7 Temmuz 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

7 Temmuz 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I Bir kayıbda bir buluş duyduğu aile hasretinden şikâyet etti. Bir akşam eve dönerken kapıda ha deme elime bir zarf uzattı. Acaba kimden diye tereddüd ederken zarfın üzerinde doktorun ismini ve yazısını tanıdım. Mektubda şöyle diyordu: «Sacide Hanımefendi, Gösterdiğim bu cür'etten dolayı affetmenizi rica ederim. Kimsesizim, yabancı bir muhitteyim. Başkalarmın delâletile hareket edecek cahil insanlar da değiliz. Düşüncelerimi evvelâ validenize açmağı düşündümse de daha evvel reyinizi al Buraya gelince geniş bir nefes aldık. mağı münasib gördüm. Hayat arkadaş Annem bile istemiyerek geldiği halde hğımı kabul edip etmiyeceğinizi öğren sonradan kasaba hoşuna gitti. Öyle şirin mek için bu satırlan yazmak cesaretini bir yer ki insan hemen alışıveriyor. gösterdim.. Geldiğimiz gün dinlendim, ertesi sa Isminiz bana, kaybettiğim kız kardebah mektebe giderek müdürle görüştüm. şimi hatırlattığı için, hissettığim sevgi sizResmî işlerimi düzelttim ve derhal d«rs leri bana bu hatıra ile yaklaştırmıştı. lsim lere başladım. Çocuklarım çok terbiyeli benzerliğinden doğan sempati nihayet, ve sessiz yavrular... Onlara genc bir an mukavemet edilmez bir aşk haline geldi. ne gibi sevgi ve şefkatle bakıyorum.. Bence o kadar azizsiniz ve yüksek yaraGeldiğimin haftasına kaza doktorunun, tılısınıza o kadar eminim ki bu yabancı çocuklan nıuayeneye ve mektebin temiz muhitte, şu dakikaya kadar benim için liğini teftişe geleceğini bildirdilcr. Biraz tamamen yabancı olmanıza rağmen hiç ihmale uğramış olan mektebi geldiğim kimseye hiçbir şey sormadan nihayet sidenberi intizama koymuş ve temizliğile ze müracaat ediyorum. Muvafakatiniz alâkadar olmuştum. Her taraf çiçek gi bana dünyanm en büyük saadetini bahşedecek. Ricama cevabmızı da hayatı biydi. Doktor tetkiklerini bitirdiği zaman be mın en büyük heyecanı içinde bekliyo ni tebrik etti, bundan sonra, artık benim rum.» Doktor Nazmi Kıral dikkatime emin olarak teftişe bile lüzum görmiyeceğini bildirdi. Bu fen adamınm gösterdiği itimada teşekkür ederken, bilmem neden, sesim titriyordu. Aradan iki ay geçti ve bu müddet zarfmda doktor birkaç defa daha mektebe şöyle bir uğradı. Fakat garib değil mi her gelişinde bende, şimdiye kadar hissetmediğim bir heyecan bırakarak gidi yordu. Ona dair kendiliğinden toplanmış bazı malumat da öğrenmiştim. İki senedir buranın doktorluğunu yapıyormuş, bekârmış. Hiçbir kimse ile alâkası yokmuş. îhtimal yakışıkh olduğu için etraftan gösterilen alâkalara ehemmiyet vermedıği gibi bunlar doktoru biraz da mağrurlaştırmış. Amma onda gururdan ziyad« ciddiyet ve dürüstlük göze çarpıyor. Ruhumda yaptığı tesirlere hayret ediyorum. Maa mafih ne de olsa hislerimi ona asla belli etmiyeceğim. Akşamüzeri eve geldiğim zaman annemi ateşler içinde baygm buldum. Bir deli gibi şaşırmıştım. Hemen doktora haber göndererek gelmesini rica ettim. Biraz sonra geldi. Hastayı dikkatle muayene ederken ben de onun hareketlerini tetkik ediyordum. «Acaba hastahk tehlikeli mi?» diye içim titnyordu. Muayene bitti, doktor birşey söylemiyordu. Yaşlı gözlerimle, hakikati söylemesi için ona yalvardım. Çok sakin ve vaziyete hâkim görünüyordu: « Hastahk başlangıcı şiddetli, fa kat korkulacak birşey yok, dcdi, yalnız bu gece fazla ihtimam ister. Metanetinizi kaybetmeyiniz. Ben sabaha kadar buradayım.» Bütün gece uyumadık. Annem hep öyle dalgın ve humma içindeydi. Doktorun yaptığı iğneler ve verdiği ilâclar yavaş yavaş ateşi düşürdü, hasta dalgınhk ve hezeyandan kurtularak rahatladı. Sabaha doğru annem beni çağırıyor, ve korkunc bir rüyadan uyanmış gibi etrafma hayretle bakarak ne olduğunu anlamaga çahşıyordu. Kendssinc kısaca atlattığı buhranı anlattık. Uzun saatler, hemen hiç konuşmadan, fakat gözlerini hasta dan hiç ayırmadan oturan doktor, birden gülümsedi: «Artık gidebilirim, tehlike atlatdmışür» dedi. Bizimle umulmıya cak kadar büyük alâkasuıa ve himmetine minnetlerimizi söylerken o gene bir heykel kadar sakin ve soğukkanh, gözleri hep muammalıydı. Annem bütün ısrarlanna rağmen beni «...» ye gitaekten vazgeçiremiyeceğini anlayınca susmağa mecbur oldu ve yol hazırlığma başladı. Bir senedir Istanbulda yerleşmeğe uğraştığım halde muvaffak olamamış ve «...» deki münhal muallimliği kabule karar vermiştim. Annem «orası uzak» diye gitmek istemiyordu, lâkin kat'î karanm karşısında sustu. Babamı ve ağabeyimi harbde kaybettikten sonra bütün ihtimammı bana hasretmişti.. CUMHURİYET 7 Temtnuz 1938 İtalyan ordusu Italya harbiye müsteşarının verdiği izahat Fransızca Le Temps gazetesinden: İtalyan Harbiye Nezareti müsteşarı General Alberto Pariani bir itaylanca mecmuada «Faşist Italya ordusu» başlığı ile neşretiği bir makalede ordu hakkmda verdiği malumata: «İtalyan ordusu, süratle neticelendiriIecek bir harb için hazırlanmıştır. Harb vesaiti ve tabiyesi, düşman cephesini asgarî zaman zarfında yarabileceği ve muhtemeî düşmana öldürücü bir darbe vurabileceği şekilde hazırlanmıştır.» «Paris Çjçeği» nin ilk temsili Danielle Darieux'nün Amerikada ilk çevirdiği film Paris sinemalarının birinde gösteriliyor Si'N EM A : RADYO akşamki program J ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisl . 12,50 navadis 13,05 plâkla Tiırk musikLsi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 18,30 Tepebaşı Beledıye bahçesınden nakil: Hafif muzık 19,15 apor musahabeleri: Eşref Şe. Iık 19,55 borsa haberleri 20 Grinviç rasadhanesınden naklen saat ayan, Sadi Hoşses ve arkada^ları: Huzzam, suzinak, halk turküleri 20,45 hava raporu 20,48 Omer Rıza Doğrul tarafından arabca soy. lev 21 saat ayarı, orkestra 21,30 Semahat Oadenses ve arkadaşları: Turk musikLsi ve halk şarkılan 22,10 Novotni birahane ve lokantasmdan naklen konser: M. Kemal idaresinde orkestra 22,30 son haberler ve ertesi giinün programı 33 saat ayarı, son. Şeklinde bir mülâhaza ilâve ettikten sonra, bu süratli netice harbinin, millî menabie en muvafık ve İtalyan milletinin mizacına ve yeni ruhuna en uygun harb olduğunu söyliyerek diyor ki: «Manevralar yeni silâhların tecrübesine ve yeni cüzütamlar teşkiline imkân ver miştir. Bir piyade taburunda, bugün, 39 tane otomatik silâh vardır. Piyade alayı, piyade taburlanm, 81 lik havanlar, 47 ve 20 milimetrelik toplarla düşman kara ve hava kuvvetlerine karşı takviye edecek vaziyertedir. Süvari kıtaatının seri tanklan vardır. Bersaglien alaylannın, şimdi, bisikletle rinden başka makinelitüfeklerle mücehhez motosıkletleri ve seri tanklan mevcuddur. Sahra topları ve seri bataryalar 75 miimetrelik yeni malzeme ile teçhiz edilmişBirçok günler düşündüm, derin derin tir. Ordu ve kolordu topçu kuvvetleri, kalbimi yokladım. Benim de ona karşı baştan aşağı motörleştirilmiştir. kuvvetli duygularım, neye saklamalı Seferberlik meselesine gelince.r eli »iümidsiz bir sevgim vardı. O yüksek kaâh tutan her erkek on sekiz yaşından elli rakterli ve iyi hayat arkadaşı olabilecek yaşma kadar askerlikle mükelleftir. Istabir insandı. Mukavemet etmeme ımkân tistikler, Italyanm 9,800,000 asker çıkayoktu. Hemen meseleyi annemc açtım. rabileceğini gosteriyor ki, bu miktar nüSevincden gözleri yaşararak: fusun yüzde 23 ünü teşkil eder.» « Bilsen Sacidem, dedi, bunu ne Harbiye müsteşan, makalesine şu sukadar isterim. Görüyorsun ki ben hasta retle nihayet vermektedir: lıklı bir kadınım. Sen de henüz pek genc «Yeni büyük cüzütamların mümeyyiz ve yalnızsm. Sağhğımda seni elimle aile vasıflan, en yakın mesafelerden bile bü sahibi ettikten sonra ölürsem gözlerim açık gitmiyecek. Zannetmem ki onun ve yük bir ateş kuvveti göstermek imkânına benim bu temiz arzularrmıza muhalefet sahib olmalandır. Bu suretle, gerek mu ayyen bir noktaya kuvvetli ateş tekniği, edesin.» gerek ateşin uzak mesafeye tevzii mümDoktora kısa bir cevab gönderdim: kün olacaktır. Bu da piyadenin, düjman Evet! istikametinde, hücum noktasına kadar asBir hafta içinde hazırlandık. Düğünügarî zayiatla ilerilemesini mümkün kıla müz sade, fakat samimî oldu. Bir hafta içinde sevgim, ölümlere kadar gidecek caktır. Büyük cüzütamların fazlalığı, ayni zakuvvetli bir kalb bağı haline •gelmrşti. manda kuvvetli ihtiyatlar teşkiline de imNazmi anasız babasızdı, bense eski bîr yerimdım. Bu yokiuk bizi bir hayli kân veriyor. Düşman cephesini yardıktan ağlattı. Fakat davetlıler gidip de yalnız onra, muvaffakiyeri istifadeli bir hale getirmek için bilhassa yetiştirilip hazırlankalınca ikimizi iki tarafma oturttu: mış olan kuvvetlerle, bu yarma hareketini « Benide mes'ud ettiniz çocuklarım, dahile doğru devam ettirerek düşmana, dedi. Sacidemin mürüvvetini gördüm, kabilse, öldürücü darbeler vuracağız.» merhum oğluma pek benziyen Nazmi zaten daha ilk gündenberi kalbimde yer etmişti. Sizi bir arada ve bütün bir hayat için birleşmiş görmek bana sonsuz bir seü Halkevleri Dergisi vinc, tükenmez bir teselli verdi.» Sayı: 65 Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar 20,10 Laypzig: Donna Diana (Rezni cek'ın). 21,15 Doyçlandzender: Vlnd3or"un şen kadınları (Nıcolai'nin). 22,05 Roma I: La Boheme (Puccinl'nln)* 1,05 Frankfurt: Nürenberg çarkıcıeı (Vagner'ın), ikind perde, gramofonla. Büyük konserler 21,05 Saarbrücken: Haydn ve Moıart'ut aserlerl. 21,35 Breslav: Graener, Pfltzner, Ra • vel'in eserleri. 21,50 British National: Bach'ın eserlerl, 22,05 Stra&sburg: Haydn, Mozart, Gi i bel'in eserleri. Oda munkileri 20,15 Vıyana: Reiter'in eserleri. 21,35 Munih: Bach (Sonate D = dur). 21,45 Stokholm: Schubert'in piyano mu» sikisı. 22,05 Munih: Haydn ve Mozart'ın eser« leri. Operetler 20,35 Budapeste: Av peşinde (Huazka nın). 21,05 Konigsberg: Jo. StrauBs'un (Çln • gene baron) u. 21,35 Floraasa I; Hattıüstüvada bir ma> cera (Naacimbene'nln). 21,50 Prag II: Kuçük kazino (BenatsUnin). Danielle Darieux Paristen yazılıyor: Dani«lle Darieux'nün Holivud'da çevirdiği ilk kordelâ, «Paris çiçeği» buradaki «LordByron» sinemasında göste rilmeğe başlandı. Bütün gazeteciler gibi İlk temsile ben de davetli idim. Eser, orrjinal kopya olarak yani ingiizce geçiyordu. Danielle ingilizceyi beş altı aydır öğrenmeğe başlamış olmasma rağmen konuşuşlannda hiç de mütereddid görünmüyor, bilâkis birçok cümleleri şayanı hayret bir kolayhkla söylüyordu. Rolü icabı aradasırada fransızca kelimeer sayurunca halk yabancı bir memle ctte umulmadık bir aşinaya tesadüf etmis. gibi memnun oluyor ve bu memnuniyetini gülmelerle izhar ediyordu. Genc artist rolünü, tıpkı Fransız filimlerinde olduğu gibi serbest ve tabiî oynamış. Yalnız itiraf etmeli ki yüzü ve vücudü yeni dünya<îa Pariste olduğundan daha iyi ve güzel şekilde beyaz perdeye asketirilmiş, yani fotoğraflar daha ustalıklı alırunışh. **• Kordelânın mevzuu şudur: Nicole (Danielle Darieux) Nevyork'ta işsiz kalmış bir Fransız dansözüdür. Çalışa cak yer bulabilmek için birçok kapılar çalıp inkisan hayale uğradıktan sonra bir arkadaşı (Helen Brodrick) in tavsiyesi üzerine Bill Duncan isminde bir milyoner (Louis Hayvard) i avlamak istiyor. Çapraşık ve kanşık işlerle uğraşan bir otel başgarsonu (Mischa Auer) kıza, feijkalâde şık giyinip kuşanması ve büyük bir otelde oturması için borc para veriyor. Tam işler yoluna gireceği sırada milyonerin Trevor ismindeki ahbabı (Douglas Fairbanks Junior) pişmiş aşa su katıyor, yazıhanesînde cereyan bir hâdise yüzünclen Nicole'a düşman olduğu için arkadaşı Bill'i tuzağa düşmekten kurtarmak istiyor ve zengin delikanlıya Nkole'un yüksek tabakadan bir kız değil alelâde bir dansöz olduğunu söylüyor. Nabiatile Nicole mahcub bir vaziyette ortadan çekilmek mecburiyerinde kahyor. Fakat arkadaşını düşmekten korumak istediği tehlikeye Trevor'un biz zat kendisi düşüyor. Genc kızı o seviyor ve bu kuvvetli sevgi bir izdivacla neticeleniyor. *** Muhakkak ki macera böyle düpedüz anlatıldığı zaman alelâde bir operet mevzuu olmaktan kurtulamıyor. Lâkin Amerikalılar, güzel teferruatla filmi öyle mahirane süslemişler ki eser emsali içinde nadir ve müstesna bir vaziyete yükselmekten geri kalmıyor. Danielle Darieux ile arkadaşlannm temsil tarzları da kusursuzdur. Sahneye konuşun ise iyi bir zevkin mahsulü olduğu eserin her noktasında görünüyor. Şarkt konserleri 23,35 Polonya istasyonlan: Totl dal Monte (Soprano), Tlto Şipe (te nor), gramofonla. NOBETÇİ ECZANELER Bu gece fehrimizin muhtelil semtlerin* deki nobetçı eczaneler şunlardır; Istanbul ciheti: ı Eminonünde (Minasyan), Alemdarda (A< 1 Rıza), Kuçukpazarda (Necati Ahmed), 1 Kumkapıda (Cemil), Şehzadebasında (Ham, ,. Ka«ıgumrukt«..(Fuad), Aksarayda (Sa. rim), Fenerde (Vitali), Samatyada (Teofilos), Bakırkoyde (Merkez), Şehremininda. (Nâzmı), Eyııbde (Arif Be§er) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: Istiklâl caddesınde (Kanzuk), Yenlsehir< de (Baronakyan), Bostanbasında (Itimad), Kurtuluş caddesinde (Necdet), İstiklâl caddesınde (Taksim), Galata Mahmudiye caddesinde (Ismet), Kasımpaşada (Müeyyed), Haskoyde (Nesim Aseo), Ortaköy, Amavudkoy, Bebek eczaneleri. Kadıkoy Eskiiskelede (Sadık), Yeldeğirmeninde (Uçler), Büyükadada (Halk), Heybelide (Tanas), Usküdarda (Imrahor), Beşiktaşta (Vidin), Beykoz, Paşabahçe, A. Hısar eczaneleri. Yeni Eserler Doktor sıcak bir sesle ayni hissiyatı izah ediyordu. Çok ıstırab çekmiş bir adamdı. Büyük Harbde babası ölmüştü. Kendisi cephedeyken annesile kız kar deşinin de izini kaybetmişti. Onu bed baht eden bu hazin hikâyeyi, gözleri yaş dolu, anlatırken cebinden sararmış bir kart çıkararak bana uzattı: Bakın, dedi, zavallı hemşirem! Onu nekadar severdim, ismi de sizin isminizdi. Ve yıpranmış fotoğrafın üzerine eği lince annem ve ben müthis bir çığlık kopardık. Annem «Macidim!» diye hiç kırarak bayılırken, ben, anlatılamaz bir duygu felci içinde donup kalmıştım. Resim, benim küçüklük fotoğrafım; karsımdaki adam da, o gün nikâhland:ğımız ağabeyin Maciddi. Nigâr Güneş Çöpçü beygiri ısırdı Kurtuluşta Zafer sokağında 181 nu maralı evde oturan Alâeddın, Arabcami Varhk Mahmudiye caddesinden geçerken tan1 temmuz 938 tarihli ve 120 inci sayısı O geceden sonra birkaç kere eve an zifat amelesınden 404 numarah Abdul Cemü Sena Ongun, Muammer Necib Arda, nemi, mektebe beni ziyarete geldi. Ve lahın idaresindeki arabanın beygiri ta Umran Nazıf, Rıza Apak, Behçet Necati, Salih Zeki Aktayın makale, hlkâye ve §iir bir defasında ilk olarak yalnızlığmdan, rafından omzundan ısırılmıştır. Basvekilin B. M. Meclisindeki son nutku Orta zaman Turk Islâm dünyasında vezirler, Prof. A. Mez. Çeviren Cemal Koprulu Beşer ırklarının etnolojl bakımından tarıhı metodla tasnifi uzerinde bazı gorüşler, Prof. Ş. A. Kansu . Ihtlyar (şiir), Sıtkı Akozan Ahlâkİ düsuncenin dınamızmi, F. Rauh. Çeviren Ziyaedaın Fahrı Teselli (şıır), Kâzım Erdin Karakalpakların tarlhine dair materlyaller, ». P. Ivanov, Çeviren H. Ortekin Beyboy.ek hıkâyesi, B. N. Boratav . Köy eğıtimi meselesı, I. Hakkı Tonguç Son eseri munasebetüe Halıd Fahrinın şiirleri hakkında birkaç söz, F. A. 1938 devlet bütçesl, Kemal Unal Halkevlerinde basıt spor teslerı, Rahmi Apak. Kultur hareketlerı: Turk kadını . Kız enstitüleri ve san'at okulları sergısi, K. Halkevleri haberleri: Halkevlerinde goze çarpan çalışmalar, B. Kemal çağlar Halkevleri nesriyatı. Fikır hayatı: Bir okuyucunun notları (Ankaradaki son •esim ve heykel sergisi hakkında) Genc neslm hıkâye eserleri Yakub ve öteküer, Nahıd Sırrı. Bıblıyoğrafya: (John kingsley Birge, The Bektashl Order of dervishes), Orhan Şaik Gökyay. Bir iki satırla" ^ •jt Carole Lombard'la James Stevart yeni bir filim çevirec«klerdir. Kordelâ nın adı «Birbirine denk yarablmjşlar» dır. j t Amerikadan evvelki gün gelen Normartdie vapurile sinema mehafiline mensub birçok şahsiyetler Fransaya gelmişlerdir. Bunlann arasırtda Fernand Gravey'in kansı Jane Renouardt, Ger maine Aussey, Sonja Henie, Grace Moore ve kocası Valentin Parera zikre şayan kimselerdendir. Çok sevgili babamız Aksaraylı Nuri Akanm bizi derin kederlere düşüren ölümü dolayısüe cenazesine koşrnp gelen ve onu ebedî ıstirahatgâhına tevdi et mek zahmetinde 'bulunan bütün dost ve akrabalara, bilhassa tstanbul Kasablanı Turk Anonim şirketi sayın mümessilli' ğine candan teşekkür ve saygılarımıa ıbildiririz. Damadı: Coğrafya öğrefcmenl fiısan Cebeci Oğlu: Eczacı Ziya Nuri Aka Şirketimizin pek muhterem ve sev •> gili meclisi idare reis vekili Nuri Akanm oenaze merasimine gelmek zahme tinde bulunan ve şirketimizi taziye etmek lutfunu gösteren muihtereTn zevata teşekkürü bir vazife biliriz. İstanbul Kasablan Türk Anonim Şirketi Çok mustarib olduğum apandisitt'^.i 1 beni kurtaran profesör Dr. Ahmed Kemale, müşfik ihtimamlı bakışlarile min' nettar eden Marmara kliniği sahiblerine, hastabakıcılarma kalbî şükranla ramla sonsuz teşekkürlerimi sunarım. S. Z. Dümdüz Alenî Teşekkür Teşekkür 1938 39 mevsimi filimlerinden «Capricio», Ber inde Ulian Har 'ey'in son çevirdiği ;ordelâdır. Mevzuu iski asırlarda Fransada kılıc kuvveti nin hâkim olduğu ve güzel delikanlıların 'üzlerce genc kı :ın kalblerini titret tiği bir devirde cerean eden tatlı ve ayni zamanda hazin aşk maceralannı tasvir etmektedir. Bu sserin orijinalliği bilhassa Lilian Har vey'in genc bir silâhşor rolünü oynamasındadır. Cünkü filimdeki macera nın başlangıcmda babası ihtiyar Ge neral Estroux kızının bir gün yetim ve Lilian Harvey «Capricio > filminde himayesiz kalması ihtimalini, zamanm da acayiliğini düşü tir. Işte bu sayededir ki genc kız aleyhinnerek icabında kendisini müdafaa edebil de kurulan tuzağa düşmüyor, kendisile sırf mesini temin için ona ata binmeği, tüfek parası için evlenmek istiyen adamın ta atmayı, düeîlo etmeği, hatta içki içip na sallutundan kurtularak sevgilisile evlenira almayı ve küfür etmeği bile öğretmiş yor. Açık teşekkür f Çorluda açılan çocuk kampları j lerıle Fransız, Litvanya ve Rus edebiyaüa:ından tercumelerle çıkmıstır. Okurlarınu;a tavsiye ederiz. ^ Davetler Ressamları davet Fransa Sefareti Ticaret Ataşeliğinden ilân Fransa sefareti iç telefon tertibatının değişmesinden dolayı ticaret bürolarının aşağıda yazılı yeni telefon numaraları alâkadarlara bildirilir. Ticaret ataşesi 35 ... 233 Ticaret ataşesi muavini 35 ...234 Türkiye San'at Mektebleri mezunları cemiyeti başkanlığından: tstanbul Erkek San'at mektebi binasında 9/7/938 cumartesi günü saat 17 de verileeek tanıştırma çayında Türkiyede mevcud bütün kız ve erkek san'at mekteblerinden bu sene mezun olanlarla evvelce mezun olanlarm bulunmaları rica olunur. Guzel San'atlar Birliğinden: 22 nci Galatasaray resim sergisine işirak etmek istiyen san'atkârlar eserlerini 11 ve 12 temmuz günleri saat 14 ten 16 ya kadar İstanbulda Alayköşküne geirmeleri. t " """"^ Tarabya deniz banyosu ve gazinosu Çorlu (Hususî) Trakyanın muhtelif yerlerinde her sene açılan çocıık tatili kamplan bu sene de açılmıştır. Gönderdiğim resimler, Çorlu kazasınm Ereğli ve Velimeşe köylerinde açılan kamplarda bol gıda temiz hava alan gürbüz, şen köylü çocuklarının oba hayatlarmı göstermektedir. ı Giizel manzara Saf hava Temiz su Fiatlar gayet ucuzdur

Bu sayıdan diğer sayfalar: