22 Eylül 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

22 Eylül 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 CUMHURİYET SON Hâdiseier arasında Harb ve sulh manzaraları azı memleketlerde, Çekoslovakyada, Fransada, Almanyada, İngilterede ahaii, yakında harb olup olmıyacağını her yerdekinden fazla bir tecessüsle anlamaya çalışırken, bazı memleketlerde de, İspanyada, Filistinde, Çinde, Japonyada ahali, yakında sulh olup olmıyacağını düşünüp duruyor. Bütün şümulü ve alâkaları hesab edilmek şartile dünya bugün yarım sulh ve yarım harb içindedü*. İspanyadan sıçrıyan kıvılcımların Avrupayı ve Çinden sıçrıyan kıvılcımların Asyayı ateşe vermesinden korkulurken şimdi orta Avrupada bez kokuyor. Çekoslovakyadan yükselen duman bütün Avrupa mahallesini telâşa verdi. 191819 sulhu yarım bir sulhtu. Tek ayakla ve koltuk değneğile seken bu alile yirmi senedenberi bir tahta bacak bile yapılamadı. Dünya, görülmemiş bir muvazene humması içinde onun her an yere yıkılmasından korkuyor, fakat ona ikinci bacağını iade etmek için esaslı bir teşebbüste bulunmuyordu. Çünkü yapılacak iş, Avrupa haritasını yeni baştan çizmeğe benzer büyük bir tarihî külfete bağlı. Böyle bir işî de kalem değil, ancak süngü yapabilecek gibi görünüyor. Bütün mesele askerin süngüsü yerine haritacının kalemini ikame etmekten ibaret. Rövizyon çığlıklarmı kavgasız bastırmanın tek yolu bu. Fakat Hitler, bir ucu süngü, öteki ucu kalem, yeni bir alet icad etti. «Kavgam» kitabına hak verenlere bu aletin kalem tarafını uzatarak: «Imzala!» diyor; hak vermiyenlere süngü tarafını uzatarak bağınyor: «Kaçıl!» BiİYİik davalar Alman ordusu mevzi ald 25 fırka asker Çekoslovakyaya girmek üzere hududda bekliyor {Baştarafı 1 tnci sahifede) Çek hududuna yığılan 25 Alman fırkası Paris 21 (a.a.) Pöti Parizien gazetesinden: «Prag hükumeti, tevdi etmiş olduğu izahî notasında bir takım ihtirazî kayıd lar dermeyan etmekte ve kendisini en zi " yade meşgul eden noktalar hakkmda izahat istemektedir. Bundan tabiî bir şey olamaz. Fakat bu ihtirazî kayıdların ve bu suallerin projenin esasına taalluk etmemesini ve vaziyet salâh bulur ümidile işlerî sürüncemede bırakmağa matuf bir teşebbüs mahiyetinde olmamasmı ümid etmek lâzımdır. Filvaki, vaziyertn salâh bulmak de ğil, daha ziyade vahamet peyda etmek istidadında olduğunu farzettirecek bir çok sebebler vardır. Süratle muslihane bir hal sureti bulunamadığı takdirde derhal Çekoslovakyaya girmeğe amade olan 25 Alman fırkası hududda bulunmaktadır.» Çek hükumetinin millete beyannamesi Londra 21 (Hususî) Çekoslovak hükumeti bu akşam radyo vasıtasile hal" ka hitaben bir beyanname neşrederek, Ingiliz Fransız plânını ne gibi şerait allında kabul ettiğini izah etmiştir. Beyan " namenin şayanı dikkat kısımları şunlardır: « Hükumet tarihte misli görülmemiş bir tazyik neticesinde, Ingiliz Fransız tekliflerini kabul etmiştir. Bu gibi bir muamele ancak mağlublara tatbik edilebilirdi. Fakat biz mağlub değiliz. Hazreti îsanın insaniyeti kurtarmak için kendini feda ettiği gibi, biz de sulhu kurtarmak için kendimizi feda ettik. Tarihin bu elim anında bütün Çekleri birleşmeye davet ederiz, zira yeni bir hayatla karşılaşmış bulunuyoruz.» Resmi tebliğ Prag 21 (a.a.) Hükumet tarafından aşağıdaki metin neşredilmiştir: «Çekoslovak hükumeti Londra ve Parjs hükumetlerinin mukavemet edilmez tazyikleri altında kalımş ve Londrada hazırlanan tekliflerini büyük bir acı ile kebule mecbur olmuştuT'.» Prag'da nümayiçler Paris 21 (Hususî) ingiKz ve Fransız sefirleri tarafından Prag hükume ti üzerinde yapılan müşterek tazyik üzerine bu akşam Pragda müteaddid nümayişler yapılmıştır. Çekoslovakyanın diğer şehirlerinde de muazzam nümayişler yapılmakta, mitingler akdedilmektedir. Saat 20 de, miktarı gittikçe artan nü m •ıımıııtlllllllll Almanya ablukaya alınırsa Yazan: HENRİ MÜLLER şılıyan istihsalleri, Büyük Harbde, cephenin daima artan ihtiyaclanna cevab vermek hususunda âciz kalmaktan, bu memleketleri kurtaramamıştır.» Diğer taraftan, gene almanca diğer bir askerî mecmuada şu fikri okuyoruz: «Harb zamanmda iptidaî maddeler ekonomisinin bellibaşh bırkaç esas maddeye dayandığmı söylemek doğru ise de, unutmamalıdır ki, bazan kaucuk, kimvevî maddeler ve saire gibi istihsalâtın pek az miktarda mevcudiveti bile son derece mühimdir. Bu maddelerin fıkdanı karşıAlman Ziraat Nazırı, kısa süren bir sında, en kuvvetli ve en esaslı iptidaî harb zuhurunda, hububat bakımından, maddeler çürük kalır.» Almanyanm ecnebi memleketlere muhtac Harbin en can alacak noktalanndan kalmıyacağını söylemiş ve bu iddiasını, birini nakliyat işi teşkil ettiğini unutmı rakamlarla tevsik etmiştir. Fakat bu ra yalım. Şu halde, Almanyada nakliyat işkamlarda bazı hatalar göze çarpıyor. lerinin ne şekilde tanzim edilmiş olduğuZiraat Nazırı, 1938 mahsulünün 25,5 nu bilmek de, abluka halinde Almanyamilyon tona baliğ olmak suretile, 1928 nın nasıl vaziyet alacağını tahmin husu1932 seneleri vasatisini 3,5 milyon teca sunda faydalı olur. vüz ettiğini ve bu fazlanın ise senelik isBizzat Almanların yaptığı resmî hetihlâkin nısfı demek olduğunu izah et sablara göre, yalnız dört senelik plân, semiştir. Ancak bu 3,5 milyonun içinde eknede 70 milyon ton munzam kömür, demeklik buğdaydan başka mevaşiye mahmir ve çelik nakliyatını icab ettirmektesus ot da dahil olduğuna göre, buğday dir. Bu nakliyatı temin edebilmek fazlası ancak iki aylık ihtiyacı temin ede90,000 tane yeni vagon inşasma müte cek nisbettedir. Diğer taraftan, Avusturvakkıftır. Diğer taraftan, Alman şimenya ötedenberi ithalâtçı bir memleket olduğuna göre, bir abluka halinde, döviz diferler idaresinin resmî raporlarına naden mahrum ve kendi yağile kavrulmağa zaran, müteharrik edevat hissedilecek karar vermiş olan Almanyanın, kendi ih derecede harab olmuş, vagonlann servis tiyaclarmdan başka Avusturyanın ihti müddeti vaktile 15 sene iken 20 seneye yaclarını da beraber nasıl karşıhyacağı çıkmıştır. Harb zamanmda, ihtiyac bitcayisualdir ve nihayet, harb halinde ar tabi artacak, malzeme daha süratle harab tacak olan ordunun ihtiyaclarını da he olacaktır. Avusturyanın ilhakı bu ihtiyacı hafifletmek şöyle dursun bilâkis artırsaba dahil etmek lâzım gelir. mışhr. Harb uzun sürecek olursa vaziyet daBütün bu müşkülâta işçi fıkdanını da ha müşkül olur. Alman istihsalâh istihilâve etmek lâzımdır. Bugün bile sanayi lâke kâfi miktarda değildir. Resmî bülsahasında işçi yokluğu kendini şiddetle tenler, ziraî mahsulâtın, gıda maddeleri hissettiriyor. Ahiren, Alman işçi ofisi, işihtiyacmı ancak yüzde 80 nisbetinde teçi noksanını 500,000 olarak tesbit et min ettiğini gösteriyor. Kaldı ki, bu nisbet, birçok bakımlardan tahdide tâbi bir miştir. Ziraat işlerinde, yabancı işçi ahayat ölçüsüne göre hesablanmış bulu dedi 1937 de 57,000 iken, 1938 de nuyor. İstihlâk maddelerinden ekserisi 206,000 rakamına çıkmıştır. Harb halinde, Italya ile Polonyanın, kendi tebaasını Almanyada bırakmağa nza göstereceği pek şüphelidir. Mevziî kalmıyacak olan bir harb zuhurunda Almanyanın ya askersiz yahud işçisiz kalması ihtimali dört senelik plânın ve otarşinin mahzurlarından biri olarak gösterilebilir. Üçüncü Reich zimamdarları, Almanyanm artık, nekadar uzun sürerse sür sün herhangi ablukaya mukavemet ede bilecek halde olduğunu, Nürenberg kongresinde, birer birer söylediler. Bu iddia hakikate tevafuk ediyor mu? Mesele son derece mühim olduğu için, tetkiki zaruridir. Son seneler zarfında, Almanyayı ecnebi memleketlere muhtac olmaktan kurtarmak için çok büyük emekler sarfedildi. Fakat, takib edilen hedefe acaba ulasılmış mıdır? İHEM NALINA MIH1NA Bir ülkünün tahakkuku I mayişçiler, Prag'da ecnebi sefaretlerin bulunduğu mahalleye hücum etmişlerdir. Zabıta, sefaretler! müdafaa için tedbirler almıştır. Halk, milliyetperver şarkılar söyliye rek, Cumhurreisinin sarayı önünde top lanmış ve «yaşasın ordu, yaşasm General Miradiya, diktatörlük isteriz!» diye bağırmıştır. General Miradiya, Çekoslo vak ordusu başkumandanıdır. Alman elçiliği ve Beneşin şatosu etrafında Prag 21 (a.a.) Saat 2 de on, on beş bin kişi Alman elçiliği civannı işgal etmişlerdir. Elçilik polis tarafından muhafaza edilmektedit, Yakın kışladaki asker dışan çıkmamak için emir almıştır. Elçiliğc karşı hiçbir fena söz sarfedilmemekte, halk yalnız ıslık çalmakla iktifa etmektedir. Tezahüratçılar Beneş'in şatosuna girmek için polisi silâhtan tecride çalışıyorlar. Her tarafta ayni sesler yükselmektedir: «Yaşasın askerî diktatör lük». Halk «kahrolsun tngiltere ve Fransa! •» diye bağırıyor Prag 21 (Hususî) Royter Ajansr na göre, hükumet tarafından neşredilen beyanname üzerine heyecana kapılan halk sokaklara dökülmüş ve büyük nüma* yişler yapmıştır. Nümayişçiler her tarafta «Kahrolsun Fransa! Kahrolsun Ingiltere! Hududlanmızı müdafaa edelim!» diye bağırmışlardır. Bir çok kadınlar ve er kekler teessürlerinden sokaklarda ağla maktadırlar. Bütün Çekoslovakya derin bir heyecan içinde bulunuyor. Borsa kapandı, trenler almıyor yolcu aşvekil Celâl Bayar, hükumetin 80 milyon liraya mal olacak olan yeni dört senelik maden ve endüstri programını izah etti. 25 kısma ayrılan ve «dört senelik program» değil, «muhteşem program» demek daha doğru olan bu programın, bugün, İstinyedeki dokla Halicdeki tersanenin ıslahı ve büyük gemi yapacak hale konulması maddesi üzerinde durmak istiyorum. Ben, 30 senelik gazetecilik hayatımda, gemi yapabilecek kudrette bir tersane kurulması için, her devirde, en çok yazı yazmış muharririm. Onun içüıdir ki Başvekilin beyanatı, bana, hayatımın en büyük müjdesi gibi geldi. 1937 baharında, Başvekil lsmet Inönü ve İktısad Vekili Celâl Bayarla beraber îzmire giderken her iki devlet adamının, İstanbul tersanesini mutlaka ihya etmek azminde olduklannı görmüştüm. O zamandanberi, tersanenin yapılacağmdan emin, bekli yordum. Fakat, son zamanlarda, bazı rivayetler biraz neşemi kaçırmıştı. Bu rivayetlerin biri, tersaneyi 10 sene sonra yapmak fikri idi. Bu fikirde bulunanların «ticaret vapurlarımızı Almanyaya yaptırdık. Şimdi alelâcele tersane yap tırmağa lüzum yoktur.» dedikleri söyleniyordu. îkinci rivayet de, on sene sonra ya pılması düşünülen bu tersanenin Halicde deği!. Paşabahçede kurulmasını muvafık görenler olduğu hakkında idi. Doğrusu, bu rivayetlere, hele birincisine çok üzülmüştüm. Tersaneyi bugünden kurmağa ve orada hemen küçükten başhyarak gemi yaptırmağa teşebbüs etmez de, on sene sonra yapmağa kalkışırsak, on sene sonra da gemi yapamıya caktık. Çünkü gemiyi tersane değil, in san yapar. Bugün, garbm 40,000 tonluk dretnot ve 80,000 tonluk transatlantik yapan en modern bir tersanesini, olduğu gibi memleketimize nakil ve bize teslim etseler, buyurun, kullanm deseler, biz, tabiidir ki o gemileri yapamayız, çünkü mühendislerimiz, ustabaşılarımız, işçile "imiz, henüz ne sayı nc de teknik bilgi tibarile bu mertebeye varmamışlardır. Daha evvel bir yazımda söylediğim gibi küçükten başhyarak tersane gemiyi, gemi tersaneyi yapmak suretile işi mütemadi yen genişletmek, büyütmek ve tersane personeli yetiştirmek lâzımdır. O zaman, on sene sonra, mükemmel bir tersane kurulmuş olur. On sene sonra işe başladığımız takdirde ise, böyle bir tersaneyi bugünden itibaren ancak yirmi senede kurmak kabil olur. Prag 21 (Hususî) Hükumet bor sayı kapamıştır. Trenler askerî nakliyata tahsis edildiğinden, yolcu trenleri lâğve dilmiştir. Moratoryom Londra 21 (Hususî) Çekoslovak hükumeti bankalarla sigorta şirketleri için muvakkat moratoryom ilân etmiştir, Şimaldeki Çehler, Südetlerle . ,anlasmak Utiyorlar Goblend 21 (a.a.) Şimalî Çekos lovakyadan gelen haberlere göre, oraya 1919 dan evvel yerleşmiş olan Çekler, bu mıntakanın Almanyaya ilhakı ihtimali karşısında Südet Almanlan rüesasısma müracaat ederek kendilerinin Almanlar* la iyi geçinmek istediklerini bildirmişler ve Prag makamatının taşkınlıklarını tak bih eylemişlerdir. IMIIIIIIIIIIIKi Avrupa bu kalemi eline almak üzeredir. Çekoslovakya ağlıyor. Manzara dün korku veriyordu, bugün hazindir. Fakat harbin dehşeti yanında bu hüzün, Avrupaya bir romans bestesi kadar hafif ve tatlı geliyor. Bundan ötesi felsefedir ve dört kelime ile hulâsa edilir: Hey hesablı sarfediliyor. Bazı maddelerde de arasıra kıtlık kendini göstermektedir. gidi dünya hey! Gerçi bu kıtlık izam edilecek dereced* PEYAM1 SAFA değilse de, memleket dahilinde mşvcud gersçinliği kâfi derecede göstermektedir. Istihsalâtın artırılması ise imkân dahilinde görünmüyor. Bizzat M. Saht, 1937 senesfnde Frankfurt'ta söylediği bir nutukta, Almanyanın, topraklannın veri mini arhrmak için elinden geleni yaphğını, fakat ilk üç senelik tecrübe neticesine göre, varılan azamî haddi aşmağa imkân olmadığını söylemiştir. Zürihte toplanajı Tarih kongresinde Prof. Fuad Köprülü ve Dr. Hâmid mühim birer konferans verdiler Tefviz işleri İcar ve ecrimisillere dair muameleler de tasfiye edilecek Ankara 21 (Telefonla) Hüku met, mübadele ve tefviz işlerinin kat'î tasfiyesi ve intacı hakkındaki kanuna ek bir lâyiha hazırhyarak Meclise vermiş ve bu lâyiha Meclisin Dahiliye ve Maliye Encümcnlerinde de görüşülmüştü. Mec lisin önümüzdeki toplantı devresinde Bütçe Encümeninde de müzakere edilecek olan bu lâyihanm son şekline göre: «Mübadil, muhacir, mülteci, göçebe ve hükumetçe nakledilenlerin ve harikzedelerin, hükumet tarafından gösterilmiş olsun ol masm bidayeten işgal ettikleri gayrimenkullerin tefviz ve tahsis muameleleri son radan bitirilerek kat'îleşinciye kadar tahsisten ve tefvizden evvelki zaman için kendilerinden icar ve ecrimisil aranmıya caktır. Tahakkuk ettirilenler de terkin edilecektir. Bu gibi icar ve ecrimisiller için açılan davalar ve icra takibleri durdurulacak ve alınan idarî ve adlî kararlar kat'ileşmiş olsa dahi infaz edilmiyecek lerdir. Tahsil edilmiş olan ecrimisiller geri verilmiyecektir.» Dr. Funk Dalmaçya sahillerinde Belgrad 21 (a.a.) Alman Ekonomi Nazırı Funk, Dalmaçya sahillerinde bir kaç gün istirahat etmek üzere Dubrovnik'e gelmiştir. Funk, 30 eylule kadar orada kaldık tan sonra Belgrada gelecek ve orada Yugoslav hükumetine üç gün misafir olacaktır. Alman Ekonomi Bakanı, Belgraddan doğruca Ankaraya gidecektir. Yeni Milletler Meclisi asamble azaları Cenevre 21 (a.a.) Milletler Ce miyeti asamblesi, müddetleri bitmekte o lan Romanya, Lehistan ve Ekuatorur yerine konseye Yugoslavya, Yunanisto>< ve Dominika'yı seçmiştir. Istanbul 21 (a.a.) 26 ağustosta 1938 den 4 eylul 1938 e kadar Zürihte toplanan sekizinci beynelmilel tarihî ilimler kongresine Cumhuriyet hükumeti ve Türk Tarih Kurumu adına, Türk Tarih Kurumu üyeletinden profesör Fuad Köprülü ile gene Kurum üyelerinden Kültür Bakaniığı müzeler dairesi direktörü Dr. Hâmid Koşay iştirak etmiştir. Profesör Fuad Köprülü, Brükselde topAnkara 21 (Telefonla) Millî lanan oryantalistler kongresine iştirak etMüdafaa Vekâletince hazırlanmış olan mek üzere Zürihten Brüksele hareket etbir lâyiha ile 1076 sayılı kanunun 4 ün miştir. cü maddesi şu şekilde değiştirilmektedir: İki gün evvel şehrimize dönen doktoı «İstekli olmak şartile gedikli erbaşlar Hâmid Koşay, kongre hakkında Türk dan, erbaş nasbinden itibaren fasılasız en Tarih Kurumuna şifahî izahat vererek Aaz on yıl hizmetten sonra orduyu terke lacahöyükte Kurum adına yapmakta oldenler, imtihanla ve gümrük muhafaza ve duğu hafriyatın başına dönmüştür. orman muhafaza kıt'aları gedikli erbaş Zürih kongresine 40 millete mensub lan 3 ay evvel orduya celbedilmek ve im 300 e yakın aza iştirak etmiştir. Kongre tihanları ordudd yapılmak şartile keza tarih ve tarihle ilgili ilimlere aid 14 sekimtihanla yedek asteğmen nasbolunur siyona aynlarak çalışmıştır. Kongrede lar. profesör Fuad Köprülü «Orta zaman Sıhhiye, nalband, mızıka, tüfekçi ve Türk İslâm feodalizmi» hakkmda ve emsali gedikli erbaşlar ise 7 nci sınıf ye Dr. Hâmid Koşay da «Türk Tarih Kudek askerî memurluğuna nasbolunur ve rumu tarafından Pazarhda yapılan hafsilâh altına almdıkkrı zaman meslekleri riyatın neticeleri» hakkmda birer konferans vermişlerdir. Dr. Hâmid Koşay aydahilinde hizmetlerde kullanıhrlar.» proj'eksiyonia hafriyata aid resimle Nafıa Vekili Balıkesirde ncagöstermiş ve daha mufassal bir suretri Bahkesir 21 (Hususî) Bugün sa te İstanbulda tabedilen raporu azalara at on altıda şehrimize gelen Nafıa Ve dağıtmıştır. kili Ali Çetinkaya büyük tezahüratla Türk Tarih Kurumunun hafirlerinden karşılandı. Atatürk parkında Belediye biri olan Pazarlı, son zamanlarda yapıtarafından çay verildi. Gece Şehir kulü lan tarihî keşiflerin en mühimlerinden bünde Partinin ziyafeti geç vakte kadar dir. memleket kasbıhalleri ve, samimî nutuk Bu netice miken kültürünün Orta Alarla devam etti. Ali Çetinkaya, Balıke nadoludaki Firikya ile olan rabıtasını çok sire istasyon binasile parka tren yolu üze bariz bir surette belli ediyor. Bu hafriyatı rinden bir köprü yapılması ve beldenin kongreye bildirmek tarihin karanlık bir mühim ihtiyacı olan suyun getirilmesi gi köşesinin aydın'ahlmış olduğunu tebarüz ettirmek demekti. bi işlere temas etti. Türk Tarih Kurumu üyelerinin Zü Vekil, yarın saat dokuz trenile îzmire rih kongresine yaptıkları her iki tebliğ, gidecektir. kongre azası tarafından derin bir alâka ile dinlenmiş ve gösterilen arzu üzerine Paris 21 (Hususî) Paris borsasmın murahb!anmız tarafından mütemmim bugünkü kapanış fiatları şunlardır: malumat verilmiştir. Londra 178,34, Nevyork 36,96, Brüksel Yozgadda zelzele 323.50, Amsterdam 1998.25, Roma 194.55, Yozgad 21 (a.a.) Bu gece saat 24 ten Cenevre 837.87 1/2, kurşun 15,18 1/2, bakır 48 49, kalay 195,7,6, altın 144, gü sonra iki defa şiddetli bir sarsmtı ol muştur. Hasar ve zayiat yoktur. müş 19 1/4, çinko 14,7,6. Gedikli erbaşlar 10 yıl hizmetten sonra imtihan verirlerse asteğmen olacaklar Alman ekonomi erkânıharbiye reisi General Tomas, bir nutkunda, ne memleket menabiinin, hatta ne de ersotz'ların azamî derecede işletilmesi halinde bile, Tersaneyi Paşabahçede yapmak fikri hiçbir memleketin iptidaî maddeler it de, on sene sonra yapmak düşüncesi gibi Filhakika, Alman ziraati öyle bir nok halâtı bakımından müstakil kalamıyaca yanlıştı. Çünkü, Halicdeki tersanede taya gelmiş bulunuyor ki, istihsalin artı ğını söylemiştir. mevcud binalara ve tesisata mukabil, nlması, masrafın yükseltilmesine bağlı M. Şaht'ın organı olduğu söylenen di Paşabahçede hiç amma hiçbir şey yokdır. Diğer taraftan, harb halinde, istih ğer bir gazetede, yakında neşredilen bir tur. Sonra, Paşabahçe gibi, bir yerde lâkin artmasına mukabil, istihsalin azal makale sahibi diyor ki: «İhtiyat istih büyük bir tersane kurunca, memurlar, ması keyfiyetini de hesaba katmak ge salâtı fazla olan memleketlerle ittifak, mühendisler ve bilhassa amele için de rektir. yahud bitaraf devletlerle mukaveleler evler, mahalleler yapmak lâzım gelecekakdi, harb halinde iktısadî bilânçonun birçok zayıf noktalarını telâfi edebilir. Diğer taraftan, ihtiyat istihsalâtça zengin bir müttefiki olmadan harbe giren ve bitaraf memleketlerden mubayaada bulunmak hususunda askerî ve iktısadî imkânlara sahib olmıyan bir büyük devlet, askerî bakımdan kendisinin dununda, fakat iktısaden faik bir kuvvet karşısında harbi kaybeder.» Şu mülâhazalara nazaran, akıl ve mantığın, Almanyayı, ablukaya maruz kalacağı bir maceraya atılmaktan alıkoyması icab eder. Fakat maalesef, bu maceraya mâni olacak olan sebebler, Al man Führer'ini, bunun aksi istikamete sevkedebilir. Acaba Führer, ihtiyaclannın temini hususunda tesadüf edeceği müşkülâh iktiham edebilmek için, Çe koslovak mâniasmı bertaraf etmek maksadile Südetler meselesini bahane ede rek Macaristanın buğdaylannı ve Ro manyanın petrollannı ele geçirmek ta 'avvurunda mıdır? tir. Nitekim, Anadoluda, şehirlerden uzak yerlerde veya kâfi, muvafık mes ken bulunmıyan şehirler civarında kurulan bütün fabrikalarımızda memurlar, mühendisler ve işçiler için evler yapmak icab etmiş, bu da fabrikaların kuruluş masrafını arhrmıştır. Paşabahçede ku rulacak tersane, en küçük tesisata ve evlere vanncıya kadar yeniden yapmak lâzım geleceği için, Halicdekinden çok daha pahalıya mal olur. Ben, bu fikirlerin yanhşlığmı ispata hazırlanırken Başvekil programı izah etti. Yeni tersanenin Halicde kurulmak üzere dört senelik yeni plâna ithal edil miş olması, bu rivayetlerin aslı olmadı ğmı, yahud da ileri sürülen mütalealann hükumetçe kabule lâyık bulunmadığmı gösterdiği için, Başvekilin beyanatını büyük bir müjde gibi telâkki ederek sevindim. Bütün Türk denizcilerinin de be nim gibi, hatta benden çok sevindikleri şüphesizdir. Cumhuriyet rejiminde, kabul edilen programlar, günü gününe tatbik edilir. Tatbikı Sümerbanka verilen beş senelik birinci endüstri programı, bunun en büvük delilidir. 1934 yazında tatbikma başlanan bu plân 1939 yazında, hatta fazlasile ikmal edilmiş olacaktır. Bu itibarla şu önümüzdeki dört sene içinde, Türkiyenin de büyük gemiler yapan bir tersanesi olacak, benim ve benim gibi birçok insanlann yıllardanberi peşinde koştukları ülkü tahakkuk etmiş bulunacak Ziraat mahsulleri îtibarile, sarsılmaz vaziyette bulunmaktan çok uzak olan Almanyanın, iptidaî maddeler bakımından da ayni müşkül halde olduğunu unutmamahyız. Ersatz imalâtma, ipti daî madde tevziahnda sıkı bir kontrol tatbik edilmekte olmasma rağmen, sanayi sahasında, ihtiyac görülen iptidaî mad delerin vakit ve zamanmda tedariki müşkülâtla mümkün oluyor. Harb halinde bu müskülât da elbette artacakhr. iptidaî madde ithalâtı, 1937 senesinde 2970 milyon marka yükselmiştir. Buna mukabil Alman iptidaî madde istihsalâtı 6,6 milyon marka çıkmıştır. Al manyanın, dahilde istihlâk ettiği iptidaî maddeleri 8,4 8,5 milyar mark hesab edersek, ithalât nisbetinin yüzde 35 i bulduğunu görürüz. 1938 de bu vaziyet değişmemiştir. Alman iptidaî madde is tihsalâtı gerçi artmıştır, faka.t dört senelik plân dolayısile istihlâk de o nisbette yükselmiş bulunuyor. Lâkin, ithalât keyfiyeti, meselenin yalnız bir cephesini gösterir. Harb vukuunda, ihtiyacların artacağını da gözönüne getirmek zarureti vardır. Harb vesaiti tekniğinde görülen muazzam terakkiyat, bu ihtiyacların süratle ve hiç akla gelmiyecek nisbetler dahilinde artacağının en büyük delilidir. Ziraat hakkındaki mülâhazalar, sa navi işinde de variddir. Harb halinde istihsalât bizzarure azalacaktır, tecrübeü işçi yerine kadınlar çalıştınlacak, makineler daha çabuk eskiyecektir. 1914 1918 harbi bunu bittecrübe ispat etmiş bulunuyor ve bizzat Almanyada askerî mütehassıslar bu fikirdedirler. 1937 nihayetinde almanca bir askerî mecmuada şu sözleri okumuştum: «Sulh zamanmda ihtiyaca kâfi gelen istihsalât, sürekli bir harbin çok büyük müşküllere yol açabileceğini unutturmamalıdır. A merikanın, îngilterenin ve Almanyanın sahib bulunduklan muazzam kömür madenleri ve millî ihtiyaclan fazlasile kar Milletler Cemiyeti asamblesinde müzakereler PARİS BORSASI Cenevre 21 (a.a.) Milletler Ce miyeti Asamblesi, bu sabah senelik umumî müzakeresine devam etmiştir. Fransız murahhası Elbel, söylemiş olduğu nutku, hemen hemen kâmilen iktısadî vaziyetin tetkikine hasretmiştir. Elbel, iktısadî müşkülleri birinci plâ na sokacak mus'ihane bir uzlaşma yap tır. Büyük Şefe, Başvekil Celâl Bayara manın mümkün olduğunu söylemiştir. Elbel, bazı intilâfların yeniden gözden ve kabinesi erkânına bin şükran. geçirilmesi cesaretinin gösterilmesi lâznn olduğunu beyan etmiştir. Arjantinde bir kasırgada 15 Amerikadaki tren kazasımn kişi öldü bilânçosu Buenos Aires 21 (a.a.) Bir kaSan Fransisko (a.a.) Tortuga şisırga Alavaria mmtakasında tahribat yapmış, birçok evler yıkılmış, 15 kişi ölmüş mendifer kazası neticesinde 15 kişi ölmüş ve 100 den fazla insan yaralanmıştır. birçok kimseler yaralanmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: