4 Ocak 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

4 Ocak 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Ikincikânun 1939 Tevkifanedeki cinayet Arkadaşını öldüren katil Dursunun muhakemesi (Baştarafı 1 inci sahifede) Karadenizdeki facia (Baştaraft 1 inci sahtfede) CUMHURİYET RADYO aksamki programj akşama doğru başlıyan muhakemede, suçlu yerinde, Rizelı Dursun Atmaca, oturuyordu. 1325 te doğmuş, Ferhad adh birini taammüdle öldürmeğe tesebbüsten 20 seneye mahkumen mevkuf olan Dursun Atmaca, orta boylu, kara bıyıklı, silik görünüşlü bir adamdır. Birkaç jandarma muhafazasında getirilen Dursun Atmacanın hüviyeti zapta geçirildikten sonra, dosyada yazılanlardan icab edenler sırasile okundu. Ken disi, tevkifanenin hastane kısmında 8 sayılı odada yatryormuş. Evvelki gün öğleden sonra, bir aralık tevkifane arka daşı olan ve katilden 12 seneye mah kum Kuruçaylı Bekir, bunun odasına giriyor. Çok yakın arkadaşı Ömere aid eroinin saklı bulunduğu yerden meydana çıkarılmasını ve Ömerin bu yüzden Istanbul asliye 5 inci ceza mahkemesine verilmesini, Dursun Atmacadan bilen Kuruçaylı Bekir, ona «sen ihbar ettin de oldu bu iş» diye çıkışıyor. Derken bir boğuşmadır başhyor ve bu sırada, «tevkifanede her nasılsa eline geçirdiği mangal ayağını bıçak şeklinc getirmiş olan» Dursun Atmaca, bu bıçağı Kuruçaylı Bekire kıyasrya saplıyor. 13 yerinden yaralı, tedavi edilmek üzere götürüldüğü tevkifane eczanesinde ölüyor. Tahkikata göre, Kuruçaylı Bekir, ölmeden «beni vuran, Dursun Atmaca dır» diyebilmiş. Dursun Atmacaya gelince, o da verdiği ifadede, Fakat, o, aşağı yukarı ayni ifadeyi, işte mahkemede de tekrarhyor: Evet, ifadem doğrudur. Ben yatağıma uzanmıştım. Bekir, birden içeriye girdi. Kapıyı kapadı, «bana bak, sen benim bulunduğum koğuşa ağa olamazsın. Ben bu tevkifanenin içerisinde ağa olmak istiyenin barsaklarını deşerim. Eroin meselesinde bizi 100 lira zarara soktun» diye bağırdı. O sırada caketi arasında parlıyan ucu sivri birşey, yakasına takıldı, yakası yırtıldı. Elini iç cebine sokarak üzerime atıldı. Ben, 8 1 0 ay evvel tevkifanede bulunan ve sonra beraet cderek çıkrp giden çamaşırcı Mustafadan aldığım bıçağı, o zaman danberi muhtelif yerlerde gizliyordum. O sırada da yanımdaydı. Bu bıçakla karşı koydum. Yanm saat kadar boğuştuk. Ben nefsimi müdafaa ederken, Bekir bu bıçakla dürtüldü. Kendisile eroin meselesirje kadar aramız iyidi. Bir «vazgeçtimiz» yoktu. tâbi olacağını sandık; muameleye tâbi olmadığını sonradan öğrenince, şaştık!» diyordu. Gerek gardiyan, gerek başgardiyan, ortada başka bıçak bulunduğu iddiasmı reddediyorlar, fakat mevkuf lar, buna rağmen dediklerinde ısrarla duruyorlardı. Başgardiyanla mevkuflar yüzleştiri lirken, mahkeme salonunda beklenilmedik bir hâdise oldu. Rizeli Dursun Atmaca, birdenbire yerinden hrladı, böl meden atlamağa kalkıştı; birkaç jan darma birden kollanndan, omuzlarm dan yakalryarak tekrar yerine oturttu lar. Fakat o, daha birkaç defa şiddetle kalkınarak, bu arada bağırıp çağırıyordu: Bırakın beni, ben kalkıp gidece ğim buradan! Mademki memlekette aramızda kan davası olan adamlar, burada benim aleyhime şahid diye lâkırdı söyliyebiliyorlar; muhakeme filân istemem ben! Beni gıyaben idatna mahkum edin, isterseniz! Zorla yerine oturtulan Dursun Atmaca, güçbelâ rahat dıırdurulabildi; fakat, Bekirin elinde bıçak bulunduğunu söylemekle, adeta lehine lâkırdı söyliyen lere karşı, böyle tehevvür gösterip Karekete geçmesinin manası, müphem kaldı! Şahidlerden Hasan ifade verirken, salonda gülüşmeler duyuluyordu. Çünkü bu, boyuna esrarkeşliğinden, eroinman olduğundan dem vurup, «ben dalgadayım, daima, dalgada!» diye, reis tarafından sorguyla sıkıştırıhnca, işin içerisin den sıynhp çıkmağa yelteniyordu. Aradabir de «e ne yapayım? Tevkifanede eroin fabrikası vardır, ben de bulup bulup içiyorum. Derdim başımdan aşkm, neyleyim, meded!» diye durduğu yerde sallanıyordu. Sahidlikler sırasında, vak'adan 2 gün once, Tevkifane kontrolörü Hasanın Kuuçaylı Bekire «seni Dursun Atmaca ele ferdi, onunla başa çıkamazsan, bu eroin isjni yapamazsın buradai» dediği iddiası da ortaya atıldı. Neticede, Müddeiumumî Feridun Baananın isteği üzerine, Dursun Atmacanın Temyizin tasdikile kat'ileşen 20 senelik mahkumiyet ilâmı suretinin mahkeme başkâtibliğinden müzekkere ile getirtil mesine, başkaca bazı istilâmlar yapılmasına, kontrolör Hasanla tevkifanede yaralryı muayene eden doktor Jak Barbutun şahid olarak çağmlmalarma karar veren Refik, Sadeddin ve Serefle kurul Bekirde bıçak yokmuş} muş mahkeme heyeti, muhakemenin de Vardı. Caketinin cebine el atıp vamım, önümüzdeki cumartesi günü s.açekiyordu. bahma bıraktı. Bu siîada saat 18 buçuk E nerede? Araştırmada başka bı tu; dünkü muhakeme 16 da başladığına çak bulunmamış? göre tam 2 buçuk saat sürmüştü. ~* Vardı, ama yeni başgardiyan Osman sakladı onun bıçağını.... Şahidlerim vardır bu husırsta! Neden saklasın? Hemşerilik gayreti! (Baştaraft 1 inci sahifede) Ceza kanununun 448 inci maddesine İngiltere Hariciye Nezaretinin Japon tigöre tehevvürle öldürmekten muhake caretine karşı Amerika ile müştereken mesi başlıyan Dursun Atmacaya, reis mukabele bilmisil tedbirleri almak ta Refik, kama biçiminde, sivri uçlu, uzunavvurunda bulunduğu beyan edilmek ca ve yarıya kadar kanla kıpkırmızı bir tedir. bıçak gösterdi: Japonya Amerikaya karşı Senin bıçağın bu mu? harbedemez... Evet, benimki odur! Vaşington 3 (a.a.) Âyan meclisi Tevkifane hastanesindeki 8 numaralı Hariciye encümeni reisi Pittman, beyaodanın vak'adan sonraki vaziyetine dair natta bulunarak demiştir ki: zabıtta, şunlar tespit olunmuştu: Demir « Japonya, Çinde açıkkapı siyasekaryola, tahta masa, şurada bir yemek ti takib edilmesine dair tevdi edilen no tabağı genişliğinde kan toplantısı, daha taya muvafık bir cevab vermediği takdirötede bol miktarda kan, 8 den başka 7 de Amerikanın Tokyo'ya karşı mukabeve 6 numaralı odaların dış duvarlarında le bilmisil tedbirleri alması ve bilhassa el şeklinde kan lekeleri Kanı dökü Japon mallarına ambargo koyması lâ len Bekir, sendeliye sendeliye odadan zımdır. Ambargo, gümrük tarifeleri kaçıkarken duvarlara yaslanmış; bu el iznunu mucibince Reisicumhur tarafmdan leri, onun el izleriymiş verilecek bir emirle konabilir. Ve mebÖldürülen Kuruçaylı Bekirin koyu usan meclisinin Japonyaya ihracatı menerenkte caketi, bir kâğıda sarılı, kenarda duruyordu. Bumburuşuk, kana bulan den bir kararile ikmal edilebilir. Japonya da Amerikaya karşı muka mış, kan kokan bu caket, hâkimler ve belebilmisil tedbirleri alabilir ve meselâ Müddeiumumî tarafmdan gözden geçirildi. Sağ yaka ucunda bir kesik seçili bizimle diplomatik münasebetlerini kese" bilir. Fakat, bize hiçbir zaman harb iiân yordu. edemez. Çünkü biz, Japonyanın bize BüSahidlerin çoğu mevkuflardan.... Bunyük Okyanusun öbür tarafmdan taarruz lardan bazıları öldürmekten mevkuf.,.. Bazıları da ihtilâs, yankesicilik gibi suç edemiyeceğini pekâlâ biliyoruz.» Pittman, kendi hesabına beyanatta lardan Bir gardiyanla başgardiyan bulunduğunu soylemekte ise de iyi habe da şahid olarak dinlenilenlerden.. Mev kuf Hasan, İhsan, Rifat, gardiyan Sab alan mahfiller, Hariciye Nezareti Tok ri, mevkuf Çeşmemeydanlı Hüseyin yodan muvafık bir cevab olmadığı tak ' mevkuf Şevket, başgardiyan Osman. Bu dirde Japonyaya karşı gittikçe enerjik bir sıraya tâbi olmak üzere tam 7 şahid din tarzı hareket ittihaz edıleceğini beyan etlenildi ve bu arada ifadeleri arasındak mektedirler. Pittman beyanatma, meb'usan mec birbirine zıd bir cihetin halli maksadüe mevkuflardan Hasan, İhsan, Rifat, önce lisinin açılması arifesinde tesadüf ettiği 1 1 gardiyan Sabri, sonra da başgardiyan için hususî bir ehemmiyet atfed' " • 'te " dir. Osmanla yüzleştirildi. Japon kabinesi azaları arasında ihtilâf çıktı apurunun batması ve diğer vapruların karaya vurmasile neücelenin facia 10 • 5 dakikanın içinde olmujtur. O kadar i, vapurlann bir kısmı demir kesmeğe ile imkân bulamamışlar, demir tanyaak sahile düşmüşlerdir. Gelen telgrafkrdan birinde şu cümeler vardır: «Miüef mürettehatı direklerin çarmıharına sardmış imdad istiyor. Cemi kalaklanmak üzere...» Şu cümle hâdisenin ne feci şartlar altmda cereyan ettiğini göstermektedir. Bu vaziyette, ağlebi ihtimal Millet kapaklanmış veya ortadan bölümüş, bütün mürettebatı bir anda garkolmuştur. Kurtulduğu söylenen iki kişinin de kimler olduğu malum değildir. İFacianın Mebebleri Alâkadarlar arasında facianm sebeberi şöyle sıralanmaktadır: 1. Deniz tkaret filomuz, maalesef, ski gemilerden mürekkebdir. «Millet» de bunlardan biridir ki, yaşı yanm asrı eçmiştir. 2. Koca Karadenizde, sığınabilecek Sinobdan başka o da kısmen bir tek iman yoktur. 3. Kömür tahmil ve tahliye işindeki bataet yüzünden vapurlar uzun müddet nöbet beklemeğe mecbur kalmaktadır l»r. Nitekim bu ay içinde havalarm fırbnalı gitmesi yüzünden ancak sekiz gün komür alınabilmiş ve bu yüzden bu kadar vapur limanda bulunmuştur. 4. Ereğli limanındaki batmış gemilerin enkazuım çokluğu re bunlann bir ürlü temizlenmemiş olması. « Af iZZef» te kimler vardı? Dün yaphğnnrz tahkikata göre, Millet vapuruodaki mürettebat kadrosu ş,udur: Süvari Osman oglu Besim Özberk, 1298 doğumlu. Ortaköyde Karakaş soağmda 4 numarada mukim. Bir çocuğu vardır. îkinci süvari Ali oğlu Tahir Kediz. 298 doğumlu. Üsküdarda mukim Başçarkçı 1298 doğumlu Şaban oğlu Mehmed Eren. Alemdar caddesinde mukim. Bir çocuğu vardır. Emekli kıdemli deniz yüzbaşısıdır. Ikinciçarkçı Murad Ercan. 1298 doğumlu. Sultanahmedde mukim. Beş çocuklu bir ailenin babası ve emekli yüzbaşıdır. Güverte lostromosu Maksud oğlu Ahmed Aydm, 1324 doğumlu. Makine lostromosu Bahaeddin Gök çen, 1316 doğumlu. Tayfa: Retfik oglu 1327 doğumlu Ali Başkaya, 1316 doğumlu Mustafa oğlu Ahmed Ürer, Mustafa oğlu 1302 doğumlu Mehmed Ali Erterzi, 1327 doğumlu Refik oğlu Osman Başkaya, 1304 doğumlu llyas oğlu Ali Gel, ateşçilerden 1316 doğumlu Derviş oğlu Dursun Camkıran, 1305 doğumlu Ilvas oğlu Hasan Geveze, Abdullak oğlu 1319 doğumlu Sabrı Sangile, 1331 doğumlu Ali oğlu îzzet Mehmed, 1316 doğumlu Mehmed oğlu Rıza Yılmaz«çelik, kömürcü 1334 doğumlu Ali oğlu Dursun Baytar, Kamarot 1336 doğumlu Mustafa oğlu Hüseyin Ermeıgan. ket eden T a n vapurunun programına Ereğlîyi de ılâve ederek tahlisiye müte hass»lannı ve müfettişlerini Ereğliye gön dermiştir. Ayni vapurla armatörler de Ereğliye gitmişlerdir. Kış bilhassa odun ve kömür meselesini yeniden tazelemiştİT. Civardan getirilen odun arabaları, şehir kenarında 3 kısma tefrik olunmakta ve her kısım ayn ayn birer araba haline konularak 34 liraya satılmaktadır. Bu şekilde, bir Aileleri ne diyorlar? araba odun 8 1 0 liraya verilmiş olmakDün bir muharririmiz, Millet vaputadır. unda bulunan ve akıbetlerinden haber aKörfezde işliyen nakil vasıtaları, muınamıyan denizcilsrin ailelerile görüş tad olan seferlerini yapamamışlardır, müştür. Muharrimizin ilk görüştüğü Serdümen Ahmedin Kasımpaşada oturan refikası Emine, gözyaşlan içinde şunlan söylemiştir: « iki çocuğumla perişan oldum. Her tarafa baş vunryor, hiçbir haber alamryorum. Acaba Ahmedi büsbütün [aybetrik mi? Allah nzası için söyleyin, siz birşey biliyor musunuz? Zaten Ahmed, bu uğursuz sefere giderken içi sıkılıyordu. Ona bu âkıbet malum olmuşu.» Türklye Radyodifüzyon Postaları DALGA ÜZUNLUGU 1639 m, 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. T. A. P. 31,70 m, 9465 Kca. 20 Kw. 12,30 müzik (bir konserto Pl) 13 saat, ajans haberleri ve Meteor Ankara 13,10 Türk müziği (halk türküleri Pl) 13,45 müzik, hafif parçalar 18,30 Türlc müziği (şarkılar ve saz eserleri) 19 konuşma 19,15 saat, ajaas, meteoroloji ve ziraat borMemlekette fırtınamn tahribatı sası haberleri 19,30 Türk müziği (hıcaz ash) 20.30 konuşma (mizah saati) Ankara 2 (a.a.) Fırtına, Marma müzik: (küçük orkestra) 21,20 saat,20,45 e«ra ve Ege denizlerinde, bilhassa Karade ham, taiıvilât, kambiyo nukud borsası nizin daha ziyade garb kıyılarmda şid (fiat) 21,30 temsil Verber Yazan detle devam etmekte bulunmuştur. Ya (Goethe) 22,30 müzik (bir senfoninin takdimi) 23,20 muzik (eğlenceli plâklar)ğışların başlamasile birlikte artmış olan 23.45 son ajans haberleri ve yarınki prog Ateşçi Hasan Gevezenm Arabcami". :ıkmazmda 14 numarada oturan herrr iresi Rakibe saçlannı yolmakta: « Of, aman kardeşim. Gittiler mi izim uşaklar!» diye feryad etmektedir. ikinciçarkçı Murad Ercanm oğlu şt erci Saim Ercan da diyor ki: Boladaki tahribat « Hâdiseyi sabahleyin öğrendim. Bolu 2 (a.a.) îki gündenberi faBütün tesellimiz, kurtulanlar arasında sılalarla yağan yağmur gece şiddetini abamrzın da bulunmuş olması Sıtimaartırmış ve geceyarısmdan sonra kara dir.» çevirmiştir. Fırtına ile gecedenberi deArmatörler ne diyorlar? vam etmekte olan kar, sabahleyin sehir Millet vapurunun sahibi Barzilây fade 35 santimetreyi bulmuştur. Postı iadan çok müteessir olduğunu söyliyemünakalâtı durmuştur. Belediye yakademiştir kî: cak için tedbir almakta, Nafıa yollan Hepsi çok krymetli, kahraman açmaktadır. Fırtına bazı telgraf ve teleocuklardı. Onların böyle bir faciaya fon hatlannı bozmuştur. Bunlar yapıl • lcurban gidişi, beni vapurumdan ziyade maktadır. Şiddetli fırtına ve kar devam müteessir ediyor. Boğulanlann bu kadar ediyor. çok olmadığıra tahmin ederek teselli buBulgaristanda bir tren 24 saat uyorum. Gemide 20 kişi vardı. Eğer karlar altında kaldı ikisi kurtulmuşsa 18 kişinin boğulduğu Sofya (Hususî) Bütün Bulgarisanlaşılır. Fakaf bunun böyle olup olmatanda şiddetli kış hüküm sürmektedir. dığını da bilmiyoruz.» Burgazla Sofya arasmda trenler işliyeKalkavan zadelerden Ibrahim kaptan memektedir. Burgazdan gelen bir yolcu da şunlan söylemiştir: treni, Aydos kasabasına yakın Cermovo Nâzım, Vatan ve Meteden madurağında karlara saplan'p kalmıştır. 24 lumat aldık. Vaziyetleri iyi imiş. Nâsaat kar altmda kalan yüzlerce yolcu zımla Vatan denize açılmıştır. Mete ucok tehlikeli dakikalar yaşamış ve E?ki zun kumda oturmuş,. Kurtarılacağını üZagre'den gönderilen imdad trenleri samid ediyoruz. Yalnız Vatanda bir ağır yesinde donmaktan kurtanlmışlardır. yaralı varmrç.» fırtına orta Anadolunun garb kısımlann am. da bilhassa Bolu, Bilecik havalisinde Operalar ve operetler mevsumun oldukça sayılacak derecede 20,35 Budapeşte: Der Freischütz. 22,05 Bruksel I I : Bir operet temsili. kuvvetiice kar yağışlan yapmak suretile 22,05 Roma: Gece dolaşan serseri katesirini Ankara havzasına kadar genişletdın. miştir. Kar fırtmasınm Boluda yaptığı 22,35 Lille: Bir opera temsili. 22,35 Toulouse: Bir opera temsili. kar irtifaı 35, Bilecikte 15, Geyvede 7, Eskişehirde 6 santimetredir. Kann Ulu Büyük konserier ktşla, Niğde, AİMaray, Ankara, Çubuk 20,05 Londra (Regional): Kon^er. 20,40 Viyana: Konser. gibi 3 santimetreyi bulduğu merkezler 21,15 Königsberg: Akşam musikisl. de mevcuddur. Bu meyanda Bursa U21,20 Frankfurt: Orkestra konseri. ludağ meteoroloji istasyonunun bulundu21,45 Berlin: Senlonik konser. 21,55 Münih: Liszt'in bir senfonisl. ğu noktada kar irtifaı 90 santimetredir. 22,35 Strassburg: Konser. 1,05 Stuttgart: Gece musikisi. Oda muaikileri 18,05 19,2ö 21.20 23,20 Berlin: Brahms'ın eserleri. Laypzlg: Seçme havalar. Mılâno: Muhtelif parçalar. Kolonya: Eski musiki aletlerile fconser. 23,20 Milâno: Kuvartet konseri. 23,35 Doyçlandzender: Mozart'ın eserleri 23,35 Saarbrücken: Gece musikisi. Kolonya: Piyano konseri. Boma: Piyano konseri. Münih: Eski Italyan musikisi. Doyçlandzainder: Viyolonsel konseri. 20,05 Saarbrücken: Şarkılar. 21,15 Münih: Piyano konseri. 22,05 Paris (P. T. T.): Viyolonsel konseri. 18,15 18,20 19,25 19^5 Sotistlerin konserleri Daladye Tunusa vardı (Baştarafı 1 inci sahifede) hoşamedî ettikten sonra demiştir ki: « Tunus, Fransaya ebediyen min nettardır. Tunuslular, Fransaya karşı sonsuz minnettarhklannı ve bağlılıklarını her fırsatta ispata hazırdırlar.» Tahlisiyenin kabahati var mı? Alâkadar armatörler, Millet vapuru kurbanlarınm kurtarılamamasmda tahlr iyenin de kabahati olduğunu ileri sür • mektedirler. Çünkü Milletin battığı sa hilde tahlisiye teşkilâtı vardır. Son gelen haberlerde, Millet devrilinciye kadar mürettebatın direklere tırmanarak istimdad ettiği ve bu istimdad esnasmda bir k»mr nın soğuk ve kardan halsiz kalarak denize düştükleri anlaşılmıştır. Bu müddet zarfında tahlisiyenin bir hareket yapıp yapmadığı malum değildir. Adliye Vekili istifa etti (Baştarafı 1 inci sahifede) Daladye'nin mukabelesi encümenlerinin kanun ve teklif lâyihalannı tetkik tarzına dair Tokad meb'usu Galib Pekel tarafmdan verilmiş olan takrir müzakereye konuldu. Mevzu üzerinde birkaç hatib söz aldıktan sonra gelecek içtimada müzakereye devam edilmek ü" zere celseye nihayet verildi. Adliye Vekili istifa etti Başvekil Daladye, Beye teşekkür ederek şunlan söylemiştir: « Tunusla Fransa, muahedelerle çözülmez surette birbirine bağlı bulun maktadırlar. Bu bağlar hergün bir kat daha takviye edilmektedir. Fransa, T u nusun terakki ve inkişafına yardıma ve Tunusu müdafaaya daima hazırdır. Fransa, uhdesine düşen tarihî vazifeyi ifa edecektir.» Telsiz muhaberatı Sart nehir taştı Birbirine zıd cihet, hayli mühimdi imdad gönderiliyor Şanghay 3 (a.a.) Sannehrin sulaMevkuflardan isimlerine işaret olunan Dün Denizbank, Türk Gemi Kurtar lar, öldürülen Bekirde de bıçak bulun rı sedleri yıkarak 3000 mil murabbaında ma şirketinin Hora tahlisiye gemisile geduğunu, Bekirin bıçağını başgardiyanm bir sahayı istilâ etmiştir. Tuğyan 9000 alıp götürdügünü ısrarla söylüyor, son mil murabbaında bir sahayı istilâ etmek mi kurtarma mütehassısını Ereğliye gön* dermis, diğer taraftan Karadenize harefr'™\ «hatta biz bu bıçağm muamelsy< Dün Ereğli ve diğer limanlarla tel graf ve telefon muhaberatı yapılamadığı gibi telsiz muhaberatı da temin edilememiştir. Fakat, Ankara ile telsizle muhabere temin edilir edilmez ilk gelen telsiz, Ankarada duyulan hâdise hak kında sür'atle malumat verilmesini isti yen lktısad Vekâletinin telsizi olmuştur Bu telsiz geldiği sırada Ereğliden hiçbir malumat alınmış değildi. Öğleye doğru Kalkavanların Nâzım şilepi şu telsizi vermşitir: «Açık denizde hava sakinleşiyor. Li mana dönüyorum.» Biraz sonra Barzilây ve Kalkavanlann ortak olduğu Vatan vapurundan da şu telsiz almmıştır: «Hava sakinleşiyor. Limana inmeğe çalışıyorum. Ağır bir yaralımız rardır.» Öğleden sonra Nâzımdan gelen ikin ci bir telsizde Amasra limanına yakla şıldığı bildiriliyordu. Kalkavanların Mete vapuru da otur muş olduğu yerde vaziyetinin müsaid olduğunu telsizle bildirmiştir. Mete uzun kum üzeriniedir. Akşam üzeri saat 15,30 da Bakır şi lepi de şu telsizi vermiştir: «Anadolu, Galata, Şadan, İkbal, Me te, Samsun, Zonguldak, Tan, Nomikaı karada, Millet battı.» Akşam üzeri, Kaplan şilepinin de o turmuş oîduğu öğrenilmiştir. Bu vapurlann tonaj yekunu 22.5OC tondur. Ankara 3 (a.a.) Adliye Vekil Seyhan meb'usu Hilmi Uran, Büyük Hava vaziyeti Millet Meclisi Parti Grupu reis vekilliğiEvvelki günkü kardan sonra, dün lo ne intihab edildiğinden Adliye Vekilli ğinden istifa etmiş ve yerine Büyük Mildos esmeğe başlamıştır. Yeşilköy meteoroloji istasyonu dün let Meclisi reis vekillerinden Konya meb kü hava vaziyeti hakkında şu raporu ver usu Tevfik Fikret Sılayın tayini yüksek miştir: tasdika iktiran etmiştir. Yurdun doğu ve Karadenizin şark ta Riyaseticumhur Umumî Kâtibliğ raflarında hava kapalı ve mevziî yağışh, Ankara 3 (a.a.) Riyaseticumhu diğer bölgelerinde bulutlu geçmiştir. Rüz umumî kâtibliğine Başvekâlet müsteşarı gâr orta Anacolunun şark taraflarile do Kemal Gedelecin tayini yüksek tasdika ğuda garbî, diğer yerlerde cenubî istika iktiran etmiştir. Kemal Gedelec, bugün metten, Karadenizde şimalden bulutlu vazifesine başlamıştır. larak esmiştir. İstanbulda hava açık Başvekâlet müsteşarlığı geçmiş, rüzgâr cenubdan 3 ilâ 5 metre Ankara 3 (a.a.) İnhilâl eden hızla esmiştir. Saat 14 te hava tazyikı 765 onda sr Başvekâlet müsteşarlığına müsteşar mu fır idi. Sühunet en yüksek güneşte 35,ö, avini Haydar Günver vekâleten tayin e" ^^^^^^ gölgede 7,9 ve en düşük sıfınn altında dilmiştir. 2,4 santigrad kaydedilmiştir. Fransa aleyhine bri nümayia Resmi kabulden sonra, Tunus Beyi Başvekil Daladye'y e Tunusun en büyük nişanını tevdi eylemiş, Başvekilin maiyetindeki zevatı da «nişanı iftihar» la taltif etmiştir. Telgraf ve telefon muhaberatı Dün akşam geç vakte kadar memleket dahilinde telefon ve telgraf muhaberesi temin edilememişti. Avrupa ilf telefon muhaberesi arasıra Sofya vasıtasile temin edilebilmiş, fakat kısa bir müddet zarfında bu muhabere de inkı taa uğramıştır Telgraf muhaberesi bazı dolaşık hatlarîa Ankara ile temin edil • mekte. fakat fırtmadan ikide bir bozulmaktadır. Yeşilköyde bulunan balyalar Dün sabah saat 10 raddelerinde Flor ya açıklarında birçok saman balyalan görülmüş, zaten sahile doğru ilerîemekte olan balyalar, Yeşilköy muhafaza \c polis memurları tarafmdan muhafaz^ altına alınmıştır. Bunlann, son fırtmada Marmarada batan bir tekneden denize doküldüğü zannedilmektedir. tzmitte îzmit 2 (Hususî) Dün akşam • danberi başlıyan kar, olanca şiddetile devam etmektedir. Daha düne kadar yaz havası hüküm sürerken, şimdi kar, fırtına ile karışık ve çok şiddetli bir sağanak halinde yağmaktadır. Etraftan aIman malumata göre, vilâyetin hemen her tarafında kiş şiddetlidir. Köylerle şehirler arasında münakale güçlükle temin edilmektedir. Başvekil Daladye, resmi kabulden sonra büyük bir alayın başuıda olarak Tu nus şehrine girmiştir. Yüz bini mütecaviz halk kütlesi Başvekili misli görülme miş tezahüratla alkışlamıştır. Bu esnada bazı Arab milliyetperverleri Fransa aleyhine ve Tunus milliyetperver partisi lehine nümayişlerde bulunmuşlardır. Polis derhal, nümayişçileri tevkif etmiştir. Daladye, şehrin büyük caddelerinden geçerek, meçhul asker abidesini ziyaret etmiş ve oradan Umumî Valinin sarayma gitmiştir. Yerli kadınlar Başvekile buketler he diye etmişlerdir. Başvekilin otomobili halk arasından zorlukla ilerlemekte idi. Tunus gazeteleri, Başvekile beyanı hoşamedî eckrek, hararetli neşriyatta bu(Baştoran 1 inci sahifede) çalışacaklardır. Teknik müşavirlik ko iunmaktadırlar. Suriyede karısıklıklar lunda bu mıntakadaki ziraat mektebleri, Londra 4 (Hususî) Suriyeden geltecrübe istasyonları, haralar, aygır de poları, tohum ıslah istasyonlarile icab et mekte olan haberler Fransayı harekete tikçe açılacak yeni istasyonlar çalışacak getirecek derecede heyecanlıdır. Başvelardır. Yayım memurları züra ile tema kil Cemil Mardam Beyin nutkundan sonsa geçerek onları yeni usullerle zeriyata ra Suriyede karısıklıklar çıkmasına ihti sevkederken teknik kolunun vesaitinden mal verilebilir. Pariste hiçbir anlaşma ya" pamadan memleketine dönen Suriye istifade edecektir. Bunların arasında üçüncü bir teşekkül Başvekilinin dönüşünden sonra Suriye olarak Akbank bulunacaktır. Akbank a gazeteleri Fransaya şiddetle hücuma başdahilinde çacağı depolarda lüzumu kadar ziraî lamışlardır. Bütün Suriye malzeme bulunduracağı gibi kövlüye Fransaya karşı düşmanca nümayişler yamaddî ve manevî yardım suretile ve borc pılmaktadır. Nümayişlerde söz söyliyen" landırma şeklile icab eden vesaiti tedarik !er Fransız mandasmın kaldınlmasım, istiklâl ilânmı istemektedir. Suriyeliler iki edecektir. Bu mmtakanın kalkınma plânmın ta kısma ayrılmıştır. Bunlardan Cemil Marhakkuku için 4,5 milyon liralık bir ser dam taraftarları şimdiye kadar, bir an " mayeye ihtiyac varsa da bunun bir kısmı laşmaya varılacağını iddia edenlerdir. mühimmi istasyonlar, depolar ve saire su Diğerleri, derhal istiklâl iiân edilmesini retile mevcud olduğundan ilk hamlede istiyenlerdir. Suriye gazeteleri Hatayın bir buçuk milyon lira ile işe başlanabile müstakil bir idareye kavuşmasından dolayı da Fransaya hücum etmektedir. Francektir. sa hükumeti Suriyelilerin tahrikâtına şidBundan başka kalkınma plânmın tatbikinde tdarei Hususiye varidatlarınm detle mukabeleye karar vermiştir. Bu yüzde yirmi beşile köy bütçelerinin yüz maksadla askerle dolu iki vapur Marsil vadan Beyruta hareket etmiştir. de yetmişi bu işe tahsis edilecektir. Ziraat kongresinde verilen kararlar

Bu sayıdan diğer sayfalar: