11 Ekim 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

11 Ekim 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Birinciteşrin 1938 CUMHURÎYET AHMED REFIK Muamele vergisinden istisna edilen müessesat Vekiller Heyeti kararile muamele vergisinden muaf tutulan müesseselerin listesini neşrediyoruz Ankara 10 (Telefonla) Muharrik kuvveti beş beygire ve günde çalıştırdığı işçi adedi en fazla ona kadar olan smaî müesseselerden aşağıda isimleri yazılı olanların muamele vergisi kanununun neşri tarihi olan 167938 tarihinden muteber olmak üzere muamele vergisinden muaf tutulması Vekiller Heyetince karar]a§tmlmıştır. Toprak sanayiinden: Tebeşir yapan müesseseler, madenî eşya sanayinden: Cilâcılar, bıçakçılık, testerecilik, çakıcı lık, her nevi maden döken müesseseler «yalnız döküm dolayısile dökiilen parçayı işlemek suretile mamulât vücude geti renler haricdir» dökme bakır imal eden müesseseler «cilâ dolayısile» tel kesme imalâthaneleri «kangal halindeki teli ambalâj sandıklarmda kullanmak üzere muayyen uzunlukta kesen imalâthaneler» tahta sanayiinden: Tornacılar, oymacılar, sepet yapanlar, parmaklık yapan mües seseler: Tezgâhçılar «fınn küreği, merdiven, bayrak diğeri ve benzerlerini yapanlar» fıçı ve sandık yapan müesseseler, ambalâj, oyuncak ve manken yapan müesseseler, kürekçiler «deniz vasıtalarına mahsus kürek yapanlar» kuş kafesi yapan müesseseler, tahtadan küçük eşya yapan müesseseler, kutucular ve kutu, teldolab, çember, elek kasnağı ve benzerlerini ya panlar» çıkrıkçılar, tavla, takunye, me kik yapan müesseseler, araba tamir eden müesseseler «yalnız tamirat dolayısile» kundura kalıbı ve ölçüsü yapan müesseseler, gıda sanayiinden: Arpa kırıkçıları, hayvan yemi, arpa, mercimek ve sair hububatı un haline getirmek için ezip parçahyan müesseseler, mensucat sanayım den: Havlucular, işlemeciler, mendil için hazırlanmış mensucat üzerine çizgi basan müesseseer, yazmacılar ve basmacılar, hayvan eğerlerinin altına konan keçeleri ima! eden müesseseler, müteferrik sanayiden: Kâğıd ve mukavva kesen müesseseler, kâğıd ve mukavva üzerine çizgi basan müesseseler, serpanten ve tuvalet kâğıdı yapan müesseseler, kâğıd dantelâ yapan müesseseler, kemik ve boynuzdan ve plâstik maddelerden ağızlık, tesbih ve tarak imal eden müesseseler «sair plâstik eşya imalâtı haricdir.» Büyük tarihçiyi geçen sene bugün kaybetmiştik Büyük davalar Tezadlı bir bilânço Südet mıntakasının ıltıhakının, gerek Almanya için gerek Çekoslovakya için iktısadî sahalarda tesiri olacaktır. Bu ıktısadî akıslerin ehemmiyetini inkâra imkân yoktur. Zira, ekseriyetle, iktısad, siyasct kanunlarma bağlı kalırsa da, ortaya attığı meselelerle öc almakta geçikmez ve bu meseielerin halli külfetini gene siyasete bırakır. Bazan, arazisi azalan memleket, muvazenesini buluncıya Kadar aradan uzun zaman geçer. Avusturya bu muva zeneyı asla bulamamıştır. Çekoslovakyanm akıbeti, herhalde Avusturyaya benzemiyecektir. Zira, Çe koslovakya, bilhassa iktısadî sahada, kuvvetini ve teşkilâtçılığını göstermiş bir memlekettir. Fakat, Münih anlaşmasııi'n, Çekoslovakya için tevlid edeceği vahim akıbetleri tebarüz ettiren bir vakıa vardır. Çekoslovakya, Südetlerın Almanyaya ilhakından ev\el, ziraatten ziyade sanayi sahasında faaliyet gösterdiği halde, şimdi sanayiciliğınden ziyade ziraatçiliğe dö külecek ve terazinin kefelerindeki bu hareket, memleketın iktısadî vaziyetinde tam bir değisjklik manası ifade edecektir. Bu değişiklik, Çekoslovakya için, içtimaî bakımdan vukua gelecek hâdiseler bertaraf, haricî siyaset bakımından mühim ne ticeler doğuracaktır. san ıkisıni, porselenın yüzde yüzünü al mıştı. Halbuki Çekoslovakyanm en zengin kısmını Bohemya yaylası teşkil edıyordu ve bu yayla üzerinde de en zengin nokta Südetîer mıntakası idi. Binaenaleyh, Alman Bohemyasının terki, Çekoslovakya için, sanayiinin yüzde yetmişine muadil mühim bir kesrini terketmek manasını tazammun eder. Çekoslovakyaya yapılan muamelenin siddetli olduğu görülüyor. Fakat, şurasını da nazarı dikkate al malıyız ki, haddinden fazla sanayileşmiş olan Almanyanın, ne manifaturaya, ne fabrikaya ihtiyacı vardır. Ona Iâzım olan mahrecdir. Halbuki, Südetîer mıntakası, ona, kendi müstahsalâtına karşı ve kendi ıhracatma karşı rekabetten başka birsey temin edemez. Daha mühimmi var. Çekoslovakya, Almanyaya nüfusunun yüzde on beş, yirmısini terkederken, bütün memleket dahilinde elde edilen buğdayın ancak yüzde onunu verecek kadar bir toprak bırakmış oluyor. Yani Südetîer, Südetleri besliyemiyecektir. Almanya haddizatında, zengin, fakat gıda maddeleri bakımından fakir bir memlekettir. Müstehlıklerin bu tezayüdü ise, umumî iaşe meselesini güç leştirecek mahiyettedir. Şu halde, Al manya, arzı mev'udu ele geçirmek için yaptığı mücadelelerde, yeniden vahim beynelmilel hâdiseler çıkaran bir siyaset takibine mi mecbur olacak? Fazla olarak, iktısadî vaziyet, bir de münakalât meselesinin inzımamile ehem miyetli surette kanşıyor. Zira, Alman yanın arazi emelleri, Brünn ve Olmütz mıntakalannda tatmin edilmekle beraber, Bohemya ile Slovakya arasmdaki demiryolu münakalâtı kesilmiş ve herhalde ciddî surette tehdide maruz kalmış oluyor ki, bu hayli tehlikeli bir haldir. Bir haritaya göz gezdirirsek göreceğiz ki, münakalât bakımından Almanyanın Çekoslovakyaya ihtiyacı, Çekoslovakya nın ona olan ihtiyacından fazladır. Zira, Berlin Viyana hattı Pragdan geçer ve Sılezyadan Avusturyaya, Bohemyadan gecmeHen gifmek, ancak dolambaclı bir yol takib etmekle kabil olur. Doğrudan doğruya muvasala temini zarureti kendini gösteriyor. Diğer taraftan, Almanya, bir taraftan Elbe ile Oder arasında, diğer taraftan Tuna arasında, cenubu şarkiye doğru akm ederken tabiî bir yol olarak takib edeceği geniş bir muvasala'şebekesi tesisini herhalde arzu etmektedir. IHEM NALINA MIHINA Milletler sulh istiyor I Merhum hocanın son resimlerinden Kahirede kanlı arbedeler oldu Bugün, büyük ve hazin bir kayıbın yıldönümünü yaşıyoruz. Kıymetli ta rihçimiz Ahmed Refiği geçen sene bugün, toprağa ve tarihe vermiştik. Büyük ve hazin; dedik. Çünkü Ah med Refik bizde tarihçilik, vak'a nüvislikten ibaret bulunduğu zamanlarda yetişmiş, onu Darülfünün kürsüler ne yükselterek ilim ve halk arasma yayarak san'at haline getirmiştir. Kayıbı hazindir. Çünkü memlekete binlerce mütefekkir talebe veren, boyu kadar eser yazan üstad, hayatmın son yıllarını dostlarmı ağlatan yoksulluklar içinde geçirmiş ve öyle ölmüştür. Şimd:, pek sevdiği ve harab hayatını, Taka imalâthaneleri «mensucat tez kıyılarında sürükliyerek bitirdiği Büyükadanm münzevî bir köşesinde din gâhlarında kullamlan aletleri yapan mü lenen Ahmed Refiği rahmet ve hürmetesseseler» le anarken, münevverlerimiz arasmda pek çok talebe ve dostu olan bu kıymetli adamın unutulmamasını da temenni etmek isteriz. ilmem sinemalarda, havadis filimlerinde, Fransız Başvekili Daladye'nin Münih'ten Parise dönüşünü gördünüz mü? Ben gördüm ve Daladye'ye yapılan coşkun tezahüratı hayretle seyrettim. Fransız gazetelerinde gördüğüm dığer resimlere ve tafsilâta nazaran, Başvekili karşılamak için Bourget hava limanından Parisin ortasında bulunan Harbiye Nezaretine kadar 500,000 kişi yollara toplanmış; Pariste Mütarekedenberi böyle bir manzara asla görülmemiş. Hakikaten filimde de gördüğüm gibi Parisliler, Daladyeyi son derecc coşkunlukla, sanki bir fatih, bir millî kahraman gibi istikbal ettiler. Ayni tezahürat Berlinde Hitler, Romada Mussolini'ye ve Londrada Çemberlayn'e yapıldı. Hitler, tek kurşun atmadan ve tek Alman neferini kurban etmeden Almanyaya, hiçbir zaman kendi idaresine çecmemiş olan, üç buçuk milyon Almanı ve bu Almanların oturduğu kiymetli topraklan kazandırmısîır. Bu itibarla onun, muzaffer bir şef olarak heyecanla istikbal edilmesi gayet tabiidir. Fakat diğer üç Başvekile yapıbn tezahürat, böyle büyük bir siyasî zafer kazandıkları için değil; sulhu kurtardıklari içindir ki doğrusu bu da insaniyel hesabına büyük bir zaferdir. Fransa ve İngilterede, halk, sulha o kadar teşne imiş ki Basvekillerinin Hitler'in karşısmda siyasî bir mağlubiyete uğradıklarınm faıkına bile varmamışlardır. Havadis filmini ve gazetelerde gör * düğüm seferberlik resimlerini seyreder ken 1914 seferberliğinin filimlerim ve resimlerini hatırladım. O zaman da, her memlekette, silâh altına koşan halk ta bakaları, delice bir heyecanla ayaklan mışlardı. Fakat o coşkunluklar, bugünkü gibi sulh için değil; harb içindi. Bu defaki seferberliklerde ise, 1914 temmu zunun son ve ağustosunun ilk gün'erinde Avrupayı sarmış olan çılgınca harb arzusundan eser bile yoktu. Fikriınce, sulhu kurtaran mühim bir amil de bu, olmuştur. Milbtler, 1914 teki gibi harbi istememisler, sokaklarda «Berline!*, «Parise!», «Viyanaya!», «Pcters burga!» diye naralar atmamışlar, kan memişlerdir. O zaman şampanya gibi köpüren, kabma sığamıyan insanlar, bu d«fa kurbanlık koyun sürüleri gibi sakin, mütevekkil, neş'esiz ve mahzundular. Anlaşılıyor ki arük milletler harbcudeğildir. Milletleri idare edenler, hep milletlerinden iham aldıklannı söylerler. Oy leyse, harbden kaçmalı ve kaçınmalıdırlar. Çünkü milletler sulh istiyor. Çinliler büyük bir zafer kazandılar Bir nümayiş esnasmda Yangçe sahillerinde iki Nahhas Paşa ile beraber Japon fırkasını kâmilen 100 kişi yaralandı imha ettiler Kahire 10 (a a.) Vefd partisinin lideri Nahhas Paşa ile Makvam Bey öğleden sonra İskenderiyeden avdet ettikleri sırada vuku bulan bir arbede esnasmda yaralanmışlardır. Polis müdürü Russel Paşa da dahil olmak üzere tak rıben 100 kişi daha yaralanmışlardır. Arbede, istasyonda eşki Başvekili al kışlamağa gelen 5000 Vafdist bir alay teşkıl ederek mumaileyhi şehrin sokaklannda takib etmeğe teşebbüs ettikleri esnada polisin mümanaatı üzerine çık mıştır. Londra 10 (a.a.) Bir Japon askerî menbaından alnıan bir telgrafa göre, mevcudu 20 bin kişiye baliğ olan iki Japon fırkası Yangçe'nin cenub cephesinde Tehan'm garbinde Çinliler tarafından imha edilmiştir. Japonların bir haberi Tokyo 10 (a.a.) Domei ajansı, Japon kıtaatının bu sabah Pekin Hankeu demiryolu üzerinde Henkeu'nun 16C kilometre şimalinde kâin Sinyang'ı zaptetmiş olduklarını haber vermektedir. Hankov 10 (a.a.) Cenubî Çinin Japon kuvvetleri tarafından istila edıldi ğine dair çıkan haberleri Çın Ajansı katBrüksel 10 (a.a.) Bir Belçika yol iyyen tekzib etmektedir. cu tayyaresi Vestifalyada kâin Soede yere düşerek parçalanmıştır. İçinde bulunan mürettebattan dört kişi ile hepsi Alman olan 16 yolcu ölmüştür. Atina 10 (a.a.) Atina ajansı bilFilistinde bulunan fngiliz diriyor: Kral Kostanlin'in heykeli dün hükuordusu met azası, kordiplomatik ve bütün teşkiLondra 10 (a a.) Müstemlekât Nezaretmin bir tebliğinde Filistine yeni lâtların mümessilleri hazır olduğu halde takvi}^ kıtaatı gönderilmesinin karar Kral tarafından açılmıştır. Yapılan dinî bir merasimden sonra bu laştırılmış olduğu beyan edilmektedir. Bu takviye kıtaatı ile Filistindeki as heykelin masrafmı teberrü suretile veren kerî kuvvetler, 17 piyade taburile iki Demetre ve Şarıklea Tzirakupolos tarasüvari alayma ve bir topçu ve mitral fından bu heykelin millete hediye edildiği hakkındaki scned Krala takdim edümiş yöz bataryasına baliğ olacaktır. Dördüncü Umumî Müfettiş ve Kral heykeli örten bayrağı çekrcek suretile küşadı yapmıştır. teftişe çıktı Bunu müteakıb Başvekil Metaksas, Erzincan 10 (Hususî) Dördüncü U. bir nutuk söyliyerek hayatını miHetine Müfettiş General Abdullah Alpdoğan, vakfetmiş olan Kıal Kostantin'in eserini refakatinde Erzincan Valisi Fahri ol izah etmiştir. duğu halde kazalarda bir teftiş seyahaDün Atina Politeknik mektebinde Kral tine çıktı. Kostantin ihtifa'ii yapılmıştır. Dün ayni Amerikalıların Çin ve îsoan ihtifal, Yunanistanın bütün mekteblenn de de vukua gelmi» ve ayrıca bütün kiliseya çocuklarına noel leıde de ruhanî âvin icra edilmiştir. Bir tayyare düştü, 20 kişi öldü Cenubî Çinin istilâst asılsız Atinada Kral Kostantin heykeli dikildi Zira, bugün, sanayiini kaybeden bir memleket istiklâlinden de kaybeder. Ve, istiklâline tekrar kavuşmak istiyen bir memleket, kaybettiği sanayii yeniden yaratmağa kalkarsa, buna, pek sürekli ve pek zahmetli disiplinler sayesinde ancak muvaffak olabilir. Kredisi yoksa ki bu mülâhaza Çekoslovakya hakkında varid değildir toprak mahsullerini satıp mukabilinde, sanayiin kalkınması için gerekli olan vesaiti satın almağa mecbur olur. [Başmakaleden devam] Ve o zaman, beyaz ekmeği harice sahp sınız. Müstahsil, taze ihracına hazırlan kendisi kara ekmek yemek zaruretinde mak lâzımdır. Taze ıhrac olunmazsa iri kalır. çekirdeksizin kurusu da birkaç kuruş fazKaderin haksız cilvelerinden biri de laya satılır, burası da cabadır. şudur: Çekoslovakya fakir düşecek, faMuvaffakiyetli ihracatın pek çok sartkat Almanya da zengin olamıyacaktır. arı vardır. Onlann basında ihraca salih Zira dünyada herşey nisbidır. Uç milyon maddenin Iâzım evsafta ve kâfi miktarda ğ sahibi olan bir memleket, bunlardan iki yetiştirilmesi gelir. Bu sekil ve şartlarda milyonunu esasen elli milyon iğe sahib bir malımz yoksa zaten neyi ihrac edeceksikomşusuna teıkederse, kendi istiksalâtının niz? • ^"*~ üçte iki nisbetinde azalmasma mukabıl, Bu dediklerimrz taze olarak ihrac o V ğleri alan komşu memleket istihsalâtınm nabilecek meyva ve sebzelerimizin hepsi da, pek cüz'î nisbette arttığına şahid olur. için doğrudur. Diğer taraftan, Bohemya, ötedenberi, YUNUS NADÎ ahenkli bir muvazeneye mazhar iktısadî n ı bir toprak olarak yaşamıştır. Dahıldeki ziraat mıntakaları, ötedenberi, civardaki IBaştarafi 1 inct sahifede'\ sanayi mıntakalarile itmam edılmişti. Algörüştükten sonra, rıhtımda bekliyen manlarla meskun Moravya ve Silezya Acar motörile Dolmabahçe sarayına g't ibi muhiti teşkil eden Bohemya mıntakamiştir. lanndan cüda edilen bir Çekoslovak devBaşvekilin Denizbankta tetkikatı eti, coğrafya bakımından natamam ve Başvekilimiz Celâl Bayar. dün, öğle ktısadî hayatiyetten mahrum bir unsur yemeğini müteakib saat 15.30 da De haline gelir. nizbankm İstanbul şubesini ziyaret etFakat, siyasetin işlerine, iktısadın aklı miştir. Celâl Bayar. bankada Denizbank Umum müdürü Yusuf Ziya Önişle bir ermez. müddet görüşmüş ve bu esnada Siimer Herhalde, şu vaziyet neticesindeki biBank Umum müdürü Nurullah Siimer lânço şöyle tertib edilebilir. Çekoslovakve Milli Reassörans Umum müdürü Reya, Avusturya Macaristanın, kendi arai Celâl Bavar da Denizbanka gelerek Başbakan tarafından kabul edilmiş zisi dahilinde bulunan ve büyük bir ek ieriyeti teşkil eden sanayiine tevarüs et ir. mişti, maden sanayiinin yüzde altmışını, Başvekilimiz. Denizbanka saat 17.30 a kadar kalmıs ve Denizbank U kimyevî müstahsalâtın yüzde yetmiş beşimum müdürü Yusuf Ziya Önişin bütün ni, yünün ve pamuğun yüzde seksenini, işler üzerinde verdiği izahatı dinlem'ş, iekerin ve cam müstahsalâtın yüzde dokSümer Bank Umum müdüründen son Avrupa sevahatinin tafsilâtmı dinlemiş ve Millî Reassörans Umum müdürün den de Avrupadaki siyasî hâdiseler dolavısile sigortalarda görülen vaz : yet hakkında malumat almıştır. Bu mevanda dört yıllık ikinci endüstri programının Sümer Bank ve Denizbanka taalluk eden kısımları üzerinde de sörüsüldüğü tahmin edilmektedir. Taze meyva, taze sebze ihracatı Başvekil dün geldi hediyeleri Millî Müdafaa Vekili şehrimizde Atina 10 (a.a.) Atina ajansı bıldirivor: Başvekil Metaksas, Harbiye, Bahnye ve Hava Bakanı sıfatile, Krala memle ketin bütün kuvvetleri adına ve Harbiye, Bahriye ve Hava Müsteşarlarile kıtaat hazır olduğu halde mareşallık asasını takTekirdağda bir motör yandı dim etmiştir. Merasimden sonra Kral Meçhul As Tekirdağ 10 (a.a.) Dün aksam, likerin mezarına bir celenk koymuştur. manımızda bulunan benzin yüklü bir Fransız iş konfederasyonumotör yanmıştır. Motörün söndürülmesine imkân bulunamamış, yangın sekiz nun içtimaı saat sürmüştür. Paris 10 (a.a.) Umumî iş konfedeIngiliz hava mareşalı şeref ine rasyonunun mıllî komitesi, umumî kâ tib Jüho'nun riyasetinde saat 10 da topziyafet lanmıştır. Jüho, komiteye vaziyet hakParis 10 (a.a.) Hava Nazırı Gi La kında izahat verecek ve kongrenin ge şambr, hava mareşalı Sir Sirü Neval'in lecek toplantısı için yapılacak hazırlıkriyasetindeki İngiliz hava heyetin n şe ları tesbit edecektir. refine bir öğle yemeği vermiştir. Nazır, Tekirdaja giden bisikletçiler ingilizce bir nutuk söyliyerek Fransada Tekirdağ 10 (a.a.) Trakyayı dola bir hafta kalacak olan nvsafirlerine şan Çanakkale bisikletçılerinden dört <hoş geldiniz> dedikten sonra, son hâ genc, Tekirdağına gelmişlerdir. Bisik diselerin Fransa ile İngilterenin musli etçüer altı günde 600 kilometre yap hane tesviye suretlerine ne kadar bağlı mışlardır. Gelibolu yolile Çanakkaleye olduklarını gösterdiğini kaydetmiştır. dönmüşlerdir. ; Vaşington 10 (a.a.) Amerikan Kızıl haç cemiyeti tarafından kiralanan üç yük gemisi ilktesrinin sonunda Amerikadan hareket ederek Çine ve İspanyanın her iki kısmma noel münasebet'le çocuklara dağıtılmak üzere oyuncak. şekerleme, gıda mallan ve ilâc götürecektir. Yunan Kralı Mareşal rütbesinde Millî Müdafaa Vekili General Kâzım Özalp dün sabah saat 8.30 da ekspres renile Ankaradan sehrimize gelmiş ve Havdarpasada Vali Muh'ddin Üstündağ. elimiye Tümkomutanı General O m a n Tufanla bircok yüksek rütbeli askerî erkân tarafından karsılanmıştır. Kâzım Özalp, birkaç gün şehrimız de kaldıktan sonra Basvekille birlikte Ankarava dönmpleri muhtemeldir. Mareşal Trakyaya gitti Büyük Erkânıharbiye Reisimiz Ma reşal Fevzi Çakmak. evvelki akşam saat 10,30 da. hususî trenle Trakyaya hareket etmiştir. Sofyada atıcılık müsabakaları başladı Sofya 10 (a.a.) Bulgar Kralı Boris, Romanya Kralı Karol ve Elenler Kralı Jorjun ihda ettiği kupalar için Enterbalkanik atış müsabakaları dün öğleden onra başlamıştır. 30 kişiden mürekkeb bir Elen ekipinin, 49 kişiden mürekkeb bir Rumen kipinin, kalabalık bir Bulgar ve gene kalabalık bir Yugoslav ekipinin iştirak ettiği bu müsabakalar bir hafta süre cektir. Bütün bunla* ancak Çek arazisi üze rinde tahakkuk ettirılebilir. Şu ha'de, Çekoslovakyanm istıklâlci seciyesile telıfi kabil olmıyan bir iktısadî kölelik faraziyesini bir tarafa bırakalım. Şu halde bir tek hal çaresi kahyor. Almanyanın, tamamiyetini tekeffül ettiği Çekoslovakya, mühim bir transit memleketi haline gel mek suretile, bozulan muvazenesini dü zeltebilir ve ticaret anlaşmaları yaparak, mevcudıyetinin lüzumunu tasdik ettirebilir Çekoslovakya ve Almanya, vahim bir ihtilâftan sonra. her iki memleketin de leFransız Akade ~fg hine olarak bundan böyle faydalı surette misi azasından mü elbirliği yapabilirîer ve iktısad, tiyasetin teveffa Jan Riş pen"in oğlu Jak açtığı derin yaraları kapıyabilir. Rişpen. babası hak L. J. kmda verilen 26 ağustas 1876 tarıhli bir ay mahpusi yet kararınm bo zulması için. davasının veniden rü vet edilmesini, bun dan bir müddet evJan Rişpen vel, Fransa Adliye Nezaretine verdiği bir istıda ile istemişti. Jan Rişpen aleyhinde verilen bu hapis kararınm sebebi, bir şiirinde bazı mısraların o devir zihniyetine göre umumî âdâba mugayir sayılması olmuş ve Rişpen, mahkumiyetini günü gününe hapisanede geçirmişti. Şimdi babasının itibarını iade etmek maksadile oğlunun yaptığı bu teşebbüs, bundan bir sene kadar evvel. bir mah keme reisinin. nutkunda bu fikri ileri sürmesi ve bütün adliye erkânı tarafından heyecanlı alkışlarla karşılanması üzerine vaki olmuştur. Lâkin, âdâbı umumiyeye mugayir neşriyattan mah kum olup hapse giren Jan Rişpen'in bu mahkumiyeti, bilâhare Fransız AkadeBaşvekilimizin Ankarada verdiği ziyafette, Celâl Bayar. misine aza seçilerek şerefli bir mevkij Madam Funk'la konuşurken ihraz etmesine mâni teşkil etmediği halde, oğlunun müra'caati Adliye Nezare IBastaraU 1 incı sahttedel ve defteri mahsusu imzalamıştır. Doktor tince reddedilmistir. Madam Funk kolundan hafifçe ra Funk müteakıben İstanbul tarafına ge Fransız gazeteleri, Fransız adliyesi hatsız bulunduğu için muhterem ırtisa çerek Valiyi ziyaret etmiştir. nin hâlâ on dokuzuncu asır zihniyetile ; firlerimiz rıhtımda otomobile binmişler, Misafir nazır, öğleden sonra şehirde hareket etmesini hayretle karşılıyor \ Haydarpaşadan araba vapurile İstanbu bir gezinti yapmış ve akşamüzeri emrine lar. la geçerek doğruca Perapalas otelir.e git tahsis olunan motörle Büyükadaya ka mislerdir. dar gitmiştir. Doktor Funk bugün saat Karadenizde şiddetli fırtma Doktor Funk, otelde bir müddet isti 13 te Perapalas otelinde İstanbul gazeSinob 10 (Hususî) Karaden.zde gerahat ettikten sonra saat 12,30 da, Tak tecilerini kabul edecek ve akşam saat ceyarısı başlıyan fırtına şiddetle devarn sime giderek, Cumhuriyet abidesine bir 20,30 da konvansiyonel trenine bağlana etmektedir. Aksu, Kaplan, Kutlu vapurçelenk koymuştur. Muhterem misafiri cak hususî vagonla Bulgaristana hareket ları limanımıza iltica etmişlerdir; havanın düzelmesini bekliyorlar. miz burada halk tarafından alkışlanmış, edecektir. Meşhur sair Jan Rişpen'in oğlu Babasının bir mahkumiyetini affettiremedi Dr. Funk İstanbulda

Bu sayıdan diğer sayfalar: