21 Temmuz 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

21 Temmuz 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 21 Temmuz 1938 Nasihat İstasyonda, trenin gelişini beklemek üzere, bir aşağı bir yukarı dolaşırken oto matik satış makinesinin başmda duran bir adam gördüm. Alete iki defa yumruk indirdi. Zannettim ki onu tamir ediyor.. Gürültü çıkar madan yanına sokuldum. Hemen bana doğru döndii ve sordu: Demindenberi burada mısmız? Şey.. evet.. beş dakıka oluyor.. Ya, burada mıydınız demin? Adam hiddetli gÖrünüyordu. Biitün nezaketimi tophyarak ccvab verdim: İhtimal burada da bulundum. Birkaç dakika evvel benimle konuşan adam siz miydiniz? Hayır, ben değilim.. Buna emin misiniz? Elbet. Sizinle konuşan bir adamın bir daha yüzünüzü unutmasına imkân yok. Muhatabım sesinin perdesini biraz indirdi. Benden af taleb ederck: Pardon, dedi, sizi demin benimle konuşan adama benzettim de.. Ben de yumuşadım. İstasyonda yegâne yolcu oydu; henüz trenin gelmesine bir çeyrek vardı. Binaenaleyh gevezelik et mekte mahzur görmedim. Hayır, ben, değilim, diye tekrarladım. Ondan ne istiyordunuz ? Şu aletin içine bir peni attım. Kibrit almak için. Fakat hiç birşey çıkmadı. Makineyi sallarken sizin boyunuda bir adam yanıma sokuldu. Fakat siz olmadığmıza emin misiniz? Elbet. Öyle olsun.. O adam bana: Bu aletler çok can sıkıcıdır, dedi. Onlan kullanmasını bılmek lâzım..» «Onların hepsini suya atmah!» diye cevab verdim. Kibritin çıkmamasına içerlemiştim. Adam tekrarlardı: «Bazı defa bozulurlar. lyisi mi bir peni daha atm; onun ağırlığı ötekini itecek, hem kıbritinizi ve hem de fazla attığımz peniyi alırsınız. Benim başıma da gelir böyle..» Bu izahat pek açık değildi amma adam bu işlerden anhyora benziyordu. Sözünü dinledim. Alete para attım. Fakat yan hşhkla iki şiling atmışım. l}te bakın ne çıktı.» Bana bir küçük kutu fundan gösterdi. Desenize paranız ziyan oldu. , • Paraya canım sıkılmıyor da, şu fundan kutusuna içerliyorum. O ser«em herıfi bulsam kafasını patlatacağım. Muhatabımla dolaşmağa başladık. Böyle münasebetsiz adamlar çok! diye sözü tekrar aldı. Bütiin vakitlerini ona buna nasihat vermekle geçirirler. Başıma bu yüzden bir vak'a daha gelmişti. Anlatayım; güzel, doru, temiz kan bir baya kcşturdum. Niyetim Amersham'a baya koşturdum. Niteyim Amersham'a gitmekti. Aşağı yukarı bu yol on mildir. Tay kan ter içinde şehre geldi. Otelin kapısında durduğum zaman önüme biri dikilerek: Taymız çok güzel! dedi. Evet, fena değil. Fakat bu genc hayvanlan bu kadar fazla koşturmak doğru değil. Ben koşturmuyorum; kendiliğinden uçuyor. Dizginleri lutmasam yıldınm gibi gidecek. Otele girdim; oradaki işimi bitirerek tekrar dışarı çıktığım zaman gene o adamı karşımda buldum. Şu yokuşu çıkacaksınız değil mi? diye sordu. Evet. Ne olacak? Dinlcyin. Size bir nasihat vereyim: Hareketinizden evvel taya biraz bira içirin!. Bira mı? Sudan başka birşey iç Jerom K. Jerom'an = Otobüsçü karısına saldıran benzinci Suçlu, dünkü duruşma dan sonra tevkif edildi Dün üçüncü sulhcezada bir dövme ve hakaret davasına bakılmıştır. Davacı, Topkapı haricinde kale dibinde otobüsçü Ahmedle karısı Mahmure dir. Suçlu ayrri mahallede oturan benzinci Muzafferdır. Evvelki gün öğleden sonra Ahmedle karısı Mahmure bozuk otobüslerıni tamır için Aksaraya götürmek için Muzafferden benzın almak ıstemişlerdir. Muzaffer bunların ihtıyacı olan ben zinı vermemiş, bunun üzerine Ahmed, karakola müracaat ederek ıhtiyacı olan benzıni polis vasıtasile temin edeceğini söylemiş ve oradan uzaklaşmıştır. Ahmedin karısı, Muzafferın yanına giderek nıçin benzin vermek istemediğini sorunca Muzaffer oturduğu iskemleyi alarak kadınm üzerine saldırmış ve küfür ederek arkasına indirmiştir. Karısının feryadını işıten Ahmed koşarak gelmiş, fakat bu sefer Muzaffer Ahmede de küfür ederek kavgaya başlamıştır. Bu esnada vak'a mahalline gelen polisler hâdiseyi ele alrmşlar ve bu suretle iş adliyeye intıkal etmiştir. Dünkü celsede dınlenen şahidler ifadelerinde Muzafferin Ahmedin karısı Mahmureye kufür ettiğini ve iskemle ile vurduğunu söylemişlerdir. Suçlu Muzaffer bütün şahidlerin ifadelerini kabul et memiştir. Bilhassa 14 yaşlannda Nuri isminde bir çocuğun ifadesine: « Bay reıs, bu çocuğu, seni kışm mektebine otobüsle parasız götürürüz diye kandırdılar.» Diye itiraz etmiştir. Hâkim Kâmil, neticede suçlu Muzafferin tevkifine lüzum görerek muhakemeyi diğer bazı şahidlerin celbi için taiık etmiştir. Celseyi müteakıb Muzaffer tevkifha neye götürülmek üzere jandarmaya teslim edilmiştir. RADYO akşamki program} mez o.. Siz sözümü dinleyin! Ben bu tayları pek güzel bilirim. Sizinki güzel; fakat henüz acemi.. Bir parça bira içirdıniz mi yokuşu tramvay gibi yorulmadan çıkar. O vakit bu sersemin neden kafasını kırmadım! diye nekadar pişman oldum sonra... . Koştum, bir tas bira tedarik ettim. Taya birayı verirken yarım düzıne kadar işsiz, güçsüz başıma toplandı. Her kafadan alaylı bir söz çıkıyordu: Onu fena ahştıracaksınız! Yann kumara dadanacak; bir banka soymağa ve sonra anasını öldürmeğe kalkışacak. Biradan sonra da bir sigara fena olmıyacak. Bir fincan kahve ile bir dilim tereyağlı ekmek daha hor geçer. Elimdeki bira tasmı kafalarına atmamak için kendimi zor tutuyordum. Db'rt yaşmdaki bir taya bira içirmek bana pek budalaca bir hareket görünüyordu amma, hayvan, bir hiristiyan gibi birayı çekti. Arabaya atladım; ve bir alkış tufanı arasında hareket ettim. Yokuşu sür'atle çıktık. Fakat az sonra bira tesirini eöstermeğe başladı. Sarhoş adamlar, hatta kadınlar görmüştüm; lâkin böyle sarhoş tayü Dört bacağı üstünde muvazenesini temin edebiliyordu amma arabayı çekemiyordu. Kâh sola, kâh sağa yalpa yapıyor, bazan da yolun ortasmda dikilip kalıyordu. Bir aralık arkamda bir motosiklet sesi duydum, boyuna korna çalıyordu. Yol vermenin imkânı yoktu. Nihayet adam: Ey, bana yol verecek misiniz? diye bağırdı. Allah aşkına biraz durun; korna çalmayın! Tay fena oluyor. Ne var ki?. Sarhoş da.. Sarhoş mu? Ben de acaba hanginiz sarhoş diye kendi kendime soruyordum. Zarzor geçti gitti. Kasabaya yarım mil kala mekteb çocukları etrafımızı sardı. Ihtiyar muallime onlan bin güçlükle dağıtabildi. Bundan sonra bizim tay dörtnala başladı; saatte elli kilometre sür'atle gidi yorduk. Bir aralık karşımıza bir mânia çıktı. Durdurmak istedim. Fakat nerede! Tay dizginleri kopardığı gibi mânianın üstünden atladı, gitti. T a akşam bulundu geldi. Ertesi gün ilk işim bu emektar tayı yarı fiatına okutmak oldu. Bu macera bütün şehre yayıldı. Kim beni görse yanıma sokulur ve kahkahadan kırılarak: «Yahu şunu anlat!» diye takılır. Işte baskasının sözile hareket edenin cezası budur! diye düşündüm amma çi fayda!. Çeviren: FAlK BERCMEN «Yaşamak ne büyük zevkfir!» İrene Dunne ile Douglas Fairbanks Junior'un temsil ettikleri bu eserin mevzuu miihim bir içtimaî meseleye temas etmektedir Maggie Garretl büyük bir sahne, sinema ve radyo yıldızıdır. Haftada 10 bin dolardan fazla para kazanıyor. Fakat kazancından hemen hemen kendisi hiçbir istifade edemiyor, çünkü başında çok kalabalık bir aile vardır. Onların hiçbiri iş görmemekte, tembel tembel oturmakta, d a i m a Maggie'nin eline bak maktadırlar. Bir gün Bos ton'un meşhur bankerlerinden birinin oğlu olan, fakat malî işlere pek aklı ermediği için kap tanlık eden Dan Bruster isminde bir dlikanlı ile tanışı yor ve onun «CertMaggie net» ismindeki ya tında güzel bir gezinti yapıyor. Dan genc kıza bu göstermekte olduğu fedakârlığın manasızlığını anlatmak istiyor, biraz da kendi hesabına gezmesini, eğlenmesini tavsiye ediyor. Maggie haitı hareketini uzun uzun müdafaaya çalışıyor, fakat Dan onu bu vaziyetten kurtarmağa yemin ediyor. Bunun icin de genc kızın zayıf bir zamanını bekliyor. Mü nasib bir zamanda Maggie'yi alıp bir takım eğlenceli yerlere götürüyor, genc kız fevkalâde memnun oluyor. Çünkü hayatında ilk defa böyle güzel bir gün geçirmış, kendisıne rica ve mınnetle uzaran ellerden, kıskanclıkla bakan gözlerden uzak kalmıştır. Tam o sırada kalabalık bir kütle üzererine doğru geliyor. Dan soruyor: Bunlar da kim? Ailem erkânı.. Babası kıza çıkışıyor: Burada işin ne? Babacığım işimi bitirmiştim.. Bir isini bitirmiştin amma, başka bir iş için seni arıyorlar.. Sımdi giderim.. Hemen kalkmaklığm lâzım.. Bütün aile erkânı Maggie'yi sürükleyip götürmek istiyorlar. Annesi: Ayıbdır, diyor, adeta bir sefıh hayatı yaşıyorsun! Babası ilâve ediyor: Ailemizin ismini kirletiyorsun!. Bu vaziyet karşısında Maggie deli kanlıya dönüyor: Görüyorsun ya Dan, diyor, ayrılmamız lâzım! Şimdiye kadar bütün söylenenleri sükunetle dinliyen genc adam, aile erkâ ANKARA: 14,30 karışık plâk neşrıyatı 14,50 plâkla Turk musıkısı 15,15 ajans haberltrı 18,30 plâk neşriyatı 19,15 Turk musıkısi (Saiâhaddın) 20 saat ajarı, arabca neşriyat 20,15 radyofonık temsıl (Gencler grupu tarafından) 21 konferans (Şakır Hâzım) 21,15 stüdyo salon orkestrası 22 ajans haberleri 22,15 son. İSTANBUL: 14,30 plâkla Turk musıkisi 14,50 havadis 15,05 plâkla Turk musikısi 15,30 muhtelif plâk neşrıyatı 16 son 18,30 hafıf muzık: Tepebaşı Beledıye bahçeslnden naklen 19,15 spor musahabeleri: E$ref Şefık tarafından 19,55 borsa haberleri 20 saat ayarı; Grenvıç rasadhanesırıden naklen, Sadı Ho&ses ve arkadaşları tarafından Turk musikisi (şehnaz, tahir buselik) 20,40 hava raporu 20,43 Omer Rıza Doğrul tarafından arabca soylev 21 saat ayarı, orkestra 21,30 Semahat Ozdenses ve arkadaşları tarafından Turk musikisi (suzınak, rast, mahur) 22,10 konser: Novotnıden naklen, vıyolomst Kemal Akel idaresınde orkestra 22,50 son haberler ve ertesi gunun programı 23 saat ayarı, son. Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar ve operetley 21,30 Prag: Goze gorunmiyen Vitez şehri (birincı ve ikıncl perdesl). 21,35 Parıs (Eıfel): Kuçuk zevce. 21,55 Breslav: Doktor ve eczacı. 22,05 Roma: Marlstella. 22,45 Budapeşte: Rlgoletto. Büyük konser ler 20,10 20,30 20,35 23,20 Riga: Orkestra konseri. Brunn. Orkestra konseri. Prag I I : Orkestra konseri. Lüksenburg: Senfonik Çek musikisi. Oda musikileri rolünü oynıyan İrene Dunne nının yaptıkları bu haksız harekete karşı isyan ediyor. Fakat baba: Bu delıkanlmın, diyor, bizi lahkir etmesıne müsaade edecek misin? Maggie aılesi erkânmı toplayıp uzaklaşıyor, Dan da kalkip gidiyor. Genc kız, yenıden esaret hayatına dönmüştür. Artık Dan'ı aklına bile getirmek istemiyor. Lâkin onun yeis ve ıstırab içerisinde U zakşark bir seyahat yapmağa hazırlan dığını duyunca hemen limana koşuyor. Delıkanhyı kucaklıyor. Dan, diyor, uzun uzun düşündüm, sensiz yaşıyamıyacağımı anladım.. Peki ya ailen ne olacak? Evlenirsek onlar birşey yapamazIar. Pekâlâ.. Evlenelim!.. Nikâhlarını kıydırıyorlar ve meseleyi gidıp aile erkânına haber veriyorlar. Heyhat.. Eski ihtilâf hâlâ devam etmektedir. Annesi, babası, amcası, dayısı ve tevabii Maggie'yi gene kendi evlerine tâbi bir vazıyette görmek istiyorlar, Dan ise karısını dünya cenneti addettiği bir adaya götürmek arzu ediyor.. Nihayet, genc kadm aşkın verdiği cesaretle kalbinde hiçbir teessür duymadan mesleğini, ailesini ve doğduğu şehri terkediyor, kocasile birlıkte, saadet yuvasına doğru hareket ediyor. Kordelânın mevzuu biraz tuhaf olmakla beraber, münakaşa ettiği mesele ehemmiyetlidir. Aile mi daha kıymetlidir, yoksa sevgili mi, koca mı? Filim bu işi halletmek ıstiyor. Maggie'yi îrene Dunne, Dan'ı Douglas Fairbanks Jurnior temsil ediyorlar. A$rî musiki 21,50 Doyçlandzender: Haydn ve Mozart'ın eserleri. 22,35 Prag I I : Nefesli sazlarla oda sikisi. 23,05 Varşova: Muhtelif parçalar. 19,05 Saarbrücken: Faust fantezisl. Koro konserleri 21,50 Bnıksel: Koro konserL 23,20 Stokhoün: Org konseri. NÖBETÇİ ECZ ANELER Bu gece şehrımizin muhtelif semtlerm» deki nobetçi eczaneler şunlardır: istanbul cıheti: i Emınonunde iMehmed Kâzım), Alem ^ darda (Arıf Neşet), Kuçukpazarda Hikmet Cemıl), Kumkapıda (Haydar), Şehzadeba. şmda (Asaf), Karagumrukte (Arif), Aksa> rayda (Z. Nunj, Fenerde (Husameddın), Samatyada (Erofilos), Bakırkoyde (HUâl), Şehremlninde (Nâzım), Eyubde (Arıl Bejer) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: Istiklâl caddesinde (Kanzuk), Yenişe m hirde (Baronakyan), Bostanbasında (Iti mad), Kurtuluşta (Necdet), Parmakkapıda (Taksim), Galata Mahmudıye caddesmda (Ismet), Kasunpa§ada (Mueyyed), Haskoy. de (Nesım Aseo), Ortakoy, Arnavudkoy, Bebek eczaneleri. Kadıkoy Moda caddesinde (Nejad), Altıyolda (Namık), Buyukadada fŞmasi Rıza), Heybelide (Halk), Uskudarda (Merkez), Besıktasta (Vıdm), Beykoz, Paşabahçe, A. Hısar eczaneleri. Çocuk kamplarında teftiş Şehrımızın muhtelif ilk mekteblerinde açılan çocuk kamplanm teftiş etmek üzere Kızılay genclık teşkılâtı umumî reisi doktor Cemıl şehrimize gelecektir. Umumî reıs tetkıklerini bir raporla Sıhhiye Vekâletine bîldirecek, " çodtık kamplannm daha geniş ve esaslı bır teşkîuta raptedilnıesi içkr İst*nbt»!rJHiarıf müdurluğunde çocuk kamplarıle alâkadar olanlarla temas edecektir. Ayak tedavisi görenlerden ücret alınıyor Şehir Meclisi geçen içtıma devresinde ayakta tedavi için hastanelere mü racaat edenlerden de muawen bir ücret alınmasma karar vermişti. Bu ka rarın tatbikına geçılmiştir. Başından yaralandı Dolmabahçe Sarayı Telgraf müdürü 54 yaşlannda Şevket, evvelki gün, Kadıköyünde Dörtyol ağzmdan geçerken, şofdr Cevadın idaresindeki 2754 numaralı otomobilin sadmesine maruz kalmış ve başından yaralanmıtır. Yaralı, Haydarpaşa hastanesine kaldırılmış, şoför yakalanmıştır. Yeni Eserler Yarmın Mektebleri En son terbiye sistemlerinin Amerw kada tatbik şekıllerini gösteren meşhur pedagoji âlımi Jon Devvey'in bu eseri Prof. Sadreddın Celâl Antel tarafından tercüme edilmiş ve Kanaat Kitabevi tarafından neşredilmiştir. Son terbiye cereyanlarmda mühim bir tesiri olan Jon Devvey'in bu eseri de kendi kadar şöhret kazanmış ve onun S. Celâl Antel gibi salâhıyettar bir terbiyecimiz tarafından tercüme edilmiş olması eserin ehemmiyetini artırmıştır. Bilhassa ilk okul öğretmenlerine tavsiye ederiz. Mevlidi Şerif c Yeni gelen 23 temmuz 938 cumartesi günü öğleden sonra saat 2 buçukta Beşiktaşta Sinanpaşa camiinde Kabataş Erkek lisesi tabiiye dersleri muallımi merhum Seraceddinin ruhuna ithaf edilmek üzere oArkadaşınî taşla yaraladi kunacak Mevlid ve duada hazır bulunTahtakalede Bulgar bahçesinde yatan mak üzere dostlarınm ve talebelerınin amele 24 yaşlannda Eskişehirli Ahmed, teşrifleri rica olunur. avni odada yatan arkadaşı Necatiden oda anahtarmı istemiş, bu yüzden ara larında kavga çıkmış ve Necati taşla Ahmedi başından yaralamıştır. Yaralı Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmış, Bilumum yeni danslar suçlu yakalanmıştır. tedris ediliyor Beyoğlu Karlman karşısında NurziZehirlenenler ya sokak No. 3. Müracaat saatleri, paÜsküdarda Kesmedede mahallesinde zardan maada hergün (1214), (1721). Alyans sokağmda 20 numarah evde oturan Devlet Demirj^ollan memurlannProfesör Panosyan dan Hayrullahın karısı Hayriye, Raşide, Zekiye ve hizmetçi Ayşe, evvelki gece sabaha karşı zehirlenme alâimi göstermişlerdir. Bunların, yedikleri biber dolmasından zehirlendikleri anlaşılmıştır. Hususî ve münferid dans dersleri Artistlerin güzel pozları Yıldızların güzel pozları su tankları İkl ayda bir çıkmakta olan bu değerll tıb mecmuasınm 28 inci sayısı da intışar etmiştir. içinde doktor Niyazı Gozcu, Hulusi Behçet, C K. Incedayının kıymetli j a zıları vardır. Tavsiye ederiz. Ankarada Gazi Terbiye Enstitüsü edebiyat mualliml Mustafa Nihad tarafından ayda bir olmak uzere neşredılen <Kalem> mecmuası çıkmıstır. Icinde Gote'ye, Şekispir'e, Ksenofon'a aıd etudler ve Halıl Fıkret, İsmail Hakkı. Nurullah Atac Mustafa Nihad, Hüseyin Namık, Baha Dorter lmzalı yazılar vardır. Karılerımize tavsiye ederiz. Barut Gucünden: Tatil zamanını geçirmek üzere say16/7/938 cumartesi günü akdi mukarrer fiyeye gitmeğe hazırlanan Joan Blondell olan kongreye istirak eden uyelerm ekseMemleketinde çevirdığı « Zevkm en seyahat sandığmın üstünde. riyeti teşkil edememelerinden yıllık kon son derecesi! » ismindeki fılmile naza^t Sessiz olarak vaktile Ivan Mujo gremizm 23/7/938 cumartesi gunu saat on rı dikkati celbederek Amerikaya götüaltıda Bakırkoy Halkevi salonunda toplaülen Çek artisti Heddy Lamarr Holi kin'in çevirmiş olduğu «îstibdad!» filmi nacağmı arz ve butun uyelerin gelmelerini vuddaki Villâsmın bahçesinde gezinti yeniden çevrilecektir. Rejiyi Raymond rica ederiz. ler yaparken... Bernard idare edecektir. •^ Fransızlar Italyada «Bendim!» is•Jc Fransızların meşhur opereri «Ne ÖLÜM minde bir kordelâ çevireceklerdir. olur, bir öpücük!» filme alınacaktır. Bu Kereste tüccarlarmdan •^r Pariste «Hayat önünde..» isminde kordelâda basrolleri şimdiye kadar beyaz Bay ANASTAS PASKALİDİS bir filim yapılacak ve bu kordelânın en perdede hiç görünmemiş operet artistleri vefat etmi§ olduğundan cenaze merasimi yannki cuma günü 22 temmuz 1938 mühim sahneleri «Güzel San'atlar Aka oynıyacaklardır. tarihinde ve saat 14,30 da Taksim Rum demisi» nde çekilecektir. •Jc Rejisör Marc Sorkin'in idare edeortodoks Ayia Triada kilisesinde icra o•İt «MonteCarlo'lu kadın» ismindeki ceği ve G. V. Pabst'm nezaret eyliyeceği lunacağı hususî davet makamına kaim filimde basrolleri Dita Parlo, Jules «Beyaz esire» filminde başrolü Edvige olmak üzere bildırılir. Berry ve Albert Prejan ovnıyacaklar Feuilleri oynıyacaktır. Bu kordelânm Cenaze levazımatı P. Angelidis dır. Bu eserin bütün sahneleri Italyada haricî manzalarının memleketimizde alınmasına müsaade edilmiştir. çevrilecektir. Deri hastalıkları ve frengî kliniği arşivi Kalem Denizbank tarafından İstanbul Liman Isletmesi için Hamburg'da inşa ettirilen motörlü su tanklarından «Liman V» evvelki gün saat 10 da limanımıza gelmiştir. Diğer «Liman IV» su tankınm da bugün gelmesi beklenmektedir. îki motörün ayrılmasına sebeb yolda tesadüf edilen bir fırtmadır. «Liman V» in boyu 36, genişliği 7 ve irtifaı 3 metredir. Hamule tonajı 310 net ton olan sefine 285 beygır kuvvetinde dizel motörıle müteharriktir. İki aded Dizel motörile müteharrik tulumbası mev cuddur. Bu tulumbalardan biri saatte 120, diğeri 60 ton su basmak kudretindedir. Geminin yiiklü olduğu halde sür'ati 9,5 mildir. Binaena'eyh bu tanklar çabuk su alacak ve istenilen yere çabuk giderek su verecektir. Dun, Recaı Nu2het Babandan şu mektubu aldık: «Dunku gazetenızde Ahmed Emin Yalmanla aramızda aylardanberı devam eden mutekabil hakaret davasının neticesıne mutedair mahkemenin kararı yazılırken Ahmed Emının bana vakı hakaretır.den mumaileyhin bır sene muddetle hapsıne, ancak tahnk vukuundan dolayı cezasınm ıskatına ve benım kırk gun hapsime dair olan kararın benım gıyabımda verılmış clduğu tasrıh edılmemıstır. Lutfen bunun tavzihini ve hakkı kanunime binaen bu kararı mahkemelerin tatıli sebebıle nobetçi mahkeme olan Ağırcezada hemen eskl hale getirmeğe tesebbus ettığimi ve muhakememizin pek tabıî olarak yenıden başlıyacağmı ve bu muracaatimle beraber temyızi dava ettiğimi de lutfen yazmanızı en derln saygüarımla dilerim.» Recai Baban Recai Nüzhetin bir mektubu Kongreye davet Dün geldn tank Liman ldaresinin Almanyada inşa ettirdiği «Liman IV» isimli su tankı da dün limanımıza gelmiştir. «Liman IV» evvelki gün limanımıza gelen «Liman «V» in aynidir. BESiM RUSENÎ Cerrahpaşa hastanesi Dahiliye mütehassısı Çarşıkapı tıamvay durash DOKTOR

Bu sayıdan diğer sayfalar: