyiz?» lan tashihe çalışıyor. Fakat, bir müddet Atatürk Türkiyesinin siyaseti, asla iki Bınu bilelim ve ona göre yürüyelim. Gene pek yakinda sonra, müstemleke memurlan gene doğru yüzlü değildir; hiç kimseye karşı dost Hatay meselesi, şimdi, içinde, Frankîymetli şair yoldan sapıyorlar, gene mücadele başlı görünüp düşmanhk etmez. Siyasetimiz, sanın Türkiye ile hakikaten dost olmak yor. dürüsttür, açıktır, merdcedir. Karşımızda, isteyip istemedjği meselesini de ihtiva NECÎB FAZlL'm Bu oyun, böyle devam edip gidemez. bize dost olduklarını söyhyenlerden bi eden çok ehemmiyetli bir mesele halini Fransa, ya müstemlekecilerinin yirrüdüğü zimki gibi düriist, açık ve merdce bir almıştır. Onun için Fransadan bu sualin Edebî makalelerini neşre 1 yanhş yolu bırakıp yalnız sözle değil iş dostluk ve siyaset istemek hakkımızdır. cevabını, açık ve kat'î cevabını bekliyo** başlîyacaktîr. le de Türkiye ile dost olacakür, yahud Fransa için yapılacak tek şey, iyice ruz. '"*• ı da müstemlekecilerinin yanhş yolundan düşünüp taşmıp karannı vermek ve bize AB1D1N DAVER Büyüklerin elleri ocukluğumun bayramlan mavi bir aydınlıkla başlardı. Gün doğmadan uyanırdım. Fecrin çivid mavisi, pencerenin camında, sabahın çini mavisine dönünciye kadar, büyümüş gözlerle, bayramı doğuran bu rengin açıhşına bakardım. Giyeceğim yenilerin, yiyeceğim şekerlerin, alacağım hediyelerin ve dinliyeceğim iyi sözlerin sevincinden evvel içimi şişiren ümid, uyur gibi yaptığım sırada, annemin beni uyandırırken yüzünü parlatacak neşeyi görmekti. Benim ilk sevincim, onun beni sevindireceğini bilmekten gelen sevincinden başka birşey değildi ve belki buna bütün yenilerimi, bütün fekerlerimi, bütün hediyekrimi feda etmeğe hazırdım. Sonra bayram sabammn derin ve uzun mavisini yaldızlıyan güneş; sonra içinde yalnız o günün değil, bütün ömrü mün ümidleri çınlıyan davul; sonra ev halkının merkezini bende bulduğunu sandığım müşterek sevinci. parçalarmm sakızile, midede hafif bir ezilişle, avucda ipekli mendillerin gıdıklanışile, cebde bozuk paralann şangırtısile, başta atlıkanncaların verdiği göz kararhsile, yanaklarda bü • yükanne, hala, yenge dudaklannın bıraktığı ıslakhk hatırasile, dudaklarda öpülen ellerin çizdiği hafif kanncalanma intıbakrile geçen bir günün derin bir uykuya hemen sarkıveren akşamı. Biz yaştakiler için bunlann hiçbiri artık yoktur. Fakat bunlann içinde, olmamalarına en çok yandıklanmız, pek çoğu bir daha bize hiç, hiç uzanmamak üzere giden ve avuclannda bayramlarımızın bütün sevinclerini, sürprizlerini kendilerile beraber gö türen ellerdir. Şimdiki çocuklara, bugün, üzerlerine dudaklannı konduracaklan ellerin ölçüsüz kıymetini bilmeleri için, bizim yaşımıza, bizim yaşımızın iki üç misli ötesine varmalannı dilerim. Her bayram birkaç çifti eksilen bu ellerin üstünde hemen büDaha sonra, damakta yapışkan ve tün saadetlerinin yüksekliğini o zakaypak bir tarçınlı alride lezzetile, man anlıyacaklardır. dişler arasında tirfillenen lâtilokum PEYAMI SAFA Pek yakında: Avusturya Kraliçesi Elizabet'in hayatı Cumhuriyet

Bu sayıdan diğer sayfalar: