18 Şubat 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

18 Şubat 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Şubat 1939 CUMHURİYET ILÜBNAN MEKTUBLARI. Fransız siyaseti tabiî seyrinde inkişaf ediyor Son hâdiseler üzerine, bugünlerde bütün Suriye ve Lübnan'ın gözleri harice dikilmiş bir haldedir Beyrut, 14 şubat Suriye ve Lübnan işleri, tam manasile karışık olan vaziyetlerini muhafaza ediyorlar. Suriyeyi parçalamaktan ibaret olan yeni Fransjz siyaseti, tabiî seyrini takîben inkişaf halindedir. Bu bakımdan size bildirmeğe lâyık yeni ve mühim hâdiseler yoktur. Buna mukabil, Suriyenin Şamla ihtilâf v« mücadele halinde bulunan üç mühim parçasınm her gün biraz daha metropolden uzaklaştırılmasmı temin eden irili ufaklı hâdiseler birbirini kovalar bir haldedir. Şam hükumeti, bir takım siyasî idarei maslahat tedbirlerile varlığını müdafaaya ve Fransaya karşı istiklâlini temine çalışıyorsa da bunlardan hiç bir netice çıkabileceğine inanmak mümkün değildir. Fakat, bugünlerde bütün Suriyenin ve Lübnanın gözleri harice dikilmiş bir haldedir. Her gün, memleket efkân Londra'dan, Paris'ten, Roma'dan çıkan haberleri alâka ile takib ediyor. Halkı pek ziyade alâkalandıran bu haberleri iki kategoriye ayırmak lâzımdır: 1. Londra'dan gelen ve orada müzakere halinde bulunan Arab konferansuun vasıl olacağı neticeler, 2. Arab konferansile alâkadar olmaksızm, umumî Aıvrupa variyetinin inkişafına aid haberler. Bunlardan birincisi, burada ötedenberi deveran edip duran bir takım şayialarla alâkadardır. Bu şayialara göre Filistin hakkında Londra konferansında verilecek kararlano Suriye mukadderatı üzerinde de tesir yapması icab ediyordu. Suriyenin Filistinle birleştirilmesi hakkmdaki tasavvurlan ifade eyliyen bu şayialar son günlerde tekrar etrafta serbestçe cereyana başladı. Henüz bu hususta hiç birşey söylenemez. Meydanda, Londra konferansının ne gibi neticelere varacağmı gösterir hiç bir alâmet yoktur. Fakat, buna rağmen, sade burada ve Şamda değil, Kahirede ve bütün Avrupa merkezlerinde bir takım ciddî jayialar devam edip gitmektedir. Ikinci nevi haberlere gelince, bunl?r Suriyeyi ve bilhassa Lübnanı derinden derine heyecana getirmektedir. îtalyanm Fransaya karşı tuttuğu siyaset, bütün Avrupada hüküm süren fena siyaset havası dönüp dolaşıp Suriyeyi ve bilhassa Lübnam müteessir edecektir. Avrupada bir harb çıkacak olursa Fransanın Suriye ve Lübnanı muhafaza edebilmek kudretmin düşecegini bilen Suriyelilerin bazılan türlü türlü emellere düşüyorlar, bazılan da korkuyorlar. Lübnanılara gelince, bunların bilhassa Fransaya tapan kısımlan tiril tiril btremektedirler. Bugünlerde bu meselelere aid haberîer o kadar alâka ve heyecanla takib ediliyor ki tarif edemem. Her gün gazetelerin telgraf ajansları ve radyolardan ahp neşrettikleri haberleri herkesin dikkatle okuduğu ve sonra da bu haberler üzerinde bitip tükenmek bilmiyen münakaşalara giriştiği görülüyor. * * * Bütün bu işlerin arasında Türkiyenin de adı sık sık zikredilmekte oldıığunu ehemmiyetle kaydetmeliyim. Eğer, Londra konferansı Filistinle Suriye arasında bir konfederasyona karar verirse, Bu karann içinde Türkiyeyi de alâkadar eden noktalar bulunacağma burada kat'î kanaat besliyenler vardır. Bu takdirde şimalî Suriyede bütün hududu alâkadar eden bir hudud tashihi yapılacağmı söyliyenler çok olduğu gibi bu arada bu esas üzerinde şimdiden Ankara, Paris ve Londra arasında konuşma'ar cereyan ettiğini ilâve edenler de az değildir. Bu iddialann ne dereceye kadar doğru olduğunu bilmek kabil değildir. Fakat, bu sözler siyaset mehafilinde ehemmiyetle dolaşmakta ve arada gazete sütunlarına kadar da gitmektedir. Diğer taraftan, Fransa ile ltalya arasında bir muharebe çıkacak olursa Türkiyenin şimalî Suriye meselesini bütün ehemmiyetile meydana çıkaracağı fikri burada umumidir. Türkiyeye muhaîif propaganda yapmakla uğraşanlar, bu araya Almanyanın ve ltalyanın da isimlerini kanştınyorlarsa da aklıbaşında olan Arab münevverleri, Türkiyeden Suriyenin istiklâline karşı hiç bir fenalık gelmiyeceğine kani bulunmaktadırlar. Bunlara göre, olsa olsa Türkiye, hududumm ıslahını istiyecektir ki bu da bu nevi Suriyelilerce gayet tabiî olarak görülmektedir. Son günlerde Suriye gazetelerinde bazı havadisler çıktı. Bu havadislere göre, icabında Haleb üzerine yürümeğe hazv bulunmak üzere, Türkiye, bir tak.m askerî tahşidat yapmaktadır. Bu tahşidat hakkında Halebden Arab ajansının alıp etrafa yapdığı haberler, Gazianteb civanna bir takım kuvvetlerin getirilip orada toplandığım dairdir. Gene bu haberlere göre, Diyarbakırdan gelen bir takım askerî kuvvetler, Gaziantebde de durmıyarak, meçhul bir istikamete doğru sevkedilmiflerdir. BuTada çıkan bu haberler, Mısırda akisler yaptı, oradan Italyan matbuatına geçti ve ayni zamanda Ingiliz gazetelerine de ulaştı. Gerek burada, gerek Mısır ve gerek Avrupa matbuatında bu haberleri kaydedenler, Türkiyenin, icab ettiği zaman, derhal Haleb üzerine yürümege hazır olan miihim bir kuvvet tahfid etmekte olduğunu ileri sürüyorlar. Fakat, bütun bunlann, kâmilen faraziye ve taihmin olduğu aşikârdır. Şunu da kaydedeyim: Bütün bu şayialar ve taıhminler arasında Haleb ismi de çok geçiyor. Londra konferansı Suriye ile Filistinin birleştirilmelerine karar verecek olursa Türkiyenin, Hatay hududlannın genişletilmesi ve Halebin de bu hudud içine sokulması esasına istinad eden bir takım metalibde bulunacağı söyleniliyor. Diğer bir rivayete göre de Türkiye, cenub demiryollanm emniyet altma alacak bir hudud tashihi istemektedir ve Suriye mukadderatında her hangi bir değişme vukua getirecek her hangi bir hâdiseye karşı Ankara hükumeti lâkayd kalmıyacak ve bu tarzda metalibde bulunacaktır. Bu metalibin, Hatay hududlarını genişletmek ve içine Halebi de alan bir devlet vücude getirmek tarzında olacağmı söyliyenler bulunduğu gibi, yapılacak bir hudud tashuıile bir kısım aîaziyi doğrudan doğruya Türkiyeye ilhak tarzında bir taleb ileri sürüleceğini iddia edenler de vardır. Işte, şimdi bütün buradaki siyaset dedikodulannı hulâsa ettim. Bunlar ne dereceye kadar doğrudur, bilmem. Fakat. hiç bir mesele olmıyan bir yerde bu kadar çok duman cıkması ihtimali olmıyacağmı da zannederim. tktısadî hareketler Gene et derdi... Evet, gene et derdi... Bu kadar büyük bir derdin halli de kolay olmaz diyenler bulunacak amma, bu derece uzun sürmesi de pek hoşa gidecek şey olmasa gerek. îşin halledilip edilmemesi belki o kadar mühimsenecek bir şey değil; eğer neticede daima halk zararlı çıkmasa. Bundan bir sene evveline gelinceye kadar et satışı tamamen serbest idi. Yani nark yoktuî halk zarar görüyordu. Geçen mart başmdanberi nark vardır ve türlü türlü şekil tecrübe edilmiştir; halk gene zarar etmektedir. Iktısad Vekili Hüsnü Çakır, bu büyük derd ile bizzat meşgul olmağa başladı. Bunun için Ankaraya davet ettiği kasablar ve celeblerin mümessillerini bizzat dinledi. Şimdi de iş ile birinci derecede alâkadar olan Belediyenin mütaleası sorulmuş bulunuyor. Tüccar ve celeb komisyoncuların bu husustaki dileklerini şöyle hulâsa etmek abildir: Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumunun bugün yaptığı müdahaleden sarfmazar ederek ortadan çekilmesi ve kasablık hayvan ticaretinden serbest kalmaKasablar da şöyle diyorlar: «Eğer perakende et satışından nark kaikarsa serbest satışlar halk için daha faydalı olacaktır.» Hükumetin bütün hüsnüniyetile, Istanbulun et meselesini halletmek. Bir taraftan halkin ucuz et yiyebilmesini temin ederken diğer taraftan gerek tüccar, gerek celeb, gerekse kasabların yaptıkları bu işten makul kârlar temin etmesi hususunda gösterdiği arzuya mukabil maalesef et işile bütün alâkadar olanlar derece derece suiniyetle mukabele etmişlerdir. Bunun en bariz misali 1938 ikincikânununda Ankarada yapılan topflantıda verilmiş olan bütün sözlere rağmen marttan itibaren bugüne kadar çıkarılan ve birbirini takib eden müşkülâttır. Sarih olarak, narktan Istanbul halkı içbir fayda görmemiş, denilebiHr. Çünkü, nark daima bir kavli mücerredden ibaret kalmış, kasablar herzamanki gibi, eti stedikleri fiattan sattıktan başka şimdiye Ladar îstanbullulara malum olmıyan türlü türlü hileleri de bu zaman zarfında icad etmişlerdir. Et işine Belediyenin koyduğu sermaye ile kurulan Et Lin'itgd Şirketinden burada zikrine lüzum görmediğimiz sebeblerle esasen iyi bir netice beklenemezdi. Fakat, Devlet Ziraat işletmeleri Kurumunun idaresinde de, et, halka pahahya satılmış ve bu şekilde, devlet sermayesi, tstanbul kasablarmı zengin etmeğe yaramıştır. Işte, et meselesinin bir senedir devam eden yeni safhasının verdiği filî netice budur. F. G. lan. IÜSTİ FIÜSTİN MESELELERİ DUYDUNUZMU Hayat otu Çinlilerin fu ti tieng denilen hayat otundan, son günlerde, İngilte reye külliyetli mik tarda gönderilmiş. Orada, ilim adam ları, bu otun hassalarıra tetkik ediyor larmış. Hayat otu da nedir? diyeceksiniz. Hayat otu, Çinde, Serenidbde ve Hin distanda, radyo aktif topraklarda ye tişen bir nevi nebattır ki, yiyenin ömrünü uzatır, diye rivayet ederler. Bundan asırlarca evvel, hayat otunu yiyen fillerin, yemiyenlerden çok daha fazla yaşadığı görülmüş ve fu ti tieng'in şöhreti, o zamandan itiberen alnuş, yürümüş. Hayat otunun asü hassasmı keşfeden Şan Lu Lin ismındeki Çinli profe sörmüş. Muntazaman bu nebattan yi yen bu pröfesör, öldüğü zaman, guya 256 yaşında imiş. Eğer, hayat otu, hakikaten insana iki buçuk asır ömür veriyorsa, her Çinli nin pröfesör Şan Lu Lin gibi hayat otu meraklısı olmamasına şükredelim. San tehlike asıl o zaman tehlikeli bir hale gelirdi. Tevfik Bey Süveydinin şayanı dikkat beyanatı Sabık Irak Hariciye Nazırı «Filistin, müstakil ve hakimiyetine sahib bir devlet haline getirilmelidir» diyor Diclenin beri kıyısında, İngiliz mümessilliği binasınm biraz ilerisinde, General Maude'un atlı heykelinin karşısmda, iki katlı, güzel bir ev. Zemin katmda, ortası havuzlu, geniş bir kabul salonu. Duvarlarda, İngiltere Kral hanedanının portreleri. Şurada, burada kitablar, biblolar, san'at eserleri. Sabık Irak Hariciye Nazırı ve Irak hükumetinin Yurarlak Masa konferansı heyeti murahhasası reisi Tevfik Bey Süveydi'nin evindeyim. Tevfik Bey Süveydi, orta yaşlı, henüz gene bir adam. Bir çift parlak gözün aydınlattığı sevimli bir çehresi var. General Metaksas'ı andırıyor. Çok ince zekâlı, haricî işlerde ihtısasile tanınmış bir diplomat olan sabık Hariciye Nazırı, Cenevre'de memleketini teımil etmiş ve müteaddid defalar Avrupayı dolaşmıştır. Beni büyük bir nezaketle kabul ettikten sonra, soracağım bütün suallere cevab vermeğe hazır olduğunu söyledi. Filistin meselesinin halli hakkınddki meşhur plânın sahibisiniz, dedim. Ya1 nılmıyorsam Arab âleminin muzaheret ni kazanmış ve Londra konferansı m'izakeratına yegâne esas sayılabilecek olan bu plândan bir parça bahseder misiniz? Evvelâ, dedi, şuou söyleyim ki, bu mutedil ve objektif plânm, mevzuubahs olan her iki tarafm menafiini nazan dikkate almak gibi bir meziyeti vardır. Plân, Filistin anlaşmazlığmın halh için son iki sene zarfmda ileri sürüîen tekliflerin ve yapılan telkinlerin mahsuü, daha doğrusu bir hulâsasıdır. Bütün Arab devletleri tarafından, hatta Kudüs Başmüftisi tarafından, asgarî ve yegâne müzakere esası olarak kabul edilmiştir. Beynelmilel havayı zehirliyen bu vahim meseleye bir nihayet vermek maksadile Londra'da yakında başlıyacak olan müzakerat esnasmda, İngilterenin, buna geniş mikyasta yer vereceğine hemen hemen eminim. Susturan Tevfik Bey Süveydi Müdafaa Nezaretinin mühim iki şubesinin âmiri olan yüksek rütbeli iki zabit, eski Harbiye Nazırile tam bir ihtilâf halinde bulunduklan için bir ayaklanma hareketine sebeb oldular. Çok nüfuzlu olan bu iki zabit, motörlü fırka kumandanile, payitahtın birkaç kilometre ötesindeki kışlada bulunan üçüncü tabur kumandanmm muzaheretini temin etmişlerdi. Bu suretle mutabık kaldıktan sonra, Büyük Erkânmarbiye Reisi Hüseyin Fevziye müracaatle, isyan hareketinin başına gecmesini, aksi takdirde, efradın derhal şehri işgal edeceğini söylediler. Eski Başvekille ötedenberi çok mükemmel münasebat idame eden Erkânıiıarbiye Reii, isyanm idaresini ele almak ve El Madfahi'yi istifaya davet etmek gibi bir mecburiyet karşısında kaldı. Üst tarafmı biliyorsunuz. Şu haberi, yaramaz çocuklu ailelere ithaf ediyo nım: Çocuk vızıltısı mn nekadar müz'iç bir şey olduğunu, bittecrübe anlamış olan bir doktor, ağ« lıyan çocuğu susturmanın paresini uzun zaman aradıktan sonra, nihayet hiç ümid edilmiyen bir şekilde keşfetmiş. Ne salmcakla, ne oyuncakla, ne karşısma geçip maskaralık etmekle, ne de tehdidle yaygarasını kesmiyen eli bayraklı miniminiyi, aydınlık susturmuş. Çocuğumrz. uykunuzu kaçıracak, ya« hut lâfmızı kesecek kadar kameti azrttı mıydı. elinizi elektrik butonuna götürüp, lâmbayı birdenbire yakmanız kâfi. Odanm içinde tutuşan bu anî ışık, feryadı, yaygarayı kesmeğe birebir! Yalnız bir cihete dikkat gerek. Ay dmhk mutlaka mavi olacak. Başka hiç bir renk favda vermiyor. Gökyüzünün maviliğini, bulutsuz, pınl pırıl bir semanın gönüllere nasü ferah verdiğini düşününce. ağlıyan çocuğun da mavi ışıkla susmasıru akla y.akın bı^mamak kabil değil. T. C. f Salihlide muallimlerin meslekî toplantıları Salihli (Hususî) Mıntakamızdaki muallimlerin üçüncü meslekî top lantıları kasabamızda yapılmıştır. Soma, Kırkağaç, Akhisar, Manisa, Turgudlu, Alaşehir, Gördes kazaları ilk ve orta mekteb muallimlerinin iştirak ettiği bu toplantıda «Coğrafya tedrisatmda harita » mevzuu üzerinde müzakereler cereyan etmiştir. Salihli muallimleri misafirlerini büyük bir misafirperverlikle izaz ve ikram etmişler, Altınordu ilk mektebinde bir öğle yemeği vermişlerdir. Gcnderdiğim resim toplantılara iştirak eden muallimleri göstermektedir. Şunu da ilâve edeyim ki, memleket'n siyasî hayatma ordunun müdahaleMni menetmeğe hepimiz karar vermiş bulunuyoruz. İstikrarsızîık, asayişsizlik teviid Bir enfiyeVk yol eden ve memleketi anarşiye sürüklemek Bir zamanlar, tehlikesi gösteren bu isyanlan, bu darbei Groenlad yerlileri, hükumetleri temelinden izale etmek lâ ufak tefek ihtivaczımdır. Ordu, siyasî partilerin haricindc larının tedariki iTevfik Bey Süveydi, böyle söyledikkalmalıdır. Esasen, meseleyi ciddî s>u :in, adanın ta öbür ten sonra, dedi kiı rette tetkik ermekteyiz. Yakında kanunu ucuna gitmeğe me<ı Plânımın başlıca noktalarını öğbıır olurlarmış. :sasî bu şekilde tadil ve icra km'veti takrenmek ister misiniz? Söyliyeyim. Ekseriva. bu buzFilistin, müstakil ve hakimiyetine sa viye edılecektır. lu âlemi bir bastan öbür başa kadar Son bir sual daha sormama mü vürüverek ?itmek zaruretinde kalan bu hib bir devlet haline getirilmelidir. Bu devletin ana yasası bir teşriî meclis tara saade buyunınuz. Fransız Suriye mua adamlar. bir gidis, gelis için nekadar zafından kaleme almmalıdır. Hükumetin hedesinin tasdik edilmemesi keyfiyeti man sarfederlermış bilir misiniz? Dört sene! memleketin idaresinin mes'uliyeti, I hakkmdaki mütaleamz nedir? ve Evet. tam dört sene. Meselâ. enfiyesi Suriyeliler bizden daha fazla terak hakkında yapıldığı gibi, İngiltere hübitti de enfiye alacak değil mi? Enfi Matbaa İşçileri Birliği 22 mayısta sekumeti tarafından, muayyen bir müddet kemmül etmişlerdir. Fakat biz, istiklâyeci dükkânı adanm öbür ucunda. nelik kongrelerini aktederek yem idare zarfında, tedricen millî bir hükumete limize yedi senedenberi sahib bulunuyoGroenland'lı tabanlan vağlar, yola heyetini seçecektir. devredilmelidir. Irk ve din farkı gözetü ruz. Son defa Pariste bulunduğum sı kuvulur; enfiyesini alır, dönermiş. Halihazııda faaliyette olan ve yukameksizin, bütün Filistinlilere, siyasî ve rada Mösyö Bonnet'nin nazarı dikkatini Her gidi^te. bir gidis gelise yetecek rıda yazdığımız tarihte heyeti umumiyemedenî haklan verilmelidir. Muhtelif ce bu ademi tasdik meselesine ve bundan miktardan fazla enfiye de getiremez ya! muvafakatile kabul edilecek olan maatler, din ve cemaat işlerinde, geniş tevellüd edecek neticeîere celbettim. Bir Ru haîde. Groenland'hlarm hayatı, yol idare heyeti, bir sene zarfında itina ile ve bir salâhiyete sahib olmalıdır; şu şartla müslüman devleti olan Fransa Arablann vürümek. enfive cekmek ve aksırmakla lüzumsuz hiçbir masraf yapmadan çalışdemek! ki, bu cemaatlerden hiç birisi, ötekme dostluğunu kazanmağa çalışmalı ve onmıştır. İdare heyetinin bu mesaisi aza akarşı hiç bir suretle faikiyet tesis etme larla anlaşmalıdır. Suriyelileri tatmin etdedi üzerinde müessir olmuştur. Matbaa melidir. Arabların ve Yahudilerin sakin mek gibi bir faydası olan ve ayni zaİşçileri Birliğinin bugün 670 azası varoldukları şehirler ve kasabalar, maarif, manda Fransanın menafiini koruyan bir dır. Yedi ay zarfında aza aidatından kadin işleri, mahallî idare ve saire bak'm muahedenin mer'iyet mevkiine konması sava 169 lira girmiştir. larından geniş bir beledî muhtariyete sa ilâ nihaye uzatılamaz. Fransa, lüzumlu. Matbaa işçilerinin de günde sekiz sa hib olmalı, şu şartla ki, bu haklar, dev zarurî olan bu hareketi yapacaktır. Diğer atten fazla çalıştırılmamaları hususunda letin hakimiyetini, hiç bir suretle ihlâl et taraftan, ihmal edilecek bir azlık olmıesaslı noktalara dayanarak Ankaraya gön memelidir. Filistindeki Yahudi nüfu«u yan Arabîar dürüstîüklerini göstermekte derilen murahhas tarafından yapılan te nun azamî haddi, bugünkü rakamı aş kusur etmiyecekler ve Fransaya, menaşebbüsler muvaffakiyetle netıcelenmiş ve mamalıdır. Ksnunu esasinin muhtelıf c? fiinin tehlikeye dü«tü5ü her yerde aç:kça Satie şirketinin aleyhine Denizbank İş Dairesi, Cemiyetin bu husustaki noktai maatlere bahşettiği haklar, İngiltere Fı muzaheTet edeceklerdir. tarafından dava açıldığını dün yazmi} nazarını resmen kabul etmiştir. tık. Elde ettiğimiz mütemmim malumata Emile BOUCRY listin muahedesinin mer'î kaldığı müJnazaran, Denizbank, bu davayı şirketle Cemiyet, hasta, malul ve yardıma detçe Büyük Britanya tarafından zaman yapılan akdin kanunen bâtıl olduğunu muhtac arkadaşlarınm derdlerine kosmak altına almmalıdır. Büyük Britanya'nın Geceyarısından sonra oto ileri sürerek açmıştn. Bittabi bu işe se ve bu meslekte çahşanlarm istikbalini te Filistindeki meşru menafii korunmahdir. bebiyet verenlerin, tahkikat neticesinde min etmek gayesile bir Teavün Sandığı mobil gezintisi... Görüyorsunuz ki, plânım, bu elim menizamnamesi hazırlamıştır. Bu nizamnaKısıklıda Bulgurlu mahallesinde Ay tecziyesı cihetine gidilecektir. Denizbank, Elektrik idaresinin bu bime ilk kongrede umumî heyete aızedile seleyi kökünden halletmek ve nihaî bir kıroğlu sokağında 47 numaralı evde oanlaşma husule getirmek için ne lâzmva turan Mahmud Necib adında birisi, ev nayı istimlâk etmesine aid teşebbüsü bicektir. Ayni zamanda Cemiyet, işverenlere işçi ve işçilere de iş verilmesi temini hepsini cami bulunuyor. Çibanı art k velki gece bir eğlence tertib ederek bir lindiği halde vaziyetin ketmedildiğini de hususile hiçbir maddî menfaat beklemek deşmek icabeder. Başlıyan konferans n kısım ahbablarını da buraya davet et mahkemeye bildirmiş, bunu akdin mefsiih mistir. Tolpantıya iştirak edenler, Rem addedilmesine bir delıl olarak ileri sürsizin meşgul olacak bir büro açmağı dü neticesi hakkında şimdiden tahminler y,rütmek, bence imkânsızdır. Yalnız şu z, Remzinin karısı İkbal, Süleyman kı müştür. şünmektedir. zı Ceylân Civelek, Fatma, kızı Hikmet, Denizbank, Satie şirketinden 144 bin Matbaa işçiliği mesleğini tam bir tek kadar söyliyebilirim ki, hali hazırda ol Sabri kızı Altan adındaki sahıslardır. dukra nazik bir vaziyette bulunan în»illira zarar ve ayrıca tazminat istemekteniğe koymak için icab eden makamlarla Bunlar gece geç vakte kadar içki içip temas ederek meslekî bir kurs açılması ve tere, muhtemel bir Avrupa buhranmda eğlendikten sonra bir ara akıllarına bir dir. Bu miktar istimlâk kanunu mucibinbütün matbaa işçilerinin bu kurstan geçi bir cihan harbinde kendisine çok kuvvet' otomobil gezintisi yapmak gelm^ş, yedi ce binanın değeri olan iradı gayrisafisirilerek kendilerine birer ehliyetname veril mu'zahir olabileceği kendisince de ma kişi Mahmud Necibin 1570 plâka nu nin yirmi misli tutan ve 106 bin liradan fazla olarak Satie şirketince alınan paralum olan milyonlarla Arabi tatmin ef maralı otomobiline dolmuştur. mesi üzerinde de uğraşılmaktadır. dır. melidir. Yapılacak sair. işlerin başında mesGece 2,30 da yapılan bu otomobil geBu paranın mahkeme kararmdan son Erkânıharbiyenin ültimatomu ve zintisi, Kısıklıya doğru uzayıp gider lektaşların ailelerinin meccanen tedavi ve Madfahi kabinesinin istifası hakkında bir ken, b r virajda, sarhoş olan şoförün ra tahsiline imkân hasıl olabilmesi için ameliyat ihtiyaclarını karşılamak içia Esnaf hastanesine iştirak, mahdud mes'uli çok şeyler söylendi. Bu hususta muhteiif idaresizliği yüzünden sekteye uğramış, banka, Satienin emlâkini ve alacaklarını araba bir tramvay direğine carparak ön tespit etmiş, emlâkine ihtiyatî tedbir yetli bir kooperatif kurarak eldeki mev tefsirler dinledim. Hakikî vaziyetin ne tarafı ' urdahas olmuştur. Carpma neti vazettirdiği gibi alacaklarmm listesini de cud sermaye ile bir nümune matbaas vü olduğunu lutfen bana söyler misiniz? cesinde otomobil içinde bulunanlarm Bu sualiniz son derece nazik biı hepsi yaralı bir halde yola dökülmüştür. Adliyeye göndermiştir. cude getirmek ve bir meslekî mecmua meseleye temas ediyor. Biliyorsunuz ki Sarhoş kazazedelerin feryadma etraftan neşretmektir. Bir konferans hali hazırdaki kabine bu mesele etrafın kosanlar, bir taraftan da keyfivetten zaBu Birlik, Cemiyeti teşkil edenlerin Pröfesör doktor Tevfik Remzi, ŞişW bir eseridir. Binaenaleyh bu eseri yaşat da dedikodu yapılmasını istemiyor. Bu bıtayı haberdar etmişlerd.r. Kazazede Halkevinde yarın saat 16 da (kadın psu mak ve yürütmek de her matbaa işçisinin nunla beraber, sorduğunuz nokta hakkın ler, Haydarpaşa Nümune hastanesine kolojisi) mevzulu mühim bir konferanı verecektir. da bir iki tavzihte bulunacağım. Mü! kaldırılmıştır. baş^ca vazıfesıdır. Matbaa İşçileri Birliğinin takdire değer faaliyeti Satie binası Denizbank, sirketten 144 bin lira zarar ve tazminat istiyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: