16 Aralık 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

16 Aralık 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mes'eleler Askerî kıt'amız Hatayda Bir İngiliz gaztesine göre, General Franko'ya bir müddet daha kalacak muhariblik hakkı verilmesi için müstemleke Antakya 15 (a.a.) Hatay hüku met reisi Abdürrahman Melek D. N. B. talebi bir pazarlık vesilesi oluyormuş Ajansı muhabirine beyanatta bulunarak Londra 15 (a.a.) Gazeleler, maaşetlerinde, Bone tarafından dün İtalyaya karşı yapılan kat'î ihtan ve gene Bone nin, 412936 tarihinde Delbos'un söylediği İngiltereye karşı sebebsiz tecavüz takdirinde Fransanın derhal İngilterenirı yardımına koşacağı sözlerini teyıden yaptığı beyanatı bildirmekte ve aynı zamanda Başvekil Çemberlayn'in Tunus hakkındakı beynatını da bırinci sa'nıfelerınde tebarüz ettirmektedır. News Chronicle diyor ki: «Italyanın muhtelif talebleri arasmda irtıbat mevcuddur ve sandığımıza göre müstemleke talebleri, ancak Franko'ya muhariblik hakkı verilmesi için ileri sürülmüş bir pazarlık teşebbüsjidür. Fakat Ispanyol meselesi ve Tunus meseiesi birbirinden ayrılamaz. İspanyada faşizmin zaferi, Fransız menfaatlerini büyük tehlikeye koyacaktır. Fakat bu keyfiyet, ayni zamanda Ingılterenın menfaatlerine de mugayirdir, zıra bizzat Başvekilin de salı giinü söylediği gibi, İngiltere ile Fransanm menfaatleri birdir.» «Londradaki umumî hissiyat, vaziye tin bu suretle sarahat kesbetmesi üzerine, İtalyanın bu manasız neşriyata bir niha yet vereceği merkezindedir.» Ordre, diyor ki: «Bone, paktlar üzerinde, İtalyan mutalebatı üzerine ve Franko'ya muharib hukukunun verilmesi bahsinde kat'î vaziyetler almak suretile encümende çok iyi tesirler hasıl etmiştir.» Bayan Tabouis, Ouevre gazetesinde yazıyor: «Bone, Fransız politikasının an'anevî hattı hareketini, en büyük nazırların ısrine uymak suretile kuvvetle teyid etmiştir. Bu keyfiyet, Fransanın geçirmekte olduğu bugünkü güçlük şeraiti devresinde çok şayanı memnuniyettir.» Populaire diyor ki: «İngiliz Başvekilinin ecnebi matbuat cemiyetinin ziyafetinde söylediği nutuktaki sözler, Lokarno'nun yalnız Ren nehrine inhisar ettirdiği tesanüdün tatbikat sahasını çok genişletmiştir. Bu, büyük bir memnuniyetle telâkki edilmesi icab eyliyen bir keyfiyettir.» İskenderun limanının Türkiyeye ilhakı v« buna mukabil Hataym diğer kisımlarının Suriyeye terkine dair Ankara Paris ve Şam arasında müzakereler cereyan etti ğinden haberdar olmadığını söylemiş ve detniştir ki: « Gazeteler tarafından bu babda işaa edilen haberler doğru değildir. Ha taydaki Türk ve Fransız askerî kıtaatırun geri alınması için Ankara ile Paris ara sında yapılmakta olan müzakereler he nüz bitmemiştir. Yapılmakta olan kışla lar da gösteriyor ki askerî kıtaatın ve bilhassa Türk kıtaatının yakın bir atide geri alınması beklenmemelıdir. Cenevre mukavelesi hilâfına olarak, Suriye, Hataydan giden mallara gümrük resmi koymuştur. Bundan dolayı Hatay hükumeti de Suriye mallanna ithal resmi koymayı derpiş ediyor. Hatayla Türkiye arasında serbest mübadele rejimi mevcuddur. Türkiye yakında Hatay statüsünün kendisine verdiği hak mucibince, îskenderun limanının tevsi ameliyesine başlıyacaktır. Mevzuu bah solan şey bir harb limanı değil, bir ticaret limanıdır.» Italyanın müstemleke talebinin mahiyeti Hatay hükumet reisinin beyanatı Bir tercüme üstünde Yazan ; PEYAMt SAFA lerde türkçe kelime kuilanmak ikinci, üçüncü veya beşinci derecede gelen bir kıymettir. Ondan evvel müelhfı veya oıütercimi düşündüren, manaya, mefhuma veya nahive aid birinci derecede büyük endişelerdir şe bu gibi eserlerd* kıymet, öz türkçe olmaktan çok evvel manaya sadık olmaktır. Kültür Bakanlığı tarafından tercüme ettırilen yeni ilim ve felsefe kıtablarında mütercimlerden bilhassa bu noktaya ehemmiyet vermelerinin istendiğıni zannediyoruz. Çünkü elimize gelen eserlerde bu itina barız görünüyor. Bunlardan bir tanesi üstünde memnuniyetle durmak isterim: İstanbul Universitesi doçentlerinden H. Vehbi Eralp'ın Alfred Weberden tercüme ettiği «Felsefe Tarihi», türkçenin ilmi ifade kabiliyetini en yüksek derecelerine çıkarmış eserlerden biridir. Felsefe ile azbuçuk meşgul olmuş olanlar da bu eserin felsefe tarihleri arasındaki erişilmemiş kıymetini bilirler. Müellif eski Yunanistandan zamanımıza kadar üç çağın başlıca felsefe hareketlerini, büyük filozofları hakkında da fikir vererek, şaşırtıcı bir aydınlık ve kıvraklıkla hulasa etmiş, büyücek bir cildin içine yerleştirmiştir. Şu var ki eserin aslındaki o aydınlık ve kıvraklık, müellife olduğu kadar Fransız lisanının vuzuhuna ve zenginliğine de kaydedilecek vasıflardır. Böyle bir eseri türkçeye ahenginden ve üslubundan mümkün olabileceği kadar az ziyanla maledebilmek muvaffakiyeti de, genc felcefecilerimiz arasında felsefe tarihi kavrayışına yakından hayran olduğum, Vehbi Eralp'a aiddir. İHEM Şefin NALINA MIHİNA tetkikleri 1 Bizde yirmi beş senedenberi kapıya kapı, suya su, anaya ana, babaya baba diyen muharririn iyi türkçe yazdığı sanı lıyor. Çünkü bu muharririn bir tek hüneri bâba kapı, âba su, mâdere ana ve pedere baba demekten ibaret. Bir de o, yabancı terkibi kırmış, vasıtai nakliyeyi nakil vasıtası yapmıştır. İyi türkçe, adi cümlede, adi, yani müşahhasm ifadesi olan cümlede yabancı kelimeye ve yabancı terkıbe isyan etmiş muharririn kullandığı basit gündelik lisandan ibaret değildir. «Gurubu şemsi müteakıb semadan zemine rizan olan bârânı rakik» yerine «pün batısından sonra gökten yere dökülen ince yağmur» cümlesini kullanmakla türkçenın en mükemmel örneğı verilmiş olmaz. Bu, nıhayet, manaları herhangi bir osmanlıca lugatinde bulunan arabca ve acemce kelimelerin türkçelerini bulmaktan ibaret basit bir tercüme hüneridir. Terkiblere gelince, bu da, muzafınileyhle muzafın veya sıfatla mevsufun yerlerini değiş dokuş etmekten başka birşey olmıyan mekanik ameliyeden öteye geçmez: Tercümeihal hal tercümesi, reisicumhurcumhurreisi, devrei inkılâb inkılâb devresi gibi. îyi türkçeyi ancak ıstılahlarld, mücerred mefhumlarla dolu yüksek edebiyat, felsefe ve ilim lisanında arıyabiliriz. Burada yalnız kelime ve terkib, yalnız gramer değil, cümlelerin toplu yapısından ve bazan çapraşık bünyesinden doğan nahiv kıymeti de esaslı bir takdir mevzuu olur. Bunun için türkçenin öz tekâmülünü yavan ibarelerde değil, cevherli bir düşünce ve tahlil kıymetine sahib edebî, felsefî veya ilmî yazılarda takib edebiliriz. Bu bakımdan tercümeler en iyi örneklerdir. Çünkü türkçenin yüksek Avrupa lisanlarındaki mefhumları ifade kabiliyetini ortaya koyarlar ve kifayetsizlıklerile zenginliklerini anlamamıza yararlar. evlet Şefimiz İsmet İnönü, şimali Anadoluda bir tetkik seyahati yaparak Ankaraya döndü. Ankara muhabirimiz Mekki Saidle foto rnuhabirimiz Namık Görgüç bu seyahati, gazetemiz ve aziz okuyucularırnız namına adım adım takib ettiler. Oımhur Reisimizin halkla yaptıkları sıkı teması, sanki beraberlerinde imiş gibi, yazılar ve resimlerle çok yakından gördük. Arkadaşımız Mekki Said bir zabıt kâtibi gibi çalışarak Şefin seyahatini, çok kıymetli teferruatile mükemmelen tesbit etti. Hiçbir devlet şefi, aziz İsmet İnönünün son seyahatindeki kadar ciddî ve esaslı şekilde halkla, köylü ile temas etmemiştir; diye kat'iyetle ısrar edebilirız. Cumhur Reisi, bir devlet şefi gibi, bir başvekil gibi, bir vekil gibi, hatta bir vali gibi değil de, tahkikat yapmağa memur bir müfettiş gibi davrandı. Halka, köylüye sormadık birşey bırakmadı. Ben, bir kaç defa, Başvekillikler; zamanında, kendilerile beraber dolaşmak şerefine nail olmuş, îsmet İnönünün halkla temaslarını görmüştüm. Fakat, bu defa muhterem Şef, kendi kendini de geçti. D İ Fransız gazeteleri meydan okuyorlar Paris 15 (a.a.) Bailby, JourEcho de Paris gazetesinde yazıyor: «Almanlar, Viyanaya gelmekle ayni zamanda Triyesteye de yaklaşmış bulunmaktadır. İtalya, Berlinin kendisine tnu zaheret ettiğini söylüyor. Fakat Roma Berün mihveri İtalyaya birşey vermiyor. İtalya, acaba Fransa üzerinden mi tediye olunmasını istiyor? Fransa, İngiltere ile anlaşma halinde buna hayır diyor, o halde bu imkânsızdır. Dün İngiliz Başvekili Avam Kamarasında ve Fransız Hanciye Nazırı hariciye encümeninde bu delice emelîere mukavemet bahsinde müttehıd olduklarını göstermişlerdır.» Ayni gazetede Pietri neşrettiği bir makalede diyor kı: «^ Bizim hududlarımız, ideolojik muahedclerin ve yahud kombinezonların mahsulü değüdir. Bizim hududlarımız, bizzat Mussolini'nin iki ay evvel dediği insanların kanile çizilmiş hududlardır.» Excelsior gazetesi, Londradan aldığı şu haberi veriyor: Almanya, İtalyaya edecek müzaherei Roma 15 (a.a.) Stefani Ajansı nın diplomatik muharriri yazıyor: «İtalyanın Akdenize ve Afrikaya müteallik olan mutalebatı, beyneltnilel matbuatta bir takım mütalealar yürütülmesine sebebiyet vermekte berdevamdır. Alman gazeteleri, Almanyanın italya ile tamamile mütesanid olduğunu yazmakta ve îalyanm hayatî menfaatleri karşısmda Almanyanın aynile Mussolini'nin Almanyayı alâkadar eden hayatî meseleler muvacehesinde ittihaz etmiş şolduğu hattı harekete mümasil bir hattı hareket kabul etmiş olduğunu ilâve etmektedirler. Bu anlayışın alâimi Amerika gazetelerinde de görülmektedir.» Irakta bulunan suikasd sebekesi Maktul General Bekir Sıtkmın yakmlarından bazı kimse'er tevkîf olundu Londra 15 (Hususî) Bağdaddan bildirildiğine göre, bir müddettenberi rahatsız bulunan Kral Gazi iyileşmiştir. Bu şabah Bağdadda iki kişi daha tev kif edilmistir. Yakalanan suikasdciler ingiliz talebesi alay ediyor Londra 15 (Hususî) îngiliz Üniversitelileri, İtalyanın arazi mutalebatile alay etmek üzere, ellerinde üzeri «Amerikayı istiyoruz» ibareli levhalar olduğu halde sokakları dolaşmışlardır. İngilterede misli görülmemiş sis Rütenyada yeni çarpışmalar oldu Bağdad 15 (a.a.) Devletin em niyetine karşı komplo yapmak suçundan tevkif edilen şahsiyetler, 1937 senesi temmuzunda öldürülmüş olan General Bekir Sıtkının yakınlanndandır. Bun lar, evlerinde mevkuf bulunmaktadır. Aralarında sabık Müdafaa Nazırı Mahmud Seh, General Bekir Sıtkının sabık yaveri yüzbaşı Ali Halis, sabık Londra atasemiliteri albav Şakir vardır. Baroya mensub beş kişi de mevkuf bulunmak tadır. Londrada şimal mahalle Birçok Çek askerinin letinde miinakalât durdu yaralandığı söyleniyor Londra, 15 (a.a.) Senelerdenberi görülmemiş olan kesif bir sis, Times nehrini kaplamış ve orada bulunan bütün vapurları örtmüştür. Bunlardan bazıları hasara uğramıştır. Sis, Londranın bazı mahallelerinde ve bilhassa şimal ve şimali garbî mahalklerinde de münakalâtı iskâl etmiştir. Bu mahallelerde rüy«t mesafesi birkaç yardadan ibarettir. Chust 15 (a.a.) Karpat Rüten yalı asilerden mürekkeb bir grup, Sevl jusze yakınında bir Çek müfrezesine taarruz ederek bir çok Çek askerlerini ya ralamışlardır. Memel Almanlara verilecek mi? Litvanyanın bu işe razı olduğu söyleniyor Dünyanın hiçbir mükemmel lisanı saf değildir. Bilhassa yüksek edebî veya ilmî metinlerde yüzde yüz kendi kendisi olan, beynelmilel ıstılah köklerine bağlanmamış, lâtinceden, yunancadan, hatta eski arabcadan veya modern fransızcadan müstağni kalmış tek bir lisan yoktur. Almancanm, ingilizcenin, italyancanın en mükemmel örnekleri başka lisanlardan iktıbas etmekte hiç mahzur görmedikleri sürü sürü yabancı ıstılahlarla ve kelimelerle doludur. Türkçe ilim ve felsefe metinlerinde yabancı lisanlardan alınmış ıstılahlar ve kelimeler, Türk lisanının kifayetsizliğini değil, bilâkis her yüksek düşüncenin ifadesine hâs beynelmilel mefhum zenginliğini gösterir. Bundan başka, dünyanın bütün orijinal filozofları, kendi lisanlarında birçok kelimeleri hususî bir manada kullanırlar veya yeni kelimeler icad ederler. Bunları olduğu gibi almak Sadece «Felsefe Tarihi» adını taşıyan beynelmilel bir zaruret ve an'anedir. Me bu kitabla, öyle sanıyorum ki, Üniversiteselâ Alman metafizikçisi Heidegger'in miz ve felsefe amatörlerimiz, türkçede bu «August» u, Freud'un «Libido» su veya mevzuun ilk iyi eserine sahib oluyorlar. Leibniz'in meşhur «Monad» > tercüme îlim hesabına nekadar sevinilecek ve edilmez, olduğu gibi kabul edilir. öğünülecek birşey. Yüksek edebî, ilmî veya felsefî metin ismet Inönü harb meydanlarında, sulh müzakerelerinde, inkılâb mücadelelerinde ve idare işjerinde, devlet ve millete hizmet yolunda ağarttığı başını, halkm, köylünün göğsüne dayadı, nabzını eline aldı ve bir hastayı dinliyen doktor gibi onun derdini dinledi. Hasta dinliye dinliye ıstırablara kanıksamış belediye hekimi gibi değil; öz evlâdını dinliyen bir doktorun dıkkati, rikkati, hassasiyeti ve şefkatile dinBu tercümede herşeyden evvel metnin ledi; derdlilerle beraber derdlenerek dinaslına tamamile sadık kalmak endişesin ledi. den doğan herkülvari bir emek ve itina Siz hangi devlet şefinin, bir müfettiş görünüyor. Mütercim bir çok isimlerin, gibi notlar tutarak halkla temas ettiğini sıfatların ve ıstılahlann değil, fiillerin ve gördünüz veya işittiniz? Bu itina ve ihtisigaların da fransızca veya lâtince, yu mamı tarihte ilk defa görüyoruz. İsmet nanca asıllarını kere içinde eserine koya înönü, not almak işini yaverlerinden, kârak manadan bir kırıntı bile ziyan etme tiblerinden birine bile bırakmadı. Hafızamek hususundaki dikkatini belli ediyor. sına ve kalbine kaydettiklerini kâfi görBazı istisnalarla, bulduğu karşılıklar miyerek not defterini halkın, köylüniin mükemmel, bazan da bir keşif kadar mu isteklerinden, şikâyetlerinden aldığı ilvaffakiyetlidir. Onceden iptidaî bir fel hamlarla doldurdu. sefe kültürü almış olanlar, bu kitabla Millî Şefi, aldığı cevabîara göre, hem birinci derecede iyi bir felsefe tarihiyurddaşlarla beraber yaşar gördük. O, ne, hem de ilim türkçesinin birinci derehalkı, köylüyü dinlerken hislerini gizlecede iyi örneklerinden birine kavuşacaklardır. Şunu da ilâve edeyim ki mananın medi; bilâkis acı tatlı bütün duygularını aslına sadık kalmak gayreti, Vehbi açığa \urdu. Onlarla beraber memnun Eralp'ı temiz türkçenin büyük prensipîe ldu; onlarla beraber sevindi; onlarla berinden ayırmamıştır. Tercümesi bize öz raber teessür duydu; onlarla beraber ketürkçe bir çok yeni kelimeler de kazan derlendi. Kırtasiyeciliğin manasızlıklan, dınyor. Yeni, fakat uydurma değil; bazı memurların halk karşısındaki anlayeni, fakat bize çinceden daha yabancı şılmaz gurur ve azametleri, bazı daireleda değil. Yeni, yani bizim kalbimizde ol rin halka hizmeti angarya telâkki edişleri duğu halde, ilmî ve felsefî metinlerde karşısmda, bir türlü kimseye derdini aniasuurumuza ve dılımıze çıkarmağa neden tamıyan zavallı köylünün «hazırol durse cesaret edemediğimiz öz ve sıcak türk maktan bacaklarına karasu indiğini» öğçe kelimeler ve lisan hususiyetleri. rendiği zaman, İsmet İnönünün bihakkin sinirlendiğini ve hiddetlendiğini görüyoruz. O vakit sesi gürlüyor: « Bunlar çaresiz şeyler değil! Faka bÖyle bir mesele olduğunu bil mek için Reisicumhurun buraya kadar gelmesine hacet olmamalı. Bu kadar basit birşey, ben buraya gelmeden niçin işitilmiyor, neden halledilmiyor? Onu merak ediyorum.» Aziz Şefin, bu merakını tatmin ettiğine ve hakikati gördüğüne şüphe yoktur. Devlet memuru, asırlardanberi kökleşmiş, eski bir zihniyeti henüz tamamile silkip atamamıştır. Vazifesinin devlete hizmet kısmmı anlamıştır amma ferdlere hizmet kısmını daha hakkile kavrıyamamıştır. Karşısmda hazırol vaziyette duran yalınayak, boynu bükük köylüye hizmetin, hükumete, rejime, millete ve devlete hizmet olduğunu hâlâ iyice anlıyamamıştır. Onun içindir ki, bazan en kolay işler bıle yi yürümüyor. Cumhur Reisimize yapılan şikâyetlerin yüzde 90 nının böyle basit şeylerin aksamasından ileri geldiğmi gördük. Devlet Şefimiz, Türkiye nüfusunmı ekseriyetini teşkil eden milyonlarca köyünün kalkınması için neler yapmak Ia7im geldiğini gördü. Bunları, millet sevgisi ve yurda hizmet heyecanile çarpan kalbinin üstüne bastırdığı not defterine kaydetti. Artık, Ankarada, hükumet ve Mecüsle beraber bu kalkınmamn çarelerini arayıp bulacağına şüphe yoktur. Muhterem Cumhur Reisimiz, bir devet başının, bazan devletin basmüfettişi olması lâzım geldiğini bu son çalısmalarıe bütün dünyaya ispat etti. Kendisine, temas ettiği halkm dilile «Sağ ol» demek vazifemizdir. PEYAMt SAFA Macarlar tekzib ediyor Budapeşte 15 (a.a.) Marar Ajansı bildiriyor: Rütenya matbuatı bürosu tarafından neşredilen bir haberde Macar tcthişçile rinden mürekkeb bir grupun hudud hattı üzerinde üç kişilik bir Çekoslovakya as kerî müfrezesine hücum ettiği bildırii mektedir. Bu haberler kat'iyyen asılsız d.r. Bütün bir şehir karanhkta kaldı Londra 15 (a.a.) 25,000 metre genisliğinde kalabalık bir mahal olan Thamesvalley şehri, elektrik cereyanımn kesilmesi üzerine karanhkta kalmış ve buna kesif bir sis inzımam etmiştir. Kaza, elektrik santrali kommuta törş'ünden çıkan ve elektrik tevzi salo Macar Meclisinde bir istizah ve bir cevab nunu ateşe veren bir alev yüzünden vu Budapeşte 15 (a.a.) Dün akşam, kua gelmiştir. Makineler odasındaki 12 amele, derhal kaza mahalline koşarak Macar meb'usan meclisinde nasyonal tevzi salonunda çıkan yangmın sirayetine sosyalist meb'uslar 1 kânunuevvclde Mamâni olmuşlardır. car nasyonal sosyalistlerinin Budapestede yaptıkları tezahür esnasmda alınan Biri Hampton Court, diğeri Vest volsey hastanesinde şehrin tam bir zul çok şiddetli polis tedbirleri ve nasyonal met içinde bulunduğu sırada yapılmış o sosyalistlerin organı «Magyarsağ» gazelan iki cerrahî ameliye meş'alelerin zi tesinin kapatılması hakkında Başvekilden ve Dahiliye Nazırından istizahta bulun yası altmda yapılmıştır. Müşkül vaziyette kalan balıkçılar muşlardır. Nasyonal sosyalist meb'us Hubay, polisin hatta askerî makamların Stokholm 15 (a.a.) Şimal burnu evvelce izni alınmadan bazı Macar za yakınında bir kasaba olan Mehavn'da bitlerinin evlerinde araştırmalar yapıl ailelerile birlikte yaşamakta bulunan Norveçli balıkçılar, telgraf çekerek mah ması emrini bile vermiş olduğunu bilhassa rukat, yiyecek, içecek ve bilhassa cocuk kaydetmiştir. ları için süt istemişlerdir. Tayyareîerle bunlarm imdadına koşulacaktır. Ancak tayyareler, arazinin vaziyeti ve şarlîarı itib?rile karaya inemiyeceklerinden gıda maddelerini havi torbaları atacaklardır. Başvekil ve Dahiliye Nazırı, verd'kieri cevablarda, polisin hattı har' doğru olduğunu tebarüz ettinır Dahiliye Nazırınm verdiği izahata göre, Macar nazileri o gün iktidarı ele geçirmeğe niyetlenmiş bulunuyor ve büliin tafsilâtile tespit edilmiş bir plân mucibince hareket ediyordu. Diğer taraftan nasyo nal sosyalistlerin yaptıkları iftira pro Dagandası, devletin en yüksek mahfilini b l bundan münezzeh tutmamaktadır. Londra 15 (Hususî) Litvanya, önümüzdeki ay içinde Memel'i Almanyaya teslıme razı olmuştur. Aîmanlar Memel sahillerinde Litvanyalılara bir liman yeri vereceklerdir. İngiltere bu işe mü manaat etmiyecektir. Çünkü, Milletler Cemiyetine aza olması bir mânia teşkil etmemektedir. Memel'in muhtariyetini tekeffül eden Milletler Cemiyetinin bu huLondra, 15 (a.a.) Avusturyadan susta protestoda bulunmıyacağı tabiî gö gelen ve 350 cocuktan mürekkeb olan ürülmektedir. üncü mülteci Yahudi çocukları kafilesi Ecnebilerin vaziyeti Parkestene nhtımında karaya çıkmıştır. Kovno 15 (a.a.) Hükumet, hali 200 oğlan çocuğu Lovvestoft'a g'tmişlerhazırda ikamet etmekte oldukları yerleri dir. Geri kalan kız çocuklan Dsvercont terke mecbur olan ecnebilere Litvanyaya kampına gönderileceklerdir. girmek müsaadesini vermemeğe karar Yahudiler için toplanan para vermiştir. Kovno'da ikamet etmekte olan Londra, 15 (a.a.) Yahudilere tahişsiz ecnebilere şimdilik vilâyetlere gidip ;is edilmiş olan «Baldvvin sermayesi» nin yerleşmeleri ve sonra Litvanyayı büsbü icra komitesi, bu sermayenin Almanyaya tün terkedip gitmeleri için emir verilmiş nakli hakkındaki şayiaları tekzib etmekolduğu temin edilmektedir. tedir. Bu sertnaye, rr;ünhasıran AlmanyaSiyasi toplanttlar yasak yı terketmiş olan Yahudi mültecilerine Kovno 15 (a.a.) Memel direktua tahsis edilecektir. rı, muvakkaten hertürlü siyasî toplantıyı Leh Yahudilerinin hicreti menntmiştir. Varşova, 15 (a.a.) Yeni Siyonist Tevkifler ve araştırmalar lareketi liderlerinden ve Irlanda parlaKovno 15 (a.a.) Hükumet aley mentosu azasından Robert BriscDe, Yahindeki son hâdiselerin müşevvikleri ol udilerin kütle halinde Polonyadan muduklarından şüphe edilen 1 1 kişi, hali haceretleri meselesini tetkik etmek üzere hazırda hapisanede bulunmaktadırlar. buraya gelmiştir. Kovno'da ve vilâyetleıde birçok araştır30 sene hizmet eden sıhhat ^lar yapılmıştır. memurlarına verilecek Yahudi meselesi Filistinde vaziyet Avusturyadan çıkan 350 Arablar, Yahudi muhaceretinin durmasını Yahudi * çocuğu dün istivorlar Parkesten*e vardı Kudüs, 15 (a.a.) Tul el Kerim civarında kurulmuş olan bir pusuva düşen îngiliz askerlerinden biri telef olmuş. Ikisi de yaralanmıştır. Bunun üzenne vak'a mahalline derhal bir müfreze asker gitaiş ve mütearrızları ağır zayiata uğratmîştır. Kudüs esrafından Şeyh Mahmudülensar: bir Arab tarafından sokak ortasmda rüvelverle öldürülmüştür. Arabların isteği îskenderun serbest mmtakası Paris 15 (Hususî) İskenderundaki serbest mıntakada yeni liman tesisi hakkında tetkiklerde bulunmak üzere bir Türk heyeti bugün İskenderuna muvasalat etmiştir. Troçki Amerikada ihtilâl çıkacağını söylüyor Meksiko 15 (a.a.) Troçki, kapita lizmin son derecede hâkim bir vaziye:e gelmiş olduğu Amerikada yakında bir ihtilâl olacağı kehanetinde bulunmuş ve kapitalizmin umumî bir hercümercin mukaddemesi olan işsizlik yüzünden aşınmış olduğunu ilâve etmiştir. Berut, 15 (a.a.) Havas Ajansı bildiriyor: Filistin işi Suriye ve Lübnan Arab mahfillerıni pek ziyade işgal etmektedir. Şamdaki Filistin müdafaa komitesi Mısır Başvekiline bir telgraf çekerek Mısır hükumeti tarafından Yuvarîak Masa konferansına iştirak için ileri sürülen şartlardan dolayı minnettarlığını bildirmiştir. Suriye Arab propaganda bürosu bir tebliğ neşrederek Arablann herşeydeTi evvel Filistinde Yahudi muhaceretini durdurmayan bir plânını kabul etmelerinin imkânsız olduğunu teyid etmektedir Bütün Arab şahsiyetîer Londra konferansma iştirak için en selâhiyetli müme»sil olarak ikramiye Büyük Müftüyü göstermekte müttefık.irAnkara 15 (a.a.) Aldığımız ma ler. lumata göre, Sıhhat ve îçtimaî Muavenet Yeni Manisa valisi Vekâleti, 30 yıl hizmet mukabili VekâMaraş 15 (Hususî) Bu kere Manilet memurlarına verilecek ikramiyeler saya tayin edilen Valimiz Osman Şakarsılığı olarak hususî idareler bütçele hinbaş, dün şahsına verilen veda ziyaine lâzım gelen tahsisatın konulmasın fetinde bulunduktan sonra °hrimizden ayrılmıştır. rilâyetlerden istemiştir. Yurddaş: En değerli ve en manalı he* diye (Tasarruf kumbarasıdır.)

Bu sayıdan diğer sayfalar: