26 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

26 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHUKİKET DUYDUNUZMU Külâh! Bazı sporcuların başlarına giydikleri ufacık takyenin m o deli Fas'tan alın 26 Nisan 1939 San'ata dair 7* Sahte eserlerin san'at âleminde oynadığı rol Güzel bir karar Bu hafta yapı Iacak müsabakalar Toroslarda, yoksul ve müstaid talebeler için yaz aylarmda güzel bir kamp açılıyor. Adana (Husu sî) Torosların çok müsaid bir yerinde, Bürücek yaylasmda, vaktile Amerikalılar tarafın dan tesis edilmiş geniş bir sayfiye vardı. Bürüceğin Pozantıya olan mesafesi takriben 14 kilometre ve Pozantı Gülekboğazı Tarsus şosesine olan yakınlığı da nihayet bir kilometredir. Ada na, Tarsus ve Mersinden burada yazı geçirmek için gelen aıleler hem demır yolundan. hem de şoseden istifade ederler. Yazın adeta büyükçe bir kasaba kadar kalabahk olan Bürücekte çam, ledin ve katran ağacları cidden müstesna bir kesafet teşkil ederler. Amerikalıların buradaki geniş sayfiye yerleri, büTalebe kampı açılacak olan Toroslardan bir manzara tün müştemilâtile, son günlerde kızı!rasız bakılacak, hem sıhhî vaziyetleri düay Genclık Derneği namına teberru edil zeltilecek, hem de terbiyevî bir sistem miş ve dernek de burasını Adana Maarif dahilinde yet inlmelerine çalışılacak müdürlüğü emrine teıkeylemiştir. tır. Maarif müdürlüğü, imtihanlardan sonKampa, hali vakti yerinde aile çocukra, bütün bir yaz mevsimi için burada ları da para vermek suretile iştirak edebüyük bir talebe kampı kurmağa karar bileceklerdir. vermiş ve hazırlıklara da şimdiden başAmerikalılann bu hayırperverliklerini lamıştır. Haber alındığına göre, kampa, takdirle karşılarken, Maarif müdürlüğü daha ziyade yoksul, müsteid ve zayıf müzü de bu güzel teşebbüsünden dolayi mekteb talebeleri alınacak, bunlara pa tebrik etmek lâzımdır. Ankaragücü maçlanndaki hareketlerınden dolayi da üç ay geçici hak mahrumiyeti cezaları verilmiştir. Tebliğ tarihi olan 24/4/939 tarihinden itibaren bu ceza mevkii mer'iyete girmiş olacaktır. Mühim bir mesele görüşülmek üzere Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Vefa kulüblerinin 28/4/939 cuma günü akşamı saat 16 da bölge merkezine saLâhiyett&r birer rnuıahhai göodaımeiçri rica olunur. Güzel san'atlarda sahte eserler mevcud mu? Bu suale verilecek cevab, evet demekten ibarettir. Bu devirde san'at sahasında birçok taklid ve sahte eserlere tesadüf ediyoruz. Bu eserler, o kadar güzel ve o kadar mükemmel yapıhyor ki bazan en meşhur mütehassıslar bile hakikisini taklidinden ayırmakta aciz hissediyorlar. Mermer ve tunç eserlerden tutunuz da tablolar, mobilyalar, ta Mısır mumyalarına kadar her san'at eseri taklid ediliyor. Zamanımızda, bu mevzu üzerinde oldukça enteresan hâdiseler cereyan etmiştir. Bunlardan bazılarını nakletmeyi faydalı buluyorum. Eski Mısır eserleri üzerinde çalısan mütehassıslanndan W . Fay, hususî Mısır antika kolek^iyonile iştihar etmiş bir âDünya böyledir. Külâhı kaptırmaya limdir. W. Fay günün birinde bir oyuna gelmez. Ele geçiren, adını değiştirir, inkurban olmuş, kendisını ziyarete gelen sana böyle giydiriverir işte! meşhur bir antikacı Teb harabelerinde bulunduğu ıddia olunan Uçüncü Ramses'in sahte heykelini yüksek para ile safIspanya haıbi bitdil âlıme satmıştır. ti. İki senedir lâl ve Bir müddet sonra yapılan tetkikler ebkem kalan Kasneticesinde, Teb'de bulunduğu söylenen tanyet'lerin, hafiften bu heykelın, beş sene evvel Pariste issiz verilmeğe başhyan \ bir heykeltras tarafından bin iki yüz frankorkak ve çekingen ga yapıldığı anl^şılmıstır. şakırtılarile karışık haber kırmtılan, dünyanın yorgun kulakGene bu cümleden olmak üzere Mülarında acıklı akisler bırakıyor. nih müzesi mümessili, Dresden şehrinde Barselona hayvanat bahçesindeki hay bir âlimden müze için bir Mısır mumyavanların başına da neler gelmiş, meğer. sı satın alrrr.ş, hiçbir yerinde sahte olduİspanya az açhk çekmedi. Bu açlığın ğuna dair en ufak hata bulunmıyan bu en büyük kurbanları, işte o hayvancıklar eser birkaç ay sonra müzenin muhtesem olmuş. Bir defa, nekadar vahşi hayvan vitrininde kokmağa başlamıştır. Gayet varsa birer birer öteki dünyaya taşınmış yüksek fiatla satın alınmış olan bu eserin Ne arslan kalmış, ne zürafa, ne de fok sahte olduğu tahakkuk edince tahkikata balığı. İki bin tane kuş varmış. Uç yüz baslanmış, Dresden'deki polis teşkilâtı kalmış. Fastan hediye gelen fil bir müd müzeye şu haberi yollamıştır: det açlığa dayanmış, sonra o da ahireti «Yeni gömülmüş genc bir kızın cesedi boylamış. Ayılar, vücudlerine fazla bo! mezarhk bekçisinin yardımile mezardan gelmeye başhyan pöstekileri içinde, bir çıkarılmış, cesedın ıçi boşaltılmış, kuruderi bir kenvk dolaşıyorlar. Hayatta ka tulmuş, katranlanmış, bezeler sarılmış ve lanlar bir onlar olmuş. Bahkları da, Bar süslenmiş, sonra da bir âlime büyük bir tflnn kalVı yıyıverrnıslpr vp«<splâm S " i rıatla satılmıştır.» Avrupanın birkaç buyuk şehrinde, bu dı bahçede, ın cin top oynuyor. turlü sahte eserler meydana getirmelcle Bunun kestirme yolu vardı amma, düşünememişler. Bahkları mademki in meşgul olan san'atkârlar ve hatta fabrisanlar mideye indirmiş, işe, en küçük kalar vardır. Daha ziyade eski tarihî ehayvan olarak kalan kuşlardan başlayıp, erler üzerinde rol oynıyan bu gibi mübütün hayvanları boy sırasına göre birbi esseselerle ciddî surette mücadele edürine yedirselerdi. şimdi belki ayılardan mektedır. Venüs'ün, binlerce taklidi yapıldığın; başka arslanlar da hayatta kalırdı, hatta hepimiz biliriz. Bunların tabiatile hakikî belki fil de. Venüs diye satılmasma imkân yoktur. Yalnız herkesçe malum olmıyan ve göJiletle yüzünden yaraladı rülmemiş bulunan birçok san'at eserleri Kasmpaşada oturan 12 yaşlarında Ni vardır ki bunların taklid olunarak piyasayazi, ayni semtte oturan 14 yaşlarında ya sevk olunması daima muhtemeldir. arkadaşı Faruku jiletle yüzünden yaraSahte eserlerin en çok sarfedildigi ve müşteri bulduğu ülke, Amerikadır. Eski lamıştır. dünyanın antika eşyaları yeni dünyanın İki börekçinin kavgası hayret nazarı karşısında kalite kıymeti Evvelki akşam Süleymaniyede iki düşünülmeksizin yüksek fiatla satılmakkişi birbirini bıçakla yaralamışlardır. tadir. Demirtaş mahallesinde KapalıfLrm so. Bazı taklidi eserler vardır ki, hakikirikağında oturan börekçi Mustafa ile böne çok, pek çok benzer, demi;tik. Bunlar rekçi Halil bir mesele yüzünden kavga san'at tarihile meşgul olan âlim ve miiya tutuşmuşlardır. tehassısları dalâlete düşürmektedir. Yani Bir aralık Halil bıçağını çekerek Mus sahte eserlerin tarihî hakikatleri tahrif ettafayı göğsünden yaralamıştır. mek hususunda oynadıkları rol, oldukça Bu arabk Mustafa da bıçakla Halili mühımdir. Bazan bir san'atkâr için icab yaralamış, Halil bıçağını bir defa daha eden esse ve kritik sahte eser üzerinden Mustafaya saplamıştır. Gürültüye yeti yürütülebilir. Hakikî eser ise ıssız bi r şenler her ikisini de kanlar içinde bul. müzenin bir köşec'nrle uyuklar, durur. muslardır. Yarahlar süratle Cerrahpaşa hastanesire kaldırılmıştı,r. En ufak antikacı dükkânlarından, en mış. B i r zamanlar, /fa W Fas yerlileri bu külâhlardan bol miktarda yapıyorlarmış. Yavaş yavaş bu moda yayılmış, Fas külâhlarının kullanışlı ve rahat olduğunu görenler, alıp alıp giymeğe başlamışlar. Fakat, lâ rahate fiddünya! Avrupa, bakmış ki Fas külâhları peynir ekmek gibi satılıyor. İşi ele almış, bir tahkik, bir tetkik; fiatını hesab etmiş, ticaretini ölcüp bicmiş ve bu kârlı işi derhal fabrikaya dökmüş. Çok geçmeden, Avrupadan gelen gemiler, Fas sahıllerine sandık sandık Faslı külâhı dökmeğe başlamış. Hepsinin üstünde bir Avrupa damgası. Fiatı da sudan ucuz. Faslı zanaatkârlar hayretten öfkeye, öfkeden iflâsa geçmişler. Şimdi, yerinde yeller esen yerli külâhın yerine, Avrupada yapılan Faslı külâhı satılıyormuş. Avrupalının sahte esere inanması, belki de san'ata Demirspor, Galatasaray karşı duyduğu büyük hayranlık hissinden geliyor ve Fenerbahçeyle Yazan: ZEYNEL AKKOÇ karşılaşacak Bu hafta şehrimizde mühim millî küme maçlan vapılacaktır. Ankara Demirîpor kulübü şehrimize gelerek deplasman maçlarını oynıyacaktır. Demirspor ılk maçmı cumartesi günü Taksim stadında Galatasarayla yapacak, maçı Şazi idare edecektir. İkinci müsabaka Fenerbahçe ile Kodıköyde yapılacaktır. Hakemi Halid Galibdir. Galatasaraydan sonra Beşiktaşı da Ankarada yenmeğe muvaffak olan Demirsporun şehrimizde yapacağı maçlv alâka ile beklenmektedir. Gerek Galatasarayın, gerek Fenerbahçenin kendilerine ıltihak eden oyuncularla kuvvetlenmiş bulunması maçların sıkı ve heyecanlı olacağını göstermektedir. Vefa Kulübü de deplasman maçm: yapmak üzere Izmire gidecek, evve'â Doğanspor, sonra da Ateş takımlariie karşılaşacaktır. Maçlar hakkında mıntakanın tebliğini yazıyoruz: Beden Terbiyesi İstanbul bölgesi Futbol ajanh^ından: Cumartesi, pazar ve pazartesi günlen ır"htelif stadlarda yapılacak maçîarın saha ve saatlerile hakemleri aşağıda tespit edilmiştir. Oyunların muayyen zamanlarda başlaması kat'iyyetle mukarrer bulunduğundan takımlann maçlardan 10 dakika evvel sahada hakemlerin emrine amade hulunmaları lüzumu ehemmiyetle tebliğ olunur. Taksim sahası: 29 4/1939 cumartesi, İstanbulspor, Beyoğlu Beykoz, Kurtuluş; saat 14,30 Hakem Tarık Ozerengin, yan hakemleri Necdet Gezen ve Feridun Kılıc. Demirspor Galatasaray; saat 16,30. Hakem Şazi Tezcan, yan hakemleri Nuri Bosut ve Adnan Akın. Fenerbahçe stadı: 30 4 '1939 pazar, Anadoluhisan Kadıköyspor; saat 12,'3O.' Haketn Feridtfn Kılıc, yan hakemleri Rıfkı Aksay ve Bahaeddin Uluöz. " ' • " •• ı Açhk bu l Bir İtalyan san'atkârı tarafından vücude getirilen Venüs büyük müzelere kadar san'at kıymeti taşıyan eserlerin, gelişi güzel serpilmiş olduğu Avrupa şehirlerinde tablo, heykel, mumya, biblo ve sair eşyanm kalite kıymeti henüz ciddî bir süzgeçten geçmiş değildir. Mütehassısların daima yanılmak ve taklidini hakikisinden ayıramamak ihtimalleri vardır. Belki de «Avrupalı» dediğimiz insanın sahte eser karşısında aldatılması, en ufak san'at kıymeti taş.yan bir esere karşı duyduğu hürmet hissinden gelivor. Zaman zaman Amerikan gazetelerinde okuduğumuz garib hâdiselerin yüzde 50 si, tarihî kıymeti haiz eserlerle uğrâ'şâ'n 'meraklı' insanların, ezcümle mütehassısların, sus meraklısı zengınlerin başarrdan geçmektedir. Amerikada sahte san'at eserlerıle aldatılanların ekserısı, medeniyet ve san'at tarihine vâkıf olmıyan kültürsüz zenginlerdir. Bu smıf insanlar, günden güne taklid eşya yapan zanaat erbabının çoğalmasına yol açmıştır. Sahte san'at eserîerile en çok mücadele eden memleketlerin başında Fransa v İngiltere gelmektedir. Dünyanın en büyük müzelerine sahib olan bu iki memlekette polis teşkilâtınin mütehassısları, antikacı dükkânlar:nı ve eski eserlerle meşgul olan kimselerin atelyelerini sıkt bir kontrole tâbi tutmaktadır. Admira, Fransaya gidemiyor Viyananın Admira futbol takımı Ruan kulübile oynamak üzere Fransaya gidecekti. Alman Spor Nezareti bu maça müsaade etmemiştir. Ingiliz atleti Wooderson Amerikaya gidiyor Topkapı, Arnavudköy Hilâl, Kurtuluş muhtelitleri; saat 14,30. Hakem Ahmed Adem Göğdün, yan hakemleri Sami Açıköney ve Şahab Şişmanoğlu. Demirspor Fenerbahçe; saat 16,30. Hakem Halid Galib Ezgü, van hakemleri Adnan Akın ve Tarık Özerengin. 1 5/1939 pazartesi: Sild dömifinal maçı, Süleymaniye Fenerbahçe; saat 16,30. Hakem İzzet M. Apak, yan hakemleri Necdet Gezen ve Nuri Bosut. Zeynel AKKOÇ Millî küme maçlarında yapılan tadilât Görülen lüzum üzerine millî küme fikstüründe aşağıda gösterilen tadilât yaplımıştır: Fenerbahçe Vefa, 28 5 939 da yapacağı maçı 27 5/939 da; Beşiktaş Vefa, 4 6 '939 da yapacağı maçı 3 6 ' 939 da; Galatasaray Vefa, 2 7/939 da yapacağı maçı, 1 H 939 da; Demirspor Vefa, 10/6 / 939 da yapacağı maçı 8 7 939 da; Demirsyor Besiktas, İ1/6 939 da yapacağı maçı 9/7/939 da, İstanbulda oynıyacaktırBeşiktaş kulübü idarecilerinden Sadriye İzmirde Beşiktaş Ateşspor maçındaki bir hareketi dolayısile bir ihtar, Ankarada Beşiktaş Demirspor, Beşiktaş Bildiklerimin hepsini söyledim. Açımz, kapıyı... Hırsızı kaçırırsak, siz mes'ul olursunuz. Genc kadın, kapının arkasından polisle konuşurken, bir yandan da kaşla, gözle: Aman, kaç artık!.. Sizi burada tutarlarsa bittim!.. Diye Haydara yalvarıyordu. Haydar, ilkönce balkon kapısma doğru atıldı. Belma: Oradan olmaz, dedi, bahçede birisi varsa, görür. Sonra, yatak odasını gösterdi: Oraya giriniz, bari... Diye fısıldıyor, bir yandan da kapının arkasındakilere: Biraz durunuz, diyordu. Soyunuyordum, arkama birşey geçireyim de öyle... Haydar, bitişik odaya girdi. Belma da soyunurken yarıda •kalmış görünmek için yakasmı, göğsünü çözdü. Sonra da onlan yeniden ilikliyormuş, düzeltiyormuş gibi yaparken kapıyı açtıiçeriye rana ile birlikte, uzun boyîu, otuz, otuz beş yaşlarında bir adam gırdi. Ustü başı, sivil giyinmiş polis me Fevkalâde bir 1500 koşucusu olan In"* jpliz ^ppçjerşon Amerikaya giderek Amerika atletizm şampiyonasında koşa tstanbul atletizm bayramî caktır, Kend^sine bu seyahatte antrenorii de refakat edecek ve seyahati Normandi Her sene yapılmakta olan İstanbul attransatlantiğile yapacak olan Wooderson etizm bayramını bu sene Beden Terbiyevapurun muazzam güvertesinde antren * si Umumî müdürlüğü himayesine almıştır. manlarına devam edecektir. Müsabakalar birçok bölgelerin işti'akile Robert Kolej sahasında 14 mayısta seç Almanya, Fransaya sporcu meler, 28 mayısta da finaller olmak üzegöndermiyor re yanılacaktır. Berlin 25 (a.a.) Alman sporlari Maraton rökoru kırıldı âmiri Tschammer und Osten, Alman 1940 Olimpiyadına hazırlanan Ame sporcularının ve ekiplerinin Fransaya git" rikan atletleri arasında Nevyorkta yapı melerini menetmiştir. Buna mukabil an 42,2 kilomerrelik Maraton yarışmda Fransız sporcularının ve ekiplerinin Al * Braum bu mesafeyi 2 saat 28 dakika 51 manyaya gelmesi menedilmemiştir. saniyede koşarak yeni bir rökor tesis et Ortamekteb muallimliği miştir. ^ Talebe Yurdu işi Üniversıte Talebe Yurdunun bir an evvel açılması için Üniversite idaresi faaliyete geçm:ş bulunuyor. Bunun için sarfedilecek para miktarı yakında kat'î surette tespit edilecek, netice Vekâlete bildirilecektir. Süleymaniye saKasînda maçlar tertib ediliyor Topkapıda yapılmış olan Süleymaniye kulübünün yeni sahasında federe ve gayri federe kulübler arasında lik maçları tertib edilmektedir. Kulüb murahhas an bu akşam Süleymaniye kulübünde toplanarak esasları hazırlıvacaklardır. imtihanları Otomobil çarptı Sirkecide Rızabey apartımanında oturan Ali, Galata Necatibey caddes.n den geçerken şoför Hüseynin idaresin deki otomobilin sadmesine maruz kalarak yaralanmıştır. Şoför yakalanmış, Ali, Beyoğlu has tanesine kaldınlmıştır. Ortamekteb muallımliği için hazlranda ilkmekteb muallimleri arasında bir imtihan açılackatır. Aynca eylulde de muallim mektebi mezunlarile lise me zunları arasında ikinci bir imtihan daha yapılacaktır. Yardımcı muallim kamınunun bir se. ne daha temdidi istenecektir. Olimpiyad pulları 19 mayıs şenlikleri 19 mayıs idman şenliklerine aid programı hazırlamak üzere dün öğleden sonra Maarif müdürlüğünde toplanan beden terbiyesi muallimleri, programa aid esaslan tespit etmişlerdir. Şenliğe iştirak eden kız ve erkek talebenin kıya . fetleri tayin edilnvştir. 1940 Finlandiya olimoiyadları organizasyon komitesi, posta idaresi tarafından cıkanlacak olan Olimpiyad pullan için Finlandiya ressamUn ara^^da bir mu sabaka açmıştır. Teklifler 1 hazirana kadar verilmis olacaktır. murlarım andırıyordu. İlk işi sağa sola bakmak oldu. Birisi saklanmışsa, hemen onu bulup çıkarmak istiyor gibiydi. Bunu Belma da anladı. Rengi soldu. Çarpıntısı büsbütün arttı. Ranaya: Sen çık!.. Diye fısıldadı. Genc kız, korkak, kaçamak bir bakışla odanın içıne bir kere daha göz gezdirdi. Sonra kapıya doğru yürüdü Tefrifa No. 34 DÜNYA BÖYLEDİR İŞTE... ••••^•••••••»•ı K E M A L Siz beğendinizse, değerine ben de inandım. Neden buraya getirdiniz?.. Bana gösten* oUun. dıye mı?.. Sizde dursun, siz saklayınız, diye... Ben mi? Öyle ya, hiç kim«e gelip de sizin evinizi aramaz; hiç kimsenin aklın? gelmez Sİ7.Jen iyi kimi bulurum? Beni de kendinize ortak diye yakalatp>ak için mi?.. Neden böyle düsünüyorsunuz?.. Sizin incinmer.izi ister miyim hiç?.. Haniva, likör verecektiniz?.. Bp'ma, yerinden kalkacak oldu. Haydar, d=ıha çabuk davrandı : Durunuz, siz yorulmayınız. Genc kadın da artık biraz kendini toplamıştı: eğlendi: Siz de kendi evinizde sayılırsınız. Hıc çekinmeyiniz!.. Haydar, likör takırrndan iki kadeh aldı. Doldurdu. Birini Belmaya uzattı. Birisi geldi, sizi görmek istiyormuş. Beni mi? Nasıl adam? Kimmiş, sormadın mı?.. R A G I B •••«• ^•••••••Ü Sordum. Sivil amma polismiş. Geceyarısı polisin ne işi var?.. Genc kadın, istemedi. Haydar: Bılmem. Bana söylemedi. Buyursanıza, diyordu. Pek yor Yatmış, dersin. gun görünüyorsunuz. Ikı yudum ıçerse Onu da söyledim. nız, belki biraz açıhrsınız. Ne diyor? Belma, elindeki elmas paketini masa Mutlaka görmek istiyormuş. Pek nın üstüne bıraktı. Likör kadehine uzanacele imiş. Birşey sorup gidecekmiş. dı: Muhtar Bey evde yok, dersin. Ben Sizin elinizden likör içmek?.. Kibu saatte hiç kimse ile konuşamam. min aklına gelirdi?.. Sizi ilk gördüğüm O aralık dîşarıdan yabancı bir erkeğin, gün söy'e=eydiniz, bu adam deli olmuş, derdim. Bir aralık gene görüşürüz diyor bir de hizmetçi'erden bir başkasının sesi daha duyuldu. Öteki hizmetçi, o yabancı dunuz da enikonu öfkelenmiştim... Belmanın sözü yarıda kaldı. Dışanda erkeği içeriye bırakmak istemiyordu. O bir ayak sesi oldu. Genc kadın bunu du da hemen hemen zorla kapının önüne yunca yerinden fırladı. Kapıyı kilidledi. kadar gelmişti. Tokmağı çevirdi. AçaArası çok geçmedi. Ayak sesleri yaklaş mayınca, içeriye seslendi: Lutfen, şu kapıyı açınız. Size birtı. Kapının önünde durdu. Sonra kapı şey sorup gideceğim. Biraz daha vakit da yavaşça hkırdadı. gererse, belki de hırsızı kaçıracağız. Belma, tıkanır gibi: Belma, titredi: Kim o?.. Hangi hırsızı?.. Kimi arıyorsuDiye bağırdı. Arkasından da Rananuz?.. nın sesi duyuldu: Bileziğinizi çalan serseriyî. Benim, efendim!.. Geceyarısı bana ne soracaksınız? Ne var, ne istiyorsun?.. mulmaz amma kendi ayağile gelip düşeceği tuttu. Onun için geceyarısı, vakitsiz de olsa, saygısızhk da olsa, elimden geleni yapacağım. Bu akşam kaçınrsak, belki bir daha hiç bulamayız da ondan... Belmanın içi sızladı. Demek ki Haydar, şimdi burada ele geçerse, onun yüzünden yakalanmış olacaktı. Onu görmek için, bileziği getirmek için buraya kadar gelmemiş olsaydı, belki de büsbütün kaçıp kurtulacaktı Genc kadın bunPolis memuru da, likör takımınm öları düşünürken, içinde anlaşılmaz bir nünde durmuş: çarpıntı, pek derin bir acı duydu. Ora Likör mü içiyordunuz?.. diye sopek yabancı gelen bir çarpıntı, şimdiye ruyordu. İki kadehle mi?.. kadar hiç bilmediği bir acı... Genc kadın, duyduğu çarpıntıyı belli Polis memuru, bir yandan balkon kaetmemek için, hırçın bir sesle: pılarına doğru yürüyor, her birinin önün Demin bir misafirim vardı, dedi. Yemekten sonra burada oturduk. Birer de ayn ayrı durup bakınıyor, bir yandan likör içtik. Bunları sormaya mı geldi da, anlatıyordu: niz?.. Bu, öyle bildiğimiz hırsızlardan Polis, sanki biraz âdet yerini bulsun değil ki... Sinemalarda gördüğümüz, rodiye, biraz da onunla eğlenir gibi: manlarda okuduğumuz haydudlar yok Rahatsız ettim amma, dedi, ne mu?... Haniya, nereli oldukları belli olçare, vazife!.. Ne yapıp yapıp bu herifi maz; her gün başka bir memlekette can yakalamak için pek sıkı emir aldık Kaç yakarlar, nereye gitseler arkalarında iz gündür hep onunla uğraşıyoruz. Bugüne bırakmazlar, ele avuca sığmazlar, bu da kadar bellibaşlı bir iz bulamamıştık. Bu işte onlardan.. gün nasılsa bastı!.. Böylelerinden pek u{ArKasi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: