17 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

17 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 17 Nisan 1939 Mukayeseler Fransada nlilus buhranı Yazan: AHMED HALİL { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal 5 milyonluk istikraz Besiktas iskelesi Leyiî mekieblerimiz Avrupa işleri ve Amerika Paranın sarfına aid program hazırlandı istanbul Belediyesinin Belediyeler Bankasından beş milyon lıralık bir istikraz yapması kararlasmıştı. Yakında alınac?k olan bu paranın en faydalı bir şe kılde sarfedılmesini temın maksadıle bir program hazırlanmıştır. Beş milyon liranın üç milyon lirasile mütedavil sermayeli bir şirket kurulması düşünülmektedir. Bu şirket imara muhtac yerlerdeki binaları satın alarak yıktıracak ve sonradan buralarda bina yaptırmak istiyenlere parça parça satacaktır. Bu suretle yeni yapılacck binalar hem modern ve hem de ayni seviyede olacaktır. Bu usul en evvel Eminönünden Atatürk köprüsüne kadar tlan sahada tatbik edilecektir. Geriye kalan iki milyon liranın bir milyon lırası otobüs işletilmesine ve bir milyon lirası da hallerin ıslahile stadyom inşası gibi işlere tahsis olunacaktır. Almanyada alabildiğine devam eden propaganda faaliyeti, Çek hâdisesinden sonra daha artmıştır Bundan hayli zaman evvel, şöy!e böy ' de kendisini göstenyor Bunlann arasınle Umumî Harb sonlarında bir Alman j da «Nüfus azalmasına karşı millî birlik mütefekkiri beyaz ırkm gittikçe azaldığı Alliance nationale contre la deponulation» nı, bununla birlikte (Faust medenıyeti» adını taşıyan cemiyetin sarfettiği mesai ismini verdiği Avrupa Kültürünün çöktü gerçekten takdire değeı. Türkiyedeki nüğünü söylemişti. Bu iddiayı ortaya atan fus meselelerile uğraşanlar, bu cemiyetin Spengler, istatistiğe de müracaat ediyor program ve plânlarından çok istifade ededu. Ona göre: yıllık doğum Rusyada 4, bilirler. Almanyanın 65 milyon olduğu Japonyada 2, Hindistanda 34, Çinde 25, sıralarda alabildiğine clevam eden propaİtalyada 1 /2, Almanyada 1 /2, mılyon ganda faaliyeti, Almonyanın Avusturya dur. Bu vaziyette pek yakın bir zaman ve ÇekoSlovakya hâdiseleri netice=inde da Garb Kültürü, birçok kültürleri için büyümesile bir kat daha artmıştır. 1933 de uyutan tarihe karışacak ve bu amelı senesi Almanyada doğum sayısı 1 nıilye ilkin Fransada başlayacaktır. Takri yon 31 bin iken Fransadaki doğum bunben yirmi yıl evvel yapılan bu peygam dan 301,000 noksandır. Aradaki bu boşberlikten bugün elimizde ne kaldı? Hâ luğu doldurmak lâzımdır. İsmini zikrettidiseler, bedbin mütefekkirin söyledikleri ğim cemiyetin son zamanlarda ne«rettiğı ne kendisini tekzib ederek cevab verdi. «ölüm tehlikesi: doğum azlığı» adlı bir Zaten 1936 da ölen Spengler'in kendisi brosürde vaziyet daha tehlikeli gösterilide bu filî tekzibi gördü. Yalnız Avrupa yor. Cemiyetin reisi olan Boverat'nın biznın bir köşesinde nüfusun azaldığını, gene zat vazdığı bir makalede istatisHklere iso milletin demograf âlimlerinden öğreniyo tinad pd^n malumatin r»»*'V«j şudur: ruz. Bu köşe, Fransadır. Lâtin bir mem1920 de doğum 800,000 1933 » > 730,000 leketle Cermen bir halk nüfus dinamiz1938 > » 600,000 minden bahsediyor. Filhakika İtalya, ken1940 » > 560,000 di içinden gelen bir nüfus tezayüdü vâkıa1945 > » 500,000 sı arzederken, Almanyada, Alman olan Son ikisi ihtimalî ve tahminî sayılardır: mıntakaların millî hudud dahiline ithali Boverat, 1920 1938 arasmdaki doğum yüzünden 65 milyonun birden 80 milyona azalmasına tesir eden sebebler baki kaldıdoğru yürüdüğünü görüyoruz. Bu son Jki ğını, bunlann üzerine hiçbir tesirin icra ehâdıse, Fransadaki nüfus buhranına, si dilmediğini farzediyor. Bu faraziye üzeriyasî müvazene dolayısile, yalnız demog ne 1940 ile 1945 te de nüfus azalmasınm rafik değıl, ayni zamanda siyasî ve bey ayni şekilde ilerilemesi icab ediyor. Vanelmilel bir ehetnmiyet de vermektedir. ziyetin İtalya ve Almanya ile mükayeseNüfus işlerile alâkadar resmî makamlar si, neticeyi daha vahim bir şekle sokmafckadar, nüfusu arttırma propagandası ya tadır: 1933 te İtalyan doğumu, 1932 ye pan millî teşkilât da, bu son senelerde ve nispetle 13,000 kadar bir tezayüd göstebilhassa bu sıralarda mesele ile pek yakın riyor. Keza Almanyada da bu tezayüd dan alâkalanmaktadırlar. Bu endişe, 1938 vakidir. Büyük şehir olması dolayısüe dosenesinin bir kısmına aid nüfus istatistikle ğum azalmasınm tabiî olacağı zann^öilen rinin neşri ve bunların geçmiş senelerle Berlinde 1934 senesinde v " ^ » 30 bir mükayesesi neticesinde bir kat daha bü doğum tezayüdü kaydedil"'t; 1 o ! 0 da yümüstür. Daladiye kabinesinin ne«reHiği âdeta Fransa için pevgarr'*':' >^oır>ıs «kararname kanun» Iardan bir k'.sm: görünen Speugler'i haklı gibi ş" ren bu nın da bu endise etrafında vücude geldi buhran vâkıasının Fransada nasıl karş'.lan5i malumdur. Daha ziyade nüfussuzluk dığını, nelerin yapıldığını bir baska yazıda i!° mücadele eden yan resmî, hususî teseHüllerde bu endise, daha,sarpinjî şekil, anlatacağım. önünde bir kaza Bir genc, korkudan kendisini denize attı, vapur pervanesine takılan zavallının ayağı parçalandt Dün öğleden sonra, Beşiktaş iskelesi önlerinde bir kaza olmuştur. İskeleye yanaşan Boğazici vapuru, der.izi dalgalandırınca, arkadaşlarile beraber sandalda bulunan bir genc, sandalın dalgalar üzerinde inip çıkmasından ürkmüş, «batıyoruz» diye telâşla kendisini denize atmıştır. Sulara kapılmış, sürüklenmiş, vapurun pervanesi sol bacağına çarpmıştır. Gencin sol bacağı ezümiş, ayağı parçalanmıştır. Sandal ve sandaldaki arkadaşları kazaya uğramamışlardır. Kazazedenin 1336 tevellüdlü Hüsnü Gedikoğlu olduğu, çatal, kaşık fabrikasında amelelik ettiği anlaşılmıştır. Yatıb talebeden alınacak ücretler tespit edildi Önümüzdeki sene leylî yatı mekteblerindeki talebeden alınacak ücretler Maa . rif Vekâletince tespit olunmuştur. Buna nazaran ücretler Galatasaray lisesinde 240; îstanbul ve îzmirdeki Hselerle îs metpaşa Kız Enstitüsünde 200; Erenköy Kız lisesinin ilk kısmile Balıkesir lisesinde 175; Erzurum lisesinde 165, Adana; Bursa, Diyarbakır ve Kayseri liselerile Bursa Kız Muallim mektebinde 160; Edırne, Konya, Sıvas ve Kars lıseleri, Çanakkale ve Manisa orta mekteblerile bütün san'at mekteblerinde 150, Trab zon lisesinde 145, Kastamonu, Gazi Anteb ve Yozgad liselerile Bolu, Aydın ve Maraş orta mekteblerinde 140, Afyan ve Kütahya liselerile Bilecik ve Niğde ortamekteblerinde 120 liradır. Erzincanda imar Mahkemeye düşen Hakikate aykırı bir zabıt tutmus! bir miras ihtilâfı faaliyeti başladı Büyük bir ziraî hapishane binası da yapılıyor Erzincan, (Hususî) Bu yıl daha erken başlıyan ilkbahar, memlekette her sahada çalişmağa yol açmıştır. ;Uzun ve üzücü bir kışın uyuşukluğundan kurtulmak fırsatını bulan halk, güzel havaların neş'esile işleri başına koşmuş ve Erzincan büyük bir iş merkezi olmuştur. Kış dolayısile yanda kalmış ve terkedilmiş olan istasyon ve gar binalarile sebze halinin inşaatı ve bataklıkların kurutulması gibi bazı işlerin ikmaline çalışılırken, bir çok binaların da yeniden yapılmasına başlanmıştır. Bu inşaat arasında umumî harbde yanmış olan ve 324 ve 325 senelerinde Harbiye Mektebi olarak iki devre zabit çıkarmış bulunan İstanbulun Selimiyesi tipindeki muhteşem Harbiye k<şasının yapılmasına başlanılmış ve müteahhide ihale edilmiştir. Memleketin sinema ihtiyacmı karşılayacak umumî bir sinema binası olmadığından şehrin merkezinde bulunan büyük garajın bahçesinde son sistem bir sinema binasının yapılmasına karar verilmiş ve temellerinin kazılmasma başlanmıştır. Yeni açılan istasyon caddesi üzerinde İnhisarlar İdaresi tarafından istimlâk edilen büyük bir arsa üzerinde muhteşem ve modern bir dairenin yapılması kararlaşmıştır. Gene ayni cadde üzerinde hep bir sistemde olmak üzere Ziraat Bankası da bir bina yaptıracaktır. Bir hareketi arz esnasmda yıkılan ve icarla şimdiye kadar idare edilen memleket mülkiye hapishanesi binası için şehrin suyu ve havası iyi bir mevkiinde yeniden yapılması Adliye Vekâletince kararlaştırılmış ve mevkiinin tayin ve tespiti Müddeiumumilige emredilmiştir. Bu iş için tetkikatta bulunan Müddeiumumî yüz yirmi bin liralık bir keşif projesi tanzim ettirerek Vekâlete göndermiş olduğu gibi Erzincanda kurulması düşünülen ziraî ve umumî bir hapishane binasının yapılması için de Adliye Vekâletince istenilen büyük ve geniş bir arazinin nerede veriiebileceği Erzincan defterdarlığından sorulmuştur. Her iki hapishane binasının mahallinin tespit ve mevkiinin tetkikine Müddeiumumî tavzif edilmiştir. Yapılacak umumî ve ziraî hapishaneye, Erzurum, Kars, Sıvas, Elâzığ ve civar vilâyetlerden mahkumlar gelecek ve ziraatle iştigal edeceklerdir. Memlekete bir şehir süsü veren ve büyük bir âbide olan Hacı İzzetpaşa camiinin de tamiri için on beş bin liralık bir keşif yapılmış, 1939 bütçesinden tamirine başlanması kararlaştmlmıştır. Bu camiin çürük aksamınm sökülmesi, bin beş yüz liraya müteahhidine ihale edilmiş ve sökülme ameliyesi hitam bulmuştur. İnhisarlar idaresi tarafından tuzlalar tamir ettirilmekte ve buralarda bir kısım yeni binaların da yapılması düşünülmektedir. Bu suretle ilkbahar mevsimi memlekette büyük bir imar seferberliği yaratmıştır. Davacı Müsevi kızı, ağabevsınden 15 bin liralık bir hisse istiyor İstanbul Afliye Üçüncü Hukuk mahkemesinde, bir müsevi tacirin yüz bin liralık mirasile alâkalı bir dava açılmıştır. Mirası bırakan, bundan iki sene evvel seksen yaşında ölen Meydancıkta Haçopulo karşısında ticarethane sahibi Yasef Behmoral'dır. Davayı açan, murisin kızı Roza'dır. Dava ettiği erkek de, büyük kardeşidir. Davanın mevzuu şudur: Roza'nın iddiasına göre, ölenin mağazada çalışan büyük oğlu Yasef, ölümden sonra muhasebe defteri hazırlatarak, bütün kardeşlerine bir hesab göstermiş. Kardeşler, mirasın nasıl paylaşılacağını müzakere ile, hisselerine düşeni almak hususunda mutabık kalmışlar. Lâkin Roza, gösterilen hesaba karşı itirazda bulunmuş, bunun hakikati ifade ettiğinden şüphelendiğini söypiş, Bu .cihetten, arada ihtilâf çıkmış, büyüli kardeşle kız kardeş, bir türlü anlaşamamışlar. Roza da, «o halde mahkeme hakem olsun, ihtilâfı orada halledelim» diyerek, Hukuk mahkemesine baş vurmuş. Roza, Üçüncü Hukuka müracaatinde ilk olarak delillerin tespiti yolile bu kardeşinin idare ettiği ticarethanedeki defterlerin, vesikaların mahkemece tetkikini istiyor. Mahkeme azasmdan Şem'i naib tayin olunarak, muhasib Rüştü tarafından mağazada iki celse süren tetkikat yapılıyor. Bu vukuf ehli, yazdıgı raporda defterlerdeki kayıdlann istinad ettiği vesikaların tetkikine lüzum gösterdiğinden, tekrar mağazaya gidiliyor. Ancak bu safhada, dava açıldığı takdirde vesikaların muhakemede ibraz edileceği, delillerin tespiti muamelesi yapılırken bu ibrazla ticarethanenin maddî, manevî zarara uğrıyacağı kaydile, bu safhada ibraz hususunda mazur görülmek temennisile karşılaşıhyor. Ve işte, delil tespiti muamelesinin bu safhasını müteakıb, Roza, babası Yasef Behmoral'm yüz bin liralık miras bıraktığından bahisle davayı açarak, şimdi mağazayı idare eden kardeşinden on beş bin lira miras hıssesi isteğindedir. Karşı tarafa arzuhal tebliğ ettiriyor. Arada lâyihalar teati olunarak, miras ihtilâfı büyüdükçe büyüyor. Davacı taraf, veraset vergisi tahakkukuna esas olan vesikaların da muhasibe gösterilmediğini ileri sürmektedir. Dava edilen taraf, Roza'ya hakikî vaziyetin gösterildiği, gösterilen hesabm tamamile doğru olduğu, kız kardeşin hakikatte hissesine düşenden fazlasmı istediği müdafaasmdadır. Dava edileni avukat Şimşi, davacıyı da Ali Şevket temsil etmektedirler. Dava, henüz ilk safhalarını geçiriyor. Müteakıb safhalara yakında sıra gelecektir. Suçlu görülen bekçi hakkmda tahkikat yapılacak Silivri civarında bir ağıla girerek, bekçi sıfatile hakikate muhalif zabıt tanzim etmekten îstanbul Ağırceza mahkemesinde muhakeme edilen korucu ve bekçi Mustafanın muhakemesi, son safhasındadır. Müddeiumumilikçe esastan mütalea söylenilmiştir. Müddeiumumî muavini Ubeyd, korucu Ahmed Kemalin koyunlarını güden İskenderin bulunduğu ağıla gittiğini, bekçi sıfatile hakikî vaziyete muhalif zabıt tuttuğunu sabit bulmuş, üç yüz otuz dokuzuncu maddeye göre ceza istemiş, ancak cezayı azaltıcı sebeb bulunduğu kaydile, elli dokuzuncu maddenin de gözönünde tutulmasmı isteğine katmıştır. Mahkeme heyeti, tahkikatın tevsiine lüzum görmüştür. mumî Harbden; bilfiil sonunda buna iştirak eden Amerikalılarm aldıklan kat'î ibret dersi Avrupa işlerinden mümkün mertebe uzak kalmaktır. Milletler Cemiyetini kurmak fikir ve teşebbüsü ilk defa Amerika Cumhur Reisi Vilson'dan doğduğu halde Avrupah devletlerle siyasî işlerde beraber yürümek kcrkusu bu müesseseye Amerikayı iştirakten menetmişti. Amerikalılar emniyet ve selâmetlerini kendi kuvvetlerinde aramışlardı. Bunun için Amerika İngiltereyi 1922 de Va şingtonda toplanan konferansta asırlar danberi devam eden en kuvvetli bahrî devlet olmak imtiyazından vazgeçirmeğe mecbur etmişti. İlk terki teslihat konfe ranslannm akim kalması İngiltereye bü . tün dünyaya yayılmış müstemleke impa ratorluğu yollarını korumak için toplu bir memleket olan Amerikadan fazla kruvazör bulundurmasma Amerikalılarm her hangi şekilde tefevvuku İngilizlere bırakmamağa azmetmiş olmalarından ileri gelmişti. Avrupa işleri karıştıkça Amerikalılarm Avrupa işlerine karşı endişe ve içtinabları artmış ve nihayet herhangi meseleden ve hatta Amerikanın muhariblere silâh ve mühimmat vermesinden ve Amerika gemilerinin ve tebaasınm harb sahalarında gezmeleri yüzünden Amerikanın harbe sürüklenmemesi için mutlak ve daimî bitaraflığa aid kanun kabul edilmişti. Son zamanlarda ilânı harb salâhiyetinin Cumhur Reisinden ve parlamentodan alınıp reyiâma konulması için kongreye teklifler yapılmıştı. Halbuki iki defa Cumhur Reisliğine intihab edilen ve 1940 ta üçüncü defa ve an'ane hilâfına namzedliğini koyacağı beklenen Mr. Ruzvelt ve kabinesi; Avrupa işlerinin sonu ister istemez Amerikayı harbe ve harekete sürükliyeceğini ileri sürerek hiç olmazsa bitaraflık kanununun tadil edilmesi ve Amerikanın demokrat devletlere silâh ve mühimmat vermek suretile yardım edebilmesi için her hâdiseden istifade ederek Amerika efkârı umumıysini kabuğundan çıkarmağa çalışmaktadır. Ahm^dHAUL Mürefteliler iskele bir istiyorlar Yalan şehadetten suçlu bir adam Ihrac mallarının sevki Yapılan duruşmada ilk için buna ihtiyac var ifadesine rücu etti Mürefte (Hususî) Mürefte, mühim bir ihrac merkezi olduğu halde bu ihracatla mütenasib bir iskelenin bulunmaması ve Müreftenin kara yollarından da mahrum bulunması, ihracat işlerimizin pek çok müşkülâtı mucib olmaktadır. Gerek yolsuzluk, gerek deniz vasıtalarından arzu edildiği nisbette istifade edilememekte olduğundan bu vaziyet, Müreftenin ticarî sahadaki inkişafına mâni teşkil etmektedir. Hakikate muhalif şahidlik ettiği kaydile bir genc aleyhine açılan dava, İstanbul Ağırceza mahkemesinde karara kalmıştır. Dava edilen, îzzet Moru adlı bir gencdir. Gümriikten oktruva resmi vermeksizin çay geçirmek işinden Gümrük Müfettişliğince bazı kimseler hakkmda yapılan tahkikat sırasında şahid sıfatile verdiği ifadeyi, bu işin davası görülürken mahkemede şahid mevkiinde değiştirmesi sebebile, Müddeiumumlik davacı olmuştu. Dava edilen, ifadesini alan nıiifettişin kendisini şifahen tazyik ettiği, eğer istediği gibi ifade vermezse Gümrükte tüccarın işini takib etmesine mâni olacağım söylediği müdafaasmda idi. Mahkeme, bunun üzerine oktruva resimsiz çay geçirmek işi tahkikatmı yapan ümrük ve İnhisarlar Müfettişi Fazlıyı, şahid olarak çagırmıştı. Kasabamızın dikkat ve titizlikle çalışan müstahsili, miktar, nefaset itibarile istediği kadar mahsul yetiştirilsin, müstehlik de yaş meyva ve sair mahsullerimizin (haklı olarak) aradığı nefaset ve evsafı bulamadığından istediği kadar şikâyetçi bulunsun, yaş meyvalanmız is kele basamaklannda, sandal küpeşte lerinde, motör bordalarında elden ele dolaşmakta devam ettikçe, ne müstehlik ağız tadile bir meyva yiyebilecek, ne de müstahsil yetiştirdiği mahsulünden bekSon celsede dinlenilen müfettiş Fazlediği istifadeyi görebilecektir. h, hiçbir tehdid mevzuubahs olmadığını Bu suretle ihrac edilen yaş mahsullerimiz, yegâne pazarımız olan İstanbul tamamile şahidin anlattıklarım zapta geHâlinde çirkin bir çehre ile müstehlikin çirdiğini söyliyerek, «esasen kendisi koyüzüne bakarken sair iskelelerden ko misyoncu değildir. Tacirin işini, sadece laylıkla hiç hırpalanmadan ve az bir vekâleten takib edebiliyordu. Ben ne sumasrafla sevkedilen mahsullerle nasıl retle onun işine müşkilât çıkarabilirdim rekabet edebilir? ki böyle bir tehdidde bulunmuş olayım? Bu imkânsızlıklar diğer mahsullerimiz Hem, tahkikat yapan bir adam sıfatile üzerinde de tesirini göstermektedir. ifadelerini aldığım kimselere, şöyle veya Meselâ, senede 34 milyon kilo şarab böyle lâkırdı söyletmek, aklımdan bile istihsal eden ve bu istihsalâtını yeniden geçmemiştir. Müfettiş, bitaraftır. Sonra yetiştirmekte olduğu bağlarile bir misli uzun uzadıya malumat vermiştir. O adaha artmağa müsaid bulunan bu mın rada bahsi geçen şeyleri ben bilemezdim takada şarab nakliyatı da tehlikeli ve ki, ona öyle söyle, diyeyim!» demiştir. hatalı bir surette devam etmektedir. Reis Refik, dava edilene ne diyeceğiŞarab nakliyatımız motörlerle yapılni sorunca, İzzet Moru, bu yüzden mahnıakta ve şarabın tonuna 300 350 kuruş navlun verilmektedir. Bundan da kum olacağım anladığını, ilk ifadesine anlaşılacağına göre, ne vapurlarımız ih döndüğünü, rücu ettiğini söylemiştir. Mahkeme, bu vaziyet karşısında dosrac mallarımızdan istifade edebiliyor ne de müstahsil yük navlun tarifelerin yayı tetkikle bir karar vermek üzere mudeki şarabın tonundan (75) kuruş alm hakemenin devamını, başka bir güne bıması lâzım gelen kayıdlardan müstefid rakmıştır. olabiliyor. Bugün bu mahzurların bertaraf edil yetlerin zamanla bertaraf edileceğini mesi için Müreftede artık bir iskelenin mutlak olarak ümid etmekte isek de bu yapılması zamanı gelmiştir. Ayni .. za hayatî ihtiyacımızm elde edilmesi için manda burada yapılacak iskele mühim biraz tacil edilmesini Müreftelilerin rebir varidat kaynağı olacaktır. faha kavuşması demek olduğundan is Bizi her bakımdan müteessir eden ve temekte haklı olduğumuzu zannediyo kalkınmamıza mâni olan bu mahrumi ruz. CEMÎYETLERDE Gayrimübadillerin müracaati Fakat bu tşebbüsler Amerika efkârı umumıyesini infirad ve tecerrüd yolundan • •' ŞEHÎR İŞLERİ alıkoyamamıştır. Bitaraflık kanununun ta3 bina yıktırılıyor dili teklifi sürüncemede duruyor. Maa Belediye, TJnkapanihda maili inhidam haza Amerikanın iktısad ve malî âlemine üç binanın yıktınlmasına karar vermiş hâkim Yahudi unsuru Almanyada ve tir. İtalyadaki Yahudi aleyhtarlığı dolayısile Ruzvelt'in siyasetine hayli kuvvet verAdliye sarayının enkazı Aradan uzun seneler geçtiği halde ya miştir. nan Adliye binasının enkazı henüz ortaAmerika Cumhur Reisi Amerikanın dan kaldırılmamıştır. Halbuki mukave sesini ve iradesini dünyada intizam ve hulename mucibince müteahhid buradan zuru yerleştirmek işinde dinletebileceğini kendi işine yarayacak şeyleri aldıktan de ehemmıyetle kaydedederek Ingılız sonra molozlan da nakledecek ve sahayı tesviye edecekti. Son zamanlarda Başvekilinin bazı devletlere teminat ve Millî Emlâk idaresile alâkadar makam ren beyanatını tasvib etmiştir. lar arasında yapılan temaslar üzerine Bu nutkun akabinde Mr. Ruzvelt filienkazın Millî Emlâk idaresi tarafından yata dahi girişerek M. Hitler'le M. kaldınlmasına ve bu işe sarfedilecek Mussolini'ye kendi namına gönderttiği paranın bilâhare müteahhidden alınma resmî notalarda yüz milyonlarca halk sına karar verilmiştir. Bunun için pek harb korkusile titrediği bir sırada henüz yakında enkazm kaldınlmasına başla ordular birbiri üzerine yürümemiş olmanacaktır. Uzak semtlerdeki fırınlarm larından bilistıfade şimdıki gergmlıği ve huzursuzluğu doğuran meseleleri halteftişi letmeğe vasatet etmek istediğini bildir Belediye İktısad işleri murakıbları miştir. ' tarafından son günlerde yapılan teftişSırf insanî düşünce ile yaptığını kay ler sırasında muhtelif semtlerdeki fı dettiği teklifleri; Amerikanın iştirakile nnlardan bir kısmmın matluba muvafık ekmek çıkarmadıkları görülmüş, bu ara bir beynelmılel konferans toplanıp silâh da 1515 kilo ekmek musadere edilmiştir. lanma yükünü hafifletecek tedbirleri ve Bilhassa şehre uzak semtlerdeki fırın beynelmilel ticaretin ve ham madde tedalarm bu hususta fazla bir lâkaydî gös rikinin serbest ve müsavi şartlara tâbi oltermekte olduklan anlaşılmaktadır. Bi masını müzakere eylemesine dairdir. naenaleyh buralarda da anî teftişler yaKonferansın huzur ve emniyet içinde pılmak suretile bunun önüne geçilmesitoplanması için de Almanya ile İtalyanın ne çalışılacaktır. kendilerine komşu ve yakm olan otuz Şişlide devlete bugünkü topraklarına dokunul Şişlide son tramvay durak yerindeki miyacağına dair on yahud yirmi beş sene halâlann da kaldırılarak burada da yeraltı halâlan yaptırılması kararlaş teminat vermelerini şart koşmuştur. Amemış ve bu maksadla Belediyenin 939 se rikanın kendi emniyeti ve bütün dünyanın nesi bütçesine lâzım olan tahsisat kon huzurunu temin için olduğunu iddia edemuştur. Belediye fen heyeti buna aid rek yaptığı bu tekliflere Almanya ile İtalprojeleri hazırlamaktadır. ya, şimdi cevablarını hazırlıyorlar. Lâkin bu cevabların menfi olacağı Alman ve Esnaf hastanesi Esnaf cemiyetleri tarafından tesis olu İtalyan matbuatının Amerika Cumhur nan esnaf hastanesi günden güne inki Reisinin yanlış kapı çaldığmı şimdiden şaf etmektedir. Bugünkü hastane binası söylemelerinden anlaşılıyor. kâfi gelmemeğe başlamıştır. Daha bü Muharrem Feyzi TOĞAY yük bir bina aranmaktadır. Çırak mı çaldı? Gayrimübadillerden bir kısmmın is ÜNÎVERSİTEDE tihkak mazbatalarmda istihkaklan İn giliz lirası ve yahut drahmi olarak gösMuhasebede teftişler terildiği için tediye sırasında ecnebi Üniversite muhasebe işlerini tetkik eparaları bugünkü rayiç üzerinden hesab olunmaktadır. Gayrimübadiller bu hu den müfettiş Ekremin riyasetindeki susta Maliye Vekâletine müracaat ede heyet, işini yakında ikmal edecektir. rek bundan zarar görmekte olduklarmı ileri sürmüşlerdir. Bu müracaat üzerinTuğlaları kim çaldı? de icab eden tetkikat vapılmaktadır. Sarayburnunda bir mahzende yatıp 23 Nisan Çocuk Bayramı kalkan Osmanla arkadaşı Mehmedin, oBayram yaklaşıyor. Şimdiden yav rada Millî Emlâk idaresine aid metruk rulanmızın hazırlıklarım yaparsak fırından beş yüz altmış sekiz tuğla alaçocuklarımız bayramı daha neş'eli rak, Haçik isminde birine sattıklan idgeçirirler! dia olunmuştur. Tahkikat yapılıyoü Tavukpazarında kunduracı Kirkorun verilecek çı,rağı Nevzad, dükkândan üç çift kadın ayakkabısı aşırdığı iddiası üzerine ya 23 nisanda Beyoğlu Halkevi kimsesiz kalanmıştır. çocuklara elbise, ayakkabı ve çamaşır verecektir. Bunun için şimdiden hazırBir yankesicilik hklar yapılmaktadır. Bahariye tütün deposunda kantarcı İbrahimin, içerisinde bix buçuk lira bulunan çantasını yankesicilik suretile aşırarak kaçtıklan iddiasile Kemal, Ziya, Emin yakalanmı^lardır. Nüshası 5 knru$tar. Bir hırsız Türkiye Haric Sultanahmed camii civarında oturan için icin Hızırın evinin camı kırılmış, içeriye gi Senelik 1400 Kr. 27(10 Ki 750 • 1450 > rilmiş, eşya ve para çalınmıştır. Fail ola Alb aylık 40(1 > 800 • rak Tahtakalede oturan İbrahim isminde Üc ayhk 150 • Yoktoı Bir ayhk bir genc yakalanmıştır, Kimsesiz çockklara elbise C u m h u r i yet Abone şeraiti:

Bu sayıdan diğer sayfalar: